Küresel Politika Güncesi – Sıcak Gelişmeler ve Kritik Olaylar

Bebek katiline bebek katili denilemeyecek mi

Bu bela, çok gecikmeli de olsa nihayet bitiyor gibi.En azından böyle bir umut doğdu.*Konjonktüre bakıyoruz: Süper uygun. Şartlara bakıyoruz: Çok elverişli.*Üstelik bu kez geçmişten dersler alınmış gibi.- Bu kez muhalefetin de içinde olacağı bir çözüm hedefleniyor.- Bu kez Meclis’in adres gösterildiği bir çözümden söz ediliyor.*Böyle bir çözümü, daha doğmadan boğmak için, “bebek katili” dışında topluma hiçbir argüman sunmamak…- Sorumluluktan kaçmaktır.- Çözümsüzlüğe saplanmaktır.- Ucuz popülizm yapmaktır.- Umudu baltalamaktır.*Benim sorunum, bebek katiline “bebek katili” diyenlerle değil.Benim sorunum…Çözümün minicik bir parçası olmaktan kaçıp, sorunun kocaman bir parçası olmayı seçenlerle.AHMET ŞARA BEY! VERİN ŞUNLARA ESAD TİPİ BİR SEÇİM HTŞ Lideri Ahmet Şara, “Seçimler dört yıl sonra yapılabilecek” diye bir açıklama yaptı.*Esad’ın devrilmesine Esad’dan bile daha fazla üzülenler, hemen atladılar bu açıklamanın üzerine.“Suriye’de dört yıl seçim yok. Al sana demokrasi” falan diyorlar.*Suriye’de manzara-i umumiye şöyle:- Ortada doğru dürüst bir devlet yok.- Güvenlik koşulları tam olarak sağlanmış değil.- Halkın önemli bir bölümü başka ülkelerde sığınmacı.- Nüfus belirsiz.- YPG, ülkenin bir bölümünde kontrolü sağlamaya devam ediyor.- Uluslararası yaptırımlar sürüyor.- Ekonomi çökmüş.- HTŞ, halen terör listelerinde.- Yeni anayasa yazılacak.- Şehirler perişan, her taraf yıkılmış.- Geçicinin geçicisi bir hükümet işbaşında.*Böyle bir ülkede ne zaman seçim yapılabilir?Bir yılda mı, iki yılda mı, dört yılda mı?*Tabii ki sözünü ettiğimiz seçim, doğru dürüst bir seçim.Yoksa Esad türü bir seçimi, hemen yarın yapmak bile mümkün.“Ahmet Şara yüzde 90 oy aldı” falan denir, olay biter. KOMİSER COLUMBO BİR yerlerden bulup buluşturdum, Komiser Columbo’yu izliyorum birkaç gündür.*Şunu fark ettim:- Kirli ve buruşuk pardösüsüyle…- Mütevazı ama yapışkan tarzıyla…- Kendini gülünç duruma düşüren sakarlıklarıyla…- Zekâsını perdelediği dalgınlığıyla…- Olur olmaz yerlerde karısından, kayınbiraderinden söz edişiyle…- Otoritesini hiç kullanmamasıyla…- Sinir bozucu nezaketiyle…- Hijyen olayına asla yüz vermemesiyle…- Basbayağı tipsiz olmasıyla…Çok özgün, çok yaratıcı, çok etkileyici bir dizi kahramanıymış Columbo.*1960’lı yılların sonunda bütün klişeleri alt üst eden bir dizi karakteri olarak ortaya çıkmış Komiser Columbo.Hiçbir ön kabule, hiçbir ezbere, hiçbir taklide sırtını dayamamış.Columbo’nun bugün bile tazeliğini koruması, bugün bile yadırganmadan izlenmesi, bugün bile geçerliliğini koruyabilmesi başka nasıl izah edilebilir?2025’TE EN ÇOK KONUŞACAĞIMIZ ÜÇLÜLER PUTİN / ERDOĞAN / TRUMP “Güçlü liderlik” alanını bu üç isim dolduruyor dünyada. 2025’te de bu üç ismi çok konuşacağız.BULDAN / ÖNDER / ÖCALAN Bu üçlü önümüzdeki günlerde İmralı’da daha çok buluşacak ve biz de bu üçlüyü daha çok konuşacağız.YAVAŞ / İMAMOĞLU / ÖZEL Bu üçlü arasındaki inişli çıkışlı ilişkileri, gizli açık rekabeti falan 2025’te de çok konuşacağız. DÜŞÜNÜN HUMUS’TA MUTLU BİR DÜRZİ 80’li yıllarda turizm propagandası için TRT’de sıkça yayınlanan bir şarkı vardı.Sözleri şöyleydi:*“İnsanlar bir arada hayattan zevk almalı / Düşünün Antalya’da mutlu bir Hollandalı / Türk, İtalyan, İngiliz bir dostluk gecesinde / Rakı bardaklarında kardeşliği bulmalı.”*Bu şarkıyı Suriye’nin geleceği için uyarlıyorum:*“İnsanlar artık kavgayı dövüşü bırakmalı / Düşünün Hama’da mutlu bir Nusayri / Sünni, Kürt, Şii, Dürzi, Arap bir Halep lokantasında / Falafel yiyerek kardeşliği bulmalı.”GALATA KÖPRÜSÜ’NDEKİ YÜRÜYÜŞE KATILMAK İÇİN ŞARTLAR YARIN, yani 1 Ocak günü, sabah saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde devasa bir yürüyüş yapılacak.*Bu yürüyüş…Gazze’de donarak ölen bebeklerin unutulmaya terk edilmemesi için yapılacak. İsrail soykırımı kanıksanmasın diye yapılacak. Filistin halkı kendini asla yalnız hissetmesin diye yapılacak.*Kim düzenliyor bu yürüyüşü?“İnsanlık İttifakı” düzenliyor.*Kimler katılabilir?Yürüyüşü düzenleyen “İnsanlık İttifakı”, yürüyüşe katılımın ilk üç şartını şöyle açıklıyor:- Dünya üzerinde yaşayan bir insan olmak.- İnsan haklarına, adalete ve barışa bağlı olmak.- Zulme, ayrımcılığa, soykırıma karşı duruş sergilemek.*Çok hoşuma gitti bu şartlar.Yaşasın zulme karşı ayağa kalkan insanlık!

Source: Ahmet Hakan


Güney Kore”de tarihinde ilk kez devlet başkanı için tutuklama emri çıkarıldı

Güney Kore”de 3 Aralık”taki sıkıyönetim ilanıyla ilgili yürütülen soruşturmada Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol için tutuklama emri çıkarıldı. Yonhap”ın haberine göre, Seul Batı Bölge Mahkemesi, üst düzey görevliler hakkında Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO) ile Emniyet Genel Müdürlüğü ve Savunma Bakanlığının ortak soruşturması kapsamındaki tutuklama talebini kabul etti. EMRİN UYGULANMASI İÇİN BİR HAFTA SÜRE VAR Mahkeme, “ayaklanma” ve “görevi kötüye kullanma” şüphesiyle yürütülen soruşturmada Yoon için tutuklama emri verdi. Mahkeme ayrıca soruşturmacıların devlet başkanlığı konutunda arama yapma talebini de onayladı. Soruşturmacıların emirleri uygulamak için bir hafta süresi bulunuyor. ÜLKE TARİHİNDE BİR İLK OLDU Soruşturmayı yürüten yetkililer, Devlet Başkanı”nı 18, 25 ve 29 Aralık”ta üç kez ifadeye çağırmış ancak Yoon”un çağrılara karşılık vermediği belirtilerek dün mahkemeden tutuklanmasını talep etmişti. Yoon”un avukatlarından Yun Gap-geun, CIO”nun “ayaklanma” şüphesiyle soruşturma yürütmeye yetkili olmadığını savunarak, talebe karşılık yasal girişimlerde bulunacaklarını bildirmişti. Güney Kore tarihinde ilk kez görevdeki bir devlet başkanı için tutuklama emri çıkarılıyor. GÜNEY KORE”DE SIKIYÖNETİM İLANI Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karışması” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun, yaptığı oylamada kararı kaldırması ve ardından bunun Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Yoon, muhalefeti “hükümetin işlevini yerine getirmesini engellemekle” suçlayarak sıkıyönetimin “Kuzey Kore yanlısı güçleri ortadan kaldırmayı ve anayasal özgürlük düzenini korumayı amaçladığını” savunmuştu.Sıkıyönetim ilanının ardından Savunma Bakanlığı, ordudaki komutanlara toplantı talimatı verip teyakkuzda olunması çağrısı yapmıştı. Öte yandan, “sıkıyönetim birlikleri” olarak görevlendirilen askerlerin Ulusal Meclise girdiği bildirilmişti. Ulusal Mecliste yapılan acil oturumda sıkıyönetim kararının kaldırılmasına ilişkin verilen önerge, 190 milletvekilinin oyuyla kabul edilmişti. Ulusal Meclis Başkanlığı Ofisi, sıkıyönetimin, yapılan oylamanın ardından “hükümsüz” hale geldiğini açıklamıştı. Bunun üzerine Bakanlar Kurulunu toplayan Yoon, kabinenin onayının ardından sıkıyönetimi sona erdirdiğini duyurmuştu.Ana muhalefetteki Demokrat Parti ve 5 küçük muhalefet partisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yoon”un azli için Meclise sunduğu önerge, 7 Aralık”taki oylamada nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığı için reddedilmişti.Muhalefet partilerinin aynı gerekçeyle sunduğu ikinci önerge, 14 Aralık”taki oylamada bu kez nitelikli çoğunluk sağlanarak kabul edilmişti. Meclis tarafından azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici uzaklaştırılmış, yerine Başbakan Han Duck-soo vekaleten getirilmişti.Muhalefetin girişimiyle Ulusal Meclis”te 27 Aralık”ta yapılan oylamada devlet başkanlığına vekalet eden Başbakan Han için de azil kararı verilmişti. Han”ın yerine devlet başkanlığı vekaletini Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Choi Sang-mok üstlenmişti.

Source: Emre Aytekin


ABD Hazine Bakanlığına siber saldırı! Kritik belgeler Çinlilerin eline geçti

Bakanlığın konuya ilişkin Kongre”ye gönderdiği mektupta, “önemli bir olayın” meydana geldiğinin tespit edildiği aktarıldı.AA ile paylaşılan mektuba göre, Bakanlık, 8 Aralık”ta üçüncü taraf yazılım hizmet sağlayıcısı BeyondTrust”tan, hackerların Hazine Bakanlığı Ofislerinin son kullanıcılarına uzaktan teknik destek sağlamak için kullanılan bir bulut hizmetine erişim sağladığını öğrendi.Böylece, hackerların bazı iş istasyonlarına uzaktan erişim sağladığı ve bazı sınıflandırılmamış belgelere ulaştığı kaydedildi.Söz konusu olayın Çin devleti destekli bir aktör tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.Öte yandan ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, olayla ilgili Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) ile temasa geçildiği ve etkisinin tespiti için güvenlik güçleriyle birlikte çalışıldığı aktarıldı.Açıklamada, “Tehlikeye giren BeyondTrust hizmeti çevrimdışı hale getirildi ve tehdit aktörünün Hazine sistemlerine veya bilgilerine erişiminin sürdüğü yönünde bir kanıt bulunmamaktadır.” ifadeleri kullanıldı.Hazine”nin sistemlerine ve sahip olduğu verilere yönelik tüm tehditleri çok ciddiye aldığı vurgulanan açıklamada, “Hazine, son dört yılda siber savunmasını önemli ölçüde güçlendirdi ve finansal sistemimizi tehdit aktörlerinden korumak için hem özel hem de kamu sektörü ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Source: Www.star.com.tr


Güney Kore”de Devlet Başkanı Yoon için tutuklama emri çıkarıldı

Güney Kore de Seul Batı Bölge Mahkemesi Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol için, üst düzey görevliler hakkında Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO) ile Emniyet Genel Müdürlüğü ve Savunma Bakanlığının ortak soruşturması kapsamındaki tutuklama talebini kabul etti. AA nın Yonhap a dayandırdığı habere göre; mahkeme, ayaklanma ve görevi kötüye kullanma şüphesiyle yürütülen soruşturmada Yoon için tutuklama emri verdi. Mahkeme ayrıca soruşturmacıların devlet başkanlığı konutunda arama yapma talebini de onayladı. Soruşturmacıların emirleri uygulamak için bir hafta süresi bulunuyor. Soruşturmayı yürüten yetkililer, Devlet Başkanı nı 18, 25 ve 29 Aralık ta üç kez ifadeye çağırmış ancak Yoon un çağrılara karşılık vermediği belirtilerek dün mahkemeden tutuklanmasını talep etmişti. Yoon un avukatlarından Yun Gap-geun, CIO nun ayaklanma şüphesiyle soruşturma yürütmeye yetkili olmadığını savunarak, talebe karşılık yasal girişimlerde bulunacaklarını bildirmişti. Güney Kore tarihinde ilk kez görevdeki bir devlet başkanı için tutuklama emri çıkarılıyor. GÜNEY KORE DE SIKIYÖNETİM İLANI Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karışması gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun, yaptığı oylamada kararı kaldırması ve ardından bunun Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Yoon, muhalefeti hükümetin işlevini yerine getirmesini engellemekle suçlayarak sıkıyönetimin Kuzey Kore yanlısı güçleri ortadan kaldırmayı ve anayasal özgürlük düzenini korumayı amaçladığını savunmuştu. Sıkıyönetim ilanının ardından Savunma Bakanlığı, ordudaki komutanlara toplantı talimatı verip teyakkuzda olunması çağrısı yapmıştı. Öte yandan, sıkıyönetim birlikleri olarak görevlendirilen askerlerin Ulusal Meclise girdiği bildirilmişti. Ulusal Mecliste yapılan acil oturumda sıkıyönetim kararının kaldırılmasına ilişkin verilen önerge, 190 milletvekilinin oyuyla kabul edilmişti. Ulusal Meclis Başkanlığı Ofisi, sıkıyönetimin, yapılan oylamanın ardından hükümsüz hale geldiğini açıklamıştı. Bunun üzerine Bakanlar Kurulunu toplayan Yoon, kabinenin onayının ardından sıkıyönetimi sona erdirdiğini duyurmuştu. Ana muhalefetteki Demokrat Parti ve 5 küçük muhalefet partisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yoon un azli için Meclise sunduğu önerge, 7 Aralık taki oylamada nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığı için reddedilmişti. Muhalefet partilerinin aynı gerekçeyle sunduğu ikinci önerge, 14 Aralık taki oylamada bu kez nitelikli çoğunluk sağlanarak kabul edilmişti. Meclis tarafından azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici uzaklaştırılmış, yerine Başbakan Han Duck-soo vekaleten getirilmişti. Muhalefetin girişimiyle Ulusal Meclis te 27 Aralık ta yapılan oylamada devlet başkanlığına vekalet eden Başbakan Han için de azil kararı verilmişti. Han ın yerine devlet başkanlığı vekaletini Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Choi Sang-mok üstlenmişti. *Haberin fotoğrafı Associated Press tarafından servis edilmiştir.

Source: Habertürk


İmralı Meclis”ten ne istiyor?

Konumuz terör elebaşı Öcalan”ın son mesajı.Ama önce kısa bir özet geçelim.PKK Türkiye”de tartışmasız biçimde bitti. Eleman devşiremiyor, eylem yapamıyor. Kalanlar parmakla sayılıyor ve kafalarını saklandıkları yerden uzattıkları anda avlanıyorlar. Türkiye partisi illüzyonuyla kurulup PKK”ya adam toplayan HDP, evlatlarını PKK”ya kaptıran annelerle baş edemedi, sonunda kepenk kapattı. Onun yerine kurulan DEM Parti”nin ise oy aldığı kitle üzerinde bile tesiri yok. Sokak çağrıları cevapsız arama hükmünde.Irak”taki ve Suriye”deki terör yapılanması için tik-taklar çok hızlı artık. Bağdat için PKK istenmeyen örgüt; askeri-hukuki operasyonlar yapılıyor. Özgürleşen Şam”ın yeni yönetimi ise “ya silah bırak, ya silah bırak” diyor PKK-YPG”ye. Ahmed eş-Şara”nın “Suriye bölünmeyecek” açıklaması Amerikan rüyasının sonu demek onlar için.TÜRKİYE NE DİYOR, O ÖNEMLİ…Nitekim SDG bayrağını indirdiler, ABD bayrağı çektiler olmadı, yeni Suriye bayrağı çektiler olmadı. İsrail”e, ABD”ye, Esed”e yalvardılar olmadı. Çalmadık kapı bırakmadılar ama çıkışı da bulamadılar.Komşulardan çok Türkiye”nin ne dediği önemli zaten.Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çarşamba günü grup toplantısında “bölücülerin ya silahlara veda edeceğini ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömüleceğini” ilan etmişti.Silah bırakmak dışında bir seçeneği yok terör örgütünün. Kaldı ki uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmakta Ankara”nın elini korkak alıştırdığını da kimse söylemez.Velhasıl İmralı”ya giden heyete de, İmralı”dan gelen mesaja da, bundan sonra olacaklara da bu çerçevede bakmak gerekir.ZATEN BİTİK PKK”YA NEDEN SESLENİLİYOR PEKİ?PKK içinde bir şekilde yer almış, PKK-ABD yönlendirmesiyle sınır ötesine geçmiş ama cebinde hala “Türkiye Cumhuriyeti” kimliği taşıyanlara son bir şans vermek için.”Silahı bırak, eve dön” demek için. Terör örgütüyle bağını kesenler annesiyle kucaklaşabiliyor çünkü.Terör örgütü elitleri örgütü feshetmezse Şam ve/ya Ankara eliyle yapılacak yok edici operasyondan önceki son çıkış aslında bu.Amaç PKK-YPG içindeki alt kadroları kurtarmak. Analarını ağlatmamak.İMRALI PKK-YPG”YE SİLAH BIRAKTIRABİLİR Mİ?2013″te bıraktıramamıştı. O tarihte Arap Baharının etkisiyle başı dönen Ortadoğu”da “dört parçayı birleştirerek büyük Kürdistan”ı kurabilecekleri” fısıldanmıştı kulaklarına.Türkiye”de Gezi olaylarına, 17-25 Aralık FETÖ operasyonlarına, Kobani kalkışmasına, PKK-DEAŞ-DHKPC-FETÖ ortak yapımı terör saldırılarına ve Erdoğan”ın seçimlerde kaybetme ihtimaline güvenmişlerdi.Kandil”in kart elebaşları PKK gençlik örgütlenmesi YDG-H”ya devşirdikleri 13-17 yaşındaki çocukları kendilerine canlı kalkan yaparken, “barış güvercini” diye pazarlanan Selahattin Demirtaş “YPG Fırat”ın doğusuna geçecek siz de mal mal bakacaksınız” diye meydan okuyordu.Devlet, Erdoğan liderliğinde PKK”lıları dağdan indirmeye çalışırken CHP belediyelerinin vazgeçilmez şarkıcısı Suavi Diyarbakır meydanlarında “dağlara dağlara” diye haykırıyordu. Velhasıl Öcalan”ın ne dediğinden bağımsız olarak ne PKK elitleri ne PKK”nın siyasi organı o tarihte silah bırakmadılar.Sadece seslendiği taban sessizce boşalttı önceden doldurduğu alanı. Oy veriyor ama gerisini getirmiyor.Bugün silah bırakır mı terör örgütü ve partisi, meçhul. Belki yolun sonunu görüp teslim olurlar, belki İran-İsrail sayesinde biraz daha zaman kazanmak isterler. Göreceğiz.İMRALI”NIN ADRESİ DE YANLIŞ, HESABI DA…Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan”ın terörist başından getirdiği mesaj yanlış adrese bir kere.PKK”ya seslenip “örgütü feshet, silahı bırak” demesi gerekirken TBMM”ye seslenip “çağrı yapmaya hazırım” demiş Öcalan. Çağrıyı ne karşılığında yapmayı umuyor acaba?15 Temmuz öncesi çukurla barikatla yapamadığını şimdi yapacağını sanıp Türkiye”de özerk alan mı istiyor? Hani, PKK-YPG terminolojisinde “Kuzey Kürdistan” diye andıkları şehirleri kast ederek. Geçiniz.Yeni sivil anayasa yazılırken –sanki Türkiye”de etnik dini mezhebi farklılıklar anayasal olarak tanımlanıyormuş gibi- Kürtlere ayrıcalık mı istiyor? “Türkiye Cumhuriyeti devleti Türklerin ve Kürtlerin ortak devletidir” gibi bir cümle için mi döktü PKK bunca kanı?Ya da Kürtçenin resmi dil olarak anayasaya yazılması konusunda Meclisteki partilerle “pazarlık” yapabileceğini mi sanıyor? Buldan ve Önder bunun için mi dolaşacaklar partileri? Hangi önerileri götürecekler muhataplarına? Ne diyecekler? Bekliyoruz.Hal bu ki AK Parti iktidarları döneminde atılan adımlar, yapılan demokratik açılımlar sayesinde “Kürt sorunu” diye bir sorun kalmadı. Geride kalanın buz gibi “terör sorunu” olduğu ortada. Hal böyle iken hangi siyasi çözümün arayışında acaba İmralı?· Herkese iyi seneler…

Source: Fadime Özkan


Dakika dakika Güney Kore”deki uçak kazası anları

BBC deki habere göre, hava trafik kontrolü, Bangkok-Muan seferini yapan uçağın yerel saatle 08.54 te Muan Uluslararası Havalimanı na inişine izin verdi.Uçak, Muan Uluslararası Havalimanı na güneyden yaklaştı. Bölgedeki kuş hareketliliğiyle ilgili uyarı, 08.57 de yayımlandı.PİLOT UÇAĞIN KUŞA ÇARPTIĞINI KULEYE BİLDİRDİ Pilot, yerel saatle 08.59 da mayday çağrısıyla uçağın kuşa çarptığını kuleye bildirdi ve asıl iniş iznini iptal ederek kuzey yönünden iniş izni istedi. Saat 09.00 da piste yeniden yaklaşmak için manevra yapan uçağa, 09.01 de pistin kuzeyinden iniş izni verildi. Uçak, 09.02 de, 2 bin 800 metrelik pistin 1200 üncü metresinde yere ilk temasını gerçekleştirdi.İNİŞ TAKIMLARI AÇILMADAN İNEN PİST BOYUNCA SÜRÜKLENDİ Uçağın kaza yaptığına dair görüntülerde, tekerlekleri veya diğer iniş takımları açılmadan yere inen uçağın gövdesi üzerinde pist boyunca kaydığı görüldü. Uçak, 09.03 te, pistin sonundaki yükseltilmiş bir beton duvara çarptı. Söz konusu beton duvarın üzerinde Aletli İniş Sistemi olarak tanımlanan ILS, yer alıyordu. Pistin bittiği nokta ile beton duvar arası 250 metre uzunluğunda. Kazadan kurtulan iki kişiden ilki 09.23 te, ikincisi 09.50 de uçağın kuyruk kısmından kurtarıldı.MAKSİMUM YOLCU KAPASİTESİ 189 KİŞİYDİ Jeju Air e ait Boeing 737-800 tipi uçağının kanat açıklığı 35,8 metre, uçağın uzunluğu ise 39,5 metreydi. Maksimum yolcu kapasitesi 189 kişi olan uçakta, 2 tane CFM56-7B26 modelli motor kullanılıyordu.KUŞ ÇARPMASI İHTİMALİ ÜZERİNDE DURULUYOR Güney Kore basınındaki haberlere göre, Muan Uluslararası Havalimanı nda meydana gelen uçak kazasını soruşturan yetkililer, uçağa kuş çarpma ihtimali üzerinde duruyor.İsmi açıklanmayan bir Jeju Air pilotunun, hava trafik kontrolüne, yolcu uçağının düşmeden önce bir kuş çarpmasına maruz kaldığını söylediği bildirildi.GÜNEY KORE DEKİ UÇAK KAZASI Güney Kore nin Muan şehrinde, dün, Jeju Air hava yolu şirketine ait yolcu uçağının inişte kontrolden çıkması sonucu meydana gelen kazada 179 kişi hayatını kaybetmişti. Yetkililer, kazanın uçağın iniş takımlarındaki arızadan kaynaklandığı, ilk seferde iniş takımları açılmayan uçağın, ikinci seferde zorunlu iniş sırasında kaza yaptığını bildirmişti.

