Küresel Politika Gündemi – Özgürlük Çağrıları ve Diplomatik Gelişmeler

Amerika”da tutuklanan Rümeysa Öztürk için “Özgürlük” çağrısı

“Rümeysa için Özgürlük” sloganıyla Ankara’da bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, Amerika”da sadece Filistin’e yönelik soykırıma karşı çıktığı için 40 gündür tutuklu bulunan Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk için basın açıklaması düzenledi.Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) öncülüğünde Memur-Sen Genel Merkezinde yapılan açıklamada, ABD”deki insan hakları ihlallerine tepki gösterildi. Açıklamada, düşünce ve ifade hürriyetinin sistematik olarak ihlal edildiği ve akademik özgürlüklerin siyonist baskılarla hedef alındığı belirtildi.Basın toplantısının moderatörlüğünü Memur-Sen Ankara Temsilcisi Nevzat Öylek yaparken, programın açılış konuşmasını ANFİDAP Dönem Sözcüsü Av. Mustafa Eminoğlu yaptı.Basın açıklamasını ANFİDAP adına İslam Ülkeleri Akademisyenler ve Yazarlar Birliği”nden (AYBİR) Doç. Dr. Nergis Dama, Türkçe olarak okudu. Türkçe olarak kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra açıklamanın İngilizce metnini ise yine AYBİR’den Doç. Dr. Recep Yorulmaz okudu.”Rümeysa Öztürk, maskeli ajanlar tarafından ters kelepçeyle gözaltına alındı”Açıklamasında “Sessiz kalmayacağız!” diyen Doç. Dr. Nergis Dama, “Özgürlükler! ülkesinde eğitim hakkı engellendi (!)” ifadelerine yer verdi.Dama, “Genç bilim insanı ve Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk’ün Boston’da Göç ve Gümrük Muhafaza birimine bağlı maskeli ajanlar tarafından ters kelepçelenerek adeta kaçırılmışçasına haksız yere gözaltına alınması, Amerika Birleşik Devletleri’nde yabancılara dönük insan hakları ihlallerinin son örneğini oluşturmuştur. Daha önce de Columbia Üniversitesi öğrencisi Filistinli aktivist Mahmud Halil gibi onlarca öğrenci tutuklanmış ve son 1 ay içerisinde vizesi iptal edilen öğrencilerin sayısı 1000’i aşmıştır. israilin suç karnesinin son halkası olan ve yaklaşık 600 gündür devam eden Gazze soykırımı çok sayıda ABD üniversitesi kampüsünde protesto edilmektedir. Düşünce ve ifade hürriyeti ile şiddetsiz protesto medeni toplumların kabul ettiği en temel insan haklarındandır. Hal böyleyken ABD’de bulunan uluslararası öğrencilerin vizelerini iptal etmek suretiyle sınır dışı edilmeleri insan hakları ihlali ve hukuki güvencenin yok edilmesi anlamına gelmektedir.” dedi.”Düşünce soykırımıyla sessizliğin iktidarı kurulmak isteniyor”Uluslararası öğrencilerin en temel haklarının idari kararlar ve “cadı avı” ile ihlal edilmesi kabul edilemez olduğunu vurgulayan Dama, açıklamasının devamında şunları aktardı:”Esasında bu durum ABD üniversiteleri ve vatandaşlarını üzerindeki siyonist baskının ABD yönetimini etkisi altına aldığını da göstermektedir. Her geçen gün daha da otoriterleşen Trump yönetiminin, Filistin lehine gösterilere izin veren Colombia Üniversitesi’nin gelirini kesmesi de akademik özgürlüklerin nasıl kısıtlandığının en somut örneklerindendir.Filistin topraklarındaki Filistin halkına yönelik soykırım, diğer coğrafyalarda düşünce soykırımı olarak tezahür etmektedir. Kadın, çocuk, bebek gözetmeksizin, hiçbir ahlâki kuralın tanınmadığı soykırım, bu kez düşünce dünyasına ve akademik özgürlüklere karşı genişletilerek sessizliğin ve tepkisizliğin iktidarı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Nefret içermeyen, şiddete özendirmeyen, ayrımcılık barındırmayan düşüncelerin özgür ve korkusuzca ifade edilmesi, akademik yaşamın temel ilkesidir. Rümeysa Öztürk’e yönelik hukuksuz yaklaşımla, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm ülkelerde “akademik özgürlük” ve “ifade hürriyeti” yok edilme stratejisiyle karşı karşıyadır. Soykırıma karşı sesini yükselten yalnızca akademi değil tüm kesimler bu baskıyı hissetmektedir. Filistin halkının siyonist işgale karşı direnişinde zayıf kalan işgalci yaklaşım, başarısızlığını ve haksızlığını gizlemek için bu kez akademisyenlerin zihin ve fikir dünyasında baskı ve korkuyla işgal girişimine yönelmiştir. Ne var ki tarih, halk iradesini hiçe sayan bu tür despotik, cılız ve cesaretsiz girişimlerin başarısızlıkla sonuçlandığı sayısız örnekle doludur.””Özgür (!) dünya siyonist barbarlığın cenderesinden kurtulmalı”Son olarak Dama, “Ankara Filistin Dayanışma Platformu olarak Rümeysa Öztürk, Mahmud Halil ve diğer uluslararası öğrencilerin ABD’de maruz kaldıkları muameleleri kınıyoruz. Düşünce ve ifade hürriyetlerini kullanmak isteyen öğrencilerin haklarının derhal iade edilmesinin, korunması gereken akademik özgürlüğün de bir gereği olduğunu hatırlatırız. İnanıyoruz ki, özgür (!) dünyanın siyonist barbarlığın cenderesinden kurtulduğu ve Filistinlilerin gasp edilen topraklarının özgürleştirildiği günler yakındır. O gün gelinceye kadar insanlık bütünleşerek zulüm ve adaletsizliklere karşı direnmeye devam edecektir.” şeklinde belirtti. Türkçe açıklamanın ardından İngilizce de açıklama okundu. Açıklamaların ardından katılımcılar sembolik olarak giydikleri cübbeleriyle toplu şekilde tepki fotoğrafı çekti.

