‘Kiramı veremedim mümkünü varsa bana destek ver’
Çalık Holding binası önünde korumalar tarafından dövüldükten sonra kaldırıldığı hastanede ölen işçi Erol Eğrek’in, bir hafta önce iş insanı tanıdığına borç vermesi için mesaj attığı ortaya çıktı. 3 aydır evinin kirasını ödeyemediğini yazan Eğrek, yardımcı olmasını rica etti.
İşte Eğrek’in ölmeden kısa süre önce iş insanına yazdığı o mesajlar: “… Bey selamlar, nasılsınız. Çalışma hayatında iş yerinize geldik, gittik. Beraber …. fabrikada projede kafa yorduk. Az da olsa ekmek yedik çay içtik beraber. Evet haklısınız maalesef tatsız bir konuyla rahatsız ettim sizi affedin. Sizin kişiliğinizi tanımasam, mecbur kalmasam kapınızı çalar mıydım? Lütfen sizden rica ediyorum eğer mümkünü varsa bana 2 aylığına 30-35 bin TL destek verin. Bugünlerde geçecek elbet. Durumumu önce Allah’a sonra size arz/rica ediyorum.”
İş insanı ise Eğrek’in gönderdiği mesajla ilgili, “Günde böyle 2-3 mesaj alıyorum son dönemde. Kim, hangi durumda, bilemiyorum” yorumunu yaptı.
İKİNCİ MESAJI ATTI
Öldürülen işçi daha sonra iş insanına bir mesaj daha gönderdi: “… lütfen bir aile babası olarak rica ediyorum. 3 aydır kiramı bile vermedim. Allah aşkına mümkünü varsa bir miktar destek olun.”
Eğrek, ölmeden bir gün önce de Whatsapp ‘durumundan’ yürüttüğü yargı mücadelesine ilişkin kararları paylaşmış.
Babamı dövüp öldürdüler bizi yetim bıraktılar
Tazminatını alabilmek için gittiği holding önünde çok sayıda kişi tarafından dövülen ve gittiği hastanede ölen işçi Erol Eğrek’in kızı Zehra Eğrek konuştu.
Babası Erol Eğrek’in sabah evden yürüyerek sağlıklı bir şekilde çıktığını belirten Zehra Eğrek, üzüntüsünü şu sözlerle dile getirdi:
EVRAK ÇANTASI KAYIP
“Babam hiç kimseye zarar vermeyen birisiydi. 10 kişi babamı darp ederek hayatına mal oldular. Darp edilerek öldürüldüğüne eminiz. Çünkü babam sabah evden çıkarken sağlıklıydı. Onun öncesinde bir sağlık problemi yoktu. Tazminat haklarını almak için 2014 yılından beri mücadele ediyordu. Babamın yüzünde morluklar, omuzunda morluklar vardı. Babamın kimseye zarar verecek bir yapısı yok. Orada da kimseye vurmuyor, hakaret etmiyor.”
Babasının mahkemeyle ilgili evrak çantasının kayıp olduğunu söyleyen Zehra Eğrek, şöyle devam etti:
“Hepimizi yetim bıraktılar. Yani daha fazla ne söylenebilir ki? Babam darp sonucu öldü. Bizi duysunlar, babam darp sonucu öldü. Suçluların cezasını çekmesini istiyorum.”
SİLAHIN KABZASIYLA VURMUŞLAR
Olayla ilgili 4 kişi tutuklanırken, savcılığın sevk yazısında yazılanlar dikkat çekti. Güvenlik görevlilerinin Erol Eğrek’i darp ettikleri, güvenlik görevlilerinden Ruşen Hayırlıoğlu’nun Eğrek’in elinden aldığı silahın kabza kısmıyla kafasına ve sırtına birkaç kez vurduğu belirtildi. Sonrasında Eğrek’in holdingin güvenlik odasının yanındaki koridora götürüldüğü, burada kendisine kelepçe takıldığı aktarıldı. Eğrek’in darp raporu alınması amacıyla polis ekipleri tarafından hastaneye götürüldüğü kaydedilen yazıda, Eğrek’in darbedildiğini anlattığı sırada aniden yere yığıldığı anlatıldı.
Source: Veli Toprak
Anayasa Mahkemesi’nden trafik sigortası ile ilgili önemli karar
Özeti şöyle: Birincisi, sigorta şirketi ile uyuşmazlığa düşen vatandaş Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmayı tercih eder ve Komisyonun kararını da beğenmezse, yeniden yargı yoluna başvuramaz. İkincisi de trafik kazalarında geçici iş göremezlik parası ve bakıcı gideri trafik sigortasından karşılanmaz.Şimdi, konuyu açayım. Önce olayın nasıl geliştiğini özetleyeyim. Trafik kazası geçiren vatandaş, trafik sigortası kapsamında, geçici iş göremezlik ödeneği ile bakıcı giderlerini sigorta şirketinden talep ediyor. Şirket bu talebi reddediyor. Sigorta şirketi ile anlaşmazlığa düşen vatandaş Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruyor. Sigorta hakemi, vatandaşın talebini haklı buluyor. Bu sefer sigorta şirketi sigorta hakeminin kararına itiraz ediyor. İtirazı inceleyen Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle itirazı kabul ediyor ve sigorta hakeminin kararını kaldırıp, başvuruyu reddediyor. Bu sefer de Tahkim Komisyonunun kararını beğenmeyen vatandaş, adil yargılanma hakkının elinde alındığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor.SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUBilmeyenler için kısa bilgi vereyim. Sigorta şirketi ile anlaşmazlığa düşüp de Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğunuzda, komisyona intikal eden uyuşmazlıklarda hakem veya hakem heyetinin verdiği 15 bin liraya kadar olan kararlar kesin karar sayılıyor, itiraz edilemiyor, mahkemede yeniden dava açılamıyor, temyize gidilemiyor. İtiraz üzerine verilen 238 bin liranın üzerindeki kararlar için temyize gidilebiliyor.ANAYASA MAHKEMESİ NE KARAR VERDİ?Tahkimin verdiği karar kesin sayıldığından ve yargı yolu kapandığından vatandaş; adil yargılanma hakkının elinden alındığını öne sürüp Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ediyor. Peki, Anayasa Mahkemesi ne karar veriyor? Kararda, Tahkim Komisyonunun sigorta uyuşmazlıklarında isteğe bağlı bir çözüm yolu olduğu, Komisyona başvurmak yerine adli mahkemelerde dava açama seçeneği de bulunduğu belirtilerek; vatandaşın, Komisyona başvurarak, adil yargılama hakkından kendi isteği ile feragat ettiği vurgulanıyor. Kararda, Komisyon hakem kararının kesin nitelikte olduğuna da dikkat çekiliyor. Özetle, Anayasa Mahkemesi, vatandaşın, adil yargılanma hakkının elinden alınmadığına karar veriyor.BAKICI GİDERİ VE İŞ GÖREMEZLİK PARASIBu kararın iki boyutu var. Birincisi, Sigorta Tahkim Komisyonunun kararı kesin karardır, itiraz edilemez, temyize gidilemez (tabi limitler dahilinde). İkincisi ve daha önemlisi, trafik kazalarından doğan iş göremezlik parası ve bakıcı giderleri trafik sigortasından karşılanmıyor. 14 yıl önce karşılanıyordu, ancak ne zaman ki, 2011 yılında yapılan kanuni düzenleme ile trafik kazalarında tüm tedavi masraflarını SGK karşılamaya ve sigorta şirketleri de trafik sigortası primlerinden yüzde 10 payı SGK’ya aktarmaya başladı; o tarihten bu yana bakıcı giderleri ve iş göremezlik ödeneği sigortadan karşılanmıyor. Tedavi sonrası katılıcı sakatlık oluşursa, o zaman sigorta devreye girip, tazminat ödüyor.
Source: Noyan Doğan
Oğlunun paylaşımları sonrası Erzurum Valisi”nden açıklama
Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, “Beşer, şaşar” ilkesi gereğince, oğlumun yaptığı bir hatalı paylaşım sebebiyle insanların şahsıma ve aileme eleştiri yöneltmesi, tepki göstermesi anlaşılabilir ve makul karşılanabilir ancak bunun ötesine geçilmesi, hakaret edilmesi, galiz ifadeler kullanılması hukuken sorumluluk doğurur ve bu tür ifadeler kullanan kişiler hakkında yasal haklarımı kullanacağımı ifade etmek isterim.” açıklamasında bulundu.Sosyal medya hesaplarından “zaruri açıklama” başlıklı bir paylaşım yapan Çiftçi, şu ifadeleri kullandı:”Birkaç gündür bazı sosyal medya platformlarında ve internet sitelerinde, küçük evladımın yaptığı bir paylaşım üzerinden şahsıma ve aileme yönelik itibarsızlaştırma ve linç kampanyası başlatılmıştır. Öncelikle 18 yaşındaki oğlum A.T”nin yaptığı paylaşımın içeriği hakkında kısaca bilgi vermek isterim. Valiliğimize ait kapalı garajda, çakarlı aracın videosunu çeken oğlum, aracın üzerine polis memuru ikonu koymuş ve karşılıklı bir konuşma metnine yer vermiş ve bu diyaloğu da kendi sosyal medya hesabında paylaşmıştır. Böyle bir hadiseden dolayı evladımın ve şahsımın gündeme gelmesinden, haber olmasından dolayı son derece üzüntü ve hicap duyduğumu belirtmek isterim. Görev yaptığım Erzurum halkından ve aziz milletimizden özür diliyor, onların engin hoşgörüsüne sığınıyorum.”Son günlerde şahsım ve evladım üzerinden yürütülen algı operasyonuna ilişkin açıklamam: Lütfen okuyunuz… pic.twitter.com/4auiJd8J9c— Mustafa ÇİFTÇİ (@miamustafacftci) May 11, 2025Çiftçi, video içeriğine değinerek, “Videoda da açıkça görüleceği üzere, paylaşım tamamen kurgusaldır. Çakarlı aracın trafikte kullanılması, denetim amaçlı polis tarafından durdurulması, evrak istenmesi ve polis memurunun sicil numarasının, evladım tarafından talep edilmesi gerçekte kesinlikle vuku bulmamıştır. Hal böyle iken, sanki hadise gerçekte yaşanmış, resmi çakarlı araç trafikte veya konvoyda kullanılmış, evrak isteyen polis memuru tehdit edilmiş, baskı yapılmış gibi bir algı yaratılması, Çorum Valiliğim döneminde 5 yıl boyunca anma etkinliklerine katıldığım (mazlum, mağdur ve şehit) İskilipli Muhammed Atıf Efendi olayı ile irtibat kurulması ve bunun üzerinden şahsımın, sayın İçişleri Bakanımızın ve hükümetimizin yıpratılmaya çalışılması tamamen art niyetli bir yaklaşımdır, itibar suikastıdır.” açıklamasını yaptı.Görev yaptığı yerlerde kamu araçlarının ve imkanlarının kullanılmasında ne kadar titiz olduğunun bilindiğini belirten Çiftçi, çoğu zaman makam aracı kullanmak yerine yürüyerek işe gittiğini ve şehri bu şekilde dolaştığını aktardı. Bu duruma vatandaşların da şahit olduğunu ifade eden Çiftçi, şunları kaydetti:”Öte yandan bir kamu görevine atanan kişinin “makam diyeti” yapmasını, kendisine sunulan ve makama bağlı haklardan veya imkanlardan en asgari düzeyde faydalanması gerektiğini her ortamda savunurken, evladım da olsa kimsenin kamu araçlarını amaç dışı kullanmasına izin vermem veya kamu görevlilerine baskı yapılmasını kabul etmem asla düşünülemez veya iddia edilemez. Sahipsiz sokak hayvanlarının dahi hakkını-hukukunu savunur görünen mütecaviz ve hadsiz güruhun, aynı hassasiyeti (hata yapmış) bir genç delikanlıdan neden esirgediklerini de aziz milletimizin takdirine bırakıyorum. Üst düzey kamu görevlilerinin, sürekli olarak halkın gözü önünde bulunanların kendilerine, hal ve hareketlerine, yaşantılarına, aile fertlerine dikkat etmeleri bir mecburiyettir. Yıllarca bu bilinçle kamu görevimi sürdürdüm, aileme, yakınlarıma hep bu hususları telkin ettim.”Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi: (Oğlunun TikTok”ta yaptığı paylaşım hk.)”Sokak hayvanlarının dahi hakkını savunur görünen mütecaviz ve hadsiz güruhun, aynı hassasiyeti (hata yapmış) bir gençten neden esirgediklerini milletimizin takdirine bırakıyorum.” pic.twitter.com/7IZmtjF6JY— Boşuna Tıklama (@bosunatiklama) May 11, 2025Vali Çiftçi, açıklamasında, “Beşer, şaşar” ilkesi gereğince, oğlumun yaptığı bir hatalı paylaşım sebebiyle insanların şahsıma ve aileme eleştiri yöneltmesi, tepki göstermesi anlaşılabilir ve makul karşılanabilir ancak bunun ötesine geçilmesi, hakaret edilmesi, galiz ifadeler kullanılması hukuken sorumluluk doğurur ve bu tür ifadeler kullanan kişiler hakkında yasal haklarımı kullanacağımı ifade etmek isterim. “Şüphesiz sizin mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir” ilahi buyruğu gereğince, herkesin benzer durumlarla yüz yüze gelebileceğini, herkesin evladıyla sınanabileceğini hatırlatır, eleştirilerde insaf ve vicdan ölçülerine riayet etmenin doğru bir yaklaşım olduğunu bilgilerinize sunarım. Karar ve takdir milletimizindir.” ifadelerine yer verdi.
Source: Erkan Talu
Galatasaray”da Muslera”ya “Kal” denmeyecek!
Efsane Bülent Korkmaz”ı geçerek Galatasaray formasıyla en çok Süper Lig maçına (435) çıkan isim olan Fernando Muslera, Korkmaz”ın gördüğü 8 şampiyonluğa ulaşmaya 1 puan uzaklıkta. Sarı-kırmızılı kulüpte en çok kupa (17) kazanan yabancı olan Uruguaylı”nın geleceği ile ilgili durum da tam netleşmedi. Ailesini aylar önce ülkesine yollayan Muslera”ya yönetimin “Kal” diye bir teklifte bulunmayacağı öğrenildi. Yıldız kaleci, lig bitimi Galatasaray”a veda edecek. Fernando Muslera, Trabzonspor maçının ardından yaptığı açıklamada Galatasaray”daki geleceğinin henüz belli olmadığını ve şampiyonluk sonrası görüşme olacağını söylemişti.
Source: Sporx.com
Oğlunun paylaşımları büyük tepki çekti! Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi”den açıklama
Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi”nin oğlu Tarık Çiftçi”nin sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı videolar büyük tartışma yarattı. Çiftçi”nin paylaştığı videolarda “Dedenize sorun bakayım akşam hangisiyle konvoya çıkalım” ve “Tahsis belgeni alayım. Me: Bende sicil numaranı alayım” ifadeleriyle birlikte çakarlı otomobiller yer aldı. Polise gönderme yapan Çiftçi bir paylaşımında da ehliyetinin yanı sıra İçişleri Bakanlığı Mülki İdare Amiri kartını ve silah ruhsatını da gösterdi. Gelen yoğun tepki ve eleştirilerin ardından Tarık Çiftçi videoları silerken Vali Mustafa Çiftçi, konuya ilişkin açıklama yaparak özür diledi. Çiftçi, “Sahipsiz sokak hayvanlarının dahi hakkını-hukukunu savunur görünen mütecaviz ve hadsiz güruhun, aynı hassasiyeti (hata yapmış) bir genç delikanlıdan neden esirgediklerini de aziz milletimizin takdirine bırakıyorum” dedi. “Erzurum halkından ve aziz milletimizden özür diliyorum” Sosyal medyada “zaruri açıklama” başlıklı bir paylaşım yapan Çiftçi, şu ifadeleri kullandı: “Birkaç gündür bazı sosyal medya platformlarında ve internet sitelerinde, küçük evladımın yaptığı bir paylaşım üzerinden şahsıma ve aileme yönelik itibarsızlaştırma ve linç kampanyası başlatılmıştır. Öncelikle 18 yaşındaki oğlum A.T”nin yaptığı paylaşımın içeriği hakkında kısaca bilgi vermek isterim. Valiliğimize ait kapalı garajda, çakarlı aracın videosunu çeken oğlum, aracın üzerine polis memuru ikonu koymuş ve karşılıklı bir konuşma metnine yer vermiş ve bu diyaloğu da kendi sosyal medya hesabında paylaşmıştır. Böyle bir hadiseden dolayı evladımın ve şahsımın gündeme gelmesinden, haber olmasından dolayı son derece üzüntü ve hicap duyduğumu belirtmek isterim. Görev yaptığım Erzurum halkından ve aziz milletimizden özür diliyor, onların engin hoşgörüsüne sığınıyorum.” Çiftçi, video içeriğine değinerek, “Videoda da açıkça görüleceği üzere, paylaşım tamamen kurgusaldır. Çakarlı aracın trafikte kullanılması, denetim amaçlı polis tarafından durdurulması, evrak istenmesi ve polis memurunun sicil numarasının, evladım tarafından talep edilmesi gerçekte kesinlikle vuku bulmamıştır. Hal böyle iken, sanki hadise gerçekte yaşanmış, resmi çakarlı araç trafikte veya konvoyda kullanılmış, evrak isteyen polis memuru tehdit edilmiş, baskı yapılmış gibi bir algı yaratılması, Çorum Valiliğim döneminde 5 yıl boyunca anma etkinliklerine katıldığım (mazlum, mağdur ve şehit) İskilipli Muhammed Atıf Efendi olayı ile irtibat kurulması ve bunun üzerinden şahsımın, sayın İçişleri Bakanımızın ve hükümetimizin yıpratılmaya çalışılması tamamen art niyetli bir yaklaşımdır, itibar suikastıdır” açıklamasını yaptı. Görev yaptığı yerlerde kamu araçlarının ve imkanlarının kullanılmasında ne kadar titiz olduğunun bilindiğini belirten Çiftçi, çoğu zaman makam aracı kullanmak yerine yürüyerek işe gittiğini ve şehri bu şekilde dolaştığını aktardı. Bu duruma vatandaşların da şahit olduğunu ifade eden Çiftçi, şunları kaydetti: “Evladım da olsa izin vermem” “Öte yandan bir kamu görevine atanan kişinin “makam diyeti” yapmasını, kendisine sunulan ve makama bağlı haklardan veya imkanlardan en asgari düzeyde faydalanması gerektiğini her ortamda savunurken, evladım da olsa kimsenin kamu araçlarını amaç dışı kullanmasına izin vermem veya kamu görevlilerine baskı yapılmasını kabul etmem asla düşünülemez veya iddia edilemez. “Aileme telkin ettim” Sahipsiz sokak hayvanlarının dahi hakkını-hukukunu savunur görünen mütecaviz ve hadsiz güruhun, aynı hassasiyeti (hata yapmış) bir genç delikanlıdan neden esirgediklerini de aziz milletimizin takdirine bırakıyorum. Üst düzey kamu görevlilerinin, sürekli olarak halkın gözü önünde bulunanların kendilerine, hal ve hareketlerine, yaşantılarına, aile fertlerine dikkat etmeleri bir mecburiyettir. Yıllarca bu bilinçle kamu görevimi sürdürdüm, aileme, yakınlarıma hep bu hususları telkin ettim.” “Herkes evladıyla sınanabilir” Vali Çiftçi, açıklamasında, “Beşer, şaşar” ilkesi gereğince, oğlumun yaptığı bir hatalı paylaşım sebebiyle insanların şahsıma ve aileme eleştiri yöneltmesi, tepki göstermesi anlaşılabilir ve makul karşılanabilir ancak bunun ötesine geçilmesi, hakaret edilmesi, galiz ifadeler kullanılması hukuken sorumluluk doğurur ve bu tür ifadeler kullanan kişiler hakkında yasal haklarımı kullanacağımı ifade etmek isterim. “Şüphesiz sizin mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir” ilahi buyruğu gereğince, herkesin benzer durumlarla yüz yüze gelebileceğini, herkesin evladıyla sınanabileceğini hatırlatır, eleştirilerde insaf ve vicdan ölçülerine riayet etmenin doğru bir yaklaşım olduğunu bilgilerinize sunarım. Karar ve takdir milletimizindir” ifadelerine yer verdi.
Source: Internet Haber