“Küresel Politika Gündemi – Gazze’den Biden’a, Türkiye’nin Rolü”

Gazze zalime boyun eğmedi

Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün Külliye”de Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh Ukhnaa”yı ağırladı. Erdoğan, ortak basın toplantısında şu mesajları verdi: Hamas ile Filistin arasında mutabakata varılmasında emeği geçen Katar ve Mısır başta olmak üzere arabulucu ülkelere teşekkür ediyoruz. Çoğu kadın ve çocuk 50 binden fazla şehit vermesine rağmen Gazze teslim olmamış, teslim alınamamış, Gazzeliler zalime boyun eğmemiştir. Gece boyunca Gazze sokaklarına taşan sevinç, gurur, coşku bu sarsılmaz imanın ve kahramanca mücadelenin eseridir. Bizleri İsrail”in yol açtığı insanı yıkımı ortadan kaldırmak ve insani yardımları kesintisiz şekilde bölgeye ulaştırmak gibi çok önemli işler bekliyor. İnsanlık ittifakı olarak özellikle bundan sonra hem ateşkese uyulması hem de Gazze”de yaraların sarılması için daha fazla çalışmamız gerekiyor. İsrail hükümetinin ateşkesi ihlal etmesine izin verilmemelidir. Gazze ve Suriye”de bu yükümüzü yüklenerek yolumuza devam edeceğiz. İsrail”in katliamlarını bugün (dün) de sürdürmesi endişelerimizi artırmaktadır. Uluslararası toplum, Gazze halkına karşı hukuki ve ahlaki sorumluluğu yerine getirmelidir. Ortadoğu”da kalıcı barış ve istikrar ancak Filistin”e barış gelmesi ve Filistinlilerin maruz kaldığı adaletsizliklerin sona ermesiyle mümkündür. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik barış müzakerelerine de bir an önce başlanması gerekiyor. Ser veren ama Gazze”yi işgalcilere vermeyen kardeşlerimizi saygıyla selamlıyorum. Moğolistan”ın açıkladığı mega projeleri de dikkate almak suretiyle inşaat, altyapı, ulaştırma, savunma sanayii, madencilik, turizm, tarım, hayvancılık ve diğer sektörlere odaklanmayı hedefliyoruz. Bu vesileyle şirketlerimize karşılıklı yatırımlar ve ortak projeler gerçekleştirmeleri için buradan çağrı yapıyorum. Ticaret noktasında ilk etapta hedefimiz olan 100 milyon dolar rakamını geçtik. Bu rakamın gerçek potansiyelimizin çok gerisinde olduğunu düşünüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, savunma sanayii ürünlerimizi de bizzat başta TUSAŞ olmak üzere incelediler. İstanbul”da da yarın (bugün) BAYKAR”ı ziyaret etmek suretiyle temaslarını sürdürecekler. Bu arada Erdoğan, Ukhnaa”nın İstanbul programı hakkında bilgi verirken, “Ziyaret kapsamında Morin Khuur Orkestrası konser verecek. Sayın Cumhurbaşkanı da güçlü bir gitaristtir” ifadelerini kullandı. Erdoğan”ın bu sözlerine Ukhnaa gülümseyerek yanıt verdi. TÜRKİYE”NİN BARIŞ İÇİN ÇABALARINA MÜTEŞEKKİRİZ BAŞKAN Erdoğan, Türkiye”ye resmi ziyarette bulunan Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh Ukhnaa”yı resmi törenle karşıladı. Erdoğan ve Ukhnaa, ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirdi. Ukhnaa, ortak basın toplantısında, “Dünyada ve bölgesel çapta Türkiye”nin barışı sağlamak için göstermiş olduğu çabalara müteşekkiriz” ifadesini kullandı. 10 ANLAŞMA İMZALANDI Türkiye ile Moğolistan arasında stratejik ortaklık tesis edilmesine ilişkin ortak bildiriyi Erdoğan ve Ukhnaa imzaladı. Ardından iki ülke arasında, çeşitli alanlarda 10 anlaşma imza altına alındı. YERLİ VE MİLLİ SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNLERİNİ İNCELEDİ TUSAŞ”I ZİYARET ETTİ Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa dün Ankara”da TUSAŞ tesislerini ziyaret etti. Ukhnaa, burada üretilen yerli ve milli savunma sanayii ürünlerini inceledi. Türkiye-Moğolistan İş ve Yatırım Toplantısı ise TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu”nun ev sahipliğinde Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Moğolistan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Luvsannyam Gantumur”un katılımıyla gerçekleşti. İkili ticaret hacminin 2024″te 140 milyon dolara geldiğini aktaran Bolat, “Bugüne kadar Türk müteahhitlerinin Moğolistan”da 9 kadar inşaat projesi alıp, 403 milyon dolarlık bu projeleri tamamladıklarını görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz” dedi. Bolat, savunma sanayii, temiz enerji, madencilik, gıda işleme, turizm, bilişim teknolojileri, film ve dizi sektörleri alanlarında da Moğolistan”la işbirliği yapmak için önemli fırsatlar olduğuna dikkati çekti. Öte yandan Moğolistan heyetinde yer alan kadın bakanlar, yöresel kıyafetleriyle dikkat çekti. DOSTLUK KÖPRÜLERİ GÜÇLENECEK Başkan Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa”nın eşi Bolortsetseg Luvsandorj ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi”ni ziyaret etti. Moğolistan bölümündeki kitapları inceleyen lider eşleri, burada fotoğraf çektirdi. Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi”ne geçen lider eşleri, burada çocukların geleneksel el sanatları çalışmalarını inceledi. Çocuklar, ebru sanatıyla yaptıkları lale figürlü eserleri Emine Erdoğan ve Luvsandorj”a hediye etti. Lider eşleri, “Anadoludakiler” sergisini ziyaret etti. Emine Erdoğan ve Luvsandorj, daha sonra Ankara keçisi tiftiğinden üretilen sof kumaşlarıyla dikilmiş kıyafetlerin sergilendiği “Sof Kumaşı Defilesi”ni izledi. Emine Erdoğan, ziyarete ilişkin sosyal medya paylaşımında, “Gönülden inanıyorum ki kültür ve sanatla harmanlanan bu ziyaretler, ülkelerimiz arasındaki dostluk köprülerini daha da güçlendirecek” dedi. ANKARA

