Erdoğan, Suriye ve PKK konusunda hangi mesajları verdi
Erdoğan konuşmasına, Fetih suresini okuyarak başladı. Önce Arapça aslını okudu sonra “Biz sana doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsan eyledik” diyerek Türkçe mealini verdi.FETİHÇİ DEĞİLErdoğan, Fetih suresini okudu ama fetihçi bir havası yoktu. Fetihçi bir dille konuşmadı. Tam aksine, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasından, Esed rejiminin çökmesinden dolayı şükretti. Yani fetihçi değil, şükreden bir havada konuştu.ZAFERİN MİMARI SURİYE HALKI“Muhteşem bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemali hürmetle selamlıyorum. Zaferleri hayırlı mübarek olsun. 13 yıllık kıyamın 12 günde zaferle taçlanması, tek başına muhteşem bir başarıdır. Bu başarının sahibi de önce Allah, sonra da Suriyeli kardeşlerimizdir” dedi.Erdoğan, Suriyeli mülteciler konusunda seçimi kaybetme riski olmasına rağmen bir milim geri adım atmadı. Dik durdu. “Zalimin karşısında mazlumun yanında duracağız dedik ve bunu gerçekleştirdik” dedi. Bugün övünmek onun hakkı. Ama o tam tersine bu başarının mimarının Suriye halkı olduğunu söyledi. AYLAN BEBEĞİN CANSIZ BEDENİEsed yıkıldı. Esed’i ne yıktı biliyor musunuz? Ege denizinin sahillerine vuran Aylan bebeğin cansız bedeni yıktı. Cumhurbaşkanı konuşmasının bir bölümünde Suriye’de yaşanan iç savaşa ilişkin bir video izletti. Aylan bebeğin cansız bedeni sahilde duruyordu. Çok büyük acılar yaşandı. Videoda birilerinin Esed’cilik yaptığı, Suriyeli mültecileri göndermek için kampanyalar yaptıkları sırada Erdoğan’ın konuşmasından bölümler yer alıyordu. Hatırlatılması iyi olmuş. Bugün hamaset nutukları atmak kolay. Erdoğan ilk gün ne söylediyse bugün de aynı şeyi söylüyor. Tarih onu haklı çıkardı.TÜRKİYE’NİN ROLÜ27 Kasım’da başlayıp 8 Aralık’ta biten zaferde Türkiye’nin rolü ne oldu? Bunu bir gün tarih yazacak. Trump, “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde” dedi. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, harekât boyunca daha fazla kan dökülmemesi, çatışmaların başka yerlere sıçramaması için gerekli müdahalelerde bulunmuştur” demekle yetindi.ESED YOKTarihin hızlı aktığı bir dönemdeyiz. Bundan önceki grup toplantısında Erdoğan, Esed’e görüşme teklifini yinelemişti. Esed cevap verme gereği bile duymamıştı. Bugün Esed yok. Esed Moskova’ya kaçtığında, “Sen liderlik yapamadın. Muhalefetle görüşmedin. Erdoğan’ın uzattığı eli sıkmadın” diye azarlanmış. Erdoğan, “Esed korkağı, cibilliyetine yaraşır şekilde, en yakınındakileri bile satarak, Suriye’den kaçmıştır” dedi.MÜJDELER DEVAM EDECEKCumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ekim tarihli grup toplantısında, “İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacaktır” demişti. Bu müjdelere dikkat çeken bir yazı yazmıştım. Sosyal medya trolleri onu başka yerlere çekti ama bugün görüyoruz ki bu müjde adım adım gerçekleşiyor.PKK-YPG’NİN GELECEĞİCumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının her satırını dikkatli bir şekilde analiz etmekte yarar var. Çünkü Erdoğan Suriye’nin geleceğine ilişkin önemli noktalara değindi.Bunun başında PKK-YPG’nin geleceği geliyor. Erdoğan, “Bölücü caniler ya kendileri silahlara veda edecekler ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar örmeye çalışan terör örgütünü ortadan kaldıracağız. Terör örgütü ve destekçilerinin nasıl bir hesabı varsa, elbette bizim de bir hesabımız var” dedi.BÜYÜK PLANPKK-YPG için artık geriye sayım başladı. Büyük bir plan yürütülüyor. PKK sadece Suriye’de değil, Türkiye’de de tasfiye olacak. Ya silah bırakacaklar ya kendilerini tasfiye edecekler ya da silah bıraktırılıp, tasfiye edilecekler. Dar kafalılar anlamadı ama Bahçeli’nin çağrısının altında da Suriye’deki gelişmelerin merkezinde de bu yer alıyor.SURİYE’NİN İNŞASISuriye’de karanlık bir dönem kapandı yeni bir dönem başladı. Baas rejiminin yıkılması kadar önemli olan bir şey var, yeni Suriye’nin inşası. Suriye’nin inşası için uluslararası bir yardım fonunun oluşturulması gerekiyor. Türkiye bu konuda öncülük edecek. Erdoğan, başta Arap ülkeleri olmak üzere bu konuda dünyaya çağrı yaptı. “Birleşmiş Milletler raporlarına göre Suriye’de Esed zulmünün ve savaşın bıraktığı yıkımın toplam maliyeti 500 milyar dolara yaklaşıyor. Uluslararası toplumun desteği olmadan, savaş yorgunu Suriye’nin böyle bir yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Arap ve İslam aleminin Suriye’nin yeniden inşasına liderlik etmesi, diğer ülkelere de örnek olması gerekiyor. Suriyeli kardeşlerimizi 13 yıl nasıl yalnız bırakmadıysak, bundan sonra da tüm kapasitemizle yanlarında olacağız” diye konuştu.SURİYE LİDERİNE DESTEKYeni Suriye’nin lideri Ahmet eş Şera devrimcilikten devlet adamlığına geçişte şaşırtıcı bir performans gösteriyor. Devlet adamlığı kumaşı olduğu ortaya çıktı. Erdoğan da Ahmet eş Şera’nın bu yönünü takdir etti. “Yeni yönetimin lideri Sayın Ahmet eş Şera’nın süreci çok iyi idare ettiğini, verdiği ılımlı ve yapıcı mesajlarla takdir topladığını görüyoruz. Enerjiden ulaştırmaya, şehircilikten eğitim ve sağlığa, güvenlikten ticarete kadar ihtiyaç duydukları her alanda Suriye’ye destek vereceğiz. Suriye’nin kendini toparlaması, kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, devletin yeniden temel görevlerini yapabilir hale gelmesi için yeni yönetime katkı sunacağız. Toprak bütünlüğüne yönelik saldırılar karşısında da Türkiye olarak tavizsiz duruşumuzu muhafaza edeceğiz” diye konuştu.DEAŞ’LA MÜCADELETrump’ın belirttiği gibi DEAŞ’ı Obama ve Hillary Clinton kurdu. ABD derin devleti PKK’ya uydu bir devlet kurdurmak için DEAŞ diye bir gerekçe üretti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ konusunda önemli bir noktaya parmak bastı. “DEAŞ, sadece batılı ülkeler için değil, Suriye için de Irak için de bizim için de yok edilmesi gereken bir tehdit kaynağıdır. Bu vahşi yapıyla göğüs göğse çarpışan tek NATO müttefiki, Türkiye’dir. Dolayısıyla bu konuda hiç kimse bize ders veremez, bunun üzerinden bize sınır çizemez” dedi.SURİYELİ MÜLTECİLERİN GERİ DÖNÜŞÜSuriye’de huzur ve güven inşa edildikçe Suriyeli mültecilerin geri dönüşü hızlanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte politikamız şu olacaktır. Dönmek isteyene yardımcı olacağız; ama kimseyi zorla göndermeyeceğiz. Türkiye’nin ekonomik, akademik, bilimsel ve ticari hayatına katkı yapan kardeşlerimizden kalmak isteyenlere de kapımızı kapatmayacağız” diye konuştu.
