Kurumsal Gündem – Diyanet’ten Citroën’e, Ekonomi ve Yenilikler!

Diyanet İşleri, Sayıştay denetiminden kaçamadı

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Hac ve Umre hizmetleri ile harcamaları konusunda Sayıştay denetiminin dışına çıkarılmasına yönelik düzenlemeye gidiliyordu.

İlk başta TBMM Genel Kurulu’na gelen torba yasa teklifi kabul edildi. Ancak muhalefetin eleştirileri üzerine tekrir-i müzakere yapıldı ve 5. maddede son anda bir değişiklik daha yapıldı. İlk teklifte, “Hac ve Umre seyahatleri ile ilgili işlemler ile Hac ve Umre hesabından yapılan bütün harcamalar her yıl hac mevsimi sonunda Başkanlık ve gerektiğinde Cumhurbaşkanlığınca görevlendirilecek denetim elemanları tarafından denetlenir” maddesi yer alıyordu. Son kararla ‘Başkanlık’ kelimesinden sonra ‘Sayıştay’ ibaresi eklendi.

İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Şeref Olgun, son dakika değişikliği yapılmadan önce şu açıklamayı yapmıştı: “Sayıştay denetiminden kaçma girişimi Diyanet’in hesap vermekten kaçış biletidir.”

KİTAPLARA MİLYONLAR

Öte yandan 2025 yılı bütçesi 130 milyar 119 milyon TL olan Diyanet’in 5 ayda kitap basımı için harcadığı para dudak uçuklattı. Basılan kitaplar için tam 83 milyon 422 bin 140 TL harcadığı ortaya çıktı.

Source: Deniz Ayhan


Mounjaro: Etkisi de büyük bedeli de! Süper iğne mi, pahalı rüya mı?

Mounjaro nedir, nasıl çalışır?

Etken madde: TirzepatidFirma: Eli LillyOnaylı kullanım: Tip 2 diyabet (Mounjaro) ve obezite (Zepbound) Mounjaro, vücutta iki doğal hormonun etkisini taklit eder:1. GLP-1 (Glukagon Benzeri Peptid-1): Beyindeki tokluk merkezini uyarır, mide boşalmasını yavaşlatır.2. GIP (Glikoz Bağımlı İnsülinotropik Polipeptid): Pankreası insülin salgılamaya teşvik eder, yağ dokusunun insülin direncini kırar. Bu çift reseptör kombinasyonu sayesinde vücut sadece yemek yemez, yemek istememeye başlar.Sonuç: daha hızlı, daha kalıcı, daha derin kilo kaybı.

Klinik sonuçlar

– Ortalama kilo kaybı: % 20–22.5- Etki süresi: 72 hafta (16 ay)- 100 kg’lık bireyde: 20 25 kg azalma- Bel çevresinde 14 18 cm incelme- İnsülin ihtiyacında % 30’a varan azalma- HbA1c düşüşü: % 1.5-% 2.1 (Glikozile hemoglobin, kandaki şeker seviyesini son 2-3 ay boyunca ölçen bir laboratuvar testidir)- Katılımcıların % 85’i en az % 15 kilo verdi(Kaynak: SURMOUNT-1 ve SURPASS çalışmaları – JAMA, NEJM, 2023)

Avantajları

– En yüksek kilo kaybı oranına sahip iğne- Yan etkileri Ozempic’e göre daha düşük- Açlığı değil, yeme isteğini bastırıyor- Kan şekerini ve yağ oranlarını ciddi şekilde düşürüyor- PCOS ve yağlı karaciğer gibi durumlarda olumlu etki

Dezavantajları

– Mide bulantısı, ishal ve baş dönmesi % 30’un üzerinde- Tat alma bozukluğu ve yemek isteksizliği psikolojik rahatsızlığa yol açabiliyor- Kas erimesi riski var: spor ve protein takviyesi şart- İlaç bırakıldığında hızlı kilo geri dönüşü sık- Vücut yeni kiloyu “kabul etmiyor” eski ayarlara dönmeye çalışıyor

Pahalı bir alternatif

– Mounjaro (tirzepatid) ABD’de aylık 1.300-1.400 dolar- Zepbound (obezite versiyonu) 1.400 1.800 dolar arasında- Doz arttıkça fiyat da katlanıyor: 2.5 mg’dan15 mg’a çıkıyor, doz arttıkça kullanım süresi ve kalem sayısı da artıyor.- Ortalama hasta maliyeti: 6 aylık kür için 120-150 bin TL- Türkiye’de SGK karşılamıyor, özel kliniklerde sınırlı bulunabiliyor- Aynı vücut için daha fazla etki, ama çok daha yüksek maliyet.- Özellikle 100 kg üzeri hastalarda tedavi süresi boyunca maliyet 2-3 katına çıkabiliyor.

