PKK terör örgütünün silah bırakması sürecine yönelik terör elebaşısı videolu açıklama yayımladı
PKK terör örgütünden 20-30 kişilik ilk grubun silah bırakması beklenirken, KCK/PKK elebaşısı Abdullah Öcalan silah bırakma sürecine ilişkin vidolu bir açıklama yayımladı. Öcalan, “Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolaysıyla ana amaç gerçekleştirilmiştir” diyerek; silah bırakma sürecinin hızla gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Siyaset bilimci Prof. Dr. Barış Övgün; bu ifadelerin “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna rakip çıkarma kavramı” anlamına geldiğini belirtti. Övgün, metinde geçen “pozitif entegrasyon” kavramına ilişkin; “Yeni anayasada Kürt kimliği tanımı mı yapılacak? Çünkü pozitif entegrasyon diyorsanız, bir organizasyona kendi kimliğinizle girersiniz. Bunu yeni anayasaya yönelik bir talep olarak görüyorum” dedi. PKK terör örgütünden 20-30 kişilik ilk grubun yarın Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) kontrolündeki Süleymaniye kentinin kırsalında silah bırakması bekleniyor. Silah bırakma işlemine ilişkin KCK/PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın ise beklenen videolu açıklaması dün örgüte yakın olarak bilinen ANF’den yayımlandı. Yaklaşık 7 dakikalık videoda Öcalan, sürece ilişkin değerlendirme ve taleplerini iletti. İKİ ÇÖZÜM SÜRECİNİN İKİ FARKLI SEKRETERYASI BİRLEŞTİRİLMİŞ ANF tarafından yayınlanan videoda kayda alınan sözlerin 19 Haziran’da terör elebaşısı tarafından kaleme alındığı, kamuoyuyla 20 gün sonra paylaşıldığı ifade edildi. Videoda Öcalan’ın yanında 6 kişi yer aldı. Bu 6 kişiden 3’ü DEM Parti İmralı heyetinin 27 Şubat’taki İmralı ziyaretinde kamuoyuna servis edilen fotoğrafta bulunan PKK’li Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım. Diğer 3’ü ise geçen ay İmralı’da oluşturulan sekretarya için İmralı’ya nakledildiği basında iddia edilen PKK’li yazarlar Mahmut Yamalak, Zeki Bayhan ve Ergin Atabey olduğu saptandı. Konar, Aktaş ve Yıldırım’ın ise 2015’teki çözüm sürecinde “sekreterya” olarak adaya gönderilen PKK’liler olduğu biliniyor. KENDİNDEN ‘TARİHİ BİR KİŞİLİK’ YARATMAYA ÇALIŞIYOR Öcalan, “Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiği” olarak savunduğu “Demokratik Toplum Manifestosu” hazırladığını, bunun PKK’nin terör felsefesinin yerine geçeceğini ve bölgesel ile küresel topluma yönelik içerik taşıdığını belirtti. Ayrıca Öcalan”ın açıklamasında başta manifestosu olmak üzere sürece ilişkin gelişmeler hakkında 8 kez “tarihi” tanımını kullanması dikkat çekti. ÇÖZÜM OLARAK ‘POZİTİF ENTEGRASYONU’ SAVUNDU Öcalan çağrısında terör örgütünün miadını doldurduğunu vurgulayarak; “Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolaysıyla ana amaç gerçekleştirilmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir” ifadelerini kullandı. Öcalan sürecin başarıya ulaşmasının “pozitif entegrasyonalist bir perspektifle” olanaklı olduğunu savundu. ‘SİLAHLI MÜCADELEDEN DEMOKRATİK SİYASET VE HUKUK AŞAMASINA GEÇİŞ’ Silah bırakma aşamasının sürecin demokratik ve hukuk aşamasına geçişini sağlayacak dönemeç olarak değerlendiren Öcalan, “Siyaset boşluk tanımayacağına göre; boşluk, demokratik siyaset stratejisi ve bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir” ifadelerini kullandı. SÜRECİN HIZLANDIRILMASINI İSTEDİ Kendisi hakkındaki tecritin kaldırılmasına yönelik taleplere ilişkin Öcalan; “Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir” dedi. Öcalan, sürecin hızlı tamamlanması gerektiğini belirtti. CUMHURİYETİN KURULUŞUNA RAKİP OLMA! Öcalan’ın açıklamalarını gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendiren siyaset bilimci Prof. Dr. Barış Övgün; “Bizim terör olarak nitelendirdiğimiz süreci Öcalan ulusal kurutuluş savaşı olarak nitelendirdi. Şu ana kadar böyle bir nitelendirme kullanılmamıştı. Bu; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna eş değer bir rakip yaratma kavramıdır. Bazı çevreler bunu bir meydan okuma olarak değerlendirilebilir ki, yanlış da olmaz. Ve Öcalan bahsettiği savaşını da başarıyla sonuçlandırıldığını söylüyor. Bir zafer çıkarıyor” dedi. ‘KURUCU ÖNDER’ İFADESİ ÖCALAN’A CESARET VERDİ Öcalan’ın sözde zafer tanımının ardından “varlık tanınmıştır” ifadesini kullanmasının olumsuz sonuçlar yaratacağını belirten Övgün; “Burada varlığı açmıyor. Burada muhtemelen hem kendisini hem PKK’yı kastediyor ve diyor ki; ‘Bunlar artık bizi terör örgütü olarak görmüyor. Bakın en yetkili ağızlardan bile benim için kurucu önder ifadesi çıkıyor.’ Bunu açık açık kendi kamuoyuna söylüyor. Siyasette son dönem kullanılan ‘kurucu önder’ ifadesi Öcalan’a cesaret verdiği görünüyor. Bundan sonraki süreçte PKK’nın terör örgütü olarak anılmayacağı anlamı çıkıyor” ifadelerini kullandı. ‘YENİ ANAYASADA KÜRT KİMLİĞİ TANIMI MI YAPILACAK?’ Övgün, Öcalan’ın kullandığı “pozitif entegrasyonalist” kavramını anlatarak; “Avrupa Birliği literatüründe çok kullanılır ve üye devletlerin kendi kimlikleriyle çatı örgüte girmesi anlamına gelir. Bu kavramın da zafer edası ve varlık ifadesiyle aynı metinde geçmesi bize sürecin önümüzdeki adımlarına ilişkin ip uçları veriyor. Acaba yeni anayasada Kürt kimliği tanımı mı yapılacak? Çünkü pozitif entegrasyon diyorsanız, bir organizasyona kendi kimliğinizle girersiniz. Bunu yeni anayasaya yönelik bir talep olarak görüyorum. Kendi kamuoyuna da biz kendi varlığımızı tanıttık, amaca ulaştık, fesih ettik; bu yeni anayasada da kendisini gösterecek mesajını veriyor” diye konuştu. ‘ÖCALAN KOŞULLARINI AÇIKLADI’ Öcalan yeni anayasanın da TBMM’de komisyon kurularak yapılmasını istediğini de belirttiğinin altını çizen Övgün; “Bize bu süreç için PKK, Terörsüz Türkiye çerçevesinde koşulsuz bir şekilde silah bırakacağı şeklinde anlatılmıştı. Ancak Öcalan bugün koşulları açıkladı. Dedi ki, ‘Bizim varlığımız savaşla tanındı, yasal koşullarla da sağlansın’. Bu açıklama anayasadaki Türklük, laiklik ve anadilde eğitim üzerinden tartışmaların olacağını gösteriyor. Bir pazarlığın olduğu ortada. Diğer unsurlardan hiç bahsetmiyor. Öcalan, KCK liderliğinden bile bahsetmiyor ve bu videodan diğer unsurların silah bırakmayacağını anlıyoruz” dedi. ANKARA ‘TÜRK MİLLETİ MEMLEKETE İHANET EDENLERİ UNUTMAYACAK’ İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı emekli albay Kevser Ofluoğlu, Öcalan”ın videosuna sert tepki gösterdi. Ofluoğlu, “Dün (önceki gün) on iki evladımız şehit oldu; bugün (dün) İmralı canisi soysuz, ağırlaştırılmış müebbet hapisle İmralı’da yatmıyormuş da sanki siyasi bir partinin lideriymiş gibi videolu açıklama yapıp, bundan sonraki yol haritasını açıklıyor. Bu toprakları vatan yapan şehitlerden, gazilerden, onların yadigarı ailelerinden utanmadan binlerce evladımızın katili kansız terörist başından medet umuyorlar. Kimsenin şüphesi olmasın ki; Türk milleti koltuk düşkünlükleri yüzünden memlekete ihanet edenleri asla unutmayacak ve zamanı geldiğinde bu menfaatçileri sandığın dibine gömecektir” ifadelerini kullandı.
