Küresel Politika Gündemi – Barış, Diplomasi ve Çatışmalar

Milyar dolarlık filomuz Karadeniz’de bekliyor

1 MİLYAR DOLARLIK FİLO

Türkiye, enerji bağımsızlığı hedefi doğrultusunda modern bir sondaj filosu oluşturdu. Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han sondaj gemileri ile Barbaros Hayreddin Paşa ve MTA Oruç Reis sismik araştırma gemilerinden oluşan bu filo, toplamda 1 milyar dolarlık bir yatırımın ürünü. Her biri ileri teknolojiyle donatılmış bu gemiler, derin deniz sondajı ve sismik araştırmalar yapabilme kapasitesine sahip.​

DÜNYANIN EN GÜÇLÜLERİ

Özellikle 2021’de satın alınan Abdülhamid Han sondaj gemisi, 238 metre uzunluğu, 42 metre genişliği ve 12 bin.200 metreye kadar (dünyanın en derin Mariana Çukuru 11 bin metre) sondaj yapabilme yeteneğiyle filonun en güçlüsü olarak öne çıkıyor. Fatih sondaj gemisi ise Karadeniz Sakarya havzasında gerçekleştirdiği 540 milyar metreküplük doğalgaz keşfiyle Türkiye’nin enerji tarihinde önemli bir yer edindi.​

RUMLAR 5’İNCİ PARSELDE

Ancak Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 5’inci parselde Amerikan ExxonMobil ve Katar Petroleum ile birlikte Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal eden sondaj faaliyetleri yürüttüğü bir dönemde, Türkiye’nin bu güçlü filosunun hareketsiz kalması dikkat çekti. Filomuzdaki sondaj gemilerinin tamamı Karadeniz’de beklerken, Oruç Reis gemisi ise Somali açıklarına gönderildi. 5’inci parsel Türkiye’nin kıta sahanlığı ile kesişen Mavi Vatan bölgesi.

AB İLE İLİŞKİLERİN ŞARTI

Ayrıca Rumların sondajı, KKTC’nin Ada üzerindeki eşit haklarını da yok sayıyor. İşin en ilginç yanı, AB ile Türkiye arasında Bakan Mehmet Şimşek’in katılımıyla önceki gün Brüksel’de başlayan Ekonomik Diyalog görüşmelerinin 2019’da kesilme nedeninin de, tam olarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yürüttüğü sondaj faaliyetleri olması… 6 yıl sonra görüşmeler yeniden başladı. Ancak Türk filosu, Doğu Akeniz’i tamamen terk etmişti.

HEPSİ SON TEKNOLOJİ

Fatih Sondaj Gemisi: 2017 yılında 154 milyon dolara satın alındı ve 87.5 milyon dolar reaktivasyonla toplam maliyeti 241.5 milyon dolara ulaştı.

Yavuz Sondaj Gemisi: 2018’de 262.5 milyon dolara alındı. 38 milyon dolar reaktivasyon bedeliyle maliyeti 300.5 milyon doları buldu..

Kanuni Sondaj Gemisi: 2020’de açık artırmayla 37.5 milyon dolara alındı ve üzerine yapılan 165 milyon dolarlık masrafla toplam maliyeti 202.5 milyon dolara ulaştı.

Abdülhamid Han Sondaj Gemisi: Kasım 2021’de 180 milyon dolara satın alındı. Dünyanın en teknolojik 5 gemisinden biri.

Barbaros Hayreddin Paşa: 2013’te 130 milyon dolara satın alındı. Gemi, denizin 8 bin metre altındaki jeolojik yapıları inceleyebiliyor ve üç boyutlu sismik veri toplayabiliyor.

MTA Oruç Reis: Türkiye’de 400 milyon liraya inşa edildi. Deniz tabanından itibaren 15 bin metre derinlikteki jeolojik yapıları ayrıntılı görüntüleyebiliyor.

Source: Haber Merkezi


Nobel Barış Ödülü adayı yazardan Hindi dilinde barış psikolojisi

Kitapları 73 dile çevrilen, 101 eserin dünyaca ünlü yazarı ve Nobel Barış Ödülü adayı Akif Manaf’ın, “Barış Psikolojisi” kitabı Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Hollandaca, Yunanca, Arapça ve İspanyolca baskılarından sonra şimdi de Hindi dilinde yayınlandı. Barış psikolojisi üzerine çok boyutlu güçlü analizlerin ve etkili çözüm önerilerinin yer aldığı kitap dünya barışına en çok ihtiyaç duyulan içinde bulunduğumuz süreçlerde raflardaki yerini aldı. Kitap, hem derin teorik bilgilere hem de çok boyutlu pratik deneyimlere dayanıyor. Barış Psikolojisi Kitabına Patna Kitap Festivali’nde Yoğun İlgi Kitap yayınlanır yayınlanmaz Hindistan’ın Bihar eyaletinin başkenti Patna’daki Patna Kitap Festivali’nde okurlarla buluştu. Okurların kitaba ilgisi büyüktü. Tüm dünyada büyük bir okur kitlesi tarafından gün geçtikçe daha da yakından takip edilen yazar, bu kitapta “Barış Psikolojisi” konusunu bütün detaylarıyla, kapsamlı bir biçimde ele alıyor. Hindistan’ın önde gelen yayınevlerinden birisi tarafından yayınlanan kitapta barış olgusu tüm incelikleri ile masaya yatırılıyor. Kitap arka kapaktan: Kazananlar ölülerini kahraman ilan eder, kaybedenler ise birer suçlu. Oysaki savaşta ölenlerin hepsi kucak kucağa yatar toprağın altında. Ruhları ise senelerce savaş alanlarında savaşmaya ve acı çekmeye devam eder. Mantığa aykırı, anlamsız bir safsatadır “barış için savaş” ifadesi. Yaşamak için ölmek, zevk almak için acı çekmek, mutlu olmak için mutsuz olmak ifadeleri ne kadar anlamsızsa “barış için savaş” ifadesi de o kadar anlamsızdır. Günümüzün insanı içsel bir savaş, içsel bir kaos içindedir çünkü tamamıyla yanılsamanın kurbanıdır. Barışa ulaşmak için kişi içsel kaosunu aşmalıdır. Fakat birisi onu teselli ederse ona düşman gibi davranır çünkü teselli, barışa vardırmayan zaman kaybıdır. Şayet insan içerideki savaşta savaşmazsa dışarıda savaşmaya mecbur kalır. Lakin insan içerideki savaşa girer, savaşır, kazanır ve savaşı bitirirse dışarıdaki savaş da biter. İşte barışa ulaşmanın tek yolu budur! Akif Manaf’ın Kitabı Bir Barış Manifestosu Oldu Barış Psikolojisi kitabı Hindi dilindeki baskısının ardından çok yakında Rusça, Japonca, Çince, Korece, İsveççe ve Norveççe dillerinde de yayınlanacak. Yazarın Barış Psikolojisi kitabı okurlar tarafından dünyada bir barış manifestosu olarak ilan edildi ve temel amacı 3. Dünya Savaşı’nın önlenmesi olan Uluslararası Barış Projesi’nin çok önemli bir bileşeni haline geldi. Öte yandan Uluslararası Barış Projesi kapsamında Fransa’da ve Türkiye’de Uluslararası Barış Assosiasyonları kurulmuş olup, sırada İspanya, Almanya ve İtalya olmak üzere diğer ülkelerde de assosiasyonların kurulacağı ve tüm dünyada bir barış ağının kurulması yoluyla 3. Dünya Savaşı’nın önlenmesi kapsamında güçlü bir barış gücünün inşa edileceği de alınan bilgiler arasında. Hindi Dilindeki Barış Psikolojisi Kitabı Birleşmiş Milletler Bihar Ofisine de Ulaştı Dünyadaki okurlar tarafından barış manifestosu olarak belirlenen kitap, Birleşmiş Milletler’in Bihar ofisindeki yetkililere de ulaştı. Yetkililer eserin dünya barışı için önemli bir kitap olduğunu belirterek teşekkürlerini sundular. Diğer yandan, okurlar tarafından organize edilmiş olan ve dünya çapında açılan Uluslararası Barış Assosiasyonları’nın Birleşmiş Milletler ile iletişime geçerek ortak projeler üretecekleri de edinilen bilgiler arasında yer alıyor. Barış Konusunda Gerçek Bir Başucu Kitabı Günümüzün en sıra dışı yazarlarından olan ve kişisel gelişim okurlarının tüm dünyada yakından takip ettiği Manaf, kitaplarında farkındalığı artıran keskin analizler ile öne çıkıyor. Barış, Yaratıcılık, Aşk, Zekâ, Başarı, Mutluluk, Değişim, İnsan, Devrim, Hırs, Şöhret, Siyaset, Ahlak, Merhamet, Aydınlanma, Bilinç, Anlayış, Zihin, Bilgelik, Yol, Duygu, Masumiyet, Kuşku, Merak, Kahkaha, Fanatizm, Beden ve İnanç gibi insana dair hemen her konuda 101 eseri bulunan yazar, şaşırtıcı bir sadelik ve akıcı bir anlatımla her kesime hitap ediyor. Tüm kitapseverler yazarın 101 kitabına ilişkin paylaşımları, yazarın kitaplarına özgü farklı dillerdeki sosyal medya hesapları üzerinden de takip edebiliyor. Barış konusundaki doyurucu anlatımıyla, tek solukta okunacak gerçek bir başucu kitabı olan bu kitap okuyucunun kafasındaki tüm sorulara yanıt bulmasını sağlıyor.

Source: Internet Haber


Erbil’e deniz getiriyorlar

Rams Global bölgede Pavilion by Rams adıyla resmen yeni bir şehir kuruyor. Yeni bir şehir diyorum, çünkü deniz getiriyorlar Erbil’e… 2 milyon metrekarelik alanda inşa edilen şehre Zap’tan su geliyor. Hatta su transferinde 40 kilometre tamamlanmış. Tüm transfer bitince yapay göleti olan yepyeni bir Erbil göreceğiz. O suyun kenarında bine yakın villa, AVM, spor salonu, hastane, okul ve bilim merkezi de kurulacak. Ben haberi Rams Global CEO’su Faruk Bülbül ile Burak Özçivit’in fotoğrafını görünce öğrendim.Özçivit, Rams’in tüm dünyadaki projelerinde yeni yüzü olmuş. Hatta bugün ilk kez Erbil’e gidip bölge basınının karşısına çıkacak ve projeyi anlatacak.O bölgeler için doğru tercih tabii ki Burak Özçivit. Oralarda tıpkı Avrupa’daki Can Yaman gibi ilgi görüyor çünkü.Yarın öbür gün haberi çıkacaktır “Burak Özçivit’ten milyonluk anlaşma” vesaire diye. İlk kez çok umursamayacağım.Çünkü bir Türk markasını daha görünür ve bilinir yapmak benim için çok geçerli ve mantıklı bir nedendir. Belki önümüzdeki günlerde Erbil’e gidip yerinde incelerim projeyi, belli mi olur…Bahis kadar tehlikeliSosyal medyada gezerken karşıma sürekli aynı reklam çıkıyor. “İlişki adamları bizi tercih ediyor, bitmeyen libido” başlıklarıyla üstelik. Ürün ise bir hap. Bir firma yazmış ki; “En yakın ecza deposundan gönderilecektir.” Neden? Çünkü eczaneler satmıyor o ürünü!Birkaç isimle de anlaşmışlar. Onlardan biri de eski futbolcu Ümit Karan… Adam almış eline hapı, reklamını yapıyor. “Gol deyince aklınıza ben mi geliyorum? Benim de aklıma bu vitamin geliyor” diyor.Yahu yasa dışı bahis bizim en büyük problemlerimizden biriyken bu problem değil mi sizce? Bu resmen insan hayatıyla oynamak.Ben o firmanın internet sitesini de araştırdım. Bağcılar’da bir adres vermişler. Ne olduğu belli değil yani. Kusura bakmayın ama bu tarz ürünlerin reklamını yapanların da yasa dışı bahis reklamı yapıyormuş muamelesi görmesi şart.İlla yarın öbür gün birinin başına bir şey gelince mi harekete geçeceğiz?Dakika hesabı yapmayınHep sonradan ders alıyoruz. Maalesef böyle yaşamaya da devam ediyoruz. Ferhat Göçer çok güzel bir açıklama yaptı Volkan Konak’ın hayatını kaybetmesinden sonra. “Üzgünüm ve kızgınım. Kalabalık organizasyonlarda ambulans ve kalp krizine anında müdahale edecek bir CPR ekibinin olması gerekiyor” dedi.Göçer bu açıklamayı yapıyorsa demek ki orada öyle bir ekip yoktu. Halk konserlerinde görüyoruz, bulunuyor bir acil durum ekibi. Ama otellerin ve eğlence mekânlarının birçoğunda görmüyorum ben o ekipleri. Eminim birileri çıkıp “Amaaan şimdi ona ne masraf edeceğiz” diyordur. Vallahi diyordur, hiç şaşırmayın.KKTC Sağlık Bakanlığı da açıklama yapıp “Ekiplerimiz bilmem kaç dakikada otele varış yapmıştır” dedi. Yahu olay o değil ki!Olay orada olmaları, orada hazır bulunmaları!İsterse 5 dakikada gelsin banane. Burada saniyelerin önemi var. O yüzden dakika tartışması yapmayı bir kenara bırakıp, böyle etkinliklerde ekip hazır bulundurmayı şart koşmak lazım.Gerçi giden gitti, çok da kıymetli biri gitti ama belki bundan sonra düzelir bir şeyler.

Source: Orkun Ün


Türkiye’nin barış şemsiyesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara ziyareti sırasında ıslanmasın diye Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye şemsiye tutması, şemsiyenin Türkiye’nin barış diplomasisinin sembolü haline getirdi.

Zelenskiy’i karşılama fotoğrafı, medyada gündem oldu; şemsiye üzerinden dünya sistemi ve Türkiye’nin bağımsız dış politikası tartışılmaktadır.

Her şeyden önce belirtmeliyim ki Erdoğan’ın Zelenskiy’i şemsiyeyle karşılama fotoğrafı ilk ve tek değil.. Erdoğan’ın daha önce çekilmiş, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile de şemsiyeli karşılama (13 Mar 2015) fotoğrafı var..

Bir de Endonezya Devlet Başkanı Prabowo Subianto’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı havalimanında karşılarken (12 Şubat 2025) çekilmiş, Erdoğan’ın Subianto’ya şemsiye tutması var.. Mutlaka başka fotoğraflar da vardır. Araştırmak lazım.

Uluslararası ilişkilerde şemsiyeyi fenomen haline getirmeye bu üç fotoğraf bile yeter. Peki şemsiyenin anlam ve önemi var mı? Elbette var. Bu fotoğraflar, Türkiye’nin barış şemsiyesi ile sembolleşen dış politikasına gönderme yapmaktadır.

Zelenski’nin Ankara ziyaretinin zamanlaması kritikti. Washington, Ukrayna-Rusya savaşını bitirmek amacıyla Riyad’da yapılacak görüşmeye Zelenski’yi de davet etmişti;

ABD ve Rusya, yeni dönemin Almanya’sı olan Ukrayna’yı paylaşırken bir takım dayatmalarla susturacakları Zelenski, Riyad’a değil, Ankara’ya geldi. Çünkü Ukrayna, ABD ile AB ülkelerine itimat edip yerle bir oldu; yeni bir arayışa geçti..

Riyad’da ABD ve Rusya dışişleri bakanları, barış masasının kurulması gerektiğini konuşuyordu. Washington ve Moskova, savaşın ana nedeninin Ukrayna’nın NATO üyeliği olduğu gerçeğinden hareketle savaşa son vermeye çalışıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce de birçok kez “Ukrayna NATO üyeliğini hak etti” açıklaması yapmıştı.

Zelenski’nin “Herkes Putin’in savaşa dönmeyeceğine eminse, madem savaşı bitiriyorsak, neden biz Ukrayna’ya kuvvetlerin yerleşmesinden çekinelim. Bu nedenle güçlü ordulara sahip güçlü ülkelerin, Türkiye de dahil, güvenlik garantilerinin bu boyutunu da sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuştuk” (Hürriyet, 19.2.2025) sözleri Ankara’nın oyun kuruculuğunu ifade ediyordu. Muhalefet Zelenski’nin açıklamasında uluslararası barış gücü anlamında kullandığı “kuvvetler” kelimesinin “Türk ordusu” anlamına geldiği yorumunu yaparak eleştirdi. “Zelenski’nin Erdoğan’dan asker talebi”nde bulunduğunu savundular (Cumhuriyet, 25.2.2025). Oysa Zelenski’nin Ankara ziyareti, ABD Başkanı Donald Trump’ın Zelenski’yi bütün dünyanın gözleri önünde Beyaz Saray’dan kovulmasıyla neticelenen görüşmeden bir hafta önceydi.

Fotoğrafın bütününe bakınca olay anlaşılırdı: ABD Suriye işgalinde, Irak’taki Avrupalı koalisyon güçlerinin desteğini alamadı, yalnız kaldı. Doğu Akdeniz’e inme hayali kuran Rusya, iki kıyı şehrinde üs kurma karşılığında ABD işgaline destek verdi. Baştan Kırım’ı işgal ederek Ukrayna’nın Karadeniz’e kıyısı olan şehirlerini topraklarına katmaya başladı. ABD ve AB ülkeleri, Ukrayna’ya silah desteğinde bulundu ve NATO’ya alma sözü verdi. Ne var ki belli bir silah desteğinden sonra ABD Ukrayna’yı Rusya’yla bölüşme planını devreye aldı. Destek olarak verdiği silahlara karşılık Ukrayna’dan değerli madenlerini istedi. NATO artık ABD’nin silah pazarlama şirketiydi; terör, işgal ve savaşlar da pazarlama stratejisi.

Beyaz Saray davetinde Zelenski Trump’la İngiltere ve Fransa’nın politik ağzıyla konuşunca; ev sahibini oldukça öfkelendirdi. Oysa Trump göreve geldiğinden beri ABD’nin menfaatlerinden başka hiçbir şey düşünmüyor ve konuşmuyordu.

Üstelik o, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le sağlıklı ilişkiler kurmanın en büyük rakibi Çin’i yalnızlaştıracağını ve bunun kısa ve uzun vadede ABD lehine olacağını değerlendiriyordu. Trump’ın aksine AB ve İngiltere kendilerine en büyük tehdit olarak Rusya’yı görüyordu. İşte bu noktada ABD ile AB’nin politikaları ayrışıyor, araları gittikçe açılıyordu. ABD ile arası açılan İngiltere ve AB ülkeleri güvenlik arayışına girdi.

Türkiye, Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Afrika’da yürütülen bu ölümcül rekabette barış diplomasisiyle dengeler kurarak bağımsız davranıyor; Türkiye’nin şemsiyesi sözkonusu barış diplomasisinin sembolü olmuştur artık.

Genel olarak Asya’da İslam ülkelerini ve Türki cumhuriyetleri şemsiyesi altına toplamaya çalışan, Rusya ve İran’la belli oranda denge politikası yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD-AB çelişmesinden yararlanmaya çalışıyor.

Ülkemiz ve devlet adamlarımız, Ukrayna, Afganistan, İran, Irak, Libya, Suriye ve Filistin”de emniyet, barış ve adalet diplomasisi yürütmeseydi, dünya güçleri bu ülkeleri çoktan aralarında paylaşmış olacaklardı. Türkiye, mazlum ve mağdur ülkeleri barış diplomasisiyle şemsiyesi altında toplayıp koruyor. ABD, işgal faturalarını ödemeye yanaşmayınca Afganistan, Irak, Suriye, Libya devlet başkanlarını da Beyaz Saray’dan kovabilir..

Mustafa Yürekli / Haber7

Source: Mustafa Y


Türkiye ve dünya gündemi

1- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi Gençlik Forumu tarafından Özbekistan”da düzenlenecek “Türk Dünyasının Yükselen Yıldızı Olarak Gençlik: Ortak Mirasımız, Ortak Geleceğimiz” temalı konferansa katılacak.

(Hive) (Fotoğraflı-Görüntülü)

DÜNYA DİPLOMASİ

1- İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne yönelik saldırılara yeniden başlamasına ilişkin gelişmeler izleniyor.

(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)

1- Trendyol Süper Lig”in 30. haftasına Çaykur Rizespor-Net Global Sivasspor, RAMS Başakşehir-TÜMOSAN Konyaspor ve Onvo Antalyaspor-Reeder Samsunspor müsabakalarıyla devam edilecek.

(Rize/13.30/İstanbul/16.00/Antalya/19.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Trendyol 1. Lig”in 32. haftası, Manisa FK-Emre Gökdemir İnşaat Ankara Keçiörengücü, Sakaryaspor-Adanaspor, Ahlatcı Çorum FK-Esenler Erokspor ve Solwie Energy Fatih Karagümrük-Erzurumspor FK maçlarıyla sürecek.

(Manisa/13.30/Sakarya/16.00/Çorum/İstanbul/19.00) (Fotoğraflı)

3- Nesine 2. Lig”in 30. haftası, Beyaz Grup”ta oynanacak bir maçla başlayacak.

4- Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi”nin 24. haftasına Fenerbahçe Beko-Türk Telekom, Semt77 Yalovaspor-Galatasaray, Manisa Basket Divissa-Bahçeşehir Koleji ve Bursaspor Yörsan-Beşiktaş Fibabanka maçlarıyla devam edilecek.

(İstanbul/13.00/Yalova/15.30/Manisa/18.00/Bursa/20.30) (Fotoğraflı)

5- 2025 Kadınlar AXA Sigorta Kupa Voley Dörtlü Final organizasyonu, Halkapınar Spor Salonu”nda final maçıyla tamamlanacak, finalde Fenerbahçe Medicana ile Eczacıbaşı Dynavit karşılaşacak.

(İzmir/16.00) (Fotoğraflı)

6- Vodafone Sultanlar Ligi play-off 7-8″incilik serisi ilk maçında Aydın Büyükşehir Belediyespor, Kuzeyboru”yu konuk edecek.

(Aydın/15.00) (Fotoğraflı)

7- SMS Grup Efeler Ligi play-off 5-8″incilik etabı ilk maçları oynanacak, Spor Toto-Altekma ve Halkbank-On Hotels Alanya Belediyespor müsabakaları yapılacak.

(Ankara/13.30/19.30) (Fotoğraflı)

8- Hentbol Erkekler Süper Lig”de normal sezonun 22. ve son haftasına Rize Belediyespor-Nilüfer Belediyespor ve İzmir Büyükşehir Belediyespor-DEPSAŞ Enerji As maçlarıyla devam edilecek.