Doz nasıl artıyor?

Mounjaro 2.5 mg ile başlanıyor.Her 4 haftada bir artıyor:- 2.5 mg, 5 mg- 5 mg, 7.5 mg- 7.5 mg, 10 mg- 10 mg, 12.5 mg- 12.5 mg, 15 mgSon dozda hedeflenen maksimum etki sağlanıyor. Ancak yüksek dozlar, maliyeti ve yan etkileri artırıyor.

Kullanıcı deneyimleri:

Sessiz açlık çekiyorum

Mounjaro kullanıcılarının en sık rapor ettiği deneyimlerden biri: “Yemek aklıma gelmiyor” oluyor. Bazıları açlık hissini tamamen kaybettiklerini söylüyor. Bazılarında ise “yemekten tiksinme” gelişiyor. Uzmanlar bunu nörolojik yeme davranışı kırılması olarak tanımlıyor.38 yaşında kadın kullanıcı, İstanbul: “İlk hafta baş ağrısı ve mide bulantısı yaşadım. İkinci haftadan sonra hiç yemek düşünmedim. Beynim unutuyor yemeyi.”51 yaşında erkek kullanıcı, Ankara: “En zor kısmı, normalde keyifle yediğim şeylere karşı ilgimi kaybetmekti. Bu garip bir özgürlük gibi.”43 yaşında kadın kullanıcı, İzmir: “Restoranda menüye baktım ve hiçbir şey istemedim. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Bu özgürlük mü, yokluk mu bilemedim.”Emily T. (36) Boston, ABD: (Kaynak: The Atlantic, Kasım 2024) “Yemek karın doyurmak için yapılacak bir işe dönüştü. Sosyal yemeklerin anlamı kalmadı.”Dr. Andrew W. (45) Londra, İngiltere: (Kaynak: Guardian Health, 2024) “Zayıfladım ama sosyal hayatım da küçüldü. Kimseyle yemek planı yapmıyorum artık.”

Ozempic ile karşılaştırma

Savaş mı başladı?

– Eli Lilly ve Novo Nordisk arasındaki pazar savaşı sertleşiyor.- Her iki firma da FDA’dan Alzheimer, kalp hastalıkları gibi alanlarda yeni onaylar almak için yarışta.- Pazar büyüklüğü: 2025’te 80 milyar dolar.- Zayıflayan bedenlerin arkasında endokrinoloji değil, aslında ekonomi büyüyen endüstri.

– Kusma, halsizlik, kas kaybı: Yan etkiler neden konuşulmuyor?- Sosyal medyada zayıflayanlar ne yaşıyor?- Saç dökülmesi, tat kaybı, depresyon riski- İlacı bırakınca kilo geri mi geliyor?- Diğer iğneler