Source: Aytunç Ürkmez
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!
Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar… Eskiden CHP’yi “potansiyel rakip” olarak görür dikkatlice izlerlerdi. Bugün ise İmamoğlu cezaevinde olmasına rağmen, CHP birinci parti ve AKP’yi tahtından indirmeye yeminli. Ancak AKP kabinesi adalet bakanının önceki yardımcısı, bugünün başsavcısı toplumu şaşkınlık içinde bırakan hamlelerle CHP belediye başkanlarını veya çalışanlarını cezaevine alıyor, ablukayı sürdürüyor. Bu arada, Erdoğan ’ın eski şoförü/ ardından milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı , Cumhuriyete en küstah sözlerle saldırıyor ama ne yazık ki hiçbir savcıdan tepki göremiyoruz. Bütün bu kuşatmanın ortak noktası, belirli bir gerekçe olmadan, baskın operasyonlarla “şüphelinin” götürülmesi, gizli tanıkların müphem, içeriksiz ifadelerini yandaş basının manşetlere taşıması ve kamuoyunu bu şekilde etkilemeyi amaçlaması… Mesela İmamoğlu, 110 gündür tutuklu ama hâlâ iddianame yok ve CHP’nin ısrarlı taleplerine rağmen duruşmalar naklen yayımlanmıyor. Bahçeli , nasıl olduysa CHP’nin naklen yayın talebine destek verecekmiş gibi konuştu, hatta Erdoğan da dün sürpriz şekilde buna yeşil ışık yaktı! Haydi hayırlısı… İmamoğlu, milyonlarca vatandaşın desteğiyle “CHP cumhurbaşkanı adayı” sıfatını aldı. Ve bu sıfatı aldığı gün tutuklandı. O andan itibaren CHP, iktidarın hiç beklemediği kadar yüksekten cevap verdi; örgütüyle, genel başkanıyla, gençlerle, üniversitelilerle bütün halk ayağa kalktı ve üst üste düzenlediği mitinglerle, vatandaşın desteğini ve güvenini kazandı! Partinin yaşadığı haksızlık oranında oyu arttı. Şimdi ise olay başka bir safhaya taşınmak isteniyor. İktidar, yeni hedefini Özgür Özel olarak belirlediğini, birçok milletvekilinin yanı sıra, CHP genel başkanı hakkında fezleke hazırlandığını, Ankara cumhuriyet başsavcısının bir soruşturma başlattığını açık bir şekilde topluma duyuruyor. Medyada “Sıra CHP genel başkanında mı?” şeklinde altyazılar çıkmaya başladı. Adeta halk buna alıştırılmaya çalışılıyor. Ülkemizde en alaturka şekilde sahnelenen bu “demokrasicilik” oyunu, Ümit Özdağ veya Selahattin Demirtaş gibi parti başkanlarını, Barış Pehlivan, Fatih Altaylı veya Timur Soykan gibi ünlü gazetecileri cezaevine atıyor veya bunu deniyor, Sözcü TV veya Halk TV gibi televizyonlara kapatma kararı verebiliyor, AYM’nin sayısız kararına karşı gelebiliyor ve şimdi de sıranın CHP genel başkanına gelmiş olabileceği, gündeme bomba gibi düşürülüyor. ÖZEL; ATATÜRK’ÜN KOLTUĞUNDADIR Bu noktada CHP örgütüne ve Türkiye’nin demokratik yüzüne şu hatırlatmayı yapmayı bir görev biliyorum: CHP’nin ebedi genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür. Özgür Özel, Mustafa Kemal’in oturduğu bu koltuğa hakkıyla oturmuş genç bir liderdir. Bu büyük onuru, CHP örgütü bu sıfatı kendisine layık gördüğü müddetçe de gururla taşıyacaktır. Kaldı ki bugüne kadar da bütün Türkiye’nin hayran kaldığı bir siyasi önder olmuştur. Özel, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturuyor. Nasıl satrançta şah her koşulda korunmalıysa, bu halk da önderini öyle korur. AKP’nin, CHP’nin vezirini, İmamoğlu’nu etkisiz hale getirmeye çalışması zaten fazlasıyla kabul edilemez bir hamledir. “Demokrasicilik oyunu”ndaki sapmalar hepimizi yaralarken bu limit aşılmaya kalkışılırsa, ülkemizin hangi güçlüklerle kimin sayesinde kurulduğunu hiçbir zaman unutmayan Türk halkı, gerekirse her şeyden feragat eder ama önderinin koltuğunda oturanı vermez. Anıtkabir’i nasıl hiçbir koşulda kimseye teslim etmezlerse, Mustafa Kemal’in koltuğu da aynı konumdadır. Çünkü bu Cumhuriyet yüz binlerce şehit ve gazinin kanıyla kurulmuştur. Sayısız vatansever kuruluş sürecinde son nefesini vermiş ama sonunda emeline ulaşmıştır. Mustafa Kemal’in en büyük emaneti olan bu mirasın bir numaralı bekçisi, ister iktidarda ister muhalefette olsun, Atatürk’ün partisi CHP’dir. Atatürk’ün koltuğu bu vatanın gururudur, namusudur. Ana muhalefet partisi lideri, partisinin belediye başkanlarının haksız yere zindanlara atılmasını kabul etmiyor ve itiraz ediyor diye, yani uzun lafın kısası layıkıyla görevini yapıyor diye takibata uğrayamaz. Bu sorun da yalnız CHP’yi değil, tüm muhalefeti ilgilendirir. (Manavgat olayında Özel, gerekirse verilecek en büyük cezayı kabul edeceğini de açıkça belirtmiştir.) Zaten dokunulmazlığın kaldırılması saçmalığı, Kılıçdaroğlu ’nun 2016’da siyasetimize FETÖ krizi nedeniyle hediye ettiği koca bir saflıktan başka bir şey değildir! Bahçeli , grup toplantısında Özel’in ölçüyü kaçırdığından söz ederken aslında kendisine sorması gereken ana soru, “Yoksa biz mi ölçüyü kaçırdık da ana muhalefet partisinin bütün kapılarına üst üste kilit vurmaya başladık, acaba suç bizde mi?” olmalıdır! AKP; TÜRKİYE’YE VE KENDİSİNE BU KÖTÜLÜĞÜ YAPAMAZ! Bu noktada AKP’ye, dünyanın bize nasıl baktığı ve bakabileceği açısından bir hatırlatma yapmak istiyorum: Şayet ana muhalefet partisi genel başkanını içeri almaya kalkışırsanız, aynen İmamoğlu vakasında olduğu gibi ekonomiyi yutma tehlikesi olan dev tsunamiyi yaratırsınız. Bunun dışında ülkede demokrasi artık fiili olarak ortadan kalkmış olacağı için Türkiye bütün uluslararası kurumlarda akla sığmayacak derecede dışlanır. Bu kötü imaj veya kredi notu düşürülmesinden çok daha katastrofik sonuçlar getirir, bunlar bir iktidar partisinin ve onun yönettiği devletin alamayacağı risklerdir. Ayrıca son söz olarak hatırlatmak isterim ki benzeri girişimler tarihte karanlık izler bırakan ve hiçbir zaman başarıya ulaşmamış kirli sayfaların vazgeçilmez konularıdır. Kimseye faydası olmamıştır.
Source: Bedri Baykam
Katiller sekreteryası
Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta PKK’ya kendini feshetme ve silah bırakma çağrısının üzerinden 5 ay geçmesine rağmen silahların bırakılmasıyla ilgili somut bir adım gelmedi. İmralı’da tutuklu bulunan Apo, bu kez 6 kişilik sekreteryasıyla birlikte kameraların karşısına geçip örgüte sesli ve görüntülü mesaj gönderdi.
‘PKK VAZGEÇTİ’
Terörist başı Öcalan mesajında şu ifadeleri kullandı:“PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir. Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.
ÜÇ İSİM EKLENDİ
Apo’nun, 27 Şubat’taki çağrısında kendisiyle aynı fotoğraf karesinde yer alan 3 ismin dışında yeni 3 isimle birlikte görüntü vermesi dikkatlerden kaçmadı. Sekreteryada yüzlerce kişinin katilleri yer aldı. 6 kişilik sekreteryada yer alan 3 yeni isim şöyle:
– 31 yıldan beri tutuklu bulunan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü 56 yaşındaki Mahmut Yamalak.
– Mavi Çarşı katliamı davasında hüküm giyen 52 yaşındaki Ergin Atabey
– 27 yıldan beri tutuklu bulunan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Zeki Bayhan. Birçok korkunç katliamdan yargılanarak hüküm giyen diğer 3 isim ise Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım.
MAVİ ÇARŞI’NIN SANIĞI
Kazım kod adlı Hamili Yıldırım ve beraberindeki teröristler; Tunceli, Erzincan Sivas ve Bingöl kırsalında 47 asker polis korucu ve sivillerin katledildiği saldırıların emir ve talimatını eylemlerin planlamasını yaptı. Yıldırım, ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Sekreteryada bulunan Ergin Atabey’in de suç dosyası oldukça kabarık. Atabey, Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını protesto etmek amacıyla İstanbul Kadıköy’deki Mavi Çarşı katliamı sanıkları arasında yer aldı. 13 Mart 1999’daki Mavi Çarşı katliamında aralarında kadın ve çocukların da yer aldığı 13 masum vatandaş yanarak can vermişti.
SÜREÇ TERÖRİSTBAŞINA YARAMIŞ
Teröristbaşı Abdullah Öcalan, şubat ayının son günlerinde İmralı heyeti ile sağdaki görüntüyü vermişti. Dün yayınlanan videodaki görüntü ile kıyaslandığında, Öcalan’ın epey kilo aldığı, göbeğinin masaya taştığı görülüyor.
Silah bırakma tiyatrosu yarın Süleymaniye’de
Abdullah Öcalan, PKK’nın yarın silah bırakacağını duyurdu. DEM Parti de silah bırakma törenine katılacaklarını ifade etti. Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan şu ifadeleri kullandı:‘bu bir yenilme değil’
– Süreç, tarafları açısından kendi ritminde ilerliyor. Biz, 11 Temmuz’da (yarın) Süleymaniye’de gerçekleşecek bu somut adımı izlemek için eş genel başkanlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, DEM Parti olarak PKK’nın silah bırakma törenine tanıklık etmek için orada olacağız.
– Bunu bir yenme yenilme, bir tasfiye, bir taviz gibi görmemek, böyle yaklaşmamak ve bu dili ve üslubu değiştirmek gerekir. Bu meselenin bu dille çözülemeyeceğini geçen 10 yıllar bize gösterdi.
Source: Özgür Cebe
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, 7 yılda stratejik iletişim ve kriz yönetiminin merkezi oldu
Fahrettin Altun, 25 Temmuz 2018″de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olarak atandı.Yaklaşık 7 yıldır yürüttüğü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevi süresince kamu diplomasisi, stratejik iletişim ve kriz yönetimi alanlarında çalışmalara imza atan Altun”un öncülüğünde, Türkiye”nin uluslararası alanda itibarını artırmak amacıyla kamu diplomasisi faaliyetleri yoğun şekilde koordine edildi.Dezenformasyon, kara propaganda, siber savaşlar, dijital zorbalık ve hibrit tehditlere karşı etkin mücadele çalışmaları yürütülürken, kamusal iletişim ve stratejik iletişim alanlarında politikalar belirlendi.Bu kapsamda, dünyanın dört bir yanında düzenlenen “Stratcom Public Forum” panelleri, eğitim programları ve akademik işbirlikleriyle küresel iletişim ağları güçlendirildi, yerli ve yabancı basın mensuplarına yönelik programlar düzenlendi, Türkiye”nin uluslararası alanda tanıtımını hedefleyen organizasyonlara ev sahipliği yapıldı.Salgın, Rusya-Ukrayna Savaşı ile tahıl krizi, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı, BM Reformu gibi bölgesel ve küresel meselelerle ilgili çok sayıda yayın hazırlayan, panel ve konferans gerçekleştiren Başkanlık, New York”taki Geleneksel Türk Günü Yürüyüşü gibi Türkiye”nin değerlerini dünyaya tanıtmak için de çeşitli etkinlikler ve projeleri hayata geçirdi.Yaklaşık 7 yıllık başkanlığında Altun”un koordinesinde İletişim Başkanlığı 350″ye yakın panel, sempozyum, konferans düzenledi, 650″ye yakın basılı, kamuya açık eser, 10 binden fazla devlet kurumlarına yönelik hizmet içi basılı çalışma hazırladı. 27 ilde Devlet Teşvikleri Tanıtım Günleri gerçekleştirildi.Uluslararası güvenlik ve terörle mücadele alanında hazırlanan belgeseller, referans yayınlar, konferans ve toplantılarla hem muhataplara hem de küresel kamuoyuna Türkiye”nin bu meselelere ilişkin tutum ve politikaları anlatıldı, bu çerçevede 2023″te 21 ülkeden 63 konuşmacının katıldığı İstanbul Güvenlik Forumu düzenlendi.Altun”un döneminde ayrıca Basın Kartı Yönetmeliği güncellendi. Basın mensuplarında aranacak kriterler yeniden belirlenirken, iptal gerekçeleri netleştirildi.- TÜRKİYE İLETİŞİM MODELİCumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca gerçekleştirilen en önemli çalışmalardan biri de Türkiye İletişim Modeli oldu.Dış politika, ekonomi, kültür ve sanat, turizm, sanayi, teknoloji, eğitim gibi birçok alanda Türkiye”nin potansiyelini göz önünde bulunduran ve bunu dünyaya tanıtmayı önceleyen, hakikati merkezine koyan, yenilikçi ve proaktif bir iletişim stratejisi olan Türkiye İletişim Modeli”yle sadece Türkiye değil, tüm insanlığın ortak faydasının gözetilmesi, modelin Yeni Türkiye”nin vizyonunun, dinamizminin ve küresel liderlik iddiasının da bir yansıması olması amaçlanıyor.- DEZENFORMASYONLA MÜCADELE MERKEZİBaşkanlık bünyesinde kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla 2022″de Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) oluşturuldu. Merkez, hem yurt içi hem de uluslararası düzeyde dezenformasyonun toplum üzerindeki zararlarını en aza indirmeyi hedefleyen çalışmalar yürüttü, paneller organize etti.İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarında sosyal medyada yapılan dezenformasyon kampanyalarının önüne geçen DMM, İsrail”in sosyal medyadaki propaganda hesaplarından paylaşılan asılsız iddiaları, gerçekler ve somut kanıtlarla çürüttü, Suriye”de, Azerbaycan”da, Rusya-Ukrayna Savaşı”nda yaşanan gelişmelerin doğru şekilde topluma duyurulmasını sağladı.2022″de her hafta “Dezenformasyon Bülteni” yayımlamaya ve o hafta tespit edilen yalan haberleri ve doğrularını kamuoyuyla paylaşmaya başlayan DMM, Türkiye”de yaşanan afetlerde toplumun resmi kaynaklardan hızlı ve doğru şekilde bilgilendirilmesine aracı oldu.Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından hem arama kurtarma sürecine destek olmak hem de vatandaşların yaralarını sarmak için kurumlararası iletişim koordinasyonu İletişim Başkanlığınca yapıldı.Merkez, bugüne kadar 180 bülten yayınladı.- CİMER MOBİL UYGULAMASI HİZMETE SUNULDUAltun”un görev süresinde ayrıca, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ile kamu-devlet arasındaki iletişimin etkin hale getirilmesi için de kapsamlı çalışmalar yürütüldü.Vatandaşların talep ve önerilerini daha hızlı ve kolay iletebilmeleri amacıyla geliştirilen CİMER mobil uygulaması, sesli asistan desteği ve yapay zeka tabanlı çözümleriyle hizmete sunuldu.Başkanlıkta, stratejik iletişim alanında kurumsal bir vizyon oluşturulması amacıyla “Ulusal Kamu Diplomasisi Strateji Belgesi ve Eylem Planı” hazırlandı.- FETÖ İLE MÜCADELECumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Fetullahçı Terör Örgütü”yle (FETÖ) mücadelenin önemini, FETÖ”nün karanlık yüzünü tüm dünyaya göstermek için de yayınlar ve dijital içerikler oluşturdu.Bu kapsamda, FETÖ tehlikesine karşı küresel toplumu uyarmak ve bilinçlendirmek için “The Network” belgeseli hazırlandı. Başkanlık, her yıl 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında düzenlenen etkinliklerin ulusal ve uluslararası koordinasyonunu da üstlendi.Ayrıca PKK/YPG gibi terör örgütlerinin bölgesel ve küresel güvenlik açısından büyük bir tehdit olduğunu anlatan videolar ve bilgilendirici yayınlar uluslararası kamuoyuyla paylaşıldı.- HELLO TÜRKİYEİletişim Başkanlığınca Ocak 2022″de küresel “Hello Türkiye” kampanyası başlatıldı. Uluslararası alanda söylem birliğinin sağlanması ve ülkenin özgün kimliğini yansıtan “Türkiye” markasının güçlendirilmesi amacıyla başlatılan kampanya kapsamında, Mayıs 2022″de Türkiye Marka Ofisi kuruldu.2023 yılında Başkanlığın 5. yılı vesilesiyle yayımlanan “Türkiye İletişim Modeli Hakikatin Peşinde 5 Yıl” adlı kitapta, stratejik iletişim süreçleri, ulusal ve uluslararası organizasyonlar ile 70″ten fazla panel, konferans ve 20″yi aşkın basılı yayın yer aldı.Kitapta yer alan “Odak” bölümlerinde Karabağ”ın özgürleştirilmesinden 15 Temmuz”a, sınır ötesi operasyonlardan sosyal ağ haritasına kadar pek çok olayla ilgili özel iletişim süreçleri detaylandırıldı, önemli meydan okumalar karşısında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının aldığı pozisyon ve gerçekleştirdiği faaliyetler anlatıldı.- CUMHURİYET”İN 100. YILI ETKİNLİKLERİAltun”un görev süresinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, Cumhuriyet”in 100. yılının “Türkiye Yüzyılı”na yaraşacak şekilde coşkuyla kutlanması amacıyla yurt genelinde ve yurt dışında etkinlikler düzenlendi.Etkinliklerde “Türkiye Yüzyılı” vurgusuyla Türkiye Cumhuriyeti”nin kuruluşundan bu yana geçen bir asır boyunca hayata geçirilen devrim niteliğindeki atılımlara yer verildi.Türkiye”nin sağlıktan eğitime, teknolojiden savunma sanayine, dış politikadan kültür ve sanata kadar birçok alanda ivmelenen başarısı duyuruldu.
Source: Www.star.com.tr
Küfürbaz Grok’a 3 soruşturma
Sosyal medya platformu X”e entegre çalışan yapay zekâ robotu Grok”un uygunsuz paylaşımlarına ilişkin, paylaşımların farkında olunduğu ve kaldırılması için çalışmaların sürdüğü bildirildi. Elon Musk”ın yapay zekâ şirketi xAI tarafından geliştirilen sohbet robotu Grok”un X hesabından yapılan açıklamada, bu duruma dair bir metin de yayınlandı. Sistemin geliştiricisi xAI”ın uygunsuz içeriklerden haberdar olduktan sonra, robotun X”te paylaşım yapmasından önce nefret söyleminin önüne geçmek için harekete geçtiği belirtildi. xAI”ın Grok”a sadece gerçeği aramayı öğrettiğinin aktarıldığı açıklamada, milyonlarca X kullanıcısı sayesinde eğitilebilecek noktaların hızla belirlenip güncellenebildiği vurgulandı. Kullanıcıların X”te etiketleyerek sorular sorduğu Grok, Türkiye”deki kullanıcılara uygunsuz cevaplar vermiş, çeşitli kişi ve konular hakkında küfür ve hakaret içeren paylaşımlarda bulunmuştu. HİTLER”İ ÖVDÜ Grok”un küfürlü yorumları ya da kontrolsüz tepkileri sadece Türkiye”de değil birçok ülkede de sorun oldu. Önceki gün ABD”de de Hitler”i öven sözler yazan Grok”un bu paylaşımı tepkilerin ardından kaldırıldı. Bir “beyaz soykırımı” yapıldığını yazması da Güney Afrika”yı karıştırmıştı. Twitter”ı 2022″de 44 milyar dolara satın alan ve sonrasında adını X olarak değiştiren dünyanın en zengin işadamlarından Elon Musk, 4 Temmuz”daki sosyal medya paylaşımında Grok”a bir güncelleme yaptıklarını ve kullanıcıların “Grok”a bir soru sorduklarında aradaki farkı hissedeceklerini” söylemişti. Bunun ardından Grok, bazı kullanıcılara küfürlü yanıtlar vermeye başladı. YAPAY ZEKÂ, BAKANI TAKLİT ETTİ ABD Dışişleri Bakanlığı, yapay zekâ kullanarak Dışişleri Bakanı Marco Rubio”yu taklit eden bir dolandırıcının, üst düzey yetkililerle temasa geçtiğini açıkladı. Washington Post (WP) gazetesinin elde ettiği bilgilere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Rubio”yu taklit eden dolandırıcılara karşı uyarı yayımladı. Yapay zekâ teknolojisinin İsrail tarafından Gazze soykırımında da kullanıldığı birçok kez belgelendi. Öte yandan İsviçre”nin Cenevre kentinde düzenlenen AI for Good Global Summit isimli yapay zekâ zirvesinin önünde toplanan göstericiler İsrail”e teknoloji sağlayan şirketleri protesto etti.
Source: Diş Haberler
Isı kubbesi yere çöktü, binlerce kişi canından oldu: Türkiye de tehlikede
İngiltere ve Avrupa genelini etkisi altına alan aşırı sıcaklar, ölümcül sonuçlara yol açtı. Sadece Londra’da sıcak hava dalgası nedeniyle 263 kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Paris, Madrid, Barselona ve Roma gibi şehirlerin de dahil olduğu 12 büyük Avrupa kentinde toplam ölümlerin sayısı 2 bin 300″e ulaştı.
BİLİM İNSANLARI UYARIYOR: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİSİ BARİZ
Haziran sonu ile Temmuz başında yaşanan bu aşırı sıcaklıkların, iklim değişikliği olmasaydı 1 ila 4 derece daha düşük olacağı açıklandı. Yapılan araştırmalarda, kayıtlara geçen ölümlerin yaklaşık yüzde 65’inin insan kaynaklı küresel ısınmadan kaynaklandığı vurgulandı. Bu da yaklaşık 1.500 kişinin iklim değişikliği nedeniyle yaşamını yitirdiği anlamına geliyor.
LONDRA, PARİS, MADRİD EN ÇOK ETKİLENEN KENTLER
Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı, sıcaklıkların 34°C’ye kadar çıktığı Londra’da halk sağlığı için “amber” seviyesinde uyarı yayınladı. Aynı dönemde Madrid’de 317, Paris’te ise 235 kişinin sıcaklık kaynaklı nedenlerle hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Ölümlerin çoğunun ileri yaş grubundaki bireylerde görüldüğü bildirildi.
TÜRKİYE DE RİSK ALTINDA
Uzmanlar, sıcak hava dalgalarının “sessiz ama yıkıcı” etkisine dikkat çekiyor. 1.3°C’lik mevcut küresel ısınmanın bile yaşlılar ve savunmasız gruplar üzerinde ölümcül etkiler yarattığı belirtiliyor. Avrupa genelinde ve coğrafyamızda yaşlanan nüfusun, daha uzun süren ve daha sık tekrarlanan sıcak hava dalgaları karşısında ciddi risk altında olduğu vurgulanıyor.
ISI KUBBESİ KUZEY AFRİKA’DAN SICAK HAVA TAŞIDI
Araştırmacılar, 23 Haziran – 2 Temmuz tarihleri arasında Avrupa’yı etkisi altına alan yüksek basınçlı “ısı kubbesi”nin, sıcak ve kuru havayı bölgeye hapsettiğini ve Kuzey Afrika’dan gelen sıcak hava kütlesiyle birlikte sıcaklıkların olağanüstü seviyelere ulaştığını aktardı.
GERÇEK ÖLÜM SAYISI ÇOK DAHA FAZLA OLABİLİR
Bilim insanları, analizlerin yalnızca 12 büyük şehirle sınırlı olduğunu ve bu verilerin Avrupa’daki toplam sıcaklık kaynaklı ölümlerin yalnızca küçük bir kısmını yansıttığını ifade etti. Gerçek rakamların on binlere ulaşabileceği uyarısında bulunuldu.
