**Küresel Çatışmalar Günlüğü: Savaşın Gölgesinde İnsanlık Dramları**

UNRWA Genel Komiseri Lazzarini: Gazze”de çocuklar açlıktan ölüyor

Lazzarini, X hesabından yaptığı açıklamada, Gazze”deki acil insani yardım ve temel malzemelerin ihtiyacına değindi.

“Gazze”de çocuklar açlıktan ölüyor.” ifadesini kullanan Lazzarini, Gazze”de kadın ve çocukların yemek almaya çalıştığı bir fotoğrafı paylaştı.

Lazzarini, “İsrail hükümeti, (Gazze”ye) gıda ve diğer temel ihtiyaçların girişini engellemeye devam ediyor.” ifadesini kullandı.

Gazze”de yaşanan açlığa dikkati çeken Lazzarini, “Bu siyasi sebeplerden insan eliyle oluşturulmuş aç bırakmadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Lazzarini, İsrail”in neredeyse 2 aydır Gazze”ye insani yardım ve temel ihtiyaçların girişini engelleyen bir kuşatma uyguladığına vurgu yaparak, yardım ulaştırılması çağrılarının dikkate alınmadığını belirtti.

BM Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze”deki gıda stoklarının tamamen tükendiğini, son malzemelerin yemek pişirilen mutfaklara ulaştırıldığını açıklamıştı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da “Gazze”de korkunç ve ümitsiz bir ana ulaşıldığını” bildirmişti.

Gazze”de insani kriz her geçen gün derinleşiyor

İsrail, Hamas ile sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart”tan itibaren Gazze Şeridi”ne insani yardımların girişini durdurma kararı aldı.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi”nde yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi. Sivil altyapıyı ve hastaneleri de hedef alan İsrail, Gazze”de insani bir felakete neden oldu.

Bölgeye su ve elektrik tedarikinin kesilmesi ve sınır kapılarının kapalı tutulması Gazze”deki Filistinlilerin yaşadığı zor şartları daha da derinleştiriyor.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde 19 Ocak”ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

Saldırıların tekrar başlatılmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 62 Filistinli hayatını kaybetti, 5 bin 375 kişi yaralandı.

İsrail”in, Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 51 bin 439″a, yaralıların sayısı 117 bin 416″ya yükseldi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


“Gazze”de çocuklar açlıktan ölüyor”

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, X hesabından yaptığı açıklamada, Gazze deki acil insani yardım ve temel malzemelerin ihtiyacına değindi. Gazze de çocuklar açlıktan ölüyor. ifadesini kullanan Lazzarini, Gazze de kadın ve çocukların yemek almaya çalıştığı bir fotoğrafı paylaştı. Lazzarini, İsrail hükümeti, (Gazze ye) gıda ve diğer temel ihtiyaçların girişini engellemeye devam ediyor. ifadesini kullandı. Gazze de yaşanan açlığa dikkati çeken Lazzarini, Bu siyasi sebeplerden insan eliyle oluşturulmuş aç bırakmadır. değerlendirmesinde bulundu. Lazzarini, İsrail in neredeyse 2 aydır Gazze ye insani yardım ve temel ihtiyaçların girişini engelleyen bir kuşatma uyguladığına vurgu yaparak, yardım ulaştırılması çağrılarının dikkate alınmadığını belirtti. BM Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze deki gıda stoklarının tamamen tükendiğini, son malzemelerin yemek pişirilen mutfaklara ulaştırıldığını açıklamıştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da Gazze de korkunç ve ümitsiz bir ana ulaşıldığını bildirmişti. Gazze de insani kriz her geçen gün derinleşiyor İsrail, Hamas ile sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart tan itibaren Gazze Şeridi ne insani yardımların girişini durdurma kararı aldı. İsrail ordusunun 7 Ekim 2023 ten bu yana düzenlediği saldırılarda 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi nde yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi. Sivil altyapıyı ve hastaneleri de hedef alan İsrail, Gazze de insani bir felakete neden oldu. Bölgeye su ve elektrik tedarikinin kesilmesi ve sınır kapılarının kapalı tutulması Gazze deki Filistinlilerin yaşadığı zor şartları daha da derinleştiriyor. İsrail ordusu, Gazze Şeridi nde 19 Ocak ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı. Saldırıların tekrar başlatılmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 62 Filistinli hayatını kaybetti, 5 bin 375 kişi yaralandı. İsrail in, Gazze Şeridi ne 7 Ekim 2023 ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 51 bin 439 a, yaralıların sayısı 117 bin 416 ya yükseldi. Fotoğraf, AA tarafından servis edilmiştir.

Source: Habertürk


DEM Parti, SDG/YPG’nin düzenlediği Kürt konferansına katılmak için Suriye’ye geçti

DEM Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi’nden (DBP) oluşan bir heyet Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçti. Heyet bir dizi temaslarda bulunacak ve terör örgütü SDG/YPG’nin düzenleyeceği “Rojava Kürt Birliği ve Tutumu Konferansı”na katılacak. Konferans öncesinde ise Irak-Suriye-Türkiye hattında Kürt siyaseti hareketlendi. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşısı Mazlum Abdi; Suriye’deki sürece ilişkin Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nde Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştü. Ayrıca Barrot ile Kürdistan Demokratik Partisi Mesud Barzani görüşmesinde Türkiye’de Cumhur İttifakı ile PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ile DEM Parti arasında yürütülen adı konmayan çözüm süreç de masaya yatırıldı.Eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın 8 Aralık 2024’te terör örgütü Heyetül Tahrirüş Şam (HTŞ) tarafından devrilmesinin ardından; Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt siyaseti hareketlendi. Esad rejiminin ardından HTŞ elebaşısı Ahmet eş-Şara’nın başkanlığında Suriye’nin başkenti Şam’da kurulan 1’inci Suriye Geçiş Hükümeti ile “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi” arasında da diyalog arttı; 10 Mart’ta terör örgütü YPG’nin üst çatısı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşısı Mazlum Abdi ile Ahmet eş-Şara SDG’nin Suriye ordusunu bütünleşikleşmesi için anlaştı.SURİYE’DEKİ KÜRT KONFERANSINA DEM PARTİ’DE KATILACAKBu gelişmelerin ardından özerk yönetimdeki Kürt siyasi hareketleri Şam ile yürütülecek görüşmelerde bütünlüğü sağlamak ve pazarlık başlıklarını belirlemek için bugün özerk yönetimin kontrolündeki ve SDG’nin merkezi Kamışlı’da “Rojava Kürt Birliği ve Tutumu Konferansı” düzenleyecek. Bu kapsamda; DEM Parti MYK Üyesi Serhat Eren, DEM Parti Milletvekilleri Saliha Aydeniz, Gülcan Kaçmaz ve Mehmet Kamaç ile (BDP) Eş Genel Başkanı ve Batman Milletvekili Keskin Bayındır’dan oluşan DEM Parti heyetinin de konferansa katılacağı öğrenildi.HEYET TEMASLARDA BULUNDUHeyet önceki gün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) oradan da “Semalkan Sınır Kapısı”ndan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne geçti. Heyet konferans öncesinde dün de Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ehmed ile bir araya geldi.IKBY’DE FRANSA – SDG GÖRÜŞTÜKonferansa Kürt siyasi partileri temsilcileri, gençlik ve kadın örgütleri, aydın, yazar, sanatçı, din insanları ve toplumun ileri gelenlerden oluşacak 400 kişinin katılacağı, SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi açılış konuşmasını yapacağı belirtildi. Abdi ise önceki gün IKBY’de dikkat çeken temaslarda bulundu. Abdi, IKBY’nin başkneti Erbil’de Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştü. Görüşmede Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ehmed de yer aldı.BARZANİ SÜRECİ TAKİP EDİYORAbdi, Fransa Dışişleri Bakanı Barrot’un ardından IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ile görüştü. IKBY Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada; Abdi ile Barzani’nin “Suriye Kürtlerinin birliği ve istikrarı” konusunda hemfikir olduklarını kaydedilirken; “Suriye’deki Kürt güç ve tarafları arasındaki birlik ve istikrarı, Kürtlerin meşru talep ve haklarının elde edilmesi” için bir garanti olarak değerlendirildi.BARROT VE BARZANİ ARASINDA ADI KONMAYAN SÜREÇ GÖRÜŞMESİFransa Dışişleri Bakanı Barrot; IKBY ziyareti kapsamında eski IKBY Başkanı ve halihazırda Kürdistan Demokratik Partisi Mesud Barzani ile de görüştü. Görüşmede Türkiye’de Cumhur İttifakı ile PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ile DEM Parti arasında yürütülen adı konmayan çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunulduğu öğrenildi. Görüşmede Mesud Barzani’nin “Kürdistan Bölgesi, Türkiye’de barış sürecine katkı sağlayacak her türlü girişimi desteklemeye her zaman hazırdır” mesajını verdiği belirtildi.

Source: Aytunç Ürkmez


Milli Savunma Bakanı Güler’in şehit Day ile ilgili sözlerine İYİ Parti’den tepki: ‘Milletimizden özür dileyin ve istifa edin’

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde yapılan saldırıda ağır yaralanan Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day’ın şehit düşmesine ilişkin kullandığı “Bu arada dün bir dron atıyorlar, dron da geliyor bizim mehmetçiğe çarptı ve sonra hastaneye götürdük kurtaramadık ama şehit oldu” ifadeleri, İYİ Parti’nin tepkisine neden oldu. İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, “Sayın Bakan’a sesleniyorum: Bu ülke, evladını toprağa verdiğinde metanetini korur ama vurdumduymazlığa asla sessiz kalmaz. Şehitlerimizin aziz hatırasına saygısızlık eden bu ifadeleri derhal düzeltin, milletimizden özür dileyin ve istifa edin” dedi.Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMMnin açılışının 105. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 22 Nisan’da terör örgütü PKK’nın saldırısında ağır yaralanan Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day’ın tedavi gördüğü hastanede şehit olmasının anımsatılması üzerine Güler, “Terörsüz Türkiye konusunda, biz bunu sürdürebilmek için devam ediyoruz. İnşallah da Terörsüz Türkiye’ye ulaşacağız. Bu arada dün bir tane dron attılar, o da bizim Mehmetçiğe çarptı ve hastaneye götürdük. Kurtaramadık şehit oldu, Allah rahmet eylesin” dedi. Güler’in sözlerine kamuoyunun tepkisi çığ gibi büyürken bir tepki de İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş’tan geldi. Karakaş, “Böyle bir açıklama yapan bakana yazıklar olsun. ‘Bir tane drone attılar, o da Mehmetçiğe çarptı’ diyor Bakan Güler. Bu dronu kim attı?” ifadelerini kullandı.‘ŞEHİTLERİMİZ ‘RAKAM’ DEĞİL!’ “Bu, bir acıyı paylaşmak değil; bu vatan uğruna şehit olmuş Mehmetçiğimize saygısızlıktır” diyen Karakaş, “Her şehit, bu milletin bağrına saplanmış bir hançerdir. Bu milletin evlatları can verirken, onların aziz hatıralarına bu kadar lakayıt, bu kadar hissiz yaklaşmak asla kabul edilemez. Şehitlerimiz ‘rakam’ değil, ‘tesadüfen vurulanlar’ hiç değil” tepkisini gösterdi. Karakaş, “Bu açıklamalar, devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor; güvenliğimizin sorumluluğunu üstlenenlerin sorumluluk bilincini de sorgulatıyor” diye konuştu. Bakan Güler’e seslenen Karakaş, “Bu ülke, evladını toprağa verdiğinde metanetini korur ama vurdumduymazlığa asla sessiz kalmaz. Şehitlerimizin aziz hatırasına saygısızlık eden bu ifadeleri derhal düzeltin, milletimizden özür dileyin ve istifa edin” ifadelerini kullandı.

Source: Merve Kılıç


Teröristi Şam’da baş müzakereci yaptılar

İktidarın “Terörsüz Türkiye” diyerek başlattığı süreçte terör örgütünün silah bırakıp kendini feshetmesi beklenirken PKK’nın lider kadrosunun kendini Suriye’ye kaydırdığı saptandı. Onlardan biri de Zaxo Zagros kod adlı Fawza El Yusuf adlı kadın terörist.

1991’de PKK’ya katılan Yusuf, 1996’ya kadar Şam’da terörist elebaşı Apo’nun kaldığı villadaki sekretaryasında yer aldı. Ardından Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarına ve buradan da Kandil’deki terör kamplarına gitti. Burada silahlı kadın teröristlerden sorumlu olan Yusuf, terör elebaşları Murat Karayılan ile Fehman Hüseyin’e yakın isimler arasındaydı.

Yusuf, PKK’nın beyin takımındaki isimlerden.

Türkiye’ye yönelik pek çok kanlı saldırıda rol alan Yusuf, terör örgütünün beyin takımını oluşturan kadroda yer aldı. PYD sorumlusu olarak Suriye’ye geçen kadın teröristin şu anda geçici Şam yönetimiyle yürütülen görüşmelerde sözde Rojava özerk yönetimini temsilen baş müzakereci olduğu belirlendi. MİT’in etkisiz hale getirilmesi öncelikli teröristler listesinde yer alan El Yusuf’un İçişleri Bakanlığı’nın en çok aranan azılı teröristler listesinin 20 milyon lira para ödülle kırmızı kategoride arandığı ortaya çıktı.

Source: Özgür Cebe


Economist: Avrupa, Türkiye’ye muhtaç

Economist dergisinde bir kez daha Türkiye analizine yer verildi. Yazıda “Amerika çekiliyor. Rusya”dan gelen tehdit artıyor. Ukrayna savunmada. Yeni harcama vaatlerine rağmen, silah üretimi rahatlık için çok düşük kalmaya devam ediyor. Korkmayın Avrupalılar. Recep Tayyip Erdoğan sizin arkanızda. Türkiye”nin cumhurbaşkanı ve Avrupa”nın muhtemel kurtarıcısı 11 Nisan”da, “Avrupa güvenliği Türkiye olmadan düşünülemez” dedi” ifadelerine yer verildi. Yazıda Avrupa”nın her zamankinden daha çok Türkiye”ye muhtaç olduğu da belirtildi. ATİNA”DA F-35 PANİĞİ Öte yandan Yunanistan”da yayımlanan Kathimerini gazetesi, Pentagon”un Türkiye”nin F-35 programına katılımının Ege Denizi”ndeki dengeleri bozmayacağı görüşünde olduğunu ileri sürdü. Kathimerini gazetesinin isimsiz kaynaklara dayandırdığı habere göre ABD, yakın zamana kadar Ege”de Ankara”nın sahip olduğu niceliksel üstünlüğü dengelemek için Yunanistan”ın teknolojik açıdan bir adım öne geçmesini merkeze alan formülü seçti ancak son dönemde Washington, Türkiye ve Yunanistan”a karşı “eşitlik” anlayışını gündeme getirdi.

Source: Sabah


İsrail”den Gazze”de işlediği soykırımın duyurulmaması için suikast suçu

Gazze merkezli kar amacı gütmeyen bağımsız kuruluş Filistin İnsan Hakları Merkezi, İsrail ordusunun Gazze”de gazetecileri hedef almasına ilişkin açıklamada bulundu.İsrail ordusunun, Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde evlerinin yakınında yürüyen Filistinli bir gazeteci, eşi ve kızına yönelik “suikast suçu” işlediği belirtildi.Açıklamada, “Gazze”de gazetecilere yönelik hedef alma ve öldürme eylemlerinin giderek artması, bu cinayetlerin şüphesiz bir şekilde kasıtlı olduğunu gösteriyor.” ifadesi kullanıldı.İsrail”in, “Gazze”deki gazetecileri korkutmak, yıldırmak, dünyaya gerçekleri duyurmalarını engellemek ve Gazze”deki sivillere yönelik soykırımı örtbas etmek” amacıyla kasıtlı hedef aldığı kaydedilen açıklamada, Gazze”de gazetecilerin İsrail”in uyguladığı soykırımın bir parçası olarak hedef alındığı aktarıldı.Açıklamada, Gazze Şeridi”nde 7 Ekim 2023″ten bu yana öldürülen gazetecilerin sayısının, “gazeteci ölümlerinin kaydedilmeye başlandığı 1992 yılından bu yana en yüksek sayı” olduğuna işaret edilerek, İsrail saldırılarında Gazze”de öldürülen 213 gazeteciden 13″ünün kadın olduğuna dikkat çekildi.Gazze”de gazetecilerin çoğunun hava saldırılarında, bir kısmının da keskin nişancılar tarafından öldürüldüğü bildirilen açıklamada, gazetecilerin kasıtlı bir şekilde öldürülmesinin, Uluslararası Ceza Mahkemesi”ni (UCM) kuran Roma Statüsü”ne göre, UCM”nin yargı yetkisine giren bir savaş suçu olduğu vurgulandı.Basın ve ifade özgürlüğünün uluslararası kanunlarca koruma altına alındığı hatırlatılan açıklamada, “İsrail”in cezadan kurtulmaya devam etmesi, onu gazetecilere ve ailelerine karşı daha fazla suç işlemeye teşvik ediyor.” değerlendirilmesinde bulunuldu.Uluslararası topluma seslenilen açıklamada, gazetecilerin hedef alınmasının kınanması, gazetecilerin hedef alınmaması için İsrail”e acil baskı yapılması ve Gazze”deki sivillere uluslararası koruma sağlamak için gecikmeden harekete geçilmesi çağrısı yapıldı.Açıklamada, UCM Başsavcısı Karim Han”dan, başta gerçeği ortaya çıkarmak için hayatını ortaya koyan gazetecilerin öldürülmesi dahil olmak üzere Filistin topraklarında işlenen suçlarla ilgili soruşturmanın tamamlanması için pratik adımların atılmasının hızlandırılması istendi.Gazze”deki hükümetin Medya Ofisi”nden yapılan açıklamada, Gazze”de İsrail saldırılarında bir gazetecinin daha öldüğü belirtilmişti.İsrail”in 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze”ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 213″e yükselmişti.03.39 Filistin İnsan Hakları Merkezi, İsrail”in Gazze”de 7 Ekim 2023″ten bu yana işlediği soykırımın duyurulmaması için gazetecileri kasıtlı bir şekilde öldürdüğünü bildirdi.02.17 Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail”in yaklaşık 2 aydır insani yardım girişini engellediği Gazze”de çocukların “açlıktan öldüğünü” belirtti.01.31 İsrail ordusu ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin, işgal altındaki Batı Şeria”da düzenlediği saldırılarda, aralarında 1 kadın ve çocuğun da bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı.00.54 Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze”de saldırılara yeniden başlamasından bu yana yanık vakalarında artış yaşandığını belirtti.00.45 Hamas, İsrail”in, işgal altındaki Batı Şeria”da Filistinlilere yönelik vahşi saldırılarının, ilhak ve zorla yerinden etme planlarının hızlandırılması anlamına geldiğini belirtti.İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde 19 Ocak”ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 62 Filistinli hayatını kaybetti, 5 bin 375 kişi yaralandı.İsrail”in Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 51 bin 439″a, yaralıların sayısının da 117 bin 416″ya yükseldi.Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas”a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.Hamas ise “İsrail”in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi”nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını” açıkladı.İsrail”in Gazze”ye saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu”nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü”nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.

Source: Www.star.com.tr


CIA yetkilisinin oğlu Rusya için savaşırken öldü

Üst düzey bir CIA yetkilisinin oğlu olduğu belirlenen Amerikalı bir adam, 2024 yılında Rus ordusuyla sözleşmeli olarak savaşırken Ukrayna”nın doğusunda öldürüldü.Ailesi tarafından yayımlanan bir ölüm ilanına göre, 21 yaşındaki Michael Alexander Gloss, 4 Nisan 2024″te yaşamını yitirdi.Genç adam, Şubat 2024″te CIA”de Dijital İnovasyon Müdür Yardımcısı olarak atanan Juliane Gallina”nın oğluydu.RUSYA İÇİN SAVAŞAN YABANCILARDAN BİRİABD”nin üst düzey bir casusunun oğlunun, Rusya”nın Ukrayna”yı tam kapsamlı işgali için savaşırken ölmesi, dünya basınında büyük ses getirdi.Gloss, ölümünden öne kullandığı sosyal medya hesaplarında her ikisi de askerlik yapmış anne ve babanın çocuğu olarak kendisini “çok kutuplu dünyanın destekçisi” olarak tanımlıyordu.Araştırmacı web sitesi iStories”e göre Gloss, Şubat 2022″den bu yana Rus ordusuyla sözleşme imzalayan bin 500″den fazla yabancıdan biri. Kaynaklar, Gloss”un Aralık 2023″te ön cephe çatışmalarına katılan “saldırı birliklerine” konuşlandırıldığını aktardı.RUS KAMPLARINDA EĞİTİM GÖRDÜFotoğraflar ve videolar, çoğunlukla Nepal sözleşmeli askerlerle birlikte eğitim aldığı bir Rus eğitim kampına gönderildiğini gösteriyordu. Askere alındıktan üç ay sonra, bir saldırı taburunun üyesi olarak Ukrayna”ya konuşlandırıldı.Gloss”un nasıl öldüğü ise gizemini koruyor. Bir arkadaşı, ailesinin Rus hükümeti tarafından ölümünden haberdar edildiğini ancak kendilerine başka pek fazla bilgi verilmediğini söyledi. Arkadaş, “Ukrayna sınırları içinde öldüğü duyuruldu. Savaşa katılıp katılmadığını bilmiyoruz. Başka ayrıntılı bilgi vermediler.” ifadelerini kullandı.

Source: Erkan Talu


Levent Ersin Orallı yazdı: Barışın gölgesinde: Ermenistan”ı yeniden okumak

Azerbaycan”ın Karabağ”daki haklı mücadelesi, sadece askeri bir başarı değil; yılların adaletsizliğine karşı mazlumun sabırla yazdığı bir tarih düzeltmesidir. Ermenistan, bu zaferin ardından bölgede yeni bir pozisyon arayışına girmiş, rasyonel adımlar atarak kalıcı barışa dair sinyaller vermeye başlamıştır. Uzun süredir Türkiye ve Azerbaycan”ın stratejik iş birliğini görmezden gelen Erivan yönetimi, nihayet bu iş birliğinin bölgesel istikrar için vazgeçilmez olduğunu kabul eder bir noktaya gelmiştir.Karabağ Zaferi, yalnızca bir toprak bütünlüğünün yeniden tesisi değil; şehitlerin emaneti, milletin duası ve Türk”ün asırlık sabrının tecellisidir. Bu zafer, adaleti yerle bir eden işgale karşı, hakikatin susmadığını ve milletlerin sabrının sınırı olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir.ERMENİSTAN”IN STRATEJİK REVİZYON SÜRECİErmenistan”ın bu yeni sürece girmesindeki en önemli etkenlerden biri de diasporanın baskısından kısmen kurtulmasıdır. Özellikle Fransa ve Amerika”daki diaspora odaklarının yönlendirmesinden bunalan yeni nesil Ermenistan yönetimi, artık kendi halkının refahına odaklanma ihtiyacını daha yüksek sesle dile getirmektedir. Bu durum, yıllardır sürdürülen asılsız soykırım iddialarının da bölgede siyasi ağırlığını yitirmesine yol açmıştır.Yakın gelecekte Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanacak olası bir barış antlaşması, sadece iki ülke için değil; Kafkasya”nın tamamı için yeni bir dönemin kapısını aralayacaktır. Tam da bu noktada, Zengezur Koridoru devreye girmektedir. Bu stratejik hat, Nahçıvan üzerinden Azerbaycan”a, oradan da Türk dünyasının derinliklerine uzanan bir vizyonun somut adımıdır.Zengezur Koridoru, Türk dünyasının kalpten kalbe kurduğu gönül bağlarını fiziki bir hatla buluşturacak stratejik bir damar, kadim medeniyetin yeniden buluşma çizgisidir. Bu koridor, sadece bir lojistik geçit değil; Türkiye”den Orta Asya”ya uzanan büyük Türk birliğinin omurgasıdır.TOPRAĞIN HATIRASI, MİLLETİN HAKKITürkiye, bu süreçte her zaman olduğu gibi barıştan yana bir yaklaşım ortaya koyarken; bu barışın onurla, adaletle ve hakla inşa edilmesi gerektiğini savunmuştur. Diplomatik platformlarda gösterilen dirayet, Azerbaycan”a verilen koşulsuz destek ve Karabağ”daki haklı davanın yanında duruş, Türkiye”nin bölgedeki merkez ülke konumunu daha da güçlendirmiştir.Bugün Azerbaycanlı çocuklar özgürce bayraklarını dalgalandırabiliyorsa, bu hem askerî iradenin hem de milletlerin adalete olan inancının zaferidir. Bu zafer, yalnızca Azerbaycan”ın değil; tüm Türk dünyasının onurudur.Bu süreç doğru yönetilir ve uluslararası sistem Ermenistan”ı eski hatalara sürüklemekten vazgeçerse, Kafkasya uzun yıllar sonra ilk defa gerçek bir istikrara kavuşabilir. Ve bu istikrar, sadece üç ülkenin değil; Avrasya”nın geleceğini de şekillendirecek bir güçtür.Barış; bir kelime, bir imza olduğu kadar tarihle yüzleşme cesaretidir. Bugün bu cesaret, Erivan”ın kapısını çalmaktadır.

Source: Levent Ersin Orallı


Pakistan-Hindistan yerine ABD-Çin mi demeliyiz?

Bir bomba patlıyor, turistler hedef alınıyor, Pakistan Hindistan”ı, Hindistan ise Pakistan”ı suçluyor..

Sonra sınırlar kapatılıyor, sular kesiliyor ve savaş tamtamları çalmaya başlıyor..

Haydi buraya kadar -diyemeyiz ancak- normal diyelim. Sonra bir bakıyoruz, Amerika ve İsrail, Hindistan”a destek açıklaması yapıyor. İşte burada akıllara binbir soru geliyor.

SAVAŞ TAMTAMLARINI ÇALAN ABD Mİ?

Bu hafta yazı için hazırlık aşamasında ana başlığım Amerika ile Çin arasındaki ticaret savaşlarıydı aslında. Salı günü meydana gelen saldırı ve akabindeki gelişmeler, kurduğum çerçeveyi etkiledi. Allah göstermesin bu iki nükleer güç arasındaki sürtüşmenin savaşa dönüşmesi, Dünya için oldukça kanlı bir başka sürecin kapısını aralayacak gibi gözüküyor.

Terör eyleminden savaşa evrilmesi şaşırtıcı olsa da yukarıda zikrettiğimiz gibi Amerika ve İsrail”in Hindistan”a hızlı desteği, bu konunun arka planında da Çin ile mücadelenin izlerini ortaya koyuyor. Amerika”nın Çin”i daha önce Tayvan üzerinden rahatsız ettiğini biliyoruz. Şimdilerde belli ki Tayvan yerine Pakistan konulmak isteniyor. İyi de neden?

TİCARET SAVAŞLARINDA YENİ PERDE!

IMEC, 2023 yılının Eylül ayında düzenlenen G20 Zirvesi”nde “Hindistan-Orta Doğu- Avrupa Ekonomik Koridoru” ismiyle duyurulmuş, Çin”in “Kuşak-Yol” girişimine alternatif oluşturulmuştu. Biz bu projeyi, “Türkiye”yi bypass eden proje” olarak biliyoruz. Hatta o dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan, IMEC”i eleştirerek, “Irak Kalkınma Yolu” projesini masaya getirmişti.

Şimdi bu konuyu akılda tutalım ve Amerika”nın başını çektiği bu girişime Çin”in nasıl yanıt verdiğini hatırlayalım. 2024 yılının Aralık ayında Pakistan Çin ile masaya oturuyor, BAE”ye ulaşan bir ticaret yolu için anlaşmaya varıyorlar. Bu yeni rota ile mallar Çin”den BAE”ye deniz yoluyla 30 gün yerine sadece 10 günde ulaşıyor. Körfez”den, Kalkınma Yolu ile Avrupa”ya ulaşmasının da önü açılıyor. Sözün özü IMEC”e oldukça iyi bir rakip doğuyor ortada.

Ticaret yollarına ilişkin Amerika”nın ve Çin”in bu hamlelerini de cebe atalım ve tarihi biraz daha yakın döneme çekelim. Trump Çin”e ticaret savaşı açarak kibrini ortaya koyuyor, tüm dünyaya gümrük vergisi uyguluyor. Dünya bu tehdidi sallamayınca sadece Çin”e vergi tokadı atılmak isteniyor. Ancak Pekin de Washington”ı sallamıyor. Trump bakıyor ki caka satamıyor, çıkıp kameraların karşısına “Çin lideri beni aradı, kapımda yatıyor anlaşmak için, anlaşacağız merak etmesin” diyor mealen.

Pekin”den yanıt gecikmiyor.. “Müzakere yok, kamuoyunu aldatmaya son verin”

DÜNYA LİDERLİĞİNİ BIRAKMAMAYA ÇALIŞSALAR DA NAFİLE!

Çin”in yükselişini nasıl durduracağını düşünmekle kafayı bozmuş bir Trump yönetimi var karşımızda. Ticaret yollarının tek hâkimi kendileri olmak istiyor. Dünyanın yeni gerçekliği ise buna müsaade etmiyor. BM”nin gıda programı, Türkiye”ye “Stratejik gıda merkezi olun” talebinde bulundu. Türkiye”nin enerji merkezi olması için de önünde önemli fırsatlar var.

