“Lezzet Dünyası – Tarifler, Pazar Durumu ve Yerel Lezzetler”

İngiltere”de kredi ve banka kartı harcamaları 2024″te neredeyse hiç artmadı

Kart işlemlerini takip eden Barclays raporuna göre, temkinli tüketicilerin küçük lüksler, konserler ve seyahatler için kendilerini şımartırken gıda ve büyük bilet alımlarını azaltmaları nedeniyle İngiltere”de kredi ve banka kartı harcamaları 2024 yılında neredeyse hiç artmadı.
Barclays raporuna göre, önümüzdeki yıl da devam etmesi beklenen trendlerde, temel ihtiyaçlara yönelik harcamalar, zayıf süpermarket ve yakıt satışları nedeniyle 2024 yılında sadece yüzde 0,9 arttı. 2023 yılında harcamalar yüzde 3,9 artmıştı.
Tarihi ortalamanın üzerinde tasarruf oranı
Şimdilik, hane halkları gelir artışlarının daha fazlasını bir kenara koyuyor ve tasarruf oranını tarihi ortalamanın oldukça üzerine çıkarıyor. Barclays”e göre, İngiltere”de üketicilerin neredeyse yarısı tasarruf etmek için evde daha fazla yemek pişirdiğini söylerken, neredeyse dörtte biri de paket servis, kahve ya da kıyafet gibi ürünlere harcama yapmaktan kaçınmak anlamına gelen “harcama yapmama mücadelesine” katıldığını ya da katılmak istediğini söyledi.

Source: Dünya Gazetesi


Bugün marketler açık mı?

Yılbaşında marketlerin açık olup olmadığı 31 Aralık 2024 ve 1 Ocak 2025 tarihinde market ihtiyacını karşılamak isteyen vatandaşlar tarafından araştırılıyor. 1 Ocak 2025 Çarşamba günü resmi tatildir. BİM, A101 ve ŞOK marketin çalışma saatleri normalde aynı saatlerdedir. Peki Bugün marketler açık mı, kapalı mı? 31 Aralık-1 Ocak marketler saat kaçta açılıyor ve kaçta kapanıyor, kaça kadar açık?YILBAŞINDA MARKETLER AÇIK MI? 31 Aralık 2024 Salı günü A101, BİM, ŞOK ve Migros gibi zincir marketler normal çalışma saatlerinde hizmet vermeye devam edecek. 1 OCAK MARKETLER AÇIK MI? Yeni yılın ilk günü 1 Ocak bu sene çarşamba gününe denk geliyor. 1 Ocak ta marketlerin çalışma saatleri değişmeyecek. Migros, Carrefour, BİM, A101, ŞOK açık olacak.MARKET ÇALIŞMA SAATLERİ Çalışma Saatleri: BİM: 09.00 – 21.00 A101: 09.00 – 21.30 ŞOK: 09.00 – 21.00 Migros: 08.30/09.00 – 21.00 (AVM içindekiler 10.00 – 22.00) Ancak marketlerin çalışma saatleri, mağazanın bulunduğu konum ve AVM içinde olup olmamasına göre değişiklik gösterebilir. Resmi tatil günü olması nedeniyle bazı şubelerde açılış saatleri gecikebilir veya kapanış saatleri erken olabilir. Kimi mağazalar 1-2 saat daha geç bir saatte hizmet vermeye başlayabilir.

