Trafik sigortasından değer kaybı tazminatı alacaklara tavsiyeler
Öyle ki, ‘Artık canımızdan bezdirdi, çok yüklü tazminatlar ödüyoruz, üstelik bu paralar vatandaşın cebine de gitmiyor, kimse de bir şey yapmıyor, şu işi bir araştırıp, gündeme getirsen’ diyecek boyuta gelmişler. Nedir, değer kaybı tazminatı? Kaza sonrası kusursuz olup da hasar gören araçlarda oluşan değer kaybı, trafik sigortasından karşılanıyor. Buna değer kaybı tazminatı deniyor ve sigorta şirketleri onarım gören araçlara değer kaybı tazminatı ödüyor.Konuyu detaylı araştırdım ve vardığım sonuç, değer kaybı tazminatı ilginç bir konu ve işin sorumlusu ve ilgili tarafı da yok. İlginç bir konu, çünkü sigorta şirketleri primini almadıkları bir tazminatı ödüyor. İlginç bir konu, çünkü tazminatın standart bir hesaplama yöntemi yok, herkes kafasına göre tazminat hesaplıyor. Geçmişte standart bir hesaplama yöntemi varmış ama yargı iptal etmiş. O günden bu güne kadar da kimse yeni bir hesaplama yöntemi yapalım, bunu da kanuna koyalım, falan dememiş. İlginç bir konu, çünkü sigorta şirketi ile vatandaş değer kaybı tazminatında bir türlü anlaşamıyor. Anlaşamadığı için de tazminat dosyaları hukuka yansıyor; vatandaş ya mahkemelere ya da Sigorta Tahkim Komisyonu’na gidiyor.MAHKEMELERİN YÜKÜNÜ ARTIRIYORBu ilginçlikler silsilesi nedeniyle de sigorta şirketlerinin trafik sigortasında açıkladıkları zararın (2024’te 35 milyar TL ile tarihin en yüksek zararını açıkladılar) içinde değer kaybı tazminatının ciddi payı bulunuyor ve bundan ötürü de şirketler trafik sigortasını tavandan satıyor, bu da vatandaşın trafik sigortasına yüksek bedel ödemesine neden oluyor.Mesela, sadece 2024 yılında, sigorta şirketi ile anlaşamayan 615 bin 111 kişi Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmuş. Bunun 579 bine yakını sadece trafik sigortasından kaynaklı anlaşmazlık ki, bu da komisyona başvuruların yüzde 94’ünün trafik sigortası kaynaklı olduğunu gösteriyor. Bu 579 binin de yüzde 57’si, 327 binden fazlası, değer kaybı tazminatı ile ilgili başvurular. Bir o kadar da vatandaşın mahkemelere gittiğini varsaysak, sadece bir senede değer kaybından kaynaklı 655 bine yakın uyuşmazlığın hukuka yansıdığı ortaya çıkıyor. Kaba bir hesapla, araç başına sigorta şirketleri 20 bin lira ödeseler, sadece bir yılda 13 milyar lira değer kaybı için tazminat ödeniyor demektir ki, rakam bunun iki üç katı.TAZMİNATINIZI ARACILARA KAPTIRMAYINŞimdi gelelim, işin daha ilginç tarafına. Öğrendiğime göre, hukuka yansıyan değer kaybı tazminatının vatandaşa da hiçbir faydası yok. Yani, daha fazla tazminat almak için hukuka gidiliyor, ama sonuçta daha fazla tazminat alınamıyor ama sigorta şirketleri daha fazla ödüyor. Nasıl mı oluyor? Adına ister hasar aracısı deyin, ister tazminat aracısı; ortalarda, elleri kolları her yere uzanan bazı örgütlenmiş yapılar var. Hemen hemen aracı hasar gören tüm araç sahiplerine ulaşıp, ‘bize vekalet verin daha fazla tazminat alalım’ diyerek, vatandaştan vekaletleri topluyorlar. Önce sigorta şirketine başvuruyorlar –ki, değer kaybı tazminatında önce sigorta şirketine başvurmak zorunlu- tazminat adı altında kaç lira gelirse gelsin, vatandaşa sormadan, hemen hukuk