Küresel Politika Gündemi – Türkiye ve Dünyadan Önemli Gelişmeler

2024’TE TÜRK DIŞ POLİTİKASI (6) 2024, Hakan Fidan’ın profilinin güçlendiği bir yıldı

Bu açıdan baktığımızda, geride bıraktığımız 2024’ün Fidan’ın bu çizgisinin Türkiye’nin dış ilişkilerinde belirgin bir şekilde yerleşmeye başladığı, kendisinin gerek kamuoyunun gerek uluslararası alandaki muhataplarının karşısına güçlenen bir profille çıktığı bir yıl olarak geçtiği söylenebilir.Genel hatlarıyla soğukkanlı, hamasetten uzak duran, savunduğu pozisyonları büyük ölçüde bir mantık örgüsüne dayalı tezler üzerinden formüle ederek, muhatapları ile müzakereleri bu çerçeveye çekmeye çalışan bir diplomasi tarzından söz ediyoruz.*Fidan’ın geçen yıl içinde ele aldığı kritik konulara baktığımızda, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine vetosunu kaldırmasına giden süreçte ABD’den F-16 savaş uçaklarının alımının olumlu bir şekilde sonuçlandığı dosyada, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yürüttüğü müzakereler önemli başlıklardan biridir.Bunun gibi, ABD ile ilişkilerde S-400 meselesiyle de bağlantılı olarak F-35 alımının önünün açılması ve Türkiye’nin CAATSA yaptırımlarından çıkartılması konularında formül arayışlarına girişilmişse de, Fidan’ın “ayak bağı” olarak nitelediği bu dosyada henüz bir sonuç alınamamıştır. Muhtemelen bu sıkıntılı dosyanın aşılabilmesine ilişkin arayışlar yeni Trump yönetimini bekleyecektir.İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım nedeniyle İsrail’e karşı uluslararası bir seferberliğin yürütülmesi hedefi, Fidan’ın 2024 yılı boyunca süreklilik içinde en temel meşguliyetini oluşturmuştur.*Bu değerlendirmede, kendisinin Dışişleri’nin başına, tam 13 yıl süreyle Milli İstihbarat Teşkilatı’nı yönettikten sonra gelmesinin yarattığı bir sonucun da altını çizmeliyiz. Geniş tecrübeye dayanan bir istihbaratçı bakışının, belli ölçülerde diplomasi alanındaki mesaisine de taşınması bir bakıma kaçınılmaz bir durumdur.Fidan dışişleri bakanı olarak özellikle bölge ülkeleriyle ilişkileri yürütürken, bu alandaki uğraşı MİT döneminden gelen kayda değer bir saha tecrübesi, dosya bilgisiyle de destekleniyor.Bu durumun önemli bir yansıması, değindiğimiz tecrübenin Fidan’ın yürüttüğü bölgesel diplomaside sıkça kendisini gösteren güvenlikçi bakışta karşımıza çıkmasıdır.Fidan’ın 16 Ocak 2024 tarihinde TBMM’de terörle mücadeleye ilişkin bilgilendirme oturumunda yaptığı ve PKK ile mücadeleyi Türkiye’nin Suriye ve Irak’a dönük politikasının merkezine oturtan konuşması bu bakışı ortaya koyan kayda değer bir referans metindir.*Yine Fidan’ın 2024 yılı mesaisi değerlendirildiğinde, HTŞ’nin kasım ayı sonunda Halep’e dönük askeri harekâtı ile başlayan ve kısa zamanda Esad rejiminin çöküşüyle Suriye’de büyük bir depreme sahne olan geçen aralık ayındaki hareketlilik, başlı başına bir değerlendirmeyi gerekli kılıyor.Aralık ayının, temaslarının içeriği ve sonuçları itibarıyla Fidan’ın bütün bir yıl içindeki mesaisinin belki de en kritik bölümünü oluşturduğunu söylemek hata olmaz.Rejimin devrilmesi sonrasında uluslararası alanda bütün projektörler Türkiye’ye çevrilince, Dışişleri Bakanı Fidan da kendisini yoğun bir diplomasi seferberliğinin ortasında bulmuştur. Fidan’ın 22 Aralık’ta Şam’a giderek Suriye’nin fiili lideri Ahmet eş Şara ile yüz yüze temas kuran ilk yabancı dışişleri bakanı olması önemli bir başlangıçtır.Bu ziyaret, 14 Aralık tarihinde Ürdün’ün Akabe kentinde düzenlenen ve önde gelen Batılı ülkelerle kilit Arap ülkelerinin, ayrıca BM’nin de katıldığı toplantıda yeni rejimden beklentilere dönük ana parametreleri içeren uluslararası konsensüsün şekillenmesinin sonrasında gerçekleşmiştir. Akabe toplantısında hazır bulunan Fidan, aslında bu konsensüsü Eş Şara’ya ilk aktaran kişi olmuştur.*Burada vurgulanması gereken bir nokta, Türkiye’de iktidar blokuna yakın kesimlerde Suriye’deki gelişmeler üzerine beliren coşku dalgasına karşılık, Fidan’ın soğukkanlılığını koruyan, rasyonel bir hatta durmakta oluşudur.Fidan’ın yeni dönemde Suriye’deki gelişmeler hakkında “Süreci ne Türkiye, ne İran, ne de Araplar domine etmelidir” şeklinde bir söylemi ön plana çıkartarak inisiyatifin Suriyelilere bırakılması gerektiğini savunması, Ankara’da en azından Dışişleri cephesinin Suriye’deki gelişmeler karşısında dengeli bir noktada durduğunu, son derece dikkatli bir dil kullandığını gösteriyor.*Kabul edelim ki hem 2023 yılı ekim ayından bu yana sürmekte olan Gazze krizi, hem Suriye’de girilen ve bütün bölge jeopolitiğinin yerinden oynadığı ucu açık dönem, Türkiye’nin gözle görülebilir gelecekte bölge sorunlarıyla fazlasıyla meşgul olacağını, dikkatini ağırlıklı olarak Ortadoğu’ya çevireceği günlerden geçeceğimize işaret ediyor.Bu tabloya ek olarak, çok yakında Trump yönetiminin Washington’da iş başına gelecek olması nedeniyle Batı dünyasının ne gibi gelişmelere gebe olduğunu bugünden kestiremiyoruz. Ancak ABD ile Avrupa arasındaki ilişkilerde, NATO içinde bir dizi kırılma yaşanması muhtemeldir.Sonuçta Ortadoğu’daki altüst oluş sürerken, aynı zamanlamada Batı dünyasının da rahat bir ortamda hareket edemeyeceği aşikardır. Ukrayna’yı işgal eden Rusya lideri Vladimir Putin’in Trump’ın gelişinden eli güçlenerek çıkması yabana atılmaması gereken bir ihtimaldir.Üzerinde yürünen zeminin her yerde çatırdadığı bir ortamda Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerinin nasıl bir güzergâhta ilerleyeceği sorusu özellikle önem kazanıyor. Böyle bir dönemde Türk dış politikasının üzerinde durduğu sütunlardan en azından bir bölümünün sağlam tutulmasında yarar vardır.*Bu köşede daha önce de dikkat çektiğimiz bir hususu tekrarlamak istiyoruz. Dışişleri Bakanı Fidan’ın yıl sonundaki bir açıklamasında Avrupa Birliği’ne tam üyelik konusunda yaptığı çıkış Türk kamuoyunda ciddi bir tartışma gerektiriyor.Fidan, 2024 yılının son günü “France 24” kanalında yayımlanan mülakatında, Avrupa’daki bir eğilime göre “AB’nin Türkiye’yi içine alarak jeostratejik bir tutum sergileyerek bölgesinde kendi ağırlık merkezini oluşturabileceğini ve uluslararası kaosa ve jeopolitik risklere karşı daha dirençli hale gelebileceğini” söylüyor.Ardından, Nikolay Sarkozy’nin 2007 yılında Fransa Cumhurbaşkanı olmasından önceki dönemi Türkiye-AB ilişkileri açısından “Altın zamanlar” olarak nitelendiriyor. Söz konusu dönemde “Türkiye’ye net bir yol haritası verildiğini ve AB reformlarının yolda olduğunu” anlatıyor.Bakana göre, Sarkozy’nin gelişi ile birlikte stratejik bakış terk edilerek Türkiye’nin üyeliği Avrupa’daki kimlik siyaseti tartışmasının parçası haline gelmiştir.Fidan, “Tekrar Sarkozy öncesi çizgiye geri dönmek zorundayız. Dolayısıyla liyakata dayalı bir üyelik yolu açılmalı. Türkiye bölgede daha etkili bir güç oluşturmak için Avrupa ile birleşmeli” diye konuşuyor.*AB’ye tam üyelik hedefi söz konusu olduğunda AB cephesindeki aktörlerin vahim kusurlarına değinebiliriz. Ancak bu başlıkta Türkiye açısından da mükemmel bir kusursuzluğun ileri sürülebileceğini zannetmiyoruz. Türkiye’nin de reform heyecanını kaybettiği bir vakadır.Unutmayalım ki AB, 2018 yılında tam üyelik müzakerelerinin resmen durdurulmasını Türkiye’de demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi alanlarda geriye gidiş olduğu yolundaki tespitine dayandırmıştır.Mevcut kilitlenme aşılacaksa iki tarafın da liyakata dayalı bir yol üzerinde hareket etmesi şarttır. Türkiye’nin de Kopenhag Kriterleri faslında demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi alanlarda atacağı adımlarla AB’yi şaşırtıp ezberini bozması gerekir.Eğer AB hedefi Dışişleri Bakanı’nın beyanlarında rutin olarak tekrarlanan bir konuşma notu olmanın ötesine geçecekse, buradaki eksikliklerin bir şekilde kapatılması ihtiyacı vardır. Bu alanda bazı mütevazı adımlarla başlamak bile önemli sonuçlar yaratabilir.