Source: Habertürk


Yayla Çorbası Tarifi

Yayla Çorbası Tarifi Yayla çorbası, Türk mutfağının en sevilen ve yaygın çorbalarından biridir. Yoğurt, pirinç, nane ve tereyağı gibi malzemelerin harmanlanmasıyla yapılan bu çorba, özellikle soğuk kış günlerinde iç ısıtan ve ferahlatıcı bir seçenek olarak sofralarda yer alır. Sade ve lezzetli yapısıyla, hem evdeki herkesin sevdiği hem de misafirlere ikram edilebilecek kadar şık bir çorbadır. Ayrıca, bağırsak sağlığını destekleyen probiyotik özellikleri ile oldukça faydalıdır. Yayla çorbası, özellikle Türk mutfağında bolca tüketilen yoğurdun harika bir şekilde kullanıldığı bir tarif olarak dikkat çeker. Genelde yemeklerin başında ya da ana yemeğin yanında tercih edilir. Hem kolayca hazırlayabileceğiniz hem de sağlıklı olan bu çorbanın nasıl yapıldığını detaylı bir şekilde anlatacağız. İşte malzemeler… Yayla Çorbası Malzemeleri – 1 su bardağı pirinç (yıkayıp süzülmüş) – 1 yemek kaşığı tereyağı (isteğe bağlı zeytinyağı da kullanılabilir) – 1 çay bardağı yoğurt (tercihen ev yapımı yoğurt) – 1 yumurta (orta boy) – 1 tatlı kaşığı tuz (damak zevkinize göre ayarlanabilir) – 6 su bardağı su (isteğe bağlı tavuk suyu da kullanılabilir) – 1 yemek kaşığı un (kıvam için) – 1 çay kaşığı kuru nane (aromatik lezzet için) – Yarım limon suyu (isteğe bağlı) – Karabiber ve pul biber (isteğe bağlı, baharat için) Yayla Çorbası Yapılışı Yayla çorbasının yapımı, temel olarak yoğurtlu bir karışımın pirinçle ve diğer malzemelerle birleştirilmesiyle gerçekleşir. Hem pratik hem de sağlıklı bir çorba olduğu için, özellikle günlük öğünler için ideal bir seçimdir. İşte adım adım yayla çorbası tarifi: Pirincin Haşlanması – İlk olarak, 1 su bardağı pirinci iyice yıkayın. Pirincin üzerindeki nişastanın arındığından emin olduktan sonra, 1 yemek kaşığı tereyağını geniş bir tencereye alın. – Tereyağını orta ateşte eritin ve içine pirinçleri ekleyin. Pirinçleri yaklaşık 2-3 dakika kadar tereyağında kavurun. Kavrulmuş pirinçler çorbaya daha lezzetli bir tat katar. Suyun Eklenmesi – Kavrulmuş pirinçlerin üzerine 6 su bardağı suyu ekleyin. Eğer daha zengin bir tat isterseniz, su yerine tavuk suyu kullanabilirsiniz. – Çorbanın kaynamaya başlamasını bekleyin. Kaynadıktan sonra, altını kısın ve pirinçler iyice yumuşayana kadar yaklaşık 15-20 dakika kadar pişirin. Yoğurtlu Karışımın Hazırlanması – Çorbanın yoğurtlu kısmını hazırlamak için, bir kaba 1 çay bardağı yoğurdu alın. Üzerine 1 yumurtayı kırın ve çırpın. – Yoğurtlu karışıma, 1 yemek kaşığı unu ekleyin ve tekrar çırpın. Un, çorbanın kıvamını artıracak ve yoğunlaştıracaktır. – Bu karışıma, çorbanın suyundan birkaç kaşık alıp ekleyerek ılıştırın. Yoğurdun kesilmemesi için bu adım oldukça önemlidir. Karışımın sıcaklığına dikkat edin. Yoğurt Karışımının Eklenmesi – Pirinçler piştikten sonra, hazırladığınız yoğurtlu karışımı yavaşça tencereye ekleyin. Bu aşamada, karışımı tencereye dökerken sürekli karıştırmaya özen gösterin. Böylece yoğurtun kesilmesini engellemiş olursunuz. – Karıştırdıktan sonra çorbanın kaynamasını bekleyin. Çorba kaynadıktan sonra altını iyice kısın ve birkaç dakika daha pişirmeye devam edin. Baharatların Eklenmesi – Çorbanın içerisine 1 çay kaşığı kuru naneyi, tuz ve karabiberi ekleyin. Baharatlar, yayla çorbasına hem lezzet hem de güzel bir aroma katar. Limon suyu da ekleyerek, çorbanın asidik dengesini ayarlayabilirsiniz. – Nane ve baharatları karıştırarak çorbanın tadını daha zengin hale getirebilirsiniz. Servis ve Süsleme – Yayla çorbanız hazır olduktan sonra, sıcak olarak servis edebilirsiniz. Çorbanın üzerine bir tutam kuru nane serpebilir, isteğe bağlı olarak zeytinyağlı kızarmış ekmekle birlikte sunabilirsiniz. Yayla Çorbası Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Püf Noktaları Yayla çorbası nasıl yapılır sorusu oldukça merak edilen bir sorudur. Yayla çorbası yapımında bazı püf noktalar önemlidir. Bu püf noktalar şunlardır: Yoğurdun Kesilmemesi: Yoğurdun çorbada kesilmemesi için, yoğurdu ve yumurtayı karıştırdıktan sonra, çorbanın suyundan birkaç kaşık alarak karışımın sıcaklığını dengeleyin. Ardından, yoğurt karışımını yavaşça çorbaya ekleyin ve sürekli karıştırın. Unun Kıvamı: Un, çorbanın kıvamını artırır, ancak fazla eklenmesi çorbanın yoğun olmasına neden olabilir. Tarifte belirtilen miktarı kullanmak, çorbanın ideal kıvamını yakalamanıza yardımcı olacaktır. Pirinç Pişirme Süresi: Pirinçlerin pişirme süresi önemlidir. Pirinçler iyice yumuşamadan yoğurt karışımını eklemeyin, aksi takdirde çorbanın kıvamı düzgün olmayabilir. Limon ve Nane: Limon suyu, çorbaya taze bir asidik tat katar ve yayla çorbasının lezzetini zenginleştirir. Kuru nane ise çorbaya geleneksel aromayı verir. İsteğe bağlı olarak, taze nane de kullanabilirsiniz.

Source: Habertürk


Un Kurabiyesi Tarifi

Un Kurabiyesi Tarifi Un kurabiyesi, kolay yapımı ve hafifliğiyle her zaman tercih edilebilecek bir tatlıdır. Çay saatlerinin vazgeçilmezi olan bu kurabiye, özellikle misafirlerinize ikram etmek için harika bir alternatiftir. Kıtır kıtır dokusu ve hoş aroması ile her yaşa hitap eden bu tarifi, kolayca evde yapabilirsiniz. Ayrıca, malzemelerin sade ve pratik oluşu, evdeki herkesin bu nefis kurabiyeyi yapabilmesini sağlar. İşte un kurabiyesi malzemeleri… Un Kurabiyesi Malzemeleri – 250 gram tereyağı (oda sıcaklığında) – 1 su bardağı sıvı yağ (zeytinyağı veya ayçiçek yağı tercih edilebilir) – 1 su bardağı pudra şekeri – 2 yemek kaşığı irmik (isteğe bağlı, daha gevrek bir kıvam için) – 1 paket vanilin (isteğe bağlı, tat vermesi için) – 1 paket kabartma tozu – 4-4,5 su bardağı un (hamurun kıvamına göre ayarlanabilir) – Yarım su bardağı mısır nişastası (hamurun daha gevrek olması için isteğe bağlı) Un Kurabiyesi Yapılışı Un kurabiyesi tarifi, oldukça basit adımlardan oluşur. Sadece malzemelerin karıştırılması ve yoğrulması ile hemen hazırlanabilir. İşte adım adım un kurabiyesi yapımı: Tereyağını Hazırlayın – İlk olarak, 250 gram tereyağını oda sıcaklığında yumuşatın. Tereyağının oda sıcaklığında olması, kurabiyenin daha yumuşak ve kıvamlı olmasına yardımcı olur. – Tereyağını geniş bir kaba alın. Üzerine 1 su bardağı sıvı yağı ekleyin ve karıştırın. Tereyağının sıvı yağla iyice karışması, kurabiyenin daha hafif ve pürüzsüz olmasını sağlar. Şeker ve Vanilin Ekleyin – Karışıma 1 su bardağı pudra şekerini ekleyin. Pudra şekeri, kurabiyenin tatlılığını artırırken, hamurun da daha kolay yoğrulmasını sağlar. – 1 paket vanilini de ekleyerek karıştırmaya devam edin. Vanilin, kurabiyenin hoş bir aroma kazanmasına yardımcı olacaktır. Diğer Malzemeleri Ekleyin – Şeker ve yağı karıştırdıktan sonra, 2 yemek kaşığı irmiği (isteğe bağlı) ekleyebilirsiniz. İrmik, kurabiyenin daha gevrek ve kıtır olmasına katkıda bulunur. – Ardından 1 paket kabartma tozunu ekleyin ve karıştırın. Kabartma tozu, kurabiyenin hafif ve kabarmasına yardımcı olur. Unu ve Nişastayı Ekleyin – 4 su bardağı un ile yarım su bardağı mısır nişastasını ekleyin. Önce 4 su bardağı unu koyun ve karıştırmaya başlayın. Eğer hamur yumuşak ve yapışkan olursa, un miktarını biraz daha artırarak kıvamı ayarlayın. – Hamur, ele yapışmayan ama yumuşak bir kıvamda olmalı. Nişasta, kurabiyelerin daha gevrek olmasını sağlar, bu yüzden bu malzeme opsiyonel olarak eklenebilir. Hamuru Yoğurun – Tüm malzemeleri ekledikten sonra, hamurunuzu iyice yoğurun. Hamurunuzu çok fazla yoğurmamaya dikkat edin, çünkü fazla yoğurma sonucu kurabiyeleriniz sert olabilir. – Hamur kıvamını aldıktan sonra, üzerini örtüp 15-20 dakika kadar dinlendirebilirsiniz. Bu süre, hamurun dinlenip daha kolay şekil almasına yardımcı olur. Şekil Verme ve Pişirme – Dinlendirdiğiniz hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın ve avuç içinde yuvarlayın. Hamurları yuvarladıktan sonra, üzerine bir çatal ile hafifçe bastırarak şekil verebilirsiniz. Çatal izleri, kurabiyelere güzel bir görüntü kazandıracaktır. – Kurabiyelerinizi yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin. Aralarına mesafe bırakmaya dikkat edin, çünkü pişerken biraz yayılarak büyüyeceklerdir. Fırınlama – Önceden ısıtılmış 170 derece fırında, yaklaşık 15-20 dakika kadar pişirin. Kurabiyelerinizin üzeri altın rengi alana kadar pişirmeye devam edin. Fırınınızı iyi tanıyorsanız, 15 dakika yeterli olabilir; ancak fırınınızın sıcaklığına göre süre değişebilir. – Kurabiyeler fırından çıktıktan sonra 5-10 dakika kadar soğumaya bırakın. Kurabiyeler soğudukça daha da kıtırlaşacaktır. Servis ve Sunum – Un kurabiyeniz pişti ve soğuduysa, artık servise hazır! Kurabiyeleri dilediğiniz gibi bir tabağa dizip, çayın ya da kahvenin yanına sunabilirsiniz. – İsterseniz üzerlerine pudra şekeri serpiştirerek daha şık bir sunum yapabilirsiniz. Un Kurabiyesi Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Püf Noktaları Un kurabiyesi nasıl yapılır sorusu merak edilen bir sorudur. Lezzetli bir un kurabiyesi yapmak için bazı püf noktalara dikkat etmek gerekir. Bu noktalar şunlardır: Yağların Karışımı: Tereyağı ve sıvı yağın iyice karıştırılması, hamurun yumuşak ve kıvamlı olmasını sağlar. Yağların oda sıcaklığında olması da kurabiyenin daha iyi tutmasını sağlar. Un ve Nişasta Miktarı: Un miktarı, hamurun kıvamına göre değişebilir. Hamur ne çok yumuşak ne de çok sert olmalı. Nişasta ise kurabiyelere gevreklik katar, bu yüzden isteğe bağlı ekleyebilirsiniz. Fırın Sıcaklığı: Fırın sıcaklığını iyi ayarlamak önemlidir. Eğer çok sıcak olursa, kurabiyeler hızlıca pişer ve dışı sertleşebilir. 170 derece genellikle yeterlidir. Kurabiye Şekli: Hamuru şekillendirirken, çatal ile şekil vermek kurabiyelere hoş bir doku verir. Ayrıca, hamuru çok ince yapmamaya dikkat edin, zira ince kurabiyeler kolayca yanabilir.