Source: Haber Merkezi
Macron çifti arasında yaşananların gerçek nedeni belli oldu: Brigitte eşine karşı tavır almamış
Brigitte, İngiltere’ye gerçekleştirdikleri resmi ziyaret sırasında eşi Emmanuel Macron”a mesafeli tavırlarıyla dikkatleri üzerine çekti. 72 yaşındaki Brigitte”in, ziyaret sırasında Macron”un yakın tavırlarına karşılık vermediği fark edildi. Cumhurbaşkanı Macron’un uçaktan inerken eşine yardım elini uzatmasına rağmen, Brigitte Macron’un korkuluğa tutunarak uçaktan inmeyi tercih etmesi dikkatlerden kaçmadı.Macron çifti, İngiltere ziyareti kapsamında Windsor Kalesi’nde Kral III. Charles ve Kraliçe Camilla tarafından resmi törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Macron, kalenin önünde yaptığı konuşmada İngiltere ile Fransa arasındaki dostluğun önemine vurgu yaptı.Brigitte”in uçaktan inerken çekilen görüntülerde Brigitte Macron’un eşinin elini tutmayı reddetmesi, tartışmaları yeniden alevlendirmişti. Saray kaynakları, bu davranışın arkasında Brigitte’nin kişisel üzüntüsünün yattığını belirtti. Brigitte, uçaktan inerken Macron”un elini uzatmasına karşılık vermemiş, Fransa Cumhurbaşkanı eşine uzattığı elini çevirerek Prens William ve Prenses Kate”i selamlamıştı.BRIGITTE KIZ KARDEŞİNİN YASINI TUTUYORİngiliz The Mirror gazetesinin haberine göre, Brigitte”in, kız kardeşi Anne-Marie Trogneux’ün geçtiğimiz hafta hayatını kaybetmesi nedeniyle yas tuttuğu kaydedildi. Çifte yakın bir kaynak, Brigitte Macron’un derin bir üzüntü içinde olduğunu vurguladı.Fransız First Lady”nin kardeşi Anne-Marie Trogneux”un, Fransa’nın Amiens kasabasında geçen salı günü vefat ettiği bildirildi. Brigitte Macron’un kaybettiği kız kardeşi Anne-Marie, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Macron’un lise yıllarındaki drama öğretmeniydi.Çiftin 18 yıllık evlilikleri boyunca derin bir bağ kurdukları biliniyor. Macron, henüz 16 yaşındayken Brigitte Trogneux’e aşık olmuş ve ailesinin itirazlarına rağmen bu ilişkiyi sürdürmüştü.Fransız medyasında sıklıkla konu olan Emmanuel-Brigitte ilişkisi, Macron’un siyasi kariyerinde de önemli bir yer tuttu. Cumhurbaşkanı, eşinin kendisine verdiği desteği her fırsatta vurguladı. Brigitte Macron ise eşinin en büyük destekçisi olarak kamuoyu önünde sık sık yer aldı. ÜZÜNTÜSÜNE RAĞMEN DEVLET GÖREVİNİ YERİNE GETİRDİZiyaret boyunca Brigitte Macron’un hüzünlü görüntüleri dikkat çekse de, devlet protokolüne uygun hareket etmeye özen gösterdiği gözlendi. Brigitte”in devlet görevini yerine getirmek adına ziyarete katıldığı ifade edildi. Çiftin, Kraliyet ailesi ile yaptığı görüşmelerde resmi nezaket kurallarına uygun bir tavır sergilediği kaydedildi.Brigitte Macron’un, kız kardeşinin vefatı nedeniyle zor günler geçirdiği açıklandı. Yakın çevresi, onun bu kaybın ardından büyük bir acı yaşadığını ancak görev bilinciyle hareket ettiğini dile getirdi. Gözden Kaçmasın Macron çifti yine gündemde: Brigitte bu kez de eşinin elini tutmadı! Aralarındaki soğukluk dikkat çekti Haberi görüntüle KAVGA İDDİALARINA YOL AÇAN GÖRÜNTÜLERMacron çifti, İngiltere ziyareti öncesinde de kavga iddiasıyla kamuoyunun gündemine gelmişti. Mayıs ayında çiftin Güneydoğu Asya turu sırasında çekilen bir görüntüde, Brigitte”in Macron’u tokatladığı öne sürülmüştü.Associated Press haber ajansının yayınladığı görüntülerde Macron”un uçağın kapısında beklediği, eşi Brigitte”in ise iki elini eşinin yüzüne koyduğu ve onu ittiği kameralara yansımıştı.Eşinin hareketi ve karşında bekleyen gazeteciler nedeni ile kısa bir şaşkınlık yaşayan Fransız lider hemen toparlanarak gazetecileri selamlamıştı.Elysee Sarayı yetkilileri, bu iddiayı yalanlayarak, Başkan ve eşinin şakalaştığını belirtmişti. Gözden Kaçmasın Tüm dertlerini evde bıraktı, görevine koştu… Gönülleri boş yere çalmamış! Haberi görüntüle
Source: Hurriyet.com.tr
AP üyesi Nemec, BM Filistin Özel Raportörü Albanese”yi 2026 Nobel Barış Ödülü için önerdi
AP”nin İsrail”in Gazze”deki soykırımı karşısında ses yükselten üyelerinden Slovenyalı milletvekili Nemec, Strazburg”da AP Genel Kurul toplantıları sürerken sosyal medya hesabından Albanese ile ilgili açıklama yaptı.
Trump, İsrail ile İran arasındaki ateşkese aracılık etmekten Nobel Barış Ödülü”ne aday gösterildi
Nemec, “Albanese, Gazze ve Batı Şeria”daki durumla ilgili mesajları ve BM Özel Raportörü olarak yayınladığı raporlarla, kanıtlanmış gerçeklere ve argümanlara dayanarak soykırımcı İsrail hükümetine karşı yaptırım talep eden milyonlarca insanın sesi oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa ve ABD”deki birçok politikacının ise sessiz kalarak Albanese”nin aksine soykırım ortağı olduğunu vurgulayan Nemec, şunları ifade etti:
“Albanese, özellikle Avrupa ve ABD”deki siyasetin ikiyüzlülüğüne karşı bir denge unsuru. Gazze ve Batı Şeria”daki Filistinli katliamını sona erdirme çabaları beklenirken, çoğu politikacının desteklediği, hoş gördüğü ve görmezden geldiği ikiyüzlülüğe karşı bir denge unsuru. Albanese, 1,5 yıldır Gazze ve Batı Şeria”da akıl almaz boyutlarda terör ve insanlık dışı muameleye maruz kalan Filistin halkına yönelik vahşetin ilk sesidir.”
Nemec, “Albanese”yi 2026 Nobel Barış Ödülü için öneriyor, AP üyelerini imza atmaya davet ediyorum.” ifadesini kullandı.
ABD, Albanese”yi yaptırım listesine dahil etti
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Albanese”nin yaptırım listesine alındığını duyurmuştu.
Rubio, yaptığı paylaşımda, “Bugün, BM İnsan Hakları Konseyi Özel Raportörü Francesca Albanese”ye, UCM”nin ABD ve İsrail”in yetkilileri, şirketleri ve yöneticilerine karşı harekete geçmesini sağlamaya yönelik gayrimeşru ve utanç verici çabaları nedeniyle yaptırım uyguluyorum.” ifadesini kullanmıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Pakistan ve Hindistan”da benzer felaket! 65 kişi öldü
Pakistan”ın Pencap eyaletine bağlı Lahor kenti ve Belucistan”ın bazı bölgelerinde aşırı yağışlar, sellere yol açtı. Muson yağmurları nedeniyle kanalizasyon sisteminin yetersiz kaldığı ve bazı yolların kapandığı Lahor”da binlerce kişiyi etkileyen elektrik kesintisi yaşandı. Yetkililer, şiddetli yağışların evlere ve yollara zarar verdiğini belirterek, Lahor ve Belucistan”ın bazı kesimlerinde meydana gelen sellerde 11 kişinin hayatını kaybettiğini ve birçok kişinin yaralandığını kaydetti.Öte yandan Hindistan”ın Himaçal Pradeş eyaletinde 20 Haziran”dan bu yana etkili muson yağmuru can ve mal kaybına yol açmaya devam ediyor. Eyalet Afet Yönetim Merkezi”nden yapılan açıklamada, şiddetli muson yağışlarının neden olduğu sel, heyelan ve ani sağanaklarda yaşamını yitirenlerin sayısının 54″e yükseldiği belirtildi.Güney Asya”da haziran-eylül ayları arasında etkili olan muson yağışları, başta Hindistan”da olmak üzere her yıl büyük çaplı doğal afetlere ve kazalara yol açıyor.
