Leyla Ariç

Leyla Ariç

Netflix’te geçen yıl vizyona giren enteresan bir bilimkurgu dizisi var. İsmi, Üç Cisim Problemi… Netflix kapsamında dünya çapında en çok izlenen dizilerin başında geliyor.

Aslında, Liu Cixin isminde Çinli bir yazarın ilk kez 2006 yılında yayınlanan, 2008 yılında da kitap haline getirilen romanına dayanıyor, şu anda Çin’in en popüler bilimkurgu romanı, hatta dünyanın en popüler bilimkurgu romanlarından biri diyebiliriz, Türkçe’ye de çevrildi.

Bu nefes kesici roman, Game of Thrones’un yaratıcısı Amerikalı yönetmen David Benioff tarafından, Netflix için dizi filme uyarlandı, 2024’te tüm dünyada vizyona girdi.

Kısaca özetlemek gerekirse… Mevzu Çin’de başlıyor, rejim karşıtı olduğu için hapse atılmış olan astrofizikçi bir kadın, ordu tarafından gizli bir radar üssüne gönderiliyor, hapisten çıkarılması karşılığında burada görev yapması isteniyor. Niye? Çünkü bu radar üssünde, uzaylılarla temas kurmak için çok gizli faaliyet yürütülüyor, uzaya sinyaller gönderiliyor, ama yanlış yöntemler kullanıldığı için işe yaramıyor, hiçbir cevap alınamıyor, bu işi yapsa yapsa o yapar deniyor, astrofizikçi kadın bu yüzden göreve davet ediliyor. Astrofizikçi kadın özgürlüğünün karşılığında teklifi kabul ediyor, işbaşı yapıyor, ama, devlete haber vermeden, ne yaptığını gizleyerek, kendi bulduğu yöntemle mesaj gönderiyor. Ve, evet… Başarılı oluyor, uzaylılarla temas kuruyor. Gel gör ki, aslında çok yanlış bir şey yapmış oluyor, dünyayı istila edilme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Çünkü, bu kadın astrofizikçinin temas kurduğu uzay medeniyeti, biz dünyalılardan çok çok daha gelişmiş teknolojiye sahipler, biz insanların varlığını ve koordinatları öğrenmiş oluyorlar, dünyayı istila etmek için uzay gemilerini yolluyorlar. Ama o kadar uzaktalar ki, dünyaya ulaşmaları 400 yıl sürecek! Üstelik, gemileri 400 yıl sonra dünyaya ulaştığında, bu defa biz insanlar onlardan çok daha ileri seviyede olacağız ve onları yeneceğiz, dolayısıyla dünyamızı istila edemeyecekler. İşte bu yüzden, uzaylılar zaman ve mekânın ötesinde yankılanarak, dünyadaki bilim insanlarını tek tek imha etmeye başlıyorlar, insanlığın teknolojik gelişimini durdurmaya çalışıyorlar ki, 400 yıl sonra geldiklerinde biz onlardan daha geri durumda olalım. Peki, dünya bu istila tehlikesine karşı ne yapıyor? Astrofizikçi kadından vaziyeti öğrenir öğrenmez, Birleşmiş Milletler devreye giriyor, dünyayı kurtaracak, bütün insanlığı kurtaracak üç kişi seçiliyor. Biri Çinli, savaş tarihi uzmanı, biri İngiliz, fizikçi, biri de kim biliyor musunuz? Leyla Ariç isminde bir PKK’lı! Evet, yanlış okumadınız, dünyayı kurtaracak olan üç kişiden biri, PKK/YPG’li bir kadın… Bizzat Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından tüm dünyaya tanıtılıyor, üzerinde PKK üniformasıyla, Birleşmiş Milletler genel kurul salonunda kürsüye çıkarılarak, anons ediliyor, Suriye’de Rakka’da IŞİD’e karşı başarılı harekatlar yapan, gerilla savaşı uzmanı, Kürt kadın savaşçı, Leyla Ariç olarak tanıtılıyor.

(Dizinin bahsettiğim sahnesini görebilmek için, bir numaralı fotoğrafa bakın lütfen… Birleşmiş Milletler genel kurul salonu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bizzat tanıtıyor, dünyayı kurtaracak olan üç kişiden biri, Suriye’de IŞİD’e karşı çarpışan, PKK üniformasıyla Leyla Ariç.)

AKP’nin yanlış politikaları yüzünden son yıllarda Amerikan dizilerinde ve Hollywood filmlerinde aniden “köktendinci Türk teröristler” peydah oldu. Türk kavramı, terörist olarak sunulmaya başlandı.

ABD’nin en çok izlenen istihbarat dizisi “24”e mesela, Thomas kod adını kullanan Ömer isminde bir Türk terörist monte ettiler, Türk vatandaşıydı, İzmir doğumluydu, ama Türkçe bilmiyordu, anadili Arapça’ydı. Nükleer santralı havaya uçuruyordu, ABD savunma bakanını kaçırıp, ABD başkanının uçağını düşürüyordu. Aynı dizinin senaryosuna göre, Los Angeles’ta oturan, normal bir aile gibi yaşayan, uyuyan hücre vardı, onlar da Türk’tü, elebaşları Habip diye biriydi, o da Türk’tü, Ankara’dan İstanbul’dan talimat alıyorlardı. Bu dizi beş dalda Emmy ödülü kazandı.

Libya’da ABD büyükelçisinin öldürülmesiyle alakalı film çektiler Hollywood’ta mesela, “Bingazi’nin Gizli Askerleri” ismiyle vizyona girdi. Elçilik binasını yakan teröristlerden biri Türk bayraklı tişört giyiyordu!

“Donanma İstihbarat Los Angeles” dizisinde, beyaz takkeli, Kalaşnikoflu teröristleri taşıyan gemi, Türk gemisiydi, Türk bayraklıydı, geminin ismi Hamidiye’ydi.

“Out of Reach” filminde, Polonya’daki Türk konsolosluğu terör yuvasıydı, üstüne, çocuk ticareti yapılıyordu.

“War Dogs” filminde, silah ticareti filan anlatılıyordu, Türk tankları ve bizzat Tayyip Erdoğan gösteriliyordu.

Sanırım hepsinden önemlisi, ABD eski başkanı Bill Clinton roman yazdı. Tüm dünyada bir milyondan fazla satan bu romanda “Cihadın Oğulları” diye çok tehlikeli bir terörist örgüt var. ABD’ye savaş açan bu terör örgütünün elebaşı Türkiye doğumlu, ismi Süleyman Cindoruk… Terör örgütünün elebaşı Süleyman, cumhurbaşkanımızın ismi, Cindoruk, meclis başkanımızın soyadı… Amerikan başkanı yazdı bu romanı!

Ve en son, yukarda özetledim, dünyayı kurtaracak üç kişi seçiyorlar, biri PKK’lı kadın savaşçı.

Özellikle 1 Mart 2003 tezkeresini reddettiğimizden itibaren, Amerikan dizilerinde, Amerikan filmlerinde, biz Türkleri terörist olarak gösteriyor, PKK’lıyı ise, dünyayı, insanlığı kurtaracak kahraman olarak sunuyorlar.

Şimdi diyebilirsiniz ki, yahu bu dizi film Çinli yazarın, Çin’de yayınlanmış romanından uyarlanmadı mı? Çinli yazar niye böyle bir şey yazmış?

Zurnanın zırt dediği yer burası işte…

Çinli yazar böyle bir şey yazmadı!

Romanın orijinalinde PKK’lı filan yok!

Romanın orijinalinde, dünyayı kurtaracak üç kişi seçiyorlar, biri Çinli astrofizikçi, biri nörobiyolojide Nobel kazanmış bir İngiliz bilim insanı, öbürü ise, Manuel Rey Diaz isminde, gerilla savaşı kazanmış Venezuela eski devlet başkanı… Yani, romanın orijinalinde Suriye’de savaşan PKK’lı filan yok!

Zaten romanda olması da mümkün değil, çünkü bu romanın piyasaya çıktığı tarihte, henüz Suriye iç savaşı başlamamıştı, IŞİD filan yoktu, YPG filan henüz yoktu.

E peki, dizide niye var?

E gayet net, romanı Netflix dizisine uyarlarken, şak diye monte etmişler!

Romandaki Venezuela devlet başkanını çıkarmışlar, onun yerine, Rakka’da savaşan, üniformalı kadını, YPG/PKK’lıyı monte etmişler.

Türkiye’nin korkunç yanlış politikaları yüzünden, Türkiye’nin başına işte bunlar geliyor.

Dünyayı ve dünyanın gidişatını okuyamayan sayın hükümetimiz yüzünden, Türkiye işte böyle Amerikan algı endüstrisinin “terörist figüranı” haline getiriliyor. Eşzamanlı olarak, PKK/YPG’liler dünyayı kurtaracak kahraman olarak sunuluyor.

(İki numaralı fotoğrafa bu gözle bakın lütfen… Birinci fotoğraf Amerikan dizi filminden, ikinci fotoğraf gerçek hayattan… Hayaldi gerçek oldu!)

Türkiye sınırında, Suriye topraklarında, Kamışlı’da, PKK/YPG konferansı toplandı, Türkiye tarafından kırmızı kategoride aranan teröristler katıldı, özerklik bildirisi okundu. En ön sırada… Örgüt üniformasıyla, dizi filmdeki kurgusal karakter Leyla Ariç’in gerçek hayattaki versiyonu oturuyordu!

Source: Yılmaz Özdil