Küresel Politika Gelişmeleri – Güney Kore’de Kriz, Türkiye’ye Karşı İttifaklar ve Ortadoğu Gerilimleri

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon, görevden azledildi! 60 gün içinde seçim var

Güney Kore”de Anayasa Mahkemesi, Devlet Başkanı Yoon”un azline karar verdi. Yonhap”ın haberine göre, Anayasa Mahkemesi, yaptığı açıklamada, Yoon”un sıkıyönetim ilanının anayasada belirtilen “ulusal kriz” koşulunu karşılamadığına, bu sebeple anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. MECLİSE ASKER YOLLAYARAK KANUNLARI İHLAL ETTİ Mahkeme, ayrıca Yoon”un sıkıyönetim ilanının ardından, kararın reddedilmesini önlemek üzere Ulusal Meclise asker yollayarak kanunları ihlal ettiğini belirtti. #r-1103738# YOON GÖREVDEN ALINDI Böylece Anayasa Mahkemesi, Ulusal Meclisin azil istemini kabul ederek Yoon”un sıkıyönetim ilanı nedeniyle görevden alınmasını onayladı. 60 GÜN İÇİNDE SEÇİM VAR Azil kararı sonrası Yoon derhal görevden alınırken, ülke 60 gün içinde devlet başkanlığı için seçime gidecek. SIKIYÖNETİM İLANI Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık 2024 gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karıştığı” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak meclisin yaptığı oylamada bu kararın kaldırılması ve Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Ulusal Meclisin 14 Aralık 2024″te yaptığı oylamada azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici olarak uzaklaştırılmıştı. ÜLKE TARİHİNDE BİR İLK OLDU Azil davası dışında sıkıyönetim ilanı hakkında yürütülen adli soruşturma kapsamında 15 Ocak”ta gözaltına alınan Yoon, ülke tarihinde gözaltına alınan ilk devlet başkanı olmuştu. Yoon, Seul Batı Bölge Mahkemesinin kararıyla “ayaklanmaya liderlik etmek” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla 19 Ocak”ta tutuklanmış, Güney Kore Savcılığı 26 Ocak”ta Yoon hakkında bu suçlamalarla iddianame hazırlamıştı. Seul Merkez Bölge Mahkemesinin tutukluluğu iptal etmesi ve fiziksel gözaltı olmadan yargılanmasına izin vermesiyle Yoon, 8 Mart”ta serbest bırakılmıştı. AZİL SÜRECİ Güney Kore”de devlet başkanının görevden alınması için Ulusal Meclise sunulan azil önergesinin, meclisin üçte ikisi tarafından onaylanması gerekiyor. Diğer siyasilerin azli için ise salt çoğunluk yeterli oluyor. Azil oylamasının ardından azil istemi, Anayasa Mahkemesine intikal ediyor. Azil sürecine ilişkin kanıtları dinleyip değerlendirmek üzere duruşma düzenleyen mahkemenin, azli istemini onaylamak veya reddetmek için 6 ay süresi bulunuyor. Mahkemedeki 9 yargıçtan 6″sının kararı onaylaması halinde lider görevden alınıyor. Mahkemede halen 8 yargıç görev yapıyor. Güney Kore Ulusal Meclisinin 14 Aralık”taki oylamasında nitelikli çoğunluk sağlanarak Yoon”un azli talep edilmişti. Anayasa Mahkemesinin yargılamanın ardından azline karar verdiği Yoon, 2017″de azledilen eski Devlet Başkanı Park Geun-hye”nin ardından bu şekilde görevden alınan ikinci devlet başkanı oldu.

Source: Sevda Altunbaş


Türkiye”ye karşı 3″lü ittifak devrede! Düşman ilan ettiler!