Source: Muhammet Binici


AP Raportörü Amor’dan Türkiye’ye eleştiriler: Gezi Parkı’ndan bu yana iyi haber yok

Avrupa Birliği (AB)Komisyonu’nun 2023 ve 2024’eait raporları dün Strazburg’dakiAvrupa Parlamentosu (AP) GenelKurul oturumunda onaylandı.AP Türkiye Raportörü NachoSanchez Amor tarafındankaleme alınan Türk yurttaşlarınaSchengen vizesi verilebilmesi için“kapasite artırımı” çağrısı yapanparlamentonun Türkiye’ye yönelikraporu AB Komisyonu’na sunuldu.Belgede, “Türk yurttaşlarınınSchengen vizelerine erişimininiyileştirilmesi konusundakisiyasi kararlılığa” dikkat çekildi.“Kalan teknik ve idari engellerinele alınması için her iki tarafada yoğun çaba göstermeleri”çağrısında bulunuldu. Raporda,AB ülkelerine yönelik çağrı ise “AP,üye devletleri bu konuya ayrılankaynakları artırmaya çağırır”diye ifade edildi.‘YOLU GÜÇ DEĞİL’Ancak belgede dahaçok AB süreci bağlamındaTürkiye’deki gelişmelerele alınarak insan hakları,demokrasi ve hukukunüstünlüğünün zayıflamasınadeğinildi. Türkiye’nin stratejik vejeopolitik öneminin altı çizilmeklebirlikte “Katılımda kestirme yollaryok ve sürecin özünde yer alandemokratik ilkeleri tartışmaktankaçınmak için hiçbir argüman ilerisürülemez” mesajı verildi.Öte yandan AP’nin raporundaTürkiye’de muhalefete yönelikartan baskılara da değinildi.Raporda İmamoğlu’nuntutuklanmasına ilişkin “Bunun,yaklaşan seçimlerde meşru birrakibin aday olmasını engellemeyiamaçlayan siyasi amaçlı birhareket olduğunu ve bu eylemlerlemevcut Türk makamlarınınülkeyi tamamen otoriter birmodele doğru daha da ittiğinidüşünmektedir” dendi.Çevrimiçi basın toplantısıdüzenleyen Amor iseTürkiye’nin söz konusuAvrupa olduğunda “ordugücüne” dikkat çektiğinibelirterek buna karşınAB üyeliğine giden yolun“daha çok demokratikstandartlarla” ilgili olduğunubelirtti. AB üyeliğine gidensüreçte “kestirme yol olmadığını”söyleyen Amor, 2013’teki Gezi ParkıDirenişi’nden sonra “Türkiye’de tekbir iyi haber” bile görmediklerinivurguladı. Amor, Ankara’nınüyelik sürecinin “donduğunu”ancak “kapıyı tamamen kapatmakistemediklerini” açıkladı. Amor,“Çünkü Türk halkının çoğunluğu busürece ve demokrasiye bağlı” dedi.CHP’nin cumhurbaşkanı adayı seçilmiş İBB Başkanı Ekremİmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik eylemlere de değinen Amor,Türkiye’de gazetecilerin, avukatlarınve eleştirel olan herkesin “terörist”olarak yaftalandığını söyledi. Amor,olumlu gündeme iyişmin “güvenitekrar kazanalım” diye konuştu. Yine de Amor, toplantıda vize sürecinin iyileştirilmesine değinmedi. KARŞILANMAYAN6 KRİTERTürkiye’nin vize muafiyeti içinkarşılaması gereken 72 kriterdenhenüz yerine getirmediği son 6kriter şunlar:- Terörle mücadele yasasındadeğişiklik – Europol ile operasyonel işbirliğianlaşması imzalanması- Avrupa Konseyi YolsuzluğaKarşı Devletler Grubu’nunönerilerinin uygulanması- Kişisel verilere yönelik yasaldüzenlemelerin Avrupa ileuyumlu hale getirilmesi- Suç bağlantılı konularda tümAB üyeleriyle işbirliğine gidilmesi- Türkiye üzerinden AB ülkelerinegeçiş yapan kişilerin gerialınmasına ilişkin Geri KabulAnlaşması’nın uygulanması