yoluna başvuruyorlar. Sonrası malum; vekalet ücreti, masraflar falan derken, bir de üzerine fazladan aldıkları tazminatı cebe indiriyorlar. Vatandaşa ise ya üç kuruş veriyorlar ya da hiç vermiyorlar.VATANDAŞ NE YAPMALI?Bunun sonucunda da 20-25 bin liralık değer kaybı tazminatının sigorta şirketine maliyeti 60-70 bin liralara çıkıyor, aradaki 40-45 bin liralık fark vatandaşın cebine gitmiyor, aradaki aracıların cebine gidiyor. O zaman da ortaya şöyle bir durum çıkıyor. Sigorta şirketleri; primini almadıkları, hesaplama standardı bile olmayan değer kaybı için yıllık 30-40 milyar lira tazminat ödemek durumunda kalıyor. Bunu da bir yerden çıkaracaklar. Kimden? Yine vatandaştan. Özetle, değer kaybı tazminatında vatandaşın cebine fazladan bir şey girmediği gibi bir de trafik sigortasında prim artışı olarak yansıyor.Peki, ne yapmak lazım? Önce vatandaş için söyleyeyim. Değer kaybı tazminatı için önce sigorta şirketine müracaat edin ki, bu zorunlu zaten. ‘Daha çok tazminat alırız’ diye sizi her kim ararsa, sakın ola itibar etmeyin, vekalet ise hiç vermeyin. Gerçekten daha fazla tazminat alacağınıza kendiniz inanıyorsanız kendiniz hukuk yoluna başvurun.Kamu için de söyleyeceklerim var. Şu değer kaybı tazminatının hesaplamasına biran önce bir standart getirilmeli ve bu da kanun yoluyla olmalı. Koskoca finans sektöründe böyle ‘saldım çayıra mevlam kayıra’ tarzı vatandaşa fayda sağlamayan, sigorta şirketlerine de büyük yük getiren, sadece belli bir kesimin nemalandığı bir uygulama olmaz, olamaz.
Source: Noyan Doğan
Borsada açığa satışa yasak
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yeni hafta öncesinde piyasada volatiliteyi azaltmak ve olası spekülatif hareketleri önlemek için yeni tedbirleri açıkladı. Borsa İstanbul”da açığa satış yasaklandı. Halka açık ortaklıkların pay geri alımlarının kolaylaştırılmasına, kredili sermaye piyasası işlemlerinin devamı süresince öz kaynak oranının esnetilmesine karar verildi. SPK”dan yapılan açıklamada, sermaye piyasalarının güvenilir, şeffaf, istikrarlı bir ortamda işleyişinin sağlanması ile yatırımcıların hak ve yararlarının korunması için tedbir alındığı belirtildi. 25 NİSAN”A KADAR SÜRECEK SPK”nın kararıyla Borsa İstanbul”da açığa satış işlemleri 25 Nisan seans sonuna kadar yasaklandı. Gün içinde açığa satış tuşuna basılmadan yapılan ve aynı gün içinde kapatılan pozisyonlar da yasak kapsamında olacak. Şirketlerin bu sürede pay geri alımlarında “Geri alım için verilen fiyat emri, mevcut fiyat tekliflerinden veya en son gerçekleşen satış fiyatından daha yüksek olamaz” ve “Geri alım için verilen fiyat emri, emir sisteminde bekleyen mevcut en yüksek alış fiyat teklifinden daha yüksek olamaz” hükmü uygulanmayacak. Kredili sermaye piyasası aracı işlemlerinin devamı süresince özkaynak koruma oranı da asgari yüzde 35″ten 25 Nisan seans sonuna kadar 20″ye indirilecek. BORSA DA DUYURU YAPTI Borsa İstanbul da dün akşam bir duyuru yayınladı. Pay piyasasında emir/işlem oranı ve ücretinde değişiklik yapıldı. Buna göre pay piyasasında emir/işlem oranı 25 Nisan seans sonuna kadar 5:1″den 3:1″e düşürüldü. Emir/işlem oranı eşik değer aşım ücreti de 0.25 TL”den 0.50 TL”ye yükseltildi.
