İşte Timur Soykan ve Murat Ağırel”in ifadeleri…
İstanbul’da sabah saatlerinde evlerinden gözaltına alınan gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan, savcılık ifadelerinin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nde ifade veren iki gazeteci, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gazetecilerin hakimlikteki ifadelerine ulaşıldı.
Hakimlikte savunma yapan Murat Ağırel, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Gazetecilik mesleği çerçevesinde araştırmalar yaptığını ve elde ettiği bilgiler doğrultusunda muhataplarına sorular sorduğunu belirten Ağırel, söz konusu görüşmenin tamamen gazetecilik faaliyetinin doğal bir parçası olduğunu söyledi.
Ağırel, herhangi bir şantaj ya da tehdidin söz konusu olmadığını vurguladı.
Murat Ağırel savunmasında şunları söyledi:
-Bu kişinin söyledikleri doğru değil. Kurgudan ibarettir. Son dönemde İstanbul”da yaşanan hukuksuzlukların kendisini suçtan kurtarabilmek adına kurgu içerisinde iftira atmaktadır. Savcılık makamı ifademizi almadan size sevk etti. Ses kaydını dinlemelisiniz. Bu kişiyle ilgili az önce dilekçeyi okuyabildim.
-Diyor ki “Flash TV”nin satışıyla ilgili bana baskı yapıyor ve benimle ilgili de şöyle şeyler yapıyor” diye iddialarda bulunmuş. Flash TV satıldıktan 2 ay sonra ben kendisine ulaşmaya çalıştım. Payfix’in 2023 yılında hazırlanan iddianamesiyle alakalı sorular soracağımı söyledim, “Holding binasına gelin” dedi.
-Ben gazeteciyim holding binasına gelmem dedim. “Bir sürü evrak var nasıl geleceğim?” dedi. Gelemeyeceğimi belirttim, bununla ilgili tekrar arayacağımı belirttim. Bununla ilgili Timur Soykan”ı aradım, fikir almak için sordum. gazeteciliğin en temel şartlarından biri karşıya cevap hakkı vermektir.
-Bizler gazeteciyiz, hakkında kötü bir şey düşünmem, gerçeği ararız, elimde iddianame ve MASAK var. Kendisi bize ikinci kez aradığında da ‘En güvenli yer burası burada buluşalım’ dedi. ‘Ya gazetede ya da halka açık çay bahçesinde buluşacağım’ dedim. ‘Ses kaydı alacağım siz de ses kaydı alın’ dedim.
-Halka açık bahçede Timur Soykan ile oturduk. Kendisi yardımcısıyla 5 klasör getirdi. Sorduğumuz sorulara cevap verdi. Bizi zaten konuşturmamaya çalıştı. İddianamesi düzenlenen MASAK raporunda bu kişinin yasadışı bahse aracılık ettiği tespit edilen bu kişinin nasıl oluyor da bir yıl sonra Bankacılık Denetleme Kurumu’ndan lisanslı banka aldığını soruyorum, “biz bunları ihbar ettik” dedi. “İşlerim düzgün olduğu için bana bunu verdiler” dedi.
-Flash TV ile alakalı bir şey yok. Kendisiyle buluştuğumuzda 2 buçuk ay önce Flash TV”yi almış, ‘Bir tane tweetimi gösterin 10 yıl ceza verin, ben Bankacılık Denetleme Kurumu’nun kanununa tabiyim, beni yazarsanız bunun karşılığı yüksek olur’ dedi.
-Bu bir tehdittir, utanmadan iftira atıyor cezaevinden. Bu kişi yakalandığında iki milyon dolar para nakit, 60 kilo altın yüz küsur tane de Patek Philippe marka saatler ele geçirildi. Emniyet ifadesine bakın Flash TV”yi kaça aldınız diye sormuşlar ‘İki ya da dört milyona aldım’ diyor. İki ile dört milyon lira arasında iki milyon var.
-Cezaevinden söylediği şeyden dolayı tutuklama istemiyle karşınıza geldim. Nerede şantaj yapmışım, oradaki cümleyi gösterebilir misiniz?
-En son söylediği kelime şu, Flash TV ile şunu sordu, konuşmamız bitti, kendisi viski içiyor, o kadar rahat, biz çay kahve içiyoruz. Konuşmamız bittikten sonra “Haber yapacaksınız değil mi?” dedi. “Bankacılık kanununu biliyorsunuz değil mi?” dedi.