Source: Habertürk


Tavuk Sote Tarifi

Tavuk sote, sofralarda günlük öğünlerde sıklıkla tercih edilen bir yemektir. Hem kısa sürede hazırlanabilir olması hem de farklı malzemelerle zenginleştirilebilir yapısıyla ideal bir ana yemek alternatifi sunar. Bu yazıda, tavuk sotenin malzemelerinden yapılışına kadar tüm ayrıntıları bulacaksınız. Tavuk Sote Tarifi Tavuk sote, hızlı hazırlanabilirliği ve lezzetiyle her öğün için ideal bir seçenektir. İster sade ister çeşitli sebzelerle zenginleştirilmiş bir tarif tercih edin, tavuk sote sofralarınızda her zaman beğenilecek bir yemek olacaktır. Tavuk sote, temel olarak tavukların ve sebzelerin baharatlarla kavrulmasıyla hazırlanır. Tavukları baharatlayarak yüksek ateşte sotelenir. Soğan, sarımsak ve biberleri ekleyip yumuşayana kadar kavrulur. Salça, domates ve baharatlar ve sıcak su eklenerek pişirilir. İşte ayrıntılı tavuk sote tarifi… Tavuk Sote Malzemeleri Tavuk sote yapmak için temel malzemeler aşağıdaki gibidir. İsteğe bağlı olarak farklı sebzelerle zenginleştirilebilir. Temel Malzemeler: – 500 gram tavuk göğsü veya but (kuşbaşı doğranmış) – 2 yemek kaşığı sıvı yağ veya zeytinyağı – 1 adet büyük boy soğan – 2-3 diş sarımsak – 2 adet yeşil biber – 1 adet kırmızı kapya biber – 2 adet domates (rendelenmiş veya doğranmış) – 1 yemek kaşığı domates salçası – 1 çay bardağı sıcak su Baharatlar: – Tuz – Karabiber – Pul biber – Kekik – Kimyon (isteğe bağlı) İsteğe Bağlı Ek Malzemeler: – Mantar (100-150 gram) – Bezelye – Patates (küp küp doğranmış, önceden kızartılmış) – Taze maydanoz (servis için) Tavuk Sote Yapımı Tavuk sotenin yapılışında, birkaç basit adımı takip ederek kolayca tamamlanabilir. İşte detaylı olarak aşamalar: Tavukların Hazırlanması – Tavuk etini kuşbaşı büyüklüğünde doğrayın. – Tavukları bir kâseye alın ve üzerine biraz tuz ve karabiber ekleyerek karıştırın. Bu işlem, tavukların lezzetli olmasını sağlar. Sebzelerin Hazırlanması – Soğanı ince ince yemeklik doğrayın. – Sarımsakları küçük küçük doğrayın veya rendeleyin. – Yeşil ve kırmızı biberleri çekirdeklerinden ayırıp uzun ince dilimler halinde doğrayın. – Domatesleri rendeleyin veya küçük küpler halinde doğrayın. Tavukların Sote Edilmesi – Geniş bir tavayı orta ateşte ısıtın ve içine 2 yemek kaşığı sıvı yağ ekleyin. – Yağ kızdıktan sonra doğranmış tavukları ekleyin ve yüksek ateşte kavurmaya başlayın. – Tavuklar suyunu salıp çekene kadar sotelemeye devam edin. Bu işlem sırasında tavukların dışının hafifçe kızarmasını sağlayın. Sebzelerin Eklenmesi – Sotelenmiş tavukların üzerine doğranmış soğan ve sarımsağı ekleyin. Soğanlar şeffaflaşana kadar kavurun. – Ardından yeşil ve kırmızı biberleri ekleyin. Biberler yumuşayana kadar 3-4 dakika soteleyin. – Domates salçasını ekleyin ve karışıma iyice yedirin. Salça kokusu çıkana kadar kavurmaya devam edin. Domates ve Baharatların Eklenmesi – Rendelenmiş domatesleri tavaya ekleyin ve karıştırın. – Tuz, karabiber, pul biber, kekik ve isteğe bağlı diğer baharatları ekleyin. – Yaklaşık 1 çay bardağı sıcak suyu ilave edin ve karışımı kısık ateşte 10-15 dakika pişirin. Sunum ve Servis – Tavuk sote, suyunu hafif çekip kıvam aldığında ocaktan alın. – Üzerine taze maydanoz doğrayarak servis edebilirsiniz. Tavuk Sote Yapılışı ve Püf Noktaları Lezzetli bir tavuk sote yapabilmek için şu püf noktalarına dikkat edebilirsiniz: Tavuğun Soteleme Isısı: Tavukları yüksek ateşte kavurmak, suyunu salmadan kızarmasını sağlar. Bu, yemeğin daha lezzetli olmasına yardımcı olur. Sebzelerin Doğranması: Sebzeleri eşit boyutlarda doğrayarak pişme süresini dengede tutabilirsiniz. Domates Seçimi: Mevsiminde domates kullanmanız yemeğin lezzetini artırır. Kış aylarında domates yerine konserve domates kullanılabilir. Baharat Kullanımı: Tavuk sote baharatlarla daha lezzetli hale gelir. Kekiği son aşamada eklemek, aromasını daha yoğun hissettirir. Ek Malzemelerle Zenginleştirme: Tavuk soteyi mantar, bezelye veya patates gibi malzemelerle çeşitlendirebilirsiniz. Tavuk Sote Yanına Ne Gider? Tavuk sote, yanına çeşitli yemekler ekleyerek daha doyurucu bir menü oluşturabilirsiniz. İşte öneriler: – Pirinç Pilavı: Tavuk sotenin klasik tamamlayıcısıdır. – Bulgur Pilavı: Daha sağlıklı bir alternatif arıyorsanız tercih edebilirsiniz. – Yoğurt veya Cacık: Yemeğin lezzetini dengeleyen hafif bir eşlikçidir. – Salata: Mevsim salatası veya çoban salata ile sofranızı zenginleştirebilirsiniz.

Source: Habertürk


Botan Çayı”nda yakalandı! Görenler şoke oldu!

Batman’da, 15 yıldır balık satışı yapan Murat Basut, turna balığının Siirt te Botan Çayı’nda yakalanıp getirildiğini söyledi. resim#1208548# İHA da yer alan habere göre balığın 45 ila 50 kilo ağırlığında, 1 metre 50 santim uzunluğunda olduğunu belirten Basut, Bu tür balıklar 150-200 kilo ağırlığında olabiliyor ve kilosu şu an 400 liradan tezgahta satıyoruz. Balık tüketimini özellikle kış aylarında doktorlar tavsiye ediyor. Çünkü balık eti insan sağlık için çok faydalı dedi. Balığı görenlerin şaşkınlığı da objektife yansıdı.

Source: Habertürk


Bilecikli kadın girişimci, ürettiği şerbetleri Malezya”ya ihraç ediyor

İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümünden 2015″te mezun olan, İngiltere”deki University of Bath’da “pazarlama” alanındaki yüksek lisans eğitiminin ardından uzun yıllar ailesine ait Eskişehir”deki restoranlarda yöneticilik yapan 31 yaşındaki Sedar, Haziran 2023″te işleri büyütmek için kolları sıvadı.

Memleketi Bozüyük ilçesinde önceden yemek fabrikası olarak kullanılan işletmeyi satın alan, daha sonra burayı kardeşi Alperen Çetin”in de yardımıyla şerbet üretim tesisine çeviren Sedar, 16 aylık AR-GE sürecinin ardından 11 personeliyle ekimde üretime başladı.

Osmanlı mutfağından esinlenerek ortaya çıkardığı, şeker yerine hurma suyu kullanılan ve zencefil, zerdeçal, reyhan, demirhindi, karanfil, çeşitli yapraklar ile kişniş gibi 20″ye yakın doğal malzemeyle tatlandırılan 6 çeşit şerbetini 750 ve 250 mililitrelik cam şişelerde, ağırlıklı olarak Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerindeki zincir marketler, akaryakıt istasyonları ile şarküterilerde satışa sunan Sedar, ilk ihracatını Malezya”ya 1 ay önce yaptı.

Ürün yelpazesini genişletmek için çalışmalarına devam eden Sedar, gelecekte Avrupa, Uzak Doğu ve Orta Doğu pazarına da açılmayı planlıyor.

⁠”Üretimde kullandığımız malzemelerin tamamını burada işliyoruz”

Aybike Sedar, AA muhabirine, dünyada sağlıklı içeceklere yoğun ilgi olduğunu söyledi.