Source: Habertürk


Güney Kore Devlet Başkanı’na tutuklama emri

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol”un yetkilerinin askıya alınmasıyla sonuçlanan sıkıyönetim krizi sürerken, mahkemeden Yoon”a kötü haber geldi. Seul Bölge Mahkemesi, sıkıyönetim soruşturmasını yürüten soruşturma komisyonunun 3 ifade verme çağrısını da dikkate almayan Yoon hakkında “isyan” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla tutuklama emri çıkarılması yönündeki talebini kabul etti. Buna rağmen Yoon”un kolluk kuvvetleri tarafından tutuklanıp tutuklanamayacağı belirsizliğini koruyor. Başkanlık Güvenlik Servisi”nin hem başkanlık ofisi hem de Yoon”un resmi konutunda mahkeme onaylı aramalar yapılmasını daha önce engellediği biliniyor. Yoon”u zorla ifadeye götürmeye yönelik olası girişimlerin, yetki tartışmaları nedeniyle Başkanlık Güvenlik Servisi ile kolluk kuvvetleri arasında gerginliğe neden olabileceği belirtiliyor. MUHALEFET AZİL SÜRECİNİ BAŞLATMIŞTI “Muhalefetin devlet karşıtı faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla sıkıyönetim ilan eden Devlet Başkanı Yoon, kararın Ulusal Meclis tarafından geçersiz kılınması üzerine geri adım atarak uygulamayı yürürlükten kaldırmıştı. Muhalefet partileri ise sıkıyönetim kararının hukuksuz olduğunu iddia ederek Yoon”un görevden alınmasını öngören bir azil önergesini Ulusal Meclis”e sunmuştu. Önergenin kabul edilmesi üzerine Yoon”un yetkileri askıya alınmış ve hakkında azil süreci başlatılmıştı. Yoon hakkında “isyan” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla soruşturma açılırken, Yoon”un soruşturma komisyonu tarafından yapılan 3 ifade verme çağrısını da dikkate almadığı kamuoyuna yansımıştı. Son olarak, sıkıyönetim soruşturmasını yürüten soruşturma komisyonu, Yoon hakkında “isyan” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla tutuklama emri çıkarılmasını talep etmişti

Source:


57 ilde 536 DEAŞ”lı yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 57 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik Gürz-34 operasyonlarında 536 şüphelinin yakalandığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhuriyet başsavcılıkları ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinasyonunda, 57 ilde DEAŞ a yönelik son 12 gündür devam eden Gürz-34 operasyonlarında, 536 şüpheli örgüt üyesi mensubunun yakalandığını açıkladı. Yerlikaya, Operasyonlarda yakalanan şüphelilerin, örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğü, örgüte finans sağladığı ve çatışma bölgeleriyle irtibatlı oldukları tespit edildi. Toplumsal dayanışmamız ve ortak değerlerimiz, terörün yayılmasını önlemede en etkili savunma mekanizmalarından biridir. Terörü ülkemizden topyekun bir mücadeleyle söküp atmaya kararlıyız. Operasyonları koordine eden Cumhuriyet başsavcılıklarımızı, MİT Başkanlığımızı ve operasyonları gerçekleştiren polislerimizi tebrik ediyorum dedi.

Source: Habertürk


57 ilde DEAŞ terör örgütüne operasyon: 536 şüpheliye gözaltı

Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “57 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik son 12 gündür devam eden “GÜRZ-34” operasyonlarında 536 şüpheli örgüt üyesi mensubu yakalandı Cumhuriyet Başsavcılıkları ile MİT Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinasyonunda; İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Bursa, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Eskişehir, Erzincan, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon, Van, Yalova ve Yozgat”ta DEAŞ terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin, Örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğü, örgüte finans sağladığı ve çatışma bölgeleriyle irtibatlı oldukları tespit edildi. 57 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik son 12 gündür devam eden “GÜRZ-34” operasyonlarında 536 şüpheli örgüt üyesi mensubu yakalandı❗ 🚩Cumhuriyet Başsavcılıkları ile MİT Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinasyonunda; İl Emniyet… pic.twitter.com/hyMyCSCoWu — Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) December 31, 2024 Toplumsal dayanışmamız ve ortak değerlerimiz, terörün yayılmasını önlemede en etkili savunma mekanizmalarından biridir. Terörü ülkemizden topyekün bir mücadeleyle söküp atmaya kararlıyız. Operasyonları koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarımızı, MİT Başkanlığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Polislerimizi tebrik ediyorum.

Source: Sabah


Türkiye ve dünya gündemi

EKONOMİ FİNANS

1- Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Kurtarma 19-20 Römorkörleri Teslim Alma Töreni”ne katılacak, Bolu Dağı Tüneli Bakım ve İşletme Şefliği”nde basın mensuplarına açıklama yapacak.

(Yalova/12.00/Bolu/18.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Türkiye İstatistik Kurumu, kasım ayı dış ticaret istatistikleri ve hizmet üretici fiyat endeksi ile 2023 yılına ilişkin “Turizm Uydu Hesabı” verilerini açıklayacak.

(Ankara/10.00)

3- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, aylık para ve banka istatistiklerinde Döviz Dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat/Katılma ve Türk Lirası Kur Korumalı Mevduat/Katılma hesaplarının stok bakiyelerinin kasım ayı sonuçlarını duyuracak.

(Ankara/14.30)

DÜNYA DİPLOMASİ

1- Suriye”de Baas rejimi ve Esed ailesi iktidarının devrilmesinin, geçici yönetimin kurulmasının ardından ülkedeki gelişmeler takip ediliyor.

(Şam/Halep) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- ⁠İsrail”in Gazze Şeridi”ne saldırılarına ilişkin gelişmeler izleniyor.

(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)

1- Trendyol 1. Lig ekibi Gençlerbirliği”nin Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri”ndeki antrenmanı, basına açık gerçekleştirilecek. Takım kaptanı Sinan Osmanoğlu ve takımın yeni teknik direktörü Hüseyin Eroğlu açıklamalarda bulunacak.

(Ankara/10.40) (Fotoğraflı-Görüntülü)

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Scholz”dan Musk”a eleştiri

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkesinde bundan sonra ne olacağını vatandaşların belirleyeceğini, buna sosyal medya sahiplerinin karar veremeyeceğini söyledi. Başbakan Olaf Scholz, geleneksel yılbaşı konuşmasında isim vermeden aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi ni (AfD) öven sosyal medya platformu X in sahibi ABD li iş insanı Elon Musk ı eleştirdi. habericionecikanlar#100#left# Olaf Scholz, Almanya da bundan sonra ne olacağını vatandaşların belirleyeceğini vurgulayarak, Buna sosyal medyanın sahipleri karar vermeyecek. Tartışmalarımızda bazen fikir ne kadar aşırı olursa, ilginin de o kadar fazla olduğu izlenimini edinebilirsiniz. Ancak Almanya da bundan sonra ne olacağını belirleyenler en yüksek sesle bağıranlar değil, büyük çoğunluğu mantıklı ve düzgün insanlar olacak. ifadelerini kullandı. Bu durumun, 23 Şubat ta yapılacak federal seçimler için de geçerli olduğunu dile getiren Scholz, Bugün sizden ricam gidip oy vermenizdir. Dünyanın dört bir yanından baktığınızda, herkes özgür ve gizli seçimlerin ne kadar büyük bir başarı olduğunu biliyor. diye konuştu. MUSK IN ALMANYA YI SADECE AfD KURTARABİLİR AÇIKLAMASI TARTIŞMA YARATTI Elon Musk, sahibi olduğu X platformunda aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi ni (AfD) överek, Almanya yı sadece AfD kurtarabilir. ifadesini kullanmıştı. Daha sonra bu görüşünü genişleten Musk, Axel Springer medya grubuna ait Welt am Sonntag gazetesinde misafir köşe yazarı olarak kaleme aldığı makalede, AfD yi destekleyerek partiyi Almanya için son umut kıvılcımı olarak nitelendirmişti.

Source: Habertürk


Fenerbahçe”ye kötü haber! Anderson Talisca”ya Al Nassr engeli

Kanarya”nın sezon başında Mourinho”nun raporu nedeniyle almadığı ancak skorer eksikliği nedeniyle yeniden hedefine aldığı Anderson Talisca”nın transferi yılan hikayesine döndü. Birkaç gün önce olumlu giden görüşmeler tıkanma noktasına geldi. Müzik kariyerine atılan ve fiziksel görüntüsüyle kuşku uyandıran 30 yaşındaki Brezilyalı”nın 2.5 yıllık maliyeti 25 milyon euroyu bulacak. Suudi basınından gelen son haberlerde ise Al-Nassr”ın da satışa sıcak bakmadığı ifade edildi.KIŞ DÖNEMİ DEĞİŞİM OLMAZProsaleh13 adlı site; AlNassr”ın yeni CEO”su Majed Al-Jamaan”ın yabancı futbolculara gelen teklifleri yetersiz bulduğu, devre arasında takımı değiştirmeye izin vermediğini bildirdi. Haberde şunlar yazıyor: “Talisca”nın Fenerbahçe”ye gitmesi reddedildi. Türk kulübü, Brezilyalı kanat oyuncusuyla kış transfer döneminde sözleşme imzalamak için resmi görüşmelere başlamıştı ancak Al-Nasr Kulübü CEO”su Majed Al-Jamaan, anlaşmayı durdurdu. Oyuncunun menajeri de anlaşmayı bozuyorFLAMENGO”YA GİTMEK İSTİYORAl-Nassr Yönetimi; tüm yabancıların kulüpte devam etmesine karar verdi. Bunun nedeninin Talisca veya Mane”nin satışına yönelik kazançlı mali tekliflerin olmayışı.” Öte yandan Brezilya basınından Bolavip, Flamengo”nun Talisca transferi için bastırdığını aktardı. Ülkesinde rap kariyeri yapmak isteyen yıldız on numara da Flamengo”nun ilgisinden son derece memnun.

Source: Www.star.com.tr


Taliban”dan kadınlara “pencere” yasağı

Afganistan da 2021 Ağustos ayında iktidarı ele geçiren Taliban ın kadınlara yönelik kısıtlamalarına bir yenisi daha eklendi. Taliban lideri genellikle kadınları kullandığı yerlere bakan pencereleri yasakladı. Taliban lideri, yeni inşa edilecek binalarının genellikle kadınların kullandığı yerlere bakan pencereleri olmadan inşa edilmesini emretti. Kararnameye göre halihazırda bulunan pencereler de kapatılacak. MÜSTEHCEN EYLEMLERE YOL AÇABİLİR Taliban Hükümet Sözcüsü Zabihullah Mücahid in yaptığı açıklamada, Yeni binalarda avluyu, mutfağı, komşunun kuyusunu ve kadınların genellikle kullandığı diğer yerleri görebileceğiniz pencereler olmamalı. denildi. Mücahid, Kadınların mutfakta ya da avluda çalıştığını görmek müstehcen eylemlere yol açabilir ifadelerini kullandı. AFGANİSTAN DA KADINLARA YÖNELİK KISITLAMALAR Taliban ın 2021 Ağustos ayında iktidarı ele geçirmesinin ardında kadınlara ve kız çocuklarına yönelik çok sayıda kısıtlama getirildi, kadınlar kamusal alanlardan giderek silindi. Taliban, kız çocukları ve kadınlar için ilköğretim sonrası eğitimi yasakladı, istihdamı kısıtladı ve parklara ve diğer kamusal alanlara erişimi engelledi. Son zamanlarda çıkarılan İslam hukukunun sıkı bir şekilde uygulanmasını teşvik eden yasa kapsamında kadınların kamusal alanda konuşması bile yasaklandı. Bazı yerel radyo ve televizyon kanalları da kadın seslerini yayınlamayı bıraktı.

Source: Habertürk


Emine Erdoğan”ın 2024″te de öncelikli gündemi “Gazze”de barışın tesisi” ve “Sıfır Atık” oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan, Filistin”de yaşanan insanlık dramının sona erdirilmesi başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışında da birçok temasta bulundu.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre Emine Erdoğan, 2024″te, çevrenin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele, Anadolu”nun değerlerinin dünyaya duyurulması, kadın, çocuk ve dezavantajlı grupların sorunlarının çözümü ile Gazze”de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü.

Emine Erdoğan, bu yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerine eşlik etmesinin yanı sıra Nijerya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri”nde programlara katıldı, özellikle BM Genel Kurulu ve COP29 toplantılarında aktif rol alarak, 40″tan fazla lider eşi ve uluslararası üst düzey temsilci ile görüştü.

Özellikle İsrail”in saldırıları altındaki Filistin”de yaşanan insanlık dramını yakından takip eden Emine Erdoğan, bu kapsamda şubatta Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Mısır”ın başkenti Kahire”ye gerçekleştirdiği ziyarete eşlik ederek, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi”nin eşi Entissar Amer ile bir araya geldi, Gazze”ye yönelik yardımları genişletme ve insani krizi çözme noktasında yapılabilecekleri değerlendirdi.

Görüşmede özellikle Gazze”de yaşananlardan etkilenen yetim çocuklara yönelik atılması planlanan adımlar ele alındı.

Emine Erdoğan, burada Entissar Amer ile İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının ilk anından itibaren Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı”nda gönüllü yardım faaliyetleri yürüten Mısır Kızılayı ve Hayat Karima – Onurlu Yaşam Vakfı”nı ziyaret ederek, Gazze”ye gönderilmek üzere hazırlanan gıda kolilerini inceledi.

Antalya Diplomasi Forumu”na katıldı

Emine Erdoğan, mart ayında gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu”nda “Kadın, Barış ve Güvenlik Oturumu”na katılarak, lider eşleri ve katılımcılara hitap etti.

Antalya Diplomasi Forumu”nda ayrıca Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu (IFRC) Başkanı Kate Forbes ile bir araya gelen Emine Erdoğan, görüşmede, insani yardım için Gazze”de bulunan görevlileri de hedef alan İsrail”in katliamları ve bölgeye yapılacak yardımları değerlendirdi.

İsrail”in Refah”a yönelik saldırılarına da sosyal medya hesabından tepki gösteren Emine Erdoğan, sivillerin sığındığı hastanelerin, okulların, ibadethanelerin, kampların hedef alındığı, kadın, çocuk, yaşlı demeden masum insanların hastalığa ve açlığa mahkum edildiği vahşetin artık durması gerektiği çağrısında bulundu.

Emine Erdoğan, İsrail”in, Filistinlilerin yaşadığı Refah”taki çadır kente yönelik saldırılarına da, “Soykırımcı İsrail”in Uluslararası Adalet Divanı”nın saldırıları durdurma kararına rağmen Refah”ta masum Filistinlilerin sığındığı çadır kampını bombalaması, insanlık onuruna yapılmış en büyük ihanetlerden biridir.” ifadeleriyle tepki gösterdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas”ın ağustos ayında TBMM Genel Kurulu”nda hitap etmesine ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Emine Erdoğan,”ABD Kongresi”nin aksine TBMM Genel Kurulu”nda bugün katiller değil, vatanları için direnen, şehit olan kahramanlar alkışlandı. Kendi çıkarlarını masum bir çocuğun hayatından daha değerli görenlere karşı Türkiye olarak, Filistin”in sesi olmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının birinci yılında da sosyal medya hesabından, Türkiye”nin, Filistin”in haklı mücadelesinde her zaman yanında olacağı mesajını yineledi.

Filistin”de adil ve kalıcı bir barışın ve ateşkesin tesis edilebilmesi için dayanışma amacıyla geçen yıl ev sahipliğini yaptığı “Filistin İçin Tek Yürek Lider Eşleri Zirvesi”nin yıl dönümüne ilişkin olarak da masumların yaşam haklarının ellerinden alındığı, çocukların karanlığa mahkum edildiği bir düzeni reddettiklerinin altını çizdi.

Emine Erdoğan, 29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü”nde de Filistin”in, yalnızca bir coğrafya değil, direnişin, umutla yarınlara bakmanın ve insanlığın ortak vicdanının adı olduğu mesajını verdi.

BM 79. Genel Kurulu dolayısıyla New York”ta pek çok programa ev sahipliği yaptı

Emine Erdoğan, ABD”nin New York kentinde düzenlenen BM 79. Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere 21-25 Eylül”de Cumhurbaşkanı Erdoğan”a eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın BM Genel Kurulu”nda hitabını dinlemesinin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü.

BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) Başkanı Prof. Dr. Jeffrey Sachs ile New York”taki Türkevi”nde bir araya geldi.

Emine Erdoğan, New York”taki Türkevi”nde Olgunlaşma Enstitüleri tarafından düzenlenen, “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk” programına ve “Afrika”nın Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni” ile “Afrika Yemek Kültürü” kitabının tanıtımı programlarına da ev sahipliği yaptı.

New York”ta Malcolm X”in kızı Ilyasah Shabazz”ı kabul eden Emine Erdoğan, BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı olarak, BM Genel Sekreteri Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M”jid ile Türkevi”nde bir araya geldi. Emine Erdoğan”ın Gazze konusunda yaptığı çalışmalarının ele alındığı görüşmede son günlerde yoğun bombardıman altında birçok can kaybı ve yıkımın yaşandığı Lübnan”daki ve savaşın hüküm sürdüğü tüm bölgelerdeki çocukların durumu da konuşuldu.

Doha”da da Filistin konusunu gündeme taşıdı

Emine Erdoğan, 7 Aralık”ta Katar”ın başkenti Doha”ya yaptığı ziyaret kapsamında “Doha Forum 2024″e katılarak, buradaki “Filistin İçin Tek Yürek: İşgalin ve Soykırımın Karanlığında Umudu Korumak” oturumunda konuştu. Emine Erdoğan, burada, “Filistin”de bugün yaşanan hadise ne meşrudur, ne de kendini savunma hakkının bir tezahürüdür. Tanımını net yapalım: İsrail”in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği “post-modern bir Holokost”tur.” açıklamasıyla dikkati çekti.

Emine Erdoğan, Filistin konusundaki diplomasi trafiğini Türkiye”de de sürdürdü. Bu kapsamda CMI Martti Ahtisaari Barış Vakfı CEO”su Janne Taalas ve Kıdemli Yöneticisi Saana Keskitalo ile Devlet Konukevi”nde görüştü. Görüşmede, CMI Martti Ahtisaari Barış Vakfı CEO”su Janne Taalas”tan vakfın faaliyetleri, Filistin konusunda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Uluslararası Sıfır Atık Günü”nün ikincisi kutlandı

Emine Erdoğan, kendi himayesinde sürdürülen Sıfır Atık Projesi”ne ilişkin de BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı unvanıyla birçok çalışmaya imza attı.

30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü dolayısıyla BM, OECD, UNESCO, UNEP Türkiye”nin BM daimi temsilcilikleri ve dış misyonlarda düzenlenen etkinliklere de video mesajla katılan Emine Erdoğan, “İklim değişikliğinin ve çevre kirliliğinin sonuçlarını acı tecrübelerle öğrenen bizler, bir yandan bu sınamalarla mücadele etmeli, diğer yandan gelecek nesillere olan sorumluluğumuz bağlamında sürdürülebilirlikle ilgili somut adımlar atmalıyız.” ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, başkanlığını yürüttüğü BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu”nun Kasım 2023″te gerçekleştirilen ilk toplantısının ardından ikinci toplantısı ise 5 Haziran”da çevrim içi olarak yapıldı. Emine Erdoğan, toplantıda BM işbirliğinde, Sıfır Atık uygulamasına geçmek isteyen ülke ve kuruluşlara yönelik rehber yayınların hazırlığına başladıklarını belirterek, “Dünyanın her yerinde geçerli olacak ve tüm Sıfır Atık uygulamalarını ortaklaştıracak, küresel bir Sıfır Atık standardizasyonu için girişimlerimizi başlatıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu”nun üçüncü toplantısı ise 13 Aralık”ta gerçekleştirdi.

Emine Erdoğan, Sıfır Atık Hareketi”nin 7″nci yılını ise sosyal medyadan “7 Yılda 7 Kıtada” etiketiyle kutlayarak, BM Genel Kurulu Kararı kapsamında 30 Mart”ın Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edilmesiyle dünyaya yeni bir sayfa açıldığını vurguladı.

Öte yandan Sıfır Atık Projesi”ne, Portekiz”in Braga şehrinde gerçekleştirilen törenle AKDENİZ-PA ödülü verildi.

Emine Erdoğan, BM İklim Değişikliği Konferansı (COP29) öncesi COP29 Başkanı Azerbaycan Çevre Bakanı Mukhtar Babayev ile Devlet Konukevi”nde bir araya gelerek, başarı dileklerini iletti.

Azerbaycan”daki COP29″da gençlere seslendi

Emine Erdoğan, kasımda ayında Azerbaycan”ın Bakü kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı”na (COP29) katıldı.

COP29 kapsamında düzenlenen Dünya Liderleri İklim Zirvesi programında Cumhurbaşkanı Erdoğan”a eşlik eden Emine Erdoğan, “Ekolojik Eğitim” başlıklı etkinlikte iklim gönüllüsü gençlerle bir araya geldi

Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının “Sıfır Atık” temalı pavilyonu ile Sıfır Atık Vakfı ve Haydar Aliyev Vakfının ortak pavilyonuna da ziyarette bulundu. Ziyaretçilere, Emine Erdoğan”ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi”nin anlatıldığı pavilyonda, doğanın korunması, atıkların minimize edilmesi ve geri dönüşüm süreçlerinin etkinleştirilmesinde farkındalığı artırmak amacıyla hazırlanan Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı birçok ülkeden ziyaretçi tarafından imzalandı.

Emine Erdoğan, COP29 kapsamında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner ile görüştü. Görüşmenin ardından Steiner de “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”nı imzaladı.

Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı

Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile 2022″de ABD”nin New York kentindeki BM Genel Merkezi”nde bir araya gelerek, ilk kez “Sıfır Atık Projesi”nin dünyada yaygınlaştırılması için iyi niyet beyanını imzalamışlardı.

BM”nin 78. Genel Kurul toplantısına katılmak üzere geçen yıl eylül ayında New York”ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dijital platforma taşınan ve bireysel imzaya açılan Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”na ilk imzayı atmıştı.

COP 29″da da özellikle gençlerden büyük ilgi gören iyi niyet beyanına, 2024 sonu itibarıyla 40″tan fazla devlet başkanı eşi ve uluslararası temsilci ve binlerce sıfır atık gönüllüsü imzasıyla destek verdi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”le iki kez bir araya geldi.

Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”le eylül ayında New York”taki BM Genel Kurulu”nda, kasımda ise Azerbaycan”ın Bakü kentindeki COP29 toplantısında bir araya geldi.

Her iki görüşmede de Emine Erdoğan”ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi”ne ilişkin çalışmalar başta olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadele ve çevre konuları ele alındı.

Belgrad”daki Uluslararası Etnoloji Festivali”nde odak ülke Türkiye seçildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Sırbistan”ın başkenti Belgrad”a gerçekleştirdiği resmi ziyarete de eşlik eden Emine Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanının eşi Tamara Vucic”in himayelerinde bu yıl 8″incisi düzenlenen Belgrad Uluslararası Etnoloji Festivali”ne katıldı. Belgrad Etnografya Müzesi”nde gerçekleştirilen ve her sene bir ülkenin “odak ülke” olarak öne çıktığı festivalde bu sene Türkiye, “odak ülke (Country in Focus)” seçildi.

Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı Olgunlaşma Enstitülerince hazırlanan, Osmanlı ve Anadolu dönemi geleneksel gelinliklerinin tanıtıldığı, “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk” adlı 25 parçadan oluşan defile burada düzenlendi.

Anadoludakiler Projesi”ni başlattı

Emine Erdoğan, 28 Haziran”da kendi himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülen Anadoludakiler Projesi”ni, “Anadolu”daki Bereket, Birikim ve Beceri” mottosuyla hayata geçirdi.

Proje kapsamında aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi”nde sergi ve belgesel filmi tanıtım programları da yapıldı.

Emine Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi”nde düzenlenen “Anadoludakiler” projesinin tanıtım programında yaptığı konuşmada, toprağın bereketini, mutfak kültürünün birikimini, usta ellerin becerisini yeniden keşfetmek ve yaşadıkları dünyanın istifadesine sunmak amacıyla bir arada olduklarını söyledi.

Kadın ve çocukları yalnız bırakmadı

Emine Erdoğan, bu yıl da aile, çocuk ve kadın başlıklarında önemli çalışmalara imza attı.

BM Genel Kurulu için bulunduğu New York”ta Kadın ve Demokrasi Vakfınca (KADEM) ziyarete açılan “Hayatın İçinde Kadın” adlı fotoğraf alanını gezen Emine Erdoğan, kendi himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF işbirliğiyle New York”taki UNICEF Genel Merkezi”nde düzenlenen “Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet” programında da katılımcılara hitap etti.

Emine Erdoğan, konuşmasında, “Gönül Elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum.” çağrısında bulundu.

Gönül Elçileri Projesi kapsamında koruyucu aileler ve 81 ilin vali eşleriyle Çankaya Köşkü”nde düzenlenen iftarda da bir araya gelen Emine Erdoğan, Gazze başta olmak üzere yeryüzündeki tüm çocukların hak ettikleri gibi güven, huzur ve sevgi içinde büyüyebildikleri adil bir dünya dilediğini söyledi.

Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı”na katıldı

Emine Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi”nde “Doğal Olan Normal Doğum” temasıyla gerçekleştirilen Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı”na katıldı.

Türkiye”deki sezaryen oranlarının DSÖ”nün belirlediği makul sınırları aştığına dikkati çeken Emine Erdoğan, “Bütün anne adaylarımızı fıtratlarındaki bu mucizeyi, başka tecrübeyle edinilmeyecek bu eşsiz bilgeliği kucaklamaya davet ediyorum.” dedi.

Emine Erdoğan, Dubai Emiri Al Maktum”un özel davetiyle Madinat Jumeirah”da, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Dubai Küresel Kadınlar Forumu”nun açılış konuşmasını yaparak, “Kadınların tasarım ve üretim süreçlerinde yer almadığı teknolojiler, bizi daha iyi bir geleceğe götüremez.” açıklamasında bulundu.

Narin”i de unutmadı

Diyarbakır”da 8 yaşındaki Narin Güran”ın öldürülmesi olayını da yakından takip eden Emine Erdoğan, Narin”i hayattan koparan canilerin en kısa zamanda adalet önünde hesap vermesi temennisinde bulundu.

Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının hizmet modellerinden yararlanan şehit ve gazi anneleri, engelli çocuk sahibi anneler, koruyucu anneler, şehit eşi ve yaşlı annelerin katıldığı Anneler Günü programında da “Filistinli Anneleri” unutmadı. Emine Erdoğan, “İnsanlık elbisesinin annelik tezgahında dokunduğuna inanıyorum. Öyle ki Filistinli annelerin zalimliğe karşı evlatlarını korumak için gösterdikleri vakur duruş, direnişin ve barışın en somut örneğidir.” değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği”nde yaptığı konuşmada da Gazze”deki çocuklara dikkate çeken Emine Erdoğan, “Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum.” dedi.

Nijerya”dan kanserle mücadele çağrısı

Emine Erdoğan, Nijerya”nın başkenti Abuja”da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Afrika Ülkelerinin Kanserle Mücadele Farkındalığının Artırılması ve Destek Programı”nın onur konuğu olarak katılımcılara hitap ederek, kanserle mücadele çağrısında bulundu.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında da Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi”nin açılışını gerçekleştiren Emine Erdoğan, merkezde engelli bireyler ve aileleriyle bir araya geldi, yakından ilgilenip yaşadıkları sorunları ve talepleri dinledi.

Hatay”da ayrıca Serdar Demir Çocuk Evleri Sitesi”ni ziyaret eden Emine Erdoğan, koruma ve bakım altındaki çocuklarıyla yakından ilgilendi.

Emine Erdoğan, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla düzenlenen, “Toprağa İz Bırakan Kadınlar” Programı, MÜSİAD Kadın Uluslararası Farkındalık Zirvesi, “Milli Müdafaadan Milli Kalkınmaya Türkiye Yüzyılı”nın Kadınları, Yüzyılın Kadın İstihdamı: İş-Pozitif”in tanıtım programı, Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü dolayısıyla düzenlenen “Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Etkinliği” ve Altındağ Alev Alatlı Bilim Merkezi”nin açılışı, “Tarımda Kadın Emeği Zirvesi”ne de katıldı, Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla huzurevi sakinleriyle de bir araya geldi.

Emine Erdoğan, 2024″te birçok etkinlik ve açılışa katılarak, toplumu ilgilendiren önemli konuları gündeme taşıdı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Cumhurbaşkanı Erdoğan”dan 2024 değerlendirmesi: Durmadan, dinlenmeden, gece gündüz demeden aşkla çalıştık

İran”da Türkiye paniği! Suriye sonrası 2. darbe: Afganistan”da işler aleyhlerine döndü

“Diplomatik zafer” diye duyurdular: Türkiye tüm rakiplerini alt etti

12 milyar liralık alacaktan vazgeçildi! Karara ilişkin Bakan Şimşek”ten açıklama

Tarihinde eşine rastlanmadık hamle! ABD”den çekinen ülkelere Türk savunma devi çare olacak

F-35″lerin alternatifi olarak KAAN”ı seçtiler! Suudi Arabistan”dan ABD”ye ince mesaj

Source: Www.star.com.tr


Suriyeli Abdürezzak: Vatanınıza dönün, ülkeyi hep birlikte kalkındıralım

Baas rejiminin 61 yıl sonra çökmesinin ardından ülkelerine gitmek isteyen Suriyelilerin Hatay”ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Gümrük Kapısı, Kumlu ilçesindeki Zeytindalı Kara Hudut Kapısı ile Yayladağı ilçesindeki Gümrük Kapısı”ndan çıkışları devam ediyor Türkiye”nin dört bir yanında yaşayan Suriyeliler, ülkelerine gitmek için ev eşyalarıyla geldikleri sınır kapılarından memleketlerine dönüyor. Memleketi Hama”ya gitmek için Zeytindalı Kara Hudut Kapısı”na Konya”dan gelen Abdürezzak Abdülrezzak, “Allah”a şükürler olsun, kendi memleketime gidiyorum. Suriye”de savaş bitti, özgür oldu, her şey daha da güzel olacak. Hama”da beni ve 5 kişilik ailemi babam, annem ve kız kardeşlerim bekliyor” dedi.Konya”da 10 yıldan bu yana yaşayan Abdürrezzak, kaldığı süre zarfında çok memnun olduğunu belirterek, “Türkiye”den Allah razı olsun, çok güzel insanlarla tanıştım. Bizlere çok iyi baktılar, değer verdiler. Gelecekte inşallah ziyarete geleceğim. Gençlere sesleniyorum. Vatanınıza dönün ve Suriye”yi hep birlikte kalkındıralım, biz yapmazsak kim yapacak. Herkes dönsün” diye konuştu.

Source: Www.star.com.tr


Ortaköy”deki terör saldırısının üzerinden 8 yıl geçti

Beşiktaş Ortaköy”de, 2017″ye girmek için bir araya gelenlerin bulunduğu Reina gece kulübüne, “Ebu Muhammed el Horasani” kod isimli Özbekistan vatandaşı Abdulkadir Masharipov tarafından DEAŞ terör örgütünün talimatı doğrultusunda kalaşnikof marka otomatik tüfekle saldırı yapıldı.

Kulübün kapısındaki kişilere saldırdıktan sonra içeri girerek polis memuru Burak Yıldız”ı şehit eden Masharipov, burada kutlama yapan kişilere kalaşnikof marka otomatik tüfekle ateş açtı.

Masharipov kulüpte 10 Türk vatandaşı ile aralarında Suudi Arabistan, Irak, Ürdün, Suriye, Kuveyt, Hindistan, Lübnan, İsrail ve Tunus vatandaşlarının bulunduğu 29 kişiyi öldürüp 78 kişi yaraladıktan sonra olay yerinden taksiyle kaçtı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı saldırının hemen ardından geniş çaplı soruşturma başlattı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde oluşturulan özel ekip ve 2 bin polisin MİT”le yürüttüğü çalışmalarda, DEAŞ terör örgütünün “madafa” olarak tabir ettiği, teröristlerin barındığı 152 adrese operasyon düzenlendi.

Yakalanan 642 kişi sınır dışı edildi

Operasyonlarda başta İstanbul olmak üzere Kayseri, Konya ve Hatay”da 61 DEAŞ şüphelisi gözaltına alınırken, 642 yabancı uyruklu kişi kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturdukları gerekçesiyle sınır dışı edildi.

Ekipler, saldırgan Masharipov”u yakalamak için 7 bin 200 saatlik kamera görüntüsünü izledi. Hakkında hiçbir bilgi bulunmayan, Türkiye”ye yasa dışı yollarla giriş yapan Masharipov, Esenyurt”taki bir eve 16 Ocak 2017″de düzenlenen operasyonla yakalandı.

Sorgusunun ardından 11 Şubat 2017″de tutuklanan Masharipov”un, intihar eylemi yapacağını anlattığı ve 27 Aralık”ta çektiği bir video ele geçirildi.

Savcılık ve hakimlik sorgusunda DEAŞ üyesi olduğunu kabul eden Masharipov, mermileri bitince iki flashbangı etrafa attığını, üçüncüsünü ise intihar etmek için yüzüne tuttuğunu ve rehin olmamak için kendisini öldürmek istediğini söyledi.

Hakkında idam hükmü verilmesini isteyen Masharipov”un, DEAŞ terör örgütünden aldığı talimat doğrultusunda Taksim Meydanı”na giderek, keşif amaçlı görüntü çektiği, yılbaşı gecesi meydana çıkan yolların polis tarafından kapatılması üzerine eylemi gerçekleştirmek için Reina”ya yönlendirildiği tespit edildi.

İddianame ve yargılama

Savcılığın yürüttüğü soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Abdulkadir Masharipov”un “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçu ile olayda ölen 39 kişi için 40 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 1547 yıldan 2 bin 382 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede 59 sanık hakkında ise 7 buçuk yıldan 2 bin 370 yıla kadar hapis cezası istendi.

Hayatını kaybeden 1″i polis 39 kişinin “maktul”, 60″ı yabancı uyruklu 122 kişinin “mağdur” ve “müşteki” olarak yer aldığı iddianame, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi ve sanıklar 11 Aralık 2017″de ilk kez hakim karşısına çıktı.

28 Şubat 2018″de kapalı yapılan duruşmada savunması alınan Masharipov, yaklaşık 3 saat konuşmasına rağmen olay hakkında ifade vermedi.

Masharipov”un eşi sanık Zarina Nurullayeva ise ifadesinde, evlendikleri sırada eşinin hiçbir suça karışmadığını belirterek, “Daha sonra aşırı örgütlere eğilimi başladı. Bir, iki defa bana bu DEAŞ”tan bahsetti. Biat etmek istediğini söylemişti. Aradan zaman geçti, bunu unuttuğunu düşündüm.” dedi.

Mahkemenin kararı

Davayı 7 Eylül 2020″de karara bağlayan mahkeme heyeti, Masharipov”u “Anayasa”yı ihlal” ve aralarında polis memuru Burak Yıldız”ın da bulunduğu 39 kişiye karşı “kasten öldürme” suçundan 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti.

Heyet, Masharipov”u ayrıca 79 kişiye karşı “öldürmeye teşebbüs” ile “vahim nitelikte ruhsatsız silah taşıma” suçlarından 1368 yıl hapis ve 375 bin lira adli para cezasına çarptırdı.

Mahkeme heyeti, suçun işlenmesinden sonra ve yargılama safhasındaki davranışları, işlediği suçlara verilecek cezanın geleceği üzerindeki etkisini düşünmemesi, mahkemeyi tanımaz tutum ve davranışlarda bulunması nedeniyle Masharipov”un cezasında indirim yapmadı.

Terör saldırısının planlayıcılarından olduğu belirlenen ve Masharipov”a yardım ettiği gerekçesiyle yargılanan tutuklu sanık İlyas Mamaşaripov”a ise “Anayasa”yı ihlal etmeye yardım” suçundan 20 yıl hapis cezası verildi. Mamaşaripov ayrıca, 39 kişiye karşı “tasarlayarak öldürmeye yardım etme” ile 79 kişiye karşı “tasarlayarak öldürmeye teşebbüse yardım etme” suçlarından 1432 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Masharipov”un resmi nikahlı eşi Zarina Nurullayeva ile terör örgütü içinde “kadı” olarak görev yaptığı ve eylem talimatını getirdiği belirtilen “Ebu Cihad” kod adlı tutuklu sanık Yasser Mohammed Salem Radown”un da aralarında bulunduğu 12 kişi, “terör örgütüne üye olmak” suçundan 12″şer yıl hapis cezasına mahkum edildi.

Masharipov”un birlikte yaşadığı Tene Traore”nin aralarında bulunduğu 3 sanığın da “terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 6″şar ay hapsine karar verildi. Sanık Celil Çelik ise “terör örgütüne üye olmak” ve “vahim nitelikte ruhsatsız silah taşımak” suçundan 16 yıl 3 ay hapse mahkum oldu.

“Terör örgütüne üye olmak” suçundan 23 sanık 6 yıl 3″er ay, 7 sanık 9″ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. 11 sanığın ise tüm suçlardan beraatine karar verildi.

Yargıtay”ın temyiz incelemesi

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, yaptığı istinaf incelemesi sonucu 9 Temmuz 2021″de yerel mahkemenin kararını hukuka uygun buldu.

Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise bazı katılanlara gerekçeli kararın usule uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle, 2023″te dosyayı yerel mahkemeye iade etti.

Mahkeme de usul eksikliğini giderip dosyayı tekrar Yargıtay”a gönderdi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin dosya üzerindeki temyiz incelemesi sürüyor.

Özbekistan”ın terörden arananlar listesine eklendiği sanık

Öte yandan sanıklardan Abuliezi Abuduhamiti hakkında Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Türkiye”nin talebi üzerine Özbekistan hükümeti tarafından malvarlığını dondurma kararı alındı. Abuduhamiti”nin adı bu ülkedeki terör suçundan arananlar listesine eklendi.

Masharipov”la bağlantılı olduğu gerekçesiyle Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesince “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılanan sanık Kulaıxı Yımaıer hakkında, delil yetersizliğinden beraat kararı verildi. Yargıtay, Yımaıer hakkındaki yerel mahkemenin beraat kararını oy birliğiyle onadı.

Sınır dışı edildikten sonra temin ettiği sahte Kırgızistan pasaportuyla Suriye üzerinden tekrar Türkiye”ye girdiği belirlenen bir şüpheli de Denizli”de tutuklandı.

Bu arada, terör saldırısının ardından kapanan Reina”nın büyük bölümü, Boğaziçi İmar Kanunu”na aykırı yapılaşma nedeniyle Mayıs 2017″de yıkıldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Asya Pasifik ülkeleri sosyal medyanın çocuklara verdiği zararlara karşı önlemler alıyor

Asya Pasifik ülkeleri, çocukların sosyal medyanın zararlı yönlerine maruz kalmamaları için tedbirler almaya çalışırken, cinsel, şiddet ve dezenformasyon içerikli paylaşımlara erişim engeli getirmek konusunda sosyal medya şirketlerinde yerel muhatap bulamamaktan rahatsızlık duyuyor.

“Dijital platformlarda çocuklar” başlıklı dosya haberin 10. bölümünde AA muhabiri, Asya Pasifik ülkelerinin, çocukları sosyal medyanın zararlarından korumak adına attığı adımları ve buna yönelik planlarını derledi.

Dünya Sağlık Örgütü”ne (DSÖ) göre, dünya genelinde ergenlerin yüzde 10″undan fazlası sorunlu sosyal medya kullanımından olumsuz etkileniyor.

Kontrol edilememesi, bireyin kullanmadığı durumlarda içine kapanması, diğer faaliyetlerin ihmal edilmesine neden olması ve aşırı kullanım nedeniyle günlük hayatta olumsuz sonuçlar doğurması nedeniyle sosyal medya kullanımı, bağımlılık benzeri semptomlarla karakterize edilen bir davranış biçimi olarak tanımlanıyor.

Sosyal medyanın sorunlu kullanımı dünya genelinde artış gösterirken, bu durum ergenler üzerinde zihinsel ve fiziksel sağlık sorunlarına yol açıyor.

Avustralya”da 16 yaş altındaki çocukların sosyal medyaya erişimini yasaklayan tasarının Senato”dan geçmesinin ardından, bölgede birçok ülkede sosyal medya platformlarının zararlarına karşı hangi adımların atılabileceği tartışmaları yapılıyor.

Sosyal medya platformları post modern dünyada iletişimin en önemli parçası olsa da hükümetler, dezenformasyon, karalama kampanyaları ve zararlı içerikleri özellikle yetişkin olmayanların erişimine engelleme konusunu ele alıyor.

Birçok ülke, şiddet içerikli paylaşımların yayılmasının önlenmesi için çeşitli adımlar atarken, sosyal medya platformlarının her ülkede temsilciliğinin bulunmamasının yol açtığı muhatap eksikliği, hesap verebilirlik sağlamanın önüne geçiyor.

Asya Pasifik ülkelerinde konu hakkında çeşitli adımlar atılsa da her ülkede yasal düzenleme bulunmuyor. Yasal düzenleme bulunsa da muhatap eksikliği nedeniyle hesap verebilirliğin sağlanamaması, sosyal medyanın zararlarına karşı mücadelenin önündeki en büyük engeli teşkil ediyor.

Avustralya dünyada ilk

Avustralya Senatosu, 28 Kasım”da, 16 yaşın altındaki çocukların sosyal medyaya erişimini yasaklayan yasa tasarısını 19″a karşı 34 oyla kabul etti.

Dünyada ilk olma özelliği taşıyan yasa tasarısı, ilgili düzenlemeleri yapabilmeleri için sosyal medya şirketlerine tanınan 12 aylık sürenin ardından yürürlüğe girecek.

Sosyal medya platformlarının bir yıl içinde 16 yaşından küçük çocukların platformlara erişimini engellemek için düzenlemeler yapması gerekecek. Facebook, TikTok, Snapchat, Reddit, Instagram ve X”in de aralarında bulunduğu küresel sosyal medya platformları, yasaya uymamaları halinde yaklaşık 33 milyon dolara kadar para cezasıyla karşı karşıya kalacak.

Yeni Zelanda”da muhalefet, komşuyu takip etmekten yana

Yeni Zelanda”da konu hakkında bir yasal düzenleme bulunmasa da Avustralya”daki gelişmeler yakından izleniyor.

Başbakan Christopher Luxon, basına verdiği demeçte, Avustralya”daki sosyal medya yasağını yakından takip ettiklerini belirtirken, muhalefet partisi Başkanı Chris Hipkins, yasağın etkili olacağına dair ikna edici kanıtların sunulması halinde benzer bir yaklaşıma açık olduğunu söyleyerek olası bir düzenlemeye yeşil ışık yaktı.

Ancak ülkede henüz konuya ilişkin somut bir adım atılmadı.

Endonezya, Avustralya”yı takip edecek

Endonezya”nın da çocukların sosyal medya kullanımının kısıtlanması konusunda Avustralya”yı takip edebileceği duyuruldu.

Yerel basında yer alan haberlere göre, Sağlık Bakanlığı Ruh Sağlığı Müdürü İmran Pambudi, 2 Aralık”ta, Avustralya”nın 16 yaş altındaki çocuklara sosyal medya yasağı getirmesine atıfta bulunarak, hükümetinin de benzer bir adımı değerlendirebileceğini dile getirdi.

Pambudi, ancak bunun “bir gecede” gerçekleşmeyeceğini de sözlerine ekledi.

Bakan Pambudi, ayrıca şu anda çocukların sosyal medya kullanımını izlemekten ailelerin sorumlu olduğunu belirterek, ilgili kuralın hayata geçirilmesinin en az 3 yıl sürebileceğini kaydetti.

Malezya lisanssız şirketlere yasal işlem başlatacak

Malezya İletişim Bakan Yardımcısı Teo Nie Ching, sosyal medya platformları için yeni bir lisanslama çerçevesi hazırlandığını duyurdu. Malezya İletişim ve Multimedya Komisyonu (MCMC) da ağustosta, siber suçlardaki artışla mücadele kapsamında sosyal medya platformlarının ülke yasalarına uyması gerektiğini vurguladı. Yetkililer, bu adımın “özellikle çocuklar için daha güvenli bir çevrim içi ekosistem oluşturmak” üzere atıldığını belirtiyor.

1 Ocak 2025″te yürürlüğe girecek olan karar kapsamında tüm sosyal medya şirketlerinin, Malezya”da faaliyetlerini sürdürmek için MCMC”den lisans alması gerekecek. Lisans almadan faaliyetlerini sürdüren şirketlere ise yasal işlem başlatılacak.

İletişim Bakanı Fehmi Fadzil, sosyal medya platformlarının, çoğunlukla çevrim içi dolandırıcılık ve kumar gibi içeriklerle ilgili olarak hükümetin içeriği kaldırma taleplerini yanıtlamasının olumlu olduğunu ancak yeterli olmadığını söyledi.

Bakan Fadzil ayrıca, sosyal medya platformlarındaki yaş doğrulama politikalarının uygulanmasında kritik bir boşluk olduğuna dikkati çekerek, “Bunu etkili bir şekilde uygulayamazlarsa, en iyi hareket tarzını belirlemek için tartışmalara gireceğiz.” dedi.

Hindistan, 18 yaş altına “doğrulanabilir ebeveyn onayı” istiyor

Hindistan”da sosyal medya platformlarına erişim için yaş sınırlamasına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmuyor. 2023 tarihli Dijital Kişisel Verilerin Korunması Yasası kapsamında 18 yaşın altındaki çocukların, kişisel verilerinin işlenmesi için “doğrulanabilir ebeveyn onayı” almaları gerekiyor. Ancak bu durum Hindistan”daki 18 yaş altı çocukların sosyal medyaya erişimini kısıtlamıyor.

Hindistan hükümeti sosyal medyadaki dezenformasyonun yayılmasıyla mücadele etmek için de çeşitli tedbirleri görüşüyor.

Kabine Sekreterliğinin bildirdiğine göre, Enformasyon ve Yayıncılık Bakanlığı, “basılı, elektronik ve sosyal medyada yer alan yalan haber, yanlış bilgi, yanıltıcı, çarpıtılmış ve doğru olmayan verilere karşı hızlı önlemler alınması için “Standart Operasyon Prosedürü” hazırlayacak.

Güney Kore de çocuklar için düzenleme planlıyor

Güney Kore kanunlarında da çocukların sosyal medya erişimine kısıtlama getiren bir yasal düzenleme bulunmuyor. Ancak Seul yönetimi de çocukların sosyal medya kullanımına yasak getirmeyi planlıyor.

Yerel basına göre, hükümet sosyal medya hesaplarına erişim için 14 ya da 16 yaş sınırını getirmeyi düşünüyor.

Japonya genel tedbirleri tartışıyor

Ancak ülkelerin çoğu sosyal medya şirketlerinin dezenformasyona neden olması gerekçesiyle tedbirleri değerlendirse de çocuklar konusunda açık düzenlemeleri henüz gündeme getirmiyor.

Japonya”da, sosyal medyadaki dezenformasyon içeren bilgiler ve anonim kimlikler üzerinden kişi ve kurumlara yöneltilen hakaretlerin önüne geçmek için alınması gereken tedbirler gündeme geliyor.

Profesyonel kadın güreşçi ve dizi oyuncusu Kimura Hana”nın sosyal medyada kendisine yöneltilen hakaretlerin ardından 2020″de intihar etmesinin ülke gündemine oturmasının ardından hükümet, konu hakkında çeşitli tedbirler almak için adımlar atmaya başladı.

Mayıs”ta Japon parlamentosundan geçen yasa revizyonu ile sosyal medya platformlarının çevrim içi hakaret teşkil eden içeriğin kaldırılması sürecinde şeffaf prosedürler oluşturması ve çevrim içi hakaret iddialarına derhal yanıt vermesi zorunlu kılındı.

Revizyon kapsamında sosyal medya platformlarının içeriğin silinmesi taleplerini onaylamak için irtibat noktaları oluşturması ve gönderileri kaldırma kriterlerini açıklaması zorunlu hale getirildi.

Singapur”da “Yabancı Müdahale Yasası” var

Singapur’da 2022’de yürürlüğe giren yasa kapsamında sosyal medya şirketlerinin, platformlarındaki zararlı içeriğe saatler içerisinde erişim yasağı getirmesi gerekiyor.

Şirketlerin bu yasaya uymaması durumunda ise Singapur Bilgi İletişim Medya Geliştirme İdaresi (IMDA) ülkedeki internet sağlayıcılarına bu içeriklere erişimin engellenmesi için talimat verebiliyor.

Singapur yönetimi, 19 Temmuz”da sosyal medya şirketlerinden, internetteki takipçilerini 1 milyar dolardan fazla dolandırmaktan suçlu bulunan ABD”de yaşayan Çinli iş insanı Guo Wengui ile bağlantılı 95 hesaba erişim yasağı getirmesini istedi. İçişleri Bakanlığı, bu hesaplardan “koordineli şekilde” yapılan paylaşımlarla, Singapur”un “yabancı bir aktörün cebinde olduğu”nun iddia edildiğini bildirdi.

Bu adımla birlikte ülkede 2021″de yürürlüğe giren ve hükümetin, ülkeye yapılan yabancı müdahaleleri tespit edip engellemesine yarayan “Yabancı Müdahale Yasası”, ilk kez sosyal medya paylaşımlarına erişimi engellemek için kullanılmış oldu.

Bangladeş”e göre, şirketler yasaya uygun davranmıyor

Bangladeş”te çocuklara sosyal medya platformlarına erişim yasağı getiren herhangi bir düzenleme bulunmuyor.

Hükümet, dezenformasyon, şiddet içeren görüntüler gibi paylaşımların önüne geçmek için sosyal medya şirketleriyle temas kurmaya çalışsa da bunu mobil ağ hizmetlerine erişimi keserek sağlamaya çalışıyor.

Bangladeş, ağustosta Instagram, TikTok, WhatsApp ve Youtube gibi popüler sosyal medya platformlarına erişimi engellemek için mobil internet ağını kapattı.

Dakka yönetimi, ülkede hükümet karşıtı protestolar sürecinde “dezenformasyonla mücadele” ve sosyal medya şirketlerinin Bangladeş yasalarına uymadığı gerekçeleriyle bu kararı aldığını duyurdu. Dönemin Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina Vecid”in 5 Ağustos”ta ülkeden ayrılması sonrası ülkede geçici hükümetin kurulmasıyla bu yasak kaldırıldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


ABD 7 Ekim 2023″ten bu yana İsrail için 22 milyar doları aşkın para harcadı

AA muhabiri açık kaynaklardan, ABD”nin İsrail”e verdiği finansal desteği, silah ve mühimmat tedarikine dair verileri derledi.

İsrail”in en büyük destekçisi konumundaki ABD yönetimi, 1946-2023 arasında Tel Aviv”e 158 milyar doların üzerinde ekonomik ve askeri yardım verdi. İsrail, ABD”nin tüm zamanlarda en çok askeri destek sunduğu ülkeler arasında ilk sırada yer aldı. ABD”li”Council on Foreign Relations” düşünce kuruluşunun 7 Ekim 2024 tarihli raporuna göre enflasyona uyarlanmış rakamlarla toplam ekonomik ve askeri yardım 310 milyar doların üstünde.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) raporu, İsrail”in ana silah tedarikçisinin ABD olduğunu gösteriyor.

İsrail, 2019-2023 arasında konvansiyonel silahlarının yüzde 69″unu ABD”den ithal etti. Bu rakam 2000″lere kadar geri gidildiğinde ise yüzde 78″e ulaşıyor.

ABD, İsrail”e sağladığı üst düzeyli askeri danışmanlık yanında, “Demir Kubbe” için hava savunma füzeleri, küçük çaplı uçak bombaları, güdümsüz bombaları hassas güdümlü silahlara dönüştüren Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı (JDAM) kitleri, CH-53 ağır yük helikopterleri, KC-46 havadan yakıt ikmal tankerleri, AH-64 Apache helikopterlerinden atılabilen lazer güdümlü “Hellfire” füzeleri, 155 milimetrelik top mermileri, sığınak delici mühimmat ve zırhlı araçlar tedarik ediyor.

ABD ile İsrail arasında 38 milyar dolar değerinde 10 yıllık askeri yardım anlaşması

ABD ve İsrail arasında 2016 yılında 33 milyar doları yabancı askeri yardım ve 5 milyar doları füze savunması olmak üzere 2028″e kadar 38 milyar dolarlık yardıma ilişkin üçüncü 10 yıllık mutabakat zaptı imzalandı.

Ayrıca ABD, 2019″da yapılan anlaşma ile İsrail”e her yıl yaklaşık 3,8 milyar dolar askeri yardım sağlıyor.

Ekim 2023″te, ABD Başkanı Joe Biden, Kongre”ye, Gazze”de kullanılmak üzere, İsrail”e yapılacak acil askeri yardımı onaylama çağrısı yaptı. Tasarı, Temsilciler Meclisinden 3 Kasım”da geçti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Kasım 2023″te, İsrail”in Gazze”de de kullandığı, Spice sınıfı, serbest düşümlü bombaları güdümlü hale getiren, 320 milyon dolar değerindeki kitlerin satışına onay verdi.

Aralık 2023″te, Joe Biden yönetimi, İsrail”e, Kongre onayı gerektirmeyen acil satış yöntemiyle 106 milyon dolarlık 14 bin adet “M830A1” tank topu mermisi ile 147 milyon dolarlık 155 milimetre top mermisi parçaları satışının onaylandığını açıkladı.

İsrail”e yapılan askeri yardım 22 milyar doların üstünde

İsrail için acil askeri yardım tasarısı Şubat 2024″te Kongre”den geçti. Buna göre İsrail”e Eylül 2025″e kadar 14,1 milyar dolarlık yardım tahsis edildi.

30 Mart”ta İsrail”e 2,5 milyar dolarlık silah sevkiyatına yetki veren Biden yönetimi, ayrıca 24 Nisan”da de Tel Aviv”e yaklaşık 17 milyar dolarlık askeri yardımı içeren güvenlik paketini imzaladı.

ABD”nin İsrail”e finansal desteğinin bölgede yürüttüğü İsrail”e destek harekatlarının 4,86 milyar dolarlık maliyeti hesaplandığında harcadığı paranın 22,76 milyar doları aştığı düşünülüyor.

İsrail”e 7 Ekim 2023-30 Eylül 2024 arasında sağlanan askeri yardımın miktarı 17,9 milyar dolar.

Söz konusu yardımın dökümü ise Brown Üniversitesi Watson Uluslararası ve Kamu İşleri Enstitüsünce hazırlanan, “İsrail”in Askeri Operasyonları ve Bölgedeki İlgili ABD Operasyonları İçin ABD Harcamaları 7 Ekim 2023-30 Eylül 2024” başlıklı rapora göre şunlardan oluşuyor:

Yabancı askeri finansman için, 2019″ya yapılan anlaşma gereği yıllık tahsisat olan 3,8 milyar ve nisan ayında Biden”ın imzaladığı 3 milyar dolarlık acil askeri yardımın toplamı 6,8 milyar dolar, füze savunması için 4,5 milyar dolar, Iron Beam füze savunma sistemi için 1,2 milyar dolar, top mermisi üretimine destek için 1 milyar dolar ve ABD stoklarından İsrail”e sağlanan silahların ikmali için 4,4 milyar dolar.

İsrail”e en az 50 bin ton silah ve malzeme gönderildi

ABD, İsrail”in Gazze”ye saldırı başlattığı 7 Ekim 2023″ten bu yana İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin en büyük destekçisi oldu.

Biden yönetimi, 25 Aralık 2023″e kadar, 244 kargo uçağı ve 20 gemi aracılığıyla 2,4 milyar dolar değerinde 10 bin tondan fazla silah ve askeri malzeme gönderdi. Sadece ilk 6 haftada 15 binin üzerinde bomba ve 50 bin top mermisi İsrail”e ulaştı.

Bu rakamlar Ağustos 2024″e kadar 500 uçak ve 107 gemiye erişti. Söz konusu araçlarla gelen silah ve malzeme miktarı da 50 bin tonu geçti.

Basında, ilk sevkiyatlarda gönderilen bombaların 907 kilogramlık 1800″ün üzerinde bir tonluk MK84, 500 adet 233 kilogramlık MK82 uçak bombası ile AH-64 Apache helikopterlerden ateşlenen AGM-114 “Hellfire” güdümlü füzeler olduğu bilgisi yer aldı.

Özellikle MK84 bombalarının Gazze”de yaşanan sivil zayiatın en büyük sebeplerinden olduğu biliniyor.

14 Kasım 2023″e kadar 2 bin adet teslim edilen ABD”li Lockheed Martin üretimi “Hellfire” füzeleri Gazze”de yoğun olarak kullanıldı.

Bunun yanı sıra, açıklanmayan miktarda silah ve mühimmat da ABD”den İsrail”deki Müttefik Savaş Stok Rezervleri (WRSA-I) olarak bilinen ve İsrail”i de destekleyen depolara transfer edildi.

Söz konusu sevkiyatlar, şeffaf olmadığı ve kısıtlı Kongre denetimi ile gerçekleştirildiği için eleştirildi.

Silah sevkiyatı 2024 boyunca hız kesmedi

Ocak sonunda ise İsrail basınında, ABD”nin İsrail”e F-35 uçakları, Apache Taarruz Helikopterleri, dronlar ve binlerce top mermisi satışı yapacağı haberleri yer aldı.

Mart ayında, ABD yönetimi, İsrail”e, 2,5 milyar dolarlık 25 adet F-35 ve uçak motorunun satışına, 1800 MK-84 ile 500 MK-82 güdümsüz bombanın sevkine onay verdiğini açıkladı.

İsrail sipariş ettiği “F-35I Adir” savaş uçaklarını, ortak Demir Kubbe, Arrow ve Davut Sapanı sistemleri gibi füze savunma programlarını finanse etmek için ABD yardımlarını kullandı.

36″sı teslim edilen 50 adetlik F-35I siparişine ilave olarak 3 milyar dolar değerinde, 25 adetlik sipariş için ABD ve İsrail arasındaki anlaşma 4 Haziran”da imzalandı.

İsrail”in bu sipariş için bütçesinden para harcamayacağı, maliyetin ABD yardımından karşılanacağı kaydedildi.

Ekim 2023-Mart 2024 arasında İsrail”e 100″den fazla askeri satış onayı yapıldığı ancak gizlilik şemsiyesi altında kamuoyuna bunların sadece 2″sinin açıklandığı iddia ediliyor.

ABD”den İsrail”e para yardımlarına ilaveten 20 milyar dolarlık silah satışına onay

ABD Dışişleri Bakanlığı 9 Ağustos”ta İsrail”e, Amerikan menşeli silah ve askeri teçhizat alımında kullanılmak üzere ilave 3,5 milyar dolarlık yardım göndereceğini açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da 13 Ağustos”ta İsrail”e 20 milyar dolarlık silah satış paketini onayladığını duyurdu.

Söz konusu satış paketinde, yaklaşık 18,8 milyar dolar değerinde 50 yeni F-15 jeti ve İsrail envanterindeki 25 F-15I için yenileştirme kitleri, 102 milyon dolarlık 30 adet AIM-120 gelişmiş orta menzilli havadan havaya füze ile JDAM kitleri, 774 milyon dolar değerindeki tank topu mermileri, 61 milyon dolarlık 50 bin adet 120 milimetrelik havan mermisi ile 583 milyon dolar değerinde sayısı bilinmeyen 8 tonluk askeri kamyon yer alıyor.

Öte yandan, 7-8 Mayıs”ta ABD basınında, Biden yönetiminin, İsrail”in Gazze”de kullandığı belirtilen yaklaşık 6 bin 500 JDAM satışını ertelediği, 900 kilogramlık 1800 ve 225 kilogramlık 1700 bombadan oluşan bir sevkiyatın yoğun yerleşim bölgelerinde kullanılacağına dair endişeler nedeniyle durdurulduğu bilgisi yer aldı.

7 Ekim 2023″den itibaren tedarik edilen ABD menşeli silahlar

Ekim 2023 sonunda İsrail, ABD”li AeroVironment firmasından, “intihar dronu” olarak kullanmak üzere 200 adet gezici mühimmat (kamikaze dron) sistemi olan “Switchblade 600” satın almak için talepte bulundu.

40 dakikadan fazla havada kalabilen “Switchblade 600”, 54,5 kilogram ağırlığında Javelin tanksavar mühimmatı bazında geliştirilmiş zırh delici başlığıyla zırhlı araçların yanı sıra sığınaklara karşı da kullanılabiliyor. Dron, 80 kilometrelik bir menzile sahip. İsrail”in bu talebinin ne kadarının karşılandığı ise henüz bilinmiyor.

İsrail, ABD”li “AM Genel” firması üretimi Yüksek Hareketli Çok Amaçlı Tekerlekli Aracı (HMMWV veya Humvee) Gazze”deki operasyonlarında personel taşıma maksatlı yeniden kullanmaya başladı.

6 Aralık”ta “AM General”in İsrail”e, kargo uçaklarıyla Humvee”ler gönderdiği biliniyor. 4,6 metre uzunluğunda, 2,1 metre genişliğinde, 1,8 metre yüksekliğindeki zırhlı araçların üzerine makineli tüfekler, tanksavar veya uçaksavar silahları monte edilebiliyor.

Müşterek Hafif Taktik Araç

Öte yandan, İsrail Savunma Bakanlığı, bir başka ABD”li firma olan Oshkosh Defence”e, yabancı askeri satış kaleminden 75 adet, doğrudan ticari satış yoluyla da “düzinelerce” Müşterek Hafif Taktik Araç (JLTV) siparişi verdi. Alacağı görevlere göre çeşitli modelleri olan taktik tekerlekli hafif zırhlı aracın elektrikli hibrit modeli de bulunuyor. Yaklaşık 10 tonluk JLTV”nin uzunluğu 6,2, genişliği 2,5, yüksekliği ise 2,6 metre.

ABD envanterindeki Humvee”leri JLTV”lerle değiştirmeyi planlıyor. Firma 2025 boyunca üretimin devam edeceği bilgisini paylaştı. Basında, İsrail”e 75 adet JLTV”nin bir kısmının Kasım 2023″te teslim edildiğine dair bilgiler mevcut. Ayrıca mart ayında, İsrail Savunma Bakanlığı yeni bir parti JLTV”nin teslim alınacağı bilgisini paylaştı.

Flyer 72 Be”eri, Namer 1500, Eitan ve Sandcat

ABD”li Flyer Defense firması İsrail”e, 19 Ekim 2023″te lastik tekerlekli “Flyer 72 Be”eri” zırhlı muharebe araçların (ZMA) ilk teslimatını yaptı. Araç ABD Özel Kuvvetler Komutanlığı tarafından da kullanılıyor. İsrail ocak ayında söz konusu araçtan ilave 60 adet daha sipariş verdi. Araç 2,5 ton yük ve azami 9 asker taşıyabiliyor. 12,7 milimetrelik makineli tüfekler ve 30 milimetrelik top yüklenebilen araca Javelin tanksavar füze fırlatıcı da monte edilebiliyor. Araç yollarda 150, arazide 100 kilometre sürat yapabiliyor.

Ayrıca İsrail, ilk defa Gazze”de kullandığı “Namer 1500” (Leopar) zırhlı personel taşıyıcıların, ABD yardımı ile finanse edilecek olan üretimi için Şubat 2023″te, Oshkosh Defence”le anlaştı.

Namer”lerde kullanılacak 30 milimetrelik “MK44 Stretch” topları ise ABD”li Northrop Grumman tarafından üretiliyor. Northrop Grumman”la, 15 Aralık 2023″te ABD yardımından sağlanacak 8,9 milyon dolarlık MK44 tedariki için anlaşma imzalandı.

Gazze”de kullanılan, “Eitan” zırhlı muharebe araçları da Amerikalı Oshkosh, İsrail”li Elbit ve Alman MTU ortak üretimi.

6 Aralık 2023″te ABD”nin kargo uçaklarıyla İsrail”e teslim edilen zırhlı araçlar içindeki “SandCat” ise ABD”li Ford Motor firmasının Ford Super Duty F-350 XL kamyonetinin İsrailli Plasan tarafından zırhlı hale getirilmesiyle üretiliyor.

Gazze”de çok yüksek oranlarda sivil zayiata sebep olan ve uçak bombalarını güdümlü hale getiren JDAM kitlerini ise ABD”li Boeing firması üretiyor.

İsrail”in 26 Mayıs”ta Refah”a düzenlediği ve çoğu sivil en az 45 kişinin öldüğü hava saldırısında, Amerikan Woodward firmasının üretimi GBU-39 bombası kullanıldı.

İsrailliler şahsi silahlarını da ABD”den temin etti

İsrail, Ekim 2023 sonrasında Amerikalı silah firmalarından 24 bin tüfek siparişi verdi. Siparişin yaklaşık 18 bin “M4 ve MK18” tüfekten oluşan büyük bir bölümü Amerikan Colt firmasına yönlendirildi. İsrail söz konusu silahların Batı Şeria”daki yasadışı yerleşim yerlerinde görev yapmak üzere yeni oluşturulan “sivil güvenlik ekipleri” tarafından kullanılacağını açıkladı. Basında İsrailli sivillerin şahsi silahlanmasının Ekim 2023 sonrasında katlanarak arttığı bilgisi yer aldı.

7 Ekim 2023 sonrasında İsrail, ABD”li Caterpillar firmasından Gazze”deki Filistinlilerin evlerini yıkma dahil pek çok yasadışı faaliyette kullanıldığı bilinen zırhlı D9 buldozer siparişi verdi. Söz konusu buldozerler IAI tarafından riskli bölgelerde uzaktan komutalı, insansız kullanılabilecek şekilde modifiye ediliyor.

Robot köpekler, roketatarlar ve dronlar

ABD”li Ghost Robotics, İsrail kara kuvvetlerine Gazze”de kullanılmak üzere “Vision 60 (V60)” robot köpekleri sağladı.

ABD”de de birçok fabrikası olan Nordic Ammunition Company (Nammo), İsrail”e de verilen omuzdan atılan “sığınak delici”, tek kullanımlık M141 roketini üretiyor. Nammo, sipariş edilen 3 bin roketten 1800 adedini Ekim 2023 sonuna kadar teslim etti. 7,1 kilogramlık, 83 milimetrelik roket atabilen silah, 81 santimetre uzunluğunda. M141, sığınakların imha edilmesi maksadıyla 1000 metre menzilde kullanılıyor.

Northrop Grumman ise İsrail Hava Kuvvetleri envanterindeki Apache Taarruz Helikopterleri için Longbow füze güdüm sistemleri ile savaş uçakları için lazer güdüm sistemleri üretiyor. Söz konusu firma İsrail”in Gazze”de kullandığı Sa”ar 5 korvetleri için de tedarikçi konumunda.

Amerikan Shield AI firması, İsrail”in Gazze”de bina içlerindeki çatışmalarda kullandığı “Nova 2” iç mekan dronlarını üretiyor.

Skydio firması ise İsrail ordusuna 100 adet kısa menzilli keşif dronu sağladı. Söz konusu dronlar binaların 3 boyutlu taramalarını yapabiliyor.

Bunun yanı sıra “Valero Energy Corporation”, İsrail”e ABD yardımından jet yakıtı dolu tanker gemiler gönderdi. ABD”li yazılım firmalarının güvenlik ve yüz tanıma yazılımları (Google Photos ve Corsight AI) Filistinlilere karşı kullanılıyor.

Öte yandan, ABD”nin sağladığı desteğin bir bölümünün basına yansımamış olabileceği, İsrail”e halen gözle görülenlerden çok daha ciddi askeri destek verilmeye devam edildiği değerlendirmeleri yapılıyor.

ABD”nin bölgedeki savaş gemileri ve THAAD sistemi

7 Ekim 2023″ü takip eden dönemde ABD, bölgeye İsrail”e destek maksatlı uçak gemileri, destroyerler, çıkarma gemileri ve denizaltılar gönderdi.

ABD 8 Ekim”de USS Gerald R. Ford uçak gemisini Doğu Akdeniz”e gönderdi. Söz konusu gemi ABD”ye 76 günlük görevi sonrasında Ocak 2024″te döndü. Bölgede bulunan USS Theodore Roosevelt uçak gemisi ise eylül ayında döndü.

ABD”nin Ortadoğu”da bulundurduğu 34 bin asker sayısı, Ekim 2023 sonrasında gelen ilave gemilerle zaman zaman 50 binlere yaklaştı, halihazırda ise 40 bin civarında.

ABD halen, İsrail”e destek maksatlı, Akdeniz”de 3″ü destroyer olmak üzere 6 gemi, Kızıldeniz”de 2 destroyer ve bir denizaltı, Basra Körfezi”nde ise bir uçak gemisi ve 3 destroyer bulunduruyor.

Ayrıca ABD, İran”dan gelebilecek füze tehdidine karşı İsrail”e, Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma (THAAD) sistemi gönderdi. İsrail”e, söz konusu füze savunma sistemini oluşturan batarya ve mürettebat 15 Ekim”de konuşlandırıldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Polonya, AB”ye 6 ay boyunca “önce güvenlik” sloganıyla başkanlık edecek

Yarın AB Konseyi”nin dönem başkanlığı Macaristan”dan Polonya”ya geçecek.

Polonya 2011″de ilk kez üstlendiği bu görevi, 1 Temmuz”a kadar sürdürecek.

Yılda iki kez AB”ye üye ülkeler arasında dönüşümlü olarak üstlenilen dönem başkanlığı, son 6 aydır Macaristan”ın liderliğinde oldukça çalkantılı geçti.

Son dönemde hemen her konuda Brüksel”e aykırı tutum takınan Budapeşte yönetimi, dönem başkanlığına ilk günlerinden itibaren gergin başladı ve verimli bir süreç yaşanmadı.

Bunun diğer önemli bir nedeni de Avrupa Parlamentosu seçimlerin henüz yapılmış ve yeni AB yönetiminin oluşum safhasında bulunmasıydı.

AB”yi gelecek 5 yılda yönetecek yeni ekip, tümüyle 1 Aralık”ta görevine başladı.

Dolayısıyla Polonya dönem başkanlığı, büyük beklentilerle başlayacak.

Varşova, 6 ay boyunca yeni AB yönetiminin karar alma organına liderlik ederek, Birliğin gelecek 5 yılı için ilk hedeflerin belirlenmesinde önemli rol oynayacak.

Brüksel ve Varşova, Aralık 2023″te göreve gelen Donald Tusk yönetiminden oldukça umutlu.

Zira AB için Polonya ile Macaristan uzun süredir aynı kefedeydi, Brüksel-Varşova hattı en az Brüksel-Budapeşte kadar gergindi.

AB, Polonya hükümetini 2019″daki yargı reformu çerçevesinde özellikle yargıçlara yönelik disiplin mekanizması kurmak, bu yolla yargıçları etki altında bırakmak ve yargının bağımsızlığına zarar vermekle suçluyordu.

AB Komisyonu, Polonya”ya karşı AB Adalet Divanı nezdinde dava açmış, mahkeme de Komisyonu haklı bularak, bu ülkenin AB hukukunu çiğnediğine karar vermişti. Bunun üzerine Komisyon, Haziran 2023″te Polonya”nın AB Konseyinde oy hakkının elinden alınmasıyla sonuçlanabilecek “ihlal prosedürü” başlatmıştı. Komisyon, Polonya”nın AB bütçesinden alacağı yaklaşık 113 milyar avroluk fonu dondurmuştu.

Ancak Tusk”un görevdeki 5. ayında AB Komisyonu, ihlal prosedürünü sonlandırdığını duyurdu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 6 Mayıs”ta, aynı siyasi çizgide yer aldığı, kişisel olarak da yakın ilişkileriyle bilinen Tusk yönetimiyle birlikte Polonya”ya yönelik yaklaşımın tümüyle değiştiğini, “Bugün Polonya için yeni bir sayfa açılıyor. 6 yılı aşkın bir sürenin ardından 7. Madde prosedürünün kapatılabileceğine inanıyoruz. Başbakan Donald Tusk”u ve hükümetini bu önemli atılımı dolayısıyla tebrik ediyorum.” sözleriyle ifade etti.

Polonya dönem başkanlığının öncelikleri

Rusya-Ukrayna savaşından en çok etkilenen ve Belarus”a komşu AB ülkesi Polonya”nın önceliği “güvenlik” olacak.

Sloganını, “Güvenlik, Avrupa!” olarak belirleyen ülke, 2024″te bütçesinden savunmaya en çok pay ayıran NATO ülkesi olmuştu.

Polonya, AB ülkelerini bu yönde teşvik etmeye, Avrupa savunma sanayisini güçlendirmeye odaklanacak. Komşusu AB”nin dönem başkanlığını devralırken, Ukrayna”daki güvenlik durumu ise her zamankinden gergin seyrediyor. Bir yandan Rusya tüm cephe hattı boyunca saldırılarını şiddetlendirirken diğer yandan ABD”nin Ukrayna”ya sağladığı uzun menzilli füzelerin Rusya topraklarında kullanımına izin vermesiyle Ukrayna, Rusya”ya yönelik saldırılarını artırdı.

Polonya”nın başkanlığının başlamasından üç hafta sonra Donald Trump”ın ABD başkanı olarak yemin edecek olması hem Brüksel hem de Kiev”e yardımların artırılmasını savunan Varşova için büyük risk arz ediyor.

Gelecek yıl GSYİH”sinin yüzde 4,7″sini savunmaya harcamayı hedefleyen Varşova, Trump”ın daha fazla harcama yapma talepleriyle karşı karşıya kaldığında diğer birçok ülkeden daha rahat bir konumda.

Son dönemde savunma sanayisini güçlendirme ve savunma harcamalarını artırma planları yapan Brüksel, Varşova”dan diğer üye ülkeleri de aynı hedefe yönlendirmesini bekliyor.

Polonya bu noktada dikkate değer bir rol model olarak hizmet ediyor.

AB Komisyonu, Polonya başkanlığı sırasında savunma hakkında bir politika belgesi yayınlamayı planlıyor.

Polonyalı yetkililer, Ukrayna”da şiddetlenen savaş ve ABD”de Trump yönetiminin yanı sıra Şubat 2025″te Almanya”da yapılacak seçimler ve Orta Doğu”daki durumu da hesaba kattıklarını, bu nedenle dönem başkanlığının ana mesajının güvenlik olacağını ifade ediyor.

Hibrid tehditlere karşı mücadele, enerji ve bilgi güvenliği

Polonya ayrıca AB”nin dış sınırlarındaki göç ve güvenlik zorluklarını kapsamlı bir şekilde ele almak, düzensiz göçü azaltmak ve geri göndermelerle ilgili prosedürleri etkinleştirmek için yeni çözümler üzerine çalışmaya hazırlanıyor.

Polonya, komşusu Belarus”un göçmenleri silah olarak kullandığını, hibrid bir savaş ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle Birliğin göçe yaklaşımının değişmesi gerektiğini vurguluyor.

Bu anlamda Polonya, ekimde Rusya veya Belarus”tan gelen sığınma taleplerini geçici olarak durdurmak için Brüksel”in desteğini almıştı.

Varşova, karşı karşıya olduğu hibrid savaş araçlarından diğer biri olan dezenformasyonla da mücadele etmeye hazırlanıyor.

Özellikle üçüncü ülkelerin AB bilgi sistemlerine müdahalesini içeren kriz durumlarıyla başa çıkmak için tedbirler önerecek olan Polonya, güvenli dijital hizmetlerin geliştirilmesi konusuna eğilecek.

Polonya dönem başkanlığı, dezenformasyona ve bilgi manipülasyonuna karşı mücadelede üye ülkeler arasında koordinasyonu güçlendirmeye, AB”nin siber uzaydaki düşmanca eylemlerin etkilerini önleme ve azaltma yeteneğini geliştirme üzerine de çalışacak.

Diğer yandan Rus enerjisine olan bağımlılığı azaltmayı amaçlayan Polonya, AB”de enerji fiyatlarını düşürmek, AB ve çevresindeki enerji altyapısının fiziksel güvenliğini ve siber güvenliğini artırmak, AB”de temiz enerji kaynaklarının geliştirilmesi için eşit bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla adımlar atmayı hedefliyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Sudan: Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın tarafsız olduğundan çok eminiz

Sudan”ın Ankara Büyükelçisi Nadir Yousif Eltayeb, Sudan”ın 1 Ocak Bağımsızlık Günü”ne ve ülkesindeki son gelişmelere ilişkin AA”ya değerlendirmede bulundu. 1 Ocak 2025″in Sudan”ın bağımsızlığının 69. yılı olacağını belirten Eltayeb, “Bu, Sudan için çok güzel bir gün çünkü bağımsızlık, İngiliz sömürgesine karşı uzun bir mücadelenin ardından geldi.” ifadesini kullandı.Eltayeb, bağımsızlıklarını kazanmayı başardıklarını ve diğer Afrika ülkelerine de bağımsızlık yoluna gitme konusunda ilham verdiklerini dile getirdi.Sudan”ın Sahra Altı Afrika”da bağımsızlığını ilan eden ilk ülke olduğuna işaret eden Eltayeb, sonrasında bölgede bağımsızlık hareketlerinin başladığını söyledi.Büyükelçi Eltayeb, bağımsızlık mücadelesi veren atalarına, Sudan”ı özgürleştirmek ve bağımsız hale getirmek için hayatlarını feda eden kahramanlara teşekkür ederek “Bu, halkımız için çok büyük anlam ifade ediyor. Afrika”da da öncü olarak tecrübemizden çok mutlu ve gururluyuz.” diye konuştu.Ülkesinin, 69. bağımsızlık yıl dönümüne doğru giderken “komplo”yla karşı karşıya kaldığını söyleyen Nadir Yousif Eltayeb, ülkede “Sudan”ı yok etmek ve istikrarsızlaştırmak” için yabancı hedefleri uygulayan “hainler” olduğunu ve bunun, Nisan 2023″te başladığını belirtti.- “SUDAN”IN DEMOGRAFİSİ DEĞİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”Eltayeb, birçok insanın evlerinden kaçtığına işaret ederek “Bence bu komplonun nedenlerinden biri Sudan”ın demografisini değiştirmek. 13 milyon insan evlerini terk etmeye zorlandı. Şu anda Sudan”ın içerisinde ya da dışarısındalar. Bu savaş, ekonomiye, halka ve halkın refahına zarar veriyor hatta insanları aşağılıyor. İnsanlar onurunu ve refahını kaybetti. Ayrıca silahlı kuvvetlerin, müşterek silahlı hareketlerin ve bu darbe ve komployu durduran sivil direnişin kahramanlarını saygıyla selamlamak istiyorum.” dedi.Sudan”ın onuru ve bağımsızlığı için mücadele edildiğini ve “Sudan”ın dışındaki düşmanlarla” da savaştıklarını belirten Eltayeb, modern silahlarla ve binlerce paralı askerle Sudan”ın yok edilmeye çalışıldığını vurguladı.- “SUDAN ORDUSU İLERLEME KAYDEDİYOR”Eltayeb, Sudan halkıyla gurur duyduklarını ve Sudan ordusunun sahada da iyi bir ilerleme kaydettiğini belirterek ülkenin güneydoğusundaki Sinnar eyaletinin ordunun kontrolüne geçtiğini ve ülkenin orta kesimlerindeki Cezira eyaletinin merkezi Vad Medeni”nin de yakın zamanda Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) elinden alınmasını beklediğini ifade etti.Başkent Hartum”da da neredeyse tamamen kontrolün sağlandığını ve insanların Mısır ve Sudan”ın kuzeyinden evlerine dönmeye başladığını aktaran Eltayeb, Hartum”un kuzeyinde de durumun günden güne geliştiğini ve HDK”nin izole olduğunu kaydetti.Eltayeb, Darfur”da da geçen hafta büyük gelişmeler yaşandığını ve ordunun, HDK”nin elinde bulundurduğu en büyük askeri üssü yok etmeyi başardığını söyleyerek tüm silahların bu üste depolandığını ve bu üssün tamamen yok edildiğini bildirdi.Darfur”da El-Cüneyd adlı altın madeni şirketi olduğunu ve altın kaçakçılığıyla silah tedarikini sağladığını anlatan Eltayeb, “O da yok edildi. Ayrıca El-Cüneyd şirketi, Amerikan yaptırımlarına dahil edildi çünkü şirket savaşı körüklemekle suçlandı.” ifadelerini kullandı.Eltayeb, Sudan”daki çatışmalarda ordunun ilerleme kaydetmesiyle ülkenin gün geçtikçe daha iyi hale geleceğini, böylece insanların evlerine dönebileceğini vurguladı.- “SUDAN”DA ÇOK BÜYÜK BİR KITLIK VE GIDA YETERSİZLİĞİ YOK”Sudan”daki insani duruma ilişkin Eltayeb, insani yardımı teşvik ettiklerinin ve hükümet olarak yardımcı olduklarının altını çizerek sivil toplum örgütlerine, Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarına, kardeş ülkelerin Sudan halkına insani yardım göndermesine izin verildiğini anlattı.Eltayeb, Sudan”daki durumun çok kötü olmadığını ve Tarım Bakanlığından yayımlanan raporda “kıtlık ve gıda yetersizliği” konusundaki çalışmalara bu mevsim yapılan hasadın dahil edilmediğinin belirtildiğini aktardı.16 milyon hektarlık bir alanda sorgum ve darı ektiklerini ve çiftçilerinin yüzde 80″ininden fazlasının bunu, haziran-kasım aylarındaki yağmurlu mevsimde yaptığını anlatan Eltayeb, ekimin gayet başarılı olduğunu ve aralık-ocak döneminde hasat beklediklerini kaydetti.Eltayeb, bunun var olan gıda eksikliğine karşı fayda sağlayacağını söyleyerek “Bir eksiklik var ancak bunun endişe verici olduğunu düşünmüyorum. Özellikle Sudan”ın kuzeyi ve merkezinde üretim devam ediyor. Tıbbi ekipman ve ilaç konusunda bir ihtiyaç var. Bu kapsamında dost ülkelerden, özellikle Katar”dan ve Türkiye”den iyi bir destek var. Ancak durumun şimdiye kadar kontrol altında olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.- “TÜRKİYE, SUDAN”DAKİ DURUM HAKKINDA HER ZAMAN ÇOK BİLİNÇLİ VE DİKKATLİ”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”a, Sudan”a güvenlik ve barışın getirilmesi için ülkesi ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında arabuluculuk girişiminden dolayı teşekkür eden Büyükelçi Eltayeb, “Türkiye, Sudan”daki durum hakkında her zaman çok bilinçli ve dikkatliydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın kendisi de durumdan çok endişeliydi.” dedi.Eltayeb, Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın bilgeliği ve tecrübesiyle Türkiye”nin, Somali ile Etiyopya arasında ve Azerbaycan”da arabuluculuk girişimlerinde çok başarılı olduğunu vurgulayarak “Çok iyi bir tecrübesi var. Biz de güven duyuyoruz. Tarafsız olduğundan çok eminiz.” ifadelerini kullandı.Sudan”ı destekleyen Türk hükümeti ve halkına hitaben Eltayeb, ilk günden bu yana sağlanan insani destekten dolayı gurur duyduklarını belirterek Mayıs 2023″te Türkiye”den Sudan”a, çok ihtiyaç duyulan bir dönemde ilaç taşıyan iki özel tarifesiz kargo uçuşu yapıldığını hatırlattı.Eltayeb, Katar ve Türkiye”den yardım kuruluşlarının ilaç konusunda çok yardımcı olduğunun altını çizerek son 3 ayda barınak, gıda ve ilaç dahil Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve diğer sivil toplum örgütlerinden 8 bin ton insani yardım aldıklarını kaydetti.İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfına teşekkür eden Eltayeb, vakfın tohum yardımında bulunduğunu ve bunun kış mevsiminin kolay geçmesini sağladığını dile getirdi.- “TÜRKİYE”YE HER ZAMAN MİNNETTARIZ”Büyükelçi Eltayeb, bu sayede üretimin artabileceğini ve gıda eksikliklerinin giderilebileceğini kaydederek “Türk sivil toplum örgütlerini, bize tohum gibi kalkınma yardımı sağlamaları konusunda teşvik ediyoruz. Türkiye”ye her zaman minnettarız çünkü büyükelçilikleri hep Port Sudan”daydı. Birçok ülkenin savaşın ilk haftalarında büyükelçilerini kapatmasına rağmen Türkiye hala Sudan”da.” diye konuştu.Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) Port Sudan”da ofisini tekrar açmasından ve bir temsilci göndermesinden mutluluk duyduklarını belirten Eltayeb, Ziraat Bankasının da Port Sudan”da çok yakında çalışmalarına devam edeceğini söyledi.Eltayeb, Türkiye”nin Sudan”a her zaman çok yardımcı ve destekçi olduğuna dikkati çekerek “Türkiye”nin Sudan”a, çok zor ve önemli bu zamanda, sağladığı yardım ve destek, bu bizim asla unutmamamız gereken bir zaman.” ifadesini kullandı.

Source: Www.star.com.tr


SON DAKİKA! Başkan Erdoğan”dan yeni yıl mesajı: Türkiye Yüzyılı, kardeşliğin yüzyılı olacak

Son dakika haberleri: Başkan Recep Tayyip Erdoğan, mesajında şunları söyledi: “Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024 yılına veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 yılını karşılıyoruz. Öncelikle yeni yılın; ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Geride bıraktığımız yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi ve dayanışmamızı daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz. 2024 yılı, ülkemiz ve bölgemiz için pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahalli İdareler Seçimi”ni tam bir demokrasi şöleni havasında gerçekleştirerek, Türk demokrasisinin olgunluğunu bir kez daha tüm dünyaya gösterdik. Milletimizin iradesi, sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını adeta bir bayram yerine dönüştüren vatandaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. AHaber CANLI YAYIN “POPÜLİST SÖYLEMLERE PRİM VERMEYİN” Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programının meyvelerini toplamaya başladık. İstihdam, ihracat, üretim, turizm, savunma sanayi ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık. Deprem bölgelerini yeniden ayağa kaldırma çabalarımızda ciddi mesafe kaydettik ve bu çalışmalar yeni yılda daha da hızlanacak. Enflasyondaki düşüşün özellikle yılın son aylarında artarak devam etmesi, 2025 hedeflerimize ulaşacağımızın güçlü bir göstergesidir. Vatandaşlarımızın refah kaybını telafi etmek, alım gücünü artırmak ve daha iyi bir yaşam standardı sunmak için gerekli politikalara ağırlık vermeye devam edeceğiz. Konut, kira ve gıda başta olmak üzere, fahiş fiyatlarla milletimizin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi 2025 yılında da kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu vesileyle, vatandaşlarımızdan geçmişte Türkiye”ye ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum. Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki geçici sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah”ın izniyle hedeflerimize ulaşacağız. Bu süreçte sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış bekliyorum. “YENİ BİR DÖNEME TANIKLIK EDİYORUZ” 2024 yılının son haftaları, köklü tarihi, beşeri ve komşuluk ilişkilerimiz olan Suriye”de yeni bir dönemin başlangıcına tanıklık etti. Bu yeni dönemin, Suriye”de kalıcı barış, huzur, istikrar ve ekonomik refahın kapısını aralaması için gereken her türlü desteği sağlamaya kararlıyız. İnanıyorum ki, Suriye”de istikrar ortamı güçlendikçe, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşleri de kolaylaşacaktır. Bu süreçte, ensar olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun. Gazze”deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden zulmün sona ermesi ve barışın tesisi için yoğun çaba gösteriyoruz. Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde, özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devleti kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Karadeniz”den komşularımız olan Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi, öncelikli hedeflerimizden biri olmaya devam ediyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni ve umut dolu bir dönemin başlamasıdır. Sınırlarımız ötesindeki bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz için en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır. Bu çerçevede, birliğimizi, dayanışmamızı ve kardeşlik hukukumuzu güçlendirmek için azimle çalışacağız. “HER TÜRLÜ GAYRETİ GÖSTERİYORUZ” Türkiye Yüzyılı”nı kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde, terörsüz bir Türkiye ve terörsüz bir bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlılıkla adımlar atacağız. Bu süreçte, ülkemizin önünde yeni bir yol açacak çalışmaları suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayışla yürütmek için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ancak gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz. Bu çerçevede, 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Rabbim bizleri, hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umutlarını Türkiye”ye bağlamış yüz binlerce mazluma mahcup etmesin. Bu temennilerle, yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum. Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.

Source: Muhammed Uzun


Başkan Erdoğan”dan terörsüz bölge vizyonu: Devletin demir yumruğunu devreye almaktan çekinmeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayınlanan video mesajında, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşıladıklarını belirterek, yeni yılın ülke, millet, gönül coğrafyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.Tüm şehitleri rahmetle yad eden ve gazilere şükranlarını sunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:”Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz. Geride bıraktığımız 2024 senesi ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahalli İdareler Seçimleri”ni tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde hamdolsun başarıyla gerçekleştirdik. Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum. Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayisinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.”- “EKONOMİDEKİ KONJONKTÜREL SIKINTILARIN ÜSTESİNDEN DE YİNE BİZ GELECEĞİZ.”Erdoğan, deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırma çabalarında ciddi mesafe katettiklerine dikkati çekerek, yeni yılda bu çalışmaların daha da hızlanacağını vurguladı.Enflasyondaki düşüşün özellikle yılın son aylarında artarak devam etmesinin, 2025 yılı hedeflerine ulaşacaklarını teyit ettiğini dile getiren Erdoğan, “Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle inşallah daha iyi yerlere geleceğiz. Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz. Vatandaşlarımdan geçmişte Türkiye”ye çok ağır faturalar ödetmiş, popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum. Son 22 yılda, bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah”ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.” diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024″ün son haftalarının köklü tarihi, beşeri ve komşuluk ilişkileri bulunan Suriye”de yeni bir dönemin kıvılcımı olduğunu vurgulayarak, “Yeni dönemin Suriye”de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız. Suriye”de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca “ensar millet” olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan “Allah razı olsun” diyorum.” ifadelerini kullandı.İsrail”in Gazze”deki saldırılarına ilişkin de Erdoğan, “Gazze”deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze”de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz. Başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.” değerlendirmesinde bulundu.Erdoğan, her ikisi de Türkiye”nin Karadeniz”den komşu olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın, adil bir barışla sona erdirilmesinin öncelik olmayı sürdürdüğünü belirterek, “Temennimiz 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.” dedi.- “TÜRKİYE YÜZYILI”NI KARDEŞLİĞİN YÜZYILI YAPMAKTA KARARLIYIZ”Sınırlarının ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken Türkiye içinde en önemli gündemlerinin iç cephenin tahkimatı olacağına işaret eden Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı”nı “kardeşliğin yüzyılı” yapmakta kararlı olduklarını bildirdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde “terörsüz Türkiye” ve “terörsüz bölge” vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz ama gerektiğinde devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz. Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.Kendilerini hizmetkarı olmaktan şeref duydukları aziz millete, umudunu Türkiye”ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmemesini Allah”tan temenni eden Erdoğan, yeni takvim yılının ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diledi.

Source: Www.star.com.tr


Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni yıl dolayısıyla video mesaj yayımladı

Bakan Fidan”dan France 24 üzerinden mesaj: Bölgesel güç için Türkiye ile birleşmelisiniz

İran”da Türkiye paniği! Suriye sonrası 2. darbe: Afganistan”da işler aleyhlerine döndü

“Diplomatik zafer” diye duyurdular: Türkiye tüm rakiplerini alt etti

12 milyar liralık alacaktan vazgeçildi! Karara ilişkin Bakan Şimşek”ten açıklama

Tarihinde eşine rastlanmadık hamle! ABD”den çekinen ülkelere Türk savunma devi çare olacak

Source: Www.star.com.tr


Suriye’de ortak banka kurulacak mı? Ziraat Bankası”ndan açıklama: Üzerimize düşeni yapacağız

Suriye”de 2022″de ortak banka kurulması planlarını hakkında açıklamada bulunan Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, uygun şartların sağlanması durumunda Ziraat Bankası”nın üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini belirtti.
Reuters’ın, Suriye’deki iç savaştan önce planlanan ortak banka kurulması projelerinin yeniden gündeme gelip gelmeyeceğine dair sorusunu yanıtlayan Çakar, “Suriye’deki değişimin ülkemiz için büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz ve gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Şartlar uygun hale gelirse, bankamız daha önceki deneyimlerinde olduğu gibi bu konuda da sorumluluğunu yerine getirecektir” ifadelerini kullandı.
2010 yılında plan yapılmıştı
Savaş öncesi, 2010 yılında Ziraat Bankası, Suriye’de yerel bir ortakla banka kurma planları yapmıştı, ancak savaşın patlak vermesiyle bu proje askıya alınmıştı.
Ancak Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından, üç haftadır görevde olan yeni yönetim ile Türkiye arasında enerji ve inşaat gibi birçok alanda, ülkenin yeniden inşası ve kalkınması adına görüşmeler sürdürülüyor.

Source: Dünya Gazetesi


Gazze”ye girmeyi başaran Türk cerrah, kentteki en acil ihtiyacın gıda ve ilaç olduğunu söyledi

Dr. Aydoğan, Gazze”ye girişi ve kentteki çalışmalarıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.İnsani yardım çalışmaları yapan Yetimler Vakfı ve Türkiye Gönüllü Gazze Doktorları organizasyonu kapsamında Gazze”ye gitmek üzere 4 kişiyle başvurduklarını kaydeden Dr. Aydoğan, İsrail”in sadece kendisinin Gazze”ye girişine izin verdiğini söyledi.- “GAZZE”YE BAŞTA ANTİBİYOTİK OLMAK ÜZERE İLAÇ GİRİŞİNE İZİN VERİLMELİ”Dr. Aydoğan, Gazze ve Kudüs”ün yalnızca Filistinlilerin meselesi olmadığını belirterek “Gazzeli kardeşlerimize yardım için geldik. Korkumuz yok. Allah yolunda ve Kudüs için şehit olmak, bizim için en büyük makamlardan biri.” ifadelerini kullandı.Gazze”nin kuzeyinde bulunan Gazze Kamu Yardım Hastanesinde görev yaptığını belirten Dr. Aydoğan, İsrail”in saldırılarında yaralanan 4 kişiyi ameliyat ettiğini aktardı.Dr. Aydoğan, bölgedeki saldırıların her gün aralıksız sürdüğünü belirterek “Hastalar, hastanelerin dışında bulunan çadırlarda, hastanelerin önlerinde yerlerde yatırılıyor. Çok ciddi bir sağlık hizmeti verilemiyor çünkü antibiyotik yok, ilaç yok, steril bir ortam yok. Ameliyat sonrası yaralarda enfeksiyon çok fazla, tıbbi araç gereç eksiklikleri var. Gerçekten Gazze”de sağlık sistemi bitmenin eşiğinde.” diye konuştu.Gazze”deki en önemli ihtiyacın acil gıda ve ilaç ihtiyacı olduğunu vurgulayan Ömer Faruk Aydoğan, “Gazze”ye başta antibiyotik olmak üzere ilaç girişine izin verilmeli.” dedi.Dünyanın farklı noktalarından doktorların Gazze”ye gelmek istediğini aktaran Dr. Aydoğan, İsrail”in, “çok az sayıda doktorun, çok kısa bir süre için” Gazze”ye girişine izni verdiğini aktardı.Dr. Aydoğan, Gazzelilerin tüm saldırılara rağmen hallerine şükretmeyi ihmal etmediğini ve Türkiye”den gelen yardımlardan dolayı çok mutlu oldukların belirten Aydoğan, “Özellikle Türk olduğumuzu duyunca tüm hastalar Recep Tayyip Erdoğan diyor. Onu çok seviyorlar. Cumhurbaşkanı”ndan Gazze”ye daha fazla yardım eli uzatmasını istiyorlar.” ifadelerini kullandı.Gazze”de ilacın yanı sıra ciddi bir gıda krizinin de olduğuna işaret eden Dr. Aydoğan, “Gazze”de insanlar gıdaya ve içme suyuna erişimde zorluk yaşıyorlar.” diye konuştu.- “GAZZE”YE ACİL İLAÇ VE GIDA KORİDORU AÇILMALI”Dr. Aydoğan, Gazze”de salgın hastalık riskinin çok ciddi boyutlarda olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:”Gazze”de geceleri hava soğuyor. Bu hava yetişkinleri değil, ama çocukları çok ciddi etkiliyor. Özellikle yeni doğum yapan kadınlar ve yeni doğan bebekler, bu şartlarda hayatlarını kaybediyor. Gazze”ye acil ilaç ve gıda koridoru açılmalı. Gazze”de ekipman ihtiyacı var. Gazze”de ameliyat yapılan hastalar hemen taburcu olmak zorunda kalıyor çünkü ameliyat sırası bekleyen hastalar var. İnsanlar günde bir öğün yemek bulamıyor, gıda krizi bir sağlık krizine de eviriliyor aynı zamanda. Temiz suya erişim de yok. Bunların hepsi salgın hastalığa yol açabilecek nedenler.”Dr. Aydoğan, İsrail”in kendisine 8 Ocak 2025″e kadar Gazze”de çalışma izni verdiğini sözlerine ekledi.

Source: Www.star.com.tr


Bakan Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Kurtarma 19-20 Römorkörleri Teslim Alma Töreni”ne katıldı

Başkan Erdoğan”dan terörsüz bölge vizyonu: Demir yumruğu devreye almaktan çekinmeyeceğiz

Bakan Fidan”dan France 24 üzerinden mesaj: Bölgesel güç için Türkiye ile birleşmelisiniz

İran”da Türkiye paniği! Suriye sonrası 2. darbe: Afganistan”da işler aleyhlerine döndü

“Diplomatik zafer” diye duyurdular: Türkiye tüm rakiplerini alt etti

12 milyar liralık alacaktan vazgeçildi! Karara ilişkin Bakan Şimşek”ten açıklama

Source: Www.star.com.tr


CHP Genel Başkanı Özel”den yeni yıl mesajı:: İnancımızı, azmimizi ve kararlılığımızı koruyoruz

Özel, yeni yıl dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında 2024 yılını değerlendiren Özel, “Ekonomide kötü gidişin devam ettiği, küçük bir azınlık dışında, milyonlarca yurttaşımızın bile isteye yoksullaştırıldığı, var olan hukuksuzlukların, yenileri eklenerek sürdürüldüğü bir yılı yaşadık. İşçilerin, kadınların, çocukların ve hatta bebeklerin güvende tutulmadığı, 6 Şubat 2023 depremlerinin yaralarının hala sarılmadığı bir yılı geride bıraktık.” görüşünü savundu. Özel, Suriye”de yaşanan gelişmelere işaret ederek, Suriye”de ısrarla dile getirdikleri 4 öncelikleri bulunduğunu hatırlattı. Bunları, “Suriye”nin toprak bütünlüğünün korunması, tüm Suriyelileri temsil edecek, insan haklarına saygılı bir rejimin oluşması, Suriye”de bulunan Türk askerinin güvenliğinin, Türkiye”deki yurttaşların huzuru ve refahının temin edilmesi, Türkiye”deki Suriyelilerin güvenle evlerine dönecekleri bir geri dönüş programının acilen hazırlanması ve uygulanması” olarak sıralayan Özel, iktidarı bu kapsamda adımlar atmaya davet etti. 31 Mart”ta yapılan yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Özel, partinin 47 yıl sonra Türkiye”nin birinci partisi olduğunu, milletin 31 Mart”ta nüfusun yüzde 65″ine, ekonominin yüzde 80″ine karşılık gelen belediyeleri CHP”ye emanet ettiğini belirtti. Özel, “O günden itibaren, önümüze çıkarılan tüm engelleri milletimizle birlikte kararlılıkla aşıyor, hiçbir ayrım yapmadan toplumun tüm kesimlerine hizmet götürüyoruz. Çünkü biz, Türkiye’nin birinci partisi olmanın sorumluluğuyla çalışıyoruz. Kutuplaşmaya karşı beraberliği, kısır kavgalar yerine milletin barışını savunuyoruz.” değerlendirmesini yaptı. Özel, yapılacak ilk seçimlere umutla baktıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Yaşanan tüm güçlüklere, tüm ekonomik zorluklara rağmen asla yılmıyor, yurttaşlarımızın sıkıntılarının çözüleceği bir gelecek için inancımızı, azmimizi ve kararlılığımızı koruyoruz. 2025 yılı, çok daha büyük bir mücadelenin yılı olacaktır. Yeni yılda da Türkiye”nin dört bir yanında halkımızla bir arada olacağız. Türkiye ittifakını meydan meydan büyüteceğiz. Artık Türkiye”de, Avrupa Birliği”ne tam üyelik hedefini yakalayacak, güçlü bir sosyal devleti inşa edecek ve bu ülkenin gencine yaşlısına umut olacak bir iktidarın ayak sesleri duyulmaktadır. Yoksulluğu bitireceğimiz, gelir adaletsizliğini ortadan kaldıracağımız, gençlerimize dünyanın başka ülkelerinde değil güzel ülkemizde hayal kurduracağımız, Cumhuriyet”i yeniden kimsesizlerin kimsesi yapacağımız günler yakındır.” Tüm vatandaşların yeni yılını kutlayan Özel, tüm branşlardan sporculara da daha büyük başarılara imza atacakları bir yıl dileğinde bulundu. Özgür Özel, “Siyasetin, kavga, polemik, gerginlik üretmek yerine halkımızın sorunlarına çözüm üreten bir zeminde tartışılacağı, kavga değil çare üreten siyasetçilerin vatandaşın sorunlarını çözmekte yarışacağı bir yıl temenni ediyorum. Karda, kışta zor koşullarda görev yapan Mehmetçiğimize en içten selamlarımı gönderiyor, bu vatan için canlarını feda eden tüm şehitlerimize bir kez daha Allah”tan rahmet diliyorum.” ifadelerine yer verdi. Erdoğan’dan yeni yıl mesajı: Milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemiz sürecekEkonomi

Source: Dünya Gazetesi


Yeni yıla giren ilk ülke Kiribati oldu

2025 yılına girmek için dünya genelinde geri sayım hızla devam ediyor. Yeni yıla ilk olarak giren ülke coğrafi konumu sebebiyle Kiribati olurken, sıradaki ülke ise Yeni Zelanda olacak.Ayrıntılar geliyor…

Source: Erdem Aksoy


Devlet Bahçeli”den İmralı-DEM görüşmesine ilişkin açıklama

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin 28 Aralık”ta İmralı”da gerçekleştirilen Abdullah Öcalan-DEM görüşmesine ilişkin ne diyeceği merak ediliyordu. Bahçeli, yeni yıl mesajında bu konuya dair ilk açıklamasını yaptı. Devlet Bahçeli”nin açıklaması şu şekilde; Yeni yılın arifesinde en kalbi duygularla, hürmet ve muhabbetle selamlarımı iletiyor, milli varlığımız ve birliğimiz payidar olsun diyorum. Tarihsel değişimlerin hızlandığı, coğrafya temelli hesapların güncellendiği bir yılı geride bırakıyor; yepyeni ümitlerin, düğümü açılmamış beklentilerin, gün yüzü görmemiş gelişmelerin kundağı ve kuluçkası olan taptaze bir yıla giriş yapıyoruz. Takvim yapraklarından kopan her yılın samimi, sağlıklı, sağduyulu, safsatadan uzak ölçüde muhasebe ve mütalaası hiç kuşkusuz geleceğin doğru okunmasında altın bir fırsattır. Önyargıların tasallutuna kapılmadan, hayatın gerçeklerine kapanmadan, politik ve ideolojik dogmaların sinsi davetine kanmadan akli, ahlaki ve ruhi arka plana dayanan sosyal, ekonomik ve siyasal kalkınma vizyonuyla yeni yüzyılı lehimize çevirmemiz mümkündür. Mücadelemiz süper güç Türkiye’nin gerçekleşmesine hizmettir. Yaşanmış ve hıfza emanet edilmiş yılları üst üste biriken hadiseler yığını veya meydana gelmiş hikâyeler mecmuu olarak değil, ders alınması gereken, sonuç çıkartılması icap eden, bununla birlikte önümüzü aydınlatması lazım gelen bir zaman kervanı şeklinde ele almak en makul tercihtir. Ağırlaşan yüklerden kurtulmanın, çağın hızına ayak uydurmanın, değişmez değerlerimize tutunmanın, her anı karmaşık karar vermeyi ve keskin zekayı gerektiren tarihi misyonumuz istikametinde inançla ve irfanla yürümenin haricinde her arayış, her amaç, her arzu çıkmaz sokaktır.2024 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılında ilk eşik, ilk eşref, ilk etaptır. Bu vasfı ve varlığıyla 2024 yılının maşeri vicdan ve milli hafızada mühim ve müstahkem bir mevkie tekabül ettiği her türlü izah ve ifadeden varestedir.Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin tıpkı bir saat kadranı gibi işleyen ve sesi işitilen çarkı önümüzdeki yüzyılın ana çerçevesini ihata etmektedir.Yerimizde saymaya, vakit kaybetmeye, olanla yetinmeye, hayatı ve hadiseleri uzaktan seyretmeye ne halimiz ne de hakkımız vardır.En başta Asya, Afrika ve Ortadoğu olmak üzere; tüm dünyanın zor sınavlardan, zorlu sınamalardan geçtiği tarihi bir kavşakta ülkemizin muazzam bir şuurla kalkışa geçmesi, yoğunlaşan dış basınca karşı iç barış ve kardeşlik kümesini bütünlük içinde tutma gayesi ve gayreti ancak büyük medeniyet ve milletlere has bir meziyet olarak değerlendirilmelidir. Doğası gereğince, hayat ve siyaset geriye değil ileriye doğru akmaktadır. Bu akışı kesmek, değilse bile debisini azaltmak amacıyla yapılan veya yapılması muhtemel olan çoklu provokasyonlara karşı uyanık olmak, her türlü ihtimali gözeterek milli ve manevi ortak paydada kenetlenmek tehlikeleri en az seviyeye indirecek hamle üstünlüğünü ikmal edecektir. İnsan kaderinin göze çarpan müessir ve münhasır özelliklerinden birisi de bugün atılan adımların kendisini nereye götüreceğini bilmemesidir. Kader planımıza koordinat çizen bir başka vaki gerçek de şudur: Ağzımızdan çıkan her söz ebediliğin bir köşesinde erguvan gibi kanamakta ve yankılanmaktadır. Bu nedenle bin ölçüp bir konuştuğumuz sözler bir yanda özümüzün hüneri, diğer yanda da özgüvenimizin hüsnüniyet ve hüküm özeti olmalıdır.Klişelerle beslenen, ezberlerle benimsenen, statükoyla belirginleşen, peşin hükümlerle belgelenen bir hayat ve siyaset sürecinin yeni ufuklara yelken açması, tehlikeleri aşarak güvenli limanlara demir atması görülmüş, duyulmuş, tecrübe edilmiş bir şey değildir.Yeni yüzyılın ana çatısı kutuplaşmayı dışlayıp kucaklaşmayı esas amil kabul eden kaynaşma menşeli yeni bir siyasetle örülmelidir.Kronik ve kemikleşmiş ihtilafları üzerinde uzlaşılmış milli ilkeler temelinde ele almak artık bir mecburiyettir.Yeterince dış düşman varken, yeterince iç huzur ve barış hazinemizi yağmalamak için kuyruğa giren zulüm ve zillet failleri ortadayken, aramızda ve içimizde muhasım odak üretmenin hiçbir sonu olmayacağı gibi sonucu da yoktur.Bu mukadder gerçeği müdrik bir vicdanla ve objektif esaslara bağlı bir görüş derinliğiyle kavramak meselelerin can alıcı noktasına nüfus etmeyi kolaylaştıracak, ülkemize ve milletimize mukayeseli üstünlük kazandıracaktır.Türkiye dar kalıplara, vesayet kapanlarına, taviz ve teslimiyet kabuklarına sığmayacak, sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir.Türkiye Cumhuriyeti, bütün Türk vatandaşlarının şan ve şerefi; istiklal ve istikbal şevketidir.Türk milleti ayrılmayacak, ayrışmayacak, kopmayacak, bölünmeyecek kadar iç içe geçen, aynı zamanda mensubiyet onurunu şuur hisarlarında bayraklaştırmış her insanımızın birbiriyle yekvücut halinde birleşerek can verdiği beşeri bir zirvedir.Hiçbir zırva, hiçbir zırlama, zehir karışımlı hiçbir zıtlık bu zirveyi aşağıya çekemeyecektir.Türk tarihi, Türk kültürü, geçen Türk asırları üzerinde yaşadığımız coğrafyayı vatan yapan kardeşlik kuvvesinin ve kader ortaklığı kudretinin marifetiyle önümüzdeki yüzyıla izi ve iradesi asla silinmeyecek bir mühür vuracaktır.Bu kapsamda herkesin milli ve manevi değerler muhtevasında birleşmesi ve el ele vermesi yalnızca bugünümüzü değil aynı şekilde geleceğimizi de güvenceye kavuşturacaktır.Tarihi bir film şeridine benzer şekilde geri sarmak söz konusu değildir.Ancak tarihin ve coğrafyanın ötelerin ötesinden süzülüp gelen mesajlarına kulak verilmesi, buna müzahir bir gelecek kubbesinin altında toplanılması, ezcümle Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunun hayata geçmesi kaçınılmazdır, bu siyasi ve stratejik yükseliş elbirliğiyle sağlanacaktır.Komşu ülkelerde vasat bulan kırılmalar, yumuşama göstermeyen sert cepheleşmeler, devamlı mesafe alan soğuk ve sıcak çatışmalar, biri biterken diğeri başlayan dış bağlantılı operasyonlar; ortak tarih, inanç ve kültür boyutlarıyla birlikte jeopolitik sarkaç da dikkate alındığında Türkiye’nin her zaviyeden ilgi sahasına girmektedir.Özellikle 27 Kasım 2024 tarihi itibariyle Suriye’de yaşanan seri ve baş döndürücü gelişmeler katil Esad’ın 8 Aralık’ta ülkesini terk etmesiyle yeni bir dönemin miladı olmuştur.Suriye’nin istikrarı, huzuru ve barışçıl siyasi ortamı bölge ülkeleriyle Türkiye’nin ortak yararınadır.Suriye’de provası yapılan ve devamlı tahrik edilen etnik ve mezhep temelli kamplaşmanın ülkemiz ve bölgemiz adına devasa tehditler vaat ettiği de açıktır.Şam’da tezahür eden geçiş hükümetinin ilerleyen aylarda geçici yönetimi kurması, Suriye’de yaşayan her kesimi ve herkesi bir ve eşit telakki etmesi, bu ülkenin derlenip toparlanmasının ana dinamiğini oluşturacaktır.Bölgesel ve küresel çıkar gruplarının, yayılmacı siyaset takip eden vandal emelli ülkelerin Suriye’yi iç savaş şartlarına sürükleme hazırlıklarına tetikte ve teyakkuz halinde duruş göstermek elbette mutlak bir zorunluluktur.Belirlenmiş takvim çerçevesinde demokratik mekanizmaların gecikmeksizin çalıştırılarak Baas kalıntılarının tamamıyla silinmesi, seçimlerin olabilecek en kısa sürede yapılarak meşruiyet sorunlarının çözülmesi temennimizdir.Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğü tartışma kabul etmeyen bir konudur.Üniter Suriye Cumhuriyeti daima Türkiye Cumhuriyeti’nin dost ve kardeş ülkesi olacaktır.İki ülke arasında kurulacak siyasi temaslar ve sahici diyaloglar bölge barış ve istikrarına çok güçlü destek verecektir.Dahası terörizme karşı ortak eylem planı ve ortak direniş kararlılığı iki ülke güvenliğini, karşılıklı yapıcı ve pozitif ilişkiler ağını tahkim ve temin edecektir. “PKK”nın tasfiyesi kaçınılmazdır” Yeni şartlarda, dönüşen konjonktürde, değişen güç dengelerinde, oyun kurucu Türkiye’nin karşısında PKK/YPG terör örgütünün Irak’ın kuzeyiyle birlikte Fırat’ın batısı veya doğusunda tutunması hayaldir ve tasfiyesi kaçınılmazdır.Mücavir topraklardan kaynaklanan terörist emel ve eylemlerinin harekat ve manevra sahası kalmamıştır.Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir.Yurt içinde ve yurt dışında elinde silahla gezen hiçbir caniye ve terör örgütüne müsamaha yoktur.Bu çerçevede Suriye’de teessüs eden geçiş hükümetinin açıklamaları umut ve memnuniyet vericidir.Ne yurt içinde ne de yurt dışında teröre kesinlikle ödün verilmeyecektir.Türkiye Cumhuriyeti terörle mücadelesini dirayet ve cesaretle icra etmektedir, buna da devam edecektir.Geldiğimiz bu aşamada Kürt kardeşlerimiz oynanan kanlı oyunun içyüzünü okumuş, hıyanetin azılı figüranlarını tanımış, emperyalizmin cinayet kampanyasını görmüştür.Bu nedenle bölücü terör örgütünün Kürt kardeşlerimizin iradesine ve istikbaline ipotek koyma teşebbüsü boşa düşmüştür.Türk ile Kürt’ün arasına girmek, fitneye koçbaşılık yapmak, bozgunculuk ve bölücülük dayatmasıyla bin yıllık kardeşliği baltalamaya çalışmak boşuna bir hevestir.Türk milleti bu ihanete boyun eğmeyecektir.Komşu coğrafyalar kaynayıp karışmışken; dahası ülkeler deprem geçirirken Türkiye’nin milli birlik ve kardeşlik hissiyatını çok güçlü şekilde sahiplenmesi hayranlık uyandıran bir hususiyettir.İlkel, iradesiz ve inkarcı anlayışın hastalıklı bir uzvundan ibaret olan bugünkü yamalı ve yaralı muhalefet ne söylerse söylesin, bölücü terörün ülke gündeminden çekip çıkarılmasından korkup çekinen melez ve devşirme sözde milliyetçiler hangi iftiralarla avunursa avunsun, Türkiye iki asırlık ağırlığından kurtuluş için inisiyatif almıştır.Büyük çapta Türk-Kürt kardeşliğiyle inşa ve ihya edilen Türk milleti kimliği yeni yüzyılın demokratik itibarı, haysiyet ve hürriyet timsali olmayı hak etmektedir.Manasız kuşkulara, maksatlı kurcalamalara ve mesnetsiz kuruntulara yer yoktur.Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç hiç yoktur.Olan ve olması gereken milli beka ve gelecek adına muhataplarının aktif, önşartsız, hesapsız, hilesiz, güven veren ve hasbi şekilde devreye girmesidir.Oyalanacak ve israf edilecek vakit kalmamıştır.Türkiye için kader ve karar anı gelmiştir.Ya bir ve beraber kardeşçe yaşayacağız ya da dış dayatmalarla, bölgesel fay hatlarının kırılmasıyla tetiklenen şiddetli bir yıkıma maruz kalacağız.Sabırla, sebatla, anlayışla, hoşgörüyle, milli ilke ve ülkülere sadakatle birlik ve kardeşliğimizi perçinlemenin, pekiştirmenin ve pekleştirmenin tarihi mesuliyeti omuzlarımızdadır. “Hayırlı başlangıcın ivmesi olmuştur” Türk vatanı; üzerinde yaşayan, altında yatan, henüz doğmamış bulunan herkesindir.İmralı ile DEM Parti temsilcileri arasında 28 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen görüşme ve bu görüşmenin genel hatlarıyla medyaya yansıyan bazı bölümleri demokrasiyi, Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten takviye etmekle kalmamış hayırlı bir başlangıcın ivmesi olmuştur.Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı, nihayetinde müspet ve müşahhas sonuçların kademe kademe sahnelenmesi gecikmeksizin ifa ve ilan edilmelidir. 2025, Türk ve Türkiye Yüzyılının ikinci yılıdır. “Ne müzakere ne de mütarekeden söz açılabilecektir” Bu yıl içinde önümüzdeki yüz yılın barış ve huzur temeli ortak iradenin eşgüdümünde kazılacaktır.Ne müzakere ne de mütarekeden söz açılabilecektir; terörsüz ve huzurlu Türkiye’nin müteyakkız doğruluşuyla yeni yüzyılın müjde ve mükafatını ihtiva eden mütemadi manifestosu çok yakında tekemmül edecektir.Sınırlarımızın diğer yakaları krizden krize savrulurken kendi içimizde birbirimizin can suyu olmanın zamanı gelip çatmıştır.Devir Türk Devri, Yüzyıl barış içinde var olacak Türkiye’nindir.2024 yılında uzaya ayak basan Türk astronotunun önümüzdeki dönemlerde sayıları artmalıdır.Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan bir maden işletmesinde yaşanan toprak kaymasında hayatlarını kaybeden işçilerimiz Türk milletinin tamamının yüreğine ateş düşürmüştür.Acılarımızın, kayıplarımızın ve gözyaşlarımızın kimliğini sorgulamak akıl dışılıktır.2024 yılında ilk uçuşunu yapan Milli Muharip Uçağımız Kaan hepimizin, milletimizin tamamının ortak gururudur.Doğumuz üzülürken batımızın sevinmesi diye bir şey hiç görülmemiştir.Türk ve Kürt kardeşliğini hiçbir tuzak ve tertip tahrip edememiş ve edemeyecektir.Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde katledilen Narin yavrumuz, Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde hayattan kopartılan Sıla yavrumuz 2024 yılında hepimizi kahretmiştir.Adımız ve anılarımız acılarımız kadar bir ve aynıdır.Çözümsüzlüğe havale edilip muhasım çevrelerin eline koz olarak geçecek, müteakiben aleyhimize silah gibi kullanılacak hiçbir sorun alanımız olmamalıdır.Milli birlik ve dayanışma hasletimiz Cudi kadar göz alıcı, Toroslar kadar sıralı, Fırat kadar engin, Dicle kadar coşkun, zeybek kadar canlı, bar, horon ve karşılama kadar heyecanlıdır.Türkiye iç çatışma girdabına asla düşmeyecektir.Ortadoğu’nun kaos salgını Türkiye’mize bulaşamayacaktır.Bilakis ve bilahare dostluk ve barış kuşağı etrafımızı kuşatacaktır.2025, Türk ve Türkiye Yüzyılının huzur ve sükûnet sayfasını iyice aralayacak, anlaşmazlık ve uyuşmazlık kilitlerini açan ferah, feragat ve refah sıçramasıyla uçurumları kapatacaktır.Emevi Camii’nde kılınan şükür namazından rahatsız olan, garabet şeklinde şükür namazının kazası olmayacağını söyleyerek dinden diyanetten ne kadar uzak olduğunu gösteren, okunan Fetih Suresi’nden dolayı da bunalıma giren kifayetsiz muhterisler basit ve bayağı tutumlarının bedeli yüksek akıbetine muhakkak katlanacaklardır.2025, Türkiye’nin ve Türk milletinin yılı olacaktır.2025, bin yıllık kardeşliğimizin çelikleştiği, bölünme rüyası görenlerin sukutu hayale uğradığı, bölücü terörün kökünün kazındığı kutlu doğuma sahnelik yapacaktır.1 Ocak 2025’te karşılayacağımız mübarek üç ayların ve bir gün sonra idrak edeceğimiz Regaip Kandilinin nice manevi güzelliklere vesile olması niyazımla birlikte; büyük Türk milletinin, bütün Türk vatandaşlarının, Türk-İslam aleminin, huzur ve barışa susamış insanlığın yeni yılını kutluyorum.Yöresi, kökeni ve anasının dili ne olursa olsun milletimin her evladını hasret, hürmet ve muhabbetle kucaklıyor, en iyi dileklerimi paylaşıyorum.Filistin’de varoluş mücadelesi veren kardeşlerimize Rabbim’den kolaylıklar diliyorum.Vatan ve millet yolunda kara toprağın bağrına giren kahraman şehitlerimize, Gazze ve Lübnan başta olmak üzere soykırıma maruz kalan mazlum din kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler temenni ediyorum.Yeni yılda; yeni Türkiye, yeni yüzyıl ve yeni hayatın muhterem kazanımlarıyla Türk milletinin yeni bir destan yazacağına canı gönülden inanıyorum.