Source: Betül Usta


Biden”dan İsrail itirafı: Varlığını sürdüremez

ABD Başkanı Biden, başkanlık görevinin son televizyon röportajını MSNBC News kanalından Lawrance O”Donnell”a verdi.Orta Doğu barışı ve özelde Gazze meselesinin zor konular olduğunu ve Gazze”de ateşkesin sağlanabilmesi için çok uğraştıklarını savunan Biden, görevinin sonunda bile olsa ateşkesin sağlanmasından memnun olduğunu belirtti.Biden, İsrail”in kendi güvenliği için Filistin meselesine geniş bir çerçeveden bakması gerektiğini kaydederek, “İsrail”in, Filistin meselesini ve onların güvenliğini dikkate almadan uzun vadede kendi varlığını sürdürebileceği fikri mümkün değil. Bu gerçekleşmeyecek.” ifadelerini kullandı.İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”dan “dostum” diye bahseden Biden, “Dostum Bibi Netanyahu”ya, Filistinliler diye adlandırılan büyük bir toplumsal grubun meşru endişelerini dikkate almanın bir yolunu bulması gerektiğini sürekli hatırlattım.” şeklinde konuştu.- NETANYAHU”DAN BİDEN”A: SİZ DE BERLİN”E HAVA BOMBARDIMANI DÜZENLEDİNİZ7 Ekim saldırılarından kısa süre sonra İsrail”e yaptığı ziyarette Netanyahu ile aralarında geçen bir konuşmayı aktaran Biden, şu ifadeleri kullandı:”Bibi, bu insanların üzerine hedef gözetmeksizin yoğun hava bombardımanı yapamazsın dedim. O da bana, “Siz de yaptınız.” dedi. Tam cümlesi bu değil ama “Siz de Berlin”e yoğun hava bombardımanı düzenlediniz, siz nükleer bomba da attınız.” dedi.”Netanyahu”nun İsrail tarihinin en “aşırı sağcı” kabinelerinden birinde başbakanlık yaptığını ve bu sebeple iç politikadaki hassas dengelerden dolayı da ateşkes gibi önemli kararları rahat alamadığını savunan Biden, bu konunun Netanyahu için zor bir durum olduğunu belirtti.Orta Doğu”daki kaosun devam ettiği bir ortamda bölgesel savaş riskinden kaçınmanın da mümkün olmadığını vurgulayan Biden, bu sebeple bir yandan İsrail”e güçlü destek verdiklerini ancak öte yandan çatışmaların durması için de çalıştıklarını kaydetti.İran ile Hizbullah”ın önceki döneme göre zayıfladığını anlatan Biden, bunun İsrail”in güvenliği bakımından çok önemli olduğunu söyledi.- PUTİN UKRAYNA”DA İSTEDİĞİNİ ELDE EDEMEDİRusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”in Ukrayna savaşında istediğini elde edemediğini öne süren Biden, “Putin, Avrupa”nın Finlandiya”laşmasını umuyordu, ona karşılık Finlandiya”nın NATO”laşmasını gördü.” yorumunu yaptı.Rusya”nın da Ukrayna”nın da savaşta çok sayıda asker kaybettiğini dile getiren Biden, Putin”in “çaresiz kaldığı” için Kuzey Kore”den asker getirmek zorunda kaldığını vurguladı.Biden, Putin için “O iyi bir adam değil.” ifadesini kullandı.Kiev”i ziyaretinde Rusya”nın kendisini hedef alma riskinden dolayı endişe edip etmediği sorulan Biden, Gizli Servis”in Kiev ziyareti fikrinden hiç mutlu olmadığını belirterek, “Putin”in bir Amerikan başkanını hedef almaya cüret edeceğini düşünmedim. Ancak Ukrayna”da Ruslarla birlikte çalışan radikal bir unsurun böyle bir şey deneyeceğinden endişeleniyordum. Ancak Ukrayna”ya onların yanında olduklarını göstermek istedim.” değerlendirmesinde bulundu.ABD resmen duyurdu! Hamas”ı ateşkes masasına Başkan Erdoğan getirdiABD”den Kıbrıs”ı karıştıracak kararBiden”dan “Amerika”da bir oligarşi şekilleniyor” uyarısı