İsrail, Suriye’nin güneyini işgal edip Gazze’deki katliamları buraya taşıdı, 5 noktayı vurup 30’dan fazla kişiyi şehit etti. Türkiye-Suriye iş birliğini hedef alan saldırılar artabilir. Yunanistan’da EOKA kutlamalarına Türkiye ve KKTC tepki gösterdi.İSRAİL, SURİYE”DE KATLİAMA BAŞLADIGazze’de 60 bini aşkın sivili katleden ve hâlen soykırımını sürdüren İsrail, Suriye’nin Dera, Hama, Humus şehirleri ile birlikte başkent Şam’a saldırdı, 30’u aşkın sivil şehit oldu. Suriye’deki sivil katliamını savunan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz da, bölgede varlığını artıran Türkiye’yi “düşman” diyerek tanımladı ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı tehdit eden bir mesaj yayımladı. Katz “Suriye yöneticisini uyarıyorum: İsrail’e düşman güçlerin Suriye’ye girmesine ve İsrail’in güvenlik çıkarlarını tehlikeye atmasına izin verirseniz çok ağır bir bedel ödeyeceksiniz. Hava kuvvetlerinin faaliyeti geleceğe bir uyarıdır. İsrail Devleti’nin güvenliğinin zarar görmesine izin vermeyeceğiz” dedi.Bir dönem Suriyeli muhalif güçlerin Genelkurmay Başkanlığını yapan General Ahmed el-Berri, İsrail’in “korkak bir ülke” olduğunu söyledi. Berri “Saldırılar aslında Türkiye korkularının dışa vurumu idi. Bir anlamda Suriye’nin yeni yönetimine ‘Türkiye burada olursa size huzur vermeyiz’ dediler” dedi.BU OYUNU BOZACAĞIZBerri şöyle devam etti: Özellikle Şam, Humus, Tartus ve Lazkiye hattında kurulacak Türk askerî üsleri ile birlikte bu bölgeye yerleştirilecek uçaksavarlar, radar sistemleri ve Suriye hava sahasının güvenliğinin Türkiye ile ortak sağlanması gibi askerî-stratejik adımlar İsrail’in kâbusu oldu. Asıl amaçları Türkiye-Suriye irtibat kanallarını kapatmak. Esad ailesi gibi Şam’da da kendilerine sadık, kukla yönetim istiyorlar. Ancak devrimci ruh durmayacak. Kardeş Türkiye ile ilişkilerimiz daha da güçlenerek devam edecek. Askerî iş birliği anlaşmaları ile bu oyunu birlikte bozacağız.TÜRKİYE’Yİ BEKLİYORUZHumus, Şam, Lazkiye ve Suriye’nin farklı yerlerinde askerî-güvenlik iş birliği anlaşması çerçevesinde adımlar atılmasına günler kaldığına dikkat çeken General Berri, “Hep birlikte Türkiye’yi bekliyoruz. Türkiye’nin kardeş varlığı ve teminatı sayesinde de İsrail Kuneytra-Dera-Golan aksında gasbettiği yerlerden çekilecek. Dün gece Dera-Neva bölgesine yaptığı kara baskını da sivil halk tarafından püskürtüldü. Türkiye’nin buradaki varlığı kara, deniz ve hava güvenliğimiz için bir dönüm noktası. Ne Devlet Başkanı’mız Ahmed eş-Şara ne de Suriye halkı bunca yıllık mücadelenin ardından İsrail’e diz çökmeyecek. Bizi güçsüz bırakma projesinin farkındayız. Sınır güvenliği garantisi ve yabancı savaşçıların varlığı gibi öne sürdükleri şartlar Suriye’de kurulacak Kudüs ordusu korkusundan kaynaklı. Saldırılar aslında geleceğe dair korkularının da bir göstergesi” dedi. İSRAİL ABD’Yİ KULLANIYOROrta Doğu denklemini en iyi bilen isimlerden Prof. Dr. Ahmet Uysal ise “İsrail son saldırı ile parçalı, yıkılmış, istikrarsız Orta Doğu’nun ‘garantörü’ olduğunu