Source: Erkan Talu
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yönter tv100'e özel açıklama:'Dananın Kuyruğu Birkaç Gün İçinde Kopacak'
Terörsüz Türkiye sürecinde önemli bir eşiğe gelindi. PKK”nın silah bırakması için gözler 11 Temmuz”a çevrilirken bugün İmralı”dan video ile konuyla ilgili bir mesaj da geldi.Peki bundan sonra ne olacak, süreç nasıl işleyecek?Konuya ilişkin MHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. İzzet Ulvi Yönter”den tv100″de Cansu Canan ile Özgür İfade”ye özel açıklamalar geldi.Türkiye”nin yeni bir döneme geçtiğini söyleyen Yönter “Birkaç gün içerisinde çok önemli haberler alacağız” dedi. “BİRKAÇ GÜN İÇİNDE ÇOK ÖNEMLİ HABERLER ALACAĞIZ” İzzet Ulvi Yönter”in açıklamalarından önemli satır başları şöyle:”Türkiye tarihi bir eşikte. Yeni bir döneme geçiyoruz. Terörsüz Türkiye”nin arifesindeyiz. Yarım asrı bulan kanlı bir sürecin sonuna geldik. Allah”ın izniyle birkaç gün içerisinde çok önemli haberler alacağız. Türkiye büyük bir külfetinden kurtuluyor. Türkiye yüzyılına, terörsüz Türkiye hedefi mühür vuracak. “DANANIN KUYRUĞU BİRKAÇ GÜN İÇİNDE KOPACAK” Milli birlik ve beraberlikle yeni yüzyılı karşılayacağız. PKK terör örgütü birkaç gün içerisinde silah bırakacak. Sürecin provoke edilmesinden elbette uzun bir süredir hem endişe ettik hem de bu konuda sayın genel başkanımız uyarılarını, kaygılarını, düşüncelerini paylaştı. Artık dananın kuyruğu birkaç gün içinde kopacak. Türkiye huzurlu bir döneme geçecek. Türkiye, barış ve kardeşliğin ikame edildiği bir döneme geçecek. Biz Terörsüz Türkiye”yi amasız fakatsız destekliyoruz. Bu hususlara ulaşma noktasında son derece kararlıyız. “BU SÜREÇTE KİMSENİN İHMALİ KABUL EDİLEMEZ” Türkiye huzurlu bir döneme geçecek. Yaz aylarına yeni bir geleceği kucaklayacak müjdeli haberlere kavuşacak. Bu süreç içerisinde hiç kimsenin ihmali kabul edilemez. “TERÖRSÜZ TÜRKİYE”NİN YÜKSELEN HUZURLU TÜRKİYE OLACAĞINA İNANIYORUZ” Irak”ın kuzeyinde 12 kahramanızı şehit verdik. Acımız çok büyük. Terörle mücadelede biz çok büyük bedeller ödedik. Artık bunlar bitsin istiyoruz. Terörsüz Türkiye”nin yükselen, huzurlu Türkiye olacağına inanıyoruz. Bu hususta milletimizin verdiği destekten de son derece memnunuz.Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Devlet Bahçeli”nin elini taşın altına koymasını herkes görüyor. Günlük çekişmelerin, basit tartışmaların dışında kalarak Terörsüz Türkiye konusunda desteğini Sayın Devlet Bahçeli sonuna kadar gösteriyor. “TERÖRSÜZ TÜRKİYE”DEN RAHATSIZ OLANLARI DA BİLİYORUZ” Ekonomik, sosyal, siyasal alanda muadillerine fark atmış bir Türkiye”ye mutlaka ulaşacağız. Ülkemiz önümüzdeki yüzyılın müesser gücü olacak. Bu mücadelede yanımızda olanlara hürmet ediyoruz. Terörsüz Türkiye”den rahatsız olan odakları da biliyoruz. Bize kimse bu konuda parmak sallayamaz. MÜSAVAT DERVİŞOĞLU”NA SERT SÖZLER Sayın Genel Başkanımızla vatan, millet, bayrak sevdası konusunda hiç kimse rekabet edemez. Herkes işine gücüne baksın. Bilhassa Müsavat Dervişoğlu”na sözümdür. Bizdeyken kapalı devre nasıl çalıştıklarını gayet iyi biliyoruz. Bugün kürsülerin imkanını kullanarak, aynı zamanda hamaset düğmesine basarak bize yönelik suçlamalarını, iftiralarını esefle karşılıyoruz, bizzat kendilerine iade ediyoruz. Sayın Genel Başkanımızın yaşamışlığı, bilmişliği kadar bunların esamesinin okunmadığı dönemde Genel Başkanımız her şeyi göstermiş ve bunlara örnek olmuştur. Herkes işine bakacak.Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konuda sonuna kadar yanındayız. Biz huzurdan, barıştan, kardeşlikten yanayız. Türkiye Yüzyılı birlik ve beraberlik içinde inşa edilecek. Türkiyemiz yeni bir aşamadadır. Atılan adımlar doğru adımlardır. Türkiye büyük bir kamburu sırtından atacaktır.”KAYNAK: TV100
Source: Haberler
Trump, Putin”e sinirlendi: Kiev”e daha çok silah gönderilecek
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin in Ukrayna daki savaşın sona erdirilmesine yönelik görüşmelere ciddi bir şekilde katılma konusundaki isteksizliği karşısında Trump ın yaşadığı hayal kırıklığı, geçtiğimiz yıl savaşı hızla bitirme sözü veren ABD yönetiminin Rusya ve Ukrayna ya karşı politikasında kritik bir değişikliğe gitmesine yol açtı. Üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi, Başkan ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky nin geçen ay Lahey de bir araya geldiklerinde kendisine verdiği ayrıntılı listeye dayanarak Ukrayna nın bazı askeri yardım taleplerini kabul ettiklerini belirtti. Capitol Hill de Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve Senato Çoğunluk Lideri John Thune, Trump a; Rusya nın enerji ihracatı alıcılarına yaptırım uygulama yetkisi verecek yasayı bu ay geçirmeye çalışacaklarını bildirdi. Putin saçmalıklar yapıyor Trump, Afrikalı liderlerle Beyaz Saray da gerçekleştireceği öğle yemeği öncesinde gazetecilere, Şu anda Ukrayna ya ve mühimmatlara bakıyoruz demişti. Bu söz, Trump ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin e karşı kamuoyunda alışılmadık derecede sert bir öfke ifade etmesinden bir gün sonra geldi ve Putin in bir sürü saçmalık yaptığını söyledi: Bize her zaman çok iyi davranıyor, ama bunun anlamsız olduğu ortaya çıkıyor. Trump ve Putin in geçtiğimiz hafta yaptığı telefon görüşmesi, Trump ın Rus lidere yönelik söylemini ve bakış açısını önemli ölçüde keskinleştirdi. Üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi, Mümkün olduğunca hızlı hareket edilmediğine dair genel bir hayal kırıklığı var ve belki de bir yöne doğru itmek onları müzakere masasına çekmeye yardımcı olacaktır dedi. NATO da Ukraynalıların çok spesifik şeyler istediklerini ve Başkan ın da bunlardan bazılarını verdiğini söyleyen yetkili, hangi silahların onaylandığı konusunda ayrıntı vermekten kaçındı. Zelensky uzun zamandır Ukrayna şehirlerini ve kritik altyapısını Rus bombardımanından korumak için kilit önemde olduğunu söylediği ilave Patriot hava savunma füze sistemleri talep ediyordu. Putin in geçtiğimiz hafta Trump la yaptığı telefon görüşmesinden bu yana Rusya nın Ukrayna yı savaşın en şiddetli bombardımanlarına maruz bırakması da dikkat çekici gelişmelerden biri. Üst düzey savunma yetkilisi Başkan bir şeyler göndermek isterse, bunu yapmaya hazırız dedi. Rusya dan enerji ithal eden ülkelere yaptırım tasarısı Rusya dan enerji satın alanlara yeni yaptırımlar getirecek olan tasarı, bazı milletvekillerini ve senatörleri Trump ın elini kolunu bağlayabileceği ve Moskova ile Kiev i masaya oturtma çabalarına ters düşebileceği endişesine sevk etse de gelişmelerin sonucunda ABD siyaseti Putin i makul olmaya zorlamak için bu tasarıyı geçirmeye movite olmuş durumda. Tasarının bu ay içinde görüşülmeye hazır olması bekleniyor. Tasarı, Rus petrolü, gazı ve uranyumunu satın alan ülkelerden yapılan ABD ithalatına yüzde 500 gümrük vergisi uygulayarak Rusya nın enerji gelirlerini kesmeyi amaçlıyor.