Source: Doğa Öztürk


Ermeni istihbaratçıdan Hakan Fidan kitabı

SÖZCÜ TV’nin büyük ilgiyle izlenen, yazarımız Yılmaz Özdil’in ses getiren yorumlarının yer aldığı “Kırmızı Beyaz”da önceki gece ilginç bir bilgi paylaşıldı. İpek Özbey’in sunduğu proğramda Özdil, Ermeni istihbaratçının Fidan kitabı yazdığını açıkladı.

Moskova’da Biblio-Globus Kitabevi’nde tanıtımı yapılan kitapta, Eski MİT Başkanı ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın gelecek vadeden bir Türk siyasetçisi olduğu belirtildi. Kitabın kapağında Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın fotoğrafı yer aldı.

Kitabın yazarı Minasyan tanıtım toplantısında, “Bu bilgiler, uluslararası ilişkiler,diplomasi ve güvenlik alanlarında faydalar sağlayabilir” dedi ve şunları söyledi:

KİTABIN YAZARI ANLATIYOR

“2011’den itibaren Fidan’ın faaliyetlerini dikkatle takip ettim. Kimliği ilgi çekici. Adını ilk kez Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi’nde çalışırken duydum. O zamandan beri Fidan’ın kimliği sürekli medyada yer almaya başladı. Ermenistan istihbaratı da Fidan’ın faaliyetlerini dikkatle izledi. Albay Karen Parunakyan yakın arkadaşımdı.

Tüm hayatını Türk gizli servislerine yönelik mücadeleye adadı. Her buluştuğumuzda, ‘Fidan’a dikkat etmek lazım. Ciddi bir figür, Türkiye’deki siyasi zirveye yükselişini izlemek gerekiyor’ diyordu. Fidan’ı ilk fark eden Karen’di. Özel servis başkanları hakkında bilgi toplamak çok zordur. Fidan çalışma programına göre hareket ediyor, Hamas yönetimi ve çeşitli ülkelerin liderleriyle görüşüyor. Bu onun sistematik bir kişi olduğunu gösteriyor. İstihbarat alanında çalışmak, dengeli olmasını ve etrafında yaşanan her durumu sakin bir şekilde algılamasını sağladı. İstihbaratta çok yol kat etti. Dışişleri Bakanı olmasıyla Türkiye, hem geleneksel hem de yeni istikametlerde savunma sanayini ve stratejik ortaklıklarını güçlendirerek daha bağımsız bir dış politika inşa etmeye başladı. Türkiye’nin dünyadaki vizyonunu şekillendiriyor.”