Source: Sedat Ergi̇n


Kızgınlıklar, kırgınlıklar yüzeye çıkabilir

Bir süredir Mars gezegeni Aslan burcunda geri hareket ediyordu ve Kova burcundaki Plüton ile olan karşı karşıya hali hem bireysel olarak hem de dünyevi konularda oldukça yıprattı ve yordu. Yükselen savaş sesleri, üst üste meydana gelen uçak kazaları gibi olaylara sahne oldu.Mars 6 Ocak’tan beri geri gitme hareketini artık Yengeç burcunda devam ettiriyor. En azından Plüton ile karşı karşıya olma halinden uzaklaşmış olması, kötünün iyisi bir durum. Çünkü bu sefer Mars aslında pek mutlu olmadığı bir burçta geri hareketine devam edecek, 26 Şubat’a kadar.Mars gökyüzünün hareket ve enerji dolu savaşçısı olarak bilinir. Ancak Yengeç burcunda retroya girdiğinde, hepimizi biraz farklı bir atmosfer karşılar. Normalde cesur ve dışadönük olan Mars, Yengeç burcunun duygusal ve korumacı sularında yol alırken gerileme (retro) dönemine girdiğinde bu enerji tam anlamıyla iç dünyamıza doğru yönlenir. Hem öfkemizi hem de eylemlerimizi kendimize saklama; ailemizle, yakın çevremizle ya da geçmişimizle ilgili konuları daha derinden sorgulama eğilimimiz artar. Tıpkı kabuğuna çekilen bir yengeç gibi, içedönük bir mücadele verirken zaman zaman savunmaya geçmemiz de olasıdır. İÇİMİZDE KAYNAYAN BİR TUTKU Bu retro süreci boyunca tema, duygusal alanda birikmiş kızgınlık ve kırgınlıkların yüzeye çıkmasıdır. Normalde harekete geçip meseleyi hemen çözmeye meyilli olduğumuz konularda, bir anda ‘Acaba bunu dile getirsem mi, yoksa alttan mı alsam’ ikilemi yaşayabiliriz. Bu çekingen ve ürkek tavır, aslında Mars’ın su burcunda rahat edememesinden kaynaklanıyor. Bir yandan içimizde kaynayan bir tutku, öfke ya da mücadele arzusu hissederken, diğer yandan kırılgan olduğumuz konularda kendimizi koruma ihtiyacı duyabiliriz.Özellikle aile, yuva, geçmiş travmalar veya köklerle ilgili konular bu dönemde sık sık gündeme gelebilir. Mesela uzun süredir halının altına süpürdüğünüz bir aile meselesi, Mars retrosu sayesinde birdenbire patlak verebilir. Bu yüzleşme bazen istemeden de olsa kırıcı veya sert tepkilerle ortaya çıkabilir. Duygularımızı dile getirirken karşımızdakine de alan tanımayı ihmal etmememiz önemli.Bu dönemde büyük adımlar atmak, agresif atılımlar yapmak yerine kendimizi daha çok iç dünyamıza dönük bulabiliriz. Meditasyon, yazı yazmak, duygularımızı ifade eden sanatsal aktiviteler ya da hobilerle ilgilenmek enerjimizi daha yapıcı şekilde kanalize etmemize yardımcı olur. Fark etmeden biriktirdiğimiz öfke veya kızgınlığı, ilgi duyduğumuz alanlarda yaratıcı biçimde dönüştürebiliriz.Bu süreçte taşınmak, yer değiştirmek, evde tadilat, bakım, onarım gibi çalışmalar için uygun olmayabilir, planladığımız veya istediğimiz verimi tam olarak alamayabiliriz. Sağlık olarak mide, göğüs, ciğerlerle ilgili şikâyetlerimiz artabilir. Duygusal açıdan kendimizi güvende hissetmediğimiz noktalarda çok daha tepkisel davranabiliriz. GIDA KRİZLERİ TETİKLENEBİLİR Mars’ın hareketi dünyada toplumsal ve siyasal arenada da ‘koruma, savunma ve duygusal reaksiyon’ temalarını tetikleyebilir. Ülke yönetimlerinin ve liderlerin tavırlarında duygusal kararların öne çıkması, halkınsa eve ve yuvaya dair güvenlik endişelerinin artması olası. Toplumda milliyetçilik duygularının biraz daha yoğunlaştığını, içe kapanıldığını görebiliriz.Yengeç burcu, aile, vatan ve köklere dair temaları temsil ettiği için Mars retrosu bu konuları bir nevi büyüteç altına alır. Aniden patlak veren gündemler, geçmişe dayalı sorunların hortlaması veya sınırlarla ilgili hassasiyetlerin artması gibi durumlar olabilir. Ülke politikalarında uzun süredir görmezden gelinen toplumsal meseleler bu retro dönemiyle birlikte beklenmedik şekilde yüzeye çıkabilir. Siyasi figürler duygusal söylemlere ağırlık verebilir, toplumsal hareketlerdeyse kendini koruma içgüdüsüyle sokağa çıkma veya sesini yükseltme temaları görülebilir. İnşaat ve konut projelerinde gecikmeler ve krizler de olabilir. Genel olarak güvenlik krizlerinin tetiklenebileceği bu süreçte sadece ülkelerin sınırları değil bankalar, verilerin depolandığı yerler, gıda depoları da risk altında olabilir. Gıda krizi ortaya çıkabilir.