-Flash Tv ile alakalı öncesinden evraklar gösterdi. Kendisinin Cafer”le görüştüğünü söyledi. ‘Siz patronsunuz kendi aranızda konuşursunuz, ben patronlara karşıyım’, dedim. Bizim derdimiz payfix, hukukun üstünlüğüne inanıp bu insanların yaptıklarını ortaya çıkarmamız gerekirken bu kişiler üstünlerin hukukunu kullanarak cezaevinden bizi tutuklatmaya çalışıyor.
-Biz de üst kişilerden birini bulup onlarla mı ifade vermemiz gerekiyor, gerçekleri sabote etmemiz mi gerekiyor? Bir yıl öncesinden başlayan ve artık sübuta ermiş gizlilik kararı olmayan dosyayı yazarken bununla ilgili cevap hakkınız var kullanmak istiyor musunuz demek ne zaman suç oldu?
-Timur Soykan’ı ya da beni tutukladığınızda neyi anlatacağız? Biz hukukun üstünlüğünü savunurken yere düşmüş hukuka güvenirken hukuku yerden yere vuruyoruz, şantajla tutuklamaya sevki nerede gördük, basın örgütlerini çağırın, gazetecilik etik içinde olduğunu göreceksiniz.
-‘Bu kişi bana husumet besliyor. Bu yazıları yazdıktan sonra Cumhuriyet Gazetesine ihtarname gönderdim, iddianame var masak var tespitler var vazgeçmiyorum yazıyorum’ dedim. Şikayetçi oldular benden, bana ne Flash TV’den, asıl önemli olan bu halk dolandırılıyor, mazlum olan Türk halkı dolandırılıyur, yasadışı bahis baronlarını yazdığım için onların şikayetiyle yargılanıyorum. Ocak ayında çıkan kirli çağ kitabım var.
-Bu kitapta yer vermeye çalıştım ama iddianameyi alamadığım için yer veremedim en son kendi davasındaki avukatlardan rica minnet aldım, gizlilik kararı yok, müşteki ve sanık olarak yüzlerce davadan yargılandım, hiçbirinden bu kadar utanmadım. Şantaj yaptı diye cezaevinden dilekçe yazan yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişinin iftirasıyla tutuklamaya sevk edildim. Ses kaydında bu insanın sarf ettiği sözleri dinleyin, buradaki suç varsa eğer bana ait, Timur Soykan’ı şahitlik etsin diye getirdim, bu insanlardan bıktık biz, her tarafa çamur sıçratmaya çalışıyor. Bugün burada itibar süikasti yapılıyor.
-Her yaptığımız haberin arkasındayız. Yazdığım her bir satırın altına bir kez daha imza atıyorum. Serbest bırakılmamı talep ediyorum.”
Timur Soykan da savunmasında şunları söyledi:
-Ben atılı suçlama ile ilgili Emniyette ve savcılıkta alınan ifadelerimi hakimliğinizde savunma olarak aynen tekrar ediyorum. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum. Neden burada olduğum sorusuyla başlamak istiyorum. Avukatlarımız, meslektaşım Murat Ağırel çok açık bir şekilde süreci anlattılar, burada olmamızın ana nedeni yargıda yuvalanmış bir suç yapısının olması, yargı içinde suça karışan bir yapılanma var ya da siyasi talimatla çalışan bir yapı var. Bu yapı bizim gazetecilik yapmamızı istemiyor, bu yapı iktidarın beğendiği gazeteciler gibi olmamızı istiyor. Biz öyle değiliz, işimiz kamu adına iktidarı denetlemek, iktidarın yanlışları varsa ortaya koymak, topluma doğru ve gerçek bilgiyi aktarmakla, onun için neden burada olduğumu neden bu garabeti yaşadığımı daha anlamlı kılıyor.
-Şunun bir izahı yok, bir yasadışı bahis baronu, ben de Murat”ta yıllardır yasadışı bahisle türlü mafya gruplarıyla mücadele etmiş tehdit edilmiş gazetecileriz. Bu mücadeleyi yaparken yasadışı bahis baronu olduğu iddiasıyla yargılanan bir zat bizim hakkımızda hiçbir delil göstermeden tek satır şantaj eylemi oluşturacak herhangi bir delil göstermeden bizim hakkımızda şikayetçi oluyor. Bu iftira maalesef ki bir savcı tarafından ciddiye alınıp bizim evimize sabaha karşı şafak vakti polisler gönderiliyor. Bizim işimiz yasadışı bahis baronlarıyla ilgili haber yapmak, uyuşturucu kadar büyük kara para kaynağıdır, bununla haberlerime mücadele ediyorum. Bir yasadışı bahis baronu var, karapara kazanan bu kişi bununla ilgili yargılanan kişi bir banka sahibi, bir banka satın almış, yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişi milyonlarca dolarlık kara para trafiğini yönettiği iddia edilen kişinin elektronik ödeme yöntemi var. Bir televizyon kanalının lisansını alabiliyor, bu dünyanın her yerinde çok büyük bir haberdir, özellikle banka kısmı çok büyük bir haberdir.
-Şu nedenle çünkü şunu merak edersiniz, bir kişi yasadışı bahis nedeniyle yargılanırken onun banka almasına kimler izin verdi, MASAK raporunun olması gerekiyor onay vermiş olması gerekiyor, BDDK”nın lisans vermiş olması gerekiyor. İstihbarat raporlarından geçmiş olması gerekiyor. Banka kurmak basit bir şey değil, suçlular banka kuramaz. Suçlular TV kanalı lisansı alamaz, suçlular elektronik ödeme sistemi yönetemez, biz böyle bir şey gördüğümüzde haber yapmalıyız deriz. Erkan Kork denen kişiye yargılanan kişiye kimler bu lisansları verdi kimler onayları verdi kara para suçlusu olduğu iddia eden kişi nasıl denetimlerden geçebilir. Ayrıca biz bu çürümeyi de anlatacağız. Devlette yargıda ülkede bir çürüme var. Biz gazeteci olarak skandallar yazmaktan ve bunlardan yargılanmaktan yorulduk. Bu kişi kripto para piyasasına gireceğini söylüyor, yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen bir kişi, bunlar size rüşvet teklif edebilir iftira atabilir, itibarsız kişiliksiz insanlardır. Biz bu kişiyle açık bir alanda buluşalım dedik. Bankaya gelin dedi gitmeyiz dedik, ifadesinde cumhuriyete beni ayağına çağırmak suretiyle demiş, sonra Midpointte buluşalım dedik, oturduk klasör dosyalar, o dosyalarla ilgili soru soruyoruz.
-Belgelerini gösteriyor, yasadışı bahis yapmadığını ama yasadışı şirket tarafından tehdit edildiğini söylüyor. Hakkınızda bir suç iddiası var nasıl olur, hükmüm yok bunu yapabilirim dedi, onun için biz bu kişiyle görüşerek aynı zamanda onun yanıt hakkını tanıdık, hakkında haber yaptığımız kişilere cevap hakkı tanıma zorunluluğumuz var, bu kişiye cevap hakkı tanıdık, haber yayınlandı. Murat”ın haberi, orada bir ifadesi var iftiracı Erkan Kork”un, Timur bu haberi desteklemedi diyor, aksine bu çok güzel bir haber, çok önemli skandalı ortaya koyan bir haber. Aynı zamanda Timur Soykan soru sormadı diyor. Hayır sordum. Bu adam hakkında bir tane dava var. Ayrıca biz bu kişiyle röportaj yaparken başka bir soruşturma sürüyormuş yine kara para ile ilgili, bizim bundan haberimiz yok. Biz ilk dava ile ilgili sorular soruyoruz, o sırada polisler adamı takip ediyorlarmış, bizi de orada görüyorlar, biz de herkese açık alanda görüşüyoruz ki bize iftira atamasın, bilerek yemeğinden yemiyoruz, sonra bu süreçte diyor ki Timur haber yaptı, Türkiye”deki çürümeyle mücadele ediyoruz diyoruz ya, ben BDDK başkan yardımcısı Mustafa Aydın”ın skandal düğününü haber yaptım kısa bir süre önce.
-Bu haberde şunu anlattım, BDDK başkan yardımcısı davetiye bastırıyor, bu davetiyeyi bütün bankaların yöneticilerine gönderiyor, beş yıldızlı şişlideki bir otele davet ediyor, inanamadım ilk başta, bu düğünü belki izleyebilirim dedim, davet edilen kişiler ne kadar takı takalım diyor. BDDK onları denetlemekle sorumlu, koca bankaların genel müdürleri 10 bin dolar takmakta anlaşıyorlar, ben düğüne girdim, her yer çelenkler vs, düğüne de girebildim çünkü sadece takı merasiminden ibaret bir düğündü, telefonla herkesi çektim, çürüme o kadar normalleşmiş ki bunun haber değerini oradakiler bile anlamıyor, bankaların genel müdürleri BDDK başkanına takı takıp kendilerini göstermeye çalışıyorlar. Oradaki video kayıtlarına bir bakayım belki Erkan Kork da oradadır diye, yasadışı bahisten tutuklanmış adam yargılanan adam gidiyor BDDK başkan yardımcısının düğününe katılıyor, takı takıyor.
-Rastlantı sonucu sırayı çekerken bir baktım orada, vücut yapısından tanıdım, skandal düğünde de çıktı gibisinden bir başlık attım, o düğün haberinden dolayı ödül aldım. Ankara”da ödül alacaktım, ben ödülümü almaya gidemedim, çünkü o düğüne katılan BDDK başkanına takı takan kişi o skandalın bir parçası olan kişi yasadışı bahisten yargılanan kişi benim hakkımda hiçbir delil göstermeden Timur Soykan bana şantaj yaptı, bu garabeti ne bu adamın kişiliğiyle ne iftiralarıyla açıklayabiliriz, 7 nisan 2025te SEGBİS’ten bağlanıyor savcıya ifade veriyor, İmamoğlu’nu Murat Ongun’u anlatıyor, delilsiz yine, tamamen uydurma, ne görgüye ne tanıklığa dayanıyor, yine hiçbir delil olmadan tanıklık olmadan aksine ses kaydı varken bize iftira atacak ve savcı bunu dikkate alacak.
-Savcı ifademizi almadan bizi sevk edecek, pazarlık mı yaptı, bizim ifademizi almaya değer görmeyen savcılar bu kişinin SEGBİS’ten ifadesini alıp delil var mı, diye sormuyor, ben geçtiğimiz günlerde de başka bir ödül aldım, oradaki haberim şuydu, İsmail Uçarlar Anadolu cbsnin başsavcısıydı, kendisi HSK’ya mektup yazdı, benim adliyemde yasadışı bahis baronları vs rüşvet alan yargı mensupları tarafından serbest bırakıldı, bunları anlattı, haberlere rüşvet karşılığında erişim engeli getiriliyor, sulh ceza hakimi var adını da veriyor, ben Veysel Şahin hakkında çok fazla haber yaptım, adam hakkında haber yaptım, yaptığım haber bahsettiğim sulh ceza hakimi tarafından erişim engeli getirildi rüşvetle, ödül aldığım sırada da haberime erişim engeli ve içerikten çıkarma getirildi, olmayan haberin ödülünü aldık, biz gazeteciyiz, bizim işimiz karanlıkla mücadele etmek, Flash TV ile tek ilgimiz şu olur, böyle bir adama nasıl lisans verdiniz deriz nasıl banka verildi deriz, o bir şeyler söyledi Flash Tv ile ilgili o patron sen patron bize ne dedik, ama kendileri maalesef bunu bir iftira olarak bize atabiliyor, biraz önce dediğim gibi şu oluyor, bu olayı da komikliğiyle anlatacağım, bir savcı İstanbul Adliyesi’nde şöyle bir karar istedi, iki buçuk ay önce satılan bir kanalın satışını engellemekten bize ceza istedi, adam bize kanalı yönettiğini söylüyor, savcı bunu tutuklama gerekçemiz yapıyor, bizi tutuklayacaksanız nerede bir şantaj varmış hangi kelime, ben mesaj mı atmışım seni öldüreceğim vs buna dair tek bir cümle göstermeden bizi tutuklarsanız hukuk rezaleti olarak anlatılacak diye düşünüyorum.”
Source: Anka
Şenpiliç”in ürününde ölümcül bakteri tespit edildi! Ünlü markadan açıklama var
Tarım ve Orman Bakanlığı sağlığı tehlikeye düşüren ürünlere karşı denetimlerini sürdürüyor. Sakarya”da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan denetimlerde Türkiye”nin en büyük tavuk üreticilerinden Şenpiliç”te skandal bir olay yaşandı. 210 BİN TL CEZA Ünlü markanın “Annemin Köftesi Piliç Kasap Köfte” ürününde L. monocytogenes bakterisi tespit edildi. Hakkında yasal işlem başlatılan işletmeye 210 bin 622 TL cezai işlem uygulandı. Konu ile ilgili harekete geçen İl Tarım ve Orman Müdürlüğü”nce, söz konusu ürünün piyasadan toplatılarak imha edilmesine karar verildi. ÜRÜNÜN TOPLATILMASINA İLİŞKİN YAZI GÖNDERİLDİ Ürünün toplatılmasına ilişkin Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü”nden diğer illere gönderilen yazıda, “Müdürlüğümüz kontrol görevlileri tarafından, ilimiz Soğucak Mahallesi 3. Organize Sanayi Bölgesi 6. Yol No:44 Merkez Söğütlü adresinde faaliyet gösteren Şenpiliç Gıda Sanayi Anonim Şirketi unvanlı işletmede yapılan resmi kontrolde, ‘Şenpiliç Annemin Köftesi Piliç Kasap Köfte” (STT: 10/03/2025, – Parti No: 204125 Onay Numarası: 54-0160)”, ürününden numune alınmış olup, söz konusu ürüne yapılan analiz sonucuna göre “L. monocytogenes” içermesi sebebiyle Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği”ne uygun olmadığı tespit edilmiştir ve üretici işletmeye yasal işlem uygulanmıştır. Söz konusu ürünün toplatılması ile ilgili firmaya tanınmış olan yasal süre bitmiş olup, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”nun 21. Maddesinin 5. fıkrasına aykırılık tespit edildiğinden, aynı kanunun 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince söz konusu ürünlerin en kısa sürede piyasadan toplatılması gerekmektedir. İl Müdürlüğümüz yapılan denetimlerde söz konusu ürüne rastlanılması halinde işlemlerin yapılarak Müdürlüğümüze bilgi verilmesi hususunda gereğini arz ederim” ifadeleri yer aldı. ŞENPİLİÇ”TEN AÇIKALAMA Skandalın duyulmasının ardından Şenpiliç”ten de açıklama geldi. Şirket olayı doğrularken, bakteri tespit edilen ürünlerin imha edildiği belirtti. Şenpiliç”in açıklaması şöyle: “10.02.2025 tarihinde ileri işlem pişmiş üretim tesisimizden Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından alınmış olan numunede 10.03.2025 son tüketim tarihli “Annemin Köftesi Piliç Kasap Köfte” ürününde Listeria bakterisi tespit edilmiştir. Bildirim üzerine, dağıtıma çıkmış olan bir parti üründe risk olduğu tespit edilerek aynı tarihte geri çağırma prosedürümüz hızla devreye sokulmuş; söz konusu ürünler tedarik zincirinden toplanarak işletmemize geri getirilmiştir. Toplanan ürünler Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün gözetim ve onayı ile akredite bir tesiste imha edilmiştir. O tarihten itibaren, tüm üretim ve kalite kontrol süreçlerimiz gözden geçirilerek, ürün grubumuzda numune alma sıklığı arttırılmıştır ve yapılan analizlerde herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmemiştir. İlgili parti öncesi ve sonrası akredite bir laboratuvarda yapılan analizlerde olumsuz hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Piyasada ilgili partiye ait bir ürün bulunmayıp; tüm üretim süreçlerimiz, hammaddeden son ürüne kadar Gıda Güvenliği Politikamız doğrultusunda titizlikle yürütülmektedir. 50 yıla yakın süredir halkımıza sağlıklı ve güvenli ürünler sunmak için çalışan Şenpiliç olarak, tüketicilerimizin sağlığını etkilemeyecek şekilde derhal tedbir almış olmamıza rağmen, böyle bir endişeye yol açmış olmaktan duyduğumuz üzüntüyü saygıdeğer kamuoyu ile paylaşırız.”
Source: Mesut Şahin
İmamoğlu”nun tutuklandığı hafta aldığı duyumu ilk kez açıkladı
Türkiye İstanbul”daki belediyelere yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarıyla devamında yaşanan gelişmeleri konuşmaya devam ediyor. Ekrem İmamoğlu”nun gözaltına alınıp tutuklanmasıyla siyaset sahnesi iyice hararetlendi. Ekrem İmamoğlu”nun aday olamaması durumunda CHP”nin yol haritası merak ediliyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu senaryodan DEM Parti-Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesine birçok konuda açıklama yaptı, Bakan Mehmet Şimşek”e “Mehmet Şimşek bu rezervleri bugünler için biriktirdiyse yazıklar olsun ona” diyerek sert yüklendi.
“İMAMOĞLU”NUN TUTUKLANDIĞI HAFTA BİZE DUYUM GELDİ”
Özel, İsmail Küçükkaya”nın konuğu olduğu Halk TV”de gelişmelere ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor. İşte Özel”in açıklamalarından satır başları:
Bunu ilk kez açıklıyorum. Birçok duyum alırsınız. Haftanın başında bize gelen bilgi “CHP”ye, İBB”ye, İstanbul Barosu”na kayyum” şeklindeydi. Yani İstanbul Büyükşehir”i alacaklar. Buna direnecek yapı olan CHP”yi çökertecekler. Bunu savunacak olan avukatların da barosuna kayyum atacaklar bu hafta. Zaten böyle bir tedirginlikle başladık. Dedim ki ‘Arkadaşlar burada yatın.’ Biz bu binayı o kayyıma teslim edersek Türkiye demokrasini teslim ederiz. Çünkü bu bina öyle herhangi bir bina değil.
“CUNTA” ÇIKIŞI
Cunta demem çok doğruydu. Yapılanlar bir sonraki cumhurbaşkanına darbedir, bu darbeyi yapan cuntacıdır.
İMAMOĞLU ADAY OLAMAZSA CHP NE YAPACAK?
Bizim A, B, C planımız yok. Taktiksel olarak Z’ye kadar planımız var. Biz erken seçim istediğimizi söyledik, adayımızın adaylaşmasını önlemek için her şeyi yaptılar. Bu seçim bırakırlar, siyasi yasak olmazsa Ekrem beyle Tayyip bey arasında umarım adil ve gerçek bir yarış olur, öyle yarışırlar. Ekrem İmamoğlu hapiste de olsa yasaklı da olsa kampanyamız onun üzerinden yürür.
İmamoğlu dışarıda mı? Dışarıdaysa otobüsün üstünde. Bir şehirde kampanyayı ben yaparım. Bir şehirde Ekrem İmamoğlu yapar, bir şehirde Mansur Yavaş çıkar. Kağıt üzerinde resmi adayımız olur, ama kampanyayı hep birlikte yaparız.
He içeride mi? O zaman seçim “Ekrem İmamoğlu içeride mi kalsın, dışarı mı çıksın” seçimine döner. “Otokrasi mi olsun, demokrasi mi olsun” seçimine döner. Ekrem bey içerideyse en yüksek oyu kim alacaksa o aday olur. O aday olan arkadaşımız kimse Ekrem bey geldikten sonra o arkadaşımız başka bir göreve gelir. Ekrem beyse başbakanlıksa başbakanlık, cumhurbaşkanlığıysa cumhurbaşkanlığı.
Adayın isminin önemi yok. Adayımız İmamoğlu”dur çünkü 15,5 milyon insan onu seçti.
Mansur bey ilk gün ne dediyse aynı çizgide. İmamoğlu için sandık başında aslanlar gibi oy kullandı.
(DEM Parti İmralı heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi) Bize ‘DEM Parti ile kent uzlaşısı yaptınız’ diyorlar. Siz dün başkent uzlaşısı yaptınız.
BAKAN MEHMET ŞİMŞEK”E AĞIR SÖZLER
Mehmet Şimşek sahtekar çıktı. Utanmaz adam, çıldırıyorum. “Bir gün yakmak için biriktirdik rezervleri” diyor. Seçilmiş adamı hapiste tutarsan rezervler gider. O gün bugün müydü? Mehmet Şimşek bu rezervleri bugünler için biriktirdiyse yazıklar olsun ona. Dolar fırlamasın diye Mehmet Şimşek rezerv satıyor. Bu, Türkiye”de hiçbir evraka güven olamayacağını gösteriyor.
Sen benim cumhurbaşkanı adayıma darbe yaparsan ben de sana Avrupa’yı da dünyayı da dar ederim.
Source: Hazar Gönüllü