Hakan Fidan’ın operasyon açıklamasının perde arkası… Tatlılıkla çözülmesini isteriz olmazsa askeri operasyon
“YPG’ye askeri operasyon… Fidan operasyon sinyali verdi… YPG’ye operasyon geliyor…”*Doğru. Hakan Fidan, askeri operasyon seçeneğini çok kuvvetli biçimde vurguladı.Ama bunu vurgulamadan önce…Suriye’nin yeni yönetiminin YPG unsurlarıyla yaptığı görüşmelerden çıkacak sonucu beklediklerinin altını çizmeyi de hiç ihmal etmedi.*Programda olay tam olarak şöyle gerçekleşti:*Hakan Fidan, birinci tercihlerinin şu olduğunu söyledi: Ahmet Şara yönetiminin YPG ile yürüttüğü müzakerelerle…Kansız, çatışmasız, ağrısız, sızısız bir çözüm.*Peki ya müzakerelerden bir sonuç çıkmazsa? Peki ya YPG silah bırakmazsa? Peki ya YPG orada ayrı bir devletçik olarak kalma ısrarını sürdürürse?*Hakan Fidan, işte bu soruya verdiği cevapta operasyon seçeneğini gündeme getirdi.Ve hiç tereddüt etmeden şu yanıtı verdi:*“O zaman askeri operasyon dışında bir seçenek kalmıyor. Askeri operasyon yaparız.”*Bu durumda akla gelen konu YPG’ye destek olan Amerikan unsurlarıydı.Sordum Fidan’a: “İyi ama orada Amerikan askerleri var? Buna rağmen askeri operasyon yapar mısınız?”*Hakan Fidan, yine hiç tereddüt etmeden yanıt verdi:*“Yaparız. Daha önce yaptık. Mesela Afrin’de yaptık. Yine yaparız.”*Bu yaklaşımdan çıkan sonuç şudur:*Türkiye, YPG’ye diyor ki:Ya bu işi tatlılıkla çözersiniz ya da acı dolu çözüm seçeneğine katlanırsınız.*Yani tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi:“Ya kadife eldiven ya da demir yumruk.”HAKAN FİDAN İZLENİMLERİTUTUKLUK GİTMİŞ BAM BAM YAPIYOR – Hakan Fidan, Kabine’ye girdikten sonra ilk kez CNN Türk’te Hande Fırat’ın konuğu olmuştu. Hatırlıyorum o programı. Hakan Fidan, biraz tutuktu o programda. Yeni başladığı belli oluyordu.*- Geçen akşamki Tarafsız Bölge performansı için ise şunu söyleyebilirim: Tutukluğun izi tozu bile kalmamış. Hatta onun da ötesine geçmiş. Bam bam bam yapıyordu resmen.*- Televizyon röportajlarında iyi iş çıkaran siyasetçilerin iki temel özelliği vardır: BİR: Sadece soruya cevap vermek. İKİ: Sözü hiç dolandırmamak, cevabı kısaca vermek.*- Hakan Fidan’ın Tarafsız Bölge performansında bu iki özellik de fazlasıyla öne çıkıyordu: Hem sadece sorulara cevap veriyordu hem de cevapları net ve kesindi.*- Mantık örgüsünü kuvvetli kurmuş bir siyasetçi vardı karşımızda. Sorulara verdiği cevaplarda kurduğu mantık örgüsünün milim dışına çıkmıyordu.*- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizdiği çerçeveyle uyum içinde olması, her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncü rolüne vurgu yapması… Bunlar da dikkatlerden kaçmıyordu.*m Çalışma arkadaşlarının bir kısmıyla birlikte gelmişti programa Hakan Fidan. Küçük bir gözlem: Ekip arkadaşlarıyla arasındaki uyum, yapaylığa asla kaymayan bir sahicilik içeriyordu.*- Retorik yoktu sözlerinde Fidan’ın. Hamasetten uzak duruyordu. Rasyonellik vardı. Soğukkanlılık vardı. Bütün bunların toplamından çıkan sonuç şuydu: Çok yüksek bir inandırıcılık katsayısı.HAKAN FİDAN’IN AÇIKLAMALARININ SATIR ARALARIGAYRİ RESMİ İFADELERDEN RESMİ İFADELERE GEÇİŞ – MİT’TEN SONRA: Uzun süre MİT’in başındaydı Hakan Fidan. Yani görünmezdi. Ama şimdi görünür oldu. Geçiş sürecinde hangi zorlukları yaşadı? Fidan, bu konuda ilginç bir şey söyledi. Söylediği şu: “MİT’te çalışırken de temaslarımız çok oluyordu. Ama şimdi kameralar karşısındayız. İstihbarat diplomasisini gayri resmi ifadelerle yapıyorsunuz. Dışişleri Bakanlığı’nda ise resmi ifadeler geçerli.”*- SURİYE ARAP CUMHURİYETİ: Hakan Fidan’dan öğrendik. Yeni Suriye devletinin adı değişmeyecekmiş. Devletin adı yine “Suriye Arap Cumhuriyeti” olacakmış.*- ŞARA NASIL BİR LİDER: Hakan Fidan’ın Ahmet Şara hakkında söylediklerine dikkat: “Yetenekli buluyorum. Liderlik özelliği var. İdlib’de kendini geliştirmiş.”*- GÖRÜŞME AYARLA: Hakan Fidan, Şam’a giden ilk Dışişleri Bakanıydı ya… Birçok ülkenin bakanları aramışlar Fidan’ı, “Bize de görüşme ayarla” diye. Birçoğuna Fidan aracı olmuş.*- DEAŞ KARŞITLIĞI: Dini kullanan bu örgütle ilgili çok önemli saptamaları var Fidan’ın. DEAŞ’ı Müslüman toplumlar için bir zehir olarak görüyor. Peki ya Ahmet Şara? O ne düşünüyor bu konuda. Hakan Fidan, “Yeni Suriye yönetimi, bizim gibi düşünüyor bu konuda. Ben canlı şahidiyim. DEAŞ’a karşı beraber savaştık” diyor.*- YANITLANMAYAN SORU: “ABD’deki terör olayları, DEAŞ tehlikesi bitmedi mesajı vermek için miydi” diye sordum. Her soruya yanıt veren Fidan, sadece bu soruya cevap vermek istemedi. “Dışişleri Bakanı olarak hiçbir yorum yapmayayım bu konuda. Söylenecek çok şey var ama Dışişleri Bakanı unvanımla bu konuya girmeyeyim. Spekülasyon yapılacak konum değildir Dışişleri Bakanlığı.”
Source: Ahmet Hakan
Meksika lideri Sheinbaum”dan Trump”a mizahi yanıt: Kuzey Amerika”ya Meksika Amerika”sı diyelim
Ulusal Saray’daki günlük basın toplantısında konuşan Sheinbaum, Trump”ın “Meksika Körfezi”nin adını Amerika Körfezi olarak değiştireceğiz.” sözlerine tepki gösterdi.
Trump, Panama Kanalı ve Grönland”ı kontrol edebilmek için asker kullanabileceğini ima ettiTrump, Kanada”yı ABD”nin parçası olarak gösteren harita paylaştı
Sheinbaum, Meksika Körfezi isminin 1607’den beri uluslararası düzeyde tanındığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“1607 yılına ait eski bir haritayı gözler önüne seriyorum. Elbette, Meksika Körfezi Birleşmiş Milletler (BM) tarafından resmi isim olarak tanınıyor. Ama neden Kuzey Amerika”ya “Meksika Amerika”sı” demiyoruz? Kulağa hoş geliyor, değil mi? Apatzingan Anayasası’na göre bunu tartışabiliriz. O zaman Kuzey Amerika”ya Meksika Amerika”sı diyelim.”
Trump’ın Meksika”yı hedef alan açıklamalarına da değinen Sheinbaum, “Dün Başkan Trump, kusura bakmasın ama yanlış bilgilendirildiğini düşünüyorum. Meksika’yı halk yönetiyor ve biz burada demokrasiyi güçlendirmeye devam ediyoruz.” diye konuştu.
Apatzingan Anayasası”nın önemi
Sheinbaum’un konuşmasında atıfta bulunduğu Apatzingan Anayasası, 22 Ekim 1814″te Meksika’nın Apatzingan kentinde ilan edilen ve bağımsızlık hareketi sırasında oluşturulan ilk anayasa metni olarak kabul ediliyor.
Meksika Körfezi”nin tarihsel kökeni
Amerika kıtasının keşfinden sonra İspanyol kaşifler, bölgede haritalandırma ve keşif çalışmaları gerçekleştirdi. 16. yüzyılın başlarında bölgeye Meksika Körfezi adı verildi ve o zamandan bu yana uluslararası haritalarda bu şekilde anıldığı biliniyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İran başkentini taşıyor! Yeni yer belli oldu
İran Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacerani haftalık basın toplantısında ülkenin yeni başkentinin seçilmesi ve taşınmasına ilişkin konuştu. Sözcü Muhacerani, İran”ın yeni başkentinin kesinlikle güneyde ve Mekran bölgesinde olacağını ifade etti. Muhacerani, “Başkentin değişilmesi yeni bir konu değil. Farklı hükümetler döneminde de başkentin değişilmesine yönelik çalışmalar yapıldı. Tahran hızlı artan nüfusu ve çevre sorunları nedeniyle temel alt yapı hizmetlerinde yetersiz kalmaya başladı” şeklinde konuştu. “MEKRAN STRATEJİK KONUMDA OLAN BİR YER”Başkentin değiştirilmesine ilişkin iki ayrı heyetin oluşturulduğunu belirten Muhacerani, “Bir heyetimiz Tahran”daki mevcut sorunları çözmeye odaklanıyor. Diğer heyetimiz ise deniz ticareti üzerine çalışmalar yapmakta. Bu anlamda Mekran stratejik konumda olan bir yer. Tüm önde gelen akademisyenler, sosyologlar, mühendisler ve alanında uzman isimlerden bu konuda yardım ve iş birliği talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. KIYI BÖLGESİMekran kenti İran”ın güneydoğusunda bulunan Sistan ve Belucistan eyaletine bağlı bir kıyı bölgesi olarak biliniyor. Umman denizi ve Basra Körfezine açılan Mekran, aynı zamanda İran”dan geçen güney-kuzey koridorunun önemli bir limanı sayılan Çabahar limanına ev sahipliği yapıyor. CUMHURBAŞKANINDAN BAŞKENTİN TAŞINMASI TALİMATIÖte yandan Temmuz ayında göreve başlayan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, başkentin Tahran”dan başka bir şehre taşınması gerektiğini belirtmiş ve bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Arif”e talimat verdiğini ifade etmişti. Pezeşkiyan, Tahran”ın başkent olarak kalmasının sürdürülemez olduğunu söyleyerek, “Tahran için ne yaparsak yapalım zaman kaybediyoruz. Ülkenin yeni ekonomik ve siyasi merkezini daha güneye ve denize yakın bir noktaya taşımak zorundayız” demişti. BAŞKENT TAHRAN”IN TAŞINMASIYaklaşık 20 milyon nüfusa sahip Tahran, 1788 yılından bu yana İran”ın başkenti olarak ülkenin yönetim merkezi konumunda. Ancak hızla artan nüfus ve büyüklük, Tahran”da altyapı sorunlarını ve çevresel zorlukları da beraberinde getiriyor. Hava kirliliği, su kıtlığı gibi problemler, başkentin taşınması gibi alternatif çözümleri gündeme getiriyor. Başkentin taşınması önerisi, ilk olarak 2005-2013 yılları arasında Mahmud Ahmedinejad”ın cumhurbaşkanlığı döneminde gündeme gelmişti. O dönemde, başkente alternatif bir yer aramak amacıyla parlamentoda özel bir konsey kurulması kararlaştırılmıştı. Ancak bu süreç sonunda başkentin taşınmasına dair nihai bir karar alınmamıştı. İran Dini Lideri Hamaney: ABD”nin Irak”taki varlığı yasa dışıdırTürkiye”nin mesajı Batı”yı endişelendirdi: Harekete geçmekte çok kararlı görünüyorlarSuriye”deki değişim, Çin-İran işbirliğini nasıl etkiler?
Source: Www.star.com.tr
Tel Aviv”e “Türkiye” uyarısı: İlk hedef savaşı önlemek olmalı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun talimatıyla kurulan Nagel Komitesi, Tel Aviv yönetiminin Türkiye ile “olası bir savaşa” hazırlıklı olması gerektiğini bildirdi. Raporda Türkiye”nin Osmanlı dönemindeki nüfuzunu geri kazanma hırsıyla hareket ettiği; Suriyeli muhalifle ittifak kurarak İsrail”in güvenliğine yönelik tehdit oluşturduğu da öne sürüldü. Söz konusu rapor İsrail basınında tedirginlik oluşturdu; gazeteler Türkiye manşetleriyle çıktı.Yeni yılın ilk gününde Galata”da toplanan 450 binden fazla kişi Filistin”deki soykırıma karşı dünyaya mesaj vermişti.AYASOFYA SEMBOLİK ADIM!Makor Rishon Gazetesi İstanbul”da yeni yılın ilk gününde 400″den fazla sivil toplum kuruluşunun katıldığı ve Filistin için “Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa” sloganıyla düzenlenen yürüyüşten duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.İsrail”in Cumhurbaşkanı Erdoğan”ı ciddiye almasının vaktinin geldiği belirtilen analizde şu ifadeler kullanıldı: “Erdoğan”ın Ayasofya”yı cami olarak yeniden açmasıyla başlayan bu sembolik adımların, Suriye”deki Emevi Camii ve Kudüs”teki Mescid-i Aksa ile devam edebileceği fikri, İsrail”de derin endişelere yol açıyor. Belki de “Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa” sadece bir slogan değil, bir eylem planı. 2018″de bu uzak bir ihtimal, hatta gülünç görünüyordu. Ama 2025″te Türkiye”nin Suriye”de ve Libya”da askeri varlığı var, Kıbrıs”ta İHA üssü var, ve Gazze kuşatmasını yarmak istiyorlar. Belki de yönümüzü yeniden hesaplamanın vakti gelmiştir.”AKDENİZ”İN EN BÜYÜĞÜTürkiye”nin Doğu Akdeniz”deki en güçlü orduya sahip olduğunu belirten Maariv Gazetesi”ndeki analizde “Ankara son yıllarda Suriye, Libya ve Karabağ”da ciddi savaş deneyimi kazandı” denildi.TEL AVİV”E UYARI: İLK HEDEF SAVAŞI ÖNLEMEK OLMALIMaariv Gazetesi Ortadoğu”da değişen dinamiklerin Türkiye”yi bölgede yeni bir merkezi oyuncu haline getirdiğini; bunun İsrail için bazı sonuçları olacağını yazdı. Gazeteye konuşan Tel Aviv Üniversitesi”nden Dr. Chai Eitan Cohen Yanrojak, insansız hava araçlarının Lübnan”daki çatışmalarda İsrail için büyük bir baş ağrısı haline geldiğini belirterek şöyle dedi: “Türklerin, Dağlık Karabağ, Ukrayna, Libya gibi savaş alanında kendilerini kanıtlamış çok gelişmiş İHA”ları var. İsrail, Türklerle sağlıklı bir iletişim kanalı açmalı. İlk hedef savaşı önlemek olmalı.”ORTADOĞU”DA DENGELER DEĞİŞTİThe Jerusalem Post Gazetesi, Türkiye”nin Ortadoğu”da hızla yükseldiğini; Batı”da ise İsrail karşıtlığının giderek arttığına dikkat çekti. Gazetenin haberine göre uzmanlar, iki düşman güce (İsrail ve İran) dayalı bir Ortadoğu”dan, İsrail ve Türkiye”nin güç üsleri olduğu çok farklı bir Ortadoğu”ya doğru gidildiğine inanıyor.”Türkiye ile savaşa hazır olun”Türkiye”nin süper silahı akıllarını aldı! Çelik Kubbe ile birleşince devasa bir güç olacaklarTürkiye”nin mesajı Batı”yı endişelendirdi: Harekete geçmekte çok kararlı görünüyorlarSuudi Arabistan”ın KAAN hamlesi sonrası İsrail”i uyardılar: F-35 gibi sıradan değil
Source: Www.star.com.tr
Hüseyin Gülerce yazdı: İmralı hamlesi ve devlet aklı…
Terörist başını devreye sokmayı, DEM Parti”yi ve Edirne cezaevindeki Selahattin Demirtaş”ı, İmralı hamlesi ile aynı çerçevenin içinde tutmayı evet, eleştirenler var.Başta CHP ve İYİ Parti”nin, bu gelişmelerden siyasî rant hesabı yaptığı da ortada.Hızlı ve şaşırtıcı hamlenin ardında, “devlet aklı” olduğuna inananlardanım.O aklı anlamaya çalışıyorum.Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın, pazartesi günkü Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı”nın ardından yaptığı açıklamalar yeterince ışık tutucu.1. Hedef, Terörsüz Türkiye.”Terörün ve şiddettin hüküm sürdüğü bir iklimde, demokrasinin neşvünema bulması, gelişmesi, serpilmesi, kendi ayakları üzerinde durması mümkün değildir. Arkasına terörü ve teröristi alarak siyaset olmaz, olamaz, dünyanın hiçbir medeni ülkesi buna izin vermez. Terörün karanlık gölgesi ülkemiz siyasetinin üzerinden çekildikçe, inşallah, Türkiye daha sağlıklı, olgun ve özgürlükçü bir zemine kavuşacaktır.”2. Öncelikle Suhulet ve Sükûnet yolu.Devlet aklı, Terörsüz Türkiye için çok kararlı. Bunun, öncelikle suhulet ve sükûnetle olmasını temenni ve arzu ediyor. İmralı ve DEM Parti, bu anlayışla devreye alındı. Özellikle DEM Parti ve onun çizgisindeki önceki partilere oy veren seçmenlere, “terör meselesini, sizin de gönülden gelen desteğinizle bitirmek istiyoruz” deniyor. “Çağrımız sizedir. Teröre karşı bir iç cephe bütünlüğü sağlamaya çalışıyoruz. Gazze”de, Lübnan”da, Suriye”de yaşananları görüyorsunuz. Düşman kavi, acımasız ve İslam”a düşman. Selçuklu”nun, Osmanlı”nın mirasını taşıyan, ideallerini paylaşan, aynı mana kökleri üzerinde yükselmekte olan Türkiye”den rahatsızlar. Gelin etmeyin eylemeyin, birlik olalım, yüreklerimiz; Büyük, Güçlü Türkiye için birlikte çarpsın…” deniyor.3. Bu yol tıkanırsa devletin kadife eldivene sarılı demir yumruğu hazır.Bu bir tehdit değil. “Bak fena yaparız ha” demek değil. Devlet, ne kadar kararlı olduğunu anlatıyor.Anlayın artık diyor…Kimse, İmralı hamlesini başka tarafa çekmesin. Kirli algı operasyonları ile milletin kafası karıştırılmasın. Anlaşma, müzakere de neyin nesi? Teröre yenildik de masaya mı oturuyoruz. Tam tersine, ne yapılıyorsa devlet, demir yumruğunu unutmadan yapılıyor… Diyarbakır annelerine, şehitlerin, gazilerin aziz hatıralarına bu ülkede kimse darbe vuramaz.Devletin yaptığı “silahların bırakılması” talebi, mevcut silahların götürülüp bir yere bırakılması değil. Silahı, Türkiye Cumhuriyeti devletine doğrultmaktan, teröre sarılmaktan artık kesin olarak vazgeçilmesi…4. Devlet, güçlendi, gücünü gördü ve gösteriyor…”Türkiye olarak, üç kıtanın kalbinde bulunan, stratejik önemi yüksek, küresel bilek güreşinin hiç eksik olmadığı bir coğrafyada yer alıyoruz. Böyle bir coğrafyada hayatta kalmanın birinci şartı caydırıcılıktır. Burada haklı olmak yetmez, hakkınızı korumak için aynı zamanda güçlü de olmak zorundasınız. Romantikler ve ülkemizdeki muhalefet anlamasa da, bu coğrafyada masadaki gücünüz, bileğinizin gücünden gelir. Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz boyunca bu hakikati defalarca tecrübe ettik, yaşadık ve gördük. Şu politikamızı her fırsatta vurguluyoruz. Türkiye dostları için bir güven ve emniyet kaynağıdır ama vatanımıza uzanan kirli elleri de, kimin olduğuna bakmadan, kıracak kudrete fazlasıyla sahiptir.”5. İş o raddeye varırsa yine bir gece ansızın gelebiliriz.”Suriye”deki ihtilafı ve DEAŞ tehdidini fırsata çevirip farklı hülyalar görenler, son gelişmeler sonrasında bölgemizin kadim gerçekleriyle yüzleşmişlerdir. Bu gerçek, bölgenin geleceğinde teröre yer olmadığıdır. Tercihini terörden ve şiddetten yana kullananlara bekleyen tek akıbet silahlarıyla birlikte toprağa gömülmektir. Açık söylüyorum, bunun önüne hiçbir güç geçemez. Türkiye, bekasını ve güvenliğini koruma noktasında nasıl tavizsiz bir iradeye sahip olduğunu pek çok kez göstermiştir. İş o raddeye varırsa yine bir gece ansızın gelebiliriz. Allah”ın izniyle, bunu yapabilecek gücümüz, kapasitemiz ve kabiliyetimiz ziyadesiyle mevcuttur. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır.”Evet, devlet aklını anlamaya çalışalım. İmralı heyetinin, siyasî parti ziyaretleri, suhulet ve sükûnet yolu için gerekli ve önemli.Ama kimse, ihanet histerisine tutulup oyun peşinde olmasın, tezgâh kurmaya kalkmasın.Kadife eldiven içinde demir yumruk var…
Source: Hüseyin Gülerce
M. Yalçın Yılmaz yazdı: Hassas süreçte siyaset kamuoyunu rahatlatmalı
Devlet Bahçeli”nin çağrısıyla DEM Parti”nin başlattığı ziyaret trafiği kamuoyunda yeterince anlaşılamadı. Meclisteki ziyaret trafiğinde fotoğraf veren büyük partilerin (AK Parti, MHP ve CHP) seçmen tabanlarında bir tedirginlik olduğunu görmezden gelemeyiz. Siyasetin kamuoyunu rahatlatması ve toplumdaki endişeleri gidermesi gerekiyor. Bölgemizdeki ateş topu yayılma riski taşıyor. Suriye sahasında geçtiğimiz yıllarda İsrail-İran savaşı sürdü. İsrail, Suriye sahasını vururken Şam yönetimi içine kapanmış ve konfor alanında sessizce yaşıyordu. Şimdi İsrail Suriye, Irak ve İran sahasındaki Kürtleri Tahran”a karşı hazırlamak için ABD”yi bölgeye davet ediyor. ABD”nin Suriye ve Irak”ta Kürt grupları nasıl bir maceraya sürükleyeceğini göreceğiz. ABD kendi çıkarları doğrultusunda Çin”in bölgedeki partneri İran”a müdahaleyi planlıyor. Bu müdahale hem Moskova-Tahran ilişkisi hem de Pekin-Tahran ilişkisini cezalandırma gayesi taşıyor. Yukarıdaki fotoğrafta gözükmeyen ancak bu sürece destek olan Körfez Araplarını unutmayalım. Körfez sermayesinin İran”ın etkisini kırmak için kolları sıvadığını, geçmişteki otonomi arayışlarını bir kenara ittiklerini söyleyebiliriz.Yeni Şam yönetimi, Lübnan ve İran arasındaki bariyerlerden biri. Lübnan”da Hizbullah”a sevkiyat yolu tıkandı. Irak ve Suriye”deki Kürt grupları ise iki ateş arasında. KDP ve KYB, İran”ın gölgesindeyken İran”a karşı nasıl konumlanacak göreceğiz. İran ve Irak Şiası farklı kodlara sahipti. Irak”ın işgal süreci ve sonrasında gelişen İran etkisi uzun bir müddet Bağdat”ın kollarını bağlamıştı. Bugünlerde Bağdat”a Tahran”dan uzaklaşma baskısı belirgin hale geldi.Siyaset kurumu bölgede yaşanan gerginlik hakkında kamuoyunu bilgilendirmeli. Hassas bir süreçteyiz ve serinkanlı politikacılar duygusal yurttaşları rahatlatmalı. Trump Ne Söylüyor?Trump”ın çılgınca açıklamaları dünyayı sarsıyor. Panama, Grönland, Kanada ve Arktikt Denizi”ne yönelen Trump, Rusya ve Çin”i izole etmek için adeta meydan okuyor. Bu köşede Pasifik ve Arktik (Kuzey Kutbu) vurgusu yapmıştık. İsveç ve Finlandiya”nın NATO”ya alınması için verilen çabayı Arktik Denizi”nde yaşanacak savaşla ilişkilendirmiştik. Ülkemiz akademisi son yıllarda bu sahaya odaklanmış ve epeyce kitap yayınlanmış durumda. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler kürsülerimiz Arktik”e yaşanacak gerilime dair tezler yaptırmış. Bu alanda 2014-2024 arasında 18 yüksek lisans tezi yazılmış. 2020-2024 arasında ise 4 doktora tezi yazılmış durumda. Bu tezlerin tahmini başlangıç tarihini dikkate alırsak 2017-2018 arası üniversitelerimiz Kuzey Kutbu”na odaklanmış. Arktik Denizi”nde buz kırıcı gemilerin artması, kestirme bir güzergâh olarak Çin ve Rusya”nın bu rotayı daha uzun süre kullanması ve bu havzadaki enerji kaynakları dikkat çekici boyuta ulaştı. Trump”ın Türkiye ve Erdoğan hakkındaki olumlu düşünceleri kafa karıştırıcı. Geçmişte yaşanan sorunlara rağmen Trump-Erdoğan ilişkisi krizleri çözebilecek mi göreceğiz. Ancak Ankara”da dışişleri kaynakları ABD ile sorunların çok sert tartışmalar yaşansa bile çözülecek bir süreçte olduğunu söylüyor. Zira devletin en üst katında “teröre asla müsaade edilmeyeceğini ve pazarlık yapılmayacağını” duyan kulaklar var.
Source: M. Yalçın Yilmaz
Coşkun Başbuğ yazdı: Adrese teslim
Şunu herkes biliyor ki Erdoğan konuştu mu boşa konuşmaz.Şuna herkes şahit ki Erdoğan hamaset olsun diye konuşmaz.Şu bir gerçek ki Erdoğan boş laf etmez.Erdoğan konuşmalarının muhakkak bir arka planı vardır, söylediği her kelimenin, her sözün bir karşılığı, bir kıymeti harbiyesi vardır, hepsi de adrese teslim sözlerdir.Arka planı iyi anlamak, konuşmada neler söylendiğini, nelere vurgu yapıldığını iyi analiz etmek gerekir.Anlayacak Akıl…Tüm bunları anlayabilmek için derin bir öngörü, işleyen bir devlet aklına ihtiyaç vardır.Elbette bu sıraladıklarım, sözlerim bu mesajları alacak zekaya sahip olanlar için geçerlidir.Bunlardan yoksun biri ya da birileri için yapacak bir şey yok, kaderlerine razı olacaklar.Geçtiğimiz günlerde Erdoğan tam da bu satırlara yakışan çok önemli bir konuşma yaptı.Söylediklerinde birçok yere gönderme, birçok kişiye yazılmış mektup vardı.Ben muhatap yerlerin bu mesajları almakta, anlamada zorlanacaklarını düşünerek süreci hızlandırma adına bu sözlerin kimlere söylendiğini açmak istiyorum.İşte o sözler, anlamları ve o cümlelerin muhatapları;”Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak en önemli önceliklerimizdendir.”Muhatabı: Alayı…Anlamı: Bu coğrafyada, bu topraklarda gözü olup tezgâh kurmaya çalışanlar akıllı olun, hesabınızı yeniden gözden geçirin. Aksi taktirde coğrafyayı başınıza geçiririz.”Arkasına terörü ve teröristi alarak siyaset olmaz. Dünyanın hiçbir ülkesi buna izin vermez.”Muhatabı: DEM ve Amerika.Anlamı: Siyaset yapıyorum tezgahıyla teröre destek veremezsin, terörist faaliyetlerde bulunamazsın. Bu oyunun sonu geldi, artık yapamayacaksınız.”Bölücü örgüt için çember daralıyor.”Muhatabı: PKK/YPG/SDG terör örgütü ve ona destek verenler.Anlamı: Örgüte sırtını dayayan aklı evveller ile dağda bayırda onun bunun tetikçiliğini yapan örgüt çapulcuları saatleriniz sayılı.”Suriye”nin parçalanmasına, üniter yapısının bozulmasına rıza göstermeyiz. Bu konuda risk görürsek gerekli adımları süratle atarız.”Muhatabı: Şu an bölgede kapı kapı dolaşıp örgüte özerk bölge yaratmaya çalışan akıl fakiri Amerika ve Fransa ile oluşan yeni durum nedeniyle güç zehirlenmesi yaşama riski olan yeni Suriyeli siyasetçilere.Anlamı: Suriye”de özerk bölge yaratmaya çalışanlar, bu oldu bittiği aklınızdan dahi geçirmeyin. Çünkü böyle bir durum asla olmayacak, böyle bir oluşuma asla müsaade etmeyeceğiz. Şansınızı zorlayıp bizi sahaya indirmeyin.”Türkiye, bekasını koruma noktasında tavizsiz iradeye sahip olduğunu pek çok kez göstermiştir. İş o raddeye varırsa yine bir gece ansızın gelebiliriz.Muhatabı: Alayı…Anlamı: Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bölgedeki bütün gelişmeleri an be an, adım adım takip ediyoruz. Hiç kimse oyun kurmaya ya da oyun çevirmeye kalkmasın, riski gördüğümüz an harekata başlar sahayı başınıza geçiririz.”Açtıkları hendeklerle kantonculuk peşinde koşanları nasıl o çukurlara gömdüysek, bugün de aynı niyeti taşıyanlar çıkarsa bedelini onlara misliyle ödetiriz.”Muhatabı: Alayı…Suriye”de hendek peşinde koşanlar ülkemizde olanları hatırlasınlar. Hatırlayın ve ona göre plan yapın. Açtığınız tünellere, kazdığınız çukurlara gömülmeyi göze alıyorsanız meydan sizin haydi buyurun.”Tercihini terörden ve şiddetten yana kullananları bekleyen tek akıbet silahlarıyla toprağa gömülmektir. Açık söylüyorum bunun önüne hiçbir güç geçemez. Biz iktidar ve ittifak olarak terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştireceğiz. Biz bunun sükûnetle olmasını istiyoruz. Bu yol tıkanır ve dinamitlenirse o zaman devletin kadife eldivene sarılı demir yumruğunu vurmaktan çekinmeyiz.”Muhatabı: Örgüt ve DEMAnlamı: Terörü sonlandıracağız, buna kesin kararlıyız. Bunu yaparken istiyoruz ki iş kolaylıkla yürüsün. Bu mantıkla sizlere iki yol sunuyoruz. Ya silahlarınızı bırakın teslim olun ya da silahlarınızla birlikte yok olmayı göze alın. Tercih sizin. İki yolun da varacağı nokta aynı. Ama güzellikle ama zorla mutlaka o noktaya geleceksiniz.Sonuç…Tüm bu söylenenlerden anlaşılacak olan şu…Öyle ya da böyle Irak”ta, Suriye”de ve Türkiye”de coğrafyanın başına bela edilen terörün sonu geldi.Terör, terörist ve bunlara destek verenler hep birlikte yok olacaksınız.Bu günler iyi günleriniz, bugünler son günleriniz keyfini sürün.Ülke içindeki hainler mi?Onlar bu sürecin sonunda bedel ödeyecekler.Biraz sabredin.Bu milletin bu devletin alacaklı olduğu kimse yok tarihte.Rahat olun…
Source: Coşkun Başbuğ
Hasan Hüseyin Öz yazdı: Hukuk tesis etmek ve muhalefetin açmazı
Bir kesim hala anlamadı, ama Türkiye, tarihinin üzerindeki yirminci yüzyıl tozunu kaldırdıkça bölgesel gerçekliği daha sağlıklı bir şekilde okuyor ve ona göre de bir strateji geliştiriyor.Hiç uzağa gitmeye gerek yok; Suriye devriminden sonra emperyalist Batı başkentlerindeki Türkiye algısına bakın yeter.”Sol liberallerin zehirlediği ve tarih bilinçleri ideolojik saplantıları kadar olan o malum kesim” yine burun kıvıracaklar ama bu delili onlar için yazdım, yoksa, derin bir kriz içinde kıvranan dünün mandacı, sömürgeci güçlerine itibar edecek halimiz yok.Bu sütunda yazı yazmaya başladığım ilk günden itibaren “Türkiye ne yaptıysa Amerika”ya ve onun şekillendirdiği oligarşik düzene rağmen yaptı” sözünü sık sık tekrarladım.Öyle ki… gelinen noktada Türkiye hukuk tesis ederek bir düzen inşa eden güç olarak temayüz etmeye başladı.Evet, tarihi ve coğrafi gerçeklere dayanarak geliştirilen akılcı bir stratejinin adım adım, sabırla sahaya yansıtıldığına şahit oluyoruz.Tabi şunu da söylemek lazım ki, Türk devletinin, geçen yüzyılın emperyalist stratejilerine göre “Ortadoğu” namıyla kodlanmış bölgenin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan”ın ifadesiyle “yeni gerçeklik” çerçevesinde yeniden ele aldığını da görüyoruz bugün.Bugün Türk devletinin icra makamında olan politika yapıcıların…1-Geçen yüzyılın yükselen güçlerinin bugün içine yuvarlandıkları krizi iyi hesapladıklarını;2- Yeni gelişen küresel kaos stratejilerinin sebep olacağı muhtemel bölgesel jeopolitik hareketliliğe karşı kendi bağımsız politikalarını geliştirmek için söz gelimi savunma sanayinde gerçekleştirdiği bağımsızlıkçı atılımlarda olduğu gibi güç denklemini ayakları yere basan bir mantıkla oluşturduklarını;3- Bütün bunların da ötesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın söylemlerinde temayüz eden “küresel adaletsizliğin kaynağı olan sistem” eleştirisi ve bu sisteme karşı “adil bir dünya” çağrısında olduğu gibi, hukuku merkeze alan, hatta hukuk tesis edebilme iddiasında bulunan küresel aktör olma yolunda hazırlıklar yaptıklarını özgüvenle söyleyebiliriz.İç ve dış gelişmeleri, iktidarı ele geçirmek için fırsat bilen arkaik NATO”cu kafaların bu süreci kavrama ihtimalleri bile yok. Onların tek dertleri, müstakbel risk ve tehditleri bir korku üretecek şekilde kullanarak, istismar ederek toplumu çözündürmek, müdahaleye açık hale getirmek. Maalesef gerçek bu.Oysa ben, sahici muhalefetin de Türkiye”nin tarihi ile bütünleşen ve coğrafyasında düzen tesis etme kapasitesini kavrayan bir akılla oluşacağını düşünüyorum. Ama mümkün mü?
Source: Hasan Hüseyin Öz
Göreve gelmeye hazırlanan Trump”tan İran”a tehditkar mesaj!
Keskin ve radikal politikalarıyla bilinene Donald Trump”ın Beyaz Saray”a dönüşü, yeni dönemde birçok diplomatik krizi doğuracak. Donald Trump 20 Ocak”ta Beyaz Saray”a dönecek ve İran politikası Tahran”daki yöneticiler üzerindeki baskıyı daha da artıracak. Öyle ki ABD”nin seçilmiş başkanı Donald Trump”a, bu ayın sonlarında gerçekleşecek yemin töreni öncesinde İran”ın dini lideri Ali Hamaney”e bir mesajı olup olmadığı soruldu. Trump, bu soruya “Ona şans diliyorum.” şeklinde cevap verdi.
Source: Internet Haber
ABD ve İngiltere”den Yemen”e hava harekatı
Husilere ait el-Mesire televizyonunun haberinde, ABD ve İngiltere”nin Yemen”e 6 hava saldırısı düzenlediği belirtildi.Başkent Sana”nın Carban bölgesinin 2 hava saldırısıyla hedef alındığı aktarılan haberde, kuzeyde yer alan Amran vilayetine 3 ve Kızıldeniz kıyısındaki Hudeyde kentine de bir saldırı gerçekleştirildiği ifade edildi.Haberde, söz konusu saldırılarda can kaybının olup olmadığına dair bilgi verilmedi.Husiler dün de ABD ve İngiltere”nin başkent Sana ile Amran vilayetlerini 7 hava saldırısıyla bombaladığını duyurmuştu.- Kızıldeniz”deki durumYemen”de İran”ın desteklediği Husiler, İsrail”in Gazze”deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim 2023″ten bu yana Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu belirttikleri ticari gemilere el koyuyor ve bazılarına da insansız hava araçları ve füzelerle saldırıyor.Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz”deki seferlerini durdurma kararı aldı.ABD ise küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık 2023″te bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlerine karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu “deniz görev gücü” oluşturulduğunu açıkladı.ABD ve İngiltere”nin, Yemen”de kontrollerinde bulunan bölgelere saldırısı üzerine Husiler, bu iki ülkenin tüm gemilerini hedef alacağını duyurdu.
Source: Www.star.com.tr