Source: Www.star.com.tr


SpaceX”in Starship denemesi başarısız oldu! İşte böyle görüntülendi

Milyarder iş insanı Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX şirketinin dev Starship roketinin son testleri fırlatmadan dakikalar sonra başarısız oldu.
Space X yöneticileri, dün Texas’taki kalkışın ardından gelişen sorunlar nedeniyle roketin üst ünitesinin kaybedildiğini duyurdu.

Kalkıştan dört dakika sonra roketin üst ünitesi, fırlatıcı işlevi taşıyan alt üniteden ayrıldı.
SpaceX İletişim Müdürü Dan Huot canlı yayında misyon görevlilerinin uzay aracıyla teması kaybettiğini bildirdi.
Fırlatma rampasına döndü
Ancak ‘Super Heavy’ adı verilen roketin ilk parçası planlandığı gibi 7 dakika sonra fırlatma rampasına dönmeyi başardı.

BBC’nin haberine göre; bu test, Amazon’un patronu Jeff Bezos’un desteklediği Blue Origin New Glenn roket sisteminin ilk uçuşundan saatler sonra gerçekleşti.
İki teknoloji milyarderi de uzay aracı piyasasını domine etmeye çalışıyor.
SpaceX”ten açıklama geldi
SpaceX’in X hesabından yapılan açıklamada, “Starship’in yükselişi sırasında planda olmayan hızlı bir ayrılma yaşandı. Ekipler kök nedeni daha iyi anlamak için bugünkü uçuşun datasını incelemeye devam ediyor” ifadelerine yer verildi.

Şirket, “Bunun gibi denemelerle, başarı öğrendiklerimizle gelir ve bugünkü uçuş Starship’in güvenilirliğini geliştirmemize yardımcı olacak” değerlendirmesi yaptı.
Sosyal medyada paylaşılan doğrulanmamış videolarda roketin alevler içinde parçalandığı görülüyor.
Görüntülerde turuncu ışık toplarının Haiti”nin başkenti Port-Au-Prince üzerinde gökyüzünde uçtuğu ve arkasında bir duman izi bıraktığı görülüyor.
“Başarı belirsiz ama eğlence garantilidir”
Elon Musk da sahibi olduğu X platformunda “Başarı belirsizdir ama eğlence garantilidir” mesajıyla birlikte bir video yayınladı.
Videoda gökyüzünde yol yol ilerleyen ateşli izler görülüyor.
BREAKING: Debris seen over the Caribbean after SpaceX”s Starship falls apart during test flight pic.twitter.com/wVgGW2k98Z
— BNO News (@BNONews) January 16, 2025

Source: Dünya Gazetesi


Mustafa Sabri Beşer yazdı: Bir sepete kaç Fergani sığar?