Bu kapsamda tarihten aldıkları reçeteleri güncelleyerek tüketicilerin beğenisine sunduklarını anlatan Sedar, şöyle devam etti:

“Katkısız, koruyucusuz oldukça doğal, herhangi bir renklendirici ya da aroma kullanılmayan ürünler elde ettik. Üretimde kullandığımız malzemelerin tamamını burada işliyoruz. Önce sterilizasyon yapıyoruz. Baharatları adeta çay gibi demleyerek içecekleri ortaya çıkarıyoruz. Daha sonra da el değmeden şişeliyoruz.”

Sedar, ürünlerinin pastörizasyon (besin maddelerini mikroorganizmalardan arındırmak için uygulanan ısıtma yöntemi) sayesinde 1 yıl raf ömrüne sahip olduğunu dile getirdi.

Geçen yaz “F İstanbul” ve “WorldFood” fuarlarına katıldıklarını, buralarda Malezyalı yetkililerle tanıştıklarını ifade eden Sedar, “İlk ticarete dönüşen işlem Malezya oldu. 12 ay sıcak ve Müslüman bir ülke olması ve doğal içeceklere ilgi göstermeleri pazarımızın önünü açtı. Oradaki satış ağımızı genişletmek için çalışmalara devam ediyoruz.” diye konuştu.

İçeceklerinin “modern şerbet” olarak da bilindiğini belirten Sedar, Anadolu topraklarından doğan bir dünya markası olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İğneada açıklarında hamsi bolluğu yaşanıyor

Bölgede etkili olan kar yağışının ardından İğneada açıklarında hamsi bolluğu arttı.

Hamsi bolluğunu öğrenen Balıkesir, Trabzon, Rize, Sinop, Zonguldak, İstanbul ve Samsun”dan denize açılan balıkçılar hamsi bolluğu nedeniyle rotalarını İğneada”ya çevirdi.

Karadeniz açıklarına serilen ağlardan kasalar dolusu hamsi çekiliyor

Balıkçı teknelerinde yoğun mesai yaşayan tayfalar, balık dolu kasaları limanda bekleyen kamyon ve tırlara yüklüyor.

Öte yandan limanda çok sayıda kamyon ve tır bekliyor.

“Bereketli bir sezon yaşıyoruz”

Samsunlu balıkçılardan Tolga Koç, AA muhabirine, 3 gündür İğneada açıklarında yoğun bir hamsi bolluğu yaşandığını söyledi.

Denize her ağ attıklarında tekne başına ortalama 1500 kasa balık avladıklarını ifade eden Koç, bereketli bir sezon yaşadıklarını belirtti.

Ailelerinden kilometrelerce uzakta olduklarını anlatan Koç, şunları kaydetti:

“Yeni yılımızı da evimizde çocuklarımızla geçiremeyeceğiz. Vatandaşlar “balık yesin” diye uğraşıyoruz. Hem evimize ekmek götürmeye çalışıyoruz hem de halkımız “taze balık yesin” diye uğraşıyoruz. Yaklaşık 1 haftadır buradayız, mübarek öyle bir veriyor ki bu sene, sebze de bol, balığı da bol, eti de bol. Hemen hemen her gün kayık başına 1000 ile 1500″er kasa balık tutuyoruz. Bu fiyatlara da yansıyor. Balığın ne kadar faydalı olduğunu vatandaş biliyor zaten. Balık yesinler, sağlıklı olsunlar, çocuklarımız da sağlıkla büyüsüler istiyoruz.”

Hamsinin bu sezon iri ve yağlı olduğunu dile getiren Koç, hamsinin fiyatının da düşeceğine inandığını belirtti.

Havaların soğumasıyla hamsinin yüzleri güldürdüğünü anlatan Koç, “Her zaman böyle bir hamsi de gelmez o yüzden bu fırsatı kaçırmasınlar, dolaplarını da doldurabildikleri kadar doldursunlar. Bizde kasası 1000, 1500 ve 2 bin lira bandında gidiyor.” dedi.

“Bu bolluktan sonra hamsinin fiyatı düşer

Balıkçı Süleyman Aydın da balık bolluğundan memnun olduklarını söyledi.

Balık fiyatının hızla düşmeye başladığını dile getiren Aydın, “Samsun”dan geliyoruz 3 gündür yoldayız, buradaki balık bolluğuna yetişmeye çalıştık ve rızkımızı aldık çok şükür. Denizde balık şuanda çok, Türk milleti balığa doyacak bu sene. Balık fiyatları düşmeye başladı. Balık ne kadar çok olursa vatandaş da o kadar ucuz yer. Bu bolluktan sonra hamsinin kilogramı 100 ile 150 liraya düştü. Balık ne kadar sürerse buradayız. Biz balığın peşindeyiz.” ifadelerini kullandı.

“Hamsi bolluğunu duyan balıkçı İğneada”ya geliyor”

İstanbullu balıkçı Osman Can ise hamsinin izini sürdüklerini belirtti.

Üç gündür bol miktarda balık avladıklarını dile getiren Can, Karadenizli balıkçıların büyük çoğunluğunun İğneada”ya geldiklerini bildirdi.

İğneada”ya 100″ün üzerinde balıkçı teknesinin geldiği ifade eden Can, “İnşallah devam eder balık. Herkes yararlanıyor şu an. Bandırma, Trabzon, Rize, Samsun, Sinop, Zonguldak kayıkları geliyor. Hamsi bolluğunu duyan balıkçı İğneada”ya geliyor.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Yeni yılda yenilenmenin 7 yolu