Suriye ve Irak”ta her ne kadar İsrail ve PKK/YPG istikrarsızlaştırma çalışmalarını sürdürse de orta ve uzun vadede amaçlarına ulaşamayacakları, çok güvendikleri Batılı ortaklarının kendilerine yüz çevireceği gerçeği ortada.

İşlerin iyi gitmediğini, katil İsrail Başbakanı Netanyahu”nun iki de bir “Aman hilafete izin vermeyiz, Osmanlı”ya izin vermeyiz” söylemlerinden de anlayabiliyoruz. Buralar da hem Doğu Akdeniz”deki enerji hem de Avrupa”dan Çin”e uzanan ticaret için kritik. E Çin Doğu Akdeniz”de de var son yıllarda. Yunanistan Pire limanı bir örnek, Mısır ile tatbikat bir başka örnek..

Amerika ne yapsın, bir şekilde durdurmak istiyor işte tüm bu süreçlerin kendisinden bağımsız yürümesini.

ÇOK KUTUPLU DÜNYA ACI BEDEL İSTEYEBİLİR!

Güncel mücadeleye yeni bir boyut kazandırdılar belki de Hindistan-Pakistan kriziyle. Çünkü bu gerilim, Çin”in işine gelmiyor. Çin ve Rusya Pakistan”ın arkasında, Amerika, İsrail ve belki Avrupa Hindistan”ın arkasında yer alırsa, 3. Dünya Savaşı söylemlerini bir kez daha sıklıkla duyabiliriz.

Amerika ve İsrail, Hindistan sayesinde daha fazla silah satmayı, Çin”i daha fazla yıpratmayı ve IMEC”e alternatif rotaların güvenliğini bozmayı hayal ediyor elbette. Gümrük vergisi hamlesiyle arzu ettiği biata kavuşamayan Trump yönetiminin işleri ne kadar da çirkinleştirebileceğini zaman gösterecek.

H. Akif Küçükal / Haber7

Source: Akif K


5 bin tonluk savaş gemisi suya indirildi!

Nükleer silah ve balistik füze programıyla Kore Yarımadası ve çevresinde güvenlik endişelerine neden olan Kuzey Kore’den yeni bir savunma hamlesi daha geldi. Kuzey Kore yönetiminden yapılan açıklamaya göre son teknoloji silah sistemleriyle donatılan 5 bin tonluk yeni çok amaçlı savaş gemisi, Kore Halk Ordusu’nun 93’üncü kuruluş yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Nampho Tersanesi”nde yapılan törenle denize indirildi.

Source:


Dünyada ve Türkiye”de uydu işletmeciliği ve yeni rekabet düzenine doğru

Uydu işletmeciliği, dijital çağda stratejik, ekonomik ve teknolojik anlamda yüksek katma değer sağlayan bir sektör haline gelmiştir. Küresel iletişim altyapısının vazgeçilmez bir parçası olan uydular; televizyon yayıncılığından geniş bant internet erişimine, askeri haberleşmeden afet yönetimine kadar çok geniş bir uygulama alanında hizmet veriyor.

Teknolojinin gelişmesi iletişim talebinin artmasındaki en büyük payın, değişik amaçlarla konumlandırılmış ve 1957 yılından günümüze kadar toplam 11.833 adet uydu ile yapıldığı, UNOOSA (Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi United Nations Office for Outer Space Affairs ) raporlarında yer almaktadır.

Bu uydular TV, Radyo, VSAT (data transferi) Askeri amaçlar, Emniyet sistemleri, GPS Konumlandırma, Navigasyon, Meteoroloji uyduları, Madencilik, Değişik maksatlı izleme gibi birçok amaç için uydular kullanılmaktadır.

Uzay yarışı ve uydular konusunda, ABD savunma bakanlığının 20 milyar dolarlık bir kaynak ayırması bu yarışın ne kadar önemli ve stratejik olduğunu göstermektedir.

GEO uyduları, TV ve Radyo yayınlarının iletimi için kullandığımız uydu alıcılarına sinyal ileten yaklaşık 36 bin km uzak yörüngede çalışan bu uyduların çok maksatlı olması TV Radyo, VSAT (data transferi) internet iletimi ile birlikte sınırlı olarak askeri amaçlı (atış kontrol ve diğer) kullanılmaktadır.

LEO uyduları son 10 yılda ticari kullanımı hızla artan çok maksatlı uydu grubunu oluşturuyor. Dünyadan yaklaşık 2 bin km uzakta, fotoğraf kaydı, madencilik, askeri amaçlar, casusluk, izleme, İnternet yayını ( starlink ve diğer operatörler) gibi hizmetlerin verilebildiği ve rekabetin her geçen gün arttığı ticari bir alan.

Uydu işletmecileri ve uydu sayıları:

SpaceX ( Starlink) ABD, alçak yörünge aktif ağlar ve internet hizmeti 6.676 adet

(Planlanan 40.000 adet )

One web Eutelsat ile ortaklık İngiltere internet ağları hizmeti 630 adet

SES SA Lüksenburg ( Astra uyduları) / GEO ve MEO TV Radyo VSAT 70

İntelsat ABD GEO yörüngesinde TV Radyo VSAT hizmetleri 50

Eutelsat Fransa Avrupa merkezli TV Radyo VSAT hizmetleri 35

Viasat ve Hughes ABD uydu iletişimi havacılık interneti 20

China Satcom Çin destekli GEO TV ve Radyo VSAT hizmetleri 30

RSCC Rusya toplam 10

İnmarsat İngiltere mobil haberleşme denizcilik, savunma, afet 4

AzerSpace Azerbaycan GEO TV Radyo 2

Hellasat Yunanistan GEO uydusu 2

Türksat: 3A / 4A / 4B / 5A / 5B / 6 A ve Gözlem uyduları olarak Göktürk 1 ve 2 / İmece olmak üzere toplam 9 uydu ile hizmet vermektedir.

Yeni oyuncular:

Alçak yörünge LEO yörüngesinin ticari öneminin artması nedeniyle yeni oyuncuların yüzlerce uyduyu bu pozisyona yerleştirmeye başladığı, Amazon ve Kuiper gibi projelerin (yaklaşık 3.000 adet) planladığı bilinmektedir.

GEO uyduları 30 yıl önce, yer küreden bu uydulara yollanan 14 Ghz yüksek frekanslı up-link sinyallerin dönüştürülerek dünya üzerindeki uydu kapsama alanında kalan geniş coğrafyalara bu sinyallerin iletimi için kullanılmaya başladı.

Günümüzde uydu teknolojilerinin gelişmesi kullanım ömürleri ve Transponder güçlerinin artmasıyla daha küçük çaplı 30 veya 60 cm antenlerle yayınları almak mümkün hale geldi. İletilen yayınların çeşitlenmesi ve internet talebinin katlanarak artması ile GEO uydularının internet iletimindeki teknik zorlukları sinyal dönüş zamanı ( 240 msn üzerinde) yüksek olması ve diğer olumsuzluklar nedeniyle LEO alçak yörünge uydu teknolojilerine olan talebi arttırmıştır.

Rekabet ve Yeni Paradigma:

TV ve Radyo yayınlarının eskiden olduğu gibi yüksek Transponder kira ücretleri, kapsama alanlarının sınırlı oluşu ve işletme maliyetleri nedeniyle sadece uydudan iletilmesi yerine, internetin yaygınlaşması ve ekonomik hale gelmesiyle hem yayıncılar hem de izleyici ve dinleyicilerin internete yönelmesine neden olmuştur.

İnternet hizmeti, karasal fiber hatlarla ya da alçak yörünge LEO uydularından hızlı kaliteli ve dünyanın her yerinden izlenebilir olması, iletim maliyetinin ekonomik hale gelmesiyle son kullanıcı ve yayıncılar için de tercih edilir hale gelmiştir.

LEO Rekabeti, Türkiye İçin Bir Fırsat mı, Tehdit mi?

2020’li yıllarla birlikte yeni bir paradigma değişimi yaşanmıştır. Bu yönelim GEO uydu müşterilerinin yakın gelecekte LEO uyduları üzerinden yayınlarını internete taşıyacaklarını göstermektedir. Bu yönelim büyük uydu işletmecileri tarafından değerlendirildiğini ve hızla LEO alçak yörünge uydularına yatırım yapacaklarını göstermektedir.

LEO uyduları ile internet erişimi hızlı ve ekonomik oluşu nedeniyle LEO uydularına olan talebin artacağı anlaşılmaktadır. Elon Musk’ın sahibi olduğu Space X’in, LEO yörüngesinde çalışan 6.676 adet (planlanan toplam 40.000 adet) uydusu ile neredeyse tekel konuma gelmiştir. Bu pazarın gittikçe büyümesi diğer uydu operatörlerini Amazon ve Kuiper ( planlanan 3.000 adet) işletmecilerin yeni projelerini başlatmasına yol açmıştır.

Bu yarışta ülkemiz, Asya-Afrika-MENA hattında önemli bir LEO operatörü olması mümkündür

Türkiye”de uydu işletmeciliği faaliyetleri, TÜRKSAT A.Ş. tarafından yürütülmektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı olan TÜRKSAT, uydu filosunu genişletmektedir. 3A / 4A / 4B / 5A / 5B / 6 A uyduları ile Göktürk 1 ve 2 / İmece Gözlem uyduları olarak toplam 9 uydu ile kamu ve özel sektöre hizmet vermektedir. Ayrıca kablo TV ve geniş bant internet hizmetini de başarıyla yerine getirmektedir.

Türksat, ASELSAN, TÜBİTAK Uzay, TAI (TUSAŞ) gibi kurumların desteği ile tamamen yerli olan 6 A / GEO uydusuyla uydu üretiminde ve küresel uydu liginde yer almayı başarmıştır.

TV ve Radyo yayıncılığının internete evrilmesi, dijitalleşme, 5G ve 6G ağlarının yaygınlaşması, dijital platformların internet yayınları nedeniyle GEO uydularının önemi her geçen gün azalmaya başlamıştır. İnternetin yoğun olarak kullanması nedeniyle LEO uydularına ve fiber hatlara olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.

Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde, özel sektörünün bu alanda yatırım yapması, yasal altyapının düzenlenmesi, rekabeti teşvik eden politikalara yer verilmesiyle küresel LEO uydu rekabetinde söz sahibi olmamız mümkündür.

Dünya’da, LEO temelli yeni nesil uydu ağları ile klasik operatörler arasında ciddi bir rekabet başlamış durumdadır. Bu yarışın galipleri, dijital ekonominin yeni altyapısını şekillendirmeye başlamıştır.

Türkiye, Starlink gibi, LEO sistemlerine yönelik düzenleyici bir çerçeve oluşturmalıdır. Diğer operatörlerin ( Starlink ve benzerleri) uydularının Türkiye üzerinde hizmet sunması halinde internet altyapı eksikliği olan bölgelerde internet gelirlerinin dışa yönelmesi gibi olumsuz ekonomik sonuçlar ortaya çıkabilir.

Türkiye, üç kıtanın kesişim noktasında bulunması sebebiyle LEO uydu altyapısını kurması Asya, Afrika ve MENA bölgelerine internet hizmeti sunabilecek güçlü avantaja sahiptir.

Ülkemiz, LEO uydularını üretmesi ve işletmesi Türksat’ın pazardaki rekabet gücünü ve prestijini arttırması mümkündür.

Elbette GEO uyduları stratejiktir. Ancak ‘’her şeyin’’ internete evrildiği kurumsal ve bireysel internet kullanımının her geçen gün arttığı günümüzde LEO uyduları önemli hale gelmeye başlamıştır.

Yakın gelecekte bireysel ve mobil internet iletişiminin GSM şebekelerinden direkt LEO uyduları ile yapılacağını göreceğiz. Bu konuda akıllı mobil cihaz uyum çalışmaları dikkat çekmektedir. Bu nedenle tekel olmaya başlayan diğer operatörler arasında Türksat’ın ve ilgili kuruluşların LEO uydularını üretmesi ve işletmesi önemli hale gelmiştir.

Uydu işletmeciliği, sadece bir haberleşme faaliyeti değil, aynı zamanda ulusal egemenlik, ekonomik kalkınma ve bölgesel etki gücünü sağlayan stratejik bir alan haline gelmiştir.

TÜRKSAT uydu işletmeciliğinde önemli bir tecrübeye sahiptir, ancak küresel rekabete ayak uydurabilmesi için özel sektöründe yer alacağı çok aktörlü, yenilikçi ve girişimci bir modelle küresel uydu operatörleri arasındaki yerini güçlendirebilir.

Dünyada LEO uydularla birlikte tamamen yeni bir uydu ekosistemi oluşmaktadır. Türkiye”nin bu yarışta yerini alması, sadece teknolojiye yatırım değil, aynı zamanda Hukuki, mali ve güvenliğin bir gereği olduğunu düşünüyoruz.

Muzaffer Şafak / Haber7

Source: M Yazilari


Dünya diken üstünde! İki ülke askerleri gece boyunca çatıştı

Hindistan”ın Cemmu ve Keşmir bölgesinde salı günü 26 sivilin ölümüyle sonuçlana terör saldırısının tansiyon yüksek. Hindistan ve Pakistan askerleri, art arda ikinci günde silahlı çatışmaya girdi. Hindistan ordusundan yapılan açıklamada, Hint askerlerinin gece yarısı civarında Keşmir”in Hindistan ve Pakistan bölgelerini ayıran 740 kilometrelik fiili sınır boyunca Pakistan ordusuna ait çok sayıda karakoldan açılan ateşe karşılık verdiği belirtildi. Pakistan birliklerinin perşembe günü gece yarısı civarında da ara ara ateş açtığı, Hint tarafında herhangi bir can kaybı olmadığı aktarıldı.Pakistan ordusundan ise henüz bir açıklama yapılmadı. CEMMU VE KEŞMİR”DEKİ TERÖR SALDIRISI Hindistan”ın Cemmu ve Keşmir bölgesindeki Pahalgam”ın turistik bir noktasında salı günü tatilcilere yakın mesafeden ateş açılmış, saldırıda 25 Hindistan vatandaşı yerli turist ile 1 Nepal vatandaşı hayatını kaybetmişti. Saldırıyı “Keşmir Direnişi (TRF)” adlı örgüt üstlenmiş, Cemmu ve Keşmir polisi saldırıyı 2″si Pakistanlı olmak üzere 3 şüphelinin gerçekleştirdiğini açıklamıştı. Hindistan yönetimi, saldırının “sınır ötesi terör bağlantıları” olduğu gerekçesiyle hedef aldığı komşusu Pakistan ile diplomatik ilişkilerinin seviyesini düşürmüştü. Pakistan yönetimi ise saldırıyla ilgili herhangi bir bağlantısı oldukları yönündeki iddiaları reddetmiş, saldırıyla ilgili uluslararası bir soruşturmaya ihtiyaç olduğunu belirtmişti.Saldırının ardından nükleer silahlara sahip iki komşu ülke arasındaki ilişkiler gerilmiş, Pakistan hava sahasını Hint havayollarına kapatırken, Hindistan da İndus Nehri ve kollarındaki su paylaşımını düzenleyen 1960 tarihli İndus Su Anlaşması”nı askıya almıştı. Pakistan yönetimi suyun akışına yönelik herhangi bir müdahaleyi savaş nedeni sayacağını duyurmuştu. İki ülke ayrıca karşılıklı olarak vize işlemlerini durdurma, sınır kapılarını da kapatma kararı almıştı. KEŞMİR TARTIŞMALI BÖLGE Keşmir, komşu ülkeler Pakistan ve Hindistan”ın 1947″de bağımsızlıklarını kazanmasından bu yana bölünmüş durumda. İki ülke de Keşmir”in tamamında hak iddia ediyor. Hindistan Keşmir”de bir kısmını kontrol ettiği toprakları “Cemmu ve Keşmir”, Pakistan ise kendi kontrolündeki toprakları “Azad Keşmir” olarak adlandırıyor.Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ile Müslümanların çoğunluğundaki Pakistan arasında Keşmir konusunda yaşanan gerginlikler, Hindistan hükümetinin 2019 yılında yarı özerk statüsünü tek taraflı olarak iptal ettiği Keşmir”i doğrudan Yeni Delhi”ye bağlama kararının ardından artmıştı.

Source: Haberler


Çocuk fuhuş ağı lideri Jeffrey Epstein”e karşı konuşan mağdur kadın, evinde ölü bulundu

Seri çocuk tecavüzcüsü, insan kaçakçısı ve çocuk fuhuş ağı lideri Jeffrey Epstein”in tutuklanması sağlayan mağdur Virginia Giuffre, intihar etti.

41 yaşındaki Giuffree”nin ailesi, Batı Avustralya’daki evinde yaşamını yitirdiğini açıkladı. Yıllardır bu bölgede yaşayan Giuffre’nin ölümüne ilişkin yazılı açıklamada, “Virginia, cinsel istismar ve insan kaçakçılığına karşı mücadelede yılmaz bir savaşçıydı. Hayatta karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, etrafındakilere ışık saçtı. Onun yokluğunu tarif edilemez” denildi.

Batı Avustralya polisi, Cuma günü geç saatlerde Perth kırsalındaki Neergabby”de bir konutta 41 yaşındaki bir kadının öldüğüne dair ihbar aldıklarını bildirdi.

Polis, ilk yardım müdahalesinin sonuçsuz kaldığını ve olayda herhangi bir şüpheli durum tespit edilmediğini belirtti.

Giuffre, 2022 yılında Prens Andrew’a, Epstein’ın New York’taki malikanesinde ve özel adası Little St. James’te kendisine cinsel saldırıda bulunduğu suçlamasıyla açtığı davayı anlaşmayla sonuçlandırmıştı.

Soldan Sağa: Jeffrey Epstein, Virginia Giuffre (16) , Ghislaine Maxwell

“EPSTEIN KENDİNİ ÖLDÜRMEDİ”

Giuffre, Epstein hakkında ceza soruşturması talep eden ilk isimlerden biriydi. Epstein 2019 Temmuz”unda insan kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanmış, birkaç hafta sonra New York”taki Metropolitan Hapishanesi”nde “kendini asarak” hayatını kaybetmişti.

Ölümü uzun yıllardır tartışma yaratıyor. Zengin insanları “Lolita Express” isimli özel uçağıyla özel mülk olan adalara uçuran ve burada, çocukları adaya getirdiği kişilere servis eden Epstein”in, adada bulunmuş olan ve isminin açıklanmasını istemeyen bazı zengin ve ünlü kişiler tarafından öldürtüldüğü iddia ediliyor.

Bu dönemde kamuoyu yoklamaları, ankete katılanların yaklaşık yüzde 77″sinin “Epstein”in kendini öldürmediğini” belirtmişti.

Epstein”in bulunan “ada misafirleri” listelerinde adı geçenler arasında Prens Andrew, Stephen Hawking ve Donald Trump da bulunuyordu.

Source: Haber Merkezi


İran ve Pakistan arasında “Hindistan” görüşmesi

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre Erakçi, Pakistanlı mevkidaşı Dar ile telefonda görüştü. Erakçi, bölgedeki gelişmelerden duyduğu üzüntüyü dile getirerek kriz yönetiminde her iki tarafın da itidalli olması ve sabretmesinin önemli olduğunu belirtti. İran’ın her iki ülkeyle ilişkilerinin iyi olduğunu aktaran Erakçi, ülkesinin, Yeni Delhi ile İslamabad arasındaki gerginliği azaltmaya ve istikrarı güçlendirmeye yardımcı olmaya hazır olduğunu söyledi. Pakistan Dışişleri Bakanı Dar da ülkesi ile Hindistan arasındaki son gelişmeler hakkında açıklamada bulunarak İran ın iki ülke arasında ortaya çıkan gerginliği azaltmaya yönelik tavrını takdir ettiğini dile getirdi. Pahalgam terör saldırısı Hindistan ın idaresindeki Cammu Keşmir in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı. Hindistan yönetimi, saldırıyı düzenleyenlerin Pakistan dan geldiği suçlamasında bulunmuş ve İndus Suları Anlaşması nı askıya almıştı. Yeni Delhi de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini isteyen Hint yönetimi, Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu. Pakistan ise suçlamaları reddederek Hindistan ın İslamabad daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, İndus Suları Anlaşması nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri savaş nedeni sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı. Pakistan hükümeti, ayrıca Hindistan vatandaşlarına verilen tüm vizelerin askıya alındığını açıklamıştı. İslamabad yönetimi, Hindistan la 1971 deki savaşın ardından imzalanan ve taraflar arasında Kontrol Hattı nı (LOC) kuran Simla Antlaşması nı da askıya alabileceğini ima etmişti.

Source: Habertürk


DEM Parti heyetinden kritik görüşme: SDG lideri Mazlum Abdi ile bir araya geldiler

Kürt Ulusal Konferansına katılmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan DEM Parti heyeti, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile bir araya geldi. Görüşmede, hem Suriye’deki hem de Türkiye’deki siyasal gelişmeler ve barış müzakereleri üzerine görüş alışverişinde bulunulduğu kaydedildi.DEM Partinin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada, Kürt Ulusal Konferansına katılmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, DEM Parti MYK Üyesi Serhat Eren, Milletvekilleri Saliha Aydeniz, Gülcan Kaçmaz ve Mehmet Kamaçtan oluşan DEM Parti heyeti, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile görüştü.Görüşmede, hem Suriye’deki hem de Türkiye’deki siyasal gelişmeler ve barış müzakereleri üzerine görüş alışverişinde bulunulduğu ifade edildi.

Source: Haber Merkezi


Polonya, Türkiye ile savunma sanayisindeki işbirliğini ilerletmek istiyor

Lang, AA muhabirine, Türkiye”nin Polonya için eski bir dost, sağlam bir ortak ve güvenilir bir müttefik olduğunu söyledi.

Ekonomi, kültür ve güvenlik dahil hemen her alanda Türkiye ile mükemmel ilişkileri olduğunu vurgulayan Lang, “İşbirliğimiz gerçekten çok çok iyi. Her iki ülke de NATO üyesi. NATO çerçevesinde Türkiye”de İncirlik”te konuşlanmış Polonyalı askerlerimiz var. Polonya”da da Türk askeri varlığı mevcut. Bu, işbirliği seviyesinin gerçekten yüksek olduğunu gösteriyor. Ticaretimiz de gerçekten çok iyi. Şu anda 12 milyar dolar olan ticaret hacmimizi yakında 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Ticareti tüm sektörlerde geliştirmek istediklerine işaret eden Lang, Türkiye”nin makine ve otomotivin yanı sıra niş alanlardaki potansiyeline dikkati çekti.

Türk savunma sanayisinden beklentiler büyük

Maciej Przemyslaw Lang, Polonya”nın halihazırda “AB Dönem Başkanlığı”nı yürüttüğünü anımsatarak, burada “güvenliği” öncelikleri arasına aldıklarını bildirdi.

“Güvenlik Avrupa” sloganıyla yola çıktıklarını belirten Lang, “Her şeyden önce yanı başımızda Rusya”nın Ukrayna”ya saldırıları devam ediyor. Siber güvenlik, gıda ve sağlık güvenliği dahil olmak üzere birçok alanda da zorluklar karşımıza çıkabiliyor. Bu nedenle esas olarak güvenliğe odaklandık.” ifadelerini kullandı.

Lang, Avrupa”nın savunma sanayisinin güçlendirilmesinin de yine bu dönemde öncelikleri arasında yer aldığını anlattı.

Türk savunma sanayisine ilişkin de değerlendirmede bulunan Lang, şunları kaydetti:

“Birkaç Türk savunma şirketini ziyaret ettim ve çok etkilendim. Gördüklerim gerçekten harikaydı. Türkiye”nin savunma sanayisindeki ilerlemesi inanılmaz. Bu yüzden, Polonya”daki uzmanlarımızdan duyduklarıma da bakarak, gelecekte işbirliğimizi geliştirmek için savunma sanayisinin sağlam bir zemin olacağına inanıyorum. Büyük bir ilgi, büyük bir potansiyel ve bence harika beklentiler var.”

Gümrük Birliği sürecine destek

Türkiye”nin AB ile Gümrük Birliği”nin güncellenmesi sürecini hızlandırma çabalarına da değinen Lang, “Elbette destekleyeceğiz ve sadece bu da değil, en başından beri Polonya, Türkiye”nin AB”ye katılım sürecini destekledi. Dolayısıyla Türkiye”yi Avrupa perspektifleri konusunda her açıdan çok destekleyiciyiz ve bu konuda çok hevesliyiz.” dedi.

“İnsanlar ülkeler arasındaki yaşayan köprülerdir”

Lang, yarın Türk basın mensuplarıyla birlikte Polonya”ya bir ziyaret gerçekleştirecekleri bilgisini vererek, onların Polonya”yı görecek olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

İnsanların, ülkeler arasında yaşayan köprüler olduğunu ifade eden Lang, şu değerlendirmede bulundu:

“Türk gazetecilerin Polonya”ya, Polonyalı gazetecilerin Türkiye”ye gelmesinden çok mutlu oluyorum. Türk öğrencilerin Polonya”ya, Polonyalı öğrencilerin Türkiye”ye gelmesinden de. Dolayısıyla bu şekilde ne kadar çok değişim olursa bence ilişkilerimiz, işbirliğimiz o kadar güçleniyor. Yapacağımız ziyaret sadece bir ziyaret değil, bir keşif olacak.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


MİT raporu ortaya çıktı! Suriye için düşünülen kral dikkat çekti

MİT resmi web sitesinde tarihi ve önemli bir istihbarat raporunu paylaştı. Osmanlı”nın hakimiyetinden çıkan Orta Doğu topraklarını manda yönetimi altına alan İngiltere”nin, bölgede yürüttüğü faaliyetlere ilişkin 14 Eylül 1944 tarihli bir istihbarat raporu ortaya çıktı. ÜRDÜN EMİRİNİ SURİYE”YE KRALI YAPMAYA ÇALIŞMIŞLAR MİT Başkanlığı”nın web sitesinde yer alan “Özel Koleksiyon” albümünde, İngiliz istihbaratçı John Philby”in dönemin Mavera-i Ürdün Emirliği”nde yürüttüğü çalışmalara ilişkin 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporu yayımlandı. Raporda, İngiltere”nin Osmanlı devletinin hakimiyetinden çıkan Orta Doğu topraklarındaki faaliyetleri deşifre edildi. İngiliz istihbaratçı, seyyah, yazar, kaşif ve siyaset adamı John Philby, Müslüman olduktan sonra bilinen ismiyle Abdullah Philby”in (1885-1960), Mavera-i Ürdün”deki faaliyetlerine raporda yer verildi. Raporda, Philby”in yaptığı faaliyetlerin o dönem Ürdün Emiri olan Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmaya çalışıldığı yer aldı.Adana Merkez Amirliği”ne ait 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporunda şu ifadeler yer aldı: “Maverayıürdün”deki İngiliz müsteşarı ve İntelijans Servisi”nin tanınmış bir şahsiyeti olan Mister Abdullah Filbi, geçen hafta Beyrut”a gelmiş ve dostu Profesör Oliver”in Rasülmetin”deki evine misafir olmuştur. Sözü geçen; birkaç defa Aliye”ye gelmiş, burada bulunan Maverayıürdün Emniyet Müdürü Abdülkadir El-Cündi ve İngiliz elemanlarından Şibli Bişara ve kardeşi Vasıf Bişara ile toplantılar yapmıştır. Öğrendiğime göre; Şibli Bişara, İntelijans Servis”nin yakın şarktaki mühim bir elemanıdır. İngilizlerin büyük itimadını haiz bulunan bu adamın sık sık Bağdat”a gittiği ve avdetinde İngiliz istihbarat subaylarından Kolonel Sterling ile Beyrut”un Senjorj Oteli”nde temaslar yaptığı görülmüştür. Bu adamla birlikte Abdullah Filbi”nin yaptığı faaliyetin, Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmasını istihdaf ettiği tahmin olunmaktadır.”