Source: Abdulkadir Selvi̇
Suriye olayı biraz da muhalefet yüzünden iktidara yarıyor
Suriye olayının iktidara sağladığı moral üstünlük, çok da hırpalanmış değil.*Suriye olayının iktidara moral üstünlük sağlamasının üç temel nedeni var:*- BİR: Türkiye’nin Suriye’de baş oyuncu olduğunun dünyada kabul görmesi. Bu hükümete büyük prestij sağlıyor.*- İKİ: Türkiye’nin Suriye sınırındaki güvenlik kaygılarını giderme ihtimalinin kuvvetlenmesi. Halk, bunu heyecanla karşılıyor.*- ÜÇ: Muhalefetin Suriye konusunda ne yapacağını bilememesi. Bu da iktidara müthiş bir avantaj sağlıyor.*Gelin, muhalefetin Suriye konusunda iktidara sağladığı avantajı biraz daha açalım:*Muhalefet, şu ana kadar Suriye konusunda öfkeli bir ergen gibi davrandı.HTŞ ile görüşmeyen kalmadı. ABD’sinden Birleşmiş Milletler’ine, İngiltere’sinden İtalya’sına, Fransa’sından Almanya’sına bütün ülkeler Ahmet Şara’yla görüşmek için kuyruğa girmiş durumda.Bizim muhalefet hala “HTŞ bir terör örgütüdür” diye tutturuyor da tutturuyor.*Ciddiye alınacak, kayda değer bulunacak, göz dolduracak nitelikte bir itiraz çıkmıyor muhalefetten. Yılmaz Özdil’in bu zamana kadar kendilerine gram fayda sağlamamış laf ebeliklerinin gram ötesine geçemiyorlar.- İtiraz ediyorlar. Ama ettikleri itirazın altı boş.- Karşı çıkıyorlar. Ama karşı çıkışlarını gerekçelendiremiyorlar.- Öfkeli bir halleri var. Ama neden öfkeli olduğunu açıklayamıyorlar.*Sağlam bir itiraz yolu bulsalar, ikna edici bir karşı çıkış ortaya koysalar… İktidarın işi bu kadar kolay olmaz.Bunu başaramadıkları için “Türkiye çok başarılı ama muhalefet mızıkçılık yapıyor” algısına hizmet etmiş oluyorlar.*Kısacası halkın gözünde iktidarın Suriye politikasının daha da muteber hale gelmesinin bir nedeni de muhalefetin sergilediği bu eşi benzeri görülmemiş çapsızlıktır.ASGARİ ÜCRETENFLASYONİST ortamda… Geçim sıkıntısının devam ettiği şu dönemde. Çalışanların müthiş zorlandığı şu zamanda…Asgari ücret rakamı, hiç de tatmin edici değil.*Popülist politikalara itiraz eden en makul iktisatçılar bile 25 bin rakamını telaffuz etmişlerken…Asgari ücretin bunun bile altında kalmasına itirazım var.ZORLAMA OYTUNCOVID ilk belirdiğinde “Türklerde öyle bir gen var ki COVID Türklere işlemez” falan türü unutulmaz bir saçmalamaya imza atmıştı Oytun isimli akademisyen.*Şimdi de çıkmış…“Asgari ücret 50 olsa onu da harcar insanlar, 100 olsa onu da harcarlar. Fakir tip hayat, en sağlıklı hayattır. Kuru fasulye de protein, et de protein. Mütevazılığı öğrenmemiz gerekiyor” demiş.*Zorlama istersen Oytun.Saçmalamada zirveyi yakalamıştın.Onu geçmen imkânsız.KALABALIK YALNIZLIK… OH MİS!YALNIZLIK hiç de kötü bir şey değildir.*Telefonun gerekli gereksiz çalmaz. / Maruz kaldığın angaryalar azalır. / Kitaplarına, dizilerine gömülecek muazzam zamanların olur. / Kendinle bol bol baş başa kalırsın. / Günlük ritüellerinin bozulma riski azalır. / Seçilmezsin, seçersin. / İstediğin müziği bangırdatırsın. / Özgürce yaşarsın bilumum mahcup zevklerini. / Fazla patırtı çıkmaz etrafında.*“Kalabalık yalnızlık”, 2024’ün en fazla kullanılan kavramı seçilmiş. “Ah ki ah! Kalabalıkta yalnız kaldık komşular. Ah ki ah!” falan diye dövünen dövünene.*Yalnızlık hiç de kötü bir şey değildir: Kalabalıkta da! Tenhada da!BİRİLERİNİN HASRETLE BEKLEDİĞİ HABERSURİYE için kâbus senaryoları yazmaya meraklı dostlarım, geçen gün telefonuma mesaj yağdırdılar.Bir haberi paylaşıyorlardı benimle, “Bak, Suriye’de işler nasıl da karışmaya başladı” der gibi.*Gönderdikleri haber şuydu:*“Flaş. Flaş. Flaş. Suriye’de Noel ağacı gerginliği! Ahmet Şara, azınlıkları koruma sözü verirken Suriye’de Hıristiyanların kurduğu Noel ağacı ateşe verildi. Yüzlerce Hıristiyan, ellerinde haçlarla ayaklandı.”*Anladım ki…Suriye’deki gelişmeler nedeniyle bir süredir öfkeli, gergin, mutsuz olan dostlarıma ilaç gibi gelmiş bu haber.*Fakat çok geçmeden olayın ayrıntıları belli oldu. Dünkü Hürriyet’te yer alan haberi okuyalım:*“Suriye’nin Hama kendi yakınlarında kurulan Noel ağacının Suriyeli olmayan aşırıcı bir muhalif grup tarafından ateşe verilmesinin ardından HTŞ yönetimi, duruma müdahale etti. Bölgeye gelen bir HTŞ’li yetkili, Hıristiyan din adamlarıyla birlikte ağacın yeniden ışıklandırılacağı sözünü verdi ve dikilen haçı havaya kaldırdı.”*Durun! Bitmedi.Suriye’den kâbus haberleri bekleyenleri öfkeden çıldırtacak bir haber daha var.Onu da dünkü Hürriyet’ten aktarıyorum:*“Suriye’deki yeni hükümet, Katolik Noeli’ni resmi tatil ilan etti. Ülkedeki hükümet daireleri 25 ve 26 Aralık’ta kapalı olacak.”EKONOMİ MUHALEFETE NASIL YARAR“EKONOMİ bozulursa muhalefet kazanır” tezi, artık eskisi kadar popüler bir tez değil.*Yakın geçmişte şunu gördük ki:Muhalefet, iktidara geldiğinde ekonomiyi düzelteceğine dair umut vermezse…Ekonomideki sorunlar da iktidarı yerle bir etmiyor.*Yani muhalefetin ekonomideki sorunlara bakıp “bu bizim işimize yarar” diye hayal kurmamasında yarar var.
Source: Ahmet Hakan
Panama Kanalı”nı yeniden ABD”ye isteyen Trump Panama büyükçeçisi adayını açıkladı
ABD”nin seçilmiş başkanı Trump, Truth Social adlı sosyal paylaşım platformundan yaptığı açıklamada, başkanlığı döneminde görev yapacak Panama Büyükelçisi adayını duyurdu. Panama Kanalı üzerinden ABD”nin çok yüksek ödeme yaptığını ve kanalın ABD”ye geri verilmesi gerektiğini savunan Trump, Panama Büyükelçiliği görevine Cabrera”yı aday gösterdi. Trump”ın Florida”daki seçim ekibinde de görev yapan Cabrera, Miami-Dade Kent Komiseri olarak görev yapıyordu. Panama Kanalı tartışması Trump, 22 Aralık”ta Panama”yı, Panama Kanalı”nın kullanımı için aşırı yüksek ücret istemekle suçlamış, kanalın düzgün şekilde yönetilmemesi durumunda ABD”ye geri verilmesini talep edeceklerini söylemişti. Eski ABD Başkanı Jimmy Carter”ın, kanalın yönetimini Panama”ya devretmesini “hata” olarak tanımlayan Trump, kanalın “başkalarının yararına değil” iki ülke arasındaki işbirliğinin simgesi olarak Panama”ya verildiğini kaydetmişti. Panama Devlet Başkanı Mulino ise Trump”a yanıt olarak, “Vatandaşlarım, başkan olarak şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, Panama Kanalı ve ona bağlı tüm alanlar, her metrekaresiyle Panama”ya aittir. Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama”ya ait ve öyle kalacak.” ifadelerini kullanmıştı.
Source: Internet Haber
Trump”tan alaycı Noel mesajı! Panamalılar çok kızacak
ABD”nin seçilmiş başkanı Trump, Truth Social adlı sosyal paylaşım platformundan Noel ile ilgili alaycı ifadeler içeren mesaj yayımladı.Trump, mesajında, “Herkese, özellikle de Panama Kanalı”nı severek ama yasa dışı bir şekilde işleten Çin”in harika askerlerine mutlu Noeller.” ifadesini kullandı.ABD”nin 110 yıl önce Panama Kanalı”nın inşasında 38 bin insanını kaybettiğini ve her yıl kanalın onarımı için milyarlarca dolar harcadığını, buna karşın kanalla ilgili söz hakkının olmadığını savunan Trump, bunu değiştirmenin zamanının geldiğini belirtti.Trump ayrıca, Kanada”nın ABD”nin 51. eyaleti olması gerektiği yönündeki önceki açıklamalarını yineledi ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau için yeniden “vali” ifadesini kullandı.Donald Trump”ın açıklamalarına, Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino”nun yanı sıra Panamalılar da sokaklara inerek tepki göstermişti.TRUMP, PANAMA BÜYÜKELÇİSİ ADAYINI AÇIKLADIPanama Kanalı”nın yeniden ABD”ye verilmesini talep edebileceğini söyleyerek tartışmalara neden olan seçilmiş başkan Donald Trump, ABD”nin Panama Büyükelçisi adaylığına Kevin Marino Cabrera”yı gösterdi.ABD”nin seçilmiş başkanı Trump, Truth Social adlı sosyal paylaşım platformundan yaptığı açıklamada, başkanlığı döneminde görev yapacak Panama Büyükelçisi adayını duyurdu.Panama Kanalı üzerinden ABD”nin çok yüksek ödeme yaptığını ve kanalın ABD”ye geri verilmesi gerektiğini savunan Trump, Panama Büyükelçiliği görevine Cabrera”yı aday gösterdi.Trump”ın Florida”daki seçim ekibinde de görev yapan Cabrera, Miami-Dade Kent Komiseri olarak görev yapıyordu.- PANAMA KANALI TARTIŞMASITrump, 22 Aralık”ta Panama”yı, Panama Kanalı”nın kullanımı için aşırı yüksek ücret istemekle suçlamış, kanalın düzgün şekilde yönetilmemesi durumunda ABD”ye geri verilmesini talep edeceklerini söylemişti.Eski ABD Başkanı Jimmy Carter”ın, kanalın yönetimini Panama”ya devretmesini “hata” olarak tanımlayan Trump, kanalın “başkalarının yararına değil” iki ülke arasındaki işbirliğinin simgesi olarak Panama”ya verildiğini kaydetmişti.Panama Devlet Başkanı Mulino ise Trump”a yanıt olarak, “Vatandaşlarım, başkan olarak şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, Panama Kanalı ve ona bağlı tüm alanlar, her metrekaresiyle Panama”ya aittir. Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama”ya ait ve öyle kalacak.” ifadelerini kullanmıştı.
Source: Www.star.com.tr
Fadime Özkan yazdı: Şam”ı özgür gördük şad olduk!
