“Küresel Politika Günlüğü: Ukrayna’dan İstanbul’a Siyasi Gelişmeler”

İngiltere Başbakanı Starmer”dan Putin”e tehdit: Ciddi sonuçları olur

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, başkent Londra”nın kuzeybatısındaki Northwood askeri üssünde 30 kadar ülkeden üst düzey askeri yetkiliyle bir araya geldi. Toplantıda, Ukrayna”da sağlanacak bir barış anlaşması çerçevesinde bu ülkeye konuşlandırılacak askerlerin Ukrayna”nın güvenliğinin sağlanmasına nasıl katkıda bulunabileceği görüşüldü.Muhtemel bir barış anlaşmasının ardından barışın korunması için Ukrayna”ya barış gücü göndermeye hazır olan ve “gönüllüler koalisyonu” olarak adlandırılan ülkelerden askeri yetkililerin katıldığı toplantıda, İngiltere Savunma Bakanı John Healey da hazır bulundu.İngiltere Başbakanı Starmer, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı durduracak bir anlaşmanın kalıcı olabilmesi için güvenlik tedbirleri alınması gerektiğini ifade etti. İngiltere ve müttefiklerinin “siyasi görüşme” safhasından “askeri planlama” safhasına geçtiklerini vurgulayan Starmer, planlamanın bir barış anlaşması sağlanmadan önce “hemen yapılması gerektiğini” söyledi.”PUTİN”İN ÇİZGİLERİ AŞMASI DURUMUNDA BUNUN CİDDİ SONUÇLAR DOĞURACAĞINI AÇIKÇA ANLAMASI GEREKİYOR”Starmer, “Güvenlik aranjmanlarının amacı, Rusya”ya ulaşılacak bir anlaşmayı ihlal etmesi durumunda ağır sonuçlarla karşılaşacağını net bir şekilde göstermektir” ifadelerini kullanarak, “Bunun için ABD”nin de bunun bir parçası olması gerekli. Çünkü Putin”in çizgileri aşması durumunda bunun ciddi sonuçlar doğuracağını açıkça anlaması gerekiyor. Bu planın amacı, Estonya ve konuşlandığımız diğer ülkelerde olduğu gibi barışı korumaktır” dedi.Starmer, “Bu çalışmayı yapmamız son derece önemli çünkü kesin olarak bildiğimiz bir şey var. Arkasında güvenceler olamayan bir anlaşma, Putin tarafından ihlal edilecektir. Bunu biliyoruz, çünkü bu daha önce yaşandı. Bunun tekrar olacağından hiç şüphe duymuyorum” ifadelerini kullandı.NÜKLEER DENİZALTI ZİYARETİStarmer, bugünkü toplantı öncesinde ülkenin kuzeybatısında nükleer denizaltıların inşa edildiği Barrow Limanı”nı ziyaret etmişti. Nükleer silah taşıyan bir denizaltıyı ziyaret eden Starmer, son on yılı aşkın bir zaman içerisinde Vanguard sınıfı bir denizaltıya binen ilk İngiliz lider oldu. İngiltere basını, Starmer”ın sıkı koruma altındaki nükleer denizaltıyı ziyaret görüntülerini yayınlamasının Moskova”ya yönelik bir mesaj niteliği taşıdığını yazdı. Starmer, ziyaret sırasında yaptığı açıklamada, bugünkü görüşmelerin Ukrayna”da gökyüzü, denizler ve sınırların nasıl güvende tutulabileceğine odaklanacağını söylemişti. İngiltere, bu ayın başlarında da 26 ülkenin katıldığı benzer bir zirve organize etmişti.

Source: Muhammet Binici


İstanbul”da terör ve yolsuzluk operasyonu! İBB soruşturmasında dosyanın detayları ortaya çıktı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 105 kişi hakkında, “yolsuzluk” ve “terör” suçlamalarıyla yürütülen iki ayrı soruşturmada, gözaltına alınan 87 kişinin emniyetteki ifade alma işlemleri sürüyor. Şüpheli sayısının fazla olması nedeniyle ifade alma işlemlerinde çok sayıda polis görevlendirildi. İmamoğlu ve şüphelilere, dosyadaki yedi ayrı suçlamayla ilgili savunmaları soruluyor.Milliyet”ten Ferit Zengin”in haberine göre; soruşturmaların, “CHP’de para sayma görüntüleri” dosyasının tanığı iş insanı Hasan Şentürk’ün, savcılığa verdiği ses kaydıyla başladığı belirtildi. Ses kaydından yola çıkan soruşturma ekiplerinin incelemesi sonucunda, İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu şüphelilerin “suç örgütü yöneticisi/üyesi olmak, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” suçlarını işledikleri iddia edildi. Soruşturma dosyasına göre yedi suçlamaya konu olan iddialar şöyle: İLGİLİ HABER MASAK raporuna yansıyan çarpıcı iddia: İmamoğlu İnşaat 3 yılda 117 taşınmaz almış 560 milyar TL iddiası ■ SUÇ ÖRGÜTÜ YÖNETİCİSİ/ÜYESİ OLMAK: Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütü lideri; Murat Ongun, Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş ve Ertan Yıldız’ın ise örgüt yöneticisi olduğu iddia ediliyor. Diğer 95 şüphelinin ise örgüt üyesi olduğu öne sürülüyor. İddialara göre İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden itibaren yanında olan kişileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra büyükşehir birimleri ve iştiraklerinin başına getirdi. Şüpheliler suç örgütünün devamını sağlamak için, kendi alt yapılanmalarını oluşturdu. Bu yolla haksız kazanç elde ettikleri, paraları suç örgütünün faaliyetleri doğrultusunca kullandıkları, örgüt kasası olarak kullanılan iş adamlarına aktardııkları iddia edilen kişilerin böylece 560 milyar liralık bir haksız kazanç elde ettiği öne sürüldü. NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK: İddiaya göre; yurtdışına kaçmak isterken evindeki 40 milyon TL ile yakalandığı ve iş yerinde yapılan aramalarda 1,3 milyon dolar ele geçirildiği belirtilen iş insanı Ali Nuhoğlu, gerçek değeri 50 milyon dolar olan üç villayı 15 milyon TL’ye İmamoğlu’na devretti. İmamoğlu’nun mal beyanında bu vilları gizlediği öne sürülüyor.Nuhoğlu ve İSTCON şirketleri hesaplarına İSKİ’ye ait banka hesaplarından 2020-2024 yıllarında toplam yaklaşık 215 milyon TL tutarında para transferi gerçekleştirildiği iddia edildi. İddiaya göre Nuhoğlu’nun Güllüce Tarım, İBB iştirak şirketleri ve KİPTAŞ ile para alışverişleri, naylon faturalar, 500 milyon TL’nin üzerinde şahsi para transferleri tespit edildi. Nuhoğlu’nun bankadaki nakit 2 milyon dolarının, şirketinde şoför olarak çalışan Mehmet Gufran Gülseren tarafından vekaletle çekildiği de tespit edildi. İddiaya göre İBB kayıtlarında 2021 yılında yaşanan pandemi döneminde bin 388 konser düzenlendiği gösterilerek, belediyenin kasasında milyonlarca lira para çekildi. İLGİLİ HABER Murat Ongun”un gözaltına alındığı anların görüntüleri ortaya çıktı İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA: Nuhoğlu’nun yanında çalışan 22 yaşındaki Furkan Remzi Ceylan üzerine gözüken İSTCON isimli firmayla İBB iştiraki KİPTAŞ’tan 2.1 milyar TL’lik ihale aldığı öne sürüldü. İmamoğlu’nun basın danışmanı ve Medya A.Ş.’nin Genel Müdürü Ongun’a yakınlığıyla bilinen Emrah Bağdatlı’nın, kendisine bağlı firmalar aracılığıyla 2022-2024 yılları arasında İBB iştirak şirketleri Medya A.Ş., KİPTAŞ ve Kültür A.Ş. üzerinden 60’tan fazla ihale aldığı iddia edildi. Bağdatlı’ya yakınlığıyla bilinen 35 SGK çalışanı üzerine kurulan reklam firmalarına Medya A.