Source: Haberler


Türk devleri büyüledi! AB ülkesinden Türkiye”ye teklif

Polonya”nın Ankara Büyükelçisi Maciej Przemyslaw Lang, AA muhabirine, Türkiye”nin Polonya için eski bir dost, sağlam bir ortak ve güvenilir bir müttefik olduğunu söyledi.Ekonomi, kültür ve güvenlik dahil hemen her alanda Türkiye ile mükemmel ilişkileri olduğunu vurgulayan Lang, “İşbirliğimiz gerçekten çok çok iyi. Her iki ülke de NATO üyesi. NATO çerçevesinde Türkiye”de İncirlik”te konuşlanmış Polonyalı askerlerimiz var. Polonya”da da Türk askeri varlığı mevcut. Bu, işbirliği seviyesinin gerçekten yüksek olduğunu gösteriyor. Ticaretimiz de gerçekten çok iyi. Şu anda 12 milyar dolar olan ticaret hacmimizi yakında 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.Ticareti tüm sektörlerde geliştirmek istediklerine işaret eden Lang, Türkiye”nin makine ve otomotivin yanı sıra niş alanlardaki potansiyeline dikkati çekti.- TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNDEN BEKLENTİLER BÜYÜKMaciej Przemyslaw Lang, Polonya”nın halihazırda “AB Dönem Başkanlığı”nı yürüttüğünü anımsatarak, burada “güvenliği” öncelikleri arasına aldıklarını bildirdi.”Güvenlik Avrupa” sloganıyla yola çıktıklarını belirten Lang, “Her şeyden önce yanı başımızda Rusya”nın Ukrayna”ya saldırıları devam ediyor. Siber güvenlik, gıda ve sağlık güvenliği dahil olmak üzere birçok alanda da zorluklar karşımıza çıkabiliyor. Bu nedenle esas olarak güvenliğe odaklandık.” ifadelerini kullandı.Lang, Avrupa”nın savunma sanayisinin güçlendirilmesinin de yine bu dönemde öncelikleri arasında yer aldığını anlattı.Türk savunma sanayisine ilişkin de değerlendirmede bulunan Lang, şunları kaydetti:”Birkaç Türk savunma şirketini ziyaret ettim ve çok etkilendim. Gördüklerim gerçekten harikaydı. Türkiye”nin savunma sanayisindeki ilerlemesi inanılmaz. Bu yüzden, Polonya”daki uzmanlarımızdan duyduklarıma da bakarak, gelecekte işbirliğimizi geliştirmek için savunma sanayisinin sağlam bir zemin olacağına inanıyorum. Büyük bir ilgi, büyük bir potansiyel ve bence harika beklentiler var.”- GÜMRÜK BİRLİĞİ SÜRECİNE DESTEKTürkiye”nin AB ile Gümrük Birliği”nin güncellenmesi sürecini hızlandırma çabalarına da değinen Lang, “Elbette destekleyeceğiz ve sadece bu da değil, en başından beri Polonya, Türkiye”nin AB”ye katılım sürecini destekledi. Dolayısıyla Türkiye”yi Avrupa perspektifleri konusunda her açıdan çok destekleyiciyiz ve bu konuda çok hevesliyiz.” dedi.- “İNSANLAR ÜLKELER ARASINDAKİ YAŞAYAN KÖPRÜLERDİR”Lang, yarın Türk basın mensuplarıyla birlikte Polonya”ya bir ziyaret gerçekleştirecekleri bilgisini vererek, onların Polonya”yı görecek olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.İnsanların, ülkeler arasında yaşayan köprüler olduğunu ifade eden Lang, şu değerlendirmede bulundu:”Türk gazetecilerin Polonya”ya, Polonyalı gazetecilerin Türkiye”ye gelmesinden çok mutlu oluyorum. Türk öğrencilerin Polonya”ya, Polonyalı öğrencilerin Türkiye”ye gelmesinden de. Dolayısıyla bu şekilde ne kadar çok değişim olursa bence ilişkilerimiz, işbirliğimiz o kadar güçleniyor. Yapacağımız ziyaret sadece bir ziyaret değil, bir keşif olacak.”

Source: Www.star.com.tr


MİT, 1944 yılından rapor paylaştı: İngiliz casusunun faaliyetleri böyle anlatılmış

MİT Başkanlığı”nın web sitesinde yer alan “Özel Koleksiyon” albümünde, İngiliz istihbaratçı John Philby”in dönemin Mavera-i Ürdün Emirliği”nde yürüttüğü çalışmalara ilişkin 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporu yayımlandı.DAHA SONRA MÜSLÜMAN OLDURaporda, İngiltere”nin Osmanlı devletinin hakimiyetinden çıkan Orta Doğu topraklarındaki faaliyetleri deşifre edildi. İngiliz istihbaratçı, seyyah, yazar, kaşif ve siyaset adamı John Philby, Müslüman olduktan sonra bilinen ismiyle Abdullah Philby”in (1885-1960), Mavera-i Ürdün”deki faaliyetlerine raporda yer verildi.Raporda, Philby”in yaptığı faaliyetlerin o dönem Ürdün Emiri olan Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmaya çalışıldığı yer aldı.Adana Merkez Amirliği”ne ait 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporunda şu ifadeler yer aldı:”Maverayıürdün”deki İngiliz müsteşarı ve İntelijans Servisi”nin tanınmış bir şahsiyeti olan Mister Abdullah Filbi, geçen hafta Beyrut”a gelmiş ve dostu Profesör Oliver”in Rasülmetin”deki evine misafir olmuştur. Sözü geçen; birkaç defa Aliye”ye gelmiş, burada bulunan Maverayıürdün Emniyet Müdürü Abdülkadir El-Cündi ve İngiliz elemanlarından Şibli Bişara ve kardeşi Vasıf Bişara ile toplantılar yapmıştır. Öğrendiğime göre; Şibli Bişara, İntelijans Servis”nin yakın şarktaki mühim bir elemanıdır. İngilizlerin büyük itimadını haiz bulunan bu adamın sık sık Bağdat”a gittiği ve avdetinde İngiliz istihbarat subaylarından Kolonel Sterling ile Beyrut”un Senjorj Oteli”nde temaslar yaptığı görülmüştür. Bu adamla birlikte Abdullah Filbi”nin yaptığı faaliyetin, Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmasını istihdaf ettiği tahmin olunmaktadır.”

Source: Kadriye Ebrar Etirli


Kuzey Kore yeni savaş gemisini suya indirdi

Nükleer silah ve balistik füze programıyla Kore Yarımadası ve çevresinde güvenlik endişelerine neden olan Kuzey Kore”den yeni bir savunma hamlesi daha geldi. Kuzey Kore yönetiminden yapılan açıklamaya göre son teknoloji silah sistemleriyle donatılan 5 bin tonluk yeni çok amaçlı savaş gemisi, Kore Halk Ordusu’nun 93’üncü kuruluş yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Nampho Tersanesi”nde yapılan törenle denize indirildi. Törene Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un yanı sıra Kim’in kızı Ju-ae ile üst düzey komutanlar ve devlet yetkilileri katıldı.Kim: “Tarihi önem taşıyor”Adını Japon ordusuna karşı savaşan komutan “Choe Hyon”dan alan yeni savaş gemisine binen Kim, yetkililerden bilgi alarak incelemelerde bulundu. Yeni üretilen geminin deniz egemenliğinin savunulmasına büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Kim, “Yeni Choe Hyon sınıfı destroyerlerin ilki olan bu geminin Kore Halk Ordusu’nun kuruluş yıl dönümünde denize indirilmesi tarihi önem taşımaktadır.” şeklinde konuştu. Kuzey Kore ordusunun denizlerdeki gücünü artırma politikasını kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizen Kim, “Kore Yarımadası”ndaki nükleer tehditler de dahil olmak üzere askeri tehditleri güvenli bir şekilde yönetmenin ve denizaşırı güçlerin yarımadadaki askeri varlıklarını genişletme girişimlerini engellemenin en güvenilir yolu açık denizlerde operasyonel kabiliyetlere sahip olmaktır.” ifadelerini kullandı.”Tehditlere kararlılıkla yanıt vereceğiz”ABD ve Güney Kore’nin bölgede gerçekleştirdiği ortak tatbikatlara da tepki gösteren Kim, “ABD ve Güney Kore”nin yeni nükleer savaş planı, ülkemize yönelik düşmanca niyetin en açık ifadesidir, bölgesel ve küresel barışa doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır.” dedi. Güvenlik tehditlerine karşı gerekli tedbirleri alacaklarını yineleyen Kim, “Jeopolitik gelişmelere ve ortaya çıkan tehditlere kararlılıkla yanıt vereceğiz ve gereken tüm karşı önlemleri alacağız.” diye konuştu. Kim ayrıca, yetkililere “Choe Hyon” sınıfı destroyerler, çeşitli tiplerde askeri gemiler ve nükleer enerjili denizaltıların üretimini sürdürme talimatı verdi.Törenle denize indirilen geminin gelecek yılın başlarında Kuzey Kore donanmasına teslim edileceği açıklandı. Tersanede gerçekleştirilen törenin ardından resmi bir kutlama yemeği düzenlendi.

Source: Erkan Talu


Pakistan Başbakanı Şerif, Cammu Keşmir”deki saldırıyı soruşturmaya açık olduklarını belirtti

Dawn gazetesinin haberine göre, Kakul bölgesinde düzenlenen askeri geçit töreninde konuşan Şerif, Hindistan”ı Pakistan”a “temelsiz iddia ve suçlamalar yöneltmekle” eleştirdi.

Şerif, ülkesinin Pahalgam saldırısını araştırmak için açılacak soruşturmada yer alma isteğini vurgulayarak, “Sorumlu bir ülke olarak Pakistan, tarafsız, şeffaf ve güvenilir her türlü soruşturmaya katılmaya açıktır.” ifadesini kullandı.

“İndus Suları Anlaşması” uyarınca Pakistan”ın kullanımına bırakılan nehir sularına yönelik herhangi bir girişime karşılık verileceği uyarısında bulunan Şerif, ülkesi için “hayati ulusal çıkar” olarak nitelendirdiği suyun erişilebilirliğinin her koşulda korunacağının altını çizdi.

“(Olası bir savaş) Bölge için felaketle sonuçlanabilir”

Pakistan Savunma Bakanı Khavaja Muhammed Asıf da Amerikan basın kuruluşu New York Times”a verdiği demeçte, uluslararası müfettişlerce yürütülecek her türlü soruşturmada işbirliğine hazır olduklarını vurguladı.

Hindistan”ın, saldırıyı İndus Suları Anlaşması”nı askıya almak için bahane olarak kullandığını savunan Asıf, Yeni Delhi hükümetinin “kanıt ya da soruşturma olmaksızın” Pakistan”ı suçladığını kaydetti.

Asıf, “Bir savaşın alevlenmesini istemiyoruz çünkü bu, bölge için felaketle sonuçlanabilir.” ifadesini kullandı.

Sınır hattında Pakistan ile Hint güçleri arasında çatışma

Hindistan ordusundan yapılan açıklamada, iki ülke arasındaki Cammu Keşmir Kontrol Hattı”ndaki bazı noktalarda askeri birlikler arasında karşılıklı ateş açıldığı bildirildi.

Açıklamada, herhangi bir can kaybının rapor edilmediği belirtildi.

Dün de Kontrol Hattı boyunca askeri birlikler arasında “küçük çaplı karşılıklı çatışmalar” yaşanmıştı.

Pahalgam terör saldırısı

Hindistan”ın idaresindeki Cammu Keşmir”in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan”da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Saldırıyı düzenleyenlerin “Pakistan”dan geldiği” suçlamasında bulunan Hindistan, “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Yeni Delhi”de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.

Öte yandan Pakistan, suçlamaları reddederek Hindistan”ın İslamabad”daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, “İndus Suları Anlaşması”nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri “savaş nedeni” sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


ABD”den Sırbistan petrolüne yaptırımları 2 ay daha erteleme kararı

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, ABD”nin ülkenin petrol sektörüne yönelik yaptırımlarını 2 ay daha ertelediğini bildirdi.Vucic, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ABD”nin, Rus “Gazprom Neft” yönetimindeki Sırbistan Petrol Endüstrisine (NIS) yönelik yaptırım kararı uygulamasını 2 ay daha, 27 Haziran”a kadar ertelediğini belirtti.Toplam 4 ay ertelenmiş olduABD yönetimine anlayışı için teşekkür eden Vucic, “Sırbistan vatandaşları için iyi haber. NIS için yeni bir erteleme kararı aldık, bu sefer 2 ay hem de” değerlendirmesinde bulundu.Bu arada, Vucic”in yeni açıklamasıyla ABD yaptırımları toplamda 4 ay ertelenmiş oldu.Ne olmuştu?ABD Hazine Bakanlığı”ndan 10 Ocak”ta yapılan açıklamada, Rusya”nın enerjiden elde ettiği gelirleri azaltmaya yönelik G7 taahhüdünü yerine getirmek üzere kapsamlı adımlar atıldığı belirtilerek Rusya”nın iki önemli petrol üreticisi ve ihracatçısı olan Gazprom Neft ve Surgutneftegas ile iştiraklerinin yaptırım listesine alındığı duyurulmuştu.Gazprom Neft iştiraklerinden NIS de yaptırım listesinde yer almıştı.Sırbistan ise NIS için ABD”nin talep ettiği değişikliklerin gerçekleşmesi için zamana ihtiyaçları olduğunu belirtmiş ve erteleme talep etmişti. Vucic de şubat ve martta yaptırımların 30″ar gün ertelendiğini açıklamıştı.

Source: Dünya Gazetesi


Pasifik Holding, bünyesindeki şirketlerle faaliyet gösterdiği alanlarda yatırımını sürdürüyor

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Batuk, Pasifik Holding bünyesinde halka açık 4 şirketlerinin olduğunu, bunların dışında halka açık olmayan enerji ve maden şirketleriyle bu alanlarda da faaliyet gösterdiklerini kaydetti.

Batuk, çok geniş bir yelpazede sektörel alanlarda faaliyet gösterdiklerini ifade ederek, “Tabii bu şirketlerimizin içerisinde Pasifik Teknoloji şirketimiz, siber güvenlik, savunma teknolojileri, bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösterdiği için çok önemli bir yer tutuyor. Özellikle son dönemdeki gelişmeler, millileşme, yerlileşme, savunma teknolojileri ve bu ürünlerin ülkemiz açısından önemi gibi konuları değerlendirecek olursak, şirketimizin faaliyetleri hem ülkemiz açısından hem de şirket faaliyetleri açısından çok önemli bir yer tutuyor.” diye konuştu.

“Güvenlik boyutunun sadece savunma teknolojileri olarak değerlendirilmemesi gerekiyor”

Batuk, Pasifik Teknoloji şirketlerinin geliştirmiş olduğu insansız helikopter ALPİN”in şu anda Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde bulunduğunu hatırlatarak, yapılan çerçeve anlaşmasıyla birtakım teslimatlarının söz konusu olacağını bildirdi.

ALPİN dışında DUMRUL, DELİ, MERKÜT gibi diğer ürünler de bahseden Batuk, “Bu ürünlerimizin her biri geliştirme safhası tamamlanmış ve kullanım aşamasında olan ürünlerimiz. Bunlar silahlı kuvvetlerimizin envanterinde kullanıma sunulmuş ürünler. Bunun dışında ülkemizin savunma sanayi gücünün uluslararası pazarda ihracatta çok önemli bir yer tutması bizi de bu manada bu serüvende olumlu etkiliyor. Biz de yurt dışı pazarlarda özellikle dost ve müttefik ülkelerde araştırma faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Çok kısa vadeli bir planda o tür ihracat pazarlarında gerekli sonuçları almaya başlayacağız, buradaki çalışmalarımız devam ediyor.” değerlendirmesini paylaştı

Batuk, savunma sanayi teknolojileri dışında bilişim teknolojileri alanında da çok önemli yatırım ve faaliyetleri bulunduğunu vurgulayarak, güvenlik boyutunun sadece savunma teknolojileri olarak değerlendirilmemesi gerektiğini dile getirdi.

Batuk, son dönemde veri güvenliği ve siber güvenliğin artan önemine işaret ederek, şunlara dikkati çekti:

“Veri güvenliği, siber güvenlik son zamanlarda birtakım yönetmelikler ve kanuni düzenlemelerle de ortaya konmuş ve altı çizilmiş çok önemli bir unsur. Evrak güvenliği, pasaport, kimlik, ehliyet gibi bireysel güvenliğe kadar uzanan noktada çok geniş faaliyet alanında çalışıyoruz. Dolayısıyla bunları hem ülkemiz hem de uluslararası pazardaki diğer paydaşlarımıza sunuyoruz. Aslında teknoloji artık güvenlikle, savunmayla iç içe geçmiş durumda. Biz hazırlıklarımızı buna göre yaptık.”

“Türkiye, lojistikte ciddi merkez olma potansiyeline sahip”

Pasifik Holding Genel Müdürü Batuk, gümrük tarifeleriyle başlayan eski konvansiyonel savaşlardan ticaret savaşlarına doğru giden bir serüven izlediklerine dikkati çekerek, bunun bazı belirsizlikler de ortaya koyduğunu söyledi.

Bu belirsizliklerin her zaman kendi içinde fırsat ve avantajlar da bulundurduğuna vurgulayan Batuk, Türkiye”nin jeopolitik konumunun hem üretim açısından hem lojistik anlamında ciddi bir merkez olma potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

Batuk, Türkiye”nin bunun lojistik anlamdaki avantajını ciddi anlamda kullanmak gibi potansiyele sahip olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Bazı uluslararası güvenlik konuları, Süveyş Kanalı ya da Güney Denizi”ndeki faaliyetlerden kaynaklı, her zaman lojistik alternatifler üretilmesini zorunlu kılıyor. Pasifik Eurasia olarak faaliyet gösterdiğimiz Çin”den Avrupa”ya kadar olan orta koridoru kapsayan demir yolu hattında çok önemli bir oyuncuyuz ve önemli faaliyetlerimiz var. Bu tabii kendi içinde maliyet avantajları, yeşil enerjinin kullanılması, karbon ayak izi gibi avantajlarla beraber zincirleme avantajları beraberinde getiriyor. Bir taraftan da ülkemizin bu coğrafyanın orta noktasında olmasından kaynaklı jeopolitik önemini ve lojistikteki önemini de ciddi anlamda kullanması öne çıkıyor. Bu krizler her defasında, özellikle ülkemizin yaşamış olduğu, daha önceki krizlere de bakacak olursak, biz burada bunları avantaja dönüştürmeyi her zaman başarmış bir yapıya sahibiz. Bunun da avantajlı olan tarafını kullanacağımızı öngörüyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Özel Harekat polisleri dualarla uğurlandı

Suriye de görev yapacak olan Özel Harekat polisleri, törenle dualar eşliğinde uğurlandı. Osmaniye Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü nde gerçekleştirilen törene; Vali Erdinç Yılmaz, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Şener Kaytez, İl Emniyet Müdürü Mehmet Sarıbuva, emniyet müdür yardımcıları, şube müdürleri, polisler ve görev yapacak personelin aileleri katıldı. Törende konuşan Vali Yılmaz, polislerin kutsal bir göreve çıktıklarını vurgulayarak, Allah yolunuzu açık etsin. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Siz bizim gururumuzsunuz. Vatan sizden hizmet bekler, her zaman da en güzelini yaparsınız. Sizlerle gurur duyuyoruz. Dualarımız sizlerle. Güle güle gidin, kazasız belasız geri dönün dedi. Duaların ardından Özel Harekat polisleri, mesai arkadaşları ve aileleriyle vedalaşarak Suriye ye gitmek üzere yola çıktı.

Source: Habertürk


ABD şartları sunmuştu! Suriye”den yazılı cevap geldi

Suriye “nin ABD”nin ülkeye Esad döneminde uyguladığı yaptırımların kaldırılması için girişimleri devam ediyor. Şam yönetimi, yaptırımların kaldırılması için ABD”nin mart ayında sunduğu 8 maddeden oluşan şartlarına yazılı cevap verdi. Reuters”ın ulaştığı mektuba göre Suriye, ABD”nin şartlarının çoğunu yerine getirdiğini, ancak bazılarının Washington ile “karşılıklı istişare” gerektirdiğini ifade etti. #r-1111178# DÖRT SAYFALIK MEKTUP Dört sayfalık mektupta Suriye”nin kayıp ABD”li gazeteci Austin Tice”ı bulmak için Dışişleri Bakanlığı”nda bir irtibat ofisi kurma sözü verdiği ve kimyasal silahların imha edilmesi konusundaki çalışmaları ile küresel silah izleme örgütüyle daha yakın ilişkiler kurma konusundaki ayrıntılara yer verdiği belirtildi. Suriyeli yetkililerin ülkedeki yabancı savaşçılar konusundaki taleplere ilişkin eski ABD temsilcisi Daniel Rubinstein ile görüştükleri, ancak konunun “daha geniş kapsamlı bir istişare gerektirdiği” belirtildi. Suriye”deki Filistinli grupların faaliyetlerini izlemek için bir komite kurulduğu ve devlet kontrolü dışındaki silahlı gruplara izin verilmeyeceği belirtilerek, “Bu konudaki görüşmeler devam edebilir ancak genel tutumumuz, Suriye”nin İsrail de dahil olmak üzere hiçbir taraf için tehdit kaynağı haline gelmesine izin vermeyeceğimizdir” denildi. ABD”nin terörle mücadele ve terör hedeflerinin vurulmasına yönelik operasyon düzenleme talebine ilişkin ise, “Bu konu karşılıklı anlayış gerektirmektedir” denildi. Mektupta ayrıca Suriye”deki ABD veya Batı çıkarlarına yönelik herhangi bir tehdide müsamaha gösterilmeyeceği ve “uygun yasal önlemlerin” uygulamaya koyulacağı sözü verildi. ABD MEKTUBU DOĞRULADI Reuters”a konuşan üst düzey bir diplomat ve mektup hakkında bilgisi olan bir başka kaynak, Suriye”nin mektubunun ABD”nin 8 talebinden 5″ini tam olarak karşıladığını, ancak diğerlerinin “beklemede” kaldığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı da Washington”un Suriye makamlarından cevap aldığını doğruladı. Yapılan açıklamada, ” Şu anda cevabı değerlendiriyoruz ve şu anda paylaşacak bir şeyimiz yok ” ifadeleri kullanıldı. ABD”NİN ŞARTLARI Suriye, 14 yıl süren iç savaşta ABD, İngiltere ve Avrupa”nın eski Devlet Başkanı Beşar Esad”a baskı yapmak amacıyla sert yaptırımlar uyguladığı ekonomisini canlandırmak için yaptırımların hafifletilmesine ihtiyaç duyuyor. ABD, ocak ayında ülkeye yardımları teşvik etmek amacıyla bazı yaptırımlara 6 aylık muafiyet tanımıştı, ancak bunun ekonomideki etkisi sınırlı oldu. Mart ayında ABD”nin Suriye”nin tüm taleplerini yerine getirmesi karşılığında söz konusu muafiyeti 2 yıl daha uzatacağı ve muhtemelen bir muafiyet daha verebileceği kamuoyuna yansımıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye”den Sorumlu Bakan Yardımcısı Natasha Franceschi”nin 18 Mart”ta Brüksel”de düzenlenen Suriye konulu konferans sırasında Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani”ye yaptırımların kaldırılması için yerine getirilmesi istenen şartların bulunduğu 8 maddelik liste verdiği öğrenilmişti. Sunulan şartlar arasında ülkede Esad döneminden kalan kimyasal silah stoklarının imha edilmesi ve yabancı savaşçılara yönetimde üst düzey görevler verilmemesi de yer almıştı. Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi”nde yaptığı ilk konuşmada, Suriye”nin kimyasal silahlar ve Suriye”de kaybolan ABD”lilerin aranması da dahil olmak üzere bazı talepleri zaten karşıladığını belirtmişti.

Source: Mahmut Ekinci


Hasan Basri Yalçın: “Özgür Özel “Ben kefilim” diyemiyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, NTV canlı yayınında Funda Görey”in sorularını yanıtladı.İstanbul Büyükşehir Belediyesi”ne (İBB) yönelik başlatılan yolsuzluk ve terör soruşturmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yalçın, hukuki sürece saygı duyulması gerektiğinin altını çizdi.Yalçın”ın açıklamalarından satır başları şöyle:”Hukuki sürece saygı duymak gerektiğini düşünüyorum. CHP meseleyi siyasallaştırmanın peşine düştü. Biz iktidar partisi olarak, CHP”nin bize yönelttiği suçlamalarla ilgili, mesela hukuki süreç yürürken derinlemesine bir beyanat vermemek için elimizden geleni yapıyoruz. CHP”den yapılan tüm açıklamalara baktığımızda, yolsuzluk ve hırsızlıkla ilgili hiçbir meseleye değinmeden sadece siyasi meseleymiş gibi eğilim gösteriyorlar. Özgür Özel, “Ben kefilim, İBB”de bu tür yolsuzluklar olmamıştır” ifadesini kullanamıyor. Meseleyi getirip, sokak gösterileri, vandallığa varan meseleler, boykot, cunta suçlamaları gibi akılla bağdaşmayan suçlamalarla algı çalışması yapıyor CHP. Dikkat ederseniz devasa bir operasyonlar silsilesinden bahsediyoruz.”İDDİANAME ORTAYA ÇIKACAK, MAHKEME KARAR VERECEK GÖRECEĞİZ”İlk operasyonda 100″ü aşkın kimse gözaltına alınıyor, şimdi 50″nin üzerinde kişi gözaltına alınıyor. Yargı büyük bir operasyon tanısıyla hareket ediyor. İddianame ile suçlamalar ortaya çıkacak. Mahkeme bir karar verecek, hepimiz göreceğiz. Gerçekten ortada büyük bir yolsuzluk varsa, İBB”nin parası kültür – sanat meseleleri yüzünden, ihalelerle bir yerlere İmamoğlu”nun şirketlerine akıtılmışsa, İmamoğlu”nun Cumhurbaşkanı adayı olması neyi değiştirir ki? Hukuki süreç işlemeli, hukuk bir siyasetçi veya bir başka meslekle iştigal eden vatandaşa nasıl davranıyorsa ona göre davranmalı. Bunun sonucunda suçsuz çıkarsanız gerçekten bir kazanım elde etme şansınız var. Özgür Özel, biraz önce söylemeye çalıştım; “Herhangi bir yolsuzluk olmamıştır.” demeyip, dönüp Cumhurbaşkanımıza “Cunta lideri.” diyor. Bu hikayeyi başka bir yere çekip, objektif bakış açısını ortadan kaldırmaya yönelk bir işlem.”TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİTerör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan”ın PKK”ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısına da değinen Hasan Basri Yalçın şunları söyledi:”Önce PKK”nın feshedilmesi gerekiyor. Terör örgütü için bir anlamda yolun sonu görünüyor. Bizim bir tane hedefimiz var. Türkiye”nin 40 yılı aşkın süredir ayağındaki en büyük prangalardan biri olan PKK meselesini bitirmek istiyoruz. Çok hassas olmamız gereken bir konu bu. Şehitlerimiz var, gazilerimiz var, onların aileleri var. Bu zamana kadar PKK”nın söylediği veya DEM Parti”nin söylediği birçok mesele gündeme geldi. Birçok şey konuşulabilir. Siyasi süreç çok dikkatli şekilde ele alınmalı.PKK NE ZAMAN SİLAH BIRAKACAK?Silah bırakma açıklamasının kısa sürede yapılmasını bekliyorum. Nisan ayının sonu, Mayıs ayının başında PKK”nın kendi içerisinde toplanıp silah bırakmayı dile getirmesini bekliyoruz. Bizim Cumhur İttifakı olarak, AK Parti olarak duymak istediğimiz şey bu. Gerçek anlamda açıklama yapıldıktan sonra da silahın bırakılmasının da bir süreci olacaktır.”

Source: Mehmet Küçükkahveci


İran”da şiddetli patlama! Devlet televizyonu duyurdu

İran devlet televizyonuna göre, Bender Abbas”ın Şehid Recai Şehr Limanı”nda patlama meydana geldi.Şiddetli patlamanın limandaki bir konteynerin bilinmeyen bir nedenle patlamasından kaynaklandığı belirtildi.Patlama nedeniyle limandaki bir binanın da hasar gördüğü bildirildi.

Source: Www.star.com.tr


Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar: Yeni bir dünyanın kapılarını aralamış olduk

Dünya havacılık tarihinde kısa pistli gemiden kalkış-iniş yapan ilk SİHA olan Bayraktar TB3, “kısa pistli gemiden tam otonom kalkış-iniş testlerine” başarıyla devam ediyor.

Bayraktar TB3 SİHA gemiye iniş-kalkışta yeni bir eşik atladı

Daha önce Kasım 2024″te Muğla Aksaz açıklarında seyreden TCG Anadolu”dan gerçekleştirilen ilk gemi testlerini başarıyla tamamlayan Bayraktar TB3 SİHA için yapılan planlama doğrultusunda 22 Nisan”dan itibaren gemide yeni test faaliyeti yürütüldü.

Milli SİHA Bayraktar TB3, önceki testlerinde olduğu gibi Saros Körfezi”nde seyreden TCG Anadolu gemisinde 4 gün devam eden “kısa pistli gemiden tam otonom kalkış-iniş testlerini” de başarıyla tamamladı.

Dün yürütülen faaliyetler kapsamında milli SİHA”nın 4. prototipi olan Bayraktar TB3 PT-4 ilk kez testlere katıldı. Keşan”daki Uçuş Eğitim ve Test Merkezi”nden kalkan Bayraktar TB3 PT-4, TCG Anadolu”ya inerek test sürecine dahil oldu. Böylece TCG Anadolu gemisinde ilk kez 2 milli SİHA konuşlanmış oldu.

“Diğer yaptığı görevlerle de tarih yazmaya devam edecek”

Baykar Proje Ekibi”ne testlerde gemiye gelen Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar liderlik yaptı.

#BayraktarTB3 PT-4 ✈️⚓️🚀4. Gün – 4. Day✅ Tam Otomatik Kalkış ve İniş Testleri✅ Fully Autonomous Takeoff & Landing Tests#MilliTeknolojiHamlesi 🌍🇹🇷 pic.twitter.com/BGP5rQHjnE— BAYKAR (@BaykarTech) April 26, 2025

Bayraktar, test ekibine yaptığı konuşmada, “Bu ülkenin bir mühendis evladı olarak bu projeyi sizlerle beraber yürütmek benim için de tarif edilemez bir gurur. Bizler nasıl ki zamanında denizlere hükmettiysek, Barbaros Hayrettin Paşa”nın torunları olarak bugün de yeniden inşallah deniz havacılığına böylesine bir stratejik girişle, insansız hava araçlarıyla girerek bir anlamda yeni bir dünyanın kapılarını aralamış olduk.” ifadelerini kullandı.