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün TBMM AK Parti Grubuna hitaben tarihi öneme sahip, mesajlarla örülü çok güçlü bir konuşma yaptı. Konuşmanın çerçevesi ve içeriği kadar taşıdığı duygu da güçlü ve etkiliydi. Samimiydi çünkü.Retoriğin gücünden bahsetmiyorum sadece. Her bir başlık hakikatle bağı dolayısıyla isabetle erişti gönüllere ve zihinlere.Nitekim peş peşe meydana gelen üzücü kazalara, 2025 bütçesine, asgari ücrete, Cumhur İttifakının ahengine ve muhalefet eleştirilerine yer verdiği kısımları çıkarırsak konuşmanın hemen hemen tamamını Suriye zaferine ve bundan sonraki sürece ayırmıştı Cumhurbaşkanı.KÜRSÜDE FETİH SURESİSözlerine “13 yıllık mücadelenin ardından muhteşem ve muazzam bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemal-i hürmetle selamlıyorum” diye başlayan Erdoğan ardından Fetih Suresi”nin ilk ayetlerini okudu.Ve şükretti: “Suriyeli mazlumlarla birlikte milletimizi de bu şanlı zaferin sevincine ortak eden Rabbimize hamdüsenalar ediyorum. Bizleri bugünlere eriştiren, Suriye”nin özgürlüğe kavuştuğunu bizlere dünya gözüyle gösteren Rabb”imize şükürler olsun”.ANKARA”DAN ARAPLARA ÇAĞRIErdoğan”ın -bilhassa son aylarda- her sözü, her hamlesi küresel manada en fazla takip edilen lider olduğuna şüphe yok.Batı dünyası gibi İslam dünyası da dikkatle izliyor onu. Kuran-ı Kerim”den yaptığı alıntıların, merhamet ve adalet, muhacir ve ensar kavramlarına yaptığı atıfların asıl karşılığı Müslüman kamuoyunda var çünkü.Tam da bu yüzden Suriye”nin yeniden ayağa kalkması için gerekli olan 500 milyar doların temini konusunda Arap ülkelerinin uluslararası topluma liderlik etmesini istedi Cumhurbaşkanı.KALICI BİR REFAH VE FELAH İÇİNAnkara bu çağrısını sadece dini referanslara dayandırmıyor. Rasyonel bir okumayla muhatap ülkelere “kalıcı bir refah ve felah için coğrafyanın topyekun iyileşmesi” gerektiğini anlatıyor.Özgür Suriye”deki yeni yönetimi desteklememenin sonuçlarının yeni bir istikrarsızlık üreteceğini ve kendilerini de dibe çekeceğini hatırlatıyor.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan”ın önce Doha”da, sonra Şam”da verdiği mesajlar tam da bu yöndeydi.COĞRAFYA UYANIYOR, DİLE GELİYORCumhurbaşkanı Erdoğan dün Suriye”nin “kardan aydınlık” zaferini kutlarken Kerkük”ten bir alıntı da yaptı. Irak Türkmen”i merhum Abdurrahman Kızılay”ın (-ki Kerkük türkülerinin derlenmesinde, Türkiye”de bilinip okunmasında çok önemli bir kaynaktır kendisi) sözleriyle tanınan “altın hızma mülayim” türküsünün nakarat kısmıydı yaptığı alıntı.Şöyle dedi Cumhurbaşkanı: “O güzel Kerkük türküsünde diyor ya; “Gün gördüm, günler gördüm, seni gördüm, şad oldum…” Biz de Halep”te, Şam”da, Hama”da, Humus”ta, Dera”da, Menbiç”te Özgür Suriye bayrağı ile ay-yıldızlı bayrağımızı yan yana gördükçe şad oluyoruz”.Kerkük”ün adının Şam”la Halep”le Humus”la Hama”yla birlikte aynı cümlede geçmesinin güzelliğini fark ettiniz mi? Coğrafya uyanıyor, dile geliyor.CUMHURBAŞKANI”NDAN MİLLETVEKİLLERİNECumhurbaşkanı TBMM”deki dünkü konuşmasında CHP”nin başını çektiği muhalefetin bitik dış politik tutumlarına da hak ettiği şekilde yer verdi. Bir manada Genel kurul oturumlarına katılacak ve muhalefetin çirkin müdahalelerine muhatap olacak AK Parti milletvekillerine veriye dayalı bir perspektif çizdi.Malum olduğu üzere CHP Karabağ, Libya ve Doğu Akdeniz”de olduğu gibi Suriye”de de son derece isabetsiz, vizyonsuz ve kalpsiz politikalarıyla öne çıktı. 13 yıl boyunca yanlış yerde durduğu yetmezmiş gibi son yirmi günde de yanlış üzerine yanlış yapıyor CHP. Ama bir yandan da Meclis”te gerçekleri manipüle etmeye, kardan beyaz Suriye zaferini lekelemeye çalışıyor.”Bir kuru sözle dahi Suriye halkını tebrik edemeyenlere, Esad”ın devrilmesinden rahatsız olanlara acıyarak bakıyoruz” dedi Cumhurbaşkanı.CHP”NİN BAAS KAFASIBaksanıza kaç gündür kararmış suratlarla, dişlerini gıcırdatarak konuşuyor muhalefet partileri. Muhalefet medyası daha da fena, karalar bağlamış durumdalar.Devrimin lideri Ahmet El Şara”nın kravatına laf ediyorlar utanmadan. “Takım elbise giydin diye seni medeni saymayız” demeye getiriyorlar.Tipik CHP zihniyeti işte. Baas zihniyeti. Gardırop laikçiliği… Esad gibi batılı görünür, etekleri uçuşan bir eş seçerseniz muhaliflerinizi asit kuyusunda eritseniz de sorun olmaz bu kafaya göre.Ama namaz kılıyorsanız, bir de sakalınız varsa “Allah”tan intikamsız bir zafer istedik, nasip oldu” demenizin, azınlıkların haklarını ilk günden teminat altına almanızın, nüfusun yüzde 10″nu oluşturan Hıristiyanlar için Noel”i resmi tatil ilan etmenizin falan bir anlamı yok. “Cihatçısın sen, cihatçı kal” mankafalılığı sürer gider.
Source: Fadime Özkan
Hüseyin Gülerce yazdı: Türkiye Yüzyılı”nda Yeni Suriye de var…
Suriye”de, 61 yıllık zalim BAAS rejiminin yıkılması, değişimin hemen ardından toplumsal çatışma bekleyenleri sükûtu hayale uğrattı.Şam düştükten sonra sahadaki silahlı güçlerin kendi aralarında çatışacağı beklentisine girenlerin beklentisi gerçekleşmedi. Tam tersine hepsi silahlarını bırakarak savunma bakanlığı bünyesinde müşterek çalışacaklar.Değişimde, Türkiye”nin ne kadar büyük etkisi olduğu hızlı bir şekilde görüldü. Türkiye Büyükelçiliğinde göndere bayrağımız çekildi. MİT Başkanı İbrahim Kalın”ın, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan”ın ziyaretleri, devlet aklının nasıl devrede olduğunu gösterdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin dünkü Grup Toplantısında, bundan sonrası için de müjdeler verdi:”Suriyeli kardeşlerimizi 13 yıl nasıl yalnız bırakmadıysak, bundan sonra da tüm kapasitemizle yanlarında olacağız. Bakanlıklarımız, kurumlarımız, belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, kendi alanlarında hazırlıklarını yoğun bir şekilde yapıyor. Yakında Halep Başkonsolosluğumuzu hizmete açıyoruz. Enerjiden ulaştırmaya, şehircilikten eğitim ve sağlığa, güvenlikten ticarete kadar ihtiyaç duydukları her alanda Suriye”ye destek vereceğiz.”Bu konuda son üç gündeki gelişmeleri hatırlatayım.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Enerji Bakanlığı”ndan bir heyet en yakın zamanda Suriye”ye gidecek, elektrik ve enerji altyapısında incelemelerde bulunacak” dedi.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu Programında şu açıklamalarda bulundu:”Bir ekip gönderdik. Şam ve Halep havalimanlarında gerekli tespitleri yaptık. Bir eylem planı hazırladık. Havalimanlarını aktif hale getireceğiz. Suriye”de hava, demiryolu, karayolları ve iletişim hizmetlerini içeren acil eylem planını çalışıyoruz. Suriye, Akdeniz”e açılan önemli bir kapı. Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında gayretlerimiz olacak. Ayrıca Suriye yönetimi ile deniz yetki alanı anlaşması yapacağız.”Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın pazartesi günü kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamaların içinde dikkat çeken bir bölüm vardı:”Rabbimizin yardımı ve milletimizin engin ferasetiyle Suriye halkının zaferine giden yolun taşlarını döşedik. Yeni yönetimde görev alan isimleri, hepimiz gururlanarak takip ediyoruz. Türkiye”de eğitim almış, milletimizle gönül bağı olan kardeşlerimizi çeşitli makamlarda gördükçe Rabbimize bir kez daha hamd ediyoruz.”Türkiye, zafere giden yolun taşlarını döşediği gibi, ENSAR vazifesini yapmanın bereketini, mükâfatını, Türkiye Yüzyılı”na olan maddi ve manevî destekleri de görmeye başladı.Türkiye”de eğitim görmüş isimler yeni yönetimde görev alıyorlar.Türkiye”ye sığınan Suriyelilerin kurduğu Suriyeli Dernekler Platformu”nun başkanlığını yapan Ayşe Eldibs, geçiş hükümetinde Kadın İşleri Ofisi başkanlığına getirildi.Dışişleri Bakanı olarak atanan Esaad Hasan Eş-Şiybani, Türkiye”de Sabahattin Zaim Üniversitesi”nden siyaset bilimi ve dış ilişkiler alanında yüksek lisans derecesi ve aynı uzmanlık alanında doktora derecesi aldı.Halep Valisi görevine getirilen SMO komutanı Azzam Garib de Türkiye”den mezun oldu.Türkiye”nin desteğindeki Suriye Milli Ordusu”nun üst düzey komutanı Murhaf Ebu Kasra, Savunma Bakanı olarak atandı.Bundan böyle Yeni Suriye”de; bakanlıklarda, yüksek bürokraside, okullarda, hastanelerde, emniyet birimlerinde Türkiye sevdalıları göğsümüzü kabartacak.Tarihte benzeri olmayan bir kaynaşma, kardeşlik, iyi ve güvenilir komşuluk temelleri atılıyor.Bundan rahatsız olan hazımsızlar, etki ajanları, 5.Kol elemanları arsızca, şerefsizce provokasyonlar, kirli algı operasyonları içindeler. Televizyon ekranlarından, çirkefleşen suratları ile millet ve devlet düşmanlığı yapıyorlar…Suriye”de BAAS rejiminin devrilmesi; Türkiye”nin, tarihin doğru yerinde durduğunu gösterdiği gibi Ümit Özdağ, CHP ve diğerlerinin; aslında “Suriyeli düşmanlığı” üzerinden Büyük Türkiye”nin önünü kesmeye çalıştıklarını gözler önüne serdi…
Source: Hüseyin Gülerce
Halime Kökce yazdı: Yurtta Sulh Cihanda Sulh”u çok yanlış anladılar!
Tabii ki CHP”den bahsediyorum!Bu sözün sahibinin Çanakkale”den Trablus”a, Sakarya”dan Büyük Taarruz”a kadar hayatının önemli bir kısmının üniformalı ve savaş komuta ederek geçtiği düşünülürse CHP”nin mevcut yöneticilerinin oldukça “nahif” olduğunu söyleyebiliriz.Bunun stratejik bir tercih olduğunu varsayabiliriz ancak arkasını dolduracak bir yaklaşım, açıklama falan da gelmiyor. Duyduğumuz şeyler “Ortadoğu bataklığı”, “Ne işimiz var Libya”da”, “Erdoğan Karabağ”a cihatçı gönderiyor” gibi mesnetsiz iddialar ya da kaba önyargılardan ibaret. Türkiye”nin devlet ve askeri kapasitesinden bihaber lakırdılar…Üstelik bu sözleri sadece onlar da söylemiyor, Türkiye”nin muarızları ile aynı cümleleri kuruyorlar. Haliyle ortada bir strateji varsa da onun Türkiye lehine olduğunu söylemek mümkün olmuyor.***Türkiye”nin sınır ötesinde terörle mücadele için Meclis”ten aldığı tezkereye ilk kez bu “yeni CHP” döneminde hayır oyu kullanıldı. CHP”nin, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözünü nasıl tevil etiğini anlamak için iyi bir örnek bu.Kürt halkını PKK”ya canlı kalkan yapmak için uğraşan DEM ile aynı safta buluşmuş olan bir CHP”den söz ediyoruz artık.Nasıl oldu, bu noktaya nasıl gelindi? Uzun hikaye…Oralara girmeyelim ama yolun buraya çıkacağı bence başından belliydi. CHP”nin en temel ideolojisi, amblemindeki 6 ok falan değil. Tek kırmızı çizgisi var o da sekülerleşme ile kayıtlı modernleşme. Batılılaşma da diyebiliriz buna. Dolayısıyla başka her şey teferruat.***CHP”nin bugünkü kurmaylarına bakınca arzuladıkları şeyin “sinirleri alınmış” bir Türkiye olduğunu görmek zor değil. “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” lafını da böyle anlıyorlar. Neredeyse “savaşma seviş” şeklinde tevil edecekler.Bu yaklaşıma göre Türkiye”nin Kıbrıs”ta da işi yok. Bakmayın siz Bülent Ecevit”i “Kıbrıs fatihi” diye payelendirdiklerine. O zaman da CHP içinde Kıbrıs çıkartmasının hata olduğunu düşünenler vardı. Necmettin Erbakan olmasaydı belki Ecevit buna cesaret edemeyecekti. Bunlara kalsa Hatay”ı geri almak Atatürk”e değil belki bugün Tayyip Erdoğan”a nasip olacaktı; Karabağ hala Ermenistan toprağıydı.CHP”nin içinde Türkiye”ye yönelik “Ermeni soykırımı” suçlamasını, içinin yağları eriyerek dile getirenlerin sayısı hiç de az değil, malum.Libya”da İtalya”nın, Fransa”nın; Filistin”de, Akdeniz”de İrail”in; Suriye”de Esed ve YPG”nin, Ege”de Yunan”ın, Karabağ”da Ermenistan”ın çıkarları hilafına duruş sergilemek…. CHP bunu yapıyor işte!***Dışişleri Bakanı başta olmak üzere yeni Suriye yönetimindeki isimlere bakılınca pek çoğunun Türkiye eğitimli olduğu görülüyor. Yeni Suriye”de Türkiye”nin imzası olacağı kesin. Bundan bile mutlu olamayan bir muhalefetimiz var. İnsan sormadan edemiyor. Ne olsun istiyorsunuz? Ne olsa mutlu olursunuz?Tamam biliyoruz, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyanın en doğru işlerini yapsalar da siyaset anlayışınız gereği doğruya doğru demeyeceksiniz. Ama ortaya bir öneri koyabilirsiniz. Devrilmek üzere olan katil “Esed ile görüşün” fikrinden ya da “Suriyelilerin tümünü geri gönderin”den daha parlak bir öneriniz yok mu?Hadi geçmişi bir kenara koyalım, olan oldu. Bakın şimdi ortada çok ciddi bir konu var; YPG meselesi… Türkiye tarafı zinhar buna müsaade etmeyiz diyor. O Türkiye”nin içinde siz de varsınız! PKK-YPG”nin sürdüğü Suriyeli Kürt gruplar geri dönsün, PKK”nın Suriye Kürtleri üzerindeki baskısı son bulsun; biz ancak buna razı oluruz diyor. Suriye”nin toprak bütünlüğünden yanayız diyor.Suriye”deki yeni yönetim tüm silahlı unsurlara silahlarını bırakma çağrısı yapıyor.Belli ki bu süreçte Türkiye çok aktif olacak.Siz ne diyorsunuz bu işlere? Ne olsun istiyorsunuz?Sizi ne mutlu eder?