Source: Dinçer Güner


Venezuela”da Maduro yemin etti

Başkent Caracas”taki Yasama Sarayı”nda düzenlenen yemin törenine, Türkiye”nin de aralarında bulunduğu 125 ülkeden delegasyon katıldı.Ulusal Meclis Başkanı (AN) Jorge Rodriguez”in başkanlık kuşağını takdim etmesinin ardından Maduro, 2025-2031 dönemi için yemin ederek görevine resmen başladı.Tören için yetkililere teşekkür eden Maduro, “Venezuela”nın tarihi, asil ve cesur halkı ve tüm emirlerini yerine getireceğim bu Anayasa önünde yemin ediyor, yeni barış, refah ve yeni demokrasi dönemini başlatıyorum. Bu yeni başkanlık dönemi, barış, refah, eşitlik ve yeni demokrasi dönemi olacaktır.” ifadesini kullandı.Maduro”nun yemin töreni nedeniyle yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Venezuela”da, iktidar partisi destekçileri kutlamalar düzenledi.BAKAN ERSOY, VENEZUELA DEVLET BAŞKANI MADURO”NUN YEMİN TÖRENİ SEREMONİSİNE KATILDIKültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye”yi temsilen Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nicolas Maduro”nun yemin töreni seremonisine katıldı.Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ülkemizi temsilen Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Nicolas Maduro”nun yemin töreni seremonisine katıldık. Türkiye-Venezuela dostluğunu pekiştiren bu güçlü bağları daha da ileriye taşıyacak iş birlikleri için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadesine yer verdi.VENEZUELA”DA YEMİN TÖRENİNDEN SONRA MADURO, DESTEKÇİLERİNİ SELAMLADIVenezuela”da devlet başkanlığı için yemin eden Nicolas Maduro, törenin ardından üstü açık arabayla destekçilerini selamladı.Başkent Caracas”taki Yasama Sarayı”nda düzenlenen yemin töreninin ardından binlerce destekçisini üstü açık arabada el sallayarak selamlayan Maduro, açıklamalarda bulundu.Ülke demokrasisi için büyük bir zafer kazandıklarını dile getiren Maduro, şu ifadeleri kullandı:”Ne söylemek istiyorsanız söyleyin, ne yapmak istiyorsanız yapın ancak anayasal devralma engellenemezdi. Barış, barış, barış. Bunu yapamadılar ve yapamayacaklar. ABD, Latin Amerika ve dünyadaki uyduları tarafından bir komplonun hedefi olduk.”Tören sonrası şehrin önemli caddelerinde destekçilerinin kutlamalarına katılan Maduro”ya, yüzlerce motosikletçinin eşlik ettiği görüldü.- MUHALEFETTEN SERT TEPKİÜlkenin muhalefet koalisyonu Birleşik Demokratik Platform (PUD), Maduro”yu “siyasi darbe” ile suçlayan açıklama yaptı.28 Temmuz 2024 seçimlerinin galibinin kendi adayları Edmundo Gonzalez olduğunu savunan koalisyon, Maduro”nun halk iradesini gasbettiği iddiasında bulundu.Açıklamada, “Nicolas Maduro, kaba kuvvetle desteklenen ve 28 Temmuz”da ezici bir çoğunlukla ifade edilen halk egemenliğini yok sayarak devlet başkanlığını gasbetti. Venezuela halkına karşı darbe gerçekleştirdi.” ifadesi yer aldı.Bu arada Bazı Latin Amerika ülkelerinde sokaklara çıkan Venezuelalılar, Maduro”nun yemin törenini protesto etti.

Source: Www.star.com.tr


ABD Yüksek Mahkemesinde, TikTok”un yasaklanması davasında tarafların sözlü savunmaları alındı

Yüksek Mahkemede yapılan duruşmada yargıçlar, TikTok”u yasaklamanın ABD Anayasası”nın ifade ve özgürlüklerle ilgili birinci maddesiyle ilintili olup olmadığı konusundaki şüphelerini dile getirdi.

Başyargıç John Roberts duruşmada, uygulamayı kullananlara yönelik değerlendirmesinde, “TikTok kullanan 170 milyon kişi, hakkındaki tüm bilgileri toplayan yabancı bir düşmanın varlığını kabul etmiyor.” ifadelerine yer verdi.

ABD Kongresinin yasağa yönelik kararına atıfta bulunan Roberts, mahkemenin, bir şirketin kurumsal yapısını düzenleyen yasayı Anayasa”nın birinci maddesi gerekçesiyle iptal etmesi konusunda daha önce emsal teşkil edecek karar bulunmadığına dikkati çekti.

Duruşmada görüş bildiren Yargıç Elena Kagan da uygulamanın sahibi şirketin ABD”ye değil Çin”e ait bir kuruluş olduğunu hatırlatarak, “yabancı bir şirketin” Anayasa”nın birinci maddesinin koruması altında olmadığını kaydetti.

ABD hükümeti adına konuşan Başsavcı Elizabeth Prelogar ise TikTok”un, uzun yıllardır Amerikalılar hakkında “detaylı profiller” oluşturma çabalarına değinirken uygulamanın “şantaj ve casusluk için ciddi araç” sağlama kapasitesi bulunduğunu söyledi.

ABD medyasında, TikTok”un Çin ile bağlantıları konusundaki endişelerini dile getiren Yüksek Mahkeme üyelerinin görüşlerinin, uygulamanın yasaklanması yönünde karar alınacağı izlenimi uyandırdığı değerlendirmeleri yer aldı.

ABD Yüksek Mahkemesi, Çinli sosyal paylaşım platformu TikTok”un ABD”de yasaklanmasını ya da bir Amerikan şirketine satılmasını öngören yasal düzenlemeyle ilgili davada tarafların sözlü savunmalarını 10 Ocak”ta alacağını açıklamıştı.

Aksi karar olmazsa yasak 19 Ocak”ta yürürlüğe girecek

Ana şirketi Çin merkezli ByteDance”in platformun haklarını devretmemesi veya Yüksek Mahkemenin aksi yönde karar almaması durumunda uygulamanın ABD”deki faaliyetlerini kısıtlayacak yasa, 19 Ocak”ta yürürlüğe girecek.