İlk defa kısa pistli gemilerden bir SİHA”nın otomatik bir şekilde kalkıp indiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Görev sayılabilecek faydalı yükle yaptığı uçuşla da ilk defa bir uçak gemisinden kalkan SİHA görev yapmış oldu. Bundan sonra diğer yaptığı görevlerle de inşallah tarih yazmaya devam edecek. Bugün hep birlikte önemli bir tarihin parçası olmuş oluyoruz. Bu ülkenin bir mühendis evladı olarak hepinize yürekten sevgilerimi ve şükranlarımı iletmek istiyorum. İyi ki bu yolculukta, bu gemide sizlerle birlikteyiz. Yıllar önce bir notta şunu ifade etmiştim: “Biz kürek işçileriyiz medeniyet gemimizin. Vira bismillah dendiği günden beridir bizim işimiz bu geminin küreklerini çekmek.” Bu geminin sizlerle birlikte küreklerini çekiyor olmak benim için en büyük mutluluk.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İran: ABD ile müzakerelerde savunma ve füze konusu gündeme gelmedi

İran devlet televizyonuna göre Bekayi, İran’ın savunma ve füze kabiliyetinin ABD ile müzakere edildiğine ilişkin basında çıkan haberleri yalanladı.
Bekayi, ülkenin savunma ve füze kabiliyetleri konusunun ABD ile dolaylı müzakerelerde gündeme gelmediğini ve gelmeyeceğini bildirdi.
⁠İran ile ABD arasındaki müzakere süreci
İran ile nükleer anlaşmadan 2018″de tek taraflı ülkesini çeken ABD Başkanı Donald Trump, İran ile doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunan ve tehditler de içeren bir mektubu martta İran lideri Ayetullah Ali Hamaney”e göndermişti.
Mektuba İran, Umman üzerinden yanıt vermişti.
Tahran ile Washington, mektup trafiğinin ardından Umman’da 12 Nisan”da dolaylı görüşmeler yapmıştı.
Taraflar, 19 Nisan”da İtalya”nın başkenti Roma”da yeniden Umman”ın aracılığında bir araya gelmişti. Hem İran hem ABD, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini açıklamıştı.

Source: Serkan Divarcı


AB ülkesinden övgü dolu sözler: “Sınırlar kapansa da Türkiye yeter”

Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Maciej Przemyslaw Lang, Türkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin mükemmel düzeyde olduğunu vurguladı. Anadolu Ajansı (AA) muhabirine konuşan Lang, ekonomi, kültür ve güvenlik dahil hemen her alanda iş birliğinin son derece güçlü olduğunu ifade etti.Lang, “Her iki ülke de NATO üyesi. Türkiye”de İncirlik Üssü”nde konuşlanmış Polonyalı askerlerimiz var. Aynı şekilde Polonya’da da Türk askeri varlığı mevcut. Bu da iş birliği seviyemizin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.” dedi.Ticaret hacminin 12 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirten Lang, hedeflerinin bu rakamı kısa sürede 15 milyar dolara çıkarmak olduğunu kaydetti. Türkiye”nin makine, otomotiv ve niş sektörlerdeki potansiyeline dikkat çeken Lang, iki ülke arasındaki ticareti tüm sektörlerde daha da geliştirmek istediklerini vurguladı.TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNE ÖVGÜ: “BÜYÜK BEKLENTİLERİMİZ VAR”Lang, Polonya”nın şu anda Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı”nı yürüttüğünü anımsatarak, bu süreçte “güvenlik” konusunu en önemli önceliklerinden biri olarak belirlediklerini söyledi.”Yanı başımızda Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları devam ediyor. Ayrıca siber güvenlik, gıda ve sağlık güvenliği gibi alanlarda da ciddi zorluklar yaşıyoruz.” diyen Lang, Avrupa”nın savunma sanayisinin güçlendirilmesinin bu dönemde temel hedeflerden biri olduğunu aktardı.Türk savunma sanayisine ilişkin izlenimlerini de paylaşan Lang, “Birkaç Türk savunma şirketini ziyaret ettim ve gerçekten çok etkilendim. Türkiye”nin savunma sanayisindeki ilerlemesi inanılmaz. Bu alanda iş birliği için çok büyük bir ilgi ve potansiyel görüyoruz.” ifadelerini kullandı.GÜMRÜK BİRLİĞİ VE AB SÜRECİNE POLONYA”DAN DESTEKTürkiye”nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği”nin güncellenmesi için sürdürdüğü çabalara da değinen Lang, “Polonya olarak bu süreci destekliyoruz. Ayrıca Türkiye”nin AB üyelik sürecini de en başından beri destekledik.” dedi.Lang, Türkiye”nin Avrupa perspektifi konusundaki desteklerini her zaman sürdürdüklerini ve bu konuda oldukça hevesli olduklarını vurguladı.İNSANLAR ARASINDAKİ BAĞLAR GÜÇLENİYORLang, yarın Türk basın mensuplarından oluşan bir heyetle birlikte Polonya”ya bir ziyaret gerçekleştireceklerini belirterek, bu ziyaretin iki ülke arasındaki insan temelli ilişkileri daha da güçlendireceğini söyledi.”İnsanlar ülkeler arasındaki yaşayan köprülerdir.” diyen Lang, “Türk gazetecilerin Polonya”ya, Polonyalı gazetecilerin Türkiye”ye gitmesi, Türk öğrencilerin Polonya’da, Polonyalı öğrencilerin Türkiye”de eğitim görmesi ilişkilerimizi güçlendiriyor. Yapacağımız ziyaret sadece bir ziyaret değil, aynı zamanda bir keşif olacak.” ifadelerini kullandı.

Source: Özgür Gündüz


Trump ve Zelenskiy, Papa”nın cenazesinde görüştü

Beyaz Saray İletişim Direktörü Steven Cheung, Trump”ın cenaze töreni öncesi Zelenskiy ile görüştüğünü doğruladı. İkilinin özel olarak görüştüğünü ve verimli bir tartışma yaptıklarını kaydeden Cheung, görüşmeye dair detayların açıklanacağını aktardı.Ukrayna basınına konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Sözcüsü Serhii Nikiforov toplantıya dair, “Toplantı düzenlendi ve sona erdi.” dedi. Nikiforov, görüşmenin detaylarına dair bilgi vermedi.

Source: Erkan Talu


Rusya, Kursk bölgesini Ukrayna”dan tamamen geri aldı

Kremlin’den yapılan açıklamaya göre, Gerasimov, Putin e Kursk bölgesinde Ukrayna Silahlı Kuvvetleri birliklerinin tamamen yenilgiye uğratıldığı yönünde rapor verdi. Gerasimov, bölgede Ukrayna ordusunun kontrolünde olan Gornal isimli son yerleşim biriminin kurtarıldığını bildirerek “Böylece Kursk bölgesini işgal eden Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin birlikleri tamamen yenildi.” ifadesini kullandı. Devlet Başkanı Putin, zafer kazanan askeri birlikleri tebrik ederek “Kiev rejiminin macerası tamamen başarısızlıkla sonuçlandı.” dedi. Ukrayna ordusunun uğradığı kayıpların tüm muharebe temas hattına yansıyacağını belirten Putin, “Düşmanın Kursk sınır bölgesinde tamamen yenilgiye uğratılması, birliklerimizin cephenin diğer önemli bölgelerinde başarılı eylemler gerçekleştirmesinin koşullarını oluşturmakta ve Neonazi rejiminin yenilgisini daha da yakınlaştırmaktadır.” değerlendirmesini yaptı. Ukrayna ordusu, geçen yıl 6 Ağustos ta Rusya nın güneyindeki Kursk bölgesine girerek savaşta yeni bir cephe açmıştı. Rus ordusuyla şiddetli çatışmaların yaşandığı bölgede Ukrayna ordusu hızla ilerleyerek 1268 kilometrekarelik alanı kısa sürede kontrolü altına almıştı. Aradan geçen bir aylık süre sonunda Rus ordusu Ukrayna ordusunun kontrolündeki yerleşim yerlerini yavaş yavaş geri almaya başlamıştı.

Source: Habertürk


İran”daki askeri limanda dev patlama: 281″den fazla kişi yaralandı, ölü sayısı bilinmiyor

İran’ın güneyindeki Bandar Abbas kentinde bulunan Şehit Raci Limanı”nda cumartesi günü büyük bir patlama meydana geldi. Devlet medyası, patlamada en az 281 kişinin yaralandığını bildirdi.

Patlamanın nedeni hemen açıklanmadı ancak olay, İran”ın Umman”da Amerika Birleşik Devletleri ile üçüncü tur nükleer müzakerelere başladığı gün gerçekleşti.

Yerel yönetimin devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Bu olayın nedeni Şehit Raci Limanı”nın iskele alanında depolanan birkaç konteynerin patlamasıdır. Şu anda yaralıları tahliye edip tıbbi merkezlere sevk ediyoruz” dedi.

Yarı resmi Tasnim haber ajansı, yangını söndürmek amacıyla limandaki faaliyetlerin askıya alındığını bildirdi. Ajans, limanda çalışan kişi sayısının fazlalığı nedeniyle “olayda birçok kişinin yaralanmış hatta ölmüş olabileceğini” söyledi.

Patlama bölgedeki birkaç kilometrelik alanda camların kırılmasına yol açtı. İran medyasında paylaşılan görüntülerde patlamanın ardından oluşan mantar bulutu dikkat çekti. Fars haber ajansı da ilk belirlemelere göre 47 kişinin yaralandığını duyurdu. Sayı artmaya devam ediyor.

Source: Haber Merkezi


Savaşın yeni yüzü! Türkler sahneye çıkıyor

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Türk savunma sanayisinin ulaştığı seviyeyi güvenlik güçlerinin sahadaki başarılarıyla net bir şekilde gördüklerini söyledi. Görgün, lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, otonom sistemler, siber güvenlik ve yapay zeka gibi alanlarda doğru strateji ve yoğun AR-GE çalışmaları sayesinde dünya ile rekabet ettiklerini vurguladı.”OYUNUN KURALLARINI YENİDEN YAZIYORUZ”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle dünya sahnesinde kanıtlanmış teknolojilerle oyunun kurallarını yeniden yazdıklarını belirten Görgün, “Uluslararası işbirlikleri ve temaslarımız sayesinde şirketlerimiz yalnızca belli bir bölgeye değil, dünyanın dört bir yanına ihracat yapar hale geldi.” diye konuştu.SSB olarak 2024-2028 Stratejik Planı doğrultusunda sektörel rekabetçilik ve sürdürülebilirliğin artırılmasını, çığır açan teknolojilere yatırım yapılmasını ve güçlü bir tedarik ekosistemi oluşturulmasını hedeflediklerini kaydeden Görgün, insan odaklı yaklaşımın da öncelikler arasında olduğunu ifade etti.TUSAŞ 15 ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİBugün itibarıyla TUSAŞ’ın 15 ülkeye 21 ayrı kontrat kapsamında ürün ve hizmet ihracatı gerçekleştirdiğine dikkati çeken Görgün, bu başarıların Türkiye”nin uluslararası itibarına büyük katkı sunduğunu söyledi. Görgün, “Bu çerçevede 5 adet HÜRKUŞ temel eğitim uçağı, 12 adet ATAK taarruz helikopteri, 75 adet ANKA ve AKSUNGUR insansız hava aracımız dost ve müttefik ülkelere teslim edilmiştir.” dedi.SAVAŞ UÇAKLARI VE HELİKOPTERLERDE MODERNİZASYON BAŞARISISavaş uçakları ve helikopter modernizasyon projeleri kapsamında da birçok ülkeye teknoloji ve kabiliyet aktarımı sağlandığını belirten Görgün, TUSAŞ’ın özgün ürünleriyle olduğu kadar mühendislik ve çözüm üretme kabiliyetiyle de dünya sahnesinde güven kazandığını vurguladı. Görgün, “Önümüzdeki dönemde TUSAŞ’ın ihracat rakamlarının daha da büyümesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.SAVUNMA İHRACATINDA TARİHİ REKORGörgün, savunma ve havacılık sektörünün mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 147 artışla 358 milyon dolardan 884 milyon dolara çıktığını söyledi. 2024 yılının ilk çeyreğinde sektörel ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 artarak 1,7 milyar dolara ulaştığını belirten Görgün, TUSAŞ’ın bu başarıdaki temel aktörlerden biri olduğunu dile getirdi.TUSAŞ DÜNYA DEVLERİYLE AYNI LİGDETUSAŞ’ın 2024 yılını 750 milyon dolarlık ihracatla kapattığını belirten Görgün, firmanın sadece ulusal bir değer değil, küresel havacılık ve uzay endüstrisinin büyük oyuncuları arasında yer aldığını vurguladı. Görgün, “TUSAŞ bugün Airbus, Boeing, Lockheed Martin gibi dünya devlerinin üretim ve tedarik zincirlerinde vazgeçilmez bir paydaş konumundadır.” dedi.

Source: Özgür Gündüz


15 dost ülkeye yüklü teslimat! Türkiye TUSAŞ”la başardı

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii (SSB) Başkanı Haluk Görgün, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ”nin (TUSAŞ) 15 ülkeye gerçekleştirdiği 21 ayrı kontrat kapsamında ürün ve hizmet ihracatı yaptığını belirtti. Görgün, 5 adet HÜRKUŞ temel eğitim uçağı, 12 adet ATAK taarruz helikopteri, 75 adet ANKA ve AKSUNGUR insansız hava aracının dost ve müttefik ülkelere teslim edildiğini duyurdu. TUSAŞ”TAN 15 ÜLKEYE ÜRÜN VE HİZMET İHRACATIGörgün, Ankara”da gerçekleştirilen TUSAŞ Yönetim Zirvesi”nde yaptığı konuşmada, SSB olarak ihtiyaç makamları, ana ve alt yükleniciler, KOBİ”ler, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarıyla bir aile gibi sinerji içinde yıllardır çalışmalarını yürüttüklerini söyledi.Türk savunma sanayisinin gelmiş olduğu seviyeyi güvenlik güçlerinin harekatlarındaki başarısında, sahada ve alanda daha iyi ve net gördüklerini vurgulayan Görgün, “Lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, otonom sistemler, siber güvenlik ve yapay zeka gibi alanlarda yaptığımız doğru strateji belirleme ve AR-GE çalışmalarımızla dünyayla rekabet etmekteyiz.” dedi.Görgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın güçlü liderliğinde, kanıtlanmış teknolojilerle dünya sahnesinde oyunun kurallarını yeniden yazdıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:”Uluslararası işbirliği faaliyetlerimiz ve temaslarımız sayesinde şirketlerimiz belli bir bölgeye değil dünyanın neredeyse tamamına ihracat yapabilir hale geldi. SSB olarak, 2024-2028 Stratejik Planı”mızda belirlediğimiz hedefler doğrultusunda sektörel gelişimde rekabetçiliği ve sürdürülebilirliği sağlamak, geleceğe yön verecek teknolojileri ve yetenekleri milli imkanlarla geliştirmek, kurumsal ve sektörel kapasiteyi artırmak üzere çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu kapsamda ihracat odaklı büyüme, çığır açan teknolojilere yatırım, güçlü bir tedarik ekosistemi oluşturma ve insan değerleri yaklaşımının güçlendirilmesi, önceliklerimiz arasında yer almaktadır.””BU İHRACAT BAŞARILARI, TUSAŞ”IN DÜNYA SAHNESİNDE GÜVEN KAZANDIĞININ EN SOMUT GÖSTERGESİDİR”Bugün itibarıyla TUSAŞ”ın 15 ülkeye gerçekleştirdiği 21 ayrı kontrat kapsamında ürün ve hizmet ihracatı yaparak Türkiye”nin uluslararası alandaki itibarına önemli katkı sağladığına dikkati çeken Görgün, “Bu çerçevede 5 adet HÜRKUŞ temel eğitim uçağı, 12 adet ATAK taarruz helikopteri, 75 adet ANKA ve AKSUNGUR insansız hava aracımız dost ve müttefik ülkelere teslim edilmiştir.” diye konuştu.Görgün, savaş uçakları ve helikopter modernizasyon projeleri kapsamında da pek çok ülkeye teknoloji ve kabiliyet aktarımı sağlandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:”Bu ihracat başarıları, TUSAŞ”ın yalnızca özgün ürünleriyle değil aynı zamanda mühendislik gücü ve çözüm üretme kabiliyetiyle de dünya sahnesinde güven kazandığının en somut göstergesidir. Önümüzdeki dönemde bu ihracat rakamlarının daha da büyümesi için TUSAŞ”ın çalışmalarını kararlılıkla sürdürmesini bekliyoruz. TUSAŞ”ımızın da bu vizyonla, önümüzdeki dönemde hem teknoloji hem de organizasyon yapısı açısından yeni zirvelere ulaşacağına yürekten inanıyoruz.”Savunma ve havacılık ihracatının bu yıl mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 147″lik tarihi artış rekoru kaydederek 358 milyon dolardan 884 milyon dolara yükseldiğine işaret eden Görgün, “Yılın ilk çeyreğindeki sektörel ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 artışla 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. TUSAŞ, gerçekleştirdiği ihracat faaliyetleriyle bu önemli başarı grafiğindeki temel aktörlerden biri olarak görev aldı. Firmamız, 2024 yılını 750 milyon dolarlık ihracatla kapatarak hava aracı platformlarıyla küresel pazarda dikkat çeken firmalar arasında yer aldı.” değerlendirmesinde bulundu.Görgün, TUSAŞ”ın ulusal değer olmanın ötesinde, küresel havacılık ve uzay endüstrisinin en büyük oyuncuları arasında stratejik ortak olarak da yerini aldığını belirterek, “Bugün Airbus, Boeing, Lockheed Martin ve benzeri dünya devlerinin önemli üretim ve tedarik zincirlerinde vazgeçilmez bir paydaş konumunda bulunan TUSAŞ, özgün projeleriyle kendi markasını güçlendirirken aynı zamanda dünya havacılık sektörüne kritik katkılar sağlamaktadır.” dedi.HÜRJET, ABD”nin T-38″ini ezdi geçti!Bakan Uraloğlu: TÜRKSAT 6A Türkiye”nin uzaydaki izini güçlendirecekTürksat 6A için nefesler tutuldu! Başkan Erdoğan yarın hizmete alacak

Source: Www.star.com.tr


Bakan Güler”den TUSAŞ zirvesinde net sözler! “Türk savunma sanayi uluslararası tedarikçi haline gelmiştir”

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler , “Dünya çapında talep gören gelişmiş silah sistemlerimizin kardeş, dost ve müttefik ülkelere ihracıyla Türk savunma sanayi uluslararası ekosistemin de başat tedarikçilerinden biri haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Güler ile Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) Yönetim Zirvesi”ne katıldı. DÜNYA PİLOTLAR GÜNÜ KUTLANDI “Dönüşümün Liderleri: Geleceği Yeniden Şekillendiriyoruz” temasıyla düzenlenen zirvede konuşan Güler, tüm pilotların 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü”nü kutladı. #r-1108337# Zirvenin sahip olunan stratejik vizyon ile milli iradeyi içinde barındıran güçlü duruşu bir kez daha ortaya koyacağını ifade eden Güler, Türkiye”nin yaşadığı teknolojik gelişimle birlikte zihniyet dönüşümüne ilişkin yeni bir farkındalık oluşturacağına inandığını belirtti. “SAVUNMA SANAYİDE ULUSLARARASI TEDARİKÇİYİZ” Savunma ve güvenlik konusunun, bireyler, toplumlar ve ülkeler için her zaman çok önemli olduğunu belirten Güler, ” Özellikle dünya savaşlarından ve soğuk savaş olarak adlandırılan dönemden sonra yaşanan çok boyutlu gelişmeler ile artan risk ve tehditler, günümüz güvenlik ortamını daha karmaşık ve kritik bir hale getirmiştir. Böylesine hassas bir dönemde ulusal güvenlik konusu ile onun ayrılmaz parçası olan yerli ve milli savunma sanayinin önemi de her geçen gün daha fazla artmaktadır” değerlendirmesini yaptı. Uzun yıllar savunma sanayinde büyük ölçüde tedarikçi olan Türkiye”nin, hayal dahi edilemeyen büyük projelerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tam bağımsızlık ülküsüyle hayata geçirildiğini söyleyen Güler, şunları kaydetti: Bu kapsamda atılan isabetli adımlar ve yapılan kapsamlı yatırımlarla ülkemiz, savunma sanayi alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri haline gelmiştir. Yaşadığımız bu değişim ve gelişim ülkemizin yeni nesil harp konseptleri üreten bir strateji merkezine, ekonomi ve diplomasiyi maharetle meczeden küresel düzeyde sinerjik bir etki gücüne, nihayetinde bir üretim hattından, milli gururumuza ilham veren Türk mühendisliği gerçeğine dönüşümünün simgesi olmuştur. Zira gelinen aşamada şu net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki teknoloji üretiminin en stratejik girdisi artık ham madde değil, insan kaynağıdır. Tam da bu yüzden, bu dönüşümün merkezinde teknoloji kadar vizyoner bir perspektif, genç akıl ve milli bir heyecan bulunmaktadır. “TERÖR ÖRGÜTÜNE AĞIR DARBELER VURMUŞTUR” Güler, Türkiye”nin insansız kara, deniz ve hava araçları, helikopterler, silah ve mühimmat, füze, hava savunma sistemleri, elektronik harp sistemleri gibi çok geniş bir yelpazede ihtiyaç olan sistemleri kendi imkanlarıyla geliştirerek ihraç ettiğini ifade etti. Yerli ve milli savunma sanayisinin, en başta yurt içinde ve sınır ötesinde büyük bir başarı ile icra edilen terörle mücadele harekatlarında orduya katkı sağladığını belirten Güler, şöyle devam etti: Personelimizin kahramanlığı ve savunma sanayimizin sağladığı teknolojik kabiliyetlerin bir araya gelmesiyle kahraman ordumuz, harekat sahasında büyük bir üstünlük sağlamış ve terör örgütüne ağır darbeler vurmuştur. Bugün PKK/PYD/YPG/SDG terör örgütünün hareket kabiliyetinin bitme noktasına getirilmesinde de bu durum açıkça görülmektedir. Savunma sanayimiz terörle mücadelenin yanında, Mavi ve Gök Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin kararlılıkla korunmasında, başta dost ve kardeşlerimizin haklı davalarına verilen destek olmak üzere birçok coğrafyada Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmesinde yerli ve milli imkanlar ile üretilen savunma sanayi ürünlerimizin katkısı açıkça görülmektedir. “SAVUNMA SANAYİNDE ULAŞTIĞIMIZ BU ÜSTÜN SEVİYE, BİZLER İÇİN BİR GURUR KAYNAĞIDIR” Güler, Azerbaycan”dan Endonezya”ya, Katar”dan Polonya”ya kadar uzanan dünyanın hemen her coğrafyasında Türk savunma sanayi ürünlerinin etkin bir şekilde kullanıldığını ifade etti. Ürünlerin ortak projelerin bir parçası haline de geldiğini belirten Güler, NATO ve diğer platformlarda edinilen tecrübelerle, standardizasyon ve entegrasyon yetkinliğinin sürekli geliştiğini söyledi. Avrupa ülkelerinin artan savunma yatırımı ve güvenlik kaygıları çerçevesinde tedarik zincirlerini çeşitlendirme ile dışa bağımlılığı azaltma yönündeki eğilimlerinin Türk firmalarına ortak üretim teknoloji transferi ve ihracat imkanına zemin hazırladığını belirten Güler, şöyle devam etti: Bu sayede ülkemiz, ekonomik kazançla birlikte teknolojik ilerleme elde ederken, kurduğu diplomatik derin bağlarla dünya güvenlik mimarisi içinde yerini ve jeopolitik pozisyonunu da güçlendiriyor. Çok şükür ki dünya çapında talep gören gelişmiş silah sistemlerimizin kardeş, dost ve müttefik ülkelere ihracıyla Türk savunma sanayi uluslararası ekosistemin de başat tedarikçilerinden biri haline gelmiştir. Savunma sanayinde ulaştığımız bu üstün seviye, bizler için bir gurur kaynağıdır. Elbette ki bu seviyeye gelmemizin ana aktörleri, Savunma Sanayii Başkanlığımız ile hemen her platformda en gelişmiş yerli ve milli ürünleri tasarlayıp üreten ve sürekli olarak kendilerini yenileri ile geliştiren birbirinden değerli firmalarımızdır. “YÖN VEREN BİR GÜÇ HALİNE GELMİŞTİR” Güler, Türkiye”nin bağımsızlığına katkı sunan savunma sanayisinin güçlü altyapısının, sürdürülebilir ekosistemi, kalifiye personeli, geniş istihdam olanakları, büyük projeleri ile bölgesinde ve dünyada rol model durumunda olduğunu vurguladı. Türkiye”nin yükselen markası, tam bağımsızlık ülküsünün lokomotifi, yerli-milli savunma sanayisinin temsilcisi TUSAŞ”ın da bu sürecin en kritik paydaşlarından biri olduğunu belirten Güler, şunları kaydetti: TUSAŞ”ımız, başta milli muharip uçağımız KAAN olmak üzere, Hürjet, Hürkuş, Aksungur ve Anka İHA”larımız gibi savunma sanayimizin gözbebeği birbirinden değerli sistemleri üretmektedir. Bu çabalarıyla TUSAŞ”ın, Aselsan, Roketsan, MKE ve Asfat”la birlikte dünyanın en iyi savunma sanayi şirketlerinin yer aldığı “Defence News Top 100” listesine girmesi bizleri gururlandırmıştır. Tüm bu başarılar göstermektedir ki artık Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç haline gelmiştir. “KARARLILIKLA VE İNANÇLA YOLUMUZA DEVAM ETMEK ZORUNDAYIZ” Güler, günümüz dünyasında dengelerin, yaşanan jeopolitik gelişmeler ve teknolojik yenilikler nedeniyle sürekli değişiğini ifade etti. Bu süreçte artan tehdit türleri ve konjonktürel paradigmanın sadece olup biteni izleyen değil, değişime hızlıca uyum sağlayan, hatta öncü bir şekilde yön veren bir duruş benimsenmesi gerektiğini gösterdiğini belirten Güler, şöyle devam etti: “Bu durumun bilincinde olarak benimsenen vizyonun adı, Kaan”dır, Altay”dır, Kızılelma”dır, Göktürk”tür, Anka”dır, Siper”dir, Sungur”dur, Korkut”tur, Milgem”dir, Milden”dir. Esasen bu vizyonun adı Türkiye Yüzyılı”dır. Cumhuriyetimizin ikinci asrında bu kutlu hedeflerimize ulaşmak istiyorsak hayallerimizi ve buna bağlı olarak çabalarımızı en üst seviyede tutmak, kararlılıkla ve inançla yolumuza devam etmek zorundayız. İşte tam da bu yüzden ülkemizin teknoloji ve savunma sanayide kendini sürekli yenilemesi, kahraman ordumuzun değişen harp teknolojisine adapte olması ve bu süreci stratejik bir vizyonla yönetmesi hayati önem taşıyor.” “SAVUNMA SANAYİNDEKİ YERLİ VE MİLLİ ATILIMLARIMIZLA TAÇLANDIRIYORUZ” İçinde bulunulan süreçte ülkelerin hava gücünün, savunma kabiliyeti ve etkinliği açısından çarpan etkisi oluşturan en önemli unsurlardan birisi olduğunu belirten Güler, hava üstünlüğünü sağlayan ülkelerin sadece muharebe sahasında değil aynı zamanda diplomasi masasında da söz sahibi olabildiğini bildirdi. Türk Hava Kuvvetlerinin, köklü tarihi ve başarılarıyla gurur duyulan bir geçmişe sahip olduğunu belirten Güler, “Bugün de Hava Kuvvetlerimizin sahip olduğu bu eşsiz mirası TUSAŞ gibi güzide kuruluşlarımızın öncülüğünde modern hava teknolojileri ve savunma sanayindeki yerli ve milli atılımlarımızla taçlandırıyoruz.” dedi. Katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu, bu konuda proaktif bir anlayışla hareket edildiğini belirten Güler, şunları kaydetti: “Günümüzün icap ettirdiği sistemleri üretirken geleceğin teknolojilerini öngörüp buna şimdiden vakıf olmak, ülkemizi daima bir adım önde tutacaktır. Bu çerçevede teknoloji alanındaki değişim ve dönüşüme ayak uydurmak, ilgili konseptlere yön vermek ve geleceğimizi buna göre en üst seviyede hazırlamak için derinlikli bir vizyona sahip olmalıyız. Başarının bir varış değil bir yolculuk olduğunun bilinciyle savunma sanayinde ulaştığımız bu seviyeyi, en yukarılara taşımak, yegane hedefimizdir. Bu anlayışla, başta Savunma Sanayii Başkanlığımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla tam bir uyum içerisinde, etkin, verimli ve iş birliğine dayalı olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Güçlü bir Türkiye ve aydınlık bir gelecek için hep birlikte aynı vizyonla ve ideallerimize yürekten bir bağlılıkla daha çok çalışacağız. Bu konuda sarsılmaz bir irade ile gayret gösteren kamu ve vakıf kuruluşlarımıza, üniversitelerimize, firmalarımıza, üstün yeteneklere sahip ve yenilikçi girişimleri benimsemiş Türk mühendislerine, kısacası yerli ve milli tüm kaynaklarımıza inanıyor ve güveniyoruz.”

Source: Batıkan Altaş


TCG Anadolu”da nefes kesen anlar! Bayraktar TB3 “tam” başardı

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “22-25 Nisan tarihleri arasında, TCG Anadolu gemisinde, Bayraktar TB3 SİHA”nın “Kısa Pistli Gemiden Tam Otonom Kalkış-İniş Testleri” başarıyla gerçekleşti. 25 Nisan”da gerçekleştirilen testlere Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar katıldı.” ifadeleri kullanıldı.Paylaşımda, test anına ilişkin görüntüler de yer aldı.

Source: Www.star.com.tr


Saynur Altuğ Derman: Türkiye savaş değil barış istiyor

Haberler.com”da Neşe Berber”in sunduğu programa katılan dış politika uzmanı Saynur Altuğ Derman, dünyadaki güç dengeleri, Türkiye”nin jeopolitik konumu ve gelecekte artması beklenen çatışmalar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. “İÇ POLİTİKA, DIŞ POLİTİKADAN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR” Saynur Altuğ Derman, iç politikanın dış politika gelişmeleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “İç politika, dış politikadan bağımsız değildir ama dış politikadaki değişmeler ülkemizi de etkiliyor” dedi. Son dönemde uluslararası birlikler içinde çözülmelerin arttığını vurgulayan Derman, ülkeler arasındaki güvenin sarsıldığını ifade etti. “ABD”NİN HEGEMON SÖYLEMLERİ AVRUPA”YI KIZDIRDI” ABD”nin hegemon güç olarak diğer devletlere üstünlük kurma isteğinin Avrupa”da ciddi rahatsızlık yarattığını belirten Derman, “ABD”nin hegemon güç olarak diğer devletleri kontrol etme isteği ve “beni dinlemek zorundasınız” söylemleri Avrupa”yı kızdırdı” dedi. Ayrıca, Rusya”nın enerji akışının kesilmesinin Avrupa”yı derinden etkilediğini belirtti ve bu durumun bölgesel krizleri tetiklediğini söyledi. “TÜRKİYE SAVAŞ DEĞİL BARIŞ İSTİYOR” Dünya genelinde çatışma bölgelerinin artmasını beklediğini söyleyen Derman, buna rağmen Türkiye”nin duruşunun barıştan yana olduğunu vurguladı. “Türkiye savaş değil barış istiyor” diyen Derman, Kıbrıs, Yunanistan ve Suriye gibi kritik meselelerde Türkiye”nin dikkatli olması gerektiğini ifade etti. ABD”nin müdahale ettiği bölgelerde sürekli çözümsüzlük ve çatışma ortamı oluştuğunu da belirtti.

Source: Haberler


Bakan Uraloğlu”ndan “İBB operasyonu” yorumu: “Allahutaala bizleri korudu…”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Konya’nın Ereğli ilçesinde bulunan Karaman Ulukışla Hızlı Tren Şantiyesinde yapılan çalışmaları yerinde inceledi.Uraloğlu, Türkiye’nin demir yolu ulaşımını güçlendirecek ve lojistik kapasitesini artıracak stratejik bir proje olan Karaman Ulukışla hızlı tren projesinde güzergah boyunca incelemelerde bulunduklarını belirterek, demir yollarının güvenli, düşük maliyetli ve hızlı oluşuyla ulaşımın vazgeçilmez çok önemli bir parçası olduğunu söyledi.ALLAHUTAALA BİZLERİ KORUDUUraloğlu, daha sonra Karaman AKP İl Teşkilatını ziyaret etti.Burada partililere seslenen Bakan Uraloğlu, Seçim 2027de mi, 2028de mi olur? Onu şu an için bilemiyoruz ama her an seçim olacak düşüncesiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz, gayret edeceğiz. Bizim görevimiz sefere çıkmaktır. Allahutaala da zaferi şimdiye kadar bize nasip etti. Bundan sonra da etsin dedi.İBBye yönelik operasyonlar üzerinden muhalefeti hedef alan Uraloğlu, şöyle konuştu:Bakın İstanbulda olaylar var. Şunlar mı bu ülkeyi yönetecekler? Allah rızası için. Şunlar mı bu ülkenin yönetimine gelecek? Bir büyükşehri yönetemeyen insanlar, bu ülkeyi nasıl yöneteceklerdi. Allahutaala bizleri korudu. Bizim görevimiz belli. Aşkla, samimiyetle, tevazuyla memleketimize, milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Allahutaala bizim birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozmasın. Bakın bugün Rusya, Ukrayna savaşı var. Eğer bizim başımızda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider olmamış olsaydı; çok daha kötü bir durumda olabilirdik.

Source:


Türkiye uluslararası ekosisteme yön veriyor: TUSAŞ ve Türk Savunma, dünya devleri arasında

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Güler ile Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) Yönetim Zirvesi”ne katıldı.”Dönüşümün Liderleri: Geleceği Yeniden Şekillendiriyoruz” temasıyla düzenlenen zirvede konuşan Güler, tüm pilotların 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü”nü kutladı.Zirvenin sahip olunan stratejik vizyon ile milli iradeyi içinde barındıran güçlü duruşu bir kez daha ortaya koyacağını ifade eden Güler, Türkiye”nin yaşadığı teknolojik gelişimle birlikte zihniyet dönüşümüne ilişkin yeni bir farkındalık oluşturacağına inandığını belirtti.Savunma ve güvenlik konusunun, bireyler, toplumlar ve ülkeler için her zaman çok önemli olduğunu belirten Güler, “Özellikle dünya savaşlarından ve soğuk savaş olarak adlandırılan dönemden sonra yaşanan çok boyutlu gelişmeler ile artan risk ve tehditler, günümüz güvenlik ortamını daha karmaşık ve kritik bir hale getirmiştir. Böylesine hassas bir dönemde ulusal güvenlik konusu ile onun ayrılmaz parçası olan yerli ve milli savunma sanayinin önemi de her geçen gün daha fazla artmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.Uzun yıllar savunma sanayinde büyük ölçüde tedarikçi olan Türkiye”nin, hayal dahi edilemeyen büyük projelerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tam bağımsızlık ülküsüyle hayata geçirildiğini söyleyen Güler, şunları kaydetti:”Bu kapsamda atılan isabetli adımlar ve yapılan kapsamlı yatırımlarla ülkemiz, savunma sanayi alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri haline gelmiştir. Yaşadığımız bu değişim ve gelişim ülkemizin yeni nesil harp konseptleri üreten bir strateji merkezine, ekonomi ve diplomasiyi maharetle meczeden küresel düzeyde sinerjik bir etki gücüne, nihayetinde bir üretim hattından, milli gururumuza ilham veren Türk mühendisliği gerçeğine dönüşümünün simgesi olmuştur. Zira gelinen aşamada şu net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki teknoloji üretiminin en stratejik girdisi artık ham madde değil, insan kaynağıdır. Tam da bu yüzden, bu dönüşümün merkezinde teknoloji kadar vizyoner bir perspektif, genç akıl ve milli bir heyecan bulunmaktadır.””TERÖR ÖRGÜTÜNE AĞIR DARBELER VURMUŞTUR”Güler, Türkiye”nin insansız kara, deniz ve hava araçları, helikopterler, silah ve mühimmat, füze, hava savunma sistemleri, elektronik harp sistemleri gibi çok geniş bir yelpazede ihtiyaç olan sistemleri kendi imkanlarıyla geliştirerek ihraç ettiğini ifade etti.Yerli ve milli savunma sanayisinin, en başta yurt içinde ve sınır ötesinde büyük bir başarı ile icra edilen terörle mücadele harekatlarında orduya katkı sağladığını belirten Güler, şöyle devam etti:”Personelimizin kahramanlığı ve savunma sanayimizin sağladığı teknolojik kabiliyetlerin bir araya gelmesiyle kahraman ordumuz, harekat sahasında büyük bir üstünlük sağlamış ve terör örgütüne ağır darbeler vurmuştur. Bugün PKK/PYD/YPG/SDG terör örgütünün hareket kabiliyetinin bitme noktasına getirilmesinde de bu durum açıkça görülmektedir. Savunma sanayimiz terörle mücadelenin yanında, Mavi ve Gök Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin kararlılıkla korunmasında, başta dost ve kardeşlerimizin haklı davalarına verilen destek olmak üzere birçok coğrafyada Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmesinde yerli ve milli imkanlar ile üretilen savunma sanayi ürünlerimizin katkısı açıkça görülmektedir.””SAVUNMA SANAYİNDE ULAŞTIĞIMIZ BU ÜSTÜN SEVİYE, BİZLER İÇİN BİR GURUR KAYNAĞIDIR”Güler, Azerbaycan”dan Endonezya”ya, Katar”dan Polonya”ya kadar uzanan dünyanın hemen her coğrafyasında Türk savunma sanayi ürünlerinin etkin bir şekilde kullanıldığını ifade etti.Ürünlerin ortak projelerin bir parçası haline de geldiğini belirten Güler, NATO ve diğer platformlarda edinilen tecrübelerle, standardizasyon ve entegrasyon yetkinliğinin sürekli geliştiğini söyledi.Avrupa ülkelerinin artan savunma yatırımı ve güvenlik kaygıları çerçevesinde tedarik zincirlerini çeşitlendirme ile dışa bağımlılığı azaltma yönündeki eğilimlerinin Türk firmalarına ortak üretim teknoloji transferi ve ihracat imkanına zemin hazırladığını belirten Güler, şöyle devam etti:”Bu sayede ülkemiz, ekonomik kazançla birlikte teknolojik ilerleme elde ederken, kurduğu diplomatik derin bağlarla dünya güvenlik mimarisi içinde yerini ve jeopolitik pozisyonunu da güçlendiriyor. Çok şükür ki dünya çapında talep gören gelişmiş silah sistemlerimizin kardeş, dost ve müttefik ülkelere ihracıyla Türk savunma sanayi uluslararası ekosistemin de başat tedarikçilerinden biri haline gelmiştir. Savunma sanayinde ulaştığımız bu üstün seviye, bizler için bir gurur kaynağıdır. Elbette ki bu seviyeye gelmemizin ana aktörleri, Savunma Sanayii Başkanlığımız ile hemen her platformda en gelişmiş yerli ve milli ürünleri tasarlayıp üreten ve sürekli olarak kendilerini yenileri ile geliştiren birbirinden değerli firmalarımızdır.””YÖN VEREN BİR GÜÇ HALİNE GELMİŞTİR”Güler, Türkiye”nin bağımsızlığına katkı sunan savunma sanayisinin güçlü altyapısının, sürdürülebilir ekosistemi, kalifiye personeli, geniş istihdam olanakları, büyük projeleri ile bölgesinde ve dünyada rol model durumunda olduğunu vurguladı.Türkiye”nin yükselen markası, tam bağımsızlık ülküsünün lokomotifi, yerli-milli savunma sanayisinin temsilcisi TUSAŞ”ın da bu sürecin en kritik paydaşlarından biri olduğunu belirten Güler, şunları kaydetti:”TUSAŞ”ımız, başta milli muharip uçağımız KAAN olmak üzere, Hürjet, Hürkuş, Aksungur ve Anka İHA”larımız gibi savunma sanayimizin gözbebeği birbirinden değerli sistemleri üretmektedir. Bu çabalarıyla TUSAŞ”ın, Aselsan, Roketsan, MKE ve Asfat”la birlikte dünyanın en iyi savunma sanayi şirketlerinin yer aldığı “Defence News Top 100” listesine girmesi bizleri gururlandırmıştır. Tüm bu başarılar göstermektedir ki artık Türk savunma sanayii, dünyadaki stratejik dengeleri etkileyen ve buna yön veren bir güç haline gelmiştir.”Bayraktar TB3″ten tarihi başarı! Selçuk Bayraktar: Yeni bir dünyanın kapılarını araladık”KARARLILIKLA VE İNANÇLA YOLUMUZA DEVAM ETMEK ZORUNDAYIZ”Güler, günümüz dünyasında dengelerin, yaşanan jeopolitik gelişmeler ve teknolojik yenilikler nedeniyle sürekli değişiğini ifade etti.Bu süreçte artan tehdit türleri ve konjonktürel paradigmanın sadece olup biteni izleyen değil, değişime hızlıca uyum sağlayan, hatta öncü bir şekilde yön veren bir duruş benimsenmesi gerektiğini gösterdiğini belirten Güler, şöyle devam etti:”Bu durumun bilincinde olarak benimsenen vizyonun adı, Kaan”dır, Altay”dır, Kızılelma”dır, Göktürk”tür, Anka”dır, Siper”dir, Sungur”dur, Korkut”tur, Milgem”dir, Milden”dir. Esasen bu vizyonun adı Türkiye Yüzyılı”dır. Cumhuriyetimizin ikinci asrında bu kutlu hedeflerimize ulaşmak istiyorsak hayallerimizi ve buna bağlı olarak çabalarımızı en üst seviyede tutmak, kararlılıkla ve inançla yolumuza devam etmek zorundayız. İşte tam da bu yüzden ülkemizin teknoloji ve savunma sanayide kendini sürekli yenilemesi, kahraman ordumuzun değişen harp teknolojisine adapte olması ve bu süreci stratejik bir vizyonla yönetmesi hayati önem taşıyor.””SAVUNMA SANAYİNDEKİ YERLİ VE MİLLİ ATILIMLARIMIZLA TAÇLANDIRIYORUZ”İçinde bulunulan süreçte ülkelerin hava gücünün, savunma kabiliyeti ve etkinliği açısından çarpan etkisi yaratan en önemli unsurlardan birisi olduğunu belirten Güler, hava üstünlüğünü sağlayan ülkelerin sadece muharebe sahasında değil aynı zamanda diplomasi masasında da söz sahibi olabildiğini bildirdi.Türk Hava Kuvvetlerinin, köklü tarihi ve başarılarıyla gurur duyulan bir geçmişe sahip olduğunu belirten Güler, “Bugün de Hava Kuvvetlerimizin sahip olduğu bu eşsiz mirası TUSAŞ gibi güzide kuruluşlarımızın öncülüğünde modern hava teknolojileri ve savunma sanayindeki yerli ve milli atılımlarımızla taçlandırıyoruz.” dedi.Katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu, bu konuda proaktif bir anlayışla hareket edildiğini belirten Güler, şunları kaydetti:”Günümüzün icap ettirdiği sistemleri üretirken geleceğin teknolojilerini öngörüp buna şimdiden vakıf olmak, ülkemizi daima bir adım önde tutacaktır. Bu çerçevede teknoloji alanındaki değişim ve dönüşüme ayak uydurmak, ilgili konseptlere yön vermek ve geleceğimizi buna göre en üst seviyede hazırlamak için derinlikli bir vizyona sahip olmalıyız. Başarının bir varış değil bir yolculuk olduğunun bilinciyle savunma sanayinde ulaştığımız bu seviyeyi, en yukarılara taşımak, yegane hedefimizdir.Türkiye TUSAŞ”la başardıBu anlayışla, başta Savunma Sanayii Başkanlığımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla tam bir uyum içerisinde, etkin, verimli ve iş birliğine dayalı olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Güçlü bir Türkiye ve aydınlık bir gelecek için hep birlikte aynı vizyonla ve ideallerimize yürekten bir bağlılıkla daha çok çalışacağız. Bu konuda sarsılmaz bir irade ile gayret gösteren kamu ve vakıf kuruluşlarımıza, üniversitelerimize, firmalarımıza, üstün yeteneklere sahip ve yenilikçi girişimleri benimsemiş Türk mühendislerine, kısacası yerli ve milli tüm kaynaklarımıza inanıyor ve güveniyoruz.”AB ülkesinden Türkiye”ye teklif

Source: Www.star.com.tr


Macron ve Zelenskiy ateşkesi görüştü: Ukrayna koşulsuz ateşkese hazır

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, İtalya”nın başkenti Roma”da, Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında ateşkes meselesini görüştü.Macron, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Zelenskiy ile Roma”da gerçekleştirdikleri görüşmenin çok olumlu geçtiğini belirtti. “UKRAYNA KOŞULSUZ ATEŞKESE HAZIR” ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya-Ukrayna Savaşı”na son verme amacında hemfikir olduklarını aktaran Macron, “Ukrayna, koşulsuz ateşkese hazır. Başkan Zelenskiy, bugün bunu bana yeniden söyledi” ifadelerini kullandı. “BARIŞI GÖSTERME SIRASI PUTİN”DE” Macron, Zelenskiy”nin ateşkesin uygulanması için Amerikalılar ve Avrupalılarla çalışmak istediğini kaydederek, “Gerçekten barışı istediğini gösterme sırası (Rusya) Devlet Başkanı Putin”de” değerlendirmesinde bulundu. Emmanuel Macron, Ukrayna”da hem ateşkesin sağlanması hem de bu ülkede kapsamlı ve kalıcı bir barışa ulaşılması için Gönüllüler Koalisyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.

Source: Esra Taşkın


Macron ve Zelenski, Ukrayna”da ateşkes meselesini görüştü

Macron, X hesabından yaptığı paylaşımda, Zelenski ile Roma”da gerçekleştirdikleri görüşmenin çok olumlu geçtiğini belirtti.ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya-Ukrayna Savaşı”na son verme amacında hemfikir olduklarını aktaran Macron, “Ukrayna, koşulsuz ateşkese hazır. Başkan Zelenski, bugün bunu bana yeniden söyledi.” ifadelerini kullandı.Macron, Zelenski”nin ateşkesin uygulanması için Amerikalılar ve Avrupalılarla çalışmak istediğini kaydederek, “Gerçekten barışı istediğini gösterme sırası (Rusya) Devlet Başkanı Putin”de.” değerlendirmesinde bulundu.Emmanuel Macron, Ukrayna”da hem ateşkesin sağlanması hem de bu ülkede kapsamlı ve kalıcı bir barışa ulaşılması için Gönüllüler Koalisyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.

Source: Dünya Gazetesi


İran ile ABD arasında Umman”da yapılan üçüncü tur görüşmeler sona erdi

İran devlet televizyonu, İran ile ABD arasında Maskatta süren görüşmelerin tamamlandığını duyurdu.Ummanda iki ülke arasında hem uzmanlar düzeyinde teknik müzakereler hem üst düzey diplomatik görüşmeler gerçekleştirildi.Taraflar henüz görüşmelerin sonucu hakkında açıklama yapmadı.MÜZAKERE SÜRECİİran ile nükleer anlaşmadan 2018de tek taraflı ülkesini çeken ABD Başkanı Donald Trump, İran ile doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunan ve tehditler de içeren bir mektubu martta İran lideri Ayetullah Ali Hamaneye göndermişti.Mektuba İran, Umman üzerinden yanıt vermişti.Tahran ile Washington, mektup trafiğinin ardından Umman’da 12 Nisanda dolaylı görüşmeler yapmıştı.Taraflar, 19 Nisanda İtalyanın başkenti Romada yeniden Ummanın aracılığında bir araya gelmişti. Hem İran hem ABD, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini açıklamıştı.

Source:


İran”dan müzakere açıklaması: Hala ihtilaflar mevcut

ABD ile Umman”da yapılan görüşmelerden sonra İran devlet televizyonuna konuşan Erakçi, görüşmelerin üçüncü turunun da dolaylı olarak Umman”ın aracılığında gerçekleştirildiğini ve Amerikan tarafıyla yazılı mesaj alışverişinde bulunduklarını belirtti.Görüşmelerin hızlı ilerlemesinden memnun olduklarını ve artık daha ciddi konuların ele alındığını aktaran Erakçi, “Genel konularda ve ayrıntılarda hala ihtilaflar var. Bazı ihtilaflar ciddi, bazıları ise daha az ciddi.” dedi.Erakçi, buna rağmen görüşmelerde ilerleme sağlanacağına dair umutlu olduklarını ancak son derece temkinli olmaya devam ettiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:”Her iki taraf da ilerleme konusunda iradesini gösterdi ancak bazen sadece irade yeterli olmuyor ve belki de hiçbir sonuç elde edilemiyor. Bazı ciddi görüş ayrılıkları var fakat yine de hızlı bir şekilde ilerlemeyi umuyoruz.”İranlı bakan, müzakerelerde nükleer konu haricinde hiçbir konuyu görüşmeyeceklerini ve ABD tarafının da şu ana kadar nükleer dışı bir konuyu gündeme getirmediğini vurguladı.İran ile ABD arasındaki müzakere süreciİran ile nükleer anlaşmadan 2018″de tek taraflı ülkesini çeken ABD Başkanı Donald Trump, İran ile doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunan ve tehditler de içeren bir mektubu martta İran lideri Ayetullah Ali Hamaney”e göndermişti.Mektuba İran, Umman üzerinden yanıt vermişti.Tahran ile Washington, mektup trafiğinin ardından önce Umman’da 12 Nisan”da daha sonra 19 Nisan”da Roma”da dolaylı görüşmeler yapmıştı. Hem İran hem ABD, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini açıklamıştı.Taraflar bugün de Umman”ın başkenti Maskat”ta Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi”nin aracılığında hem uzmanlar düzeyinde teknik müzakereler hem de üst düzey diplomatik görüşmelerin üçüncü turunu gerçekleştirmişti.

Source: Dünya Gazetesi


“Eğer ben başkan olsaydı” diye tepki gösterdi: Trump, savaşın faturasını Biden”a kesti

Trump, Truth Social platformundan yaptığı paylaşımda, “Rusya-Ukrayna meselesinde ne kadar iyi bir anlaşma yaparsam yapayım, hatta tarihin en iyi anlaşması olsa bile, başarısız New York Times (NYT) bunu kötüleyecektir.” ifadesini kullandı.NYT”nin yazarı Peter Baker”ı eleştiren Trump, Baker”ın editör talimatı doğrultusunda Ukrayna”nın, Kırım da dahil olmak üzere topraklarını geri alması gerektiğini yazdığını belirterek, bu talebi “saçma” olarak nitelendirdi.Trump, paylaşımında, “Bu hafif sıklet gazeteci neden Rusya”nın, (Eski ABD Başkanı Barack) Obama döneminde tek kurşun atmadan Kırım”ı işgal etmesine değinmiyor? Obama döneminde yapılanlara tek kelime eleştiri getirmedi, sadece Trump”ı hedef aldı.” değerlendirmesinde bulundu.RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI”NIN SAVAŞIN SORUMLULUĞU BİDEN”A AİTRusya-Ukrayna Savaşı”nın savaşın sorumluluğunun eski Başkan Joe Biden”a ait olduğunu, kendi döneminde Ukrayna”ya Javelin tanksavar füzeleri verilmesine karşın Obama yönetiminin sadece “çarşaf gönderdiğini” ileri süren Trump, “Bu, Biden”ın savaşı. Eğer ben başkan olsaydım, bu savaş asla başlamazdı.” ifadesine yer verdi.Öte yandan Trump, son günlerde Rusya”nın sivil yerleşim yerlerine füze saldırıları düzenlediğine dikkati çekerek, bu durumun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”in savaşı bitirme niyetinde olmadığı izlenimini verdiğini belirtti.Trump, Putin”in farklı yöntemlerle, örneğin “bankacılık” ya da “ikincil yaptırımlar” yoluyla ele alınması gerektiği yorumunu yaptı.”Çok fazla insan ölüyor!” diyen Trump, savaşın sona ermesi gerektiği mesajını yineledi.

Source: Www.star.com.tr


İran ve ABD arasındaki nükleer müzakerelerde üçüncü tur sona erdi

İran ile ABD arasında Umman”ın başkenti Maskat”ta yerel saatle 10.00″da başlayan “nükleer” konulu üçüncü tur dolaylı müzakereler sona erdi.İran ile ABD arasındaki nükleer konulu müzakereler sürüyor. Umman”ın başkenti Maskat”ta yerel saatle 10.00″da başlayan üçüncü tur dolaylı müzakereler sona erdi. HEYETLER BAŞKENTLERE DÖNÜYOR İran devlet televizyonu, iki ülke heyetleri arasında teknik düzeyde yapılan görüşmelerde, talepler ve beklentiler konusunda daha ayrıntılı bir aşamaya gelindiğini ve her iki heyetin de istişarelerde bulunmak üzere başkentlerine döneceklerini duyurdu. İRAN HEYETİNDE UZMAN İSİMLER İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, görüşmeler sırasında İran basınına yaptığı açıklamada, yapılan teknik görüşmelerde İran heyetinin içerisinde nükleer ve ekonomi alanlarında uzman isimlerin yer aldığını ifade etti.İran”ın, uygulanan zalimce yaptırımların sona erdirilmesi ve nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu kanıtlama konusunda kararlı bir tutum sergilediğini vurgulayan Bekayi, “İran”ın meşru haklarına Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması”na (NPT) uygun şekilde saygı gösterilmeli ve yaptırımların sona erdirilmesine dair güvence verilmelidir” dedi. “MÜZAKERELER CİDDİ ATMOSFERDE SÜRÜYOR” Bekayi sosyal medya hesabından yaptığı ayrı bir açıklamada ise, İran ile ABD arasındaki dolaylı müzakerelerin ciddi bir atmosferde devam ettiğini belirterek, tarafların İran”ın barışçıl nükleer enerji hakkının korunması, yaptırımların etkin şekilde kaldırılması ve İran”ın nükleer programının barışçıl doğasına ilişkin güven inşası konularındaki tutum ve görüşlerini Umman aracılığıyla birbirine ilettiklerini aktardı. TARAFLAR NE İSTİYOR? ABD ile İran arasındaki müzakereler, önce karşılıklı güven inşa etmeyi, daha sonra İran”ın nükleer programı konusunda bir anlaşmaya doğru çerçeve oluşturulmasını hedefleyen süreçler olarak görülüyor. ABD, İran”ın atom bombası yapımında kullanıldığına inandığı yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretimini durdurmasını istiyor. Nükleer programının her zaman barışçıl olduğunu savunan İran ise yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programını “kısıtlamaya” hazır olduğunu belirtirken, ABD”nin geri adım atmayacağına dair garantiler istiyor.İran”ın uranyum zenginleştirme santrifüjlerini sökmeyi, uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurmayı veya zenginleştirilmiş uranyum stokunu 2015″teki anlaşmada kararlaştırılan seviyelerin altına düşürmeyi kabul etmeyeceği belirtiliyor.

Source: Haberler


Zelenski ve Starmer, Roma”da görüştü

İngiltere Başbakanlık Ofisi 10 Numara’dan yapılan açıklamaya göre, Zelenski ve Starmer, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus”un cenaze töreni sırasında Roma”da bir görüşme yaptı.İkili, Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barış için atılan adımları görüşürken, ulaşılan ivmeyi artırma konusunu da ele aldı.Starmer ve Zelenski, gelecek adımları diğer ortaklarla planlama ve tekrar bir araya gelme konusunda mutabakata vardı.Zelenski de Starmer ile görüşmesi hakkında Telegram hesabından açıklama yaparak, koşulsuz ateşkesin sağlanması ve güvenlik garantilerini ele aldıklarını aktardı ve şunları vurguladı:”Koşulsuz ateşkes havada, denizde ve karada sağlanmalı ve güvenilir güvenlik garantileriyle adil bir barışın tesisi yolunda ilk adım olmalıdır. Ancak güçlü garantiler kalıcı barışı sağlayabilir ve insan hayatını koruyabilir.”

Source: Dünya Gazetesi


Bayraktar TB3 SİHA”dan bir başarı daha!

Milli Savunma Bakanlığı, TCG ANADOLU Gemisi’nde, Bayraktar TB3 SİHA’nın “Kısa Pistli Gemiden Tam Otonom Kalkış-İniş Testleri” başarıyla gerçekleştiğini duyurdu.25 Nisan’da gerçekleştirilen testlere Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar katıldı.

Source: Ömer Faruk Aktaş


Kassam işgalci askerleri pusuya düşürdü! Keskin nişancı tek tek katilleri böyle avladı

Gazze”de ateşkes çağrılarına rağmen katliam saldırılarını sürdüren işgalci İsrail, 4 askerinin öldüğünü duyurmuştu. Kassam Tugayları 24 Nisan”da gerçekleştirilen pusunun görüntülerini yayımladı. “Kılıç Kırma” pususuna ilişkin görüntülerde işgalci askerlerinin tek tek avlandığı anlar yer aldı.

KASSAM”DAN İŞGALCİ ORDUYA “KILIÇ KIRMA” PUSUSU

Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze”nin kuzeyindeki Beyt Hanun”da İsrail askerlerini pusuya düşürdü.

“Kılıç Kırma” pususu kapsamında yayınlanan videoda, Kassam mensuplarının önce İsrail askerlerini izlediği sonra hedef seçtiği ifade edildi.

İKİSİ ASTSUBAY 4 ASKER ÖLDÜ

24 Nisan”daki operasyonda 4 İsrail askeri keskin nişancılarla hedef alındı. Videoda hedef alınan 4 askerden ikisinin astsubay olduğu bilgisi verildi ve isimleri de paylaşıldı.

Videoda, açılan ateş sonucu bir astsubayın yere düştüğü, onu kurtarmaya çalışan diğer 2 askerin de daha sonra açılan ateşte yere düştüğü görülüyor.

Videoda, 4″üncü askerin vuruluş anının çekilmediği ifade edildi.

Öte yandan Kassam”dan 25 Nisan”da yapılan açıklamada, Beyt Hanun”un doğusundaki El-Avde Caddesinde keskin nişancıların 4 İsrail askerini hedef aldığı, askerlerden bazılarının öldüğü, bazılarının da yaralandığı belirtilmişti.

İsrail ise yaşanan çatışmalarda bir İsrail askeri öldüğünü doğrulamış üçünün ise yaralandığını açıklamıştı.

Kassam Tugayları, İsrail”in, ateşkesi bozarak 18 Mart”ta Gazze”ye yeniden saldırılara başlamasının ardından bir süre saldırılara ara vermiş ancak yaklaşık 10 gün önce İsrail askerleriyle çatışmaya, onlara pusu kurmaya ve saldırılara yeniden başlamıştı.

Kassam, gerçekleştirdiği saldırı ve operasyonların görüntülerini bir kaç gün sonra yayınlıyor. Bu videolar, İsrail toplumu özellikle de savaşın sonlandırılması pahasına da olsa esirlerin geri getirilmesini isteyen aileler üzerinde büyük etki yapıyor.

Source: Baki Sancak


Rusya”dan Ukrayna”ya ağır darbe: Kursk bölgesi tamamen ele geçirildi

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”e, Kursk bölgesinin Ukrayna ordusundan tamamen kurtarıldığını bildirdi.Kremlin”den yapılan açıklamaya göre, Gerasimov, Putin”e Kursk bölgesinde Ukrayna Silahlı Kuvvetleri birliklerinin tamamen yenilgiye uğratıldığı yönünde rapor verdi. KURSK BÖLGESİ TAMAMEN ELE GEÇİRİLDİ Bölgede Ukrayna ordusunun kontrolünde olan Gornal isimli son yerleşim biriminin kurtarıldığını bildiren Gerasimov, “Böylece Kursk bölgesini işgal eden Ukrayna Silahlı Kuvvetleri”nin birlikleri tamamen yenildi.” ifadesini kullandı.Gerasimov, Ukrayna ordusunun Ağustos 2024″ten bu yana Kursk bölgesinde yaklaşık 76 binden fazla asker ve 7 bin 700 askeri teçhizat kaybettiğini ileri sürdü.Kursk bölgesindeki çatışmalarda Rus ordusu ile birlikte Kuzey Kore askerlerinin de yer aldığı bilgisini paylaşan Gerasimov, “Bu askerler, ülkelerimiz arasında sağlanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması doğrultusunda bölgeye giren Ukraynalı güçlerin yenilgisine önemli destek sağladı. Kuzey Koreli askerler, Rus askerleriyle birlikte yüksek seviye profesyonel olduklarını gösterdi.” dedi.Bölgede mayın temizleme çalışmalarının sürdüğünü aktaran Gerasimov, “Ukrayna”nın Sumi bölgesiyle sınır yerlerde güvenlik bölgesinin oluşturulmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü, 4 yerleşim yerinin ele geçirildiğini, yaklaşık 90 kilometrekare alanın kontrol altında olduğunu” kaydetti. PUTIN”DEN ASKERLERE TEBRİK Devlet Başkanı Putin, zafer kazanan askeri birlikleri tebrik ederek “Kiev rejiminin macerası tamamen başarısızlıkla sonuçlandı.” dedi.Ukrayna ordusunun uğradığı kayıpların tüm muharebe temas hattına yansıyacağını belirten Putin, “Düşmanın Kursk sınır bölgesinde tamamen yenilgiye uğratılması, birliklerimizin cephenin diğer önemli bölgelerinde başarılı eylemler gerçekleştirmesinin koşullarını oluşturmakta ve Neonazi rejiminin yenilgisini daha da yakınlaştırmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.Ukrayna ordusu, geçen yıl 6 Ağustos”ta Rusya”nın güneyindeki Kursk bölgesine girerek savaşta yeni bir cephe açmıştı. Rus ordusuyla şiddetli çatışmaların yaşandığı bölgede Ukrayna ordusu hızla ilerleyerek 1268 kilometrekarelik alanı kısa sürede kontrolü altına almıştı. Aradan geçen bir aylık süre sonunda Rus ordusu Ukrayna ordusunun kontrolündeki yerleşim yerlerini yavaş yavaş geri almaya başlamıştı. ??????? UKRAYNA: HAREKATIMIZ SÜRÜYOR Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinden yapılan açıklamada, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov”un Kursk bölgesini Ukrayna ordusundan tamamen kurtarıldığına ilişkin açıklaması değerlendirildi.Kursk bölgesindeki çatışmaların sona erdiğine yönelik Rusya”dan yapılan açıklamanın gerçeği yansıtmadığına işaret edilen açıklamada, “Ukrayna savunma kuvvetlerinin Kursk bölgesinin bazı ilçelerinde savunma harekatı devam ediyor.” denildi.Açıklamada, söz konusu bölgedeki durumun ağır olduğu vurgulanarak, Ukrayna birliklerinin Rus ordusuna karşı yoğun ateş açarak mevzilerini korumaya devam ettiği aktarıldı.Ukrayna ordusunun bölgede kuşatılma tehlikesi olmadığının belirtildiği açıklamada, “Rusya Federasyonu”na bağlı Belgorod bölgesinin bazı ilçelerinde birliklerimizce yürütülen aktif operasyonlar da devam ediyor.” ifadesi kullanıldı.

Source: Haberler


İşgalci İsrail kana doymuyor: Gazze”nin yeni bölgelerini işaret etti

İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi”nde ateşkes ve esir takası anlaşması için yapılan görüşmeler sürüyor. Görüşmelere ilişkin İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan açıklamada, “Esir görüşmeleri ilerlemezse, Gazze Şeridi”ndeki saldırıları önemli ölçüde genişletmeye hazırlanıyoruz” denildi. IDF, genişletilmiş saldırılar için çok sayıda yedek asker göreve çağrılacağını ve Gazze Şeridi”nin yeni bölgelerinde saldırılar başlatılacağını açıkladı.

Source: Www.star.com.tr


İran”daki patlamada can kaybı 8″e yükseldi

İran”ın Hürmüzgan eyaletine bağlı Bender Abbas kentindeki Şehid Recai Limanı”nda meydana gelen şiddetli patlamada bilanço ağırlaşıyor. İran devlet televizyonuna konuşan İçişleri Bakanı İskender Mümini, bugün gerçekleşen patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 8″e, yaralananların sayısının ise 750″ye yükseldiğini açıkladı. Mümini, yaralılardan 212″sinin ayakta tedavi edildiğini, diğer yaralıların ise Hürmüzgan eyaletindeki ve çevre illerdeki sağlık merkezlerinde tedavi altına alındığını belirtti.Yangın diğer konteynerlere sıçradıŞiddetli rüzgar nedeniyle yangının henüz kontrol altına alınamadığını ifade eden Mümini, yangının diğer konteynerlere de sıçradığını ve yeni patlamaların meydana geldiğini aktardı.Tüm eğitim kurumları tatil edildiHürmüzgan Eyaleti Kriz Yönetim Genel Müdürlüğü”nden yapılan açıklamada, patlama sonrası oluşan hava kirliliği ve öğrencilerin sağlığını korumak amacıyla Bender Abbas kentindeki tüm eğitim kurumlarında yarın eğitime bir günlük ara verildiği bildirildi.

Source: Dünya Gazetesi


Türkiye”den İran”a taziye mesajı

Bakanlık konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, İran”ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı”nda meydana gelen patlamada çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığının derin üzüntüyle öğrenildiğini bildirdi.Açıklamada, “Hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve İran halkına taziyelerimizi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.” ifadesi kullanıldı.İran”ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı”nda şiddetli patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 8″e, yaralananların sayısının ise 750″ye yükseldiği bildirilmişti.

Source: Dünya Gazetesi


Türkiye”den İran halkına taziye

Dışişleri Bakanlığı, İran ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı nda şiddetli patlamada hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayımladı. Bakanlık konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, İran ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı nda meydana gelen patlamada çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığının derin üzüntüyle öğrenildiğini bildirdi. Açıklamada, Hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve İran halkına taziyelerimizi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. ifadesi kullanıldı. İran ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı nda şiddetli patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 8 e, yaralananların sayısının ise 750 ye yükseldiği bildirilmişti. *Haberin fotoğrafı AA tarafından servis edilmiştir

Source: Habertürk


İran”daki liman patlaması ihracat faaliyetlerini olumsuz etkiledi!

İran”ın Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı patlamanın ardından devre dışı kalırken ülke ihracatının önemli bir bölümünün gerçekleştirildiği stratejik limandaki faaliyetler Körfez”in kuzeyindeki İmam Humeyni Limanı”na yönlendirildi. GEMİLER DİĞER LİMANLARA YÖNLENDİRİLDİ Tarım Bakanı Gulamrıza Nuri Kızılce, Kriz Yönetimi toplantısında Hürmüzgan eyaletine bağlı Bender Abbas”ın Şehid Recai Limanı”ndaki patlama sonrasında limana mal taşıyan gemilerin başka limanlara yönlendirildiğini açıkladı.İranlı bakan, “Temel ihtiyaç malzemeleri taşıyan gemiler, başta İmam Humeyni Limanı olmak üzere diğer limanlara yönlendirildi.” dedi.İmam Humeyni Limanı, Basra Körfezi”nin kuzey kıyısında Huzistan eyaletinde yer alıyor. NE OLDU? İran”ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı”nda öğle saatlerinde şiddetli patlama meydana gelmişti.Patlamanın nedeninin henüz belirlenemediği açıklanmıştı.Limandaki bazı konteynerlerin patlamasıyla meydana gelen olayda 14 kişinin hayatını kaybettiği, 750 kişinin de yaralandığı bildirilmişti.Olay bölgesinden gelen görüntülerde de patlamanın şiddeti dikkati çekerken limanın bir kısmının büyük hasar gördüğü anlaşıldı.

Source: Ahmet Dursun


Türkiye”den son dakika İran açıklaması! Korkunç facia sonrası taziye mesajı

Son dakika Dışişleri Bakanlığı haberleri: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, İran”ın Hürmüzgan vilayetinde meydana gelen patlamada patlamada hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayımladı.”İRAN HALKINA TAZİYELERİMİZİ SUNUYORUZ”Dışişleri Bakanlığı”ndan yapılan taziye açıklamasında, “İran’ın Hürmüzgan vilayetindeki Bender Abbas Şehid Recai Limanı’nda bugün meydana gelen patlamada çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı derin üzüntüyle öğrenilmiştir. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve İran halkına taziyelerimizi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz” ifadelerine yer verildi.NE OLMUŞTU?İran”ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Hürmüzgan vilayetindeki Bender Abbas Limanı”nda şiddetli bir patlama meydana gelmişti. Limandaki patlama sonucu 14 kişi hayatını kaybetti, 700″den fazla kişi de yaralanmıştı.İran”da korkunç patlama anları: 14 ölü 700 yaralı!

Source: Muhammet Arif Güreli


Hamas ateşkes ve esir takası müzakereleri için Mısır”da

İsmi açıklanmayan Hamas yetkilisi, Fransız basınına yaptığı açıklamada, Hamas heyetinin Mısır”daki arabulucularla Gazze Şeridi”nde ateşkes anlaşmasını görüştüğünü belirterek, “Tek seferde yapılacak esir takası ve 5 yıllık bir ateşkes için hazırız” dedi. “5 YILLIK ATEŞKES İÇİN HAZIRIZ” Hamas heyeti Gazze Şeridi”nde ateşkes ve esir takası anlaşması müzakereleri çerçevesinde Mısır”ın başkenti Kahire”ye geldi. İsmi açıklanmayan Hamas yetkilisi, Fransız basınına yaptığı açıklamada, Hamas heyetinin ateşkes konusunda Mısır”daki arabulucularla görüşmelerde bulunduğunu belirterek, “Tek seferde yapılacak esir takası ve 5 yıllık bir ateşkes için hazırız” dedi. “SİLAHLARI TERK ETMEYECEĞİZ” Hamas yetkilisi Mahmud Mardawi ise Kahire”deki müzakerelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu kez savaşın sona erdiğine dair garantiler talep edeceğiz. İşgalci, kısmi bir anlaşmanın ardından savaşa geri dönebilir, ancak kapsamlı bir anlaşma ve uluslararası garantilerle bunu yapamaz” şeklinde konuştu.Hamas Siyasi Büro Üyesi Usame Hamdan da bugün erken saatlerde, “Savaşın kapsamlı ve kalıcı bir şekilde sona ermesini içermeyen herhangi bir öneri kabul edilmeyecektir. İşgal sürdüğü sürece direnişin silahlarını terk etmeyeceğiz” açıklamasında bulundu. – KAHİRE

Source: Haberler


Husiler: ABD”nin saldırıları sonrası Kızıldeniz”de petrol sızıntı meydana geldi

Husiler, ABD”nin Hudeyde kentindeki Ras İsa Limanı”na düzenlediği saldırılar nedeniyle Kızıldeniz”e büyük çaplı petrol sızıntısı olduğunu bildirdi.Husilere bağlı hükümetin Dışişleri Bakanı Cemal Amir, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere BM yetkililerine birer mektup yazdı. “ABD”NİN SALDIRILARI PETROL TÜREVLERİNİN SIZMASINA YOL AÇTI” Amir, mektubunda, “ABD, saldırı düzenlediği Ras İsa Limanı”nın sivil altyapısını tamamen yok etti. Daha vahimi, ABD saldırılarının Kızıldeniz ve civarındaki sulara petrol türevlerinin sızmasına yol açması ve böylece bir ekolojik felaket riski doğurmasıdır.” ifadesini kullandı. “BİNLERCE KİŞİNİN YAŞAM KAYNAĞINI TEHDİT ALTINDA” Amir, bu sızıntının kırılgan deniz ekosistemini tehdit ederek mercan resiflerini ve balık yumurtlama alanlarını yok etme riski taşıdığına dikkati çekti, bölgenin eşsiz biyolojik çeşitliliğini ortadan kaldırabilecek bu durumun kıyı şeritlerini kirletmenin yanı sıra geçimini balıkçılıkla sağlayan binlerce kişinin yaşam kaynağını da tehdit ettiğini belirtti.Amir, ABD”nin Ras İsa Limanı”na saldırılarını “savaş suçu” olarak nitelendirerek, bunun yıkıcı etkilerinden dolayı uluslararası sorumluluğun Washington”a ait olduğunu ifade etti. NE OLMUŞTU? Husiler, 7 Mart”ta yaptıkları açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardım girişine izin vermesi için 4 gün süre tanıdıklarını, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacaklarını duyurmuştu.ABD Başkanı Donald Trump da Truth Social platformundan 15 Mart”ta yaptığı açıklamada, orduya Yemen”deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” başlatma talimatı verdiğini belirtmişti.Yemen”de 15 Mart sonrasında ABD”nin hava saldırılarında, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 217 kişinin hayatını kaybettiği, 436 kişinin yaralandığı kaydedilmişti.

Source: Haberler


Keşmir”de tansiyon yüksek! Hindistan ve Pakistan askerleri arasında çatışmalar şiddetlendi

Hindistan”ın kontrolündeki Cammu Keşmir”in Pahalgam bölgesinde geçtiğimiz günlerde düzenlenen terör saldırısının ardından bölgede tansiyon tavan yaptı. Hindistan ve Pakistan ordusu arasında çatışmalar iyice alevlendi. “KEŞMİR”DE SON 4 YILIN EN ŞİDDETLİ ÇATIŞMALARI” Keşmir”deki 740 kilometrelik sınır hattında ağır silahlarla şiddetli çatışmaların yaşandığı öğrenildi. Hindistan basını, iki ülke arasındaki çatışmaların son 4 yılın en şiddetli çatışmaları olduğunu yazdı. PAKİSTAN ORDUSU, HİNT KARAKOLLARINI VURUYOR Pakistan ordusunun bölgedeki Hint karakollarına saldırılar düzenlediği öğrenildi. Pakistan askerlerinin Keşmir`in Samahni Vadisi”ndeki Hindistan mevzilerini yoğun bir şekilde vurduğu belirtildi. PAHALGAM TERÖR SALDIRISI Hindistan idaresindeki Cammu Keşmir”in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan”da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı. Terör saldırısı sonrası Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Suudi Arabistan”daki resmi ziyaretini yarıda keserek Yeni Delhi”ye dönmüştü. Modi, başkente varışının hemen ardından, üst düzey yetkililerin katılımıyla, durumu değerlendirmek için güvenlik toplantısı düzenlemişti.Ulusal basında çıkan haberlerde, Pakistan”da yasaklı Leşker-i Tayyibe (LET) örgütünün uzantısı olan Direniş Cephesinin (TRF) saldırıyı üstlendiği belirtilmişti. Hindistan, “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Yeni Delhi”de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve tüm Pakistan vatandaşlarına verilen vizelerin iptal etmişti. İNDUS SULARI ANLAŞMASI Pakistan ile Hindistan arasında İndus Suları Anlaşması, Dünya Bankasının garantörlüğünde 1960″ta imzalanmıştı. Anlaşmaya göre, İndus Nehri”ni besleyen 6 nehirden Beas, Ravi ve Sutlej”in kontrolü Hindistan”a; Indus, Jhelum ve Chenab”ın kontrolü Pakistan”a verilmişti. Hindistan”a verilen nehirler İndus”u daha çok beslediği için Pakistan”a bu nehirler üzerinde haklar tanınmıştı. Anlaşmaya Hindistan”ın enerji üretimi, tarım ve balıkçılık hakları olduğu maddesi de eklenmişti.Pakistan, bu üç nehirden akan suyun bir kısmını kendisiyle paylaşmak zorunda olan Hindistan”ın su akışını engelleyen baraj projeleri nedeniyle son olarak 2019″da Dünya Bankasına şikayette bulunmuştu. Buna rağmen Hindistan, 2007″de inşasına başladığı Kişanganga Barajı”nı 2018″de Hindistan Başbakanı Narendra Modi”nin katıldığı törenle açmıştı. Ratle Barajı”nın da 2026″da açılması planlanıyor. Hindistan, baraj projelerinin anlaşmayla uyumlu olduğunu savunuyor. Hindistan”ın inşa ettiği barajlar nedeniyle Pakistan”da su kıtlığı ya da su baskını riskleri bulunuyor. Pakistan ekonomisinin yüzde 20″sinin İndus Nehri çevresindeki faaliyetlere bağlı olduğu belirtiliyor. KEŞMİR TARTIŞMALI BÖLGE Keşmir, komşu ülkeler Pakistan ve Hindistan”ın 1947″de bağımsızlıklarını kazanmasından bu yana bölünmüş durumda. İki ülke de Keşmir”in tamamında hak iddia ediyor. Hindistan Keşmir”de bir kısmını kontrol ettiği toprakları “Cemmu ve Keşmir”, Pakistan ise kendi kontrolündeki toprakları “Azad Keşmir” olarak adlandırıyor.Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ile Müslümanların çoğunluğundaki Pakistan arasında Keşmir konusunda yaşanan gerginlikler, Hindistan hükümetinin 2019 yılında yarı özerk statüsünü tek taraflı olarak iptal ettiği Keşmir”i doğrudan Yeni Delhi”ye bağlama kararının ardından artmıştı.

Source: Haberler


ABD savaş uçaklarından Yemen”e 41 günde 1200 saldırı! Yüzlerce sivil öldü

Husilerin, uluslararası alanda tanınmayan hükümetinin Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump”ın orduya verdiği saldırı emrinin ardından ABD savaş uçaklarının Yemen”e düzenlediği ölümcül saldırılara ilişkin açıklama yaptı.41 GÜNDE 1200″DEN FAZLA SALDIRIAçıklamada, ABD”nin 15 Mart”tan bu yana Yemen”e 1200″den fazla hava saldırısı ve deniz bombardımanı gerçekleştirdiği, bunun sonucunda yüzlerce sivilin öldüğü veya yaralandığı, yerleşim bölgeleri, limanlar, sağlık tesisleri, su depoları ve tarihi alanlar da dahil olmak üzere çok sayıda sivil nesnenin tahrip edildiği, bunun da uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukun açıkça ihlali olduğu belirtildi.”ABD, BM ANTLAŞMASI VE TÜM ULUSLARARASI ANLAŞMALARI İHLAL EDİYOR”ABD”nin Yemen”de yaptığı şeyin tam teşekküllü bir saldırı olduğu ve Birleşmiş Milletler Antlaşması”nın ve tüm uluslararası normların ve anlaşmaların açık bir ihlalini temsil ettiği belirtilen açıklamada, Washington”un, Yemen”de işlediği suçların sorumluluğundan kurtulmak için çaresiz bir çaba sarf ettiği dile getirildi.HUSİLERİN AÇIKLAMASININ ARDINDAN ABD SAVAŞ UÇAKLARI HAVALANDI Açıklamada, ABD”nin, Yemen”e yönelik saldırılarını ve insanlık adına utanç verici olan sivillere ve sivil varlıklara yönelik işlediği suçlarını ve kendisinin apaçık başarısızlığını örtbas etmeye çalıştığı ifade edildi.Husilerin açıklamasının ardından ABD savaş uçakları, Yemen başkenti Sana”nın Beni Matar ilçesini hedef aldı. ABD ayrıca Sada kentinin Mecz ilçesine 4 hava saldırısı düzenledi.

Source: Muhammet Arif Güreli


Gazze”de 5 yıllık yeni ateşkes teklifi! “Hazırız” deyip arabuluculara ilettiler

Hamas heyeti Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takası anlaşması müzakereleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’ye geldi.”TEK SEFERDE YAPILACAK ESİR TAKASI VE 5 YILLIK BİR ATEŞKES İÇİN HAZIRIZ”İsmi açıklanmayan Hamas yetkilisi, Fransız basınına yaptığı açıklamada, Hamas heyetinin ateşkes konusunda Mısır’daki arabulucularla görüşmelerde bulunduğunu belirterek, “Tek seferde yapılacak esir takası ve 5 yıllık bir ateşkes için hazırız” dedi.”BU KEZ SAVAŞIN SONA ERDİĞİNE DAİR GARANTİLER TALEP EDECEĞİZ”Hamas yetkilisi Mahmud Mardawi ise Kahire’deki müzakerelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu kez savaşın sona erdiğine dair garantiler talep edeceğiz. İşgalci, kısmi bir anlaşmanın ardından savaşa geri dönebilir, ancak kapsamlı bir anlaşma ve uluslararası garantilerle bunu yapamaz” şeklinde konuştu.”İŞGAL SÜRDÜĞÜ SÜRECE DİRENİŞİN SİLAHLARINI TERK ETMEYECEĞİZ”Hamas Siyasi Büro Üyesi Usame Hamdan da bugün erken saatlerde, “Savaşın kapsamlı ve kalıcı bir şekilde sona ermesini içermeyen herhangi bir öneri kabul edilmeyecektir. İşgal sürdüğü sürece direnişin silahlarını terk etmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

Source: Muhammet Arif Güreli


Şara, Ankara ve Rusya ile silah pazarlığında

Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Rusya ve Türkiye ile askeri müzakereler yürüttüklerini duyurdu. New York Times’a konuşan Şara, hem Moskova’nın hem de Ankara’nın kendilerine silah ve teknik destek sağlayabileceğini söyledi. Bu açıklamalar, geçtiğimiz hafta dünya basınına yansıyan ve Türkiye’nin elindeki S-400 hava savunma sistemlerini Suriye’ye kaydırabileceği haberleriyle örtüştü.

“STRATEJİK BİR FIRSAT”

ŞARA, Türkiye ve Rusya ile Suriye’deki askeri varlıkları konusunda da görüşmelerinin sürdüğünü açıkladı. NYT’nin haberine göre, Türkiye açısından böyle bir anlaşma, İsrail sınırına yaklaşmak, PKK ile uzantılarının etkinliğini sınırlamak ve İran’ı dengelemek adına stratejik bir fırsat yaratabilir. Rusya ise Esad döneminden kalan askeri üslerini koruma ve bölgedeki nüfuzunu sürdürme planı yapıyor.

RUSYA YAKINLAŞMASI

AHMED Şara, Rusya’nın yıllardır Suriye ordusuna silah ve enerji altyapısına teknik destek sağladığını hatırlatarak, gelecekte de bu desteğine ihtiyaç duyabileceklerini söyledi. Şara, “Bu çıkarları dikkate almalıyız” dedi. İçeride ise “yeni rejimi ayakta tutmaya çalıştıklarını” söyleyen Şara, kedilerinin yanında olan “yabancı militanlara” Suriye vatandaşlığı verilmesini değerlendirdiklerini de sözlerine ekledi.

Terörist Abdi ‘özerklik’ istedi

İktidarın “Terörsüz Türkiye” söylemiyle başlattığı süreç devem ederken Suriye’de “Kürt Ulusal Konferansı” toplandı. Şam yönetimi ile 8 maddelik anlaşma imzalayan SDG’nin başındaki terörist Mazlum Abdi konferansta konuşma yaptı, merkezi olmayan bir Suriye hayal ettiğini söyledi.

“İMRALI ETKİSİ…”

Abdi, “Suriye’de birçok halk yaşıyor. Merkezi olmayan, demokratik, herkesi kucaklayan bir Suriye istiyoruz. İmralı’dan gelen ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın Rojava’nın barış ve istikrarına da etkisi vardır” dedi. Konferansın sonuç bildirgesinde ise “ademi merkeziyetçilik” talep edildi.

Source: Haber Merkezi


ABD jetleri vurdu! Büyük çaplı petrol sızıntısı

Husilere bağlı hükümetin Dışişleri Bakanı Cemal Amir, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere BM yetkililerine birer mektup yazdı.Amir, mektubunda, “ABD, saldırı düzenlediği Ras İsa Limanı”nın sivil altyapısını tamamen yok etti. Daha vahimi, ABD saldırılarının Kızıldeniz ve civarındaki sulara petrol türevlerinin sızmasına yol açması ve böylece bir ekolojik felaket riski doğurmasıdır.” ifadesini kullandı.Amir, bu sızıntının kırılgan deniz ekosistemini tehdit ederek mercan resiflerini ve balık yumurtlama alanlarını yok etme riski taşıdığına dikkati çekti, bölgenin eşsiz biyolojik çeşitliliğini ortadan kaldırabilecek bu durumun kıyı şeritlerini kirletmenin yanı sıra geçimini balıkçılıkla sağlayan binlerce kişinin yaşam kaynağını da tehdit ettiğini belirtti.Amir, ABD”nin Ras İsa Limanı”na saldırılarını “savaş suçu” olarak nitelendirerek, bunun yıkıcı etkilerinden dolayı uluslararası sorumluluğun Washington”a ait olduğunu ifade etti.YEMEN”İN PETROL İÇİN İNŞA EDİLEN İLK LİMANIYemen”de İran destekli Husi güçlerinin kontrolünde bulunan Hudeyde kıyısındaki liman, 17 Nisan”da ABD”nin şiddetli hava saldırılarının hedefi olmuştu.Husiler, limanda ağır hasara yol açan saldırılarda en az 74 kişinin yaşamını yitirdiğini, 171 kişinin yaralandığını açıklamıştı.Hudeyde”de 1980″li yılların ortasında faaliyete geçen Ras İsa Limanı, Yemen”in ham petrol ihracatı için inşa edilen ilk liman olma özelliğini taşıyor.Kentin kuzeyinde yer alan liman, ülkenin iç kesimlerindeki Marib bölgesinden uzanan yaklaşık 439 kilometrelik boru hattının bitiş noktasında bulunuyor.Yemenli Safer Petrol Şirketi tarafından işletilen limanda, 3 milyon varil kapasiteli 34 yakıt tankı yer alıyordu.Limanın günlük ham petrol sevkiyat kapasitesinin 15-60 bin varil olduğu biliniyor.Liman, Husiler için önemli bir ekonomik kaynak olmanın ötesinde, bölgesel enerji rotaları açısından da stratejik öneme sahip.YEMEN”E HAVA SALDIRILARIHusiler, 7 Mart”ta yaptıkları açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardım girişine izin vermesi için 4 gün süre tanıdıklarını, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacaklarını duyurmuştu.ABD Başkanı Donald Trump da Truth Social platformundan 15 Mart”ta yaptığı açıklamada, orduya Yemen”deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” başlatma talimatı verdiğini belirtmişti.Yemen”de 15 Mart sonrasında ABD”nin hava saldırılarında, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 217 kişinin hayatını kaybettiği, 436 kişinin yaralandığı kaydedilmişti.

Source: Mehmet Küçükkahveci


Fesih an meselesi! Takvim işliyor! Üç ülke gözetiminde silahlar toplanacak

PKK elebaşı Öcalan’ın çağrısı ile örgütün silah bırakması ve fesih kararı alması ile birlikte de ikinci aşamaya geçilecek.PKK’nın bu ay sonuna kadar Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda silah bıraktıklarını ve örgütü feshettiklerini açıklayacağı belirtiliyor. Güvenlik kaynakları da silah bırakma takviminde bir gecikme olmadığını, Öcalan’la yapılan görüşmeler doğrultusunda takvimin işlediğini dile getiriyor. PKK’nın silah bırakması kararını açıklaması ile birlikte Terörsüz Türkiye sürecinde yeni aşamaya geçilecek. Bu süreçte Irak ve Suriye’de silah teslim noktaları oluşturulacak. Silahların, Türkiye, Suriye ve Kuzey Irak yönetiminin gözetiminde teslim alınması ve bu silahların kayıtlarının tutulması için teknik çalışmalar tamamlandı.Edinilen bilgilere göre, silahların teslim alınmasından sonra belli bir süre ‘Gözlem ve takip’ süreci başlayacak. Bu süre içinde örgütün faaliyetlerini sürdürüp sürdürmediği, örgüt yöneticileri ve örgüt mensuplarının somut olarak terör faaliyetlerine son verip vermediğine yönelik gelişmeler izlenecek.YENİ ADIMLAR GELECEKÖcalan’ın İmralı’daki şartlarına yönelik yeni bazı adımların atılması da gündeme gelecek. Bu doğrultuda öncelikle, İmralı cezaevinde Öcalan’a farklı kesimlerden ziyaretlere izin verilecek. Yine Öcalan’ın ‘sekretaryasını’ yürütmek üzere bir hükümlünün İmralı’ya gönderilebileceği ifade ediliyor. AK Parti kaynakları “DEM Parti heyeti, PKK’ya silah bıraktıracak ve sonraki sürecin sağlıklı işlemesini sağlayacak tek kişinin Öcalan olduğunu söylüyor. Bu sebeple örgütün bundan sonra atacağı adımlarla ilgili Öcalan’ın iletişim hâlinde olması gerektiğini söylüyorlar. Bundan dolayı cezaevi şartlarının esnetilmesini talep ediyorlar. Öcalan’ın bu kapsamda görüşmek istediği bazı akademisyen ve gazeteciler bulunuyor. Ancak bu talepler kısa sürede yerine getirilmeyecek. Gelişmelere bakılacak. Ona göre bazı adımlar atılacak” dedi.İNFAZ İNDİRİMİ SIRADASilah bırakma ve fesih kararı tam olarak işlerse infaz rejimi çerçevesinde terör hükümlülerine yönelik de bazı adımların atılması gündeme gelecek. DEM Parti heyetinin siyasi partileri ziyaretinde ve Öcalan’ın güvenlik birimleri ile görüşmelerinde kendi tabanlarından sürece itiraz edenlerin olduğunu, itirazları gidermek için terör suçlarından hüküm giyenlerin de infaz indirimlerinden yararlanmasını istedikleri belirtiliyor. Bu sebeple Ceza İnfaz Yasası’nda yapılacak değişiklikler ve cezaevindeki gözlem kurullarının alacağı kararlarla iyi hâlli terör hükümlülerine yönelik bazı adımların gündeme gelebileceği ifade ediliyor.AK Parti kaynakları “Hâlen cezaevinde bulunan terör hükümlüleri ‘Biz ceza çekmeye devam edeceksek, silah bırakmanın ne anlamı olacak’ diyormuş. Tabanlarından bu konuda itirazlar geliyormuş. Terör suçlularından infaz indirimlerinden yararlandırılması, infazla ilgili atılan adımlardan hep hariç tutuldu terör suçluları. Bu konuda da tabanlarını ikna etmek için bazı kolaylıklar olmasını istiyorlar” dedi.SİLAHI BIRAKIN BAKARIZDEM Parti’nin gündeme getirdiği başlıkların, en kritik aşama olan silah bırakma gerçekleşmeden konuşulmayacağını belirten AK Parti kaynakları “Bu talepler, silah bırakma sürecinin önüne konulamaz. Önce fesih ve silah bırakma olmalı. Bu olmadan diğer katmanlar konuşulamaz. Silah bırakılırsa, her şey daha kolay konuşulacak. Üç ay önce şimdi gündeme getirilen şeyleri konuşmuyorduk bile. Şimdi talepler konuşulmaya başlandı. O sebeple silah bırakıldıktan sonra her konu masaya yatırılır” değerlendirmesini yaptı.

Source: Mehmet Küçükkahveci


Putin’i sevindiren gelişme… Kuzey Koreliler sayesinde Kursk’u geri aldılar

Öte yandan Rusya Genelkurmay Başkanı Genadiy Gerasimov cephede Kuzey Koreli askerlerin de savaştığını resmen kabul ederek “Ukrayna silahlı kuvvetlerinden oluşan grubun yenilgiye uğratılmasında önemli yardım sağlayan” Kuzey Kore askerlerinin “kahramanlığını” övdü. Rusya avantaj sağlarken Kiev pazarlık kozu olarak işgal ettiği Kursk kartını kaybetmiş oldu.

Source: Hurriyet.com.tr


Kamışlı’da Kürt Konferansı düzenlendi… Terörist elebaşı Abdi: Öcalan’ın çağrısına destek veriyoruz

Konferansta Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden Mesud Barzani’nin temsilcisi Dr. Hamid Derbendi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği yetkililerinin yanı sıra Türkiye’den DEM Parti heyeti de yer aldı.‘BİZİ DE İLGİLENDİRİYOR’Terör örgütü elebaşı Mazlum Abdi, yaptığı konuşmada terörist başı Abdullah Öcalan’ın çağrısına dikkat çekti. Çağrının kendilerini de etkilediğini belirten Abdi, “Bu çağrıya destek veriyoruz ve bu çağrının başarıya ulaşması için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız” ifadesini kullandı. Mazlum Abdi ayrıca, Yeni Suriye’de Kürtlerin haklarının korunması ve anayasada yer alması gerektiğini belirtti. Öcalan, terör örgütüne kendisini feshetme ve silah bırakma çağrısında bulunmuştu. Konferans sonunda açıklanan bildirgede ortak Kürt heyetinin ivedi bir şekilde oluşturulması gerektiği vurgulandı.

Source: Hurriyet.com.tr


ABD-İran nükleer görüşmelerine saldırı gölgesi… Bender Abbas’ta büyük patlama

ABD ile İran arasındaki nükleer görüşmelerin 3’üncü turu dün Umman’da düzenlenirken İran’ın Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas kentindeki Şehid Recai Şehr Limanı’nda şiddetli bir patlama meydana geldi. İlk belirlemelere göre olayda 14 kişinin hayatını kaybettiği, 750’den fazla kişinin de yaralandığı bilgisi paylaşılırken, patlamanın limandaki bir konteynerin bilinmeyen bir nedenle infilak etmesinden kaynaklandığı belirtildi.AMONYUM NİTRAT MIİran Ulusal Petrol Rafinerisi Şirketi NIORDC, limanda meydana gelen patlamanın petrol tesisleri ile alakalı olmadığını açıkladı. Söz konusu patlamanın şirkete ait rafineriler, yakıt tankları, dağıtım merkezi ve petrol boru hatları ile hiçbir ilgisinin olmadığı, Bendar Abbas bölgesinde bulunan tesislerin kesintisiz olarak çalışmalarını devam ettirdiği kaydedildi. Öte yandan Devrim Muhafızları Ordusuna yakın kaynaklar, patlama sonrası açığa çıkan turuncu dumanın patlayan maddenin amonyum nitrat olduğunu gösterdiğini ileri sürdü. İsrail’in Mayıs 2020’de aynı limana büyük bir siber saldırı düzenlediği bilgisayar sistemini çökerterek günlerce kaosa yol açtığı iddia edilmişti. İran’ın en önemli ticaret kapılarından biri olan Şehit Recai Limanı, 80 uluslararası limanla ticaret yaparak İran’ın neredeyse dış ticaretinin yarısını üstleniyor. Kent ayrıca İran Deniz Kuvvetleri’nin ana üssüne ev sahipliği yapıyor. ROKET YAKITI İDDİASIPatlamanın yapay gübrede kullanılan amonyum nitrattan kaynaklanmış olabileceği iddia edilirken özel güvenlik firması Ambrey, limana mart ayında “sodyum perklorat roket yakıtı” sevkiyatı yapıldığına işaret etti. Batı basınında Çin’den iki gemiyle İran’a roket yakıtı getirildiği iddia edilmişti. Ambrey, “Yangının muhtemelen İran balistik füzelerinde katı yakıt olarak kullanılmak üzere yapılan sevkiyatın hatalı bir şekilde ele alınmasından kaynaklandığı rapor ediliyor” dedi. 2020 ağustos ayında Lübnan’daki Beyrut Limanı’nda yaşanan patlamada en az 220 kişi ölmüş, infilaka bir depoda tutulan amonyum nitratın yol açtığı anlaşılmıştı.UMMAN’DA 3’ÜNCÜ TURİran ve ABD heyetleri arasında geçen hafta Roma’da düzenlenen dün ise Umman’ın başkenti Maskat’ta gerçekleştirilen nükleer görüşmelerin 3’üncü turunda Tahran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri ele alındı. İran heyetine Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi başkanlık ederken ABD heyetinin başında ise Başkan Donald Trump’ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff yer aldı. Dışişleri Bakanı Arakçi görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Müzakereler şimdiye kadar iyiydi ve süreçten memnunuz. Bir anlaşma konusunda hem umutluyum hem de temkinliyim” diye konuştu. Öte yandan Axios haber sitesine konuşan ABD’li üst düzey yetkili de görüşmelerde ilerleme sağlandığını, dördüncü turun haftaya Avrupa’da yapılacağını söyledi.DIŞİŞLERİ’NDEN TAZİYE MESAJIDışişleri Bakanlığı, meydana gelen patlamayla ilgili, “Hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve İran halkına taziyelerimizi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz” açıklamasını yaptı.

Source: Hurriyet.com.tr


Papa’yı 400 bin kişi uğurladı

ABD Başkanı Donald Trump, selefi Joe Biden’ın da yer aldığı törende Türkiye’yi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş temsil etti. Törene 50’den fazla ülke lideri de katıldı. Papa’yı uğurlamak için Aziz Petrus Meydanı ve cenaze güzergâhında yaklaşık 400 bin kişi toplandı.9 GÜNLÜK YASÜç gün boyunca Aziz Petrus Bazilikası’nda yüzü açık bir şekilde naaşı ziyarete açılan Françesko’nun tabutu tören öncesinde kapatıldı. Yüzüne beyaz bir mendil örtülen, çinko kapakla lehimlenen tabutun üstü ahşap kapağıyla örtüldü. Sade bir cenaze isteyen ve bu nedenle cenaze hazırlıklarıyla ilgili geçtiğimiz yıllarda bizzat değişiklik yapan Papa’yı uğurlamaya 200’den fazla kırmızı cüppeli kardinal katıldı. Cenaze törenini yürüten Kardinal Giovanni Battista Re, yaptığı konuşmada, Papa’nın dünyanın dört bir yanında devam eden çatışmaları sona erdirme çabalarında “mantıklı ve dürüst müzakere” çağrısında bulunduğunu söyledi. İtalya’nın başkenti Roma’da yer alan Vatikan’daki tören nedeniyle olağanüstü güvenlik alarmı verildi. Vatikan cenaze gününden itibaren 9 günlük yas ilan etti. Süre dolumunda ise yeni papanın seçilmesi için kardinallerin toplandığı konklav sürecinin başlaması bekleniyor. SADE YAŞADI SADE GİTTİ ARJANTİNLİ Papa Françesko 13 yıllık döneminde mütevazı olmaya gayret gösterirken gösterişli cüppelerden uzak durdu, Papa rezidansı yerine misafirhanede kalmayı tercih etti. Mesajlarıyla dezavantajlı, toplumdan dışlanmış kişi ve mültecilerin sesi oldu. Vatikan’da gömülmek yerine Roma’da en sevdiği yer olan Büyük Meryem Bazilikası’na gömülmeyi vasiyet etti. Ahşap tabutu ‘papamobile’ diye anılan kamyonetle Vatikan’dan son istirahatgâhına taşınan Papa’yı yollarda binlerce kişi selamladı. Papa’nın naaşı Meryem Bazilikası’nda yeraltına indirildi. Mermer mezar taşına ise sadece adının Latince versiyonu olan ‘Franciscus’ yazıldı.TRUMP, BİDEN VE ZELENSKİ PROTOKOLE UYMADITrump, selefi Joe Biden ve Ukrayna lideri Zelenski, Vatikan’ın protokolünü ihlal ettiler. Siyah giyinmeleri istenen katılımcılardan Trump lacivert takımla, Biden mavi kravatla, Zelenski kravatsız gelerek kurallara uymadı. Donald Trump eşi Melania Trump ile cenazeye gitti.

Source: Hurriyet.com.tr


İsrail”in yılbaşından bu yana 15 Filistinli gazeteciyi öldürdüğü bildirildi

Sendikaya bağlı “Özgürlükler Komitesi” tarafından hazırlanan raporda, İsrail”in 2025 yılında gazetecilere yönelik işlediği ihlaller kayda geçirildi.

İsrail”in yılbaşından bu yana Gazze Şeridi”ne yönelik düzenlediği saldırılarda 15 Filistinli gazeteciyi öldürdüğü, 11 gazeteciyi yaraladığı belirtilen raporda, saldırılarda 17 gazetecinin aile üyesinin yaşamını yitirdiği, 12 gazetecinin evinin bombalarla yıkıldığı kaydedildi.

Raporda, 15 gazetecinin evlerinden ya da sahada gözaltına alındığı, bazı gazetecilerin halen tutuklu olduğu, bazılarının ise birkaç saat ya da gün sonra serbest bırakıldığı vurgulanarak, 49 gazetecinin ölümle tehdit edildiği, belgelenen 16 olayda gazetecilik ekipmanlarına el konulduğu veya ekipmanların kasıtlı olarak tahrip edildiği aktarıldı.

Raporda, göz yaşartıcı gazdan etkilenen 31 gazetecinin boğulma tehlikesi geçirdiği ve 13 gazeteciye sahada çalışma yasağı getirildiği ifade edilerek, sendikanın sözlü saldırılar, tehditler, kışkırtmalar, kameradaki medya içeriklerinin silinmesi, gazetecilere yönelik para cezaları ve mahkeme kararları dahil olmak üzere 343 ihlal ve suç vakasını belgelediğine işaret edildi.

Gazze”deki hükümetin medya ofisine göre, 7 Ekim 2023″te başlayan İsrail saldırıları sırasında 212 Filistinli gazeteci hayatını kaybetti.

İsrail, 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze”de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 168 binden fazla Filistinlinin ölmesine veya yaralanmasına neden olan saldırılarını sürdürüyor.

Öte yandan, İsrail ordusu ve Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin Batı Şeria ve Doğu Kudüs”teki saldırılarında bugüne kadar 958″den fazla Filistinli öldü, yaklaşık 7 bin Filistinli yaralandı, 16 bin 400″ün üzerinde kişi gözaltına alındı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


1,5 ayda 7 adet MQ-9 İHA”yı kaybettiler! ABD”ye 200 milyon dolarlık darbe

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkililerinin dün paylaştığı bilgiye göre, insansız hava araçlarına yönelik saldırı kabiliyetleri önemli ölçüde gelişen Husiler, son bir hafta içinde 3 Reaper tipi İHA”yı düşürdü.İsmi açıklanmayan ABD”li yetkililer, toplamda 6 haftada düşürülen İHA sayısının 7″ye çıktığına işaret ederken, bunların maliyetinin de 200 milyon doları bulduğunu vurguladı.Yetkililer, düşürülen İHA”ların saldırı gerçekleştirdikleri veya keşif faaliyetlerinde bulundukları bilgisini paylaştı.General Atomics tarafından üretilen ve maliyeti yaklaşık 30 milyon dolar olan MQ-9 Reaper İHA”lar, genellikle 40 bin fitin (yaklaşık 12 bin 100 metre) üzerinde uçuş yapabiliyor.ABD”li savunma yetkilileri, Reaper İHA”larının 31 Mart, 3 Nisan, 9 Nisan, 13 Nisan, 18 Nisan, 19 Nisan ve 22 Nisan tarihlerinde düşürüldüğünü kaydetti.- YEMEN”E HAVA SALDIRILARIHusiler, 7 Mart”ta yaptıkları açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için 4 gün süre tanıdıklarını, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacaklarını duyurmuştu.ABD Başkanı Donald Trump ise Truth Social platformundan 15 Mart”ta yaptığı açıklamada, orduya Yemen”deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” başlatma talimatı verdiğini belirtmişti.Yemen”de 15 Mart sonrasında ABD”nin hava saldırılarında, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 217 kişinin hayatını kaybettiği ve 436 kişinin yaralandığı kaydedildi.

Source: Www.star.com.tr


Tek seferde esir takası! Hamas: 5 yıllık bir ateşkes için hazırız

İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde 19 Ocak”ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.HAMAS: TEK SEFERDE YAPILACAK ESİR TAKASI VE 5 YILLIK BİR ATEŞKES İÇİN HAZIRIZHamas heyeti Gazze Şeridi”nde ateşkes ve esir takası anlaşması müzakereleri çerçevesinde Mısır”ın başkenti Kahire”ye geldi. İsmi açıklanmayan Hamas yetkilisi, Fransız basınına yaptığı açıklamada, Hamas heyetinin ateşkes konusunda Mısır”daki arabulucularla görüşmelerde bulunduğunu belirterek, “Tek seferde yapılacak esir takası ve 5 yıllık bir ateşkes için hazırız” dedi.”İŞGAL SÜRDÜĞÜ SÜRECE DİRENİŞİN SİLAHLARINI TERK ETMEYECEĞİZ”Hamas yetkilisi Mahmud Mardawi ise Kahire”deki müzakerelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu kez savaşın sona erdiğine dair garantiler talep edeceğiz. İşgalci, kısmi bir anlaşmanın ardından savaşa geri dönebilir, ancak kapsamlı bir anlaşma ve uluslararası garantilerle bunu yapamaz” şeklinde konuştu.Hamas Siyasi Büro Üyesi Usame Hamdan da bugün erken saatlerde, “Savaşın kapsamlı ve kalıcı bir şekilde sona ermesini içermeyen herhangi bir öneri kabul edilmeyecektir. İşgal sürdüğü sürece direnişin silahlarını terk etmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.07:04 İsrail”in yılbaşından bu yana 15 Filistinli gazeteciyi öldürdüğü bildirildi00:36 Husiler, ABD”nin Hudeyde kentindeki Ras İsa Limanı”na düzenlediği saldırılar nedeniyle Kızıldeniz”e büyük çaplı petrol sızıntısı olduğunu bildirdi00:07 Yemen”deki İran destekli Husilerin 6 hafta içinde ABD”ye ait 7 adet MQ-9 Reaper tipi insansız hava aracını (İHA) düşürdüğü bildirildi00:06 İsmi açıklanmayan Hamas yetkilisi, Fransız basınına yaptığı açıklamada, Hamas heyetinin Mısır”daki arabulucularla Gazze Şeridi”nde ateşkes anlaşmasını görüştüğünü belirterek, “Tek seferde yapılacak esir takası ve 5 yıllık bir ateşkes için hazırız” dedi

Source: Www.star.com.tr


Cinayeti açılmamış peynir paketi çözdü

Dünyanın en çok satan polisiye romanlar arasında Georges Simenon’un kitapları yer alıyor. 1929 da Joseph Kessel in ricası üzerine yazdığı kısa bir eserle komiser Jules Maigret i okurla tanıştırdı. Simenon bu kahramanı merkeze yerleştirdiği eserler yazmayı sürdürdü ve büyük ün kazandı. Teknolojiden uzak dönemlerden önce yazılan ve sokak polisliğinin en reel çalışmalarını gözler önüne heyecanla seren komiser Maigret’in maceraları dünyada 550 milyon okura ulaştı. İlgiyle okunan bu romanların gerçeğini yıllar önce İstanbul cinayet masasında görev yapmış birçok dedektif, filmleri aratmayan sokak çalışmalarıyla birçok cinayet olayını çözdü. İşte Simenon’un romanlarına konu olabilecek bir konu 1995 yılında Kadıköy’de meydana geldi. HABER ALINAMAYAN ADAMIN CESEDİ BULUNDU Okullar tatil olalı bir hafta olmuştu. İstanbul sokakları boşalmıştı. Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü ne bağlı ekiplerden biri, haber merkezine Merkez denilen adrese geldik. Kapı kapalı çilingirle kapıyı açacağız. Birazdan sizi bilgilendireceğiz dedi. Gelen ihbara göre bu evde yaşayan adamdan kaç gündür haber alınamıyordu. Evde yalnız yaşayan 65 yaşlarındaki adam kapı ziline cevap vermemişti. Dakikalar sonra ilçe ekibinin “Merkez şahıs içerde ex. Görevli birimleri gönderir misiniz” anonsu İstanbul emniyetini hareketlendirdi. Kendisinden haber alınamayan adam evin içinde ölü bulunmuştu. CİNAYET MASASI OLAY YERİNE GÖNDERİLDİ Olay yeri inceleme ekipleri hemen olay yerine gönderilirken, Kadıköy bölgesine bakan o gün nöbetçi cinayet masasının deneyimli ekibi de hemen olay yerine intikal etti. Adamın neden ve nasıl öldüğü bilinmediği için olay şüpheli ölümdü ve şüpheli ölümlere cinayet masasının dedektifleri mutlaka giderdi. Cinayet masasında Mevlüt Tuncer, Mümtaz Çam ve Ahmet Karaarslan gibi deneyimli dedektifler Kadıköy bölgesine bakıyordu. Efsaneleşmiş bu isimlerle birlikte o gün cinayet masasına yeni gelmiş genç bir dedektif Ufuk Aydın’da vardı. KAFASINA DARBE ALMIŞ Olay yerinde yapılan incelemede, yaşlı adamın kafasında darbe izleri bulunuyordu. Olay yerinde inceleme yaptıklarını anlatan gasp ve cinayet uzmanı emekli polis memuru Ufuk Aydın, o günü şöyle anlattı: Cinayet masasında yeni başlamıştım. Daha genç bir polis memuruydum. Çok önemli ustalarımız vardı. Olay yerine girip incelemeye başladık. Adamın başına sert bir cisimle vurulup ölmüştü. Tabi o dönem çevrede güvenlik kameralar dijital cihazlar yoktu. Tamamen bizim sokak çalışması olarak adlandırdığımız çalışmalarım vardı. Öldürülen adamın evini iyice inceledik. ALINAN PEYNİR DİKKAT ÇEKTİ Evde boğuşma da yaşandığını söyleyen Aydın şöyle devam etti: Adam yalnız yaşıyordu. Evde bir karışıklık yoktu. Hani hırsızlık veya gasp amaçlı bir cinayete benzemiyordu. Çünkü hırsız olsa veya gaspçı olsa evin altını üstünü getirip bir şeyler arardı. Öyle bir karışıklık yoktu. Biz henüz adamın daha kaç gün önce öldürülmüş olduğunu bile bilmiyorduk. Ben buzdolabına baktım. Buzdolabında dikkatimi bir peynir paketi çekti. Peynir alındıktan sonra hiç açılmamıştı. Ağabeylerime abi dedim bu adam peynir satın almış. Peynir hiç açılmadan dolapta duruyor. Bunu nerede ne zaman almış bi çevrede bakkal market varsa sorayım dedim. Tamam dediler sen bak sor soruştur dediler. MARKETTEKİ İPUCU Komşuları eve giren çıkan kimseyi de görmemişti. Bir yandan öldürülen adamın çevresi de araştırılıyordu. Kapıda zorlama olmadığı için eve giren tanıdık biri tarafından cinayetin işlendiği tahmin ediliyordu. O dönemin cinayet masasında genç bir dedektif olan Ufuk Aydın dışarı çıktı. Çevreye bakındı ve bir market gördü. Eve yakın tek market burasıydı. İçeri girerek kasiyer görevlisine adamın resmini gösterdi. Genç kız resimdeki adamı tanıdı. Dedektif Ufuk Aydın o anları şöyle anlattı: Çalışan kız bu adam bizim müşterimiz olur. En son bir hafta önce alışveriş yaptığını söyledi. Hatta peyniri de sattığını hatırladı. Yanında kimse var mıydı soruma verdiği cevap bizim için çok önemli ip ucu oldu. Adam yanında bir kadın ve erkek traşlı küçük bir kız çocukla gelmişti. KADIN KİMDİ? Deneyimli dedektifler olay yerinde çalışma yaparken, genç dedektif Aydın heyecanlı bir şekilde üstatların yanına gelerek Abi bir şeyler buldum dedi. Yaşananları net bir şekilde hatırladığını ifade eden Aydın şöyle konuştu: Ben yeni olduğum için heyecanla abilerime bu adamın bir hafta önce markette yanında bir kadın ve erkek traşlı bir kız çocuğu ile peynir ve alışveriş yaptığını söyledim. Marketçi tanıdı dedim adamı. Bunun üzerine hemen kadın kimdi? Onu araştırmaya başladık. Adam komşularıyla pek görüşmediği için eve kimin gelip gittiğini bilmiyorlardı. Ama bir tanesi bir temizlikçiden bahsetti. Eve arada bir temizlikçi kadın geliyormuş. Ama kim ve nereden geliyordu bilmiyorlardı. ERKEK TRAŞLI KIZ ÇOCUKLU KADIN Elde görülünce rahatlıkla teşhis veya hatırlanacak tek şey kadının yanındaki erkek traşlı kız çocuğuydu. Cinayet dedektifleri güvenlik kameraların olmadığı sokaklarda bu kadının kim olduğunu tespit etmek için film gibi bir çalışma yaptı. Bu kadın bu eve temizliğe geliyorsa, çevrede başka evlere de temizliğe geliyor olabilirdi. Mahallede birçok evlere gidilerek, erkek traşlı kız çocuğu olan temizlikçi kadın soruldu. Yapılan uzun çalışmalar sonucunda aynı kadının temizliğe gelen bir ev daha bulundu. Ev sahibi kadının sadece ön ismini biliyordu. Ve kadının ayda bir Gebze’den geldiği bilgisine ulaşıldı. İZLER GEBZE’YE UZANDI Aydın, bu elde edilen bilgilerin ardından soruşturmayı Gebze bölgesine yönlendirdiklerini belirterek, O dönemler Gebze de çok büyük değildi. O bölgeden İstanbul’a temizliğe gelen kadınlar vardı. Onlara ulaştık. Zincirleme bağlantılarla kadını tespit ettik. Erkek traşlı kız çocuğunun annesini bulduk ve kadını Gebze’den alıp İstanbul’a getirdik dedi. SARKINTILIK EDİNCE Gözaltına alınıp Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde sorgulanan kadın gözyaşları içinde cinayeti nasıl işlediğini anlattı. Bu eve ayda bir ev temizliğine geldiğini söyleyen genç kadın, olay günü ev sahibinin kendisiyle birlikte olmak için zorladığını söyledi. Kendisine önce sarkıntılık yaptığı söyleyen genç kadın, yaşlı adamın teklifini kabul etmeyince kendisine saldırdığını belirtti. Bu saldırı sırasında kendisinden kurtulmak için başına sert bir cisimle vurduğunu ve sonradan evden hızla çıktığını belirtti. Adamın o darbeyle yere yığıldığını ancak ölüp ölmediği konusunda da bilgisinin olmadığını söyledi. BİRÇOK ÖNEMLİ OLAY ÇÖZDÜ Genç kadın tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir cinayet vakası da böylece çözülmüş oldu. Buzdolabından paketi bozulmamış bir peynirden yola çıkan Ufuk Aydın filmlere konu olabilecek bu cinayeti dikkati sayesinde çözülmesini sağladı. O gün genç bir dedektif olarak cinayet masasında göreve başlayan Ufuk Aydın, yıllarca hem cinayet masası hem de gasp masasında çalışarak çok önemli dosyaları çözen polis memuru oldu.

Source: Habertürk


Eski Şin-Bet Direktörü Ayalon, Tel Aviv”deki gösteride sivil itaatsizlik çağrısı yaptı

İsrail devlet televizyonu KAN”ın haberine göre, başta Gazze Şeridi”ndeki İsrailli esirlerin yakınları olmak üzere binlerce kişi, Tel Aviv”de bulunan Habima Meydanı”nda toplandı.Hükümetin Gazze Şeridi”ndeki İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak için anlaşma yapmaya çağrıldığı gösteride konuşan eski Şin-Bet Direktörü Ayalon, mevcut Şin-Bet Direktörü Ronen Bar”ın mahkemeye sunduğu ifadeye atıfta bulunarak sivil itaatsizlik çağrısı yaptı.Ayalon, Bar”ın ifadesiyle birlikte “sivil itaatsizlik çağrısı bayrağının göndere çekildiğini” söyleyerek İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun kendisine uzanan bazı soruşturmalar nedeniyle Bar”ı görevden almaya kalktığını hatırlattı.Eski İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutz da başbakanı “Sanık Binyamin Netanyahu, İsrail”in varlığına yönelik açık, somut ve acil bir tehdittir.” sözleriyle eleştirdi.Halutz, Netanyahu”nun kendi vatandaşlarıyla savaştığını belirtti.İsrail hükümetinin Gazze Şeridi”ndeki İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak için anlaşma yapmaya çağırıldığı gösteride “Netanyahu, İsrail için bir tehdittir.” yazılı afişler taşındı.- İSRAİL”İN GAZZE”DEKİ SALDIRILARINDA ÖLEN FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR ANILDIYaklaşık 200 İsrailli aktivist, İsrail”in Gazze”deki saldırılarında ölen Filistinli çocukları anmak için gösteri düzenledi.The Times of Israel”in haberine göre, Tel Aviv”in Kaplan Caddesi”nde toplanan aktivistler, Gazze”de hayatını kaybeden Filistinli çocukların fotoğraflarını taşıdı.Hayatını kaybeden çocukların isimlerinin, ölüm yerleri, tarihleri ve nedenlerinin yazılı olduğu afişler hazırlayan grup, Yahudi geleneğinde anma için kullanılan uzun mumlar yaktı.Göstericiler, hükümet karşıtı sloganlar atarak yürüyüş yaptı.

Source: Www.star.com.tr


Gazze”de 4 ayda 15 Filistinli gazeteci katledildi

Filistin Gazeteciler Sendikası’na bağlı “Özgürlükler Komitesi”, İsrail’in 2025 yılı boyunca gazetecilere yönelik gerçekleştirdiği hak ihlallerine ilişkin bir rapor yayımladı.
İsrail”in yılbaşından bu yana Gazze Şeridi”ne yönelik düzenlediği saldırılarda 15 Filistinli gazeteciyi öldürdüğü, 11 gazeteciyi yaraladığı belirtilen raporda, saldırılarda 17 gazetecinin aile üyesinin yaşamını yitirdiği, 12 gazetecinin evinin bombalarla yıkıldığı kaydedildi.
Raporda, 15 gazetecinin evlerinden ya da sahada gözaltına alındığı, bazı gazetecilerin halen tutuklu olduğu, bazılarının ise birkaç saat ya da gün sonra serbest bırakıldığı vurgulanarak, 49 gazetecinin ölümle tehdit edildiği, belgelenen 16 olayda gazetecilik ekipmanlarına el konulduğu veya ekipmanların kasıtlı olarak tahrip edildiği aktarıldı.
7 Ekim 2023″ten bu yana 212 gazeteci katledildi
Raporda, göz yaşartıcı gazdan etkilenen 31 gazetecinin boğulma tehlikesi geçirdiği ve 13 gazeteciye sahada çalışma yasağı getirildiği ifade edilerek, sendikanın sözlü saldırılar, tehditler, kışkırtmalar, kameradaki medya içeriklerinin silinmesi, gazetecilere yönelik para cezaları ve mahkeme kararları dahil olmak üzere 343 ihlal ve suç vakasını belgelediğine işaret edildi.
Gazze”deki hükümetin medya ofisine göre, 7 Ekim 2023″te başlayan İsrail saldırıları sırasında 212 Filistinli gazeteci hayatını kaybetti.
İsrail, 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze”de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 168 binden fazla Filistinlinin ölmesine veya yaralanmasına neden olan saldırılarını sürdürüyor.
Öte yandan, İsrail ordusu ve Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin Batı Şeria ve Doğu Kudüs”teki saldırılarında bugüne kadar 958″den fazla Filistinli öldü, yaklaşık 7 bin Filistinli yaralandı, 16 bin 400″ün üzerinde kişi gözaltına alındı.

Source: Çağrı Gökten


Türkiye ve dünya gündemi

1- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu”nu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda ziyaret edecek.

(İstanbul/13.00)

YASAMA YÜRÜTME SİYASET

1- Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Afet Sağlık Grubu Deprem Tatbikatı”na katılacak.

(İstanbul/15.00)

2- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Fatsa ilçesine bağlı Kabakdağı köyünde tohum takas şenliğine iştirak edecek.

(Ordu/13.00)

DÜNYA DİPLOMASİ

1- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar”ı ziyaret edecek.

2- Cammu Keşmir”in Pahalgam bölgesinde düzenlenen terör saldırısının ardından Hindistan ile Pakistan arasında artan gerilime ilişkin gelişmeler takip ediliyor.

3- İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne yönelik saldırılara yeniden başlamasına ilişkin gelişmeler izleniyor.

(Gazze/Kudüs)

1- Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Valiliği ziyaret edecek, Muhammet Mustafa Üzer 4-6 Yaş Kur”an Kursu, Koyuncu Camisi, Üniversite Genç Ofis ve 4-6 Yaş Kur”an Kursu açılışlarına katılacak.

(Mersin/10.00-13.30)

1- Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, 132 kilometrelik Antalya-Antalya etabıyla başlayacak 60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu”nun startını verecek.

(Antalya/10.20)

2- Trendyol Süper Lig”in 33. haftasına TÜMOSAN Konyaspor-Adana Demirspor, Trabzonspor-Corendon Alanyaspor, Bellona Kayserispor-Çaykur Rizespor ve ikas Eyüpspor-Galatasaray maçlarıyla devam edilecek.

(Konya/Trabzon/16.00/Kayseri/İstanbul/19.00)

3- Trendyol 1. Lig”de 36. hafta müsabakaları yapılacak; Uğur Okulları İstanbulspor-Siltaş Yapı Pendikspor, Solwie Energy Fatih Karagümrük-Emre Gökdemir İnşaat Ankara Keçiörengücü, Central Hospital Ümraniyespor-Amed Sportif Faaliyetler, Kocaelispor-Geosis Boluspor, Fitmens Gömlek Yeni Malatyaspor-Alagöz Holding Iğdır FK, Adanaspor-Gençlerbirliği, Teksüt Bandırmaspor-Esenler Erokspor, Sakaryaspor-Erzurumspor FK, Kızılkaya Tarım Şanlıurfaspor-Manisa FK ve MKE Ankaragücü-Ahlatcı Çorum FK karşılaşmaları oynanacak.

(İstanbul/16.00/16.00/16.00/Kocaeli/Malatya/Adana/Balıkesir/Sakarya/Şanlıurfa/Ankara/16.00)

4- Nesine 2. Lig gruplarında 33. hafta maçları tamamlanacak.

5- Turkcell Kadın Futbol Süper Ligi”nde 25. hafta maçları oynanacak.

6- Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi”nin 27. haftasında TOFAŞ-Mersin Spor, Semt77 Yalovaspor-Bursaspor Yörsan ve Galatasaray-Aliağa Petkimspor maçları yapılacak.

(Bursa/15.30/Yalova/18.00/İstanbul/20.30)

7- Voleybol SMS Grup Efeler Ligi play-off 3-4″üncülük etabı ikinci maçında Arkas Spor, Fenerbahçe Medicana”yı konuk edecek.

(İzmir/16.00)

8- Türkiye İş Bankası 20. İstanbul Yarı Maratonu koşulacak.

(İstanbul/08.00)

9- Buz Hokeyi Dünya Şampiyonası 3. Klasman A Grubu müsabakaları, Zeytinburnu Buz Adası”nda tamamlanacak; organizasyonun beşinci ve son maç gününde Lüksemburg-Bosna Hersek, Türkmenistan-Güney Afrika ve Türkiye-Kırgızistan müsabakaları oynanacak.

(İstanbul/13.00/16.30/20.00)

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Türkiye”den tarihi başarı! “Geçmişte paramızla alamıyorduk, bugün dünyaya satıyoruz!”

Yılmaz, Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi”nde düzenlenen Kuzeydoğu Anadolu Kariyer Fuarı”nın (KUDAKAF”25) açılış töreninde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı himayelerinde ve Atatürk Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen bu önemli buluşmanın, devletin beşeri kalkınma vizyonunu genç kuşaklarla buluşturma iradesinin güçlü bir örneği olduğunu söyledi.Savunma sanayisine de değinen Yılmaz, Türkiye”nin kısa bir süre içerisinde devrim yaptığını belirtti.”SAVUNMA SANAYİSİNDE TÜRKİYE BİR DEVRİM YAPTI”Çok önemli kurumların yer aldığı KUDAKAF”25″te ASELSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ gibi savunma sanayisi şirketlerinin, mühendislikten yazılıma, teknoloji geliştirmeden AR-GE”ye kadar birçok alanda gençlere eşsiz fırsatlar sunduğunu anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:”Savunma sanayisinde Türkiye bir devrim yaptı, yüzde 20 yerlilikten şu an yüzde 80″lere geldik. Yakın gelecekte inşallah 10 milyar dolar ihracatı aşacağız, bunu görüyoruz. Geçmişte paramızla alamadığımız savunma sanayisi ürünlerini, bugün biz başkalarına parası mukabilinde satacak konuma geldik. Bu da güçlü bir siyasi iradeyle oldu. Cumhurbaşkanımızın koyduğu iradeyle bugünlere geldik. Aynısını şimdi sağlık endüstrilerinde yapmamız lazım, belki mesafe aldık ama daha çok almamız lazım.”Yılmaz, gençlere sunulan bu hizmetten dolayı Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve ekibine, fuara katılan tüm rektör ve öğrencilere teşekkür etti.Konuşmaların ardından Rektör Hacımüftüoğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz”a plaket ve hediye takdiminde bulundu.Öğrencilerle kurdele keserek fuarın açılışını yapan Yılmaz, daha sonra salon ve stantları gezerek, sektör temsilcileriyle bir araya geldi.Programa, Vali Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok, AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, MHP İl Başkanı Adem Yurdagül, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, 9. Kolordu ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Tuncay Altuğ, İl Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, kaymakamlar, belediye başkanları, çevre illerden rektörler ve vali yardımcıları, STK temsilcileri, çok sayıda vatandaş ile öğrenci katıldı.

Source: Ekrem Öztürk


Kaza mı? Sabotaj mı? İran”ın stratejik limanında ne oldu?

Bender Abbas, İran”ın Basra Körfezi”ndeki en önemli limanlarından biri. Ticaret, petrol ve askeri hareketliliğin kalbinde. Husilere, Haşdi Şabi”ye ve Hizbullah”a yönelik silah sevkiyatları buradan yapılıyordu.

İran-ABD nükleer müzakerelerinin üçüncü turuyla aynı gün limanda büyük bir patlama yaşandı. Salınan turuncu gazdan belli olacak ki orası bir yakıt deposuydu..

Normalde İran, sabotajdan şüphelendiğinde bunu açıkça dile getirir ya da ima ederdi. Bunu Natanz nükleer tesisi patlamasında açıkça yapmıştı.

Resmi açıklamalar bu konunun soruşturulduğu üzerine ve ilk bulgular “kimyasal depo yangını” diyor. Ya gerçekten kaza oldu.. Ya bu izlenim oluşturulmak isteniyor ya da henüz istihbarat birimleri ellerinde kesin bir kanıt olmadığından temkinli.

Kesin olan bir şey var ki, patlama İran”ın ekonomisine ve güvenlik imajına doğrudan zarar verdi. “Ülke iç güvenliğini sağlayamıyor” algısını doğurdu.

İsrail”in hızlı bir şekilde “ilgimiz yok” açıklaması yapması dikkat çekici. Çünkü İsrail bu tip olaylarda (örneğin Hamas Siyasi Büro Şefi Haniye suikastinde) ilk etapta sessiz kalır, verilecek karşılığa göre pozisyon alır ve açıklamayı sonra yapar. Bir olayın hemen ardından gelen inkar, bazen ikrardan daha çok suçluluğun delili olabilir.

SABOTAJSA ARKASINDA KİM HANGİ ÜLKE VEYA YAPI VAR?

Sabotaj varsayımıyla ilerlersek, bu işe kalkışacak tarafın birkaç niteliği olmalı:

Yüksek istihbarat ve operasyonel kabiliyet.

Diplomatik ve askeri riskleri göze alabilecek cesaret.

Öncelikle İsrail”in İran”la doğrudan savaş istemediği biliniyor ancak “nükleer anlaşmaları sabote etmek” için geçmişte adımlar atmıştı.

İsrail”in doğrudan üstlenmemesi ve “biz değiliz” demesi normal. Çünkü açık bir savaş çıkarırsa ABD”yi de zor durumda bırakır. Tel Aviv bir taşla iki kuş vurmayı hedeflemiş olabilir:

İran”ın iç güvenlik zaaflarını dünyaya göstermek ve müzakereleri baltalamak.
İran içinde rejime karşı olan gruplar var. Mesela Halkın Mücahitleri, Belucistan Kurtuluş Ordusu, Ceyşül Adl.

Bu grupların geçmişte sabotaj eylemleri olmuştu. İran’ın ekonomik merkezlerine saldırarak rejimin zayıflığını göstermek istemiş olabilirler.

Ama Bu kadar büyük bir limanda, bu çapta patlama yaratacak operasyonu yapabilecek kabiliyetleri sınırlı. Üstelik liman işçileri ve memurlar arasında gizlice böyle bir operasyon düzenlemek zor olur. Yani olasılık düşük ama sıfır değil.

EMİR İÇERDEN GELMİŞ OLABİLİR Mİ?

İran içindeki karşıt görüşler, nükleer müzakereleri baltalamak ve sertlik yanlısı çizgiyi güçlendirmek için böyle bir “kaza” organize etmiş olabilir. “Görüyorsunuz, Batı ile anlaşmaya çalışınca ülkemize saldırıyorlar” algısı yaratmak için… Bu teori çok sofistike tabi. Yani çok derin ve ileri bir hamle olurdu.

Ancak böyle bir iç operasyon için henüz yeterince emare yok. Belki günler sonra çıkan ipuçları destekler.

Peki ABD veya müttefik bir aktör olabilir mi? Düşünceme göre, ABD doğrudan İran limanında patlama yapmakla uğraşmaz. Çok daha farklı yöntemleri var.
Ama küçük bir müttefik grup (örneğin Körfez’de İran’a diş bileyen bazı Arap aktörler) lokal istihbaratla böyle bir sabotaj yapmış olabilir.

Yine de böyle bir saldırı, İran’ı doğrudan hedef almaya cesaret edemeyecek küçük aktörlerin başını derde sokar. Bu yüzden çok zayıf ihtimal.

İRAN NE YAPAR?

Tahran “Derin Sessizlik” stratejisi güdebilir. Hemen suçlama yapmaz. Olayı “kazaymış gibi” geçiştirir. Diplomatik müzakerelerde “Bakın, barışa açık olmamıza rağmen içeride saldırıya uğruyoruz” diyerek mağduriyet kartı oynar. İleride, kimse beklemezken, bu işin gerçek faillerine sessiz ve kesin bir saldırı düzenler. Bu durum hem içeride halkı kenetler. Hem dışarıda “İran savaş istiyor” imajı oluşturmaz. Hem de zamanı ve zemini kendi seçer.

“Hemen Misilleme” kararı alabilir. Patlamadan İsrail’i veya başka bir aktörü sorumlu tutar. Hızlıca bir misilleme yapar: örneğin Lübnan veya Yemen üzerinden bir İsrail hedefine saldırabilir.

Böylece iç kamuoyuna “İran güçsüz değil” mesajı verir. Fakat bu taktik çok riskli. Çünkü ABD ve İsrail’in “meşru müdafaa” bahanesiyle çok daha büyük bir saldırı başlatmasına zemin hazırlar.

İran, şu anda ekonomik olarak böyle bir savaşı kaldıracak durumda değil. Ayrıca nükleer müzakereleri tamamen baltalamış olur. Bu nedenle, hemen misilleme yanlış olur.

Tabi ki bütün bunlar “sabotaj” ihtimali üzerinden… Bazen de kaza sadece kazadır.

Bartu Eken / Haber7

Source: Bartu Eken


İran”ın Bender Abbas Limanı”ndaki patlamada can kaybı yükseldi!

İran ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı nda dün öğlen saatlerinde yaşanan şiddetli patlamada hayatını kaybedenlerin ve yaralananların sayısı yükseldi. Patlama sonucu 14 kişinin hayatını kaybettiği, 750 kişinin yaralandığı bildirildi.Yetkililer, hayatını kaybedenlerin sayısının artabileceğini söyledi.Patlamanın şiddetinden limandaki bir binanın büyük hasar gördüğü ve çevredeki binaların da camlarının kırıldığı bilgileri yer aldı.İran ile ABD nin üçüncü tur müzakere görüşmeleri için Umman da bir araya geldiği sırada yaşanan patlamanın ardından çıkan yangının kontrol altına alındığını ancak söndürme çalışmalarının halen sürdüğü belirtildi. Patlamanın nedeni henüz belirlenemedi. Ancak, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, güvenlik servislerimiz, geçmişte yaşanan sabotaj ve suikast operasyonları göz önüne alındığında yüksek alarmda ifadelerini kullandı.İran kargoları için önemli bir nokta Şehid Recai Limanı daha önce de hedef olmuştu. İsrail den şüphenilen 2020 tarihli siber saldırıda liman hedef alındı. İsrailli yetkililer Cumartesi günkü patlamayla ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi.

Source: Habertürk


1.Dünya Savaşı İran Cephesi Tarafları

İran Cephesinde Osmanlı, ağırlıklı olarak İngiltere ve Rusya ile savaşmıştır. Bu cephedeki çatışmaların sonucunda, bölge halkının yaşadığı büyük yıkımlar ve savaşın Orta Doğu’ya yayılması gibi etkiler kendini göstermiştir. İşte, İran Cephesi sonuçları… Tarihin dönüm noktalarından biri olan 1. Dünya Savaşı, İran Cephesi ile geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. İran Cephesi nedenlerinin en başında Osmanlı Devleti’nin, bölgedeki İngiliz-Rus etkisini zayıflatma ve doğu sınırlarını güvence altına alma isteği yer alır. 1914’te açılan İran Cephesi tarafları Osmanlı-Alman İttifakı ile İngiliz-Rus ittifakı olarak şekillenmiştir. İran Cephesi sınırları, Osmanlı’nın doğusunda, günümüzdeki İran topraklarının batı kesimlerinde yer almıştır. Bölgedeki siyasi dengeleri değiştirmek amacıyla açılan bu cephe, askeri üstünlük sağlamayı hedeflemiştir. Fakat bu hedeflerin büyük bir kısmı başarıya ulaşamazken, İran Cephesi Osmanlı açısından stratejik bir kazanım elde edilemeden sona ermiştir. Peki, Osmanlı İran Cephesinde hangi devletle savaştı? İşte, İran Cephesi amaçları… İRAN CEPHESİ NEDEN AÇILDI? Osmanlı Devleti ile Almanya, İngiltere ve Rusya arasındaki Orta Doğu ya hakim olma mücadelesi, İran Cephesinin açılmasında etkili olan başlıca faktörlerden biri olmuştur. Hem Hint Yarımadası, hem de Kafkasya’ya yakınlığı nedeniyle İran, stratejik bir bölgede yer alıyordu. 1. Dünya Savaşı öncesinde tarafsız ilan edilen İran, Rusya ve İngiltere’nin nüfuzu altına girmiştir. 1907 yılında gerçekleştirilen İngiltere-Rusya anlaşmasıyla İran, fiilen 3 bölgeye ayrılmıştır. İran, kuzeyde Rusya nın, güneyde İngiltere nin, ortada ise tarafsız bir bölge yer alıyordu. Osmanlı Devleti ve Almanya, İngiltere’nin Hindistan’daki nüfuzunu sarsmak için Orta Asya’daki Müslüman halkları harekete geçirmeyi hedeflemiş; bu amaçla İran üzerinden ilerleyerek bir “cihat cephesi” oluşturmayı planlamışlardır. İRAN CEPHESİ TARAFTARLARI İran Cephesi nde Osmanlı Devleti ve Almanya, İngiltere ile Rusya ya karşı mücadele etmiştir. Osmanlı Devleti ve Almanya: İttifak Devletleri’nin bu bölgedeki temsilcileri Osmanlı Devleti ve Almanya’ydı. 3. Ordu ya bağlı birliklerle İran’a asker sevk eden Osmanlı, İran’daki Müslüman aşiretlerin desteğini almaya çalışmıştır. İngiltere ve Rusya: İtilaf Devletleri cephesinde yer almıştır. İngiltere, Hindistan’daki sömürgesini güvence altına almak amacıyla İran’ın güney kesimlerinde kontrolü ele geçirirken, Rusya da kuzey İran’daki nüfuzunu genişletti. İRAN CEPHESİ NEDENLERİ Hindistan Yolunu Kesmek Müslüman Halkları Cihada Çağırmak Kafkas Cephesi ni Desteklemek İran’daki Osmanlı Nüfuzunu Artırmak İRAN CEPHESİ SINIRLARI Bu stratejik hedefler doğrultusunda, cephe çok geniş bir alana yayılmış ve çeşitli bölgeleri kapsayacak şekilde şekillenmiştir. Coğrafi olarak İran Cephesi sınırları şu şekildedir: Batıda Osmanlı’nın Hakkâri ve Van sınırlarından başlayan İran Cephesi; İran’ın Urmiye, Kirmanşah ve Tebriz bölgelerine kadar uzanıyordu. Güneyde ise Basra Körfezi’ne kadar etkili olmak isteyen İngiliz kuvvetleriyle çatışmalar yaşanmıştır. İRAN CEPHESİ AMAÇLARI Osmanlı ve Almanya’nın amaçları: İngiltere’nin Hindistan’a ulaşmasını engellemek, İran’daki Müslümanları kendi yanına almak, Kafkas Cephesine destekte bulunmak, Almanya’nın Orta Asya’daki etkisini artırmak. İngiltere ve Rusya’nın Amaçları: İran’daki nüfuz alanlarını korumak, Hindistan’a yönelik tehdidi ortadan kaldırmak, Osmanlı’nın doğuya doğru yayılmasını engellemek İRAN CEPHESİNDE OSMANLI HANGİ DEVLET İLE SAVAŞTI? Osmanlı Devleti, İran Cephesi’nde İngiltere ve Rusya’ya karşı askeri mücadele yürütmüştür. Çoğu zaman doğrudan çatışmalar şeklinde gerçekleşmeyen bu savaş; aşiretler ve vekil güçler üzerinden sürmüştür. Öte yandan Osmanlı, İran’daki bazı yerel Şii grupları ile zaman zaman gerilim yaşamıştır. İRAN CEPHESİ SONUÇLARI Tüm bu gelişmelerin sonucunda, İran Cephesi Osmanlı açısından istenen başarıya ulaşamamış ve cephede şu etkiler gözlemlenmiştir: Osmanlı Hedeflerine Ulaşamadı İran’ın Tarafsızlığı Zedelendi Aşiretlerle İlişkiler Gerildi Modern İran’da Milliyetçiliğin Tohumları Atıldı Sovyet Devrimi’nin Ardından İngiltere’nin Bölgedeki Etkinliği Arttı.

Source: Habertürk


Husiler, İsrail hava üssünü balistik füzeyle vurdu

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, konuya ilişkin açıklamada bulundu.İsrail”in Negev bölgesindeki Nevatim Hava Üssü”nün “Filistin 2” adlı hipersonik balistik füzeyle vurulduğunu belirten Seri, Gazze”ye yönelik saldırılar sona erene ve abluka kaldırılana kadar söz konusu askeri operasyonların durmayacağını vurguladı. Seri ayrıca, ABD saldırganlığının kibrini kırmak için askeri güçlerini geliştirmeyi sürdüreceklerini ifade etti.Gazze”de ateşkes ve esir takası anlaşmasının 19 Ocak”ta yürürlüğe girmesiyle İsrail”e füze ve İHA saldırılarını durduran Husiler, İsrail”in 18 Mart”ta ateşkesi bozarak yeniden saldırılar düzenlemeye başlamasının ardından İsrail”i füze ve İHA”larla tekrar hedef almaya başlamıştı.

Source: Erkan Talu


Mohaç Meydan Savaşı Tarihi

Mohaç Meydan Savaşı sonucunda hem Macaristan’ın siyasi yapısı hem de Avrupa dengeleri kökten değişmiştir. Bu savaş, Osmanlı’nın askeri dehasını gözler önüne sermiştir. Bu sadece askeri bir zafer değil aynı zamanda Kanuni döneminin politik gücünün de simgesidir. İşte Mohaç Savaşı sonuçlar ile Mohaç Meydan Muhaberesi önemine ilişkin detaylar… Mohaç Meydan Muharebesi, Osmanlı tarihinin dönüm noktalarından biridir. 1526’da Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı Ordu suyuyla Macar krallığı arasında yaşanan bu savaş, yalnızca Osmanlı açısından değil aynı zamanda Avrupa siyasi haritası açısından da kritik sonuçlar doğurmuştur. Mohaç Savaşı nedenleri arasında Balkanlar’daki hakimiyet mücadelesi ve Macaristan’ın Osmanlı’ya karşı ittifak arayışına girmesi de önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı devleti savaşta uyguladığı hilal şeklindeki kuşatma taktiği ile ezici bir üstünlük sağlamıştır ve Macar ordusu kısa sürede dağılmıştır. Mohaç zaferi, Osmanlı İmparatorluğu nun Avrupa daki hakimiyetini pekiştirmiş ve Macaristan ın parçalanmasına neden olmuştur. Büyük bir başarı olmasının yanı sıra Mohaç Meydan muharebesi aynı zamanda Osmanlı’nın batıya açılan kapısı olmuştur. İşte, Mohaç Meydan Savaşı tarihi ile Mohaç Savaşı taktiğine ilişkin merak edilen bilgiler… MOHAÇ SAVAŞI NEDİR? Mohaç Meydan Savaşı, Macaristan üzerindeki ekonomik siyasi ve askeri üstünlüğünü kurmak ve Osmanlı ordusunun Avrupa’daki hakimiyetini pekiştirmek amacıyla düzenlenen bir seferdir. Dönemin en büyük süvari ordularından birine sahip olan Macarlara karşı yapılan bu savaş, stratejik ve disiplinli Osmanlı ordusu karşısında ezici bir mağlubiyet yaşamıştır. Bu muharebe, yalnızca 2 saat gibi kısa bir sürede sonuçlanmış ve tarihteki en hızlı zaferlerden biri olarak kaydedilmiştir. MOHAÇ SAVAŞI HANGİ PADİŞAH DÖNEMİNDE YAPILDI? Mohaç Meydan Muharebesi, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim in oğlu olan Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmıştır. 1520 yılında tahta çıkan Kanuni Sultan Süleyman, kısa sürede Osmanlı’nın dış politikasını şekillendirerek Avrupa’ya yönelmiştir. 29 Ağustos 1526 da meydana gelen bu çatışma, Kanuni Sultan Süleyman’ın tarihindeki ilk büyük zaferlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Bu zaferin ardından Kanuni Sultan Süleyman, “Muhteşem Süleyman” on unvanını almıştır. MOHAÇ SAVAŞI KİMLER ARASINDA OLMUŞTUR? Bu mücadele, Macar Krallığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasında cereyan etmiştir. Macar ordusunun başında deneyimsiz ve genç bir kral olan ikinci Lajos yer alırken Osmanlı tarafında ise Kanuni Sultan Süleyman yer alıyordu. O dönemde Macaristan, kutsal Roma Germen İmparatorluğunun önemli müttefiklerinden biriydi. Bu sebeple muharebe, yalnızca Osmanlı ve Macaristan arasında değil; dolaylı olarak Katolik Avrupa ve Habsburg Hanedanı ile Osmanlı İslam dünyası arasındaki mücadeleyi de simgeler duruma gelmiştir. MOHAÇ SAVAŞI NEDENLERİ Mohaç Savaşının arkasında hem siyasi hem de stratejik nedenler bulunur: Macaristan’ın Osmanlı sınırlarına sürekli tehdit oluşturması, Kanuni nin Avrupa’daki nüfuzunu artırma isteğİ, Macaristan’ın iç karışıklıkları, İslam dünyasında liderliğin pekiştirilmesi. MOHAÇ SAVAŞI TAKTİĞİ Mohaç Savaşı nın kazanılmasında Osmanlı ordusunun uyguladığı hilal şeklindeki kuşatma taktiği büyük rol oynamıştır. Savaş meydanını dikkatle seçen Kanuni, orduyu üçe ayrılmıştır: Merkezde yeniçeriler ve topçular, Sağ ve sol kanatta sipahiler, Geri planda yedek birlikler yer almıştır. Bataklık ve dar alanlar ile çevrili Mohaç Ovası nda Osmanlı ordusu, geri çekiliyormuş gibi yaparak düşmanı içine çekti ve ardından yanlardan kıskaç taktiğiyle büyük bir imha harekâtı gerçekleştirdi. MOHAÇ SAVAŞI SONUÇLARI Mohaç Meydan Savaşı sonucunda, he uzun vadede hem de kısa vadede değişiklikler yaşanmıştır: Macaristan Krallığı fiilen sona ererken ülke Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı bir eyalet halini aldı. Genç kral II. Lajos savaş alanında ölürken, Macar tahtı Habsburglar ile Osmanlı arasında bir paylaşım savaşına sahne olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu, Orta Avrupa’da kalıcı bir güç haline gelmiştir. Avusturya ile Osmanlı arasındaki rekabet kızışırken ilerleyen yıllarda Viyana Seferi gibi büyük olayların zemini hazırlanmış oldu. Osmanlı nın Avrupa daki etkisi arttıkça, diplomatik ittifaklar da yeniden şekillenmeye başlamıştır. Fransa gibi bazı ülkeler Osmanlı İmparatorluğu ile ittifaka yöneldi.

Source: Habertürk