Source: Sabah
Galatasaray Muslera”nın alternatifini buldu
Galatasaray, Fernando Muslera’nın yerine Real Madrid’in kalecisi Andriy Lunin’i transfer etmeyi planlıyor.
Sarı-kırmızılılar, Ukraynalı kalecinin de Fernando Muslera gibi Cimbom’un kalesini uzun yıllar koruyabileceği düşüncesinde. Lunin, Thibaut Courtois’dan çok daha iyi bir kaleci. Ancak Teknik Direktör Carlo Ancelotti, 26 yaşındaki kaleciyi sadece Courtois’nın sakat olduğu dönemde oynatıyor. Real Madrid ile 2030’a kadar sözleşmesi bulunan Lunin, artık yedek beklemek istemiyor.
Galatasaray’ın 20 milyon Euro bonservis bedeliyle Lunin’i alabileceği öne sürüldü.
Source: Mesut Yildirim
Rüşvette İBB ustalık Beylikdüzü kalfalık dönemiymiş! İmar izni için 13 daireye çökmüşler
HABER7 İstanbul Büyükşehir, Şişli, Beylikdüzü belediyelerine yönelik CHP’li isimlerin ihbar ve suç duyurularıyla başlatılan yolsuzluk ve terör soruşturmasında yeni bir ayrıntı kamuoyuna yansıdı.Beylikdüzü Adnan Kahveci Mahallesi’nde 600 dairenin yer aldığı çok katlı “11. Mahalle” projesi kapsamında Gül İnşaat AŞ ve Gül Kentsel Tasarım Limited Şirketi arasında hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi imzalayan işadamı Uğur Güngör, inşaat sürecinde ruhsat, ticari alan izni ve iskan alabilmek için baskıya maruz kaldığını öne sürdü. Sabah gazetesinin haberine göre Güngör, projeye devam edebilmek için dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Murat Çalık’ın talebi üzerine 2 daire parası ödediğini ve 13 bağımsız bölümü Ekrem İmamoğlu’nun eski ortağı Adem Soytekin’in sahibi olduğu Asoy İnşaat AŞ’ye devretmek zorunda kaldığını ifade etti.PİŞMANLIK İSTEDİ, ASOY’U DEŞİFRE ETTİUğur Güngör, yaşanan süreçle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini bildirdi. Güngör, belediye yönetiminden gelen baskılar nedeniyle rüşvet vermek zorunda kaldığını iddia ederek, “Başlangıçta kabul etmedim, ancak Ali Gül ve Zafer Gül’ün baskıları sonucu onaylamak zorunda kaldım” dedi.Şikayet dilekçesinde, 13 dairenin Asoy İnşaat’a devredildiği, daire paralarının ise Zafer Gül aracılığıyla Fatih Keleş’e gönderildiği belirtildi.DAİRELER GELDİ PARA ÇIKMADIMali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından hazırlanan raporda, TAKBİS tapu kayıtları incelenerek taşınmazların tamamının Asoy İnşaat firmasından 21 Aralık 2023’te devralındığı belirlendi. Raporda, banka kayıtlarında yapılan incelemede, Asoy İnşaat’ın söz konusu taşınmazlar için herhangi bir ödeme yapmadığı tespit edildi. YILAN HİKAYESİNE DÖNEN DOSYA İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, ilçe sınırlarındaki “11. Mahalle” projesinin ticari alanını artırmak için 13 bağımsız gayrimenkul ve iki gayrimenkul bedeli nakit para rüşvet verilmesiyle ilgili skandal, savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına rağmen hasıraltı edilmişti. YeniAkit’in haberine göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu soruşturmada o dönemde konuyu sadece ‘rüşvet aldığı iddia edilen’ belediye yetkililerine sorarak ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ karar vermişti. Hukuki süreci üst mahkemelere taşıyan, rüşvet itirafçısı ve aynı zamanda projenin arsa sahibi Uğur Güngör’ün kararı Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliği’ne taşıdığı fakat bu mahkemenin de ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair kararı yerinde bulduğu öğrenildi. Güngör bunun üzerine iddiasını Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne götürdü. Bu kurum itirazı yerinde buldu. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ilk karara atıfta bulunarak, “İtirazın kabulü ile soruşturmanın genişletilmesi yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir, ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur” ibaresiyle Yargıtay 5. Ceza Dairesi Yüksek Başkanlığı’na, “Kanun Yararına Bozma konulu tebliğname” gönderdi. Böylece İmamoğlu döneminde gerçekleşmiş “ticari imar artışı karşılığı rüşvet” soruşturmasında yargı süreci yeniden başladı. TUTUKLANDI İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan aralarında yer alan Adem Soytekin 23 Mart’ta tutuklanmıştı. ‘İMAMOĞLU’NUN SIVACISI’Adem Soytekin’in bir dönem İmamoğlu İnşaat’ta sigortalı olarak çalıştığı ve sıvacılık yaptığı, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olmasının ardından orantısız şekilde zenginleştiği öne sürülüyor. Soytekin’in, İBB’nin 15 kreş ihalesini, Silivri’de KİPTAŞ’ın 1500 konutluk projesini, İstanbul genelinde cadde düzenleme ihalelerini aldığı biliniyor.Adem Soytekin ve şirketlerinin hesaplarında yaklaşık 600 milyon TL tutarında para bulunurken, 2020-2024 yılları arasında bu hesaplara yaklaşık 1.25 milyar TL tutarında para geldiği belirlendi.Adem Soytekin’in, İBB’den yaptığı iş karşılığı alacağını alamayan iş adamlarından %10 veya %20 aralığında değişen oranlarda rüşvet aldığı ve iş sahiplerine bunun karşılığında hak edişlerini ödettirdiği iddiaları da soruşturma dosyasına girdi. ÇAKARLI ARACI SAVCININMIŞ İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan işadamı Adem Soytekin’in kullandığı çakarlı aracın, Muğla”da görev yapan cumhuriyet savcısına tahsis edildiği ortaya çıkmıştı. Ekipler, Soytekin’in bu sayede İstanbul trafiğinde öncelik ve üstünlük sahibi araçla haksız şekilde seyahat ettiği saptamasına varmıştı. Soytekin, savcıyı tanımadığını söylese de verilen ifadenin doğru olmadığı belirlenmişti. GÜL FİRARDAİşadamı Uğur Güngör’ün, belediye yönetiminden gelen baskılar nedeniyle rüşvet vermek zorunda kaldığını ve Gül İnşaat sahipleri Ali Gül ile Zafer Gül’ün baskıları sonucu rüşvet vermeyi kabul ettiğini söylediği Ali Gül, Yunanistan’a kaçtı.Hakkında gözaltı kararı bulunan Ali Gül, ev ve iş adresinde bulunamamıştı.Ali Gül’ün deniz yoluyla Yunanistan’a firar ettiği öne sürülmüştü. Yunan karasularında Yunanistan polisine teslim olan Ali Gül’ün 5 gün boyunca gözaltında tutulduğu, işlemleri tamamlanıp ifadesi alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede Yunanistan’a iltica etmek istediğini beyan ettiği kaydedilmişti. Bu talebi dikkate alan Yunan mahkemesinin Gül’ü kefaret karşılığında serbest bıraktığı belirtilmişti.Daha önce CHP’li Büyükçekmece Belediyesi’ndeki rüşvet skandalına adı karışan Ali Gül’ün şirketi, görüntüleri saniye saniye ortaya çıkan “para kulesi” vakasına da karışmıştı.En kritik isim firarda! Ortağı itiraf etmişti… Her vurgunda adı var
Source: Faruk Arslan