Hem ABD Başkanı Joe Biden hem de seçilmiş başkan Donald Trump geçmişte, uygulama hakkında endişelerini dile getirmiş, TikTok yönetimi, bu endişelerin spekülatif olduğunu savunmuştu.

ABD Senatosu, 15 Aralık 2022″de “ulusal güvenlik endişeleri” nedeniyle federal hükümet çalışanlarının devlete ait cihazlara TikTok indirmesini yasaklayan tasarıyı oy birliğiyle kabul etmişti.

ABD Temsilciler Meclisi de 28 Aralık 2022″de üyeleri ve çalışanlarının kullandığı resmi cihazlara TikTok uygulamasının indirilmesine ve kullanımına yasak getirmişti. Maryland, Nebraska, South Carolina, South Dakota, Indiana ve Texas dahil olmak üzere birçok eyalette de TikTok kullanımını yasaklayan benzer yasalar çıkarılmıştı.

ABD Senatosu ayrıca Nisan 2024″te, TikTok”a “ya sat ya da yasaklanırsın” diyen yasa tasarısını kabul etmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Coşkun Başbuğ yazdı: Türk yüzyılı

İçinde bulunduğumuz günler bana geçmişi hatırlattı.Trump”ın ilk başkanlık döneminde bir gazeteci arkadaşımıza röportaj vermiştim.Röportaj konumuz gelecekte dünyanın nasıl şekilleneceği ile ilgiliydi.Röportajın sonuna geldiğimizde gazeteci arkadaşım işi tamamlamanın verdiği keyifle “hocam bir manşet ver de öyle gidelim.” dedi.Ben de “Yaz o zaman manşeti, dünyanın geleceği PTT.” dedim.Şaşkınlık yaşayan gazetecimiz “Hocam o nasıl manşet, PTT”de nereden çıktı” diye bastı kahkahayı.Ben de “Neye gülüyorsun, dünyanın geleceği Putin, Tayyip, Trump. Formül bu.” dedim.Uzun uzun gülüştük…Putin, Tayyip, Trump…Evet bugün yaşadıklarımızla örtüştüğü için bu hatıratı anlattım.Yıllar önce bu üçlüye dikkat çekmiştim.Çünkü üçünün de ortak özellikleri vardı ve üçü de küresel çete için ciddi tehditti.Üç lider de gözü dönmüş bir yapı tarafından asırlardır dünyanın altının oyulduğunun farkındaydılar.Yine farkında oldukları bir başka konu da hiçbir ülkenin ya da liderin bu yapıyla tek başına savaşmasının mümkün olmadığıydı.Bu mantıkla hareket eden üçlü arasında görünmez bir dayanışma ve gönül birliği vardı.Bu kısa tanımdan sonra şimdi gelin bu liderlerin neden hedef alındıklarına kısa bir göz atalım.Trump…Trump, John Kennedy”den sonra küresel çetenin başına gelmiş en büyük felaket.Beklenmedik bir sürprizle iktidar koltuğuna oturan Trump göreve başladıktan kısa bir süre sonra ezber bozan işler yapmaya başladı.Söylemleri Amerikan halkında ve dünyada heyecan yarattı.Her mitingde, konferansta, röportajda, ulusa seslenişte kendine has üslubuyla şöyle diyordu Trump;”Ekonomiye ağırlık vereceğim.””Amerika artık içine kapanacak.””Amerikan askerleri evine dönecek. Biz dünyanın jandarması değiliz.””Artık Amerikan halkının paralarını, dünyada bitmek bilmeyen aptalca savaşlara harcamayacağım.””DEAŞ Terör Örgütünü Başkan Obama döneminde Amerika kurdu.””DEAŞ”la mücadele bitmiştir. Artık evimize dönüyoruz.”Söylemler güzeldi, peki eylem?Maalesef Trump”ın ilk başkanlık döneminde söylediği bu sözlerin neredeyse tamamı söylemde kaldı, bir türlü eyleme dönüşemedi.Çünkü küresel çete buna müsaade etmedi.Karar verildi ve kalemi kırılan Trump bir sonraki seçimde seçimi kazanmasına rağmen sistemin dışına atıldı.Bu söylenenleri Amerikan tarihinde Trump”tan önce Kennedy yapmayı denedi. Sen misin deneyen, Kennedy ile bir soyunu kuruttular. Ailede öldürmedikleri kişi kalmadı.Peki, Trump için aynı riskler söz konusu mu?Elbette…Yaşıyoruz görüyoruz…Amerika”nın FETÖ”sü ile savaşan Trump her an Kennedy benzeri bir vaka ile karşılaşabilir.Zira bir önceki seçimde hileyle alaşağı edilen Trump yılmadı, savaştı ve seçimleri kazanarak bütün ezberleri bozdu.Her Şey Trump”la Bitiyor mu…Hiç olur mu…PTT formülü üç kişiden oluşuyor ve bu formülün Trump haricindeki diğer iki bacağı Putin ve Erdoğan”da hedef durumda.Her yolu denemelerine rağmen Erdoğan”a ve Türk halkına diş geçiremeyen çete Putin”e yöneldi ve ona Ukrayna”da tarihi bir tuzak kurdu.Putin Rusya içindeki kripto yapının da etkisiyle kurulan tuzağa düştü ve üç yılı aşkın süredir Ukrayna bataklığında çırpınıp duruyor.Peki, neler yapıyordu Putin hedefe alınacak?”Doların tahtı yıkılmalı ve devletler kendi aralarında ticareti milli paralarla yapmalı.””Aile yapısını yıkmak isteyenlere savaş açıyorum. Aile bütünlüğünü korumak için bir dizi hukuki tedbir alacağız. LGBT gibi sapkınlıklara yer yok.”Yaaa Erdoğan…Trump ve Putin sadece küreselcilerin hedefi.Erdoğan ise hem küreselcilerin hem de haçlı dünyasının hedefi.Bu nedenle üç lider arasında en büyük hedef Erdoğan”dır çünkü Erdoğan;İslam dünyasını uyandırıyor,Türk dünyasını birleştiriyor,Turan ordusunun, Kızılelma”nın önünü açıyor,Küreselcilerin dostları FETÖ ve PKK terör örgütlerini yerle bir ediyor,IMF”nin ipini çekip Türk Devletleri arasında “Türk Fonu”nu kuruyor,Savunma sanayinde batı boyunduruğunu kırıp pazarlarına göz dikiyor,Afrika kıtasını uyandırıyor,Mazlum devletlerinin umudu oluyor.Kısacası Erdoğan oyun bozuyor, oyun kuruyor…İnsanlığı Neler Bekliyor…Şimdilerde tüm dünyanın gördüğü gibi küllerinden doğmaya çalışan bir Trump ile yaşam savaşı veren Putin gerçeği var.Dünyanın nefes alması için bu iki liderin acilen zaman zaman yardımlaşarak, zaman zaman paslaşarak ayağa kalkması ve Erdoğan”ın yükünü alacak ataklar yapması gerekiyor.Bunu başarabilirler mi?Türkiye”nin desteğini alırlarsa elbette.Bu nedenle unutmayalım, Türkiye önümüzdeki dönemde dünya gündeminde en çok konuşulan ülke olacak.Benden söylemesi…

Source: Coşkun Başbuğ


Türkiye ve dünya gündemi

1- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Seyrantepe Spor Salonu”nda düzenlenecek Diyarbakır 8. Olağan İl Kongresi ile GAP Arena Spor Salonu”nda yapılacak Şanlıurfa 8. Olağan İl Kongresi”ne katılacak.

(Diyarbakır/13.00/Şanlıurfa/15.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

YASAMA YÜRÜTME SİYASET

1- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti 8. Olağan İl Kongresi”ne iştirak edecek.

(Kütahya/13.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, AK Parti 8. Olağan İl Kongresi”ne katılacak, Valiliğe ziyarette bulunacak.

(Bolu/13.30/15.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

3- Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Valilik, Belediye Başkanlığı ve Şehir Hastanesi inşaatını ziyaret edecek, Sağlık Yöneticileri Toplantısı ile AK Parti 8. Olağan İl Kongresi”ne katılacak.

(Şırnak/10.30-16.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)

4- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Yerel Yönetimler Buluşması”nda yer alacak, Kocaeli Ticaret ve Sanayi Odası ile Kocaeli Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliğini ziyaret edecek.

(Kocaeli/10.30/15.15/16.15) (Fotoğraflı-Görüntülü)

EKONOMİ FİNANS

1- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, AK Parti Giresun 8. Olağan İl Kongresi”ne katılacak.

(Giresun/13.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

DÜNYA DİPLOMASİ

1- Suriye”de Baas rejimi ve Esed ailesi iktidarının devrilmesinin, geçici yönetimin kurulmasının ardından ülkedeki gelişmeler takip ediliyor.

(Şam/Halep) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- ⁠İsrail”in Gazze Şeridi”ne saldırılarına ilişkin gelişmeler izleniyor.

(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)

1- Trendyol Süper Lig”in 19. haftası, Bellona Kayserispor-Reeder Samsunspor, Atakaş Hatayspor-Çaykur Rizespor ve Beşiktaş-Sipay Bodrum FK maçlarıyla başlayacak.

(Kayseri/13.30/Mersin/16.00/İstanbul/19.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Trendyol 1. Lig”in 19. haftasına Alagöz Holding Iğdır FK-Solwie Energy Fatih Karagümrük ve Esenler Erokspor-Sakaryaspor maçlarıyla devam edilecek.

(Iğdır/13.30/İstanbul/16.00) (Fotoğraflı)

3- Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi”nin 14. haftası, Aliağa Petkimspor-Yalovaspor Basketbol, Türk Telekom-Karşıyaka ve Manisa Basket-Onvo Büyükçekmece Basketbol maçlarıyla başlayacak.

(İzmir/13.00/Ankara/15.30/Manisa/18.00) (Fotoğraflı)

4- ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi”nin 17. haftası, Emlak Konut-OGM Ormanspor, Fenerbahçe Opet-İlkem Yapı Tarsusspor ve ÇBK Mersin-Danilos Pizza maçlarıyla başlayacak.

(İstanbul/15.00/15.00/Mersin/16.00) (Fotoğraflı)

5- SMS Grup Efeler Ligi”nde 16. hafta karşılaşmaları yapılacak; TÜRŞAD-ON Hotels Alanya Belediyespor, Kuşgöz İzmir Vinç Akkuş Belediyespor-Galatasaray HDI Sigorta, İstanbul Gençlikspor-Spor Toto, Bursa Büyükşehir Belediyespor-Altekma, Arkas Spor-RAMS Global Cizre Belediyespor ve Halkbank-Ziraat Bankkart maçları oynanacak.

(Bitlis/12.00/Ordu/13.00/İstanbul/14.00/Bursa/İzmir/16.00/Ankara/19.00) (Fotoğraflı)

6- Hentbol Kadınlar Süper Lig”in 11. haftası, Üsküdar Belediyespor-İzmir Büyükşehir Belediyespor ve Anadolu Üniversitesi-Adasokağı maçlarıyla başlayacak.

(İstanbul/16.00/Eskişehir/17.00) (Fotoğraflı)

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Venezuela”da yemin töreninden sonra Maduro, destekçilerini selamladı

Başkent Caracas’taki Yasama Sarayı’nda düzenlenen yemin töreninin ardından binlerce destekçisini üstü açık arabada el sallayarak selamlayan Maduro, açıklamalarda bulundu.

Venezuela”da Maduro devlet başkanlığı için yemin etti

Ülke demokrasisi için büyük bir zafer kazandıklarını dile getiren Maduro, şu ifadeleri kullandı:

“Ne söylemek istiyorsanız söyleyin, ne yapmak istiyorsanız yapın ancak anayasal devralma engellenemezdi. Barış, barış, barış. Bunu yapamadılar ve yapamayacaklar. ABD, Latin Amerika ve dünyadaki uyduları tarafından bir komplonun hedefi olduk.”

Tören sonrası şehrin önemli caddelerinde destekçilerinin kutlamalarına katılan Maduro”ya, yüzlerce motosikletçinin eşlik ettiği görüldü.

Muhalefetten sert tepki

Ülkenin muhalefet koalisyonu Birleşik Demokratik Platform (PUD), Maduro’yu “siyasi darbe” ile suçlayan açıklama yaptı.

28 Temmuz 2024 seçimlerinin galibinin kendi adayları Edmundo Gonzalez olduğunu savunan koalisyon, Maduro’nun halk iradesini gasbettiği iddiasında bulundu.

Açıklamada, “Nicolas Maduro, kaba kuvvetle desteklenen ve 28 Temmuz”da ezici bir çoğunlukla ifade edilen halk egemenliğini yok sayarak devlet başkanlığını gasbetti. Venezuela halkına karşı darbe gerçekleştirdi.” ifadesi yer aldı.

Bu arada Bazı Latin Amerika ülkelerinde sokaklara çıkan Venezuelalılar, Maduro”nun yemin törenini protesto etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


“Türkiye”nin gerisinde kaldık” itirafı! Komşuda silahlanma telaşı başladı

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Orhan Karaoğlu, Yunanistan”ın silahlanma eğiliminin arkasında yatan sebeplerini konu alan bir analiz kaleme aldı. Uzmanı Doç. Dr. Karaoğlu, Yunanistan”ın silahlanma çabası içerisinde AB”nin tekliflere kulaklarını kapatmasını, Rusya-Ukrayna savaşını ve ABD”nin seçilmiş başkanı Donald Trump”ın Avrupa politikasının yer aldığını söyledi.Son yıllarda dünyada silahlanma yarışı gittikçe artıyor. Özellikle Orta Doğu ve Asya Pasifik”te silahlanmanın artışı dikkat çekiyor. Alman Dış İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanı Bruno Kahl, Avrupa”yı Rusya”dan doğrudan bir askeri tehdit konusunda uyararak “Rus silahlı kuvvetleri en geç bu 10 yılın sonunda NATO”ya saldırı gerçekleştirebilecek konumda olacak.” dedi.YUNANİSTAN 10 YILLIK BİR SİLAHLANMA PROGRAMI PLANLIYORBu noktada, Yunan hükümeti de silahlı kuvvetleri için 10 yıllık bir silahlanma ve modernizasyon programı planlıyor. Yunanistan”ın bu programı planlamasındaki asıl amacı ordusunu “daha akıllı ve güçlü” hale getirmektir. Yunanistan”ın modernizasyon programında silahlı kuvvetler envanterine yeni fırkateynler, savaş uçakları, insansız hava araçları ve füzeler katmak var. Yunanistan Hava Kuvvetleri de mevcut envantere ilaveten yeni Rafale savaş uçakları ve F-35 hayalet jetleri satın alacak. Bu noktada Yunan ordusu, tarihinin en büyük satın alma programını hayata geçirmek istiyor. Ordu önümüzdeki 10 yıl içinde silahlı kuvvetlerini modernize etmek için 53 milyar avro harcamayı planlıyor. Bu, Yunanistan”ın 2024 yılındaki Gayrisafi Yurt İçi Hasılasının (GSYH) yüzde 23″üne tekabül ediyor.Yunanistan uzun zamandır NATO içinde savunma harcamaları açısından önemli bir oyuncu olarak görülüyor. Ülke 2010″larda iflasın eşiğindeyken bile GSYH”nin yüzde 2″sinden fazlasını savunma ve orduya harcadı. Öyle ki Atina 2022″de savunma harcamasında yüzde 3,9″luk oranla askeri süper güç Amerika Birleşik Devletleri”ni bile geride bıraktı.Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve hükümeti ülkelerinin silahlı kuvvetlerini yeniden organize etmek ve modern silah sistemleriyle daha etkin hale getirmek istiyor. Savunma Bakanı Nikos Dendias bu hedef için planlarını açıkladı. Açıklamaya göre, Yunanistan”ın özellikle Türkiye ile kara sınırında ve Ege adalarında bulunan küçük askeri üsleri kapatılacak ve daha büyük olanlar ise güçlendirilecek.DEĞİŞEN ÖNCELİKLERGeçmişte Yunanistan”ın yüksek savunma harcamalarının nedeni esas olarak komşu NATO ortağı Türkiye”den algıladığı tehditten kaynaklandığı ifade ediliyordu. Rusya”nın Ukrayna”ya saldırısı Yunanistan için de yeni bir tehdit durumu yarattı. Başbakan Miçotakis yıllardır Avrupa”nın savunması için daha fazla harcama yapması gerektiğini savunuyor. Bu görüş ABD”deki başkanlık seçimlerinin ardından daha da aciliyet kazandı. Zira, ABD”nin seçilmiş başkanı Donald Trump”ın Beyaz Saray”a dönmesiyle Washington”un gelecekte Avrupa”nın savunmasına ne kadar katkıda bulunacağı daha da belirsizleşti.Öte yandan, Yunanistan şimdiye kadar silah sistemlerini ağırlıklı olarak ABD ve Fransa”dan tedarik ediyordu. Şimdi ise yerli savunma sanayi silahlanma programlarına daha yakından dahil olacak. Dendias parlamento komitesine yaptığı açıklamada, yerli gemi inşa sanayisinin silahlanma programından 6 ila 7 milyar avro değerinde sipariş bekleyebileceğini söyledi.Yunanistan 2014″ten bu yana, o dönemde kabul edilen ve üye ülkelerin GSYİH”nin en az yüzde 2″sini savunmaya harcamalarını öngören NATO hedefini tutturdu. Bu yıl ise bu oran yüzde 3″ten fazla olacak. YUNANİSTAN NEDEN ŞİMDİ SİLAHLANIYOR?Miçotakis, Rusya-Ukrayna savaşından bu yana ortak bir Avrupa hava savunma sistemi kurulması çağrısında bulunuyor. Bu sistemin Avrupa Birliği”nin (AB) tüm hava sahasını düşman füzelerinden, insansız hava araçlarından (İHA) ve uçaklarından koruması öngörülüyor. Ancak AB içinde özellikle finansman yetersizliği nedeniyle henüz bir anlaşmaya varılamadı. Görünüşe göre Yunanistan artık diğer ortakları beklemek istemiyor ve İsrail ile işbirliği içinde kendi hava savunma sistemini kurmak istiyor. Söz konusu projede İsrail”in kendisini füze saldırılarından korumak için kullandığı “Demir Kubbe” model olarak alınacak ve Yunanistan sadece bu savunma sistemi için yaklaşık 2 milyar avro yatırım yapacak.Yunanistan yönetiminin planladığı füze ve drone savunmasının öncelikle NATO ortağı Türkiye”ye yönelik olduğu, bununla birlikte Doğu Akdeniz”deki jeopolitik mücadele için de savunma planı yaptığı düşünülebilir. Ayrıca, Rusya”nın Ukrayna”ya saldırısı ve Orta Doğu”daki savaş Yunanistan için yeni bir tehdit oluşturmuşa benziyor.Nitekim Kathimerini gazetesinde Vasilis Nedos 10 Aralık 2024″te şu satırları yazdı: “”Türkiye”nin daha önce Libya”da, Kafkaslarda, Somali”de yaptığı gibi Suriye meselesinde hareket etme tarzı belki de Yunanistan”da -kısa olması nedeniyle- derin devlet dediğimiz şeyin farkındalığına sahip olan kişileri endişelendirmesi gerekir. Bu tartışmanın bir yönü operasyonel detayları ve gizli teşkilatların faaliyetleriyle bağlantılı olan meseleleri ilgilendiriyor. Ancak doğası gereği, jeopolitik satranç tahtasındaki açık hamleler haricinde, bu boyutunu bir bütün olarak analiz etmek zordur.””Ta Nea gazetesinden Athanasios Platias”ın 13 Eylül 2024″te silahlanmaya dair yaptığı yorumlar da dikkat çekici: “”Ankara ile temelsiz yakınlaşmanın oluşturduğu yanılsamaların bir maliyeti oldu. Yunanistan rahatlayarak silahlanma programını ihmal etti, Türkiye ise çılgınca bir silahlanma yarışına girdi. Bu, güçler oranını Yunanistan”ın aleyhine değiştirdi ve her gün gördüğümüz gibi Türk iddialarını her tür sınırı aşacak şekilde cesaretlendirdi. Yunanistan savunma hazırlıklarına ve caydırıcı gücünün güçlendirilmesine yatırım yapmadığı takdirde sürekli “geri çekilme veya savaş” ikilemiyle karşı karşıya kalacak ve Türkiye”nin aşırı bir talebine karşı geri çekilemeyeceği bir zamanda, trajik sonuçlu savaşa karışacak. “”Si vis pacem, para bellum””, yani eğer barış istiyorsanız savaşa hazırlanın.””Bu yorumlardan anlaşılan o ki Türkiye”nin son yıllardaki jeopolitik hamleleri de Atina”yı endişelendirmişe benziyor. PARLAMENTODA SİLAHLANMA KONUSUNDA FİKİR BİRLİĞİ MEVCUTYunanistan”ın kesin olarak sipariş ettiği savunma teçhizatı bile 2030″a kadar 12,8 milyar avroya mal olacak. Bunlar arasında Fransız Belharra sınıfı fırkateynler, F-35 jetler, İHA”lar, saldırı helikopterleri ve hava savunma sistemleri yer alıyor. Maliye Bakanı Kostis Hatzidakis Atina”nın bütçesinin 2024″ün ilk 11 ayında 4,38 milyar avro fazla verdiğini açıkladı. Bu rakam bütçede planlanandan 2,1 milyar avrodan daha fazla. AB Komisyonu gelecek yıl Yunanistan”ın bütçe açığının GSYİH”nın yüzde 0,1″i kadar olacağını öngörüyor.Atina hükümeti silahlanma planları konusunda parlamentoda geniş bir fikir birliğine güveniyor. 2025 bütçesi için aralık ayında yapılan oylamada hazırlanan teklif muhalefetin 139 oyuna karşılık iktidar partisinin 159 oyla kabul edilirken; 7 gruptan 258 milletvekili savunma bütçesi lehine oy kullandı. Muhalefet partisi Radikal Sol İttifakı”nın (SYRIZA) lideri Sokratis Famellos, “Mevcut durumun ve bununla birlikte gelen sorumluluğun tamamen farkındayız.” dedi. Başbakan Miçotakis, muhalefetin savunma bütçesine verdiği desteği memnuniyetle karşıladı: “Yunanistan, uluslararası istikrarsızlık ortamında istikrar ve büyüme için kendi yol haritasını çiziyor.” dedi. Miçotakis uzun süredir Avrupa”nın savunmasına daha fazla harcama yapması ve birlikte daha yakın çalışması gerektiği konusunda uyarıyordu. Trump”ın yakında Beyaz Saray”a dönmesiyle bu talep daha da acil hale geldi. Ayrıca Yunanistan, Almanya”nın başlattığı Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi (ESSI) hava savunma sistemine katılan 21 ülkeden biridir. Ancak Atina”da hükümet çevrelerinde programın çok yavaş ilerlediği yönünde eleştiriler var.Görünen o ki Yunanistan küresel ve bölgesel alandaki jeopolitik gelişmelerden bir hayli tedirgin olmuşa benziyor. Bu noktada, silahlanma çalışmalarını daha da hızlandırıyor. Türkiye”nin dikkati son zamanlarda Suriye”deyken, Batı”daki komşumuz Yunanistan”ın silahlanma çabası da dikkatlerden kaçmamalı. Ana vatanı çevreleyen üç denizdeki gövde gösterisi korkuttu: Türkler meydan okuyorYunanistan”ın eski başbaka son yolculuğuna uğurlandıMısır, Yunanistan ve GKRY”den üçlü zirve! İşbirliğinin önemine dikkati çektiler