Source: Haber Merkezi


En büyük üç pazarından biri Türkiye olacak

Fransız otomobil üreticisi Citroën, B-segmentte yer alan yeni modelleri C3 ve C3 Aircross u Türkiye de satışa sundu. Uzun bir aranın ardından yenilenen her iki model için iddialı hedefler belirleyen marka, 2025 sonunda toplam satışlarında da rekor bekliyor. Yeni modellerin lansmanında açıklamalarda bulunan Citroën Marka Direktörü Bora Duran, 2024 yılında Fransız markanın tüm dünyada 667 bin adetlik satış rakamına ulaştığını kaydederek, Türkiye nin globaldeki durumu ile ilgili bilgiler paylaştı. Duran, Geçen yıl Türkiye de 61 bin 228 adet araç sattık. Bu toplam satışların yüzde 9.3’üne tekabül ederken, aslında Citroën Türkiye nin globalde ne kadar önemli bir yer teşkil ettiğinin de nişanesidir. Geçen yıl Citroën in en büyük pazarı markanın ana vatanı Fransa oldu. Hemen arkasından İtalya, Almanya ve sonrasında dördüncü sırada Türkiye geliyor. Bizim buradaki hedefimiz her zaman aslında ilk 3’ün içerisinde olabilmek dedi. 2025 yılı Ocak-Nisan döneminde, markanın tüm dünyada 226 bin adet, Türkiye de ise 17 bin 307 adet araç sattığını kaydeden Duran, İlk 4 ayda markanın ana vatanı Fransa 55 bin 300 adet ile lider. Hemen arkasında İtalya ve Almanya var. Bu sene İspanya bizim önümüze geçti. Ancak tabii B segmentinde hiç olmadığımızı varsayarsak ve adetlere de bakarsak senenin sonunda çok büyük olasılıkla bu sıralamayı 3 üncü ya da 4 üncü olarak kapatma gayreti içerisinde olacağız ifadelerini kullandı. BU YIL HEDEF REKOR KIRMAK Yeni C3 ve C3 Aircross ile birlikte toplamda bu yıl rekor kırmak istediklerini de vurgulayan Duran, 2025 te 71 bin gibi kendi açımızdan rekor bir adede ulaşmayı hedefliyoruz. Daha önce Citroën tarihinde hiç gerçekleşmemiş bir adet aslında. Yaklaşık 5.9 ya da 6 civarında bir pazar payı elde etmek istiyoruz. Bu da tabii daha önce Citroën tarihinde hiç görülmemiş bir pazar payı olacak dedi. Yeni C3 Aircross’u hem hibrit hem de yüzde yüz elektrikli olarak piyasaya sunduklarını da aktaran Duran, 2025 satış hedefimiz bugünkü üretim planlamasıyla yaklaşık 9 bin 500 adet olarak gerçekleşecek. C3’ü ise sadece elektrikli olarak lanse edeceğiz. Burada 2025 satış hedefimiz yaklaşık 5 bin 500 adet. Toplam binek satışlarımızın içerisinde yüzde 30’luk bir pay elde edecek bu iki model. Her iki modelin toplamı yaklaşık 15 bin adet gibi bir adede tekabül ediyor. Bu adedin yılın sonunda bize yüzde 1.3’lük, 1.4 gibi ilave bir pazar payı getireceğini düşünüyoruz görüşünü paylaştı. KREDİLER YETERLİ DEĞİL, TİCARİ ARAÇ SATIŞLARI DÜŞÜYOR Citroën Türkiye nin kaptan koltuğuna kısa bir süre önce oturan Bora Duran, otomotiv pazarındaki değişen dinamikleri de değerlendirdi. Pazardaki büyümeye rağmen hafif ticari araç tarafında geçen seneye kıyasla yaklaşık yüzde 5.4’lük bir düşüş olduğuna dikkat çeken Duran, Bunun arkada çeşitli gerekçeleri elbette ki var ancak bizim tarafımızdan en önemli gerekçesi şu anda para piyasalarındaki fonlama kaynaklı kredilerinin yeterli seviyede hafif ticari araç tarafında olmaması. Binek müşterileri için de tabii ki son derece değerli krediler. Ancak özellikle hafif ticari araç müşterileri için krediler son derece önemli. O yüzden burada da bir yavaşlama var diyoruz. Özellikle van tarafında Mayıs ayında bu yavaşlamayı gördüğümüzü söyleyebilirim dedi. Yıl sonu pazar tahminini ise 1.2 milyon olarak paylaşan Duran, Zaten bugüne kadar olan ritim de aslında bunu söylüyor. Biz hem marka olarak hem de grup olarak 1.2 milyonun gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Tabii ki değişiklikler olabilir. Belki yeni bir rekor olabilir. Belki pazar bunun altında da kalabilir diye konuştu. ÖTV MUAFİYETLİ SATIŞLAR FİLOYA DÖNDÜ Citroën Marka Direktörü Bora Duran, geçen senesinin sonunda ÖTV muaf regülasyonunda yapılan değişikliğin Fransız markanın satışlarını etkilediğini de açıkladı. Duran, Bizim burada adetlerimiz vardı. Özellikle C4X, C5 Aircross tarafında. Üst donanımları ÖTV muaf pazarına sunuyorduk ancak buradaki kaybı filo pazarına aktardık. Toplam satışlarımızın içerisinde herhalde benim hatırladığım ilk defa filo satışlarımız şu anda yüzde 27 penetrasyon seviyeleri ile devam ediyor bilgilerini verdi.

Source: Habertürk


Dolar/TL haftaya yükselişle başladı – 2 Haziran 2025

Piyasalarda son dönemlerde dalgalı bir seyir yaşanıyor. Tarife belirsizlikleri, jeopolitik gerilimler ve makro ekonomik verilerin etkisiyle, piyasalarda sert hareketlenmeler görülüyor. Bu hafta yurt içi tarafta enflasyon rakamlar takip edilecekken, ABD tarafında ise istihdam rakamları yakından izlenecek.

