Küresel Politika Gündemi: Müzakereler, Krizler ve Çözüm Arayışları

Netanyahu, ABD-İran müzakerelerinin hafta sonu yapılacağını Trump”tan basın karşısında öğrendi

İsrail”in “Kol-Barama” radyosuna konuşan Fuchs, ABD”nin, İran ile planlanan görüşmelerini değerlendirdi.

Fuchs, Netanyahu”nun bu görüşmelerden haberdar olduğunu ancak söz konusu doğrudan nükleer müzakerelerin bu hafta sonu gerçekleşeceğini bilmediğini belirtti.

Yossi Fuchs, Netanyahu”nun ABD”nin İran”la doğrudan müzakereleri bu hafta sonu gerçekleştireceğini Trump”tan, basına açık görüşmede öğrendiğini bildirdi.

ABD Başkanı Donald Trump ile Başbakan Netanyahu arasında yakın bir bağ olduğunu savunan Fuchs, “Başkanın ekibinin, İsrail”i en çok kimin sevdiği konusunda yarıştığını” öne sürdü.

ABD Başkanı Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile dün Beyaz Saray”daki görüşmesinde İran ile doğrudan görüşmeler yaptıklarını kaydederek, “İran ile doğrudan görüşüyoruz. Belki de harika olacak bir anlaşma yapılacak. (12 Nisan) Cumartesi günü en üst düzeyde bir araya geleceğiz ve nasıl sonuçlanacağını göreceğiz.” demişti.

İran ile nükleer anlaşmadan 2018″de tek taraflı ülkesini çeken ABD Başkanı Donald Trump, İran ile doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunan bir mektubu geçen ay İran lideri Ayetullah Ali Hamaney”e göndermişti.

Tehditler de içeren mektuba İran, Umman üzerinden yanıt vererek, tehdit ve baskı altında doğrudan müzakere etmeyeceklerini, yalnızca dolaylı görüşmelere hazır olduklarını duyurmuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


ABD Türkiye-İsrail arasında arabulucu olacak mı… Ankara konuya nasıl bakıyor

Peki Ankara bu açıklamalara nasıl bakıyor? Üst düzey kaynaklardan edindiğim bilgileri sizlerle paylaşarak başlayacağım. Hatırlatmak gerekirse; Türkiye komşuluk ilişkilerinin son dönemde “kötüleştiğini” söyleyen Netanyahu, “Suriye’nin Türkiye dahil hiç kimse tarafından İsrail’e saldırı üssü olarak kullanılmasını istemiyoruz” diye ekledi. Netanyahu, “Bu çatışmayı çeşitli şekillerde nasıl önleyebileceğimizi tartıştık ve bu amaç için Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’ndan daha iyi bir muhatap bulamayacağımızı düşünüyorum” dedi. ABD Başkanı Trump da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok iyi ilişkileri olduğunu anlattıktan sonra; “Az önce Başbakan’a, Bibi’ye (Binyamin Netanyahu) ‘Türkiye ile bir sorununuz olursa, gerçekten çözebileceğimi düşünüyorum’ dedim. Biliyorsunuz, Türkiye ve lideriyle çok çok iyi ilişkilerim var, bence çözebiliriz” ifadelerini kullandı.ANKARA SURİYE SAHASINA NASIL BAKIYOR?Gelelim Ankara’nın Suriye sahasındaki duruma nasıl baktığına:◊ Ankara’ya göre Suriye sahasında bir güvenlik açığı var. Bu güvenlik açığının giderilmesi Türkiye başta olmak üzere tüm bölge ülkeleri için büyük önem taşıyor.◊ Suriye’deki bir karışıklık bölge ülkelerine olumsuz yansıyabilir. Ankara bunu istemiyor.◊ Suriye’nin içinde bulunduğu durum askeri kabiliyetlerin de kullanılmasını gerektiriyor.◊ DEAŞ ile mücadele konusunda bölge ülkeleri ile oluşturulan koalisyonun harekât merkezi de Suriye’de olacak.◊ Kısacası Suriye’nin tüm güvenlik açıklarının giderilmesi, askeri kabiliyete kavuşması için Ankara destek vermekte kararlı.ANKARA İLE İSRAİL ARASINDA NORMALLEŞME MÜMKÜN MÜ?Türkiye ile İsrail arasında bir normalleşme İsrail’in bu tutumu ile mümkün görünmüyor. Nedenlerine gelince;◊ Normalleşme adımı için Gazze’den çekilmesi gerekiyor. Bununla birlikte iki devletli çözümün hayata geçirilmesi şart.◊ Bu yüzden Ankara ABD’nin arabuluculuğunda bir normalleşmeyi gündemine almıyor.◊ Ancak Ankara Suriye sahasında İsrail ile karşı karşıya gelmek istemiyor. Yani bir çatışma da istemiyor. Bu nedenle operasyonlar öncesi bilgi paylaşımı için bir çaba var.◊ Diğer yandan çatışmasızlık mekanizmasının tesisi için dolaylı yollardan yani üçüncü ülkeler üzerinden çalışma sürdürülebilir.CEO DEPREMİPeş peşe aldığı kararlar, dünyaya ülkesinin soyulduğu iddiasıyla uygulamaya geçtiği vergi tarifesi, küresel ekonomiyi allak bullak etmesi, jeostratejik alanda yapmaya çalıştığı değişiklik ve tüm bunları yaparken kullandığı üslup… Sanki başkan değil, dünyanın en büyük şirketlerinden birinin acımasız CEO’su gibi. ABD Başkanı Donald Trump’tan bahsediyorum değişik hatta oldukça değişik bir isim.Bir yandan tarifeleri hayata geçirdi, bir yandan tam CEO tavrıyla pazarlık masasının açık olduğunu söyledi. Politikaları başarılı olur mu yoksa birçok ayağa yere basan ekonomistin yorumlarından yola çıkarak; belirsizlik, öngörülemezlik, iş akışının durmasını ve resesyonu getirir mi? Bu durumda Trump politika değişikliğine gider mi? Bu soruların yanıtlarını yaşayarak göreceğiz. Trump bu… “Her şeyi yapabilir, her kararı değiştirebilir” algısı çoktan benimsenmiş durumda.“ABD soyuluyor, yıllardır soyuluyor” cümlesi hadi kendisi ve ekibinin yaptığı hesaplamalardan yola çıkarak kendilerince doğru olsun. Yıllardır ABD’nin soyduğu ülkeler ne yapsın?Gelelim üslubuna… İstediğini alabilmek için her türlü tehdidi masaya getiren, her lidere basın önünde “Patron benim” hatırlatmasında bulunan, görüşme içeriklerini karşı tarafa nezaketen bile bildirmeye ihtiyaç duymadan basına açıklayan bir politikacı.Son olarak “Bazı ülkeler beni arıyor, … öpüyorlar. Bir anlaşma yapmak için can atıyorlar” sözüyle politik üslubuna tüy dikmiş bir başkan. Bu nedenle başkandan daha çok Amerikan yapımı bir dizide acımasız bir CEO izler gibiyim.

Source: Hande Firat


Önemli olan Trump’ın Erdoğan’ı övmesi değil

Trump, Erdoğan için “onu seviyorum” demiş.- Trump, Erdoğan için “akıllı adam” demiş.- Trump, Erdoğan’ın Suriye’yi aldığını söylemiş.Bunların hiçbir önemi yok.* Trump bu.Bugün böyle der, yarın başka bir şey der.Trump’ın övgüsüne de yergisine de bel bağlanmaz.* Zaten olayın önemli kısmı, Trump’ın Erdoğan’ı övmesi değil.* Olayın önemli kısmı şuralar:* – Trump’ın Netanyahu’nun gazına gelip Türkiye’nin aleyhinde konuşmaması.- Trump’ın Netanyahu’ya “Türkiye ile aranızı bulurum ama sen de makul olacaksın” demesi.- İsrail basınının “Netanyahu’nun en kötü Beyaz Saray görüşmesi” diye ağlaması.- İsrail’in kendini inceden aşağılanmış, küçülmüş hissetmesi.- Erdoğan’ı şikâyete giden Netanyahu’nun Erdoğan övgüsü dinlemek durumunda kalması. PEKİ YA TRUMP ŞÖYLE DESEYDİ TRUMP çıkıp da şöyle deseydi:* “İsrail’in güvenlik endişelerine katılıyorum. Türkiye, Suriye’de üs kuramaz. Netanyahu kardeşimin kaygıları, makul kaygılardır. Türkiye’yi uyarıyorum.”* İsrail’in baş dostu olan Trump’ın böyle bir yaklaşım sergilemesinin önünde bir engel mi vardı?Hayır yoktu.* Böyle demeyip tam tersini söylemesi…Türkiye açısından olumlu değil mi?* Ortada bu kadar net, bu kadar yalın, bu kadar basit, bu kadar sade bir gerçeklik varken…Trump’ın sözlerinin Türkiye’nin aleyhine olduğunu kanıtlamak için bin dereden su getiren CHP’li sözcülerin çabası ne kadar tuhaf bir çaba.GİRİŞ / GELİŞME / SONUÇ – GİRİŞ: Netanyahu, Trump’a Türkiye’yi şikâyet etmeye gitmişti. “Abi, Türkler Suriye’ye hâkim oldu. Biz Türkiye’nin Suriye’deki etkinliğinden rahatsız oluyoruz. Şunlara bir ayar ver” diyecekti.* – GELİŞME: Trump, Netanyahu’nun beklentisini karşılamadı. Bunu yapmadığı gibi Erdoğan’ı Suriye’nin fatihi ilan etti. Netanyahu da Trump’ın bu sözlerini kös kös dinlemek zorunda kaldı.* – SONUÇ: Netanyahu’nun planı işe yaramadı. Netanyahu eli boş döndü. Netanyahu, Trump’ı manipüle edemedi. Netanyahu istediğini alamadı.BU MASALI İNANARAK ANLATMIYORLARDIR UMARIM GÜYA Erdoğan, Trump’la telefon görüşmesinde…“Sayın Başkan, Ekrem İmamoğlu’nu tutuklayacağız. Sizin açınızdan sorun olmaz değil mi” demiş.* Güya Trump da Erdoğan’a…“Ha! Kim? Kent lokantaları açan Ekrem İmamoğlu mu? Hiç sorun olmaz. Rahat oyna” diye yanıt vermiş.* İmamoğlu da bunun üzerine tutuklanmış.* Bunu ciddi ciddi anlatıyorlar.* Bu masala milleti inandırmaya çalışmak…Büyük bir sorundur.Bu masala içtenlikle inanmak ise…Çok daha büyük bir sorundur.* Bu masalı anlatanlar umarım inanarak anlatmıyorlardır, sadece milleti kandırmak için anlatıyorlardır.Diğer seçenek gerçekten fena.PEKİ YA GAZZE TRUMP’ın Gazze için yaptığı vahşi planı hepimiz biliyoruz.Gazze’de etnik temizlik yapmayı planlıyor adam.Gazze halkını oradan çıkardıktan sonra da cicili bicili binalar falan dikecek oraya.* Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu planın en büyük düşmanıdır.* Erdoğan’ın önünde iki seçenek var:* – Ya Trump’a en üst perdeden vurarak plana karşı mücadele edecek.- Ya da Trump’la arasında oluşan ilişkiye yaslanarak Trump’ın bu vahşi plandan vazgeçmesini sağlayacak.* Ben Gazze’nin geleceği açısından birinci şıkkın değil de ikinci şıkkın sonuna kadar denenmesi gerektiğine inananlardanım.BAYRAKÇI HİNDİSTAN’I NASIL SALLADI GEÇEN pazartesi akşamı Tarafsız Bölge’de Hakan Bayrakçı, şöyle dedi:* “Türk Ordusu isterse 72 saatte Tel Aviv’e girer. Bu ne bir tehdittir ne de bir abartıdır. Türk milletinin ve ordusunun caydırıcılığının açık bir göstergesidir.”* “72 saatte şuraya gireriz, 48 saatte şuradan çıkarız” tarzı sözlerle aram pek hoş değildir.Bir de bu tür saptamaların istismara açık tarafları vardır.Bu yüzden “Abi söyleme böyle şeyler ya” falan diye araya girip geveledim.* Sanki içime doğmuş gibi “Hindustan Times”, Hakan Bayrakçı’nın sözünü “Türkiye Tel Aviv’e girme tehdidinde bulunuyor. 72 saat geri sayım” falan diye haber yapmış.* İlahi Hakan Bayrakçı. Buradan bir konuşuyorsun Hindistan’ı sallıyorsun.Vallahi senden korkulur.

Source: Ahmet Hakan


Erdoğan’dan gençleri sokağa döken CHP’ye tepki: Timsah gözyaşı döküyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM”de gerçekleştirilen grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İşte söyledikleri: CUNTA DEMEK CHP DEMEKTİR: CHP Genel Başkanı”na, şayet biraz cesareti varsa, vesayet lekeleriyle adeta katrana dönmüş kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum. Sayın Özel, 1950″den bu yana sandıkta yoksunuz; millet size yetki vermiyor ve siz, 1950″den bu yana cuntalardan medet umuyorsunuz. Denklem gayet basit. CHP demek cunta demektir, cunta demek CHP demektir. CHP sadece “yolsuzluğun” değil, aynı zamanda bu ülkede “darbeciliğin” de kitabını yazmıştır. Eğer, o hakaret ettikleri, o tehdit savurdukları bağımsız yargı olmasaydı, şu anda bile CHP, kendi içinden çıkan cunta yönetiminin esiri olacaktı. DENİZ GEZMİŞ”İN İDAMINI İZLEDİNİZ: Şimdi çıkmışlar, yok şu gözaltına alındı, yok bu tutuklandı, yok onu serbest bırakın. Başınıza ne geldiyse, sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi, sizin koltuk hırsınız, sizin dizginlenemez kibriniz yüzünden geldi, sizin açgözlülüğünüz yüzünden geldi. CHP”yi bu bataklığın, bu mafya düzeninin içine siz soktunuz. İstanbul”da Escobar düzeni kurdunuz, Kendi içinizdeki meseleyi örtmek için de sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri öne sürüp belediye binalarına saklanan sizsiniz. Tarih boyunca hep bunu yaptınız. Sandıkta kazanamayınca, gençleri sokağa döktünüz, onların kavgalarından, çatışmasından, hatta onların akan kanından kendinize rant devşirdiniz. Kurtla avladınız, çobanla yediniz, sonra sürünün sahibiyle oturup timsah gözyaşları döktünüz. Buradan soruyorum, bugün sürekli üzerinde tepindiğiniz Deniz Gezmiş”i sahaya süren siz değil misiniz? İdamını izleyen, güya mezarı başında gözyaşı döken siz değil misiniz? Tüm bunlardan sonra utanmanız gerekirken, işinize her geldiğinde Deniz Gezmiş”i kullanan siz değil misiniz? Şimdi de bir yandan gençleri sokağa çağırıyor, kışkırtıyor, küfrettiriyor, polise saldırtıyorsunuz, sonra utanmadan timsah gözyaşı döküyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu ülkenin gençlerini size kullandırtmayız. Gençleri yolsuzluklarınıza paravan yapmanıza müsaade etmeyiz. DARBECİLERİN SIRTINI SIVAZLADILAR: (Özgür Özel) Haddini aşarak, bizi cuntacılıkla itham ediyor. Türkiye”deki ilk şeffaf seçimde CHP iktidardan uzaklaştırıldı ve o günden bugüne tek başına iktidara gelemedi. Peki, CHP iktidara gelemeyince, sandıktan çıkamayınca ne yaptı? 27 Mayıs cuntasının taşlarını döşedi. 12 Mart Muhtırası”nı alkışladılar. 27 Aralık 1979 Muhtırası”na ve 12 Eylül cuntasına giden yolu açtılar. 28 Şubat darbesine alenen alkış tuttular. 15 Temmuz”da tankların önünden kaçıp televizyon karşısında keyifle kahvelerini yudumladılar. Türkiye”deki her darbenin, her darbe girişiminin, her muhtıranın, her cuntanın taşlarını döşediler, alkışladılar, darbecilerin sırtını sıvazladılar. BOYKOT ÇAĞRISI BUMERANG GİBİ CHP”Yİ VURDU Geçen hafta, Türk ekonomisinin gücünü test etme imkânı bulduk. Muhalefetin, ekonomimize zarar verme girişimlerini boşa çıkardık. Milletimiz, sırf yolsuzluklarını gözlerden kaçırmak için ülkesine ve milletine kasteden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi. Gezi olaylarında “Tüketmeyin, ekonomi dursun” çağrıları nasıl çapulcuların ellerinde patladıysa, CHP”nin “boykot” çağrısına da millet itibar etmedi. Yani boykotçular, bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Türkiye ekonomisini batıracaklarını zannedenler, bir kez daha avuçlarını yaladı, kös kös oturmak zorunda kaldı. Çok büyük bir çaresizlik içindeler. 3 haftada tüm itibarlarını kaybettiler. Milletin nazarında rezil rüsva oldular. Batılı efendilerinden de hiçbir destek göremediler. Boykot çağrıları deseniz ekonomiyi değil, “bumerang” gibi döndü CHP yönetimini vurdu. Yani kelimenin tam anlamıyla tüm cephelerde bozguna uğradılar. FİRARİLER YAKALANDIKÇA DANANIN KUYRUĞU KOPACAK CHP kendi iç meselelerini örtmek, İstanbul”da patlayan yolsuzluk barajının önünü tıkamak için ülke gündemini esir almak istiyor. Eteklerinin neden tutuştuğunu, niçin bu kadar hırçınlaştıklarını, neyi saklamaya, neyi yargıdan kaçırmaya çalıştıklarını çok çok iyi biliyoruz. Şunu sizin ve milletimizin de bilmesini arzu ediyorum: Firariler yakalanıp yargıya teslim edildikçe, dananın kuyruğu asıl o zaman kopacak. İtiraflar ve yeni delillerle soruşturmalar derinleştikçe CHP”nin niye sokağı adres gösterdiği, neden provokasyona giriştiği daha net görülecektir. TİYATRO OYUNU SAHNELİYORLAR Son 20 gündür bir tiyatro izliyoruz; daha doğrusu, “hisseli harikalar kumpanyası”. Oyunun yazarı CHP”liler, oyunun kurgucusu CHP”liler, oyunun figüranları CHP”liler, sahne, CHP”nin sahnesi, perdeyi açan CHP, kapatan CHP. Bilinmeyen ise bu “orta oyununun” kavuğunun kimde olduğuydu. Şimdi kavuk Sayın Özel”in başına geçmiş oldu. Ancak, 20 gündür oynanan bu “tuluattan” bir türlü anlayamadığımız, sahne ışıklarının sahneye değil, bize doğrultulmuş olmasıdır. Kusura bakmayın, kendi iç tartışmalarınızın faturasını ne bize, ne de millete ödetemezsiniz. BUNLARIN FAŞİZAN BASKISINA BOYUN EĞMEYİN “Sessiz kaldı” diye, “Açıklama yapmadı” diye, “Bizim istediğimiz ölçüde destek vermedi” diye sanatçılara, medya kuruluşlarına, yerli şirketlere baskı yaptılar. Yıllardır yol yürüdükleri ekran yüzlerini, sırf istedikleri kadar bağırmadı diye, adeta linç ettiler. Bunun adı, en ilkel, en barbar haliyle faşizmin ta kendisidir. Daha iktidar umudu yokken bunu yapanlar, ezkaza, ellerine yetki geçse neler yapar, varın siz düşünün. Allah”ın izniyle bunlarla hiçbir yere varamazlar. Kimse bunların faşizan baskılarına boyun eğmesin. Kimsenin korkusu olmasın. Kimse çekinmesin. Kimse öfkeye, yılgınlığa, endişeye kapılmasın. Türkiye”yi yerinde sayanlar, yerinde zıplayanlar değil, son 23 yıldır olduğu gibi hedeflerine doğru emin adımlarla yürüyenler istikbale taşıyacaktır. Küresel ekonomi zorlu bir sınavdan geçmektedir. Son 1 haftada uluslararası ticaret savaşları, yeni bir boyuta evrildi. Dünyada ciddi bir belirsizlik ortamı var. Ama Türkiye”nin de yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var. Ticaret, üretim ve ihracat tarafında menfi bir durum beklemiyoruz. Düşük tarife uygulanan ülkeler arasında olmamız hasebiyle, bu muhataralı dönemi, birçok ülkeye kıyasla, daha kolay atlatacağımıza inanıyoruz. TÜRKİYE ARTIK OYUN KURUCU ÜLKE Dünyamız, özellikle ekonomi ve askeri kapasite bakımından tek kutuplu bir yapıdan çok kutuplu bir mimariye doğru hızla yol almaktadır. Küresel düzen çatırdadı. Tarihi olduğu kadar sancılı da olan bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, sahada ve masada en güçlü konumda bulunan ülkelerden biri Türkiye”dir. Yeni düzenin kurucu aktörlerinden biridir. Türkiye”siz bir denklem kurulamayacağı, kurulsa dahi bunun yaşama şansının olmadığı, küresel aktörler tarafından da kimi zaman gönüllü, ama çoğu zaman mecburen kabulleniliyor. İdrak yolları kapalı olmayanlar, şu hakikati çok net görmektedir: Türkiye, 23 yıldır temelini adeta tuğla tuğla ördüğü güçlü altyapısıyla yeni döneme damgasını vurmaktadır. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, günden güne ete kemiğe bürünmekte, milli ülkümüz olarak tüm ihtişamıyla şimal yıldızı misali parlamaktadır. Ülkemizdeki muhalefetin anlamak istemediği gerçeklik, işte budur. Onlar hâlâ eski Türkiye”de yaşadıklarını sanıyorlar. Onlar hâlâ Türkiye”nin icazetle iş gördüğü zannıyla hareket ediyorlar. Oysa Türkiye, AK Parti hükümetleri döneminde “icazet alan” değil, tam tersine “icazeti aranan” ülke konumuna gelmiştir. DEM PARTİ HEYETİYLE GÖRÜŞME BUGÜN “Terörsüz Türkiye” hedefi gibi ülkemizin geleceği açısından hayati önemde meselelerimiz var. Cumhur İttifakı olarak büyük bir titizlikle, büyük bir sabırla yürüttüğümüz bu süreci inşallah ülkemizin hayrına olacak şekilde neticelendireceğiz. Yarın (bugün saat 13.30″da) DEM heyetini kabul ederek hem kendileriyle görüşecek hem de “terörsüz Türkiye” hedefine ulaşma irademizi teyit edeceğiz. Türk”üyle, Kürt”üyle, Arap”ıyla, Alevi”si-Sünni”siyle hem ülkemizi hem de bölgemizi imar ve ihya etmeye; topraklarımızda huzuru hâkim kılmak için gayret göstermeye inşallah devam edeceğiz.

Source: Mehmet Fahri̇ Özkan


Gazze şeridi ölüm tarlasına döndü

Dünya izliyor, İsrail her gün yeni bir savaş suçu işliyor. İşgalci İsrail ordusu dün de Gazze kentinin Şucaiyye Mahallesi”nde yerleşim yerini bombaladı. 10 evi hedef aldılar. Evlerde 150″den fazla sivilin sığındığı öğrenildi. 29 Filistinli daha şehit oldu. 50″den fazla kişi yaralandı, 80 kişiye de ulaşılamadığı öğrenildi. REFAH”I ENKAZA ÇEVİRECEKLER Filistinli yetkililer ölenlerin sayısını 100″ü bulabileceğini açıkladı. Şiddetli bombardımanın ardından hayatını kaybedenlerin neredeyse tamamı yine kadınlar ve çocuklar oldu. Görgü tanıkları füzelerin etkisiyle çok sayıda kurbanın vücudunun parçalara ayrıldığı ve hayatta kalanların kopan uzuvları toplayarak kimlik teşhisi yapmaya çalıştıklarını aktardı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Gazze ölüm tarlasına dönüştü, siviller sonsuz ölüm döngüsünün içinde” dedi. BM”den ayrıca bir aydan uzun süredir yardımların ulaşmadığı Gazze”de güvenli yer olmadığı bildirildi. İsrail”in ateşkesi bozarak saldırılarını başlattığı 18 Mart”tan bu yana Gazze”de 1482 Filistinli öldü. İsrail”in 7 Ekim 2023″ten beri düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 50 bin 846″ya, yaralıların sayısı da 115 bin 729″a yükseldi. Öte yandan İsrail merkezli Haaretz gazetesine göre işgal güçlerinin yeni planı Refah”a yönelik olacak. Yerinden edilmiş Filistinliler için son sığınak konumundaki Refah”ta halihazırda en az 200 bin Gazzeli bulunuyor. Haberde İsrail”in Gazze”yi bölerek Refah”ı tamamen ele geçirmeyi planladığı kaydedildi. İsrail”in böylece Gazze”yi Mısır”dan kalıcı olarak ayırmayı da hedeflediği belirtildi. 60 BİN ÇOCUK AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA Gazze Şeridi”nde 60 bin çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı açıklandı. İsrail, 2 Mart”tan bu yana insani yardım girişini engelliyor. Abluka sürerken İsrail işgalci ordusu, yardım mutfağını da vurdu. Sınır Tanımayan Doktorlar “İsrail Gazze”deki sözde güvenli bölge dediği El-Mevasi”deki kliniğine yakın bir yeri vurdu” açıklamasını yaptı. ABD”DE FİLİSTİN”E DESTEK VERENLERE ÇÖP ATILDI ABD”nin New York kentinde Filistin”e destek için toplanan göstericilerin üzerine çamaşır suyu dökülüp çöp atıldı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülere, Manhattan bölgesinde yürüyüş yapan göstericilerin üzerine, çevredeki bir apartmanın balkonundan çöp atıldığı yansıdı.

Source: Sabah


Netanyahu ABD-İran müzakerelerini basın karşısında öğrendi

İsrail Hükümet Sekreteri Yossi Fuchs, Başbakan Binyamin Netanyahu nun ABD nin İran la doğrudan müzakereleri bu hafta sonu gerçekleştireceğini ABD Başkanı Donald Trump tan, basına açık görüşmede öğrendiğini bildirdi. İsrail in Kol-Barama radyosuna konuşan Fuchs, ABD nin, İran ile planlanan görüşmelerini değerlendirdi. Fuchs, Netanyahu nun bu görüşmelerden haberdar olduğunu ancak söz konusu doğrudan nükleer müzakerelerin bu hafta sonu gerçekleşeceğini bilmediğini belirtti. Yossi Fuchs, Netanyahu nun ABD nin İran la doğrudan müzakereleri bu hafta sonu gerçekleştireceğini Trump tan, basına açık görüşmede öğrendiğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ile Başbakan Netanyahu arasında yakın bir bağ olduğunu savunan Fuchs, Başkanın ekibinin, İsrail i en çok kimin sevdiği konusunda yarıştığını öne sürdü. ABD Başkanı Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile dün Beyaz Saray daki görüşmesinde İran ile doğrudan görüşmeler yaptıklarını kaydederek, İran ile doğrudan görüşüyoruz. Belki de harika olacak bir anlaşma yapılacak. (12 Nisan) Cumartesi günü en üst düzeyde bir araya geleceğiz ve nasıl sonuçlanacağını göreceğiz. demişti. İran ile nükleer anlaşmadan 2018 de tek taraflı ülkesini çeken ABD Başkanı Donald Trump, İran ile doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunan bir mektubu geçen ay İran lideri Ayetullah Ali Hamaney e göndermişti. Tehditler de içeren mektuba İran, Umman üzerinden yanıt vererek, tehdit ve baskı altında doğrudan müzakere etmeyeceklerini, yalnızca dolaylı görüşmelere hazır olduklarını duyurmuştu.

Source: Habertürk


Erdoğan, DEM Parti heyetini kabul edecek! Gözler Beştepe”de

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “ın DEM Parti İmralı heyeti ile görüşme yapıp yapmayacağı merak konusuydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın DEM Parti heyeti ile görüşeceğinin açıklanmasının ardından gözler kritik zirveye çevrildi. Erdoğan, Beştepe”de bugün saat 13:30″da Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan”dan oluşan DEM Parti heyeti ile bir araya gelecek. MASADA TERÖRSÜZ TÜRKİYE VAR Erdoğan”ın kabulünde Terörsüz Türkiye sürecinde atılacak adımların masaya yatırılacağı belirtiliyor. DEM PARTİ HEYETİNİN SİYASİ PARTİ TURU DEM Parti İmralı heyeti bugüne kadar iki kez siyasi parti turu gerçekleştirdi. O turlar kapsamında AK Parti Meclis yönetimi ve Genel Başkan Yardımcıları ile görüşüldü. Heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşme sonrası 4″üncü kez İmralı”ya gitmesi de bekleniyor. PKK”YA FESİH ÇAĞRISI Gözler bir yandan da İmralı”nın “Kendinizi feshedin” çağrısı sonrasında terör örgütünün kongreyi ne zaman toplayacağında. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, o kongre için 4 Mayıs tarihini işaret edip “Teklifimiz, Muş”un Malazgirt ilçesinde PKK”nın kongresini toplayarak fesih tartışmalarına son noktayı koyması ve bu işi bitirmesidir.” ifadelerini kullanmıştı.

Source: Mahmut Ekinci


Macron’dan Filistin açıklaması: İki devletli çözüm için adım atılabilir

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin devletini tanıma süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Macron, gelecek aylarda, özellikle haziran ayında düzenleyecekleri iki devletli çözüm konferansının ardından Filistin devletini tanımayı düşündüklerini söyledi. Macron, Mısır’a yaptığı 2 günlük ziyaretin ardından France 5 kanalına verdiği röportajda Filistin devletini tanıma konusuna değindi. “(Filistin’i) tanımaya doğru ilerlemeliyiz ve önümüzdeki aylarda buna varabiliriz.” ifadelerini kullanan Macron, tarih olarak haziranda Suudi Arabistan ile eş başkanlığını yapacakları iki devletli çözüme ilişkin uluslararası konferansı işaret etti. “FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIYABİLİRİZ” Macron, Filistin’i tanıma meselesini konferansta nihayete erdirmeyi amaçladıklarını belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı, 6-7 Nisan’da Mısır’a yaptığı resmi ziyarette iki devletli çözüme ilişkin Suudi Arabistan ile eş başkanlık edecekleri bir uluslararası konferans düzenleyeceklerini duyurmuştu. Macron, 2024’te yaptığı açıklamada Filistin devletini tanımanın Fransa için bir “tabu” olmadığını belirtmişti. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları başlattığı 7 Ekim 2023″ten bu yana Fransa’da muhalefet, Filistin devletinin derhal tanınması çağrılarını artırmıştı.

Source: Internet Haber