Source: Www.star.com.tr


“Gürz-37” operasyonları: 147 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, son 10 gündür 41 ilde Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yürütülen “Gürz-37” operasyonlarının sonuçlarını paylaştı. Bakan Yerlikaya, operasyonlar kapsamında toplam 147 şüpheli terör örgütü mensubunun yakalandığını duyurdu. Yakalanan şüphelilerden 30’unun tutuklandığını, 17’sine adli kontrol kararı verildiğini belirten Yerlikaya, diğer şüphelilerle ilgili işlemlerin devam ettiğini aktardı. Yerlikaya, operasyonların Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde yürütüldüğünü ifade etti. 41 İLDE EŞ ZAMANLI OPERASYONLAR DÜZENLENDİ Adana, Adıyaman, Ağrı, Ankara, Antalya, Ardahan, Aydın, Batman, Bingöl, Bitlis, Bolu, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Iğdır, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Nevşehir, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Van ve Yozgat illerinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonlarda, şüphelilerin PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükleri, örgüte finans sağladıkları, gençlik yapılanmasında yer aldıkları ve sosyal medya üzerinden terör propagandası yaptıkları tespit edildi. Operasyonlarda çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyale el konuldu. Bakan Yerlikaya, açıklamasında, “Operasyonları koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarımıza ve kahraman Jandarmamıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Source: Internet Haber


AK Parti Grup Başkanı Güler, AA”nın “Yılın Kareleri” oylamasında tercihlerini yaptı

Güler, AA muhabirleri ve foto muhabirlerinin yurt içi ve dışında 2024 yılı boyunca çektiği, “Roketsan, Lifebox ve Sony” katkılarıyla hazırlanan “Haber”, “Doğal Yaşam ve Çevre”, “Spor”, “Günlük Hayat” ile bu yıla özel eklenen “Özgür Suriye” kategorilerindeki fotoğrafları inceledi.

“Özgür Suriye” kategorisinde Emin Sansar”ın “Yüzsüz” başlıklı fotoğrafını seçen Güler, “Doğal Yaşam ve Çevre” kategorisinde tercihini Daniel Ceng”in “Yürüyüş yolu” fotoğrafından yana kullandı.

Güler, “Haber” kategorisinde Ali Jadallah”ın “O bakış” isimli karesini tercih etti.

“Günlük Hayat” kategorisinde İsmail Aslandağ”ın “Sevginin gücü” fotoğrafını seçen Güler, Spor kategorisinde ise İsmail Aslandağ”ın “Arda”nın izinde” fotoğrafına oy verdi.

AA muhabirleri ve foto muhabirlerini tebrik eden Güler, “Özgür Suriye” kategorisinde seçtiği “Yüzsüz” fotoğrafının çok şey anlattığını ifade etti.

“Haber” kategorisinde oy verdiği Gazze”de çekilen fotoğrafın vahşetin ve katliamların ne anlama geldiğini gösterdiğini belirten Güler, “Anadolu Ajansıyla gurur duyuyoruz. Oylama ve oylamadaki fotoğraflar çok özel çalışmalar.” dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Hırvatistan”da halk, cumhurbaşkanını belirleyecek ikinci tur için sandık başına gidiyor

Balkan ülkesi Hırvatistan”da 29 Aralık 2024″te yapılan ilk tur seçimde, Sosyal Demokrat Parti”nin (SDP) adayı olan mevcut Cumhurbaşkanı Zoran Milanovic oyların yüzde 49,1″ini alırken, rakibi Hırvat Demokrat Birliği”nin (HDZ) adayı Dragan Primorac ise yüzde 19,4 oy aldı.

Anketlerde Milanovic önde görünürken, Primorac ise özellikle dış politikadaki konularla rakibine karşı propaganda yürütüyor.

İki aday, özellikle seçim konuşmalarında sık sık Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail”in Filistin”e yönelik saldırılarındaki karşıt fikirleriyle gündeme geliyor.

Milanovic ve Primorac, katıldıkları bir televizyon programında İsrail”in Filistin”e yönelik saldırıları nedeniyle karşı karşıya geldi.

Olası bir dünya savaşı konusunda Hırvatistan”ın, hazırlık yapması gerekip gerekmediği sorusuna Milanovic, “Hırvatistan”ın hazırlık yapmasına gerek yok. Politikamız barışçıl ama kurnaz ve hesaplıyız. NATO üyelerine de yardım etmek zorundayız ve şu anda bu üyeler Polonya ve Litvanya.” cevabını verdi.

Primorac ise Hırvatistan ordusunun her senaryoya hazır olması gerektiğini söyledi.