Yeni bir yıl deyince pek çoğumuzun aklına ilk olarak; yeni umutlar, yeni başlangıçlar ve tabi ki sağlıklı olmak, kendimizi yenileyip ideal kilomuza ulaşmak için kolları sıvamak geliyor. Her ne kadar yılbaşı sofrasında yağlı, tuz içeriği yüksek, şeker ve karbonhidrattan zengin yiyecek ve içeceklerde aşırıya kaçmış olsanız da yeni yılın ilk günüyle birlikte vücudunuzu yenilemek elinizde. Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Demirel Hem sağlığınız hem de ideal kilonuza ulaşmanız için yeni bir yolculuğa çıkmaya yeter ki kararlı olun. Daha önce sürdürülebilir olmayan, bu nedenle başarısızlıkla sonuçlanan bir çok diyet denemeniz olmuş olabilir. Ancak bunu düşünerek moralinizi bozmayın. Yeni yılda bazı temel noktalara dikkat etmek suretiyle hem sağlığınızı desteklemeniz hem de ideal kilonuza ulaşmanız mümkün dedi. Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Demirel, yeni yılda yenilenmenizi sağlayacak adımları sıraladı.SAĞLIKLI KAHVALTI ALIŞKANLIĞI KAZANIN 2025 in ilk gününden itibaren mutlaka kahvaltı alışkanlığı kazanın. Ancak kahvaltı derken aklınıza; poğaça, simit ve börek gibi basit karbonhidrattan zengin yiyecekler gelmesin! Aksine beyaz un ve şekerden uzak da sağlıklı, tok tutucu ve lezzetli bir kahvaltı mümkün. 1-2 dilim tam tahıllı, kepekli, çavdar, tam buğday ekmek türleri, 1-2 dilim peynir, haşlanmış yumurta veya omlet, mevsim sebzeleri ile hazırlanmış klasik protein ağırlıklı bir kahvaltı tercih edebilirsiniz. Bu şekilde yapacağınız yeterli ve dengeli bir kahvaltı güne iyi başlayıp yoğun beslenilen bir gecenin dengelenmesine yardımcı olacaktır.HAFTADA EN AZ ÜÇ GÜN MUTLAKA YÜRÜYÜN Yapılan bilimsel çalışmalar; hareketsiz bir yaşamın, sağlığın en büyük düşmanlarından biri olduğunu gösteriyor. Hem genel sağlığa faydaları açısından hem de fazla kilolardan kurtulmak için hareket olmazsa olmaz önem taşıyor. Ne kadar diyet yapıyor olursanız olun, düzenli egzersizi yaşam alışkanlıklarınız arasına katmadığınız taktirde yağ yerine kastan verecek ve fazla kilolarınızdan sağlıklı bir şekilde kurtulmanız mümkün olmayacaktır. Bu nedenle gün içerisinde mutlaka hareket etmeye, masa başı çalışıyorsanız öğle tatillerinde yemekten sonra 15 dakika da olsa yürümeye dikkat edin. Haftanın en az 3 günü mutlaka 45 dakika-1 saat tempolu yürüyün. Öğle yemeği sonrası özellikle masa başı çalışanların mutlaka 15 dakika da olsa yürüyüş yapmasında büyük fayda var.ARA ÖĞÜNLERDE DÜŞÜK ENERJİLİ BESİNLERE YER VERİN Ara öğünlerinizde sizi tok tutacak ama aynı zamanda da düşük enerjili olan besinlere yer verin. Miktarına dikkat ederek meyve, kuruyemiş, süt, yoğurt, ayran, minik sandviç, sınırsız mevsim sebzeleri tüketebilirsiniz.ÖĞLE YEMEĞİNDE SEBZEYİ İHMAL ETMEYİN Öğle yemeğinde mutlaka sebzeye yer verin. 1 tabak az yağlı sebze yemeği, salata ve yoğurtla beraber ince bir dilim esmer ekmek tüketmeniz faydalı olacaktır. Böylece karbonhidrat, protein, yağ, posa, vitamin ve mineral bakımından dengeli ve hafif bir öğün tüketmiş olursunuz.HER GÜN MUTLAKA SU İÇİN Güne mutlaka 1-2 bardak su içerek başlayın. Kış aylarında susama hissinin azalması vücudumuz için gerekli, yeterli su içmeyi engelliyor. Ancak sağlık açısından sayısız faydası ve gerekliliği bir yana, fazla kilolardan kurtulmak için de en büyük destekçilerimizden biri, günde yaklaşık 2 litre su içmek! Kilonuzu 30 ml ile çarparak içmeniz gereken su miktarını hesaplayabilirsiniz. Örneğin; 70 kg ağırlığında iseniz 70 x 30=2100 ml (Ortalama 2 lt) su tüketmelisiniz.TATLI İSTEĞİNİZİ BASKILAMAYIN Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Demirel Diyetteyim diye tatlı isteğinizi baskılamayın. Sürdürülebilir bir diyetin önemli kurallarından biri kendinizi çok katı kurallarla kısıtlamamanız. Aksi taktirde bir süre sonra, hele de birkaç kilo verince diyetten uzaklaşıp, verdiğiniz kiloları çok daha fazla şekilde geri almanız kaçınılmaz olacaktır. Hiç tatlı yememek yerine, tatlı yediğiniz gün, karbonhidrat içeren farklı bir besini tüketmeyin. Ancak tatlılardan sütlü ve meyveli olanları tercih edin çünkü; şerbetli hamur tatlıları hem vücudumuzu çok yorar hem de vücutta yağlanmaya neden olarak kilo artışına yol açar diyor.SOSYAL ORTAMLARDA YEMEĞE ÇOK AÇ GİTMEYİN Eğer akşam dışarıda sosyal bir etkinlikte yemeğe davetliyseniz yemeğe kesinlikle aç gitmeyin. Öncesinde mutlaka salata ve yoğurt gibi hafif bir öğün yapmanızda fayda var. Çünkü acıkmış olarak gideceğiniz yemek, gereğinden fazla miktarda yemenize neden olabilir.YENİ YILIN İLK GÜNÜNE ÖZEL 5 ÖNERİ * Güne mutlaka 1-2 bardak su ile başlayın. Kahvaltıyı atlamayın. Hamur işleri ve yağdan uzak; beyaz peynir, salatalık, ceviz/badem, omlet/haşlanmış yumurta ve yeşillikten oluşan hafif ve dengeli bir kahvaltı hem tokluk sürenizi artıracak hem de vücudunuzu zinde tutacaktır. * Öğle ve akşam yemeklerinde az zeytinyağı ile hazırlanmış sebze yemeği veya sossuz malzemeli (peynirli, tavuklu, etli, balıklı vb) salatalar tüketebilirsiniz.* Sebze ve miktarına dikkat ederek meyve tüketmeye özen gösterin. * Gün içerisinde mutlaka 2-2,5 litre su için. * Yeni yılın ilk günü kendinizi ne kadar yorgun hissediyor da olsanız, bir gün öncesinde yenilen çeşitli ve yoğun yemeğin enerji dengelemesini sağlamak için gün içinde mutlaka 45 dakika ile 1 saat arasında yürüyüş yapmaya çok özen gösterin.

Source: Habertürk


Şekerpare Tarifi

Şekerpare Tarifi Şekerpare, yapımı kolay, lezzetli ve şerbetli bir tatlıdır. Her yaştan kişi tarafından beğenilen bu tatlı, hem misafirlerinizi hem de ailenizi etkileyecek harika bir seçenek olacaktır. Şekerpare tarifi, malzemelerinin basitliği ve yapımının kolay olması sayesinde, tatlı krizlerinizi anında çözebilir. Misafirlerinize veya kendinize nefis bir tatlı yapmak isterseniz işte malzemeler… Şekerpare Malzemeleri Şekerpare tatlısının yapımında kullanılan malzemeler oldukça basittir ve çoğu evde bulunan ürünlerden oluşur. İşte şekerpare tarifi için gerekli malzemeler: Hamur İçin: – 2 su bardağı un – 1 su bardağı irmik – 1/2 su bardağı sıvı yağ (isteğe göre tereyağı da kullanabilirsiniz) – 1/2 su bardağı pudra şekeri – 1 adet yumurta – 1 paket kabartma tozu – Yarım paket vanilin – Bir tutam tuz Şerbet İçin: – 2 su bardağı su – 2 su bardağı toz şeker – Bir dilim limon (şerbetin kıvamını alması için) Üzeri İçin: – Badem veya fındık (isteğe bağlı, şekerparelerin üzerine koymak için) Şekerpare Yapımı Şekerpare yapımı oldukça kolaydır ve adım adım takip edildiğinde, lezzetli bir sonuç elde edebilirsiniz. İşte şekerpare tatlısının yapılışı: Şerbeti Hazırlayın Şekerpare tatlısının en önemli özelliklerinden biri, tatlının üzerine dökülen şerbetidir. Şerbetin şekerpareye tam oturması için doğru bir şekilde hazırlanması gerekir. – İlk olarak, şerbeti hazırlamak için bir tencereye 2 su bardağı suyu ve 2 su bardağı toz şekeri ekleyin. – Şekeri ve suyu karıştırarak kaynamaya bırakın. Şerbet kaynamaya başladıktan sonra yaklaşık 10 dakika kadar kısık ateşte kaynatmaya devam edin. – Şerbetin kıvamı, şekerparelere dökmeden önce biraz soğumalıdır. Şerbetin içine bir dilim limon koyarak, şerbetin şekerlenmesini engelleyebilir ve parlak olmasını sağlarsınız. Hamuru Hazırlayın Şekerpare hamuru oldukça basit bir şekilde hazırlanabilir. – Bir kaba 2 su bardağı unu, 1 su bardağı irmiği ve 1 paket kabartma tozunu ekleyin. Üzerine bir tutam tuz ve yarım paket vanilini ilave edin. Tüm kuru malzemeleri karıştırın. – Ardından, 1 adet yumurtayı ve 1/2 su bardağı sıvı yağı ekleyin. Bu karışımı parmak uçlarınızla yoğurarak, malzemeleri birbirine iyice yedirin. – Hamurunuzun kıvamı, yumuşak ve hafif ele yapışan bir kıvamda olmalıdır. Eğer hamur çok sert olursa, biraz daha sıvı yağ ekleyebilirsiniz. Şekerpareyi Şekillendirin – Hazırladığınız hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın. – Bu parçaları avuç içinde yuvarlayarak top şekli verin. Sonrasında bu topları hafifçe yuvarlak veya oval şekillerde elinizle şekillendirin. – Şekerparelerin üzerine birer tane badem veya fındık yerleştirin. Bu, tatlıya hem güzel bir görünüm hem de ekstra bir lezzet katacaktır. Şekerpareleri Pişirin: – Fırınınızı 180°C ye ısıtın. – Şekerpareleri yağlı kağıt serili fırın tepsisine aralıklı olarak dizin. Bu şekilde pişerken birbirine yapışmazlar. – Şekerpareleri önceden ısıtılmış fırında, üstleri hafifçe kızarana kadar yaklaşık 25-30 dakika pişirin. Pişen şekerparelerin üzeri altın rengini almalıdır. Şerbeti Dökün: – Şekerpareler piştikten sonra, sıcak şekerparelerin üzerine soğuyan şerbeti dökün. – Şerbeti dökerken dikkatli olun, şerbetin her bir şekerparenin üzerine eşit şekilde dağılmasına özen gösterin. – Şerbetin, şekerparelerin içine iyice çekmesi için tatlınızı 15-20 dakika dinlendirin. Şekerpare Yapımında Bazı Püf Noktalar Şekerpare tatlısının hazırlanması oldukça kolay olsa da, birkaç noktaya dikkat etmek önemlidir. İşte şekerpare yaparken göz önünde bulundurmanız gereken bazı ipuçları: – Şerbetin Soğuk Olması Gerekiyor: Şekerparelerin üzerine dökmeden önce şerbetin mutlaka soğumuş olması gerekir. Sıcak şerbet, hamurun bozulmasına ve tatlının dağılmasına sebep olabilir. – Hamurun Kıvamı: Hamurun çok sert veya çok yumuşak olmaması gerekir. Yumuşak ama ele yapışmayan bir hamur elde etmek için malzemeleri dikkatlice ölçün. – Badem veya Fındık Kullanımı: Şekerparelerin üzerine yerleştirilen badem veya fındık, tatlıya görsel açıdan şıklık katmanın yanı sıra, lezzetini de artırır. Badem, şekerpareyle mükemmel uyum sağlar. – Pişirme Süresi: Şekerparelerin pişirme süresi, fırının performansına göre değişebilir. Altın rengini alana kadar pişirmeye devam edin, fakat fazla pişirmemeye dikkat edin, çünkü şekerpareler çok kuruyabilir. Şekerpare Servisi Şekerpare tatlısı genellikle soğuduktan sonra servis edilir. Soğuyan şekerparelerin şerbeti iyice içine çeker ve daha lezzetli hale gelir. Tatlınız, çayın yanına harika bir eşlikçi olabilir ya da özel günlerde misafirlerinize ikram edilebilir. Ayrıca, tatlıyı dondurucuya koyarak, daha sonra da tüketebilirsiniz.

Source: Habertürk


Su ürünleri sektörünün yılı 2 milyar dolar ihracatla kapatması bekleniyor

Türkyılmaz, AA muhabirine, su ürünleri sektörünün 2024 yılını değerlendirerek 2025″e ilişkin hedeflerini anlattı.

Türkiye”nin bir balıkçı ülkesi olduğuna işaret eden Türkyılmaz, “Devasa bir balıkçılık filomuz var. Avladığımız ürünler, miktarlarına bakacak olursak dünya genelinde ciddi sıralamaya sahip. Diğer taraftan da balıkçı filomuzdaki uygun gemilerimiz, dünyanın dört bir tarafında avcılık yapmaya devam ediyor. Diğer ülkelerin karasularında veya diğer ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerinde de Türk balıkçı gemileri avcılık yapmaya başladı.” ifadelerini kullandı.

Türkyılmaz, bu yıl Bakanlık tarafından üretim planlaması uygulamasının başlatıldığını anımsatarak, bu kapsamda içinde hamsinin de olduğu 7 tür için düzenlemeler yaptıklarını belirtti.

Bu sezonun başlarında palamudun bol olduğunu kaydeden Türkyılmaz, böylece yaklaşık 45 bin ton palamut avcılığı yapıldığını söyledi. Türkyılmaz, bunun, son yılların en yüksek palamut avcılığı rakamı olduğuna dikkati çekti.

Türkyılmaz, av sezonunun hamsi ile devam ettiğini dile getirerek, “Şimdi hamsi avcılığına yoğunlaşmaya başlandı. Hamsinin biyolojik özellikleri gereği denizin biraz soğuması gerekiyor. Hamsi avcılığında da artış devam ediyor şu anda. Bu sene palamut bol olduğu için hamside yüksek bir rakam beklemiyoruz.” diye konuştu.

“Geçmiş yıllardan daha farklı bir kontrol mekanizmasını uygulamaya başladık”

Gelecek yıl üretim planlaması çerçevesinde adım atmaya devam edeceklerini aktaran Türkyılmaz, şunları kaydetti:

“Geçmiş yıllardan daha farklı bir kontrol mekanizmasını uygulamaya başladık. Hamsinin avcılığından ticaretinin yapılacağı son noktaya kadar çok ciddi kontrol mekanizması hayata geçirildi. Hamside bu yıl başlayan kota uygulaması, ilerleyen yıllarda daha da oturacak. Bu sene 575 bin ton olan yetiştiricilikten elde ettiğimiz üretim miktarının gelecek yıl 625 bin tona çıkmasını bekliyoruz. Geçen yıl 1,7 milyar dolar olan ihracatımızın bu yılı 2 milyar dolarla kapatmasını bekliyoruz. 2 milyar doların altında bir ihracat beklemiyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Lezita, 2025″te iç ve dış pazarda büyümeyi hedefliyor

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Lezita, uluslararası gıda markası olma vizyonuyla bu yıl da üretmeye, istihdam sağlamaya ve büyümeye devam etti. Son üç yılda 100 milyon avro değerinde yatırım gerçekleştiren şirket, 2025″te üretim kapasitesini artırmayı ve yeni pazarlara açılmayı hedefliyor. Şirket, bu hedef doğrultusunda farklı ülkelerdeki satışlar için ilgili pazarın gereksinim ve tüketim trendlerine göre ürün ve satış aksiyonları geliştiriyor. Doğrudan 3 bin 500, dolaylı olarak 10 bin kişiye istihdam sağlayan şirket, iletişime önem veriyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Lezita Genel Müdürü Mesut Ergül, iş stratejilerinin temelinde gelecek yılda da yatırımların yer alacağını belirterek, deprem nedeniyle ara verdikleri Kahramanmaraş yatırımına devam ettiklerini aktardı. İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerine daha yakın olacakları yeni tesislerinin, Ortadoğu”ya olan yakınlığıyla da ihracatlarını artıracağına dikkati çeken Ergül, “Bu tesis sayesinde üretim kapasitemizi iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Damızlık, kuluçkahane ve yem fabrikasını da içeren bu yatırımla hedefimiz beyaz et sektöründe liderlik. Yeni yatırımlarımızla piliç eti üretimi, ileri işlem üretimi, tedarik zinciri, satış, pazarlama ve müşteri hizmetleri alanlarında daha da güçleneceğiz.” ifadelerini kullandı. Ergül, yenilikçi ürünlerini, yaklaşık 70 ülkede tüketiciyle buluşturduklarını kaydederek, “Lezita, yurt dışında da tercih edilen markalar arasında yer alıyor. Hedef pazarlarımıza yönelik kampanyalarla Lezita”yı uluslararası platformlarda daha geniş kitlelere tanıtma stratejisi izliyoruz. Müşterilerimizden gelen geri bildirimlere ve fuar katılımlarına büyük önem veriyoruz.” açıklamasını yaptı. İhracat yaptıkları ülkelere sürekli yenilerini eklediklerine işaret eden Ergül, gelecek yılda da mevcut pazarlarına yenilerini ekleyerek, ihracat hacimlerini artırmayı planladıklarını vurguladı. Ergül, dünya genelindeki yeni trendleri ve tüketici ihtiyaçlarını yakından takip ettiklerini kaydederek, “Demografik yapıyı analiz ederek, bu doğrultuda aksiyon alıyoruz. “Hayatın Lezzeti” mottomuzla hayatın tüm renklerini ürünlerimize taşıyoruz. Yenilikçi ürünlerimizi rafta fark yaratacak uygulamalarla geniş kitlelere ulaştırıyoruz. İlkini İzmir”de, ikincisini Ankara”da açtığımız konsept mağazalarımız, tüketicilerimizle bire bir bağ kurma fırsatları sunuyor.” değerlendirmesinde bulundu. Hedeflerinin, konsept mağazalarını Türkiye”ye yaymak olduğunu aktaran Ergül, “Gelecek yıl marka iletişimine yönelik çalışmalar yapacağız. Uluslararası gıda markası olma hedefimiz doğrultusunda, Lezita”nın bilinirliğini ve tüketiciye erişimi artırmak için pazarlama kampanyaları hayata geçireceğiz. Mottomuzdan aldığımız ilhamla yenilikçi ve lezzetli ürünlerimizin daha fazla kesim tarafından tanınmasına yönelik çalışmalara devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Source: Internet Haber