Yaşanan gelişmelerin etkisiyle geçtiğimiz haftanın son işlem gününü 39,07 ile 39,24 aralığında geçiren dolar/TL kuru, günü 39,22 seviyesinde tamamladı. Yeni günde sabah seansında 08.09″da 39,25 seviyesinde bulunuyor.

Euro/TL tarafında da yükselişlerin olduğu görülüyor. Haftanın son işlem gününü 44,43 ile 44,73 aralığında geçiren Euro/TL günü 44,53 seviyesinde tamamladı. yeni günde ise sabah seansında aynı saat diliminde 44,66 seviyesinde tamamladı.

Source: Derleyen: Büşra Kapan


Merkez Bankası”ndan yeni rapor: Şirketler borç batağında değil

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası”nın “Merkezin Güncesi” blogunda yayımlanan analiz, parasal sıkılaşma dönemlerinde firmaların temerrüt riskini ve konut satışlarını inceledi. Analiz, firmaların finansal sağlamlıklarının bu dönemde temerrüt riskini azalttığını ortaya koydu.

FİRMALAR SIKILAŞMA DÖNEMİNE GÜÇLÜ GİRDİ

Analize göre, firmalar son parasal sıkılaşma dönemine düşük borçluluk ve yüksek kârlılık oranlarıyla başladı. Bu durum, firmaların temerrüt riskini azaltan önemli bir faktör oldu.

TEMERRÜT GÖSTERGELERİ TARİHSEL ORTALAMALARIN ALTINDA

Karşılıksız çek oranı ve takipteki kredilerin toplam ticari kredilere oranı gibi temerrüt göstergeleri, sıkılaşma döneminde tarihsel ortalamaların altında seyretti. Bu da firmaların finansal istikrarını koruduğunu gösteriyor.

KONUT SATIŞLARINDA FİRMALARIN PAYI AZALDI

Analiz, firmaların temerrüt riskini azaltmak için varlık satışına yönelip yönelmediğini de inceledi. Tapu verilerine göre, firmaların konut satışlarındaki payı azaldı. Bu da firmaların varlık satışına yönelmediğini ve finansal durumlarını koruduklarını gösteriyor.

TCMB”nin analizi, firmaların güçlü finansal yapıları sayesinde parasal sıkılaşma dönemini temerrüt riskini artırmadan geçirdiğini ortaya koyuyor. Bu durum, ekonomik istikrar açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Source: Derleyen: Leyla Aydoğan


Akaryakıt satışında yeni dönem: UTTS uygulaması bugün başladı

Türkiye’de ticari araçlar için zorunlu hale getirilen Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), bugünden itibaren akaryakıt istasyonlarında uygulanmaya başlandı.Sistemle birlikte akaryakıt alımları elektronik ortamda izlenecek, ticari araç sahipleri yaptıkları yakıt harcamalarını sistem üzerinden anlık olarak görebilecek.Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Başkanı İmran Okumuş, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, UTTS’nin 2 Haziran 2025 tarihi itibarıyla devreye alınacağını ve satışların bu sistem üzerinden gerçekleştirileceğini duyurmuştu.

Source: Dünya Gazetesi


TCMB”den “Parasal Sıkılaşma, Temerrüt Riski ve Firmaların Konut Satışı” analizi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Ünal Seven, Genel Müdür Yardımcısı Altan Aldan ile müdür olarak görev yapan Kadir Gürci tarafından hazırlanan “Parasal Sıkılaşma, Temerrüt Riski ve Firmaların Konut Satışı” başlıklı analiz, Merkezin Güncesi”nde yayımlandı.

Parasal sıkılaşma dönemlerinde reel sektör firmalarının riskliliğinde artış gözlenebildiği belirtilen analizde, “Bu artışın miktarı, sıkılaşmanın boyutunun yanı sıra firmaların sıkılaşma başlangıcındaki finansal durumlarına da bağlı. Bu yazıda son sıkılaşma döneminde reel sektör risklilik göstergelerindeki gelişmeleri analiz ederken, firmaların temerrüt riskini azaltmak için varlık satışlarına yönelip yönelmediğini de konut satışlarına odaklanarak inceliyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Firmaların son parasal sıkılaşma döngüsüne, göreli olarak düşük borçluluk ve yüksek karlılık oranları ile girdiği belirtilen analizde, 2009 yılından itibaren artış eğilimi sergileyen ve 2021 yılında tarihi zirvesine ulaştıktan sonra hızla gerileyen mali borçların toplam aktiflere oranının, 2023 yılında tarihsel ortalamaların altında olduğu aktarıldı.

Analizde ayrıca, faaliyet kar marjının tarihi yüksek seviyesini korurken net döviz pozisyon açığının da oldukça gerilediği ifade edilerek, “Bu durum reel sektörün ilgili döneme güçlü finansal tamponla girdiğine işaret ediyor. Bununla birlikte, son dönemde net döviz pozisyon açığında yaşanan artışı ve öncü göstergelerin işaret ettiği üzere firmaların karlılığındaki düşüşü not etmekte fayda var.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Reel sektörün son sıkılaşma dönemine güçlü finansal tamponla girmesinin etkilerinin, temel temerrüt göstergelerinde gözlenebildiğine işaret edilen analizde, karşılıksız çek oranının parasal sıkılaşmanın ilk aylarında artmakla birlikte tarihsel ortalamasının oldukça altında kalmayı sürdürdüğü ve 2024 Ağustos ayından sonra da bir miktar düştüğü bildirildi.

“Son dönemde toplam konut satışlarında kaydedilen artış büyük ölçüde gerçek kişiler kaynaklı”

Analizde, firmaların takipteki kredilerinin toplam ticari kredilere oranının ise 2023 sonunda en düşük tarihsel seviyelerine gerilediği vurgulanarak, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Söz konusu oran son dönemde sınırlı bir artış göstermekle birlikte halen tarihsel ortalamasının çok altında. Özetle mevcut veriler sıkılaşma döneminde reel sektörün temerrüt açısından önemli bir artış yaşamadığına işaret ediyor. Temerrüt göstergelerindeki bu görünüme, finansal tamponların yanı sıra firmaların temerrütten kaçınmak için varlık satışına yönelmesi de neden olmuş olabilir. Bunu anlamak amacıyla, firmaların konut satışlarına bakıyoruz. Eğer firmalar varlık satışına yöneliyorsa ilk aşamada üretim faaliyetlerinde kullanılmayan, ticari alacaklara karşılık edinilen ya da yatırım amaçlı satın alınmış konutların elden çıkarılması makul bir seçenek.”

Analizde, ayrıca nihai ürünleri konut olan inşaat firmalarının da temerrüt riski yaşamaları durumunda ellerindeki konut stokunu hızlı bir şekilde eriterek nakdi varlıklarını güçlendirmeye çalışabilecekleri bildirildi.

Bu nedenle parasal sıkılaşma dönemlerinde firmaların konut satışlarının gerçek kişilere kıyasla daha fazla artmasının beklenebileceği vurgulanan analizde, “Bu çerçevede, tapu verilerini kullanarak konut satışları içerisinde tüzel kişilerin payını hesaplıyoruz. 2018 öncesinde yüzde 20 civarında seyreden tüzel kişilerin yıllık konut satışlarındaki payı, sıkılaşma döneminde artarak 2019 yılının nisan ayında yüzde 24,3 ile tarihi zirvesine ulaşmıştı. Sonrasında yüzde 20’nin altına inen söz konusu payın son sıkılaşma döneminde bir artış sergilemediği anlaşılıyor. Hatta son aylarda bir gerileme de söz konusu ve 2025 nisan ayı itibarıyla bu pay yüzde 15,6 seviyesinde.” ifadeleri kullanıldı.

Analizde, veriler incelendiğinde, son dönemde toplam konut satışlarında kaydedilen artışın büyük ölçüde gerçek kişiler kaynaklı olduğunun anlaşıldığı belirtildi.

Buradan hareketle, firmaların temerrüde düşmemek için varlık satışına yönelimlerinde belirgin bir hareket görülmediğinin söylenebileceği kaydedilen analizde, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Özetle, son sıkılaşma döneminde reel sektör temerrüt oranlarında kayda değer bir artış yaşanmadı. Firmaların sıkılaşma öncesindeki güçlü finansal durumlarının bu görünümde etkili olduğunu değerlendiriyoruz. Son dönemde firmaların konut satışlarının tarihsel ortalamanın altında seyretmesi ve toplamdaki payının gerilemesi de bu değerlendirmemizi destekliyor.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: