“Legal Insights – Notable Decisions & Diplomatic Perspectives”

Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont, Cumhuriyet Ankara’ya konuk oldu: ‘Türkiye ile iç içe büyüdüm’

Türk kültürüne olan ilgisi ve Türkçeye hâkimiyetiyle dikkat çeken Fransanın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont, Cumhuriyet’in Ankara Eki’ne konuk oldu. Aynı zamanda Türkiye’de görev yapan ilk Fransız kadın büyükelçi olan Dumont, “Türkiye ile iç içe büyüdüm” diyerek kökleri Rusya’dan Türkiye’ye uzanan aile hikayesini paylaştı.TÜRKOLOG BABANIN KIZIAnkara’da bir diplomat olarak görevine başlamadan çok önce de Türkiye’nin hayatında önemli bir yer tuttuğunu belirten Dumont, Türkiye ile bağlarının çocukluğuna dayandığını anlattı. Büyükelçi, “Babam küçükken işi gereği sık sık Türkiye’ye giderdi. Gittiğinde birkaç hafta kalırdı ve geri döndüğünde bana Türkiye’den lokumlar, oyuncaklar ve eşyalar getirmesini beklerdim. Böyle bir ortamda büyüdüm” dedi. BABASI İSTANBUL’DA BÜYÜDÜBabası Türk tarihi uzmanı bir Türkolog olan Dumont, bu ilginin aile geçmişinden kaynaklandığını vurgulayarak, “Babamın Türkolog olmasının sebebi ise, kendisinin de yirmi yaşına kadar Türkiye’de büyümesinden kaynaklanıyor. Eğitimi için Fransa’ya gitti ama İstanbul’da büyüdü. Babamın Türkiye’de büyümesinin nedenine gelince, annesi 20. yüzyılın başında, 1917’de vuku bulan devrimden sonra, Rusya’dan Türkiye’ye sığınmıştı. Babaannem İstanbul’a çocukken gelip yerleşmiş. Yani kökleri Rusya’ya, daha sonra Türkiye’ye uzanan uzun bir soy ağacımız var. Bu yüzden çocukluğumdan beri Türkiye ile iç içe büyüdüm ve tabii ki Türkiye’ye pek çok kez geldim; önce çocukluğumda, sonra genç bir yetişkin olarak Türkçe dil eğitimi almak için, turistik geziler için ve son olarak da diplomat olarak dedi.KALE CİVARINI SEVİYORAnkara’yı çok sevdiğini ancak yoğun programı nedeniyle şehri yeterince gezemediğini söyleyen Dumont, Ankara’da en sevdiği bölgenin Ulus ve Ankara Kalesi çevresi olduğunu, şehrin tarihinin bu bölgeden görülebildiğini söyledi. Dumont, “Küçük eski sokaklarını ve orada varlığını sürdüren eski ticarethaneleri de seviyorum, biraz turistik olmasına rağmen şehrin tarihini gerçekten orada hissedebiliyoruz. Bence bunu en iyi o semtte hissedebiliyoruz” dedi.‘MUĞLA’DA DALIŞ BİLE YAPTIM’Dumont, Türkiye’de sadece diplomat olarak değil, bir gezgin olarak da çok yer gördüğünü belirtti: “Türkiye’yi çok gezdim. Geçmişte Türkiyenin neredeyse tüm orta ve büyük ölçekli şehirlerine gittim” diyen Dumont, Ankara’ya büyükelçi olarak atanmadan önce Samsun’dan Kars’a kadar pek çok ili ziyaret ettiğini aktardı. Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinde de bulunduğunu söyleyen Dumont “Muğla’da dalış bile yaptım” sözleriyle Türkiye’ye olan ilgisini vurguladı. Resmî görevlerle yapılan ziyaretlerin çoğu zaman kısıtlı vakitler sunduğunu hatırlatan Dumont, “Ve bu yerleri önceden görmüş olmak, turist olarak gitmiş olmak, bir hafta sonu, bir hafta geçirmiş olmak bana çok şey katıyor. Ve artık resmi görevimle oralara geri dönmek gerçekten çok hoşuma gidiyor” ifadelerini kullandı.TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine de değinen Dumont, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin altını çizdi, “Türkiye’nin ekonomik ilişkilerinin neredeyse yarısı Avrupa Birliği ile. Bu da aslında ilişkiler hakkında bir şey ifade ediyor. Bu ilişkiler, karşılıklı saygıya dayanıyor, dayanmalıdır. Bu ilişkiler ayrıca, Türkiye’nin AB üyeliğine aday olması sebebiyle bir çerçeveye dayanıyor” dedi. HUKUK VURGUSU YAPTIAB adaylığı sürecindeki taahhütlerin Türkiye’nin kendi gelişimi için önemli olduğuna dikkat çeken Dumont, “Bu taahhütlere her şeyden önce kendisi için bulunuyor. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü meselelerini kastediyorum. Bir Fransız olarak ben gerçekten şuna inanıyorum: demokrasiyi başka ülkeleri memnun etmek için inşa etmiyoruz. Demokrasiyi inşa ederiz ve onu koruruz…” diye konuştu. Fransız yatırımcılarla yaptığı görüşmelere de değinen Dumont, istikrarın yatırım açısından önemine dikkat çekti: “Fransız yatırımcıların bana söylediği şey, hukukun üstünlüğünün garanti altına alındığı bir ülkede yatırım yapmanın, bu konuda belirsizliklerin olduğu bir ülkede yatırım yapmaya nazaran daha kolay olduğu.”‘TÜRKİYE, DEMOKRASİ İLE KENDİ KALKINMASINI SAĞLAR’Türkiyenin demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini sadece dış ilişkiler için değil, kendi kalkınması için sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Dumont şöyle konuştu: “Dolayısıyla Türkiye, her şeyden önce kendisi ve vatandaşları için demokrasisini korumalıdır. Demokrasiyi korumanın her şeyden önce Türk vatandaşları için çok önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü Türkiye’nin gelişmesine olanak sağlayan, bunu sağlayacak olan demokrasidir, hem halkın hem de Türk devletinin beklentileriyle örtüşen de yine demokrasidir. AB üyeliğine aday bir ülke olarak Türkiye kendi içinde, AB’nin temsil ettiği demokratik ve hukukun üstünlüğü değerlerine katılma arzusunu taşımaktadır.”‘BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ’Avrupa kıtasının zorlu bir dönemden geçtiğini belirten Dumont, Rusya-Ukrayna savaşına atıfta bulundu ve özellikle güvenlik alanında Fransa ve Türkiye’nin iş birliğinin önemine dikkat çekti. Dumont, “Fransa ve Türkiye gibi iki büyük ülkenin, Avrupa güvenliğine en büyük katkıyı yapabilecek kapasiteye sahip ülkeler arasında olan, hatta Fransa ve Türkiye’nin, ortak noktamız olan kıtamıza daha fazla güvenlik getirmek için mutlaka birlikte çalışmaları gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Source: Doğa Öztürk


Eşini öldürüp “sadakat” indirimi almıştı! Yargıtay cezayı bozdu

Adana”nın Çukurova ilçesindeki Kurtuluş Sitesi”nde 4 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen olayda,17 yaşındaki S.N.K., evdeki gürültü seslerine uyanıp, içeriye gittiğinde annesi Hülya Güllüce”yi yerde kanlar içerisinde bulmuştu. S.N.K.”nin durumu 112 Acil Çağrı Merkezine haber vermesi üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edilmiş, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptıkları kontrolde başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden tabancayla vurulan Güllüce”nin hayatını kaybettiği belirlenmişti. Olay sonrası inşaat ustası Abdullah Kaya, cinayette kullandığı tabanca ile polise giderek teslim olup tutuklanmıştı.

ÖNCE HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ YAPILDI

Adana 4.Ağır Ceza Mahkemesi”nde yargılanan Abdullah Kaya, 22 Eylül 2022″deki karar duruşmasında önce müebbet hapis cezasına mahkum edildi, daha sonra ölenin ‘sadakat yükümlülüğünü” yerine getirmediği gerekçesiyle verilen hapis cezası haksız tahrik uygulanarak 18 yıl hapis cezasına indirildi. Mahkeme, haksız tahrik indiriminin gerekçesini, “sanık ve maktul resmen evli değilse de maktulün sanığın bir başkası ile resmi nikahla evli olduğunu bilerek olay gününe kadar yaşamaya devam etmiş olması, gayri resmi evliliklerinden bir çocuklarının dünyaya gelmiş olması, sanığın maktulün bakımını üstlenmiş olması dikkate alındığında sanıktan ayrılana kadar sanığa yönelik sadakat yükümlüğü bulunmasına rağmen bu yükümlüğe aykırı davranarak tanık Ç.D. ile ilişki yaşamasının meydana getirdiği haksız tahrik altında bu eylemi gerçekleştirmiş olması, haksız tahrikin niteliği de dikkate alınarak takdiren 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” diyerek açıkladı.

GÜLLÜCE”NİN YAKINLARINDAN İTİRAZ

Bu karara, mahkeme savcısı “sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiği”, öldürülen Hülya Güllüce”nin yakınları ise “sanık hakkında tasarlayarak kasten öldürme suçundan ceza verilmesi gerektiği ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiği” yönünde Adana Bölge Adliye Mahkemesi”ne itiraz etti.

YARGITAY KARARI BOZDU

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi”nin 25.11.2022 tarihli kararında yapılan itirazları reddetmesi ve kararı yerinde bulması üzerine dosya Yargıtay”a gönderildi. Yargıtay 1.Ceza Dairesi yaptığı inceleme sonucunda 2 Ekim 2024″te yerel Adana 4.Ağır Ceza Mahkemesi”nin sanık Abdullah Kaya”ya haksız tahrik indirimli verdiği 18 yıl hapis cezası kararını ve Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesi”nin itirazların reddi yönündeki kararını bozdu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık Abdullah Kaya”ya verilen haksız tahrik indirimli 18 yıl hapis cezasını, “Dosya kapsamına göre, maktulün sanıkla yaşadığı süre boyunca tanık beyanları ile doğrulandığı üzere resmi evlilik talebini ısrarla dile getirdiği, sanığın kabul etmemesi üzerine maktulün sanıkla son dokuz ay boyunca aynı ev içerisinde farklı odalarda yatmaya başladıkları, bu süre zarfında maktulün başka biriyle duygusal bir yakınlık kurduğu ve evlenmek istediği, bu hususu da müşterek çocukları ve sanıkla paylaştığının anlaşılması karşısında, maktulün resmi olarak eşi olmayan sanığa karşı sadakat yükümlülüğü bulunmaması ve maktulden kaynaklanan sanığa yönelen hukuk kuralları ile korunan hiçbir haksız davranış olmadığı halde sanık hakkında şartları oluşmayan haksız tahrik hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur” gerekçesiyle bozdu.

DAVA YENİDEN GÖRÜLDÜ

Yargıtay 1.Ceza Dairesi”nin bozma kararı üzerine dava dosyası Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi”ne yeniden gönderildi. Karar duruşmasına sanık Abdullah Kaya ile taraf avukatları katıldı. Duruşmayı, CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, CHP Adana Kadın Kolları Başkanı Özgürtan Çığ da izledi.

Sanık Abdullah Kaya savunmasında, dini nikahla evli olduğu Hülya Güllüce ile ayrı ayrı odalarda yattıkları iddiasının doğru olmadığını söyledi. Hülya Güllüce”nin sineklerden dolayı içeride yattığını belirten Kaya, eşinin kendisine ayrılmak istediğini söylemediğini, bu sırada başka biriyle görüşmeye devam ettiğini iddia ederek, “”Hülya ile aramız iyiydi. Ben ona her zaman ev işlerinde yardım ederdim. Kendisine hiçbir zamanda şiddet uygulamadım. Hatta kendisine çalışmamasını söylerdim. O da bana, ‘Ben namusumla çalışıyorum” derdi. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Çünkü bana ayrılmak istediğini, başkasıyla evlenmek istediğini hiçbir şekilde söylemedi. Ben bunu hak etmiyorum”” dedi.

KORKUNÇ CİNAYET

Sanık Abdullah Kaya, eşini nasıl öldürdüğünü de daha önceki duruşmada şöyle anlatmıştı:

“Eşim ev işleri ile ilgilenmiyordu. Yemeği ben yapıyordum, çamaşırları ben yıkıyordum, olay günü de sabah saatlerinde kalktım. Maktulün de uyandığını görünce yanına gittim, eliyle elimi tersleyecek şekilde itti. “Ben ekmek almaya gidiyorum sen de çayı yap” dedim. Bu arada maktulün telefonuna bir mesaj geldi, gözüm de tam iyi görmüyordu ancak mesajda “Aşkım” lafını gördüm, o an da kendimi kaybettim ve mutfakta bulunan ruhsatsız tabancayı aldım, kızıma zarar vermemek ve olayı da görmemesi için onun yattığı odanın kapısını kapatıp bağladım, daha sonra da maktule ateş ettim. Evden ayrıldıktan sonra da polis merkezine gidip teslim oldum.”

MÜEBBET HAPİS CEZASI VERİLDİ

Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalasında sanığın ‘Kasten insan öldürme” suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını ve tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme heyeti, daha önce 18 yıl hapis cezasına mahkum ettiği sanık Abdullah Kaya”yı müebbet hapis cezasına mahkum edip, tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Source: Mahmut Ekinci