bir defa daha hatırlattı. İsrail burada güçlü bir devleti kendine tehdit olarak görüyor. Buna dost ülke dediği Körfez ülkeleri ve Mısır da dâhil. O hep daha fazla parçalansınlar ister. İsrail’in aslında Lübnan, İran, Irak, Yemen, Mısır, Suriye ve Filistin cephelerinde savaşacak gücü yok. Suriye’de oluşacak Türk askerî gücünden korkuyor. Tek hedefi Türkiye’yi durdurmak. Gerçekten de İsrail ve destekçilerinin kurduğu oyunu bozan tek aktör Türkiye. Eş-Şara’ya şantaj yapıyor. Bu noktada Batı’nın yaptırımları, PKK-YPG, Dürzi, Nusayri kartı ile birlikte ABD’nin askerî desteğini caydırıcı unsur olarak kullanıyor. Şayet Şam’da güçlü bir mukavemet oluşursa bu direnç Tel Aviv’i sarsar. Bu ihtimali de hesap ederek adım atıyorlar. Ya Suriye’yi Filistinleştirecekler ya da İsrail için Suriye sonun başlangıcı olacak. Şu anda, İsrail-Batı ittifakı açık bir biçimde İslam’la savaşıyor. ABD isterse Netanyahu’yu bir günde devirir. Ancak bunun için bazı harici şartların oluşması gerekiyor. Her ne kadar farklı görüntü vermeye çalışsa da İsrail ordusu ve kamuoyu yorgun” dedi. Öte yandan, saha kaynaklarından aldığımız bilgilere göre İsrail bir yandan Suriye’nin kritik noktalarına kara ve hava saldırısı sürdürürken diğer yandan Ankara ile müzakere girişiminde bulunuyor. Bazı aracı ülke ve isimlere Tel Aviv’den raporlar hâlinde teklifler götürülüyor.BÖLGEDE NELER OLUYOR?Gazze’de kana doymayan siyonist İsrail Devleti, Suriye’yi de bombalamaya başladı. Bombalanan yerlerden birinin ise, Türkiye’nin askerî üs kurmak için hazırlık yürüttüğü Humus’a bağlı T4 Askerî Havaalanı olduğu bildirildi. Havaalanında üç Türk mühendisin öldüğü iddia edilse de, Millî Savunma Bakanlığı iddiaları yalanladı. İsrail ordusu saldırıları doğrularken Jerusalem Post gazetesi ise İsrailli bir askerî yetkilinin, “Bu saldırılarımız Türkiye’ye, Suriye’de askerî üs kurmayın ve İsrail’in Suriye semalarındaki faaliyetlerine karışmayın mesajları taşıyor” şeklindeki sözlerini aktardı. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ise Türkiye’yi Suriye’de kesinlikle istemediklerini söyleyerek “Türkiye’nin Suriye, Lübnan, Irak dâhil bölgemizde oynadığı rolden gerçekten de endişe duyuyoruz” dedi. Öte yandan, İsrail’de “Suriye’deki Türk varlığı” konulu bir güvenlik toplantısı düzenlendi. Toplantıya Savunma Bakanı Israel Katz ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de katıldı.KATLİAM KUTLAMASINA TEPKİ YAĞDIBu arada Kıbrıs’ta Türklere yönelik katliamlar yapan ve Ada’yı Yunanistan’a bağlamayı amaçlayan terör örgütü EOKA’nın 70. kuruluş yıl dönümü, Yunanistan’da okullarda kutlandı. Rum yönetiminin iki yıldan beri ilettiği talebine, Yunanistan Eğitim, Din İşleri ve Spor Bakanı Sofia Zacharaki’nin onay vermesinin ardından ilk defa Yunanistan’daki okullarda kutlama yapıldı. Rum Meclis Başkanı Annita Dimitriu, bakan Zaharaki’yi telefonla arayıp bu kararı aldığı için teşekkür etti. Dimitriu bunun (Güney) “Kıbrıs ile Yunanistan’ın ulusal bağlarını teyit eden tarihi bir karar olduğunu” söyledi.