Duygular yoğun, yürekler yanık…Tarih kitapları, yalnızca mefkuresi olanları yazar; yere saplanıp kalmışların yazgısı ise çürümeye mahkûmdurVe fakat sen, yerden bir an olsun başını kaldıramayanlardansın.Hayallerini gölgede bırakanlarla dost olmayı seçersin.Gazze”de yanan ateşin ısısı size ulaşmaz; kalpleriniz taş kesilmiştir.Ey susturulmuş akıllar, dar kafalılar!Gazze”de oluk oluk kan akarken, mücehhez olmadığınız vicdanlarınızla “Bize ne?” demekle yetiniyorsunuz.Ve fakat yıkılan evlerin enkazından çıkan her çocuk şehit, insanlık üzerine kazılan kara bir lekedir.Kırmızı kart siyasetiyle bilimi ve teknolojiyi örtmeye çalışanlar!”Bu uydu bizi nereye götürecek?” diyerek cehaletlerine yıldız takanlar.Fergani, sadece bir uydu değil; bir milletin azmini ve ümidini yeniden diriltme çabasının sembolüdür.Ve fakat ne yazık ki müdrikeniz bu gerçeği kavramaktan acizdir.Fergani”nin yörüngesi, sadece bir teknoloji hamlesi değil; muteber bir medeniyet inşasının başlangıcıdır.Ve fakat sen, bu medeniyetin ışığını sakil bir kakafoniyle bastırmaya çalışanlardansın.Basireti olmayanların ceht etmeden yükselmesi mümkün müdür?Gazze, zulmün karşısında susmayan bir direnişin adı oldu. Ancak siz, o sesi duymak yerine kendi gürültünüzle meşgul oldunuz.Dünya uzaya adım atarken, sırtlarınız da küfelerle dolaşıyorsunuz. Sepet siyasetiyle uğraşan bu zihniyet, aslında kendi dar dünyasında kaybolmuş bir trajedidir.Ne hazindir ki bu zihniyet, Türkiye”nin büyük yürüyüşüne taş koymaya çalışıyor.Ama bilmezler ki; şafak sökerken karanlığın hükmü sona erer.Fergani”nin umuduna kırmızı kart kaldıranlarla aynı safta durma inadını sürdürenler!Her yükseliş bir direniştir, her direniş bir devrim.Ama siz, yükselenleri aşağı çekmeye çalışıyorsunuz.Fergani”nin ardından gelen her ışık, sizin gölgelerinizi daha da koyulaştıracaktır. O gün geldiğinde ya kendi karanlığınızda kaybolacak ya da bu ışığı kucaklamayı öğreneceksiniz.Ve fakat unutmayın, zaman hep ileri gider ve kaçan şans geri gelmez!Önünüzde iki yol var: Ya yıldızlara tırmanacak cesareti bulacaksınız ya da çamurun içinde kaybolacaksınız. Seçim sizin, şunu bilin ki; tarih yükselenlerin destanını yazar, çökenlerin ise sessizliği çürümüş yıkıntısıdır.Siyonizm mazlumların üzerine bomba yağdırırken, “Bize ne Filistin”den?” dersiniz.Siz, firavunların önünde eğilip Musa”ya sırt çevirensiniz.Üzerinize kırbaç iner, alkış tutarsınız; korkaklığınız zalimin yanında olmayı güvenli bir liman sayar.Fergani sadece bir teknoloji hamlesi değil; bir medeniyet inşasıdır.Ve fakat siz bunu anlamazsınız; çünkü zihniniz yılların cehaletiyle kapanmıştır.Terör çetesi İsrail”in zulümleri sizi ne öfkelendirir ne de harekete geçirir; sadece izlersiniz. Allah için cihat eden Hamas”a terörist dersiniz!Hamas”ın mücadelesini anlamaktan uzak olanlar, onlara “terörist” demek gibi sakalet dolu bir tavırdalar.Oysa Gazze”de akan kan, bir milletin yazgısını değiştiren icbar edici bir çağrıdır.Ve fakat,Hamas kazandı,Gazze kazandı,Filistin kazandı,Yahya Sinvar kazandı,İsmail Heniye kazandı,Salih Aruri kazandı.Siyonizm bütün dünyada kaybetti,Terör çetesi İsrail kaybetti,Netanyahu kaybetti,Biden kaybetti.Duygular yoğun, yürekler yanık…Binlerce masumun ahı semada yankılanırken,Sırtındaki sepetler, elinde tuttuğun kırmızı kartlar, çamurda debeleniyor.Gökyüzü, bizimdir ey şaşkınlar!İndirin sepetlerinizi, kırmızı kartlarınızı saklayın,Çünkü Fergani”nin ardından gelecek yıldızlar,Sizi gölgede bırakacak kadar parlak olacak.Gölgenizle barışın,Ve tarihe bakın;Çünkü tarih yalnızca yükselenleri yazacak.Bir tarafta dar, karanlık, gelişmemiş bir zihniyet…Diğer tarafta gözünü uzaya dikmiş bir akıl…Siz hangisini tercih edersiniz?Ya da şöyle sorayım:Bir sepete kaç Fergani sığar?