Ş.’den ihaleler verildiği ve yine bu şirketlerle aynı adrese kayıtlı birçok şirkete fiyat tekliflerinde bulunulduğu öne sürüldü. KİŞİSEL VERİLERİ ELE GEÇİRME: İstanbul’da yaşayan vatandaşların kişisel verilerinin hukuka aykırı bir şekilde temin edilerek örgütün devamlılığı için kullanıldığı iddia edildi. İRTİKAP: Karsal Örme şirketinin sahibi Hüseyin Köksal ile şoförü Servet Aydın’ın anlatımlarının bulunduğu ses kaydı ve ifadelerinde, 2019 yılında İBB şirketi Kültür A.Ş.’den alınan paraların CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat tarafından tahsis edilen çakarlı milletvekili aracıyla altı ay boyunca İmamoğlu’nun sahibi olduğu ve dün el konan İmamoğlu İnşaat’ın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz’a taşındığı belirtildi. İmamoğlu’nun el konan şirketinin hesaplarına yüklü miktarlarda para aktarıldığı öne sürüldü. Tanık ifadelerine göre, İmamoğlu’nun yakın arkadaşı olan Serdal Taşkın, İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanı iken bir şirket kurup bir dönem boyunca Beylikdüzü Belediyesi’nden yaklaşık 42 milyonluk ihale aldı. İmamoğlu İBB Başkanı olduğunda Taşkın’ı Kültür A.Ş. Genel Müdürü olarak atadı. ‘KENT UZLAŞISI’NDAN SUÇLANIYORLARTERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM: İddiaya göre İmamoğlu ile İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ile yardımcısı Ebru Özdemir, Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan, PKK terör örgütünün ideolojik alan yapılanmasında faaliyet gösterdiği tespit edilen ve Spectrum House isimli derneğin sahibi DEM Parti Milletvekili Adayı Azad Barış arasında kurulan yapıyla, örgüte maddi yardım aktarıldı. Bu yardımlar Spectrum House çalışanı olan ve 2018 yılından beri terör örgütünün kırsal alanına eleman aktarımında bulunup firari olarak aranan H.A. üzerinden gerçekleştirildi. Bir başka iddiaya göre; İBB iştiraki İstanbul Planlama Ajansı ve BİMTAŞ bünyesinde terör örgütü mensupları ve sempatizanları işe alındı. İmamoğlu’nun diğer şüphelilerle birlikte “kent uzlaşısı” faaliyetine bilerek katıldığı, PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işlediği öne sürüldü.CAPACİTY AVM’YE CEZARÜŞVET: İBB İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız ile Süleyman Atik’in, Bakırköy’de bulunan Capacity AVM’nin sahiplerine baskı yaparak 5 milyon Euro rüşvet istedikleri öne sürüldü. İddiaya göre Tehdide rağmen AVM sahipleri rüşvet teklifini reddetti. Bunun üzerine İBB yönetimi AVM’ye “depreme dayanıksız” olduğu gerekçesiyle 197 milyon TL ceza kesti. AVM sahipleri ise, dava açarak bağımsız kurumlardan depreme dayanıklılık teknik raporu alıp mahkemeye sunarak cezayı ortadan kaldırdı.Ertan Yıldız’ın, emniyet takibinden kurtulmak için telefonunu eşinin çantasına bırakarak izini kaybettirmeye ve teknik ve fiziki takipleri yanıltmaya çalıştığı iddia edildi.İBB’den iddialara yanıtİBB’nin internet sitesinden soruşturmalardaki iddialara ilişkin bir açıklama yapıldı. “24 saat içinde iki büyük hukuksuzluğa maruz kalan İmamoğlu ve İBB çalışanlarına yönelik iddialara yanıt verildiği” ifade edilden açıklama özetle şöyle: ■ İmamoğlu’nun haksız kazançla elde ettiği paralarla satın aldığı villada gözaltına alındığı iddiası: Ailesiyle birlikte, mülkiyeti İBB’ye ait olan Sarıyer’deki başkanlık konutunda yaşıyordu. Daha önce bir vakfa tahsis edilen bu taşınmaz, İmamoğlu tarafından İBB’ye kazandırılmış ve başkanlık konutu olarak düzenlenmiştir. SAYIŞTAY DENETİMİ ■ Medya A.Ş. ve Kültür A.Ş. üzerinden usulsüz ihaleler yapıldığı iddiası: Her iki İBB iştirak şirketi de defalarca Sayıştay denetiminden geçmiştir. Herhangi bir usulsüzlük tespit edilmemiştir. Açık hava reklam mecralarına ilişkin ihaleler, hizmet alımları ve sözleşmeler defalarca denetlenmiştir. Müfettişler tarafından yapılan incelemelerde de olumsuz bulguya rastlanmamıştır. ■ Terör örgütüne yardım iddiası: İBB hakkında daha önce de “700 terörist var” iddiası öne sürülmüş ancak bu kapsamda sadece 41 kişi yargılanmış ve tamamı beraat etmiştir. İBB’de işe alımlar, büyük bir titizlikle yürütülmekte olup, adaylardan güvenlik soruşturması da talep edilmektedir. Valilik onayı olmadan hiçbir personel işe alınmamaktadır. ■ Belediye encümeninden zorla karar çıkartarak bazı iş insanlarına şantaj yapıldığı iddiası: Encümen kararları, İBB Meclisi’nin denetimine tâbidir. Bu konuda bugüne kadar muhalefet partileri tarafından herhangi bir itiraz ya da iddia ortaya atılmamıştır. YURT DIŞINDAN DÖNÜYOR ■ Medya A.Ş. yöneticisi E.G.’nin yurt dışına kaçtığı iddiası: Yıllık izin formunu doldurarak, annesiyle birlikte yurt dışına tatile gitmiştir. Operasyon haberinin ardından ülkeye dönme kararı almıştır ve ifade vermeye hazırdır. ■ Kişisel veriler hukuka aykırı şekilde toplandı ve şantaj için kullanıldı iddiası: İlgili, adli makamların talep ettiği durumlar haricinde, hiçbir veri paylaşılmamıştır. ■ İPA’da paralel yapı iddiası: İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yaşam maliyeti araştırmaları İTO’nun açıkladığı verilerle örtüşmekte olup İstanbul özelinde yapılan çalışmaları kapsamaktadır. ÜÇ YILDA 117 TAŞINMAZMASAK raporunda yüzde 60 hissesi Ekrem İmamoğlu’na, yüzde 40 hissesi babası Hasan İmamoğlu’na ait olan ve soruşturma kapsamında el konulan İmamoğlu İnşaat’ın 8 Aralık 2020-11 Aralık 2023 tarihleri arasında 19 dükkan, 19 mesken, 63 konut, sekiz ofis, altı büro, iki arsa olmak üzere 117 adet taşınmaz aldığı belirtildi. Bu taşınmazlar ve para artışlarının kaynağının belirsiz olduğu belirtildi.MAL VARLIKLARINA EL KONULDUİBB’ye yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu’nun basın danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun ve iş insanı Muhittin Palazoğlu’nun mal varlıklarına MASAK raporları uyarınca, savcılığın talebi üzerine nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından el konuldu. Kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün damadının ağabeyi olan Palazoğlu’nun üç yılda İBB’den çok sayıda ihale aldığı belirtildi.‘MİLLETÇE BU KÖTÜLÜĞÜN KARŞISINDA OLMALIYIZ’Gözaltında olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün sosyal medya hesabından yeni bir açıklama yaptı. Ortağı olduğu şirkete el konulmasına tepki gösteren İmamoğlu özetle şunları kaydetti: “Bu işin içinde olan herkes kirlidir. Ben milletime söylemiştim ve uyarmıştım. Diplomama el koyan bu akıl, sizin malınıza, namusunuza, mülkünüze çöker ve her türlü gasbı, tecavüzü yapar. Milletçe bu kötülüğün karşısında olmalıyız. Milletime çağrımdır. Millet büyüktür. Bir çağrım da yargı mensuplarına. Yüce Türk yargısının namuslu, ahlaklı, milletine hizmet aşkı yaşayan on binlerce savcısına, hakimine haykırıyorum. Siz ayağa kalkmalı ve bu Türk yargısını perişan eden, bizi bütün dünyaya rezil eden, itibarımızı yerle bir eden bir avuç meslektaşınıza tedbir almalısınız. Yüce Türk yargısına güveniyorum. Sessiz kalamazsınız, kalmamalısınız. Son olarak AK Parti’de görev yapan ve iktidar ittifakı olan tüm siyasilere sesleniyorum. Bu olaylar partilerimizi, siyasi ideallerimizi aşmıştır. Artık süreç sizin aileleriniz başta olmak üzere milletimizi ilgilendirmektedir. Sesimizi çıkarmak günü gelmiştir.”SES KAYDI DİNLETİLDİDün sabah İstanbul’daki metro istasyonlarında İmamoğlu’nun, ”Milletin hakkını millete vereceğiz. Namus ve şeref sözü veriyorum ki ben bu savaşı kazanacağım. Hodri meydan!” ifadelerini kullandığı ses kaydı dinletildi.

Source: Gazetevatan.com


İtalya Başbakanı Meloni: Zirvede kabul edilen sonuçlar, Ukrayna”ya desteği teyit ediyor

Brüksel”deki AB Liderler Zirvesi”ne katılan Meloni, basına değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Meloni, “Zirvede kabul edilen sonuçlar, Ukrayna”ya desteği teyit ediyor, ABD”nin çabalarını ve İtalya”nın adil ve kalıcı bir barış talebini destekliyor.” dedi.

Ukrayna”da barışa yönelik “güvenlik garantileri” hususunun büyük bir tartışma konusu olduğunu dile getiren Meloni, NATO”nun 5. maddesinin üye olmadan da Ukrayna”yı kapsaması fikrini yineleyerek, “Rusya”nın Ukrayna”yı tekrar işgal etme niyeti yoksa, sadece savunma amaçlı güvenlik garantilerine neden karşı çıksın?” diye konuştu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen”in savaşa hazırlıklı olunması gerektiğine dair açıklamalarına atıfta bulunan Meloni, şöyle konuştu:

“Ben, yapılan açıklamalar konusunda biraz daha temkinli olunmasını tavsiye ediyorum. Ben zaten güvenlik meselesinin sadece silahlanmayla ilgili olmadığını söyledim. Günümüzde, güvenlik alanı son derece geniş bir kavram haline geldi. Görüşmemizde von der Leyen ile güvenlik ve savunmadan ne anladığımı konuştum. Ayırdığımız kaynakların sınır güvenliği, siber güvenlik, stratejik altyapılar ve ham maddeler için kullanılacağından emin olmak istiyorum.”

İtalya”nın, AB üyesi olmayan Arnavutluk ile Kasım 2023″te yaptığı, düzensiz göçmenleri bu ülkede işleme tabi tutarak göçü caydırmayı amaçlayan protokole de atıfta bulunan Meloni, “AB Zirvesi sonuçlarında, von der Leyen”in göçle ilgili son mektubuna atıf var. Bu mektup, güçlü bir şekilde desteklediğimiz yeni geri gönderme yönetmeliğine işaret ediyor. Bu düzenleme, sığınma başvurularının incelenmesi için üçüncü ülkelerde merkezler oluşturulmasını öngörüyor. Bu, Arnavutluk-İtalya protokolüyle başlattığımız bir uygulama.” yorumunu yaptı.

Meloni, ayrıca bu konuyla bağlantılı “güvenli ülke” kavramına ilişkin çözümün gündeme getirilmesi talebinin olduğunu belirterek, “Son haftalarda tartıştığımız birçok sorunu çözecek olan Avrupa çapında bir güvenli ülkeler listesinin hazırlanması taahhüdü de bulunuyor.” ifadesini kullandı.

Bu arada Meloni, Beyaz Saray”a ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmeye gideceğini ancak henüz tarihin belli olmadığını kaydetti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İmamoğlu-PKK arasındaki bağı kurmuş! Yeni detaylar ortaya çıktı

Ekrem İmamoğlu”nun “kent uzlaşısı” adı altında “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek”le suçlandığı soruşturmanın da detayları ortaya çıktı. Akşam Gazetesi”nin haberine göre, İmamoğlu ile PKK bağlantısını firari Azad Barış”ın kurduğu öğrenildi. PKK güdümündeki Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi”nin koordinatörü ve HDP Genel Başkan yardımcısı Barış”ın İBB gelen sekreteri Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Murat Ongun ve tutuklanan eski Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer”le de irtibatlı olduğu saptandı. Azad Barış”ın yerel seçimler öncesi ve sonrasında İmamoğlu ile 171 kez görüştüğü belirtildi.O DA 5 MART”TA KAÇMIŞAzad Barış”ın tıpkı Emrah Bağdatlı ile aynı tarihte; 5 Mart günü yurtdışına kaçması dikkat çekti. Barış”ın Berlin”de olduğu öğrenildi.”Karakutu”dan organize kaçışSaraçhane”de provokasyonBillboardlarda 2,6 milyarlık vurgun

Source: Www.star.com.tr


Filiz Katman yazdı: Yine, yeni, yeniden Kıbrıs

Türkiye ile Güven Yaratıcı adımlar atmaya hazırız”Nikos Christodulides, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi CumhurbaşkanıCenevre”de yapılan Kıbrıs toplantısında dile getirildi bu düşünceler.Tarihe tanıklık etmediğimiz bir gün yok.Öyle ki “tarihi Kıbrıs sorunu” dahi çözüme çok yakın.Christodulides, “Türkiye”nin rolü en belirleyici olandı. Bunu anlıyorsunuz ve herkes biliyor. Müzakerelerin yeniden başlaması ve Kıbrıs sorununun çözümü konusunda kararların Türkiye tarafından alınacağını söylememe gerek yok” dedi.Trump geldi, böyle oldu.Neler konuşulmuş, gelin bakalım.”Hidrokarbonlar, su ve diğer bazı konularda işbirliğini” gündeme getirmiş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar.Çok değil daha geçenlerde 13 Mart”ta Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail dışişleri bakanları Atina”da bir araya gelmişti.Ardından Avrupa Parlamentosu”na Rum milletvekilleri Loucas Fourlas, Michalis Hadjipantela, Costas Mavrides, Geadis Geadi tarafından sunulan ve lehte oy kullanılan “Türkiye, uluslararası hukuka uyarak, Kıbrıs Cumhuriyeti”ni tanımalı, işgali derhal sona erdirmeli ve askerlerini adadan çekmeli” yönünde çağrı içeren önergesine iki Rum milletvekili Giorgos Georgiou ve Fidias Panayiotou aleyhte oy verince ortalık karışmış, “hain” ilan edilmişlerdi.Aynı iki milletvekilinin “NATO üyesi Türkiye”ye, Avrupa Birliği üyesi bir devlet olan Kıbrıs”tan askerlerini çekmesi ve ilgili Birleşmiş Milletler kararlarına dayalı, uygulanabilir ve barışçıl bir çözüm bulmak için yapıcı bir şekilde çalışması çağrısının yinelendiği” yönündeki önergeye evet oyu verdiği notunu da düşelim.Hikaye şu: İki önerge var. ELAM”ın son dakikalarda sunulan ilk önergeye AKEL “federasyon demeyen bir önergeye oy vermiyoruz” diyerek ret oyu veriyor. Daha sonra her iki önerge Avrupa Parlamentosu”nda kabul ediliyor ve ret oyu veren iki Rum milletvekili için “Bunlar varken düşmanlara ne gerek” deniyor.Bitmedi, dahası da var.Cenevre”de başka tarihi anlara daha tanıklık edildi.Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Christodulides zirve yemeği öncesinde konuşmayıp önerileri dinlediği Rum siyasi parti liderleri ile yaptığı toplantıda Rum Meclis Başkanı Annita Demetriou “Bakanlar Kurulu”nda veto hakkı” veya “Kıbrıs Türklerinin her düzeyde olumlu oy kullanmalarının” mümkün olabileceğini söyledi.Çok değil, bundan yaklaşık 20 yıl önce Rum tarafının dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ismiyle anılan Annan Planı”nın oylandığı referanduma Türk tarafı “evet” oyu verirken Rum tarafının “hayır” oyu vermesine rağmen adanın tümünü temsil edecek şekilde Avrupa Birliği üyeliği verilmesiyle sürecin hem Kıbrıs hem de Türkiye”nin Avrupa Birliği üyeliğinin kilitlendiği düşünülecek olursa “sen nelere kadirsin ey konjonktür” dedirtiyor insana.Ne demiştik: Her şey değişiyor; en “tarihi çözümsüz” olan sorunlara yönelik bakış bile.Bu da demek oluyor ki gerçekten büyük “bir cisim yaklaşıyor” olmalı ki “birlik olmak” dışında hiçbir seçenek ve en keskin olanı yani karşı karşıya durmak artık seçenek bile olamıyor.

Source: Filiz Katman


Belediye çeteleri ve şehir eşkıyaları mutlaka hesap vermeye de hazır olsun

Tarihin her döneminde krizlerin ana nedeninin ekonomik sorunlardan kaynaklandığı görülmüştür. Savaşların çıkış sebepleri de daha çok ekonomik daralmaların getirdiği neticelerdir.

Krizlerin ana nedeni, kendileri dışındaki insanları keriz yerine koyan, insanlıktan nasibini almamış bir avuç çete ve eşkıyanın keyfi uygulamalarıdır. Herkesi ahmak, kendilerini en akıllı, üstün ve ayrıcalıklı gören bu kanun tanımaz ahlaksızlar, her zaman ve zeminde yüzsüzlüğün en dibe vurmuş, omurgasız sürüngenleri olarak kendilerine biçilen rolleri oynarlar. Yalan ve iftira ekseninde bir araya gelmiş, bit, pire, tahtakurusu gibi iki ayaklı haşeratlardır bu içi başka, dışı başka bukalemunlar.

Ehliyet ve liyakat sahibi olmadan belirli bir makam ve mevkie getirilen karakter fakiri insanların tek hedefi, çalıp çırpıp en kısa zamanda köşeyi dönerek zengin olmaktır. Kan kokusu almış leş kargaları, akbabalar ve çakallar, bu şehir eşkıyalarının soygunları ve yağmalarının figüranlarıdır. Onların dini imanı menfaat ve çıkarlarıdır.

Her seçimde, ayağı yere değmeyen vaatlerin üzerine kurdukları kartondan pembe dünyalar, ilaç niyetine halka sunulan uyuşturucu reçetelerdir. “Her şey güzel olacak” sloganları eşliğinde söğüşlenen belediyeler, terör örgütlerinin kasalarına rüşvet olarak akarken, tepede organize olmuş soygun çeteleri, utanmadan sıkılmadan devletin hazinesini soymayı milletin gözüne baka baka yapıyorlar.

Seçim kazanılıp koltuğa oturulunca, güzel olan her şeyi yakıp yıkan, mahveden, geçmişi mumla aratan, insanların geleceğini karartan kaypak siyasi bir anlayışın verdiği tüm sözler ve vaatler unutulur. “Nereden, nasıl ve ne şekilde hortumlarım?” derdi, bütün sorunların önünde ve üstünde zehirli bir yılan gibi çöreklenip belediye çeteleri ve eşkıyalarına hizmet eder.

Başta CHP’li İstanbul ve diğer bazı belediyelerde çuvala sığmayan mızraklar, rüşvet pazarlıkları, ihaleye fesat karıştırmalar, balya balya depolanan paralar, terör örgütlerine aktarılan belediye kaynakları, “Kent uzlaşması” kamuflajı altında deveyi havuduyla birlikte yutmalar, terör örgütleriyle kuzu sarması olmalar, hep birlikte belediyelerin imkânlarını aksırıncaya tıksırıncaya kadar sömürmeler ve semirmeler meydana çıkınca, ülkemizdeki görevinin ve yüklendiği sorumluluğun bilincinde olan savcılar bu yanlış gidişata el koydular.

Kanunlara ve kanun adamlarına, ordumuza ve ordu mensuplarına kafa tutmak; hâkim ve savcıları tehdit eden, halkı sokağa dökülmeye çağırarak kışkırtan, her türlü algı operasyonuyla suçlarını hiç gündeme getirmeden sağa sola ve Cumhurbaşkanını hedef alarak çemkirmeye başlayan darbeciler ve darbe seviciler, suçlananları sorguya çekmek için gözaltına almaları darbe olarak niteleyip Avrupalı efendilerinden yardım dilenmeye başladılar.

Milletin malını çalıp hırsızlık yapan, mülkünü çarçur edip ite çakala dağıtan, emperyalist güçlerin ülkemizdeki taşeronluğunu yapan, askerimize ve polisimize yıllardır kurşun atan çetelerle gizli açık birlikte çalışan insanları yakalayıp sorgulayan devlet ve hukuk adamlarımız, kendilerine küfür, hakaret ve tehdit edilmeyi değil, yaptıkları bu kahramanca görev ve hizmetlerden dolayı tebrik ve teşekkür edilmeyi hak ediyor.

“Suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikâp”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” dünyanın her ülkesinde suçtur. Yargılanıp cezalandırılır.

PKK ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle “Kent uzlaşması” altında teröre ve teröristlerle iş birliği, yardım ve yataklık yapmak ihanettir. İhanetin aması, maması, mazereti ve affı olmaz.

Binlerce işçiyi çıkarıp yerine terör örgütü mensupları ile ATM memurlarını atayan belediyeler, bu ihanet çetelerinin işgal ve istilasından kurtarılıp temizlenmesi kolluk kuvvetlerimizin ve yargının görevidir.

Devlet ve millet düşmanlarıyla el ele kol kola olmak, Türkiye’yi yabancılara şikâyet etmek, her türlü bel altı vuruşlar, kalleşlikler ve ikiyüzlülüklerle milletin dirlik ve düzenine kast edenleri yargılamak ve hak ettiği yere göndermek, hukuk devletinin görevidir.

Bazıları, her gün biraz daha özgürleşen, bağımsızlaşan, güçlenen ve kuvvetlenen lider Türkiye’yi inat ve ısrarla emperyalizmin uşağı ve kuklası olan, onun bunun çocukları ve oğulları yönetsin istiyor. Bu art niyet, hiç şakası olmayan bir iç savaş çığırtkanlığıdır. Ve çok tehlikelidir.

Millet ve devlet şehir eşkıyaları ve çetelerine, onların sokağa dökülmek istenen çapulcularına karşı her an uyanık ve teyakkuzda olmalıdır. Millet ve devletle hesaplaşmak isteyenler olursa, mutlaka hesap vermeye de hazır olsunlar.

Arif Altunbaş, Haber 7

Source: Arif Altunba