Milanovic de Primorac”a, “Primorac”in İsrail”deki arkadaşları Itamar Ben-Gvir (İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı), toplu katliam yapan kişi.” ifadesini kullandı.

Primorac”ın, “siz Hamas”ı destekliyorsunuz” söylemine Milanovic, “Hamas”tan nefret ediyorum.” yanıtını verdi.

Milanovic, Ukrayna”ya asker gönderilmesine karşı

Seçim sürecinde, sosyal medya hesabından Ukrayna-Rusya Savaşı hakkında açıklama yapan Milanovic, ülkesinin askerlerinin başkalarının savaşına dahil olmayacağını belirtti.

Başbakan Andrej Plenkovic”in Ukrayna”ya asker gönderilmesi için savunma kanununda değişikliğe hazırlanmasını eleştiren Milanovic, “Başbakan, Hırvatistan ordusunun Ukrayna”ya gönderilmesine zemin hazırlamak isteyebilir ancak ben bu ülkenin cumhurbaşkanı olduğum sürece Hırvat askerleri başkalarının savaşına dahil olmayacak. Plenkovic, Hırvat ordusunu kendi kontrolüne almak istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Primorac ise Milanovic”i “bölücü” kendisini ise “birleştirici” olarak tanımlayarak, ülkesinin politika olarak Batı”nın yanında yer alması gerektiğini savundu.

Zoran Milanovic kimdir?

İkinci dönemi için tekrar aday olan Milanovic, başkent Zagreb”de 1966″da doğdu. Milanovic, Zagreb Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra bir süre Zagreb Ticaret Mahkemesinde çalıştı. Milanovic, 1993″te ise Dışişleri Bakanlığına geçerek ülkesinin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Avrupa Birliği (AB) ve NATO misyonlarında görev yaptı.

2008″de SDP Genel Başkanı seçilen Milanovic, partisinin öncülüğünde oluşturulan ittifakın 2011″deki genel seçimi kazanmasının ardından 2011-2016 döneminde başbakanlık yaptı.

Hırvatistan”da 2015″teki genel seçimin ardından partiler uzun süre koalisyon hükümetini kuramayınca, 2016″da erken genel seçim yapıldı. SDP, bu seçimde başarısız olunca Milanovic, parti genel başkanlığını bıraktı. Bir süre siyasetten uzak kalan Milanovic, 2019″daki cumhurbaşkanı seçiminde SDP öncülüğündeki ittifakın adayı olarak yeniden siyaset arenasına döndü. Milanovic, İngilizce, Rusça ve Fransızca biliyor.

HDZ Genel Başkanı ve Başbakan Andrej Plenkovic ile birçok söyleminde karşı karşıya gelmesiyle bilinen Milanovic, daha önce yaptığı açıklamada, “Plenkovic, senin ülke demokrasisine tehdit oluşturduğunu biliyoruz. Aday gösterdiğiniz isme de şimdiden güle güle.” ifadelerini kullanmıştı.

Dragan Primorac kimdir?

Bosna Hersek”in Banja Luka şehrinde 1965 yılında doğan Primorac, tıp eğitimi aldı ve genetik alanında çalışmaları bulunuyor. 2003-2009 yıllarında Eğitim Bakanı olarak görev yapan Primorac, hükümetteki HDZ”nin adayı olarak seçimlerde yer alacak.

İnsan hakları ve eğitim reformları konusunda projeler yapan Primorac”ın, özellikle sağlık konusundaki akademik çalışmaları ön plana çıkıyor. AB yanlısı siyasi fikirleriyle tanınan Primorac, ülkesinin dış politikasının güçlendirilmesi için daha fazla çalışılması görüşüne sahip.

Primorac, 2009″da da HDZ”nin adayı olarak girdiği cumhurbaşkanı seçimini ise kazanamamıştı.

38 ülkede toplam 105 oy kullanma merkezi açılacak

AB ve NATO üyesi Hırvatistan”da sandık başına gidecek 3,7 milyondan fazla seçmen, ülkenin yeni cumhurbaşkanını belirleyecek.

Hırvatistan dışında, 38 ülkede toplam 105 oy kullanma merkezi açılacak. Bosna Hersek”te 42, Almanya”da ise 17 oy kullanma merkezi bulunacak. Ayrıca Türkiye, Avustralya, ABD, Sırbistan, İtalya, Avusturya, Karadağ, Kanada, İsviçre, Macaristan, Slovenya, İrlanda, İngiltere, Rusya, Çin ve Kosova gibi ülkelerde de merkezler kurulacak.

İlk turda Milanovic ve Primorac dışında seçime katılan bağımsız aday Marija Selak Raspudic yüzde 9,27, “Mozemo” ittifakından Ivana Kekin yüzde 8,76, Tomislav Jonjic yüzde 3,90, “Most” ittifakından Miro Bulj yüzde 3,67, Vatan ve Ulusal Toplanma Partisinden Branka Lozo yüzde 2,47 ve Niko Tokic yüzde 0,89 oy almıştı.

Hırvatistan”da cumhurbaşkanı seçimi 5 yılda bir yapılıyor ve bir kişi en fazla 2 dönem görev yapabiliyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Güney Kore uçak kazasında büyük gizem, kara kutu 4 dakika önce kaydı durdurmuş

Güney Kore”de yılın son günlerinde meydana gelen uçak kazası dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Güney Kore”nin Muan Uluslararası Havalimanı”nda uçağın pistten çıkarak duvara çarpması sonucu 179 kişinin feci bir şekilde hayatını kaybettiği kazada bütün gizemi çözecek kara kutu incelemesinde yeni gelişme yaşandı. KARA KUTU ÇARPMADAN 4 DAKİKA ÖNCE KAYDI DURDURMUŞ Kazanın meydana gelişin nedenine ilişkin incelemelerini sürdüren soruşturma ekibi kara kutuyla ilgili önemli bir bilgiye ulaşıldığını duyurdu.Güney Kore Ulaştırma Bakanlığı”ndan yapılan açıklamaya göre Boeing 737-800 tipi uçağın kara kutusu çarpmadan 4 dakika önce işlevsiz kaldı. NEDENİ BİLİNMİYOR Uçak kazasının arkasında yatan tüm sorulara cevap verecek olan kara kutunun kaydı durdurması soru işaretlerine yol açtı. Kaydın neden durduğunun henüz bilinmediğini belirten yetkililer açıklamada, “CVR ve FDR verileri kaza soruşturmaları için önemli verilerdir, ancak kaza soruşturmaları çeşitli verilerin araştırılması ve analizi yoluyla yürütülür, bu nedenle kazanın nedenini doğru bir şekilde belirlemek için elimizden gelenin en iyisini yapmayı planlıyoruz” denildi. GÜNEY KORE TARİHİNİN İKİNCİ BÜYÜK KAZASI 29 Aralık”ta meydana gelen kaza, Kore Hava Yolları”na ait bir Boeing 747″nin Guam ormanında düştüğü ve 228 kişinin hayatını kaybettiği 1997″den bu yana ülkenin en ölümcül kaza olarak tarihe geçti.

Source: Burak Sancar