Source: Mustafa Sabri̇ Beşer


Selahaddin E. Çakırgil yazdı: “Dayatma Savaş” ve “Dayatma Barış…” arasında bir fark yoktur

Evet, “dayatma bir savaş” ile “dayatma bir barış” arasında bir fark yoktur. Çünkü her iki durum da “dayatılan taraf”ın istemediği, iradesi dışında kabulleri gerektirir.”Dayatma bir savaş”, yani, henüz fiilî bir savaş durumunun yaşanmadığı hasım / düşman tarafı, istek ve iradesi dışında kabul etmek zorunda olduğu savaşa sürüklemek zorbalığı.. Çünkü, dayatan taraf için, her şeyin kendisi açısından en müsait olduğu bir durum ortaya çıkmış olduğu kanaati vardır.”Dayatma bir barış”ta ise, fiilen düşmanla devam etmekte olan bir savaşın kendi aleyhine sonuçlanacağı gibi bir kanaatin belirdiği bir durumda, çeşitli iç veya dış etkenleri harekete geçirerek, düşmanı savaştan el çekmeye, barış yapmaya sürüklemek kurnazlığıdır..Saldırgan ve emperyalist odakların son barış çabalarına da bu çerçeve içinden bakılabilir.*Yahudilerin, -hatta henüz Hristiyanlık da yokken-, Babil Kralı Nabukednezzar tarafından Babilonya”dan çıkarılıp, dünyanın çeşitli yerlerine tehcir edilmeleri, zorla göç ettirilmeleri sonunda başlayan acıklı maceraları, “vatansız, yersiz- yurtsuz, ordusuz, savunmasız” kalmaları ve Hristiyanlarla aralarında olan derin nefret ve boğuşmalar asırlarca sürmüştür. Çünkü, Roma İmparatorluğu”nun Filistin”deki Valisi Platos”un, istemediği halde, -Yahudilerin ağır baskı uygulamaları yüzünden- “Hz. İsâ”yı çarmıha gerdirerek idam ettirdiği” şeklindeki Hristiyan iddialarının iki bin yılı aşkın bir zaman dilimi boyunca devamlı işlenmesi, Hristiyanlık kültürünü derinden etkilemiş ve Yahudiler asırlarca hep “mel”ûn / lânetli” olarak görülmüşler ve bütün Hristiyan toplumlarının ve mezheplerinin deriiin nefreti asırlardan asırlara, nesillerden nesillere hep Yahudilerin üzerine boca edilmiştir. Bu derin nefret, bugün bile Hristiyanlık kültüründen intikal eden duygularla devam etmekte olup, her türlü sosyal felaketler ve kötülüklerin, salgın hastalıkların sebebi olarak “lanetli Yahudiler” suçlanır.*İngiliz yazarı Shakespeare”in 450 sene öncelerde yazdığı ve son asırda filme alınıp -ki, Türkçe seslendirilmiş versiyonu da vardır- “Venedik Taciri” isimli eseri okunacak veya filmi izlenecek olsa, Hristiyan kültüründeki Yahudi düşmanlığının boyutları daha iyi anlaşılır. Yani, sadece Adolf Hitler ve Nazi”ler değildir Yahudileri fesadın asıl kaynağı olarak suçlayan..Keza, 19. Yüzyıl Rus yazarlarından -başta Gogol olmak üzere- pek çoğunun eserlerinde bu düşmanlık çok canlı olarak anlatılmıştır. Esasen bütün Hristiyan toplumlarında, Yahudilerin yaşadığı şehirlerdeki mahalleler “Getto” denilen ve “iç kale” benzeri ve etrafları çevrili, demir kapılarla kapalı mekânlar, hâlâ da vardır.Miladi -20. Yüzyılın önde gelen psikiyatri bilginlerinden Sigmund Freud”un 1880″lerdeki çocukluk yıllarını anlattığı sahne ilginçtir: 13-14 yaşlarında, Prag -veya Viyana-“da babasıyla birlikte yaya yolda giderken, -Yahudi olanların bilinmesi için taşıdıkları sarı bir takım işaretlerle bilindiklerinden- diğer yayaların, “Pis Yahudiler, ne diye bizim yolumuzdan gidiyorsunuz?” diye hakarete uğramaları üzerine, yan taraftaki at arabası yoluna indiklerini ve orada yanlarından geçen bir arabacının biraz ilerde durup, arabasından inerek babasına, “Pis, uğursuz Yahudi, niye yaya yoldan gitmiyorsun da, benim yolumdan gidiyorsun?” diye birkaç sille vurduğunu ve babasının hiçbir karşılık veremediğini ve o zamana kadar gözünde bir kahraman olarak gördüğü babasının bir anda gözünde küçülüp gittiğini belirterek, “Bu acıyı ömrüm boyunca hiç unutmadım..” der.Tabiatıyla, hem Hz. İsâ”nın çarmığa gerildiği iddiası, İslam inancı açısından geçersizdir ve hem de Yahudilerin, sırf inançlarından dolayı böylesine ağır baskı ve zulümler görmesinin İslam ve Müslümanlarla bir ilgisi yoktur ve onlara da mazlum bir halk gözüyle bakılmıştır..