Kitabın diğer yazarı Türkolog Simonyan’ın da, Erivan Devlet Üniversitesi Doğu Bilimleri Fakültesi mezunu olduğu ve Türkiye’nin sanayi tesisi alanında araştırmalar yaptığı belirtildi.

Fidan’ı anlatan kitabın tanıtımı Moskova’da yapıldı.

Türkiye’yi çok yakından izliyorlar

Kitabı yayınlayan “Dialog Kitabevi’’ yöneticisi Yuriy Navoyan da şunları söyledi:

‘’Türkiye, bölgesel ve küresel siyasette çok önemli bir konuma sahip. Hem Rus hem de Ermeni siyaset bilimciler, akademisyenler ve resmi kurumların, Türkiye’de dış politika kararları alan bu kişilere özel ilgi gösterdiğini düşünüyorum. Aldıkları kararların ne gibi bir önemi olacak? Bu kararlar hangi potansiyel riskleri doğurabilir ve bunları azaltmak için ne yapılması gerekir? Türkiye’nin Güney Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Balkanlar ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ne tür iş birliği olabilir? İşte kitap bu sorulara cevap veriyor.”

‘Suriye’de alt yapı kurdu’

Tanıtım toplantısına katılan siyaset uzmanı Andrey Areşev, Fidan’ın Suriye ile ilgili faaliyetlerine değindi ve “Durumun Türkiye lehine dönmesi için elinden geleni yaptı. 2014-2015 yıllarında ateşkesin sağlanmasının ardından, o dönem Fidan’ın başkanlığında olan Türk gizli servislerinin doğrudan çabalarıyla bu altyapının nasıl kurulduğunu hatırlıyoruz. Bunun ciddi sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Şok edici değilse de birçok kişi için sürpriz olan ve Orta Doğu’da, Suriye’de ve çevresinde köklü değişikliklere yol açan bir sonuç ortaya çıktı” dedi.

Kitabın yazarı bir terör uzmanı

Açıklamada Minasyan’ın, Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Güvenlik Servisi’nden emekli olduğu kaydedilerek, “1996-2022 yılları arasında örgütte çeşitli operasyonel ve idari görevlerde bulundu. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Terörle Mücadele Merkezi’nde Ermenistan’ın temsilciliğini yaptı” denildi.

Kitabın önsözünde de “Bu kitapta emekli Rusya Dış İstihbarat Servisi albayı, Moskova Devlet Uluslararası Üniversitesi akademisyeni Prof. Andrey Bezrukov ve siyaset bilimci Prof. Aleksandr Svarants’ın değerlendirmeleri de yer alıyor’’ yazıldı.

Source: Haber Merkezi


Ahmed Şara”dan Macron”un teklifine ret: Geleceğimiz uzak ülkelerin başkentlerinde belirlenmeyecek

Fransa”yı ziyaret eden Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Elysee Sarayı”nda yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.İsrail”in Suriye”ye düzenlediği saldırılarla ilgili olarak Şara, “Arabulucularla birlikte bölgedeki durumun sakinleşmesi ve gerginliğin azaltılması için çabalar sürüyor. Böylece olaylar, her iki tarafın da kontrolünü kaybetmesine neden olacak bir noktaya gelmeden önce önlenebilir.” dedi.İsrail”in Suriye”ye müdahalesinin rastgele ve düzensiz olduğunu belirten Şara, “Ayrıca İsrail, 1974 tarihli anlaşmayı ihlal etmiştir. Şam”a ulaşmamızdan itibaren, ilgili tüm taraflara Suriye”nin 1974 anlaşmasına bağlı olduğunu ve UNDOF güçlerinin (Birleşmiş Milletler”in Golan Tepeleri”ndeki Ateşkes Gözlem Gücü) mavi hatta geri dönmeleri gerektiğini bildirdik. UNDOF güçlerinin birkaç kez Şam”a ziyaretler oldu. Biz, İsrail ile ilişkisi olan tüm ülkelerle iletişim kurarak, İsrail”in Suriye içişlerine müdahale etmeyi durdurması, Suriye hava sahasını ihlal etmemesi ve bazı tesisleri bombalamamaları için baskı yapmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.- SURİYE”YE YAPTIRIMLARBeşşar Esed rejimi döneminde Suriye”ye uygulanan yaptırımlara değinen Şara, yaptırımların devam etmesi için hiçbir gerekçe olmadığını vurguladı.Suriye”nin Avrupa”daki durumla yakından ilişkili olduğuna inandığını belirten Şara, “Ülkenin güvenliğinin istikrarı, ekonomi ve ekonomik büyümeyle bağlantılıdır. Aynı şekilde, bu büyüme de güvenliğin istikrarına bağlıdır. Ancak mevcut yaptırımlar, bu süreci doğrudan engelleyen ciddi zorluklar yaratmaktadır.” dediYaptırımlar konusunu Cumhurbaşkanı Macron ile geniş bir şekilde ele aldıklarını söyleyen Şara şunları kaydetti:”Suriye üzerindeki yaptırımların devam etmesinin etkilerini ayrıntılı biçimde anlattık. Bu yaptırımların, önceki rejimin işlediği suçlar nedeniyle uygulandığını ifade ettik. Ancak o rejim artık yok ve rejimin sona ermesiyle birlikte yaptırımların da kaldırılması gerekir. Yaptırımların devamı için artık hiçbir gerekçe yok, çünkü bu yaptırımlar artık halkı hedef alıyor, katliamları gerçekleştiren rejimi değil. Sayın Macron”un bu konuda anlayışlı olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği içinde teknik bazı konuların değerlendirildiğini biliyoruz. Bu toplantıdan Suriye halkı için iyi haberlerle çıkmayı umuyoruz. Sayın Macron da bu yaptırımların Suriye halkının üstünden kaldırılması için elinden gelen tüm çabayı göstereceğini ifade etti.”- SURİYE”DE BULUNAN YABANCI SAVAŞÇILARSuriye”de bulunan yabancı savaşçılarla ilgili bir soruya Ahmed Şara, Esed rejimine karşı Suriyelilere yardım etmek için ülkeye gelenlerin devrim sürecinde yaşanan gelişmelere göre farklı gruplara ayrıldığını belirtti.Şara, “Safımızda olan bu bireyler için tüm devletler nezdinde onların Suriye yasalarına bağlı kalacaklarını ve kendi ülkelerine ya da komşu ülkelere herhangi bir tehdit oluşturmayacaklarını taahhüt ettik. Suriye devleti bu konuda güvence vermektedir.” dedi.Yabancı savaşçılara vatandaşlık verilmesi konusunun anayasaya ile ilgili olduğunu vurgulayan Şara, “Suriye Anayasası”nda vatandaşlık elde etme kriterleri belirlenmiştir, kimin Suriyeli sayıldığı ve nasıl vatandaş olunacağı açıkça tanımlanır. Bu yabancı savaşçılardan bazıları, anayasa tarafından belirlenecek yasal şartları taşıyorsa, vatandaşlık alabilecek kişiler arasında yer alabilir. Zira birçoğu Suriyeli kadınlarla evlenmiş ve çocuk sahibi olmuştur. Bu mesele, Suriye halkının yanında duran ve ona yardım edenlere yaraşır şekilde, saygılı, uygun ve onurlu bir biçimde çözülmelidir.” diye konuştu.- SURİYE”NİN SAHİL BÖLGESİNDEKİ OLAYLARSahil bölgesinde eski rejimin kalıntılarından oluşan bir grubun düzenlediği ve sivil ölümlerine neden olan saldırılar için iki komite kurulduğunu dile getiren Şara şöyle devam etti:”Biz, halk arasında barışın korunması için iki komite oluşturduğumuzu belirtmiştik. Suriye devleti, sivil öldürme, halkın malına zarar verme, kan dökme ya da insan hayatına kast etme suçlarını işleyen herkesi yasal olarak cezalandırma yükümlülüğünü taşımaktadır. Bu suçları işleyenler kim olursa olsun, ister devlete bağlı olanlardan, isterse devletle bağlantısı olmayanlardan ya da eski rejimden kalan unsurlardan olsun, devlet yasal çerçevede cezalandırılacaktır. Devlet, Suriye”de yaşanan her şeyin sorumluluğunu üstlenmektedir ve bu sorumluluğu yerine getirmektedir. Ancak, uygun soruşturmalar yapıldıktan sonra, sorumlu olan kişiler ve bu olayları kimin gerçekleştirdiği tespit edilecektir.””ÜLKEMİZİN GELECEĞİ KAPALI KAPILAR ARDINDA YAHUT UZAK ÜLKELERİN BAŞKENTLERİNDE BELİRLENMEYECEK”Macron”un Suriye”nin yeniden inşasına destek teklifine teşekkür eden Şara, “Ülkemizin geleceği kapalı kapılar ardında yahut uzak ülkelerin başkentlerinde belirlenmeyecek. Geleceğimizi halkımız tayin edecek. İnşa etmek çimento ve dengeleme işi değil, güven işidir” ifadelerini kullanarak, ülkesinin önceliğinin yapısal reformlardan ziyade, güven ortamı oluşturmak olduğunu ifade etti.SURİYE CUMHURBAŞKANI ŞARA İLE GÖRÜŞEN MACRON”DAN İSRAİL”İN SURİYE”YE YÖNELİK SALDIRILARINA TEPKİFransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail”in Suriye”ye yönelik saldırılarına ilişkin, “Komşularının toprak bütünlüğünü ihlal ederek, kendi güvenliğinizi sağlanabileceğinizi düşünmüyorum.” dedi.Macron, Avrupa”ya ilk ziyaretini Paris”e gerçekleştiren Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara”yı Elysee Sarayı”nda ağırladı.Görüşmeleri sonrasında Şara ile ortak basın toplantısı düzenleyen Macron, Fransa”nın Suriye ile uzun bir tarihe sahip olduğunu belirterek, Suriye halkının 2011″den bu yana dile getirdiği, kökenleri, dini, statüsü ne olursa olsun herkesin eşit yurttaşlıktan faydalanabildikleri, birlik içinde, özgür bir Suriye isteklerini her daim desteklediklerini ifade etti.Devrik Esed rejiminin korkunç suçları hakkında uluslararası adalete başvurulması gerektiğini ve Fransa”nın bunu yaptığını kaydeden Macron, “Beşşar Esed”in düşmesi, hepimiz için bir rahatlama ve mutluluk oldu. Artık size, halkın barış ve birliğinin yolunu yeniden bulmaktan geçen son derece zorlu bir durumun üstesinden gelmek kalıyor.” ifadelerini kullanarak, Suriye toplumunun tüm unsurlarını kapsayan barışçıl geçiş süreci istediklerini söyledi.Suriye”de son günlerde, Dürzi toplumunun yaşadığı bölgelerde meydana gelen olaylara işaret eden Macron, Şara”ya koşulsuz tüm Suriyelilerin korunması, bu olayların faillerinin yargılanması ve cezalandırılması beklentisini dile getirdiğini aktardı.Ekonomik toparlanma yaşanmadan ve altyapılar iyileştirilmeden Suriye”nin yeniden istikrara kavuşamayacağını dile getiren Macron, “Diasporadakiler de dahil Suriyeliler, ülkelerinin yeniden inşasına katkı sağlamak istiyor.” dedi.- “AB”NİN SURİYE”YE YÖNELİK YAPTIRIMLARINI KADEMELİ OLARAK KALDIRMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”Macron, Suriye”nin inşasında Avrupa Birliği”nin (AB) ülkeye yönelik “yaptırımları kademeli olarak kaldırmaya” devam edeceğini ve ABD”nin de bunu yapmaya teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.Bunun yanı sıra Macron, Suriye”ye verilecek uluslararası fonların doğru kullanımına yönelik garantilerin sağlanmasının önemini vurguladı.Macron, “Suriye”nin istikrarı ve birliği, Orta Doğu”nun istikrarı, Fransızların ve Avrupalıların güvenliği açısından önemlidir.” ifadelerini kullandı.DEAŞ”ın hala “uluslararası barış ve güvenlik açısından “en ciddi terör tehdidi” olmaya devam ettiğini belirten Macron, DEAŞ”la mücadele konusunda Suriye”nin işbirliğine ihtiyaçları olduğunu kaydetti.SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG”yi “DEAŞ”a karşı uluslararası koalisyonun vazgeçilmez ortağı” olarak niteleyen Macron, Şam yönetimi ile SDG arasında 10 Mart”ta yapılan anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını söyledi.Öte yandan Macron, Suriye”nin silahlı terörist grupların sığınağı olmaması gerektiğini, Suriye yönetiminin Beşşar Esed rejiminden kalan kimyasal silahların tespiti ve yok edilmesi için Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ile işbirliği içinde çalışmayı sürdüreceğini ifade etti.Macron, Hizbullah”a karşı da ortak mücadele edilmesinin gerekli olduğunu belirterek, “İşbirliğimizin önemli bir kısmı da Hizbullah”a karşı mücadeleyi artırmak, yoğunlaştırmak ve sistemleştirmek, İran”ın ve bölgedeki vekillerinin etkisine karşı mücadele etmek, Suriye”nin ve Lübnan”ın istikrarına yardımcı olmaktır.” dedi.Şara”nın Fransa”ya gelişiyle ilgili yapılan eleştirilere cevap veren Macron, “Benim gördüğüm ortada bir yöneticinin var olduğu.” ifadesini kullandı. Macron, Şara”nın, Fransa”nın mücadele ettiği ve kınadığı Esed rejimine son verdiğini hatırlattı.Macron, Fransa”nın Suriye”deki yabancı savaşçılar ve aileleri için ne gibi adımlar atacağına ilişkin soru üzerine de Suriye ile işbirliği içinde olduklarını belirterek, “Bu soruyu detaylı olarak cevaplandırmak için henüz çok erken ancak Fransa”nın bu süreçte adaletin sağlanması, Fransız ve Suriye halkının güvenliğinin sağlanması konusunda güvenilir bir ortak olacağı açıktır.” şeklinde konuştu.İsrail”in Suriye”ye yönelik saldırılarıyla ilgili Macron, şu değerlendirmelerde bulundu:”Bombalamalara ve (toprak) ihlallerine gelince, bunların kötü uygulamalar olduğunu düşünüyorum. Komşularının toprak bütünlüğünü ihlal ederek, kendi güvenliğinizi sağlanabileceğinizi düşünmüyorum. Bu konuda hiç kimseye çifte standart uygulamayacağım. İsrail”le birlikte daha yakın bir diyalog kurulmasını istiyorum.”Şam”da siyasete basketbol arası!Türkiye”den İsrail savaş uçaklarına uyarı sinyali