Source: Habertürk
Hükümet karşıtı silahlı yapılanma çökertildi: Sosyal medyadan milis topladılar
Kanada Kraliyet Atlı Polisi (RCMP), gözaltına alınan dört kişinin Quebec City çevresinde zorla toprak ele geçirmeyi planladıklarını duyurdu. Zanlıların, “hükümet karşıtı bir milis yapılanması” kurmak üzere somut adımlar attıkları ve askeri tarzda eğitimler düzenledikleri belirtildi. Polisin ifadesine göre grup, 2021’den bu yana faaliyet yürütüyordu. Soruşturma ise 2023 yılında başlatıldı. Kanada Silahlı Kuvvetleri, gözaltındaki kişilerden ikisinin halen görevde olan çavuş rütbesinde askerler olduğunu, üçüncüsünün eski bir asker, dördüncüsünün ise Kraliyet Kanada Hava Kadetleri’nde sivil eğitmen olarak çalıştığını doğruladı. RCMP açıklamasında, zanlıların “ideolojik motivasyonla şiddet içeren aşırı uç bir yapılanma” kurma amacı taşıdığı vurgulandı. Yetkililer, Ocak 2024’te şüphelilerin evlerine düzenlenen operasyonlarda toplam 83 ateşli silah, 16 patlayıcı cihaz, büyük miktarda mühimmat ve askeri amaçlı taktik teçhizat ele geçirildiğini açıkladı. Bu silahların bazıları Kanada yasalarına göre yasaklı kategoride yer alıyor. SOSYAL MEDYADAN MİLİS TOPLADILAR Polis, şüphelilerin kapalı bir Instagram grubunda örgütlenerek yeni üyeler toplamaya çalıştıklarını belirtti. Grup üzerinden hükümet karşıtı ayaklanma için propaganda yaptığı ve bazı kişileri askeri eğitime tabi tuttukları ifade edildi. RCMP Sözcüsü Erique Gasse, bu yapılanmayı “ideolojik gerekçelerle şiddet eylemine hazırlanan tehlikeli bir örgüt” olarak tanımladı. RCMP, bu tür yapılanmalara karşı sıfır tolerans gösterileceğini belirtti. Gasse, “Bu grup, şiddeti meşrulaştırmaya çalışan ideolojik bir tehdit. Silahlı milis girişimleri toplum güvenliğine doğrudan tehdittir” dedi. QUEBEC”TE TARİHSEL AYRILIKÇI ARKA PLAN Olay, Kanada’nın çoğunlukla Fransızca konuşulan Quebec bölgesinde yaşandı. Quebec, 1960’lar ve 1970’lerde şiddet içeren ayrılıkçı hareketlerle gündeme gelmiş; bazı gruplar bağımsızlık için silahlı mücadeleye başvurmuştu. Bu nedenle bölge, radikal hareketlerin zaman zaman yeniden filizlenme riski taşıdığı bir zemin olarak görülüyor. Kanada’daki bu gelişme, geçtiğimiz Mayıs ayında Almanya’da yasaklanan aşırı sağcı “Almanya Krallığı” (Königreich Deutschland) grubuyla benzerlik taşıyor. Almanya’da da bazı eski asker ve polislerin oluşturduğu bir yapılanma, kendi devlet sistemini kurarak mevcut hükümeti devirmeyi hedeflemişti.
Source: Dış Haberler Servisi
Oktay Saral'dan Bakan Ersoy'a sert eleştiri: Hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, X hesabından yaptığı açıklamayla Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy”a yüklendi. SARAL”DAN YAYLIM ATEŞİ Saral şu ifadeleri kullandı; “Sayın Kültür ve Turizm Bakanı, Gazze”de çocuklar hala can çekişirken, analar yavrularını kucaklarına alamadan mezara uğurlarken, vatan uğruna kara toprağa verdiğimiz 12 şehidimizin, yiğidimizin henüz kanı kurumamış, analarının göz yaşı dinmemişken. “HİÇ Mİ KALBİNİZ BİZAR OLMADI” Trabzon”da “Kültür Yolu Festivali” adı altında sahneler kurup, şarkılarla, danslarla eğlence tertip ederken hiç mi kalbiniz bizar olmadı!? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? “NE BÜYÜK KOPUŞTUR MİLLETİN RUHUNDAN” Bu milletin kalbi yanarken, siz nasıl güldünüz? Gözyaşları dinmemiş anaların, şehit ailelerinin acısı bu kadar mı değersiz sizin gözünüzde? Bu ne büyük duyarsızlıktır, ne büyük kopuştur milletin ruhundan! “VİCDANLARDA KARA BİR LEKE OLARAK KALACAKTIR” Bu milletin evlatları can verirken, sizden beklenen çalgı değil, eğlence değil; vakarla bir duruştu! Milletimizin yüreği kan ağlarken sahnelerde parlayan ışıklar, vicdanlarda kara bir leke olarak kalacaktır! Ve bu duyarsızlığınıza şahit olan halkımız infial halindedir bunu bilesiniz!”
Source: Erdem Aksoy
İstanbul”dan 500 kişilik öğrenci kafilesi, soykırıma karşı yola çıktı: Kafile “11 Temmuz Srebrenitsa Soykırımı”nı Düşünme ve Anma Günü” etkinliğine katılacak
Öğrencilerin tarihin acı gerçeklerini yerinde görme ve soykırımın izlerini tanıma imkanı bulması amacıyla Kazlıçeşme Abay Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi önünden Bosna”ya hareket eden kafileyi, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ve öğrencilerin aileleri uğurladı. Uğurlama töreninde öğrenciler ve veliler duygulu anlar yaşarken, öğrenciler kardeş okul öğrencileriyle bir araya gelecek olmanın heyecanını paylaştı. Yentür, burada yaptığı konuşmada, insanlık vicdanında derin bir yara açan zulmü anmak üzere öğrencileri konvoyla uğurladıklarını söyledi. Srebrenitsa”nın Avrupa”nın ortasında, dünyanın gözleri önünde binlerce masumun sistematik şekilde katledildiği kara bir leke olduğunu kaydeden Yentür, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı: “BOSNA BİZİM GÖNÜL COĞRAFYAMIZDIR” “Bu topraklarda yaşanan soykırım, bir halkın varlık mücadelesini, direnişini ve sabrını dünyaya göstermiştir. Bizler, geleceğin Türkiye”sini inşa edecek gençlerimizle tarihin bu karanlık sayfalarını unutmamak ve unutturmamak için buradayız. Bosna bizim gönül coğrafyamızdır. Ecdadımızın izleri, ortak medeniyet mirasımız ve kardeşlik hukukumuz, bizlere sorumluluk yüklemektedir. Bugün uğurladığımız gençlerimiz, Bosna”da adaletin, insanlık onurunun ve tarihi hafızanın temsilcisi olacak. O topraklarda yükselen dualar, bir daha benzer acıların yaşanmaması için insanlığa çağrıdır.” Yentür, Srebrenitsa”da hayatını kaybedenleri rahmetle yad ettiğini belirterek, “Anma programının kalplerde iz bırakmasını, sizlerin de vicdanınızda adalet meşalesini diri tutmasını temenni ediyorum.” ifadesini kullandı. Anma etkinlikleri kapsamında öğrencilerin, Srebrenitsa”da 1995 yılında yaşanan soykırımın tanıklarıyla buluşması ve çeşitli eğitim programlarına katılması planlanıyor.
Source:
Saray”ın önemli ismi AKP”li Bakanı azarladı
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın Başdanışmanı Oktay Saral, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy”u eleştirdi.
X üzerinden yaptığı paylaşımda Trabzon”da düzenlenen festivalleri eleştiren Saral, doğrudan Bakan Ersoy”un ismini verdi. Ersoy”u eleştiren Saral, “Hiç mi vicdanınız sızlamadı? ” siye sordu.
Saral”ın açıklaması şu şekilde oldu:
“Sayın Kültür ve Turizm Bakanı, Gazze’de çocuklar hala can çekişirken, analar yavrularını kucaklarına alamadan mezara uğurlarken, vatan uğruna kara toprağa verdiğimiz 12 şehidimizin, yiğidimizin henüz kanı kurumamış, analarının göz yaşı dinmemişken. Trabzon’da “Kültür Yolu Festivali” adı altında sahneler kurup, şarkılarla, danslarla eğlence tertip ederken hiç mi kalbiniz bizar olmadı!? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Bu milletin kalbi yanarken, siz nasıl güldünüz? Gözyaşları dinmemiş anaların, şehit ailelerinin acısı bu kadar mı değersiz sizin gözünüzde? Bu ne büyük duyarsızlıktır, ne büyük kopuştur milletin ruhundan! Bu milletin evlatları can verirken, sizden beklenen çalgı değil, eğlence değil; vakarla bir duruştu! Milletimizin yüreği kan ağlarken sahnelerde parlayan ışıklar, vicdanlarda kara bir leke olarak kalacaktır! Ve bu duyarsızlığınıza şahit olan halkımız infial halindedir bunu bilesiniz!”