*Evet, Yahudiler asırlarca acılar içinde gözyaşı ve feryatlarla yoğrulmuş bir halktırlar. Ama, onların, bu acılarının intikamını, kendilerine hep kol-kanat germiş olan Müslümanlardan almak istercesine, mazlum Müslüman halklara ödetmeye çalışmalarını anlamak mümkün değildir.Yahudiler de zaman zaman yerkürede “vatan” diyebilecekleri bir toprak parçasına sahip olmak istemişlerdir elbette.. Ama, kendilerine “Bizim” diyebilecekleri bir yurt ararken, başlangıçta daha iddiasız talepleri söz konusuydu.. Kimileri Güney Amerika”daki Patagonya”dan; kimileri, Afrika”nın ortasındaki Uganda ya da güney batısındaki Namibya gibi gayrimeskun (büyük halk kitlelerinin yaşamadığı, ) boş denilebilecek bölgelerin Yahudilere tahsis edilebileceğini ve hatta, Yahudiler için kutsal olan merkezlere, ziyaret mekânlarına yakın olması hasebiyle Kıbrıs adasının bile olabileceğini bile düşünüyorlar ve amma, bu adanın geniş kitlelerce meskun olduğundan o mekânın tercihe şayan olmadığını düşünebiliyorlardı.. Emperyalist güçler ise onları Müslüman coğrafyalarının kalbi mesabesindeki Filistin ve çevresine yerleştirmeyi, o coğrafyaya bir zehirli hançer saplamayı hayal ediyorlardı.Ama, 1900″lerin başında Sultan 2. Abdülhamid”den, “Filistin”de kendilerine sadece Yahudilerin yaşayabileceği küçük bir kasabanın tahsis edilmesini” de isterken bile, büyük hayaller peşinde gözükmüyorlardı. Ama Osmanlı”nın, Birinci Dünya Savaşı”nda yenilmesinden sonra; İngiliz emperyalizmi, dönemin İngiltere Hariciye Nâzırı Balfourt”un imzasını taşıyan bir beyanname ile Yahudileri İngiliz işgalindeki Filistin”e gitmeye davet ediyor ve “başkalarının toprağını başkalarına” peşkeş çekiyor ve o Yahudileri de oraya en gelişmiş silahlarla gönderiyordu. Ve Yahudiler, kendilerine asırlarca zulmetmiş olan Hristiyanların yardımıyla mazlum ve devletsiz kalmış Müslümanlara silah çekmişler ve nihayet 2. Dünya Savaşı”ndan sonra da, Filistin Müslümanlarının topraklarında, haydut Yahudi teröristlerinden oluşan gruplara “İsrail” adında bir devlet kurdurmuşlardı..O zamandan beri, işbu Siyonist haydutlar çetesi İsrail rejimi, silahsız- savunmasız Müslüman halkları Filistin”den kovmak için, arkalarında emperyalist güçlerin desteğiyle, ya “dayatma savaş”lar yapmaktalar; ya da, başları derde girince, 1979″daki “Camp David Antlaşması” gibi “dayatma barış”larla zaman kazanmaya çalışmaktalar.Unutmayalım ki, son Gazze Soykırımı”nda da, emsalsiz bir teknolojik barbarlık sergiledikleri halde, Müslüman Filistin halkına karşı zafer kazanamayacaklarını anlayınca, 15 aylık o barbarlık saldırılarından sonra şimdi, yeni “dayatma barış”lardan medet ummaktalar..Ama asıl unutulmaması gereken ise, Amerikan Başkanı Biden”ın, “Eğer burada İsrail adında bir devlet kurulmamış olsaydı bile, biz Batı dünyası olarak burada böyle bir devleti yine kurardık” sözünde saklı olan, emperyalist dünyanın Müslüman dünyasıyla tarihî hesaplaşmasıdır ve bu hesaplaşmayı, asırlarca zulmettikleri Yahudilere, şimdi “kiralık katil” olarak yaptırmak istemektedirler.