(Rize/16.00/İzmir/18.30) (Fotoğraflı)

9- Formula 1 Dünya Şampiyonası”nın 2025 sezonu üçüncü ayağı Japonya Grand Prix”sinde sıralama turları yapılacak.

(Suzuka/09.00) (Fotoğraflı)

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İngiltere”de gündem olan iddia! Türk berberlere soruşturma! Peş peşe baskınlar

Türk berberlere ilişkin ortaya atılan iddialar İngiliz medyasında geniş yer buldu.İngiltere”de son dönemlerde ana caddelerde açılan fakat sürekli boş olduğu halde yüklü kazanç bildiren berberler mercek altına alındı. Sadece geçen yıl 750’den fazla dükkan açıldı. Berber dükkanlarının sayısının 20 binlere dayandığı tahmin ediliyor.NTV”de yer alan habere göre, Ulusal Suç Ajansı İçişleri Bakanlığı ile koordineli olarak kimi yeni dükkanları izlemneye aldı. Koltuk sayıları ve doluluk oranları gözlenerek bildirilen kazançla eşleştirildi. Sürekli boş olduğu halde yüksek kazanç bildirenler tek tek tespit ediliyor.Ülke genelinde yapılan baskınlarda çok sayıda kişi gözaltına alınırken on binlerce sterlin nakit paraya el koyuldu. Bazı berber dükkânlarının uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirleri aklamak ve kaçak göçmenlere iş sağlamak amacıyla kullanıldığı değerlendiriliyor.TÜRK BERBERLER RAHATSIZTürk berberlerine ilişkin ortaya atılan iddialar ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda. Uzun yıllardır Birleşik Krallık’ta bu işi yapan berberler kendilerinin kötü niyetli olanlardan ayırt edilmesini istiyor.İngiltere”de berberlik yapan Taşkın Hamit, “Rahatsız eder tabi istemeyiz böyle şeyler duymak. Biz böyle değiliz. Çoğu da böyle değil. Bu sadece berberlerden değil her sanattan olabilir.” sözleriyle tepki gösterdi.

Source: Mehmet Küçükkahveci


Netanyahu, Trump”a teşekkür etmek için ABD”ye gidiyor! Görüşme tarihi belli oldu

Soykırımcı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki Pazartesi günü Washington’a gitmesi bekleniyor. Ziyaret, Netanyahu’nun Trump yönetimiyle son dönemde ivme kazanan ilişkileri derinleştirme ve özellikle savunma iş birliği alanında ilerleme kaydedilen adımlar için doğrudan teşekkür etme amacı taşıdığı yönündeki değerlendirmeleri beraberinde getirdi. Axios’un konuya yakın dört kaynağa dayandırdığı haberine göre, Netanyahu’nun ziyareti planlandığı gibi gerçekleşirse, kendisi Trump ile yüz yüze görüşen ilk yabancı lider olacak. Görüşmede iki ülke arasındaki gümrük tarifeleri, silah sevkiyatları ve bölgesel güvenlik konularının gündeme gelmesi bekleniyor. #r-1106566# GÖRÜŞMENİN GÜNDEMİNDE TİCARET VE GÜVENLİK VAR Netanyahu ile Trump arasındaki görüşmenin, iki ülke arasındaki gümrük tarifelerinin gevşetilmesi ve ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi konularına odaklanması bekleniyor. ABD yönetimi, son dönemde İsrail ile olan stratejik ortaklığı ticaret alanına da taşıyarak yeni bir serbest ticaret hattı oluşturma hedefi güdüyor. Bunun yanı sıra görüşmede İran’ın bölgedeki etkisi, Gazze”deki durum ve İsrail”in iç güvenlik politikaları da ele alınması muhtemel başlıklar arasında yer alıyor. TRUMP YÖNETİMİNDEN TARTIŞMALI SİLAH SATIŞI Netanyahu’nun ziyaretinden kısa süre önce, Trump yönetimi dikkat çeken bir silah sevkiyatına da onay verdi. İsrail’e 20.000’den fazla ABD yapımı saldırı tüfeği satışı, Biden yönetiminin güvenlik endişeleri nedeniyle askıya aldığı bir karardı. Ancak Trump bu süreci tersine çevirerek sevkiyatı hızlandırdı. Silahların, özellikle Batı Şeria’da faaliyet gösteren yerleşimciler tarafından kullanılabileceği endişesi nedeniyle daha önce durdurulan satışın yeniden gündeme gelmesi, Washington’da tartışma getirdi. Uzmanlara göre Netanyahu’nun Beyaz Saray ziyareti, hem iç politikada hem de uluslararası alanda “güçlü bir ortaklık mesajı” verme amacı taşıyor. İsrail”de yargı reformu protestoları ve siyasi gerilimler sürerken, Trump ile vereceği ortak görüntünün Netanyahu’ya siyasi destek sağlayacağı değerlendiriliyor.

Source: Muzeyyen Bıyık


Galatasaray”da fırtına gibi esen Victor Osimhen, Avrupa devlerini peşine taktı

Sezon başında İtalya ekibi Napoli”den kiralanan Victor Osimhen, Galatasaray”da oynadığı 32 maçta 28 gol, 5 asist yaparak tüm dikkatleri yeniden üzerine çekmesini bildi. Nijeryalı forvet, harika performansıyla şimdiden yaz transfer döneminin en çok konuşulan ismi olacağını kanıtlamış oldu. 26 yaşındaki golcünün serbest kalır maddesi 75 milyon euro… Sarı-Kırmızılılar, Victor Osimhen”le yola devam etmeyi çok istiyor. Transferin maddi yükünü sponsorlarla çözmeyi planlayan Sarı-Kırmızılılar, başarılı oyuncunun Nisan ayı içerisinde kariyeri ile ilgili vereceği kararı bekliyor. Osimhen”in İngiltere, İspanya, İtalya, Fransa ve Suudi Arabistan”dan talipleri var. Nijeryalı oyuncu ile Galatasaray”ın dışında Manchester United, Arsenal, Chelsea, Paris Saint Germain, Barcelona, Juventus ve S.Arabistan ekibi Al Hilal ilgileniyor.AL HİLAL”E SICAK BAKMIYORAncak deneyimli isim kariyerine Suudi Arabistan”da devam etmek istemiyor. Manchester United, transferi takasla çözmeyi planlıyor. Ancak İtalyan ekibi Napoli takas seçeneğe sıcak bakmıyor. Maddi sıkıntılar içerisinde olan Barcelona ise Victor Osimhen”i kadrosuna katmak için sponsor arayışlarını sürdürüyor.

Source: Www.star.com.tr


Trump”ın vergi hamlesi ve İsrail”in saldırganlığı

Trump “Kurtuluş Günü” dedi, küresel ticaret savaşı başladı. Akıllarda tek bir soru var, Amerika bu hamlesiyle çöküş dönemini terse çevirebilecek mi yoksa süreci hızlandıracak mı?

DÜNYADA TEK KUTUPLU DÜZEN KALDI MI?

Amerika, Trump yönetiminde kendi kabuğuna çekilme kararı aldı. Sermayeye içeride ihtiyaç duyuyor. Çünkü iç ve dış borcunu dengeleyebilecek gayrisafi milli hasılaya sahip değil. Tehlike çanları çaldığı için majör adımlar atarak durumu kontrol altında tutmak istiyorlar.

Amerika”da Trump”ın seçimi kazanmasından kısa süre önce BRICS oldukça popülerleşmiş, Dünyanın dört bir yanında Amerikan dolarından uzaklaşma eğilimi hissedilmişti. 5 Kasım 2024 tarihinden sonra BRICS ile ilgili haberler azaldı, gündem değişti. Trump koltuğa geçmesiyle dolar karşıtı atılabilecek tüm adımlara meydan okudu. Gösterilen sert tepkinin sebebi dolaşımdaki anapara olan doların değişme tehlikesiydi.

Trump vergi hamlesiyle, Amerikan mallarının iç piyasadaki tercih edilebilirliğini arttırmayı hedefliyor. Amerika”ya ihracat yapan firmaların da üretimi Amerika”ya ya da Amerika”nın düşük vergiye tabi tuttuğu ülkelere kaydırması gündemde.

Şu an yaşadıklarımız, son birkaç ayda gördüklerimizle birleşince, seçim kampanyasında sıklıkla savaş karşıtı bir imaj çizen ve “Savaşları bitireceğim” söylemini satan Trump ve ekibinin, neden NATO harcamalarının artmasını istediğini de ortaya çıkarıyor. Trump yönetimindeki Amerika”nın tek derdi para ve insanların hayatını kaybetmesi onlar için hiçbir anlam taşımıyor. Marco Rubio başta olmak üzere Amerikan yetkililerin dünyaya verdiği tek bir mesaj var. “Savaşacaksanız savaşın ancak silahları bizden satın alın”

ABD TÜRKİYE”Yİ ÇİN”E ALTERNATİF Mİ GÖRÜYOR?

Washington”ın Türkiye”ye atamayı düşündüğü büyükelçi Tom Barrack, Türkiye”nin önemine daha önce sıklıkla atıfta bulunmuş bir isim. Çin ile devam ettirilen rekabette Türkiye”nin yeni bir baharat yolu ve enerji merkezi olabileceğine inanıyor. Amerika, Türkiye”ye “Çin”in İpek yolu yerine bizim Baharat Yolumuzu seç” teklifinde bulunuyor.

Belki de Türkiye”nin yüzde 10″luk dilim içerisinde yer almasının bir sebebi de bu. Üretimin Çin”den Türkiye”ye kayması isteniyor. Avrupa”nın enerji anlamında Rusya”ya değil de Türkiye üzerinden Körfez”e, Türk Dünyasına bağlanması isteniyor.

Yine de şunu unutmamak gerek. Avrupa Birliği ve Çin, Amerika”nın adımına karşı kendilerini koruyacak planları hayata geçireceklerdir. Çin, Türkiye”yi yanında görmek istese de Avrupa”nın mümkün oldukça Türkiyesiz planlar peşinde olduğunu unutmamalıyız.

İSRAİL”DE TÜRKİYE ENDİŞESİ!

Gazze”de gördüklerimiz, Amerika”nın İsrail”e desteği konusunda bizleri çeşitli düşüncelere sevk edebilir. Bu desteğin temelini evanjelist ve siyonist ortaklık üzerine kurabiliriz. Bu desteğin ismine Yahudi lobisinin etkisi altındaki Amerikan bürokrasisi diyebiliriz. Küreselcilerin yönlendirmesi, Amerikan derin devleti veyahut başka isimler bulabiliriz. Ancak bu ortaklığa biraz daha etraflıca bakmaya çalışalım.

Yukarıda zikrettiklerimizle paralel şekilde, değer odağına parayı koymuş bir Amerikan yönetiminin İsrail”e verdiği koşulsuz desteğin arkasında Doğu Akdeniz”deki enerji potansiyeline konma arzusu olduğunu da dile getirebiliriz.

Amerika”da Trump”ın gelişiyle tüm kadrolar değişmiş değil. Örneğin Suriye konusunda Dışişleri Bakanlığı”nın İsrail”e yaklaşımı ile Pentagon”un yaklaşımı birbiriyle tıpatıp örtüşmüyor. CENTCOM Komutanı Kurilla İsrailliler ile masaya oturup Hama”yı, Humus”u Dera”yı, Şam”ı nasıl bombalayacaklarını konuşabiliyor. Ancak bir diğer yandan Tel Aviv Washington”dan “Suriye”de Türkiye”ye önlem alın” çağrısı yaptığında istediği karşılığı bulamıyor.

Diğer taraftan, İngiliz gazetesi Economist çıkıyor, “İsrail farklı ülkelere yönelik saldırılarıyla sonunu hazırlıyor” diyor. Netanyahu”ya yakın isimler yolsuzluktan içeri alınıyor, Netanyahu İç İstihbarat Direktörüne güvenemediğini söyleyip görevden almak istiyor hem yargı hem Cumhurbaşkanı hem muhalefet hem halk karşı çıkıyor. Bakıyoruz, koalisyon ortakları Netanyahu”nun bir gün yanında bir gün değil. Tel Aviv”de işler karman çorman anlayacağınız. Suni bir düşman oluşturmadan Başbakanlık koltuğunda duramayacak bir Netanyahu gerçeği var ortada.

Tüm bunları birleştirince Suriye”de elbette hırçın şekilde saldırıya geçen bir İsrail görüyoruz. Tehdit ediyorlar Türkiye”yi, Bombalıyorlar Suriye”yi.. Ancak bu sefer de İsrail cumhurbaşkanı danışmanı çıkıyor uyarıyor gözü dönmüş Netanyahu ve avanesini “Türkiye İran”a benzemez” diye.

TÜRKİYE DOĞRU ZAMANDA DOĞRU HAMLEYİ YAPMAKTA MAHİR!

Sahada işler Türkiye”nin lehine ilerlemeye devam ediyor. Bu saldırganlıktan çıkarılacak sonuç bu. Hava saldırıları endişenin, çaresizliğin göstergesi. Tişrin barajı kavgası bitti. PKK-YPG Şam yönetimine verdiği sözleri istemeye istemeye tutmak zorunda kaldı. Örgütün alıkoyduğu Suriyeliler bir bir serbest kalıyor. Türkiye ile Suriye birbirine daha çok yaklaşıyor. Askeri işbirliğini önleyebilecek güce sahip değil İsrail.

Bu nedenle de sadece saldırı düzenlemekle kalmıyorlar. Suriye”de İran-Türkiye üzerinden mezhepçilik kavgası büyütmeye çalışıyorlar. Güney Kıbrıs”ta, Atina”da Türk-Rum kavgasının peşindeler. Ankara istikametini bozmadan emin adımlarla tam bağımsızlık hedefine ilerlerken, aslına bakarsanız ne Tel Aviv”den ne Atina”dan ne de Tahran”dan gelen açıklamalara takılıyor. Üç beş ay kadar önce Şam”dan gelen açıklamalara takılmadığı gibi..

Economist”in bir başka kapağına atıfta bulunarak sözlerimizi tamamlayalım. Trump”ın MAGA mottosunu konu edinen İngiliz gazetesi, Beyaz Saray”ın yeni hamleleriyle Çin”i dünyada en büyük hale getireceğini ileri sürdü.

Belki de Amerika”nın planları ters teper. Belki de tüm gücünü Amerika”dan alan İsrail bugün kana buladığı coğrafya da yarın yalnız kalır..

H. Akif Küçükal / Haber7

Source: Akif K


Trump’tan Husilere sert mesaj: Bir daha asla batıramayacaklar

ABD Başkanı Donald Trump, Yemendeki Husilere yönelik saldırının görüntülerini paylaştı.

Trump görüntüler ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Buradaki Husiler saldırı talimatları almak için toplanmıştı. Ancak, bu Husiler tarafından bir saldırı yapılamayacak. Bir daha asla gemilerimizi batıramayacaklar” ifadelerini kullandı.

Source:


KKTC”de başörtüsü yasakçıları CHP”nin izinde! “Sokak” kararı aldılar

HABER7 KKTC’de devlete bağlı okullarda başörtüsü yasağının tavizsiz şekilde uygulanmasını isteyen sendikalar sokağa inme kararı aldı.CHP’nin Türkiye’de öncülük ettiği sokak eylemlerine paralel olarak alınan kararda Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve diğer yasakçı kuruluşların protesto düzenleyeceği duyuruldu.KTOEÖS ile birlikte 40’a yakın başörtüsü yasakçısı STK’nın katılımıyla 8 Nisan Salı günü Lefkoşa’da yürüyüş düzenleneceği belirtildi.Yasakçı KTOEÖS’ten yapılan açıklamada, “Laik eğitimi ve laik toplum yapımızı yok sayan, eğitim sistemini ve toplumsal değerleri göz ardı eden anlayışa karşı sokağa inerek sesimizi yükseltecek, dur diyeceğiz” ifadelerine yer verildi.KTOEÖS Başkanı Selma Eylem “Anayasa, Milli Eğitim Yasası, Atatürk ilke ve devrimleri ve bunlara bağlı hazırlanan tüzükleri, laik eğitimi, laik toplum yapısını yok sayanlara, Kıbrıs Türk toplumunun iradesine siyasi dayatma yapanlara hep birlikte sokağa inerek, sesimizi yükselteceğiz” diye konuştu.CUMHURBAŞKANI NOKTAYI KOYDU: BAŞÖRTÜSÜ ŞAHSİ TERCİH, YASAKÇI YAKLAŞIM YANLIŞKKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise yaptığı açıklamada, öğrencilerin başörtüsü takmasının şahsi bir tercih olduğunu belirterek, kimsenin dışlanmaması gerektiğini söyledi. Hükümetin başörtüsü konusunda gerekeni yapacağını kaydeden Tatar, Başbakan Üstel ve Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu’nun meseleye makul bir çözüm getireceğine inanç belirtti. Oğretmen sendikalarının,bir öğrenciyi başörtüsü nedeniyle okula almamasının çok yanlış bir yaklaşım olduğunu ifade eden Tatar,şunları kaydetti:“Öğrenciyi okula başörtüsü nedeniyle almamak yasal olarak bir hak mıdır? Bunu konuşan yok. Sonuç olarak söz konusu öğrencinin ötekileştirilmemesi lazım. Bu ülkede dini inancı olan da var, olmayan da var; camiye giden de var, gitmeyen de var. Bunlar kişinin kendi tercihidir.” ______________ÖĞRENCİYİ OKULA ALMADILAR, ZORLA BAŞINI AÇTIRDILARKKTC’de İrsen Küçük Ortaokulu ve Bekir Paşa Lisesi’nde başörtüsüyle okula gelmek isteyen öğrenciler engellenmişti. Öğretmen sendikaları başörtülü öğrencilerin olduğu sınıflarda dersleri durdurma grevleri başlatmıştı. Başörtülü öğrencilerin olduğu sınıflarda sınavlar dahi engellenmişti. Tepkilerin ardından KKTC Bakanlar Kurulu, “Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları İçinde ve Dışında Uyulacak Kurallar ve Disiplin Tüzüğü” yayımlayarak isteyen öğrencilere yalnızca bone üzerine bandana yerleştirerek başını örtebilme hakkı tanındı. Yasakçı sendikalar buna da itiraz edince MEB tüzüğü geri çekti.Bekir Paşa Lisesi”nde başörtülü öğrencinin zorla başı açtırıldı.İrsen Küçük Ortaokulu’nda ise başörtülü öğrenci okula alınmadı.Yasakçı öğretmenler öğrenciyi ve ailesini okul kapısından geri çevirdi.Başörtülü öğrenciyi okula sokmayan sendikacılar, devlet yetkilisini de kapıdan kovdu. İrsen Küçük Ortaokulu’nu ziyaret eden Milli Eğitim Bakanlığı Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürü Yusuf İnanıroğlu, okulda konuşlanan bir grup öğretmen ve sendika yetkilisi tarafından içeri alınmadı.Başörtüsü yasakçısı Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, devlet yetkilisi Yusuf İnanıroğlu’na hadsiz sözler sarf ederek, “Ne dediniz siz? ‘Okullara bırakıldı bu’ dediniz. Okul kendi kuralını koydu. Şimdi ne arıyorsun burada? Bu okulun ita amiri siz değilsiniz. Bu okulun ita amiri bellidir. Kuralını da koymuştur.” dedi.Okulun sahibi edasıyla ahkam kesmeye devam eden KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, başörtülü öğrenci H.İ.’nin anne ve babasını “Çocuğu istismar ediyorsunuz” diyerek suçlamaya kalktı. Yasakçı Gökçebel, “Ben senin camine bira şişesiyle girmem. Burası da okul.” şeklinde tuhaf sözler sarf etti.BAŞÖRTÜSÜ YASAKÇILARI AYNI ZAMANDA TÜRKİYE KARŞITIBaşörtüsü yasakçılığını dayatan KTOEÖS Başkanı Selma Eylem’in yer aldığı programda İngiltere’nin Kıbrıs işgali övülürken, Kıbrıs Türkleri’ni ölümden kurtaran Türkiye’nin kendilerini “yok ettiği” hezeyanı öne sürüldü.KTOEÖS Başkanı Selma Eylem’i konuk eden Federal Kıbrıs Hareketi Sözcüsü Ahmet Ertaç “11. Köy” isimli Youtube yayınında şunları söyledi:“İngiliz’in kolonisiydik bir zamanlar. Ama yok etmedi bizi İngiliz. Geleneklerimizi ortadna kaldırmadı. Ha belki okullara ingiliz bayrağı çektirdi ama yok etmedi bizi. Eskile hala daha İngiliz’in terbitesinden, hukukundan bahseder. Türkiye 1974’ten sonra bu ülkede ekonomiyi ve siyasi iradeyi ele geçirdikten sonra toplumu yok etmiştir.”TARİHE GEÇECEK GARABET: BAŞÖRTÜSÜ RUM KESİMİ”NDE SERBEST KKTC”DE YASAKKKTC”deki başörtüsü yasaklarına sert tepki gösteren Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Prof. Dr. Erhan Arıklı, Rum tarafının uygulamasını hatırlatarak şu garabete vurgu yapmıştı:”Karşımızda Kıbrıs Türkü adına konuştuklarını iddia eden, sayıları az da olsa sesleri çok çıkan, azgın ve ırkçı bir grup var. Bu azgın-ırkçı grup, bizden farklı bir ses duyduklarında ya geldiğimiz yere dönmemizi ya da Arabistan’a gitmemizi öneriyorlar. Bizi hala daha eşit vatandaş olarak göremeyen bu kişilere neremizle güleceğimizi şaşırdık.Bunlara tek bir sorum var; Uğruna öldüğünüz federasyon mümkün olsaydı, Güney Kıbrıs’la birleşip AB’ye girilseydi, başörtüsüne yine karşı çıkacak mıydınız? Düşünün, Hristiyan AB’de ve Güney Kıbrıs’ta başörtüsü serbest. Müslüman Kuzey Kıbrıs’ta yasak. Bizdeki laikliğin sınırlarını evrensel ilkeler değil, ırkçı-solcu ama aynı zamanda da faşist zihniyetli sendikalar belirliyor.Güney Kıbrıs’ta Rum okul müdürü, başörtülü kız öğrenciye zulmettiği için görevden alınıyor. Bakan, kız öğrenci ve ailesinden özür diliyor. Bizde ise sendikalar, iki kız öğrenciyi bahane edip greve gidiyor, binlerce çocuğun eğitim hakkını engelliyor. Bu azgın, ırkçı ve faşist zihniyete yazıklar olsun!”

Source: Faruk Arslan