Source: Özgürbayrak


Güney Kore Devlet Başkanı Yoon görevden alındı

Güney Kore”de Anayasa Mahkemesi, yaptığı açıklamada, Yoon”un sıkıyönetim ilanının anayasada belirtilen “ulusal kriz” koşulunu karşılamadığına, bu sebeple anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Yonhap”ın haberine göre, Anayasa Mahkemesi Vekil Başyargıcı Moon Hyung-bae, mahkemenin kararını açıkladı. Mahkeme, Yoon”un sıkıyönetim ilanının anayasada belirtilen “ulusal kriz” koşulunu karşılamadığına, bu sebeple anayasaya aykırı olduğuna hükmetti.
Kararda, ayrıca Yoon”un sıkıyönetim ilanının ardından, kararın reddedilmesini önlemek üzere Ulusal Meclise asker yollayarak kanunları ihlal ettiği vurgulandı. Vekil Başyargıç Moon, “Müdafinin (Yoon) kanunları ihlalinin sonuçlarının ağırlığı ve anayasal düzene olumsuz etkileri göz önüne alındığında, onu görevden alarak anayasayı korumanın sağlayacağı fayda, bir devlet başkanının görevden almanın sebep olacağı ulusal kayıplardan katbekat fazladır” ifadesini kullandı. Böylece Anayasa Mahkemesi, Ulusal Meclisin azil istemini kabul ederek Yoon”un sıkıyönetim ilanı nedeniyle görevden alınmasını onayladı.
Azil kararı sonrası Yoon derhal görevden alınırken, ülke 60 gün içinde devlet başkanlığı için seçime gidecek. Yoon”u devlet başkanlığına aday gösteren, iktidardaki Halkın Gücü Partisi (PPP), “kararı saygıyla kabul ettiklerini” bildirirken, ana muhalefetteki Demokratik Parti (DP) kararı “halkın zaferi” olarak niteledi. Sıkıyönetim ilanı
Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık 2024 gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karıştığı” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak meclisin yaptığı oylamada bu kararın kaldırılması ve Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Ulusal Meclisin 14 Aralık 2024″te yaptığı oylamada azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesi”nin hakkında vereceği karara dek görevden geçici olarak uzaklaştırılmıştı. Azil davası dışında sıkıyönetim ilanı hakkında yürütülen adli soruşturma kapsamında 15 Ocak”ta gözaltına alınan Yoon, ülke tarihinde gözaltına alınan ilk devlet başkanı olmuştu. Yoon, Seul Batı Bölge Mahkemesinin kararıyla “ayaklanmaya liderlik etmek” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla 19 Ocak”ta tutuklanmış, Güney Kore Savcılığı 26 Ocak”ta Yoon hakkında bu suçlamalarla iddianame hazırlamıştı. Seul Merkez Bölge Mahkemesi”nin tutukluluğu iptal etmesi ve fiziksel gözaltı olmadan yargılanmasına izin vermesiyle Yoon, 8 Mart”ta serbest bırakılmıştı. Azil süreci Güney Kore”de devlet başkanının görevden alınması için Ulusal Meclise sunulan azil önergesinin, meclisin üçte ikisi tarafından onaylanması gerekiyor. Diğer siyasilerin azli için ise salt çoğunluk yeterli oluyor. Azil oylamasının ardından azil istemi, Anayasa Mahkemesine intikal ediyor. Azil sürecine ilişkin kanıtları dinleyip değerlendirmek üzere duruşma düzenleyen mahkemenin, azli istemini onaylamak veya reddetmek için 6 ay süresi bulunuyor. Mahkemedeki 9 yargıçtan 6″sının kararı onaylaması halinde lider görevden alınıyor. Mahkemede halen 8 yargıç görev yapıyor. Güney Kore Ulusal Meclisinin 14 Aralık”taki oylamasında nitelikli çoğunluk sağlanarak Yoon”un azli talep edilmişti. Anayasa Mahkemesinin yargılamanın ardından azline karar verdiği Yoon, 2017″de azledilen eski Devlet Başkanı Park Geun-hye”nin ardından bu şekilde görevden alınan ikinci devlet başkanı oldu.

Source: Dünya Gazetesi


BMGK üyelerinin çoğu İsrail”in insani yardım çalışanlarını öldürmesini kınarken, ABD Hamas”ı suçladı

BMGK”da Cezayir”in talebi üzerine acil oturumla işgal altındaki Filistin topraklarındaki durum ele alındı.

Filistin Esirler Cemiyeti: İsrail hapishanelerinde 7 Ekim”den bu yana 63 Filistinli öldüİsrail saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi”nde 39 binden fazla çocuk öksüz kaldıİsrail”in Gazze Şeridi”ne son 24 saatte düzenlediği saldırılarda 100 kişi hayatını kaybetti

Cezayir”in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama, Filistin halkının toplu cezalandırmaya maruz kaldığını, bunun da savaş suçu olduğunu vurguladı.

15 insani yardım ve sağlık çalışanının öldürülmesinin ardından BMGK”nın acil toplanmasını talep ettiklerini aktaran Bendjama, “Konseyin açık ve güçlü bir şekilde konuşması gerektiğini düşünüyoruz. Tüm sorumluluklarını üstlenmeli ve kararlarının uygulanmasını sağlamalı. Aksi halde, kalan otorite ve meşruiyetini de kaybedecek.” uyarısında bulundu.

Bendjama Gazze halkının tahayyül edilemeyecek zorluklarla mücadele ettiğini belirterek, İsrail”in saldırıları sonucu en fazla çocuk, insani yardım çalışanı, gazeteci ve sağlık çalışanının Gazze”de öldürüldüğünü bildirdi.

400 insani yardım çalışanı, 209 gazeteci, bin 60 sağlık çalışanı ve 17 bin çocuğun öldürüldüğünü belirten Bendjama, İsrail”in her gün ortalama 103 Filistinliyi öldürdüğünü, dünyanın da pasif bir şekilde soykırımı izlemeye devam ettiğini dile getirdi.

“Bu büyük bir skandaldır”

İngiltere”nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward ise 15 insani yardım ve sağlık çalışanının öldürülmesine tepki göstererek, “Bu ölümler büyük bir skandaldır ve bu olayın tam anlamıyla, şeffaf bir şekilde soruşturulmasını, sorumluların hesap vermesini bekliyoruz.” açıklamasında bulundu.

Gazze’nin dünya genelinde insani yardım çalışanları için en tehlikeli yer olmaya devam ettiğine dikkati çeken, Woodward “Eğer İsrail, insani yardım çalışanlarının saldırıya uğramadan görevlerini yerine getirmelerine olanak tanıyan bildirimlere saygı göstermezse, bu tür dehşet verici ölümler yaşanmaya devam edecektir. İnsani yardım çalışanları, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için hayatlarını riske atmamalıdır.” vurgusunda bulundu.

Woodward, İsrail’e 19 Mart’ta BM yerleşkesine yönelik saldırıya ilişkin BM’nin araştırma misyonuyla iş birliği yapma, insani yardım çalışanları ve sağlık personelini hedef alan tüm olayları titizlikle soruşturma ve sorumluları adalet önüne çıkarma çağrısında bulundu.

İsrail”in Gazze”deki toprakların ilhakına yönelik açıklamalarını da kınayan Woodward, “Filistinlilerin zorla yerinden edilmesine veya Gazze’nin topraklarının azaltılmasına izin verilmemelidir. Bu durum, yalnızca istikrarsızlığı artırır ve hem İsrailliler hem de Filistinliler için güvenliği daha da zayıflatır” ifadelerini kullandı.

“Gazze’de tanık olduğumuz şey, insanlığın erozyona uğramasıdır”

Slovenya”nın BM Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar ise Gazze’de insani yardım çalışanlarına yönelik İsrail saldırılarını sert bir şekilde kınayarak, “Gazze’de tanık olduğumuz şey, insanlığın erozyona uğramasıdır. İsrail’in insani yardım çalışanlarını hedef alan saldırılarından dehşete kapıldık.” dedi.

Ateşkesin İsrail tarafından bozulmasından bu yana insani yardım çalışanlarının sürekli olarak saldırı altında olduğunu vurgulayan Zbogar, bu olayların basit hatalar olduğuna inanmanın mümkün olmadığını söyledi.

Slovenya’nın BM personeli de dahil olmak üzere tüm insani yardım ve sağlık çalışanlarına yönelik saldırıları kınadığını belirten Zbogar, bu kişilerin korunması ve görevlerini yerine getirmeleri için desteklenmesi gerektiğini vurgulandı.

Zbogar, İsrail’e insani yardım bildirim ve çatışmasızlık mekanizmasını yeniden tesis etme çağrısında bulunarak, bu saldırıların sona ermesi gerektiğini belirtti.

Slovenya Daimi Temsilcisi, insani yardım misyonlarında görev alan personeli kasten hedef almanın savaş suçu olduğunu ve faillerin yargılanması gerektiğini ifade etti.

Çin”in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong da İsrail’in Gazze’deki kara operasyonlarını genişletme ve bölgeyi işgal etme planlarını duyurduğunu anımsatarak, şiddetin yeniden başlamasının daha fazla ölüme ve nefrete yol açacağı ve rehinelerin serbest bırakılması için doğru bir yaklaşım olmayacağını dile getirdi.

Kalıcı bir ateşkesin sağlanmasının hem sivillerin hayatını kurtarmanın hem de rehinelerin evlerine dönmesini sağlamanın en iyi yolu olduğunu ifade eden Fu, son gelişmelerden derin endişe duyduğunu belirtti.

Fu, İsrail’e Gazze’deki “askeri operasyonlarını” derhal durdurma çağrısı yaptı.

“Uluslararası insancıl hukukun bu kadar açık ihlali, kesin bir dille kınanmalıdır”

Rusya”nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitriy Polyanskiy ise 1 aydan uzun süredir Filistinli sivillerin kara, hava ve denizden tam ablukaya maruz bırakılmış durumda olduğuna dikkati çekti.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları neredeyse kesintisiz devam ederken durumun iyileşeceğine dair hiç umut kalmadığını kaydeden Polyanskiy, İsrail”in “güvenli bölgeleri” dahi hedef aldığını ifade etti.

Polyanskiy, “Uluslararası insancıl hukukun bu kadar açık ihlali, kesin bir dille kınanmalıdır.” vurgusunu yaptı.

İsrail”in hedef aldığı ambulansların açıkça işaretli olduğu ve doktorların üniformalarının net bir şekilde ayırt edilebildiğini belirten Polyanskiy, bu tür eylemlerin hiçbir şekilde haklı gösterilemeyeceğini belirtti.

Polyanskiy, insani yardım çalışanlarının korunmasının uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde tartışmaya açık olmayan bir yükümlülük olduğunun altını çizerek, insani yardım çalışanlarına yönelik saldırıların derhal son bulması gerektiğini kaydetti.

“Tüm şiddete Hamas son verebilir”

ABD”nin BM Daimi Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Dorothy Shea ise Gazze”de hayatını kaybeden insani yardım çalışanları için başsağlığı diledi.

BM personeli dahil tüm insani yardım çalışanlarının ölümünden Hamas”ı sorumlu tutan Shea, aynı zamanda ateşkesinin bozulmasına da Hamas”ın neden olduğunu iddia etti.

Shea, Hamas”ın “umursamaz” tutumunun çok fazla kan akmasına neden olduğunu belirterek, “Hiçbir yerde Filistinlileri temsil edemezler ve Gazze”ye terk etmek zorundalar.” ifadelerini kullandı.

Tüm şiddete Hamas”ın son verebileceğini savunan Shea, BMGK”ya tek bir sesle konuşarak Hamas”a baskı uygulama çağrısında bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Yakup Köse yazdı: Dünya bir ateş topuna dönmüşken

NATO üyesi Finlandiya”nın Başbakanı Petteri Orpo, Rusya”dan kaynaklanan askeri tehdit nedeniyle, 2029 yılına kadar anti-personel kara mayınlarını yasaklayan küresel sözleşmeden çekilmeyi ve savunma harcamalarını GSYİH”nın en az yüzde 3″üne çıkarmayı planladığını açıkladı.*Almanya Genelkurmay Başkanı Breuer, Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt”a verdiği röportajda, Rusya”yı “açık tehdit” olarak gördüklerini belirterek bu nedenle savunma harcamalarının artırılması gerektiğini savundu.*Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yılki bahar celbinde yaşları 18-30 arasında değişen 160 bin kadar erkeği orduya çağırdı. Bu, asker sayısını artırmaya hazırlanan ülkede 2011″den bu yana en büyük askeri alım olacak.*Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin: “Avrupa ülkeleri kendi sözde demokratik normlarını kendisi çiğniyor.”*ABD Başkanı Trump: “Avrupa Birliği bizi soydu. Avrupa Birliği”ne yüzde 20 vergi uygulaması getiriyoruz. Dost gibi gözüküyorlar ancak öyle değiller. Son 4 yılda çok büyük bedel ödedik artık ödemeyeceğiz.”*Gümrük vergilerini artıran ABD Başkanı Donald Trump”ın bu hamlesini değerlendiren Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “Küresel ticaret sisteminde bir düzen kalmadı” dedi. Leyen şunları söyledi: “Küresel ekonomi büyük zarar görecek, belirsizlik artacak ve korumacılık daha fazla yükselecek. Bunun sonuçları dünya çapında milyonlarca insan için korkunç olacak. Milyonlarca vatandaş daha yüksek market faturalarıyla karşı karşıya kalacak. İlaçlar ve ulaşım daha pahalı olacak. Enflasyon artacak.”*Fransa Hükümet Sözcüsü Sophie Primas: “Ticaret savaşına hazırız.”*ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth”in Asya”ya yaptığı ilk ziyaretin ardından Çin ordusu Tayvan çevresinde tüm askeri unsurlarıyla tatbikata başladığını duyurdu.*Çin Savunma Bakanlığı: “Tayvan”ın bağımsızlık ilanı, Tayvan Boğazı”ndaki barışı bozar.”*NATO Genel Sekreteri Mark Rutte: “Rusya Çin, Kuzey Kore ve İran ile ittifaklarını genişletiyor. Bu, küresel barış için ciddi bir tehdit oluşturuyor!”*Çin”e karşı müttefiklerini donatan ABD Filipinler”e 20 adet F-16 savaş uçağı satışını onayladı.*Rusya Dışişleri Bakanlığı: “İran”ın nükleer altyapısının bombalanması, tüm dünya için felaket sonuçlar doğuracaktır.”*İsrail Dışişleri ve Savunma Komitesi Üyesi Ohad Tal: “Türkiye, düşman bir devlettir ve Türk büyükelçiliği derhal kapatılmalıdır. Türkiye”nin Suriye”deki etkisi engellenmeli, Amerika Birleşik Devletleri”yle işbirliği güçlendirilmelidir. Yunanistan ve Kıbrıs ile ittifaklar yapmalıyız.”*”İsrail, Türk Ordusunun Suriye”ye hava savunma sistemlerini göndermesinden derin endişe duyuyor.” (İsrail Kanal 14)*”Türk İHA”larının İsrail hava sahasını ihlal etmesi artık hayal değil; 2025″te gerçekçi bir tehdit haline gelecek. Raporlar, Türkiye”nin Suriye”de, İsrail hava sahasını doğrudan tehdit edebilecek ve İsrail”in operasyonel özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlayabilecek İHA üssü kurduğunu doğruluyor.” (The Jerusalem Post)*Suriye”de Dera kırsalına yönelik İsrail saldırılarına karşı bölgedeki camilerden “Elinde silahı olan herkes, Allah rızası için savaşa çıksın.” anonsları yapıldı ve seferberlik başladı. The Jerusalem Post”a konuşan Siyonist Yetkili, “Suriye”deki saldırılarımız Türkiye”ye bir mesajdır. Türkler, Suriye”de askeri üs kurmamalıdır.” dedi.*İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa”ar: “Türkiye”nin niyeti Suriye”nin Türkiye himayesi altına girmesidir. Türkiye, Suriye, Lübnan ve diğer bölgelerde olumsuz rol oynuyor.”**Yukarıda kısa kısa derlediğim haberler son 48 saattin haberleri. Yer darlığından birçok haberi de aktaramadım. Dünya bir ateş topu; Büyük hesaplaşmaların arifesinde. Bu süreçte Türkiye”nin eli ayağı Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu gibi virgüllük tiplerle bağlanmaya çalışılıyor. Boykot adı altında Türk ekonomisine operasyon çekiliyor. Allah”tan ülkenin başında dirayetli bir lider var da bu öznelere pabuç bırakmıyor. Dünya bir ateş topuna dönmüşken kimsenin gözünün yaşına bakılmaz. Ezilir geçilir…

Source: Yakup Köse


Filiz Katman yazdı: Yeniden

AMERİKA İÇİN ÖZGÜRLÜK GÜNÜ”Donald J. Trump, Amerika Birleşik Devletleri 47. BaşkanıTransatlantik İttifakı”ndaki çatlak her iki tarafın da “birbirinden merdane” adımlarıyla giderek büyüyor.Bir tarafta Avrupa çok tehlikeli sulara kulaç atıyor; hem de fiyakalı “yeni” bir sloganla.ReArm Europe yani Yeniden Silahlanma, hem de Avrupa”da.Vay ki ne vay.Sözün özü, “tarih tekerrür ediyor” bir kez daha.Amerika Birleşik Devletleri”nin bu hedefi gerçekleştirmek için Avrupa Birliği”nin yürürlüğe koyduğu “Avrupa”dan Satın Al” adlı savunma planına karşı çıktığına ise şaşırmıyoruz, ne de olsa kendinden ürün almayan neredeyse kurda kuşa, ki gerçekten de üzerinde sadece penguenlerin yaşadığı adaya bile vergi getiren Donald J. Trump gerçekliğini tecrübe ediyoruz hep birlikte.Avrupa Birliği”nin ortak Avrupa savunma projeleri için 150 milyar € kredi öneren yeni savunma girişimi ReArm Europe”a Amerika Birleşik Devletleri”nin savunma şirketlerini devre dışı bırakması ve “Transatlantik” ilişkilere zarar vermesi endişesiyle resmen itiraz ettiği kaydediliyor.Önce Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı, sonra Başkan Yardımcısı şimdiyse Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 25 Mart”ta bir yandan “Transatlantik savunma sanayi iş birliği ittifakı daha da güçlendiriyor” derken bir yandan da Avrupa Birliği liderlerini şu sözlerle uyardı: “Amerika Birleşik Devletleri şirketlerinin Avrupa ihalelerinden dışlanması Washington tarafından olumsuz karşılanacaktır. Trump, Avrupa”nın daha güçlü savunmasını memnuniyetle karşılıyor ancak bu, Amerika Birleşik Devletleri şirketlerine karşı yeni engeller pahasına olmayacak.”Rekabet kızışıyor; mütekabiliyet “zamanın ruhunu” sembolize ederek kendini bir kez daha gösteriyor; yeniden.Nisan ayı girer girmez bu kez Amerika Birleşik Devletleri “karşı atağa” geçiyor, hem de aynı Avrupalı müttefikleri gibi “fiyakalı” bir sloganla: “AMERİKA İÇİN ÖZGÜRLÜK GÜNÜ”Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald J. Trump, bu şekilde duyurdu günler öncesinden, hem de büyük harflerle.Elinde bir pano, üzerinde ülke isimleri, yanında kendisine uygulanan tarife ve buna karşılık uygulanacak tarife yazan bir tabloyla duyurdu bu “Özgürlük Günü”nü 47. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı.The Economist ise Trump ile hiç de aynı fikirde olmadığını “Yıkım Günü” başlığıyla duyururken Başkan Trump”ın “akılsız” tarifelerinin ekonomik hasara yol açarken dünyanın geri kalanının hasarı sınırlayabileceğini dile getiriyor.”Donald Trump modern çağın en derin, zararlı ve gereksiz ekonomik hatasını yaptı. Tarih, ekonomi ve ticaretin teknik ayrıntıları hakkında söylediği hemen hemen her şey tamamen yanıltıcıydı” diye ekliyor The Economist.Gidişat hiç hayra alamet değil yani.Karşılıklı “tarifeler” çekilirken çok taraflılık ve uzlaşı yerini çoktan bloklaşma ve çatışma gibi tehlikeli sulara hızla bırakıyor ve ne yazık ki The Econonist”in işaret ettiği o “dünyanın geri kalanı” diye yekvücut bir yapı olmanın çok uzağında; daha çok kendi içinde giderek artan bir biçimde bölünme ve hemen hemen her konuda fonksiyonel bir tür hizipleşmeye giden bir dünya endişeleri yatıştırmak bir yana daha da katmerlendiriyor.

Source: Filiz Katman