Source: Selahaddin E. Çakirgi̇l


ABD Türkiye gerçeğini gördü! Nuh Albayrak: Bizsiz yol yürüyemeyecekler

24 TV”de Elif Akkaya Kuter”in sunumuyla ekranlara gelen “Analiz Sentez” programında konuşan Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni (GYY) Nuh Albayrak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Star Gazetesi GYY Nuh Albayrak, Türkiye”ye 2019 yılındaki Barış Pınarı Harekatı”nın ardından yaptırım öngören ABD başkanlık kararnamesini Suriye”deki güncel duruma göre revize eden ABD Başkanı Joe Biden”ın yeni başkanlık kararnamesiyle önceki metinde yer alan Türkiye ile ilgili tüm ifadelerini çıkardığı karar hakkında açıklamada bulundu.Joe Biden”ın görevi devretmesine kısa bir süre kala Türkiye”ye yönelik kararını değerlendiren Star Gazetesi GYY Nuh Albayrak, “Ankara ile ABD arasında yeni bir dönem başladı son gelişmeden sonra. Tabi Amerika”yı biz artık iyi tanıdık, son yıllardaki tutumundan dolayı. ABD”nin bunu Türkiye”ye bir güzellik olsun diye yaptığını düşünmüyorum. Türkiye son yıllarda bilhassa Suriye”deki gelişmelerden sonra, Amerika”nın bu bölgede ne yapacaksa Türkiyesiz yapamayacağını anladığını düşünüyorum. Ve Amerika”da Trump”ın gelmesiyle politikanın daha da güçleneceğini düşünüyorum. (Trump) Daha sonuç odaklı, daha radikal, daha tabiri caiz ise tüccarca bakıyor ilişkilere diyelim. ABD”nin özellikle Orta Doğu”da Türkiye”nin ne dediğini dikkate almadan yol yürüyemeyeceğini gördüğünü düşünüyorum.” dedi. Türkiye”ni savunma sanayisindeki gelişimi ve ABD”nin bunun karşısındaki tutumuna dikkat çeken Nuh Albayrak, “Sonra ikincisi malumunuz F-35 ile ilgilide ve diğer F-16 ile de taleplerimiz doğrultusunda da gelişmeler oldu. Türkiye”nin savunma sanayisinde geldiği nokta, artık son dönemdeki KAAN”ın uçuşu vs. sonrası yok sayamayacakları noktaya geldi. Artık “ABD ne dersek yapacak” diyemem ama ABD”nin Türkiye”nin ne dediğini dikkate almadan bir politika izleyemeyeceğini düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Trump ile Türkiye ilişkilerine değinen Albayrak, “Aslında en büyük sınamalardan biri de terör örgütü PYD meselesi olacak. Daha dün Trump”ın yeni dönemdeki dışişleri bakanı malumunuz yine, komisyondaki röportajda bildiğimiz şeyleri tekrarladı. Konuşma terör örgütü YPG”ye desteğin devam edeceği şeklindeydi. Ama Trump”ın ekibi ne kadar bildiğimiz ekip ise de, bundan sonraki dönemde, Trump”ın açıklamaları da bunu gösteriyor. Türkiye ile biraz daha seviyeli işbirliğine yürüyeceğini düşünüyorum. ” şeklinde konuşmasını sonlandırdı. Albayrak, AA”nın “Yılın Kareleri” oylamasına katıldıNuh Albayrak: Türkiye Ayasofya”yı açamasaydı, Emevî Camii özgürlüğüne asla kavuşamazdıStar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Albayrak, Bahçeli”nin mesajını değerlendirdi

Source: Www.star.com.tr


İmam Gazal: Lazkiye”de intikamsız fethin etkilerini yaşıyoruz

Esed rejiminin devrilmesinin ardından yeni döneme ilişkin Anadolu Ajansı (AA) muhabirine konuşan, Lazkiye ilinin Zekzakani Mahallesi”ndeki İmam Elhasan Al Askeri Camisi”nin imam hatibi Gazal, vatan, güçlü devlet sevgisi ile millet sevgisinin aynı bayrağın gölgesinde olmasını istediğini söyledi.Gazal, insanları bir araya getiren, farkındalığı yayan, bilinçlenmeyi güçlendiren çalışmalarla millete hizmet etmenin en samimi niyet olduğuna inandığını vurgulayarak, “Suriye”de 2011″de olaylar başladığında ülkenin arzu etmediğimiz sonuçlara varmasını, vatanın bölünmesini ve herkesi mahvetmesini istemedik. Suriyelileri birleştiren şeylerin kutsallığı ve sevgisi konusunda inandıklarımızı hayata geçirme çağrısında bulunduk.” dedi.Vatan sevgisi, tek yürek mücadele ve samimi niyetler olduğunda devlet ve milletin güçlü olacağına işaret eden Gazal, “Aslında bizi dinleyen, takip eden, nasihat ve vaazlarımızı dinleyen herkese şunu söylüyoruz: Gaza, vatan ve vatan sevgisinin bütün mezheplerin koruyucusu olduğu ve her projenin, planın, onun üzerine inşa edilmesi gerektiğini. Tek bir mezhep olmalıdır ki o da aşk mezhebidir.” ifadelerini kullandı.- “SUÇUN VE SUÇLUNUN MEZHEBİ ÖNEMLİ DEĞİL”Suçun ve suçlunun mezhebinin önemi olmadığının her zaman göz önünde tutulması gerektiğini vurgulayan Gazal, “Suç işleyen herkes hesap vermeli ve hesap vermenin ilk adımı da onu ifşa etmek ve yanlışlığını açıklamak olmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.Gazal, “Canilerin bir daha katliam yapmaması, iğrenç ve çirkin eylemlerde bulunmaması için hesap vermesi gerekiyor.” dedi.- “LAZKİYE”DE İNTİKAMSIZ FETHİN ETKİLERİNİ YAŞIYORUZ”Suriye”de Esed sonrası dönemde tüm kesimler arasında fikir birliği ve diyalogla karara bağlanan konuların olduğunu ifade eden Gazal, “yeni dönemde halkına zulmetmeyen, aynı hatalara düşmeyecek bir devlet kurmak istediklerini” dile getirdi.Gazal, devletin halkla bütünleşerek güçleneceğini vurgulayarak “Biz Lazkiye”de intikamsız fethin, intikamsız zaferin etkilerini yaşıyoruz.” dedi.Mezhepsel farklılıklara rağmen vatandaşlık bağının kapsayıcılığına işaret eden Gaza, “Vatandaşlığı yaşayın. Tüm insanların tek güç, tek mezhep ve bütünleşmiş bir çoğunluk olduğu, tek yürek, tek yapı olduğu, vatanı inşa eden vatan aşkında eriyin.” çağrısında bulundu.- GAZAL, YENİ DÖNEMDEN UMUTLUYeni dönemi sağlıklı şekilde inşa etmek için herkesin tek yürek ve tek çabada olduğunu dile getiren Gazal, sözlerini şöyle sürdürdü:”Yeni yetkililer, yaklaşımlarında dürüstler. İster güvenlik olsun, ister tüm idari işlerimizi organize eden görevliler olsun, her yerde bu örneklerle karşılaştık. Şehrin dışındaki kontrol noktalarında da onlarla karşılaştığımızda hoşgörülü yüzlerini ve içten gelen sevgilerini görüyoruz.”Gazal, bölgesindeki yöneticilerle ilgili, “İyi ilişkiler, incelik, ahlak, bütünleşme ve sevgiden başka bir şey bulamadık ve bunun en güzel örneğini de mahallemizde yaşıyoruz. Lazkiye”de de durum bu, Suriye”nin her yeri için temenni ediyoruz. Bu da zaman gerektiren bir şey, korku bariyerlerinin kaldırılması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.Valilikte kendilerine muhatap bulabildikleri için yaşadığı şaşkınlığı dile getiren Gazal, 18 Aralık”tan bu yana minarelerden ezan seslerinin eksik olmadığını sözlerine ekledi.

Source: Www.star.com.tr