Source: Halime Kökce
Coşkun Başbuğ yazdı: Geliyor gelmekte olan
Çok tartışıldı, çok tartıştık…Trump hayır mı şer mi?Üzerine çok konuştuk.Ben ısrarla ve yıllardır Trump”ın Biden kanadına göre hayırlı taraf olduğunu ve seçimi kazanmasının bölge ve dünya için nefes olacağını savundum.Bugün bu fikre katılmayanların çoğunlukta olmasına rağmen ben hala aynı yer ve kanaatteyim.İyi Dayandı…Trump gerçekten çok büyük bir başarı gösterdi ve işin sonunda kazanan oldu.Onca tehdit, baskı, hile ve suikast girişimlerine rağmen Trump zerre geri adım atmadı ve tüm bu saldırıları göğüs gererek seçimleri kazandı.Bu tabloya rağmen ülkemizdeki kahır eksen, seçimlerdeki o büyük kavgayı görmezden gelerek Amerika”nın sistem ve siyasetinde herhangi bir değişikliğin olmayacağına inanıyor ve bu inançlarını da Trump”ın tamamı şahin isimlerden oluşan yeni kabinesi ile taçlandırıyor.Kabine Şahin mi Güvercin mi…Bakıldığında kabine gerçekten şahin isimlerden kurulu.Örneğin eski bir asker olan Mike Waltz en radikal şahinlerden biri olarak tanınır.Afganistan”da görev yapmış “yeşil bereli” bu kişi Ulusal Güvenlik Danışmanlığına atandı.Waltz sıklıkla; terör örgütü YPG/PKK”yı Ortadoğu”da İsrail”den sonraki en iyi müttefikleri olarak gördüğünü söyler, aynı zamanda ABD”nin Suriye”den çekilmesine de karşı dururdu.İnandıramadım…Waltz ve kabinedeki diğer siyasiler benzer cümleler söylemiş olsalar da Amerika”da oynanan büyük oyunu gören biri olarak bu söylemlerin seçim kazanmak için oynanan oyunun bir parçası olduğu haykırır dururum.Trump dahil bu ve benzer kişilerin eylem ve söylemlerinin seçim kazanmak için sahnelenen politika olduğunu söylediğimde çok tepki aldım, böyle bir olasılığın asla mümkün olamayacağı konusunda ciddi dirençle karşılaştım.Bu bahse konu çevreler yine direnç gösterirler mi bilinmez ama son günlerde ben ve benim gibi düşünenleri haklı çıkaracak çok önemli gelişmeler yaşanıyor.Trump Şaşırtmadı…Seçim öncesi Ortadoğu”ya salvolar atan, sağa sola tehditler yağdıran Trump seçimi kazandıktan sonra bir anda ağız değiştirdi ve fabrika ayarlarına döndü.Bakın Suriye ile ilgili neler söylüyor Trump;”Dünyada çok fazla kriz var.Suriye bizim sorunumuz değil akışına bırakın ve dahil olmayın.Geçtiğimiz günlerde Suriye”den haberler aldık kendi başlarını çaresine bakmak zorunda kalacaklar çünkü biz karışmayacağız, Fransa”da karışmayacak. Çünkü bizim önceliğimiz Ukrayna.”Bu sözler kulakların aşina olduğu sözler. Çünkü ilk başkanlık döneminde Trump aynı niyeti ortaya koymuştu.Bırakmadılar, küresel çete nefes aldırmadı Trump”a.Anlaşılan o ki ilk dönemde söylediği sözlerin altında kalan Trump bu kez küresel çeteyi alt edip kararını uygulayacak.Peki kabine buna müsaade eder mi?Şahin Görünümlü Güvercinler…Kabinenin şahin isimlerinden biri.Mike Waltz…İşte o şahin geçtiğimiz günlerde bir an da güvercine döndü.Kabinenin en fanatiklerinden Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz bir an da Trump”la aynı çizgiye geliverdi.Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda şöyle diyordu Waltz;”Trump”ın ABD Başkanı olduğu dönemdeki Ortadoğu politikaları doğru politika. Başkan bu konuda kesinlikle haklı. O kararlı bir şekilde bizi Ortadoğu savaşlarına sürüklememek için çabalıyor.ABD askerlerinin Suriye”de olmaması gerekir. Amerikan botlarının (askerlerinin) Suriye”de herhangi bir şekilde dolaşmasına ihtiyacımız yok.Demek ki Trump”ın gelmesi daha hayırlıdır derken boşa konuşmuyormuşuz.Mühür…Bu öngörüyü tescilleyen önemli tespitlerden biri de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan”dan geldi.Bakın neler söyledi Trump”la ilgili Hakan Fidan;”Bu Trump”ın ikinci dönemi olacak.Sayın Trump sadece Amerikan çıkarlarını esas alıyor.DEAŞ tutukluları ile ilgili konu çözülürse ABD”ye ihtiyaç yok.Amerikan sistemi sadece ABD”nin değil başka ülkelerin çıkarlarını da gözetiyor. Sayın Trump buradaki matematiği görüyor.Yeni dönemde Sayın Trump”ın daha kararlı, daha güçlü sadece Amerikan çıkarlarını öne alan bir irade ile bu soruna yaklaşacağını düşünüyorum.”Kıssadan Hisse…Tüm bu yazılanlara rağmen halen meseleyi çözemeyenlere tavsiyem, Trump seçimi kazandıktan sonra Sayın Erdoğan”ın yolladığı kutlama mesajına baksınlar.”Dostum Trump”ı tebrik ediyorum.
Source: Coşkun Başbuğ
M. Yalçın Yılmaz yazdı: Trump gelirken Rusya ve Çin
2. Dünya savaşından sonra Orta Doğu”da güç mücadelesi yaşanıyordu. SSCB ve ABD bölge ülkelerinde başkentlere nüfuz etmek için rekabet halindeydiler. Birçok ülkede yaşanan darbenin arkasında bu mücadele vardı. Savaş sonrası bağımsızlık hareketlerine destek veren SSCB, İngiltere ve Fransa”nın etkisini kırmayı amaçlıyordu. Mısır-İngiltere gerilimi Sovyetlerin işini kolaylaştırmıştı. 1960″lı yıllarda Mısır”da Cemal Abdü”l-Nasır idaresinde Sovyet etkisi kendini gösteriyordu. Mısır”a giden yolda Suriye ve Lübnan Sovyetler için kritik hattı. 1946″da yapılan anlaşmalarla Şam ve Lübnan Sovyetlerin silah desteğini almaya başlamıştı. Nekbe”den önce Arap ülkelerine verilen bu destek Arap-İsrail savaşlarında işe yarayacaktı. Ancak hem 1967 savaşı hem de 1972 savaşı bölgedeki dengeleri sarsacaktı. Bölgede Mısır”la ilişkileri kopan SSCB, Suriye ile ilişkilerini sürdürmeyi başardı. Soğuk Savaş sonrası kabuğuna çekilen Rusya için Suriye krizi Akdeniz”de etkin olma fırsatı verdi. Suriye”de Aralık 2024″te yaşananlar Rusya”nın Şam”da güç kaybetmesini sağladı. Şam”da bugün kaybeden Esad, İran, Rusya tekrar Suriye”de varlık gösterebilir mi? Yahut içeride dengeleri değiştirebilecek bir muhalif cephe ortaya çıkar mı? Suriye”nin şimdiki lideri Ahmet el-Şara, Ankara”nın telkinleriyle dikkatli adımlar atarsa bu soruların cevabı -Hayır olacaktır.Rusya”nın sıcak denizde Libya-Cezayir ve kısmen Mısır”la ilişkileri mevcut. Afrika”da ise yer yer önemli kazanımları olduğu unutulmamalı. Rusya Kuşatılıyor Mu?ABD”de Trump”a sayılı günler kala Rusya”nın keyfini kaçıran gelişmeler yaşanıyor. Rus general İgor Krilov evinin önüne park edilen elektrikli scooterdaki bombanın uzaktan kumandayla patlatılması sonucu öldürüldü. Rus medyasında İgor Krilov”un kritik görevi öne çıkarıldı. Rus Silahlı Kuvvetleri Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Savunma Kuvvetleri Komutanı olan Krilov”un elinde Ukrayna”nın elindeki kimyasal-biyolojik silahlar ve menşeine dair raporlar olduğu vurgulanıyor. Ukrayna kaynakları ise Krilov”un kimyasal silah kullandığı için hedef alındığını vurguluyor. Şimdilik yakalanan ise Özbek asıllı bir genç.Rusya”da daha önceki olaylarda da yakalanan isimlerin Özbek, Tacik gibi Orta Asya menşeli Müslümanlar olması bizi daha etraflı yorumlara ulaştırıyor. Kendi havzası olarak gördüğü Gürcistan”daki hareketlilik ve Ermenistan”ın ABD-Fransa ikilisiyle yaşadığı süreçler Rusya”nın sıkıştırıldığını gösteriyor. Doğu Avrupa”da Polonya-Romanya-Bulgaristan cephesinde yaşanan hareketliliği ve Karadeniz sevkiyatındaki Dedeağaç-Köstence-Burgaz lojistik hattını bu köşede vurgulamıştık zaten. Trump, Biden dönemindeki çevrelemeyi sürdürecek mi yoksa Putin”le çözüm mü üretecek göreceğiz. Ancak son günlerde Panama Kanalı çıkışı dikkat çekici. Çin”in ticaret rotasına göz diken Trump”ın bu güzergâha bariyer koyacağını söylersek yanılmayız. Ağırlık merkezini Çin”le ticaret savaşına verecek bir Trump dönemi belki de Rusya”yı rahatlatacaktır.
Source: M. Yalçın Yilmaz
Hasan Hüseyin Öz yazdı: Çöküş ve yükseliş
Evet… 20 Ocak yaklaşıyor.Herkes, öngörülemez Trump”ın adalet dağıtacağı sürecin başlayacağı o güne kadar işlerini bitirmek için var gücüyle çalışıyor.Şaka bir yana… Tarih gerçekten çok hızlandı.Bendeniz işin doğrusu tam da buradan hareketle özellikle imparatorlukların çöküşüne odaklanmış kitaplara yoğunlaştım şu sıralar.Edward Gibbon”ın 8 ciltten oluşan abidevi eseri “The Decline and Fall of the Roman Empire yani Roma İmparatorluğu”nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi” bu konuda temel bir eser.Bu konuda yazılmış bir diğer kitap, Adrian Goldsworthy”nin “Roma Nasıl Çöktü? / Bir Süper Gücün Ölümü” başlıklı kitabı.Goldsworthy kitabında, Roma İmparatorluğu”nun çöküşünü, başka bir güce değil “iç sorunlara” bağlıyor. Ve bu konuda bürokratik inatçılık, gerçekliğin görülmesini engeller diyor.Hatırlar mısınız… Amerikan seçimleri sırasında sık sık bu “decline” yani “düşüş, çöküş” kavramı üzerinde durmuştum.Özellikle tarihçilerin ve ciddi analistlerin “Amerikan imparatorluğunda çöküş alametleri belirdi” minvalindeki yorumlarını bu köşeye taşırken, bazı analistlerin “iç çatışma” yorumlarını da sizlerle paylaşmıştım.ABD siyaseti, ciddi sorunlar yaşıyor. En büyük sorunu da ufuksuzluk. Hani genelde şirketler için kullanılan “Yol bağımlılığı” diye bir kavram var. ABD, yeni oluşan durumlarla dahi eski alışkanlıklarıyla mücadele ederken, kendi iç bünyesindeki çelişkileri de derinleştiriyor. Onun için iç çatışma olasılığı üzerinde duruyor bazı yazarlar.Ben de aynı yerdeyim…Bildiğimiz dünyanın ve onu şekillendiren zihniyetin yaşadığı büyük krizin sebep olduğu jeopolitik fırtınanın ortasında herkes deyim yerindeyse ayakta kalmaya çalışıyor.Tabi bu arada oluşan konjonktürel boşlukları iyi değerlendirebilen devletler, yeni oluşacak dengenin ana aktörü olacaktır.Türkiye, son yıllarda attığı adımlarla, söz gelimi, Karabağ, Libya, Suriye sahalarında sergilediği operasyonel gücüyle, “decline/gerileme” sürecinde beliren konjonktürel boşluğu en iyi değerlendiren ülkelerden biri oldu. Karabağ zaferi, Zengezur kapısı marifetiyle Türkistan ile bütünleşme imkânı sağlarken, Libya ve en son Suriye denklemi ile Doğu Akdeniz havzasında en güçlü aktörlerden biri haline geldi.Buna değinmişken şunu da ekleyelim… Türkiye, bütün bu sahalara ek olarak, oluşacak yeni dünyanın en önemli bölgesi olması muhtemel Afrika”da da “Afrika için Afrikalı çözüm” önerisiyle de temayüz etti. Somali ve Etiyopya örneğinde olduğu gibi barış tesis ederken, Nijer gibi büyük güçlerin boşalttığı alanı bizzat davet üzerine dolduran bir güç haline geldi. Yani Afro-Avrasya denkleminde kim ne derse desin “bir düzen tesis edici güç” olarak algılanmaya başladı şimdiden Türkiye.Akıllarını batı pazarından devşirdikleri üç beş sömürgen kelime ile iğdiş etmiş olanların kavrayabileceği bir durum değil elbette bu.Ama tarihi coğrafyanızda sınırları Emperyalizm tarafından çizilse de Lübnan”ın Başbakanı Mikati “bir Allah”a bir Türkiye”ye güveniyoruz” diyerek, tarihin sözünü haykırabiliyor.Tabi hakikat aklı hür olanları muhatap alır.