Source: Internet Haber


Bahçeli: Türkiye için karar anı geldi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yıl mesajında, DEM Parti nin İmralı ziyaretine ilişkin, İmralı ile DEM Parti temsilcileri arasında 28 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen görüşme ve bu görüşmenin genel hatlarıyla medyaya yansıyan bazı bölümleri demokrasiyi, Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten takviye etmekle kalmamış hayırlı bir başlangıcın ivmesi olmuştur dedi. Bahçeli, Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı, nihayetinde müspet ve müşahhas sonuçların kademe kademe sahnelenmesi gecikmeksizin ifa ve ilan edilmelidir ifadelerini kullandı. MHP lideri, Bu yıl içinde önümüzdeki yüz yılın barış ve huzur temeli ortak iradenin eşgüdümünde kazılacaktır. Ne müzakere ne de mütarekeden söz açılabilecektir; terörsüz ve huzurlu Türkiye’nin müteyakkız doğruluşuyla yeni yüzyılın müjde ve mükafatını ihtiva eden mütemadi manifestosu çok yakında tekemmül edecektir ifadelerini kullandı. Bahçeli nin açıklamaları şöyle: Yeni yılın arifesinde en kalbi duygularla, hürmet ve muhabbetle selamlarımı iletiyor, milli varlığımız ve birliğimiz payidar olsun diyorum. Tarihsel değişimlerin hızlandığı, coğrafya temelli hesapların güncellendiği bir yılı geride bırakıyor; yepyeni ümitlerin, düğümü açılmamış beklentilerin, gün yüzü görmemiş gelişmelerin kundağı ve kuluçkası olan taptaze bir yıla giriş yapıyoruz. Takvim yapraklarından kopan her yılın samimi, sağlıklı, sağduyulu, safsatadan uzak ölçüde muhasebe ve mütalaası hiç kuşkusuz geleceğin doğru okunmasında altın bir fırsattır. Önyargıların tasallutuna kapılmadan, hayatın gerçeklerine kapanmadan, politik ve ideolojik dogmaların sinsi davetine kanmadan akli, ahlaki ve ruhi arka plana dayanan sosyal, ekonomik ve siyasal kalkınma vizyonuyla yeni yüzyılı lehimize çevirmemiz mümkündür. Mücadelemiz süper güç Türkiye’nin gerçekleşmesine hizmettir. Yaşanmış ve hıfza emanet edilmiş yılları üst üste biriken hadiseler yığını veya meydana gelmiş hikâyeler mecmuu olarak değil, ders alınması gereken, sonuç çıkartılması icap eden, bununla birlikte önümüzü aydınlatması lazım gelen bir zaman kervanı şeklinde ele almak en makul tercihtir. Ağırlaşan yüklerden kurtulmanın, çağın hızına ayak uydurmanın, değişmez değerlerimize tutunmanın, her anı karmaşık karar vermeyi ve keskin zekayı gerektiren tarihi misyonumuz istikametinde inançla ve irfanla yürümenin haricinde her arayış, her amaç, her arzu çıkmaz sokaktır. 2024 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılında ilk eşik, ilk eşref, ilk etaptır. Bu vasfı ve varlığıyla 2024 yılının maşeri vicdan ve milli hafızada mühim ve müstahkem bir mevkie tekabül ettiği her türlü izah ve ifadeden varestedir. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin tıpkı bir saat kadranı gibi işleyen ve sesi işitilen çarkı önümüzdeki yüzyılın ana çerçevesini ihata etmektedir. Yerimizde saymaya, vakit kaybetmeye, olanla yetinmeye, hayatı ve hadiseleri uzaktan seyretmeye ne halimiz ne de hakkımız vardır. En başta Asya, Afrika ve Ortadoğu olmak üzere; tüm dünyanın zor sınavlardan, zorlu sınamalardan geçtiği tarihi bir kavşakta ülkemizin muazzam bir şuurla kalkışa geçmesi, yoğunlaşan dış basınca karşı iç barış ve kardeşlik kümesini bütünlük içinde tutma gayesi ve gayreti ancak büyük medeniyet ve milletlere has bir meziyet olarak değerlendirilmelidir. Doğası gereğince, hayat ve siyaset geriye değil ileriye doğru akmaktadır. Bu akışı kesmek, değilse bile debisini azaltmak amacıyla yapılan veya yapılması muhtemel olan çoklu provokasyonlara karşı uyanık olmak, her türlü ihtimali gözeterek milli ve manevi ortak paydada kenetlenmek tehlikeleri en az seviyeye indirecek hamle üstünlüğünü ikmal edecektir. İnsan kaderinin göze çarpan müessir ve münhasır özelliklerinden birisi de bugün atılan adımların kendisini nereye götüreceğini bilmemesidir. Kader planımıza koordinat çizen bir başka vaki gerçek de şudur: Ağzımızdan çıkan her söz ebediliğin bir köşesinde erguvan gibi kanamakta ve yankılanmaktadır. Bu nedenle bin ölçüp bir konuştuğumuz sözler bir yanda özümüzün hüneri, diğer yanda da özgüvenimizin hüsnüniyet ve hüküm özeti olmalıdır. Klişelerle beslenen, ezberlerle benimsenen, statükoyla belirginleşen, peşin hükümlerle belgelenen bir hayat ve siyaset sürecinin yeni ufuklara yelken açması, tehlikeleri aşarak güvenli limanlara demir atması görülmüş, duyulmuş, tecrübe edilmiş bir şey değildir. Yeni yüzyılın ana çatısı kutuplaşmayı dışlayıp kucaklaşmayı esas amil kabul eden kaynaşma menşeli yeni bir siyasetle örülmelidir. Kronik ve kemikleşmiş ihtilafları üzerinde uzlaşılmış milli ilkeler temelinde ele almak artık bir mecburiyettir. Yeterince dış düşman varken, yeterince iç huzur ve barış hazinemizi yağmalamak için kuyruğa giren zulüm ve zillet failleri ortadayken, aramızda ve içimizde muhasım odak üretmenin hiçbir sonu olmayacağı gibi sonucu da yoktur. Bu mukadder gerçeği müdrik bir vicdanla ve objektif esaslara bağlı bir görüş derinliğiyle kavramak meselelerin can alıcı noktasına nüfus etmeyi kolaylaştıracak, ülkemize ve milletimize mukayeseli üstünlük kazandıracaktır. Türkiye dar kalıplara, vesayet kapanlarına, taviz ve teslimiyet kabuklarına sığmayacak, sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti, bütün Türk vatandaşlarının şan ve şerefi; istiklal ve istikbal şevketidir. Türk milleti ayrılmayacak, ayrışmayacak, kopmayacak, bölünmeyecek kadar iç içe geçen, aynı zamanda mensubiyet onurunu şuur hisarlarında bayraklaştırmış her insanımızın birbiriyle yekvücut halinde birleşerek can verdiği beşeri bir zirvedir. Hiçbir zırva, hiçbir zırlama, zehir karışımlı hiçbir zıtlık bu zirveyi aşağıya çekemeyecektir. Türk tarihi, Türk kültürü, geçen Türk asırları üzerinde yaşadığımız coğrafyayı vatan yapan kardeşlik kuvvesinin ve kader ortaklığı kudretinin marifetiyle önümüzdeki yüzyıla izi ve iradesi asla silinmeyecek bir mühür vuracaktır. Bu kapsamda herkesin milli ve manevi değerler muhtevasında birleşmesi ve el ele vermesi yalnızca bugünümüzü değil aynı şekilde geleceğimizi de güvenceye kavuşturacaktır. Tarihi bir film şeridine benzer şekilde geri sarmak söz konusu değildir. Ancak tarihin ve coğrafyanın ötelerin ötesinden süzülüp gelen mesajlarına kulak verilmesi, buna müzahir bir gelecek kubbesinin altında toplanılması, ezcümle Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunun hayata geçmesi kaçınılmazdır, bu siyasi ve stratejik yükseliş elbirliğiyle sağlanacaktır. Komşu ülkelerde vasat bulan kırılmalar, yumuşama göstermeyen sert cepheleşmeler, devamlı mesafe alan soğuk ve sıcak çatışmalar, biri biterken diğeri başlayan dış bağlantılı operasyonlar; ortak tarih, inanç ve kültür boyutlarıyla birlikte jeopolitik sarkaç da dikkate alındığında Türkiye’nin her zaviyeden ilgi sahasına girmektedir. Özellikle 27 Kasım 2024 tarihi itibariyle Suriye’de yaşanan seri ve baş döndürücü gelişmeler katil Esad’ın 8 Aralık’ta ülkesini terk etmesiyle yeni bir dönemin miladı olmuştur. Suriye’nin istikrarı, huzuru ve barışçıl siyasi ortamı bölge ülkeleriyle Türkiye’nin ortak yararınadır. Suriye’de provası yapılan ve devamlı tahrik edilen etnik ve mezhep temelli kamplaşmanın ülkemiz ve bölgemiz adına devasa tehditler vaat ettiği de açıktır. Şam’da tezahür eden geçiş hükümetinin ilerleyen aylarda geçici yönetimi kurması, Suriye’de yaşayan her kesimi ve herkesi bir ve eşit telakki etmesi, bu ülkenin derlenip toparlanmasının ana dinamiğini oluşturacaktır. Bölgesel ve küresel çıkar gruplarının, yayılmacı siyaset takip eden vandal emelli ülkelerin Suriye’yi iç savaş şartlarına sürükleme hazırlıklarına tetikte ve teyakkuz halinde duruş göstermek elbette mutlak bir zorunluluktur. Belirlenmiş takvim çerçevesinde demokratik mekanizmaların gecikmeksizin çalıştırılarak Baas kalıntılarının tamamıyla silinmesi, seçimlerin olabilecek en kısa sürede yapılarak meşruiyet sorunlarının çözülmesi temennimizdir. Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğü tartışma kabul etmeyen bir konudur. Üniter Suriye Cumhuriyeti daima Türkiye Cumhuriyeti’nin dost ve kardeş ülkesi olacaktır. İki ülke arasında kurulacak siyasi temaslar ve sahici diyaloglar bölge barış ve istikrarına çok güçlü destek verecektir. Dahası terörizme karşı ortak eylem planı ve ortak direniş kararlılığı iki ülke güvenliğini, karşılıklı yapıcı ve pozitif ilişkiler ağını tahkim ve temin edecektir. Yeni şartlarda, dönüşen konjonktürde, değişen güç dengelerinde, oyun kurucu Türkiye’nin karşısında PKK/YPG terör örgütünün Irak’ın kuzeyiyle birlikte Fırat’ın batısı veya doğusunda tutunması hayaldir ve tasfiyesi kaçınılmazdır. Mücavir topraklardan kaynaklanan terörist emel ve eylemlerinin harekat ve manevra sahası kalmamıştır. Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir. Yurt içinde ve yurt dışında elinde silahla gezen hiçbir caniye ve terör örgütüne müsamaha yoktur. Bu çerçevede Suriye’de teessüs eden geçiş hükümetinin açıklamaları umut ve memnuniyet vericidir. Ne yurt içinde ne de yurt dışında teröre kesinlikle ödün verilmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti terörle mücadelesini dirayet ve cesaretle icra etmektedir, buna da devam edecektir. Geldiğimiz bu aşamada Kürt kardeşlerimiz oynanan kanlı oyunun içyüzünü okumuş, hıyanetin azılı figüranlarını tanımış, emperyalizmin cinayet kampanyasını görmüştür. Bu nedenle bölücü terör örgütünün Kürt kardeşlerimizin iradesine ve istikbaline ipotek koyma teşebbüsü boşa düşmüştür. Türk ile Kürt’ün arasına girmek, fitneye koçbaşılık yapmak, bozgunculuk ve bölücülük dayatmasıyla bin yıllık kardeşliği baltalamaya çalışmak boşuna bir hevestir. Türk milleti bu ihanete boyun eğmeyecektir. Komşu coğrafyalar kaynayıp karışmışken; dahası ülkeler deprem geçirirken Türkiye’nin milli birlik ve kardeşlik hissiyatını çok güçlü şekilde sahiplenmesi hayranlık uyandıran bir hususiyettir. İlkel, iradesiz ve inkarcı anlayışın hastalıklı bir uzvundan ibaret olan bugünkü yamalı ve yaralı muhalefet ne söylerse söylesin, bölücü terörün ülke gündeminden çekip çıkarılmasından korkup çekinen melez ve devşirme sözde milliyetçiler hangi iftiralarla avunursa avunsun, Türkiye iki asırlık ağırlığından kurtuluş için inisiyatif almıştır. Büyük çapta Türk-Kürt kardeşliğiyle inşa ve ihya edilen Türk milleti kimliği yeni yüzyılın demokratik itibarı, haysiyet ve hürriyet timsali olmayı hak etmektedir. Manasız kuşkulara, maksatlı kurcalamalara ve mesnetsiz kuruntulara yer yoktur. Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç hiç yoktur. Olan ve olması gereken milli beka ve gelecek adına muhataplarının aktif, önşartsız, hesapsız, hilesiz, güven veren ve hasbi şekilde devreye girmesidir. Oyalanacak ve israf edilecek vakit kalmamıştır. Türkiye için kader ve karar anı gelmiştir. Ya bir ve beraber kardeşçe yaşayacağız ya da dış dayatmalarla, bölgesel fay hatlarının kırılmasıyla tetiklenen şiddetli bir yıkıma maruz kalacağız. Sabırla, sebatla, anlayışla, hoşgörüyle, milli ilke ve ülkülere sadakatle birlik ve kardeşliğimizi perçinlemenin, pekiştirmenin ve pekleştirmenin tarihi mesuliyeti omuzlarımızdadır. Türk vatanı; üzerinde yaşayan, altında yatan, henüz doğmamış bulunan herkesindir. İmralı ile DEM Parti temsilcileri arasında 28 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen görüşme ve bu görüşmenin genel hatlarıyla medyaya yansıyan bazı bölümleri demokrasiyi, Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten takviye etmekle kalmamış hayırlı bir başlangıcın ivmesi olmuştur. Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı, nihayetinde müspet ve müşahhas sonuçların kademe kademe sahnelenmesi gecikmeksizin ifa ve ilan edilmelidir. 2025, Türk ve Türkiye Yüzyılının ikinci yılıdır. Bu yıl içinde önümüzdeki yüz yılın barış ve huzur temeli ortak iradenin eşgüdümünde kazılacaktır. Ne müzakere ne de mütarekeden söz açılabilecektir; terörsüz ve huzurlu Türkiye’nin müteyakkız doğruluşuyla yeni yüzyılın müjde ve mükafatını ihtiva eden mütemadi manifestosu çok yakında tekemmül edecektir. Sınırlarımızın diğer yakaları krizden krize savrulurken kendi içimizde birbirimizin can suyu olmanın zamanı gelip çatmıştır. Devir Türk Devri, Yüzyıl barış içinde var olacak Türkiye’nindir. 2024 yılında uzaya ayak basan Türk astronotunun önümüzdeki dönemlerde sayıları artmalıdır. Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan bir maden işletmesinde yaşanan toprak kaymasında hayatlarını kaybeden işçilerimiz Türk milletinin tamamının yüreğine ateş düşürmüştür. Acılarımızın, kayıplarımızın ve gözyaşlarımızın kimliğini sorgulamak akıl dışılıktır. 2024 yılında ilk uçuşunu yapan Milli Muharip Uçağımız Kaan hepimizin, milletimizin tamamının ortak gururudur. Doğumuz üzülürken batımızın sevinmesi diye bir şey hiç görülmemiştir. Türk ve Kürt kardeşliğini hiçbir tuzak ve tertip tahrip edememiş ve edemeyecektir. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde katledilen Narin yavrumuz, Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde hayattan kopartılan Sıla yavrumuz 2024 yılında hepimizi kahretmiştir. Adımız ve anılarımız acılarımız kadar bir ve aynıdır. Çözümsüzlüğe havale edilip muhasım çevrelerin eline koz olarak geçecek, müteakiben aleyhimize silah gibi kullanılacak hiçbir sorun alanımız olmamalıdır. Milli birlik ve dayanışma hasletimiz Cudi kadar göz alıcı, Toroslar kadar sıralı, Fırat kadar engin, Dicle kadar coşkun, zeybek kadar canlı, bar, horon ve karşılama kadar heyecanlıdır. Türkiye iç çatışma girdabına asla düşmeyecektir. Ortadoğu’nun kaos salgını Türkiye’mize bulaşamayacaktır. Bilakis ve bilahare dostluk ve barış kuşağı etrafımızı kuşatacaktır. 2025, Türk ve Türkiye Yüzyılının huzur ve sükûnet sayfasını iyice aralayacak, anlaşmazlık ve uyuşmazlık kilitlerini açan ferah, feragat ve refah sıçramasıyla uçurumları kapatacaktır. Emevi Camii’nde kılınan şükür namazından rahatsız olan, garabet şeklinde şükür namazının kazası olmayacağını söyleyerek dinden diyanetten ne kadar uzak olduğunu gösteren, okunan Fetih Suresi’nden dolayı da bunalıma giren kifayetsiz muhterisler basit ve bayağı tutumlarının bedeli yüksek akıbetine muhakkak katlanacaklardır. 2025, Türkiye’nin ve Türk milletinin yılı olacaktır. 2025, bin yıllık kardeşliğimizin çelikleştiği, bölünme rüyası görenlerin sukutu hayale uğradığı, bölücü terörün kökünün kazındığı kutlu doğuma sahnelik yapacaktır. 1 Ocak 2025’te karşılayacağımız mübarek üç ayların ve bir gün sonra idrak edeceğimiz Regaip Kandilinin nice manevi güzelliklere vesile olması niyazımla birlikte; büyük Türk milletinin, bütün Türk vatandaşlarının, Türk-İslam aleminin, huzur ve barışa susamış insanlığın yeni yılını kutluyorum. Yöresi, kökeni ve anasının dili ne olursa olsun milletimin her evladını hasret, hürmet ve muhabbetle kucaklıyor, en iyi dileklerimi paylaşıyorum. Filistin’de varoluş mücadelesi veren kardeşlerimize Rabbim’den kolaylıklar diliyorum. Vatan ve millet yolunda kara toprağın bağrına giren kahraman şehitlerimize, Gazze ve Lübnan başta olmak üzere soykırıma maruz kalan mazlum din kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler temenni ediyorum. Yeni yılda; yeni Türkiye, yeni yüzyıl ve yeni hayatın muhterem kazanımlarıyla Türk milletinin yeni bir destan yazacağına canı gönülden inanıyorum. Yeni yılımız hayırlı ve uğurlu olsun diyorum.

Source: Habertürk


Acil iniş yapan uçakta kabin görevlisi hayatını kaybetti

Motor arızası nedeniyle acil iniş yapan yolcu uçağında yaşanan duman olayının ardından bir kabin görevlisi hayatını kaybetti.Bükreş”ten Zürih”e giden Airbus A220-300 tipi uçak, motor arızası sonucu kabinin dumanla dolması üzerine 23 Aralık”ta Avusturya”nın Graz kentine acil iniş yaptı. 74 yolcu ve 5 mürettebatın bulunduğu uçak tahliye edildi, 12 kişi olay yerinde tedavi gördü.Bir kabin görevlisi helikopterle hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alındı, bir diğer görevli de hastaneye kaldırıldı. Bir hafta sonra kabin görevlilerinden biri hayatını kaybetti.Swiss International Air Lines sözcüsü, “Büyük bir üzüntüyle, genç meslektaşımızın Pazartesi günü Graz”daki hastanede hayatını kaybettiğini bildirmek zorundayız” açıklamasını yaptı.Havayolu şirketinin CEO”su Jens Fehlinger, “Değerli meslektaşımızın ölümü bizi derinden sarstı. Swiss adına ailesine en içten başsağlığı dileklerimi iletiyorum” dedi.İlk soruşturmalar, motorlardaki teknik bir arızanın kabin ve kokpitin dumanla dolmasına neden olduğunu gösteriyor. Avusturya savcılığı, olası ihmalkarlık nedeniyle yaralanma konusunda soruşturma başlattı.Swiss”in operasyon müdürü Oliver Buchhofer, “Bu bizim için en üzücü günlerden biri. Swiss ekibimizden bir meslektaşımızı kaybetmek beni perişan etti” dedi ve ilgili makamlarla birlikte olayın nedenlerini araştıracaklarını vurguladı.Bu olay, Güney Kore”de 179 kişinin hayatını kaybettiği uçak kazasının soruşturması devam ederken yaşandı. Pazar günü Muan Uluslararası Havalimanı”nda bir Jeju Air yolcu uçağı piste çakıldıktan sonra beton duvara çarpmış ve 181 kişiden sadece ikisi hayatta kalmıştı.

Source: Abdullah Teymur


Bahçeli: PKK/YPG”nin Irak”ın kuzeyiyle birlikte Fırat”ın batısında tasfiyesi kaçınılmazdır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yıl dolayısıyla yazılı bir mesaj paylaştı. Suriye”deki yeni dönemle ilgili dikkat çeken değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, “PKK/YPG terör örgütünün Irak”ın kuzeyiyle birlikte Fırat”ın batısı veya doğusunda tutunması hayaldir ve tasfiyesi kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı. BAHÇELİ”DEN DİKKAT ÇEKEN MESAJLAR Bahçeli”nin konuyla ilgili açıklaması şu şekilde; “Suriye”nin siyasi ve toprak bütünlüğü tartışma kabul etmeyen bir konudur. Üniter Suriye Cumhuriyeti daima Türkiye Cumhuriyeti”nin dost ve kardeş ülkesi olacaktır. İki ülke arasında kurulacak siyasi temaslar ve sahici diyaloglar bölge barış ve istikrarına çok güçlü destek verecektir.Dahası terörizme karşı ortak eylem planı ve ortak direniş kararlılığı iki ülke güvenliğini, karşılıklı yapıcı ve pozitif ilişkiler ağını tahkim ve temin edecektir. Yeni şartlarda, dönüşen konjonktürde, değişen güç dengelerinde, oyun kurucu Türkiye”nin karşısında PKK/YPG terör örgütünün Irak”ın kuzeyiyle birlikte Fırat”ın batısı veya doğusunda tutunması hayaldir ve tasfiyesi kaçınılmazdır. “SİLAHLAR YA GÖMÜLECEK YA DA SİLAH TUTANLAR GÖMÜLECEKTİR” Mücavir topraklardan kaynaklanan terörist emel ve eylemlerinin harekat ve manevra sahası kalmamıştır. Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir. Yurt içinde ve yurt dışında elinde silahla gezen hiçbir caniye ve terör örgütüne müsamaha yoktur. “TÜRKİYE CUMHURİYETİ TERÖRLE MÜCADELESİNE DEVAM EDECEK” Bu çerçevede Suriye”de teessüs eden geçiş hükümetinin açıklamaları umut ve memnuniyet vericidir. Ne yurt içinde ne de yurt dışında teröre kesinlikle ödün verilmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti terörle mücadelesini dirayet ve cesaretle icra etmektedir, buna da devam edecektir.”

Source: Erdem Aksoy


Bakan Fidan Filistin Başbakanı ile görüştü

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed Mustafa ile bugün (31 Aralık) bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Bakan Fidan, Gazze’de biran önce kalıcı ateşkes sağlanmasının önemine değindi. Batı Şeria’daki durum hakkında bilgi alan Bakan Fidan, Türkiye’nin Filistin’i siyasi ve ekonomik olarak desteklemeye devam edeceğini belirtti.

Source: Habertürk


Gazze Şeridi”nde çadırları sular altında kalan Filistinlilerin yaşam mücadelesi her geçen gün zorlaşıyor

İsrail”in 7 Ekim 2023″te başladığı saldırılardan önce yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi”nde soykırım 15 aydan uzun süredir devam ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, İsrail saldırıları nedeniyle can kaybı ve yaralanmaların yanı sıra Gazze”de her 10 kişiden 9″u yerinden edildi.

Gazze”de yerinden edilen Filistinlilerin büyük kısmı, İsrail saldırılarında oluşan ağır yıkım nedeniyle derme çatma çadırlarda yaşamak zorunda kalıyor. Havaların soğumasıyla da Gazze”deki Filistinlilerin yaşam koşulları daha da zorlaştı.

Gazze Şeridi”nde yerinden edilen ve çadır hayatına mahkum edilen Filistinliler, açlık, susuzluk ve dondurucu soğuk altında yaşam mücadelesi veriyor.

İsrail saldırıları altında ikinci kış mevsimine giren 2 milyon yerinden edilmiş Filistinli, yeni bir insani felaketle karşı karşıya.

Defalarca yerlerinden edilen Gazze halkı, yırtık, sökük ve artık kullanılamaz hale gelen kumaş ve naylon çadırlarda kalıyor. Filistinlilerin kaldığı çadırlar, kış mevsimindeki yağmurlu ve fırtınalı hava nedeniyle sular altında kalıyor.

Kıyafet, yatak ve battaniye gibi temel yaşam gereksinimlerine ulaşamayan Filistinliler, yağmur suları altında kalan çadırlarını ve yakınlarını korumak için gece boyunca uyuyamadıklarını ifade ediyor.

Yağmur suyu altında kalan çadırda engelli oğlunu suyun içinde buldu

Gazze kent merkezinde yer alan Yermuk Stadı”nda kurduğu çadırı yağmur suyu altında kalan Filistinli İyad Ebu Avde, AA muhabirine yaptığı açıklamada pazar gecesinden pazartesi gününe kadar şiddetli yağmur nedeniyle zor anlar yaşadıklarını söyledi.

Ebu Avde, “9 yaşındaki engelli çocuğum İbrahim”i çadırın içine sızan yağmur suyunun altında kalmış şekilde bulduğum anlar çok zordu.” ifadelerini kullandı.

“Her dakika yaşadığımız trajedi çok ağır, yaşam koşullarımızın iyileşmesi için tüm dünyanın müdahale etmesi gerekiyor.” diyen Ebu Avde, kumaş ve naylondan yapılmış çadırlarda yaşamak zorunda kalan göçe zorlanan Filistinliler için bir çözüm bulunmazsa gelecek günlerde gerçek bir felaketin yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Filistinli baba kullanılan çadırların soğuklara karşı korumadığını, yağan yağmurlarda da birkaç kez sular altında kaldığını ifade etti.

Avde, bir buçuk aydan fazla süre önce Gazze”nin kuzey kesimine zorla gönderildiğini ve orada 8 kişilik ailesi için çadır dışında barınak bulamadığını kaydetti.

Soğuk nedeniyle ölüm korkusu

Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesinden zorla yerinden edildikten sonra zor şartlar altında Gazze kentindeki Şati Mülteci Kampı’nda yaşayan Yahya Gabun ve ailesi de derme çatma çadırda hayata tutunanlardan.

Anne İman Gabun, kış ve aşırı soğuklardan korunmak için her türlü seçeneği denediklerini ancak tüm çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi.

Çadırlarının çok kez sular altında kaldığını aktaran Gabun, “Evimizde insan gibi yaşıyorduk. Kışın soğuğundan korunmak ve yağmurdan korunmak için yeterli battaniyemiz vardı ama evde temin ettiğimizi çadırda sağlamak hiçbir zaman mümkün olmuyor.” dedi.

Çadırda henüz bir yaşını doldurmamış Kays isimli bebek dahil olmak üzere 5 kişi yaşadıklarını belirten Gabun, soğuk ve ısıtma ekipmanı eksikliği nedeniyle çadırda trajik koşullar altında yaşadıklarını ve soğuklar nedeniyle ölümle karşı karşıya olduklarını belirtti.

Anne Gabun sözlerini şöyle sürdürdü:

“Soğuk havalarda ve yağmurda en çok korktuğum şey, İsrail saldırılarının gölgesinde dünyaya gelen ve tüm acıları bizimle birlikte yaşayan oğlum Kays. Her an oğluma bakıp onu dikkatle izliyorum, çünkü onun soğuktan ölmesinden ya da biz dikkat etmeden suya batmasından endişe ediyorum.”

Hayır kurumlarının ve yardım kuruluşlarının çabalarının amacına ulaşamadığına işaret eden Gabun, Gazze”nin kuzeyinden gelen yerinden edilmiş insanların yaşamsal ihtiyaçlardan mahrum kaldığını şu an her şeye muhtaç durumda olduğunu vurguladı.

Gabun, uluslararası kurum ve tüm yetkililere daha insani bir yaşam için acilen önlem almaları çağrısında bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Putin”in kayyum atadığı Anadolu Efes”ten açıklama var

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ilginç bir karara imza atarak Anadolu Efes”in Rusya”daki alkollü içecek üretim şirketi AB InBev Efes BV”ye kayyum atadı. HİSSELERİ YÜZDE 10 DÜŞTÜ Şirket geçici olarak “GK Vmeste” adlı bir yapının yönetimine devredilirken kararla birlikte Anadolu Efes”in borsadaki hisseleri yüzde 10 oranında düştü. ANADOLU EFES”TEN KAP”A YAPILAN AÇIKLAMA Anadolu Efes, Rusya”daki varlıklarının geçici süreyle devredilmesine ilişkin bir açıklama yaptı. Şirketten KAP”a yapılan bilgilendirmede, “Bugün, Rusya tarafından, AB InBev ile ortak girişimimizin (JV) Rusya”daki kısmını geçici yönetime devreden bir kararname yayımlanmıştır” denildi. “GEREKLİ TÜM ADIMLAR ATILACAK” Açıklamada, bu durumun ortakları ile birlikte kapsamlı bir şekilde değerlendirileceği ve gerekli tüm adımların atılacağı ifade edildi. Bu gelişme sonrası AFES hisseleri yüzde 9,98 düşüşle 212,80 liradan kapandı. RUSYA”NIN EN BÜYÜK 3 ÜRETİCİSİNDEN BİRİ AB InBev Efes, Rusya”da 11 alkollü içecek fabrikası ve 3 üretim tesisiyle faaliyet gösteren, ülkenin en büyük 3 alkollü içecek üreticisinden biri olarak faaliyet gösteriyor. Şirket, 2018 yılında Türk Anadolu Efes ile Belçikalı AB InBev”in ortak girişimi olarak faaliyete geçti. Kayyum kararıyla, uzun süredir yabancı girişimcilerin kontrol ettiği Rus alkollü içecek sektörünün, bu son büyük aktörünü de yerel denetime alınmış oldu.

Source: Erdem Aksoy