Sayın Kültür ve Turizm Bakanı,Gazze’de çocuklar hala can çekişirken, analar yavrularını kucaklarına alamadan mezara uğurlarken, vatan uğruna kara toprağa verdiğimiz 12 şehidimizin, yiğidimizin henüz kanı kurumamış, analarının göz yaşı dinmemişken. Trabzon’da “Kültür Yolu…
— Oktay SARAL (@oktay_saral) July 10, 2025
Source: Haber Merkezi
Nvidia”dan piyasaya ambargo! Yeni projesi ortaya çıktı…
Bloomberg News”un (BN) yayımladığı yeni bir rapora göre, Çinli şirketler toplam 115 bin adet NVIDIA üretimi yüksek performanslı AI GPU’su (yapay zekaya özel grafik işlemcisi / Graphics Processing Unit for AI tasks) kullanarak 36 veri merkezi inşa etmeyi planlıyor. Bu çiplerin ABD”nin resmi ihracat lisansı olmadan nasıl temin edildiği ise hala net değil. Söz konusu veri merkezlerinin büyük çoğunluğunun, Çin’in batısında yer alan Sincan bölgesinde kurulacağı belirtildi. BN”ye göre buradaki ana tesislerden biri, Çinli yapay zeka girişimi DeepSeek gibi şirketlerin büyük dil modelleri (LLM) eğitimi için kullanılabilir. YIWU’DAKİ YAPILAR ÇÖLÜN ORTASINDA YÜKSELİYORİthalatı belirsiz çiplere rağmen, projeye ait devasa yapıların Çin’in Yiwu kentinde inşa edilmeye devam ettiği bildirildi. Çölün ortasında yükselen bu tesislerin boyu Golden Gate Köprüsü’nün yüksekliğine ulaşıyor.Güneş ışığını yoğunlaştırarak enerji üretimi sağlayan yansıtıcı paneller, bu izole bölgedeki veri merkezlerinin kesintisiz çalışmasına olanak tanıyor. Bu nedenle şirketler, veri merkezlerini güneydeki dağ geçidinin hemen ötesinde bulunan Yiwu’da kurmayı tercih etti.Yeni tesislerin arkasındaki tepelik alanda ise, kırmızı Çin harfleriyle yazılmış 2 metre yüksekliğinde bir slogan dikkat çekiyor: “Veri ve elektriğin birleşimi büyük umut vadediyor.”NVIDIA: SİTEDE SORU SORMAK, VERİ MERKEZİ KURMAK DEMEK DEĞİLNVIDIA ise konuya ilişkin BN”in sorularına e-posta yoluyla verdiği yanıtta şu ifadeleri kullandı: “Yasaklı ürünlerle ilgili bir web sitesinde bilgi istemek, bu ürünleri lisanslayıp büyük ve karmaşık sistemler kurmak anlamına gelmez. Bu tür veri merkezlerinin inşası zordur ve kaçakçılık bu ölçekte neredeyse imkansızdır. Üstelik biz, yasaklı ürünler için hiçbir teknik destek ya da onarım hizmeti sunmuyoruz.”YÜKSEK RİSKLİ YATIRIM, BÜYÜK SORU İŞARETLERİWashington yönetimi, bu tür gelişmiş AI çiplerinin Çin’in askeri gücüne katkı sağlayabileceği gerekçesiyle ihracatını yasaklamıştı. Ancak Çinli şirketlerin bu yasaklara rağmen söz konusu NVIDIA çiplerine nasıl eriştiği büyük bir gizem olarak kalıyor.BN, yatırım izinleri, ihale belgeleri ve şirket raporları üzerinde yaptığı analizde, projeye dahil olan çip miktarını net biçimde doğrularken, ABD hükümetiyle bağlantılı en az bir düzine kaynağın bu çapta bir veri merkezi inşasından haberdar olmadığını aktardı.Görüştüğü isimler arasında, Çin’deki yasadışı çip ticaretine dair bilgi sahibi olan kişiler de yer aldı. Kaynakların tamamı, ülkede yasaklı çiplerin bulunduğunu düşündüklerini söylese de, bu ölçekte bir donanımın tek merkezde toplanmasına imkan tanıyacak karmaşık bir kaçakçılık ağına dair bilgileri olmadığını vurguladı.Nvidia, piyasa değeri 4 trilyon dolara ulaşan ilk şirket oldu!ABD”Lİ ÇİP ŞIRKETİ NVIDIA, PİYASA DEĞERİ 4 TRİLYON DOLARA ULAŞAN İLK ŞİRKET OLDUŞirketin hisseleri ABD”de piyasaların açılmasından hemen sonra yaklaşık yüzde 2,8 artışla 164,42 dolara tırmandı.Böylece şirketin piyasa değeri 4 trilyon doların üzerine çıkarken, Nvidia bu eşiği aşan ilk şirket olarak kayıtlara geçti. Nvidia”nın piyasa değeri, yapay zeka çiplerine olan yüksek taleple geçen yıl şubat ayında ilk kez 2 trilyon doları, haziran ayında da 3 trilyon doları aşmıştı.Dünyanın en değerli şirketleri listesinde ilk sırada yer alan Nvidia”yı, 3,8 trilyon dolarlık piyasa değeriyle Microsoft ve 3,1 trilyon dolarlık piyasa değeriyle Apple takip ediyor.
Source: Ekrem Öztürk
ABD yönetimi, Filistin destekçilerini hedef alırken İsrail yanlısı “fişleme” sitelerinden faydalanmış
Amerikan basınında yer alan haberlere göre, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) bünyesindeki İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi Direktör Yardımcısı Peter Hatch, Massachusetts eyaletinin Boston kentindeki mahkemede federal yönetime karşı açılan davanın üçüncü duruşmasında ifade verdi.
ABD yönetiminin “ifade özgürlüğünü kısıtladığı ve Filistin destekçilerini haksız yere sınır dışı ettiği” gerekçesiyle iki akademik dernek tarafından açılan dava kapsamında tanık olarak mahkemeye çağrılan Hatch, sınır dışı edilmesi planlanan Filistin destekçileri belirlenirken ICE tarafından kullanılan yöntemi detaylandırdı.
Hatch, isimlerin, İsrail yanlısı, şeffaf olmayan ve “kara listeler” oluşturarak “fişleme ile karalama” mantığıyla çalışan internet sitelerinden temin edildiğini belirtti.
Kurumun mart ayı başında soruşturması için kendisine öğrenci isimlerini içeren bir liste verdiğini aktaran Hatch, isimlerin çoğunun “İsrail”in ABD”deki fişleme kampanyası” olarak bilinen Canary Mission sitesinden elde edildiğini kaydetti.
Mahkemeye sunulan dava dosyasında da ABD Başkanı Donald Trump”ın sınır dışı etme politikalarını desteklemek amacıyla İç Güvenlik Bakanlığının Filistin destekçisi öğrenci ve akademisyenler hakkında kapsamlı dosyalar hazırlamakla görevli istihbarat uzmanlarından oluşan bir ekip kurduğu belirtildi.
Bahsi geçen ekip tarafından Dışişleri Bakanlığına sunulmak üzere hazırlanan listenin yüzlerce isim içerdiği aktarılan dava belgesinde, ICE bünyesindeki İstihbarat ve Analiz Ofisinin de Canary Mission üzerinden alınan 5 binden fazla ismi tek tek incelemekle görevlendirildiği ifade edildi.
İsrail”in ABD”deki fişleme ve yıldırma şebekesi: Canary Mission
“Canary Mission” adlı internet sitesi, kurulduğu 2014″ten bu yana ABD”deki üniversitelerde Filistin”e destek veren öğrenciler ve profesörlerin yanı sıra medya organlarının aralarında olduğu uluslararası kuruluşlar hakkında bilgileri derleyerek bu kişi ve kuruluşları “antisemitist” damgasıyla fişleme kampanyası yürütüyor.
Öğrencileri, profesörleri ve büyük ölçüde İsrail ile aynı fikirde olmayan veya Filistin destekçisi olan herkesi “kara listeye” almaya çalışan ve kişisel bilgilerini izinsiz şekilde internette yayınlayan söz konusu internet sitesinin tanıtım alanında amaçları şu şekilde ifade ediliyor:
“Canary Mission, ABD, İsrail ve Yahudilere karşı nefreti teşvik eden kişi ve grupları belgeliyor. İsrail karşıtı aşırı sağ ve aşırı sol aktivistler dahil olmak üzere Kuzey Amerika siyasi yelpazesindeki nefreti araştırıyoruz. Her birey ve kuruluş dikkatli bir şekilde araştırılmıştır. Üniversite kampüslerinizde ve ötesindeki antisemitist faaliyetler konusunda bizi uyararak nefretin ifşa olmasına yardımcı olabilirsiniz.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: