“Küresel Politika Gündemi – Grönland’dan Yangın Skandalına”

Yine mi hüsran?

CHP”yi destekleyen gazeteciler peş peşe açıklamalar yapıyor.Kıyasıya eleştiriyor.Büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyorlar.Yılmaz Özdil”i, Fatih Portakal”ı, Fatih Altaylı”sı, Levent Gültekin”i…Listeyi uzatmaya gerek yok çünkü gerçekten uzayıp gidiyor.Al birini vur ötekine misali Özel”den duydukları hayal kırıklıklarını paylaşıyor.Ne ilginç değil mi?Seçimden önce Türkiye”nin kurtarıcısı ilan ettikleri, seçimden sonra da bu adamdan bir cacık olmaz mealinde tezviratlar paylaştıklarını unutanlar,Bir yandan millete akıl hocalığı yapıyor. Diğer yandan da yine yanıldık itirafında bulunuyor.Kılıçdaroğlu”ndan sonra büyük umutlar bağladıkları Özel”den de hayal kırıklığı şeklinde söz ediyorlar.Peki esas mesele gerçekten CHP Genel Başkanı Özel”in büyük sürpriz deyip cebinden kırmızı kart çıkarması mı?Şimdi hayal kırıklığı yaşayanları ikiye ayırmak lazım.Bir kısmı gerçekten samimiyetle “yine mi olmadı, bu da mı olmadı?” duygusunda.Bir kısmıysa bir süredir patinaj yapan, gündemden ve gözden düşen İmamoğlu”na yanladığı için göze girme çabası içinde…Kimin hangi ajandayla kırmızı kart meselesine yaklaştığının takdirini de CHP yanlısı gazetecilerin ağzına bakanlar düşünsün. Zira kanaat önderi bunlar…Ben bu bölümü Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Aydın”dan söyledikleriyle bitireyim… Erdoğan, “Açık söyleyeyim, Sayın Özgür Özel”den umutluyduk. CHP”yi olumlu yöne dönüştürmesi, CHP”yi normalleştirmesi noktasında ihtiyatlı bir iyimserlik içindeydik ancak beklentilerimizle uyumlu bir tablo göremedik” dedi.Peki siz ne diyorsunuz?MHP NE SÖYLÜYOR?Ben bu satırları yazarken, DEM heyeti Edirne Cezaevi”ndeydi herkes ne söyleyecekler diye merak içindeydi.Benim açımdan net söyleyeyim. Selahattin Demirtaş”ın ne söyleyeceğinin bir önemi yok? Zira Kandil”deki terör baronlarının çoktan üstünü çizdiği bir isim, Suriye”deki PYD üstünde bir etkisi var mı o da çok tartışmalı. Ancak yine de belli ki DEM Parti içindeki bir grup onun da denkleme dahil edilmesini istiyor. Bakalım Teröristbaşı Abdullah Öcalan”ın tepkisi ne olacak? Zira DEM heyeti sonra rotasını İmralı”ya çevirecek… Benim asıl sizinle paylaşmak istediğim ise MHP”nin söyledikleri… Zira hatırlayın MHP”den “Vakit tamamdır. Söz konusu vatandır” klibi geldiğinde “herkes bir ne oluyor?” diye sormuştu.Sonra Esed devrildi, Tel Rıfat ve Münbiç teröristlerden temizlendi. Operasyonu yapan komutanların Ankara”da 2 kez Bahçeli”yi ziyarete geldiği öğrenildi. Bu yüzden MHP bir mesaj paylaşıyorsa bin anlamı mutlaka vardır. Şimdi de MHP”den “Barışla Herkes Kazanır” mesajı geldi. Bakalım ne olacak?Bu arada terörün tasfiyesi sürecini akamete uğratmak isteyenler pusuda bu yüzden herkesin yazdığına, söylediğine dikkat etmesi gerekiyor. Sabotaj için birçok kesim fırsat kolluyor.AİLE HEKİMLİĞİAile hekimleri üçüncü kez iş bıraktı.Elbette haklı oldukları yerler, talepler vardır.Zaten o talepleri de eylemlerinde dile getiriyorlar.Ben vatandaş gözüyle meseleye bakmak istiyorum.Zira bu konuda aile hekimlerinin çuvaldızı sisteme batırıyorsa iğneyi de kendisine batırması gerektiğini düşünüyorum.Herkes yaşadığını bilir. Biz çoğunlukla çocuklardan dolayı aile hekiminin kapısını çaldık. Ve genelde de herkesin her daim bildiği o antibiyotik, ateş düşürücü serisinden bir ya da ikisini yazıp gönderdiler. Hatta Kızım Mavi”nin bu süreçte baştan savma yaklaşım sebebiyle ki o dönem 2 kez aile hekimine gittiğimizde. “Bir haftaya geçer ilaca gerek yok cevabı” almıştık. Sonrasında özel hastanede zatürre başlangıcı teşhisi ve yatış önerilmişti. Bağcılar Devlet Hastanesi”ndeki ilgili ve sıcak bir hekimin önerdiği iğne tedavisi ile hastalığı atlatmıştık.Yine benzer şekilde birçok sorun yaşayan vatandaş da oluyor.Amacım burada bağcıyı dövmek de değil, üzüm yemek.Aile hekimliği kurumunun yeniden bir düşünülmesi gerekiyor bence.Röntgen çekebilen, kan tahlili yapabilen, MR, Tomografi hizmeti verebilen mahalle polikliniği seviyesinde olmaları gerekiyor. Bu tarz butik özel hastaneler gibi bir yapı birçok aile hekiminin birleşip işletebileceği yapılar düşünülebilir gibi geliyor. Zira vatandaşların aile hekimini pas geçip hastaneye gitmesinin sebeplerinden biri de bu.Aile hekimlerine başvurduğunuzda genelde bu tetkikler için yeniden hastanenin yolunu tutmanız gerekiyor ve iki kez iş yapmak durumunda kalıyorsunuz… Bu yüzden birçok kişi hastanelerden randevuyu tercih ediyor. Elbette takdir büyüklerimizin ancak sürekli şikayet etmek yerine beraberinde çözüm önerileri de getirmek gerekir diye düşünüyorum…Özellikle Türk Tabipler Birliği gibi meslek sorunlarından çok terör örgütü PKK/YPG ile ilgili konularla gündeme gelmekten uzaklaşıp gerçekten varlık sebebine odaklanması da büyük fayda sağlayacaktır şüphesiz…İLAHİ ADALETDin meselesi tamamen inançla ilgilidir.İnanırsınız ya da inanmazsınız.Örneğin ben hayatım boyunca kul hakkı yemekten her daim kaçınmaya çalıştım. Ne kadar başardığımızın takdirini Rabbim yapacak elbette.Konuyu nereye bağlayacağım diye düşünüyorsanız hemen söyleyeyim.ABD”nin günlerdir süren yangınları sizi de düşündürmüyor mu?Elbette meseleye birçok açıdan bakmak mümkün: kuraklık, rüzgarın hızı ya da ABD”nin Seçilmiş Başkanı Trump”ın dediği gibi, “Su yok, ekipman yok, para yok” gibi konular var. Ama öte yandan tam anlamıyla Cehennemi andıran görüntüleri günlerdir izliyoruz.Sosyal medyada birçok kişi mazlumların ahının ABD”den böyle çıktığını söyleyen mesajlar paylaşıyor.Gazze ile Los Angeles”ın fotoğrafları yan yana yayınlanıp, ağır yıkım gözler önüne seriliyor.Gazze için “Acımak yok, yakın yıkın, öldürün” mesajı atan vicdan yoksunu Siyonistlerin evlerinin nasıl küle döndüğüne dair videolar yayınlanıyor.Alevler New York”a doğru yürüyor.Bilmiyorum siz konuya nasıl bakıyorsunuz?Benim baktığım açıyı söyleyeyim daha önce de yazmıştım.Türkiye”nin son 10-12 yılda içinden geçtiği zorlu sınamaları,15 Temmuz”da okunan selaların, mazlum coğrafyalardan gelen duaların bizi ayakta tuttuğuna inananlar arasındayım. Yani sözün özü bunca duanın bir etkisi varsa, bunca bedduanın da bir etkisi vardır diye inanıyorum.”Zulümle abad olunmaz” sözü boşuna söylenmemiş zira…Ama biz yine de Dışişleri Bakanlığımızın mesajıyla yazıyı bitirelim…”ABD”nin Los Angeles şehri ve çevresine büyük zarar veren yangın felaketinden dolayı derin üzüntü duyuyoruz. Yaşanan can kayıplarından ötürü ABD halkına taziyelerimizi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Source: İbrahim Güneş


Trump, buzullarla kaplı Grönland”ı neden istiyor?

Trump, yüzde 80″i buzlarla kaplı bir ada olan Grönlandı son zamanlarda dilinden düşürmüyor. Trump”ın Danimarka”ya bağlı olan Grönland”a olan ilgisi ise geçmişe dayanıyor. CNBC-“nin haberine göre, Trump, 2019 yılında Grönland”ın ABD topraklarına katılmasının strateijik ve ilginç olacağını ifade ederken, bundan büyük bir gayrimenkul anlaşması olarak bahsediyordu. Ada için her yıl 700 milyon dolar harcandığını hatırlatan Trump, bunun Danimarka”ya zarar verdiğini savunuyordu. Geçtiğimiz ay konuyu tekrar açan ve sosyal medya hesabından “ulusal güvenlik ve bağımsızlık” için Grönland”ın Amerika”ya katılması gerektiğini söyleyen Trump”a, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen “absürt” diyerek cevap verdi. Trump Jr.”dan Grönland”a özel ziyaret Trump ise Frederiksen”in bu cevabını çirkin ve uygunsuz buldu. Bu gelişmelerin ardından Trump”ın büyük oğlu, Trump Jr. adaya özel bir ziyarette bulundu. Peki 57.500 kişilik nüfusa sahip Grönland”ı bu kadar özel yapan ne? Grönland”ı bu kadar özel yapan ne? Daha önce Norveç”te bulunan ada 1814″te Danimarka”ya katıldı. İç işlerinde özerk olan ada, savunma ve dış politikada halen Danimarka”ya bağlı. Yüz ölçümü açısından dünyanın en büyük adası olan ve buzullardan oluşan Grönland, küresel ısınma nedeniyle küçülme riskiyle karşı karşıya. Ada ayrıca ABD”nin dünyanın en kuzeyindeki askeri tesisi Pituffik Uzay Üssü”ne de ev sahipliği yapıyor. Bu üs ise Rusya”nın Kuzey Kutbu”ndan başlatağı olası bir saldırıya erken uyarı amacıyla kurulmuştu. Çin ve Rusya”nın yeni hedefi “Kuzey Atlantik rotası” Öte yandan Kuzey Kutup Dairesi”ndeki buzulların erimesiyle yeni nakliye güzergahlarının ortaya çıkamasının ardından Çin ve Rusya”nın ilgisini çeken Kuzey Atlantik rotası, Grönland”ın jeopolitik önemini artırıyor. Çok sayıda keşfedilmemiş maden Buzullarla kaplı adanın yeraltı kaynaklarına ilişkin net bir bilgi olmasa da kömür, çinko, bakır, demir, elmas ve petrol gibi pek çok sayıda keşfedilmemiş madene ev sahipliği yaptığı düşünülüyor.

Source: Dünya Gazetesi


AFAD, KKTC”ye derin kuyu deprem gözlem istasyonu kuracak

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, AA muhabirine, 53 binin üzerinde vatandaşın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ikinci yılına yaklaşıldığını anımsattı.

Tatar, 6 Şubat 2023″teki depremler sonrasında çok yoğun bir iyileştirme sürecinin başladığını, bu süreçte 450 bin civarında bir hak sahipliği belirlendiğini dile getirdi.

“Asrın felaketi” olarak anılan 6 Şubat”ın herkes için dersler oluşturduğunu anlatan Tatar, birçok çalışmayı hayata geçirdiklerini, bunlardan birinin de “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Projesi” olduğunu söyledi.

Projeyle 485 diri faya öncelik verildiğini, 132″sinde Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), AFAD, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve 24 üniversiteden uzmanların çalışma yaptığını belirten Tatar, elde edilecek sonuçlarla Türkiye diri fay haritası ile deprem tehlike haritasının güncelleneceğini bildirdi.

“İkincil afet” diye adlandırdıkları kaya düşmesi, heyelan, çığ ve obruk gibi afet türlerine yönelik de önlem projeleri hazırladıklarını vurgulayan Tatar, son 3 yılda özellikle Karadeniz Bölgesi”nde yoğun sel-taşkın olayları meydana geldiğini, bunları önlemek için Artvin”den Kırklareli”ne kadar 14 ildeki dere yataklarında Devlet Su İşleri (DSİ) ile yapılan işbirliği protokolü kapsamında ıslah çalışması yürütüldüğünü kaydetti.

“Kapasitemizi dost ve kardeş ülkelere de aktarmak için çaba gösteriyoruz”

Ulusal sismik ağını her geçen gün geliştirdiklerine işaret eden Tatar, Türkiye”nin 1187 istasyonuyla Avrupa”nın en büyük deprem gözlem ağına sahip ülkesi konumunda olduğunu belirtti.

2025 yılında ulusal sismik ağdaki istasyon sayısının 1200″ün üzerine çıkacağının altını çizen Tatar, şöyle devam etti:

“Bir yandan ülkemizde bu gözlem ağını geliştirirken diğer yandan da bu kapasitemizi dost ve kardeş ülkelere de aktarmak için çaba gösteriyoruz. 2024 yılında Azerbaycan”ın Şuşa kentinde büyük bir derin kuyu deprem gözlem istasyonunu kurduk ve faaliyete geçirdik. Milli deprem yazılımlarımızı Azerbaycan”a transfer ettik. Şimdi aynısını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”ne (KKTC) aktarıyoruz. 2025″te hem yazılımlarımızı hem de derin kuyu deprem gözlemi istasyonumuzu tamamlamış olacağız. Böylece KKTC”deki istasyon sayımız 22″ye çıkacak.”

Erenköy”de kurulumuna başlanan istasyonun 0,1 büyüklüğüne kadar mikro depremleri ölçme özelliğine sahip olacağını bildiren Tatar, sistemin 100 metre derinlikte birbirinden farklı sensörlerden oluştuğunu, bu kurulumla Doğu Akdeniz”deki sismik aktivitenin daha sağlıklı izlenebileceğini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Ülkeyi küle çeviren yangını Çin”e ait İHA”lar mı çıkardı?

Los Angeles ve çevresinde günlerdir devam eden yangınlarda can kaybı 16″ya ulaştı. Los Angeles Bölgesi Adli Tıp Kurumu, Palisades ve Eaton bölgelerindeki ölü sayısının Eaton”da 11, Palisades”te ise 5 olarak güncellendiğini açıkladı. Kurumun açıklamasında, “Yangınlar çok hızlı yayıldı. Bu sayı gelecek günlerde artabilir” açıklamasını yaptı. YANGINLARI SORUMLUSU ÇİN Mİ? Sosyal medyada yayılan söylentilere göre, yangınların sorumlusu Çin Halk Cumhuriyeti oldu. Yangınların arasında uçan İHA”ların görüntülerini paylaşan sosyal medya kullanıcılar, bu İHA”ların “yangınları başlatan Çin İHA”ları” olduğunu iddia ettiler. ABD yetkilileri, bu iddialarla ilgili bir yorum yapmadı. Ancak itfaiyecilerin bölgede kurtarılacak kişi ve mülkleri görüntülemek ve hatta su taşımak için İHA”lar kullandığı biliniyor. “Çin İHA”sına” ait olduğu iddia edilen bir görüntünün ise, yangın söndürme uçağına ait olduğu ortaya çıktı. Ancak, sivillerin görüntü almak için uçurduğu İHA”ların bir kısmının, yangın söndürme uçaklarını engellediği ve uçakların yangına müdahale edemediği açıklandı. KUNDAKÇILAR YAKALANDI Bu esnada 3 gün içinde, yangınları başlatmak için kundaklama çalışmaları yapmakla suçlanan 2 kişi gözaltına alındı. İki şüphelinin de evsiz olduğu ifade edildi. Dün yakalanan şüpheli ise, evleri kundaklamayla hedef alınan mahalle sakinleri tarafından yakalandı. Kundakçı olduğu iddia edilen kişiyi yakaladıktan sonra polise haber veren aile, görüntüleri saniye saniye kaydetti.Bu kundaklama çalışmalarının sebebi olarak ise, yağmalanan evler gösterildi. Yangını fırsat bilen hırsızların, yangın sebebiyle tahliye edilen evleri yağmalayarak “yangından mal kaçırdıkları” aktarıldı. Yangınlar boyunca 100″den fazla yağmalama olayı kaydedildi. Yağmacıların, kamyonlarla yangın bölgelerine gelerek terk edilen evlere girdiği ve değerli elektronik ve ziynet eşyalarını çaldığı bildirildi. Yağmacı çeteleri, sonra bu eşyaları 2 el eşya sitelerinde sattığı aktarıldı. “İHA UÇURANLARI EN AĞIR ŞEKİLDE YARGILAYACAĞIZ” Kaliforniya valisi Gavin Newsom, tüm bu iddialarla ilgili olarak “yetkililer dışında İHA uçuranları, evleri yağmalayanları ve kundaklama yapanları, yasaların izin verdiği en ağır şekilde yargılayacağız” dedi. 7 Ocak akşamı başlayan yangınlar, şiddetli rüzgarların etkisiyle kısa sürede geniş alanlara yayıldı ve şu ana kadar 37 bin dönümden fazla alanı küle çevirdi. İtfaiye, yangınları söndürmekte yetersiz kaldı. Halk, kendi çabalarıyla yangınlara mücadele etmeye başladı. 5 gündür süren yangın, hala devam ediyor.Yangın nedeniyle 12 binden fazla yapı zarar gördü veya tamamen kullanılamaz hale geldi. Yetkililer, yangın bölgelerinde kurtarma çalışmalarının devam ettiğini, ancak yoğun duman ve ulaşım zorluklarının işleri güçleştirdiğini belirtti. Bölgedeki itfaiye yetkililerinden biri, “Bu, son yıllarda gördüğümüz en yıkıcı yangınlardan biri. Şu an tek önceliğimiz daha fazla can kaybını önlemek ve yangınların kontrol altına alınmasını sağlamak” dedi. BİR DÖNEMİN ÇOCUK YILDIZI DA YANGINDA HAYATINI KAYBETTİ Öte yandan yangınlarda bir dönemin çocuk yıldızlarından Rory Sykes da hayatını kaybetti. Yıldızın ölüm haberini annesi sosyal medya hesabında duyurdu. Sosyal medya paylaşımında, doğuştan kör olan ve serebral palsi ile yaşayan Rory”nin aile evinde öldüğü belirtildi. Anne paylaşımında, “Güzel oğlum Rory Sykes”ın dün Malibu”da çıkan yangınlarda hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntüyle bildirmek zorundayım. Kalbim paramparça.” ifadelerine yer verdi. KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİNDEN ÖLDÜ 32 yaşındaki Rory”nin aile evinin bahçesinde bir kulübede yaşadığı belirtildi. Annesi oğlunun yaşadığı kulübenin çatısını hortumla söndürmek istemiş ancak başarılı olamamıştı. Bölgedeki su şebekesi, suyun belediye tarafından kesilmişti. Yetkililer ise daha önce bölgedeki hortumların yoğun kullanım yüzünden çalışmadığını açıklamıştı. İtfaiye ekipleri Rory”nin karbonmonoksit zehirlenmesinden öldüğünü açıkladı. “BENİ BIRAK SEN KAÇ KURTUL” Oğlunun kendisine “Anne, beni bırak sen kaç kurtul” dediğini aktaran anne, hiçbir annenin çocuğunu terk edemeyeceğini belirtti. Rory Sykes”ın acılı annesi Shelley, tüm ömrünü kendisi gibi engellerle yaşamak zorunda kalanlara adayan oğlu için “Harika bir evlattı” ifadelerini kullandı.

Source: Erdem Aksoy