Source: Www.star.com.tr


Başkan Erdoğan”a “Trump” ricası! “Sizin sözünüzü dinler”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bölge ülkelerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın ABD Başkanı Donald Trump üzerindeki etkisini kullanması yönünde talepler geldiğini belirterek, “Trump”ın sözünü dinleyeceği tek Müslüman lider sizsiniz. Bu bakımdan ona görüşlerinizi aktarın diyorlar”. Bu çerçevede bir görüşme yapıldı” bilgisini paylaştı.Sabah”ın haberine göre, AK Parti Genel Merkezi”nde İç Anadolu Bölgesi”nin milletvekilleriyle önceki gün bir araya gelen Dışişleri Bakanı Fidan, bölgesel gelişmelere ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİBölge ülkelerinden sayın cumhurbaşkanımızın Trump üzerindeki etkisini kullanması yönünde bize çok talep geliyor. “Trump”ın sözünü dinleyeceği tek müslüman lider sizsiniz. Bu bakımdan ona görüşlerinizi aktarın diyorlar”. Bu çerçevede bir görüşme yapıldı. Biz Suriye konusunda beklentilerimizi ilettik. Onlar da özellikle Ukrayna-Rusya savaşının bitirilmesi noktasında beklentilerini ilettiler.TÜRK CUMHURİYETLERİNİN GKRY”Yİ TANIMASITepkimizi iletiyoruz, tavrımızı ortaya koyuyoruz. Sadece bunu kamuoyuna açık şekilde yapmıyoruz. Bu ülkeler arasında bize mahcubiyetlerini iletenler oldu. Her şeyden önemlisi; biz bir hamle yaptık, KKTC”yi Türk Devletleri Teşkilatına üye yaptık. Şimdi AB adım attı. Bir sonraki adımı da yine biz atacağız. Bu bir satranç şeklinde ilerleyecek. Kıbrıslı Türkler Türk dünyasının bir parçasıdır. Olmadığı yönündeki kararı kimse alamaz, en uzaktaki Türk devleti ne kadar Türk ise KKTC de o kadar Türk”tür.PAKİSTAN-HİNDİSTAN GERGİNLİĞİBiz bölgesel hiçbir gerilimin yaşanmasını istemeyiz. Pakistan da bu Hindistan da yaşanan olayların çıkmasına neden olan terör saldırısının tüm boyutlarıyla incelenmesi gerektiğini savunuyor.GAZZE KONUSUNDAKİ ÖNCELİKLERBirinci önceliğimiz insani yardımların bölgeye ulaşması. İkincisi ise de ateşkesin ateşkesin sağlanması. Bunlar için uğraşıyoruz. Bu konuda Hamas”a baskı yapmamız söz konusu değil. Tam tersine kalıcı bir barış olması için uğraşıyoruz. Bölgesel düzeyde barış olmasını istiyoruz. Bu yüzden Arap ülkeleriyle İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği çerçevesinde çalışmaya devam edeceğiz. Gazze”de yaşananlar çok acı ama o şehitlerin hiçbiri boş yere şehit olmadı. Birçok ülke Filistin”i tanıyor. Bu konuda umutsuz değiliz.BİRÇOK ÜLKENİN SURİYE İLE YAKIN İLİŞKİ KURMASISuriye yönetimi ülkesinde barışı, istikrarı sağlamak ve Suriye”nin bölgesinde sorun yumağı olmayan bir ülke haline gelmesi için çalışıyor. Aynı zamanda kendi ülkesindeki sorunların üstesinden gelmeye çalışıyor. Bu bakımdan uluslararası toplumun desteğini sağlaması çok önemli. Örneğin yaptırımların kalkması gerekiyor. Bu bakımdan da Avrupa ülkeleriyle yakın bir ilişki kurması doğal. Özellikle yaptırımların kalkmasının ne kadar önemli olduğunu düşünürsek diğer ülkelerle iyi ilişkiye sahip olması çalışması normal.TÜRKİYE”NİN BÖLGEDEKİ ETKİNLİĞİYıllardır güvenlik kuvvetlerimizin desteğiyle, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yapmaya çalıştığımız şey bir yandan da uluslararası etkinliğimizi arttırmak.Bunu yaparken de halkımıza bunun olumsuz yansıması olmasın istiyoruz. Bütün ekonomik, insan kaynaklarımızı bu işe aktarıp halkımızı da zor durumda bırakmak isteyen bir anlayışla dış siyasetimizi yürütmüyoruz.YUNANİSTAN”LA DENİZ YETKİ ALANLARI KONUSUNDA YAŞANAN GERGİNLİKDoğu Akdeniz veya Ege”deki çıkarlarımızdan taviz vermemiz söz konusu değil. Yunanistan”la iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Yeni dışişleri bakanıyla da iyi diyaloğumuz var. Onların da bizim de kırmızı çizgilerimiz belli. Bu kırmızı çizgilere uyularak nasıl her iki tarafta çıkarlarını savunabilir bunun peşindeyiz.ABD”DE, FİLİSTİN”E DESTEK VERDİĞİ GEREKÇESİYLE GÖZALTINA ALINAN ÖZTÜRKBu konuyu çok yakından takip ediyoruz. Orada binlerce yabancı öğrenci bu durumda. Rümeysa”nın bu kadar ön plana çıkmış olmasının nedeni gözaltına alınırken ona yapılan kabul edilemez muamele ve bu olayın Amerika”da çok kişinin dikkatini çekmiş olması. Rümeysa kızımız bir hukuk mücadelesi vermeyi tercih ediyor. Kendisi orada kalmak istedi. Sınır dışı edilmeyi reddetti. Biz de ona konsolosluk hizmetlerini sunuyoruz. Trump hükümetinin siyaseti belki de mahkemeler aracılığıyla duracak.ERDOĞAN”IN ABD ZİYARETİCumhurbaşkanımız ve Trump bir ziyaret olması konusunda mutabık. Bunun tarihi konusunda hep beraber çalışacağız. Liderler bizi bu konuda görevlendirdi.AVRUPA”DAKİ SEÇİMLERDE SİYASETE MÜDAHALE İDDİALARIAvrupa”daki bazı seçim süreçlerinde olan bitenlere sessiz kalındığını görüyoruz. Bu konuda çifte standart uygulaması olması o ülkelerde de rahatsızlık oluşturuyor.”Trump, Başkan Erdoğan”ın yardımını gözlüyor”Türkiye”den Rümeysa Öztürk”e anlamlı destekTrump gizledi, ABD medyası isim verdi

Source: Www.star.com.tr