Source: Hasan Hüseyin Öz
Türk somonları komşuya firar etti! Vatandaşlar denize koştu
Artvin”in Hopa ilçesinde 16 Aralık”ta meydana gelen şiddetli fırtına, denizde bulunan beş balık kafesini parçaladı. Kafeslerin zarar görmesiyle birlikte tonlarca Türk somonu denize karıştı. Hopa ve Arhavi”de kıyıya vuran balıkları toplayan vatandaşların ardından bu kez Gürcistan sahilleri hareketlendi. Karadeniz”in akıntılarıyla Gürcistan”a ulaşan Türk somonları, Batum”daki Çoruh Nehri”nin denize döküldüğü bölgede görüldü. Haberi duyan Gürcistanlılar, oltalarını kaparak dere ve deniz kıyılarına akın etti. Türk somonu avında adeta yarışan Gürcüler, beklenmedik bu balık bolluğu için Türklere teşekkür etti. Türk somonu avına çıkan Mamuka Kadidze, “Teşekkürler diyoruz balıklar için. Sizden geçti Gürcistan”dan Sarpi Çoruh”a geldi. Teşekkürler her şey için. Ben 3 günde 22 balık tuttum. Şu an Gürcistan”ın her yerinde tutuluyor” ifadelerine yer verdi.
Source: Www.star.com.tr
Uçağın tekerlek yuvasında ceset bulundu
Şikago”dan salı günü öğleden sonra Hawaii”ye gitmek için kalkan United Airlines uçağı, Kahului Havaalanı”na indi. UA202 sefer sayılı uçakta yapılan incelemede ana iniş takımlarının tekerlek yuvasında bir ceset olduğu tespit edildi. “SADECE UÇAĞIN DIŞINDAN ERİŞİLEBİLİYOR” United Airlines tarafından yapılan açıklamada, “Tekerlek yuvasına yalnızca uçağın dışından erişilebiliyordu. Şu anda, kişinin tekerlek yuvasına nasıl veya ne zaman eriştiği belli değil.” denildi. Uçuşun Boeing 787-10 Dreamliner tipi uçakla gerçekleştirildiği, uçağın Şikago”dan 09.30″da havalandığı ve yerel saatle 14.12″de Maui”ye indiği belirtildi. SORUŞTURMA BAŞLATILDI Maui Polis Departmanı olayla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturmayı yürüten Maui Polis Departmanı, kişinin kimliği veya uçağın tekerlek yuvasına nasıl girdiği hakkında herhangi bir ayrıntı açıklamadı. Amerikan Federal Havacılık İdaresi”ne göre, tekerlek yuvasına saklanmak kaçak yolcuların sıklıkla tercih ettiği bir yöntem. Uçağın tekerlek yuvalarında saklanmaya çalışanların yüzde 77″sinden fazlası düşük oksijen, aşırı soğuk veya iniş takımları tarafından ezilme gibi koşullar nedeniyle hayatını kaybetti.
Source: Çağla Taşçı
Mozambik”te cezaevinde isyan: Bin 534 mahkum kaçtı
Mozambik”te Kurtuluş Cephesi”nin (FRELIMO) adayı Daniel Chapo”nun kazandığı tartışmalı devlet başkanlığı seçiminin ardından sokaklardaki karışıklık sürüyor. Başkent Maputo”da protestolar sırasında bir cezaevinde isyan çıktı. Polis Amiri Bernardino Rafael yaptığı açıklamada, isyanı cezaevi dışındaki hükümet karşıtı protestoların tetiklediğini belirtti. Rafael, bin 534 mahkumun kaçtığını, cezaevi dışında muhafızlarla çıkan çatışmalarda 33 kişinin hayatını kaybettiğini, 15 kişinin de yaralandığını ifade etti. Rafael daha sonra 150 mahkumun yakalandığını aktardı. İki cezaevinde daha firar girişimleri olduğunu söyleyen Rafel, “Mozambikliler ve güvenlik güçleri olarak endişeliyiz. Önümüzdeki 48 saat içinde suç oranında artış bekliyoruz” dedi. Mahkumların gardiyanları etkisiz hale getirerek AK-47 tüfeklerine el koyduğu ve cezaevinden kaçmayı başardığı öğrenildi. SEÇİM SONUCU SOKAKLARI KARIŞTIRDIMozambik”te 9 Ekim”de düzenlenen devlet başkanlığı seçimini, iktidardaki Daniel Chapo kazanmıştı. Oyların yüzde 65″ini alan Chapo birinci olmuş, rakibi Mondlane ise oyların yüzde 24″ünü almıştı. Seçimlerin düzenlenmesinden bu yana Mondlane”nın destekçileri, hile karıştığı iddiasıyla seçim sonuçlarını protesto ediyor. Pazartesi ve salı günleri çıkan şiddet olaylarında 21 kişi hayatını kaybederken, 21 Ekim”den bu yana ölenlerin sayısı 151″e yükselmişti.
Source: Www.star.com.tr
Otomotiv şirket birleşmeleri sonrasında Japonya”da alıcılı seyir söz konusu
Noel tatili nedeniyle küresel piyasalarda işlem hacmi düşükken, pozitif seyrin söz konusu olduğu Asya borsaları arasında Japonya”da artan otomotiv hisseleri dikkat çekiyor. Japonya”nın önemli otomotiv şirketlerinin verimliliği artırmak adına birleşme kararı aldıkları yönündeki haber akışı sonrası, Mitsubishi hisseleri yaklaşık yüzde 7,4, Toyota Motor hisseleri yüzde 6,1, Nissan hisseleri yüzde 5,5, Mazda hisseleri yüzde 4,6, Honda hisseleri yüzde 4,2 ve Subaru hisseleri yüzde 3 yükseldi. Çin ve Japonya”nın gündemi: Güvenlik sorunları Çin ve Japonya, iki ülke arasında güvenlik alanındaki sorunların tartışılacağı diyalog mekanizmasında anlaştı. Çin Dışişleri Bakanlığı”ndan yapılan açıklamaya göre, Japonya Dışişleri Bakanı Ivaya Takeşi, Çin”i ziyaretinde mevkidaşı Vang Yi ve Başbakan Li Çiang ile görüştü. Asya borsalarında durum… Söz konusu gelişmelerle Japonya”da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,4 yükselişle 39.578 puandan, Güney Kore”de Kospi endeksi yüzde 0,4 azalışla 2.429 puan seviyesinden günü tamamladı. Şu sıralarda Çin”de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,2 yükselişle 3.398, Hindistan”da Sensex endeksi de yüzde 0,1 değer kazancıyla 78.542 puandan işlem görüyor.
Source: Dünya Gazetesi