“Lezzet Gündemi – İftar Sofralarından Tavuk Döner Alarmına”

Şehirlerimizi sanki ihmal ediyoruz

Yakın zamana kadar bu tatiller denizden de istifade edilebilecek mevsimlere denk geliyordu.Buna rağmen insanlarımız sahil beldelerine akın ettiler.Ancak, “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” deyiminde olduğu gibi soğuk ve yağışlı bir hava hiç yakamızı bırakmadı.Esasında tatilin kötüsü yoktur, hepimize iyi gelir.Toplumun büyük çoğunluğunun tatil harcaması yapabilecek gücü olmadığı aşikâr.Ama evde de kalınsa, İzmir ve Ege, yakın çevremiz dahilinde pek çok hafifletici hoşluklara imkân sağlıyor.Dikili, Çandarlı, Ayvalık, Selçuk, Kuşadası, Gümüldür, Ürkmez, Urla, Çeşme, Alaçatı, Balıklıova, Mordoğan, Karaburun, Kemalpaşa, Bergama, Ödemiş, Tire ve daha pek çok yer 1,5 saatlik dairenin içinde, ulaşılabilir uzaklıkta.Trenden, otobüse bu yerlerin çoğuna toplu ulaşımla da gidilebilir.Hani bir cumartesi Ödemiş pazarına gitmek, bir Ödemiş köftesi ile hesaplı bir şekilde günü geçirmek hayat rengini bir günlüğüne de olsa değiştirmez mi?Koçarlı ya da Yenipazar’da, Şafak ve Sümer Pide vesile kılınarak, zihinler dağıtılamaz mı?Cunda’da Ayvalık tostunu sınırlı bütçeler bile tolere edemez mi?Hadi bunlardan vazgeçtik, şehir içinde Kemeraltı’nın o büyüleyici karmaşası, nasıl da insanı rahatlatır.Karşıyaka sahilinde yürüyüş yapmak, Bostanlı pazarının renkli hengamesinde kaybolmak çok mu zordur?Tamam, hayat pahalılığı bir realite.Ancak “tembellik ve meraksızlığımız mazeretlerimizin gizli sebebidir.”Böyle bakınca kendi yöremizde, mahallemizde, şehrimizde… İhmal ettiğimiz onlarca güzellik var.Ama nedense “gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüz” muamelesine tabi tutarız.“Komşunun tavuğu” misali nedense haldır haldır kendimizi uzaklara atmaya çalışırız. *** Lipsos ve Akbıyık İZMİR lezzet dünyasından birkaç öneri paylaşmak isterim.Çoğu kişinin Karaburun kasabasından da öte Yeni Liman mevkinde Ata’nın yeri, Lipsos’a yolu düşmemiştir.Bir münzevi adamın, şahane bir deniz kıyısında, pansiyonu ve restoranı ile yarattığı bir gizli cennettir Lipsos.Ermeni, Rum ve unutulmuş Anadolu lezzetleri ve deniz ürünleriyle Ata Bey’in kişiliğinden gelen Sosyalist atmosferde, bir “kayıp ülke” mutluluğu yaşanır.Diğer bir mekân da her gidişimizde hayranlığımızı katmerleştirdiğimiz Çamdibi’nde Akbıyık Lokantası’dır.Çamdibi, bilenler bilir, bir Boşnak Cumhuriyetidir.Akbıyık’ta o kültürün insanlarının sıcaklığını hissedersiniz.Akbıyık, etin her türü üzerinden size bir lezzet senfonisi sunar.İçki yoktur ama mesela “üzüm şırası” vardır.Toplumun her kesimini kucaklayıcı bir mekandır.Daha onlarca lezzet vahamız var.Yeri geldikçe anlatmaya devam edeceğiz.

Source: Sıtkı Şükürer


İlkbaharın meyve ve sebzeleriyle yenilenin

İlkbahar, vücudumuzun da kendini yeniden inşa ettiği bir dönemdir. Çünkü baharın taze meyve ve sebzeleri, sağlıklı bir yaşam sürdürmek için birçok fırsat sunar. Cildimizden bağışıklık sistemimize, sindirim sağlığımızdan zihinsel huzurumuza kadar pek çok alanda fayda sağlar. Eğer siz de bu günlerde sabahları uyanmakta zorlanıyor, kendinizi sürekli yorgun, halsiz ve mutsuz hissediyorsanız, o zaman ilkbaharın doğal eczanesinden yararlanmayı denemelisiniz. Çünkü baharın sunduğu antioksidan zengini besinlerle yapılan yiyecekler, içecekler ve detoks kürleri, vücudunuzu toksinlerden arındırarak, yaz aylarına çok daha mutlu, enerjik ve zinde girmenize yardımcı olur.BOL BOL VİTAMİN VE MİNERALHavaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı ilkbahar aylarında market reyonları da renklenmeye ve değişmeye başladı. Tezgâhlarda artık pek çok sağlıklı meyve ve sebze sergileniyor. Örneğin; nisan ayında taze taze tüketilmeye başlanan marul, sofralarda yerini almaya başladı. İçerisinde bol miktarda protein, karbonhidrat, kalsiyum, sodyum, potasyum, B1, B2 ve B6 vitaminleri bulunan semizotunun da zamanı geldi. Domates ve salatalık neredeyse her mevsim evlerimize girer hale geldiyse de doğru zamanlarının mayısta başladığını ve ağustosa kadar devam ettiğini hatırlamakta fayda var. Ayrıca C vitamini bakımından zengin olan çilek ve kivi, en lezzetli halleriyle pazarda yerini aldı. Nisanda hasadı yapılan kırmızı soğanın ise faydaları saymakla bitmiyor. Yaza kadar bolca bulunabilen kırmızı soğanı, salatalarınıza çiğ olarak kullanmayı ihmal etmeyin. Tropik bir meyve olsa da yaygın şekilde bulunabilen ananas da temmuza kadar taze taze sofralarınıza eşlik edecek.SİNDİRİM SİSTEMİ VE BAĞIRSAK SAĞLIĞIİlkbahar sebze ve meyveleri lif bakımından zengin olduğu için sindirim sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Özellikle enginar ve kabak gibi sebzeler, sindirimi düzenler, bağırsak florasını dengeler ve kabızlık gibi sindirim sorunlarını önler. Ayrıca, taze meyveler de doğal şekerleri ve su içerikleriyle sindirimi kolaylaştırır. Bir diğer sağlık deposu bahar sebzesi olan bezelye de vitamin-mineral açısından oldukça zengindir. İçeriğinde yüksek oranda lif bulunan ve leziz tadıyla birçok yemeğin ana malzemesi olan patlıcan da mayıs ve haziran ayı boyunca tezgâhlarda yerini alacak. Vitamin, mineral ve protein bakımından çok zengin bir içeriğe sahip olan bakla zamanı da geldi. Baklanın mevsimi oldukça kısadır. Kurutulmuş iç bakla, yıl boyunca yemeklerde kullanılabiliyor. Ancak tazesi için ilkbahar aylarını kaçırmamanızı öneririm. Sıcak havaların müjdecileri yeşil erik ve çilek de artık gün yüzüne çıktı. Nisan ve mayıs aylarının en sevilen meyvelerinden olan bu ikilinin faydaları ise saymakla bitmiyor. Bu nedenle mümkün olduğunca mevsiminde bu lezzetli meyveleri tüketmeye çalışın.DETOKS ETKİSİ VE VÜCUT TEMİZLİĞİKış aylarında vücutta biriken toksinlerden arınmak, sağlıklı bir yaşam sürmek için son derece önemlidir. Doğanın tüm ihtişamıyla kendini yenilediği bu günlerde, enerjinizi yükseltmek ve daha da önemlisi maruz kaldığınız toksik yükünüzü azaltmak için harekete geçmenizi öneririm. Çünkü vücudunuzu yormayan detoks kürleriyle toksinlerinizden arınabilirsiniz. Ayrıca ilkbahar meyve ve sebzeleri, detoks etkisi yaratan besinlerle doludur. Örneğin; enginar ve kuşkonmaz gibi sebzeler, karaciğeri temizlemeye yardımcı olur ve vücudun toksinleri atmasına destek olur. Salatalık gibi su içeriği yüksek meyveler, vücudun su dengesini sağlamak ve toksinleri dışarı atmak için mükemmel seçeneklerdir.TOKSİN DÜŞMANI DETOKS KÜRLERİÖncelikle detokslar, kontrollü ve bilinçli yapılmadıkları zaman vücut dengesinin ve sisteminin bozulmasına neden olabilir. Özellikle altta yatan ciddi bir hastalığınız varsa, düzenli ilaç kullanıyorsanız ve hamileyseniz kesinlikle detoks yapmayın ve bu tarz kürler uygulamadan önce mutlaka doktorunuza danışın. ‘Detoks uygulamalarından başarılı bir sonuç elde etmek için neler yapılmalıdır?’ konusuyla ilgili ayrıntılı bilgiler için daha önce kaleme aldığım yazıları da okumanızı öneririm. Gelelim, evde yapabileceğiniz basit detoks tariflerine…KIRMIZI RENKLİ DETOKSMalzemeler:-1/3 su bardağı mor lahana-1 kırmızı havuç-Yarım kırmızı elma-Küçük bir parça zencefil-Biraz tarçın-Biraz alkali su-Yarım çay bardağı limonYapılışı:Tüm malzemeleri katı meyve sıkacağında koyun ve sıkın. Elde ettiğiniz posayı atmayın ve detoks suyunun içine ekleyin. Akşamları sadece bunu içebilirsiniz. Posa, sizi hem tok tutacaktır hem de karışımı daha sağlıklı hale getirecektir.TATLI MEYVELERDEN OLUŞAN DETOKS SUYUMalzemeler:-1 su bardağı çilek ve kuşkonmaz (Mor erik, mor üzüm veya böğürtlen de kullanabilirsiniz.)-2 muz-Bir bardak badem veya fındık sütü-2 çay kaşığı tarçın-1 çay kaşığı bal-İsteğe bağlı 1 su bardağı ıspanak da kullanabilirsiniz.Yapılışı:Tüm malzemeleri meyve sıkacağına koyun ve sıkın. Detoks suyunuz hazır.

Source: Buğra Adil Buyrukcu


AKP”li belediyenin iftar yemeklerini verdiği firma vatandaşa eşek eti yedirmiş

Tarım ve Orman Bakanlığı”nın yayınladığı “Sağlığa Zararlı Gıdalar” listesi güncellenmeye devam ediyor. Gaziantep”te faaliyet yürüten bir “catering” firmasının ürünlerinde “eşek eti” kullandığı tespit edilirken, firmaya geçmişte verilen ihaleler vatandaşta büyük bir paniğe neden oldu. EŞEK ETİ SATAN FİRMA “İFTAR YEMEKLERİ” HAZIRLAMIŞ Söz konusu firmanın geçmişte birçok kez çeşitli belediye ve devlet kurumlarından ihaleler aldığı öğrenilirken, bu ihalelerin en dikkat çekeni ise 6 Şubat 2023 tarihli işlem oldu.

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketlerinin yaşandığı gün çok sayıda belediye “mücbir sebep” ile ihaleleri ertelerken, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi yaşanan deprem felaketine rağmen ihale sürecine devam etmiş ve Merve Global Temizlik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret isimli şirket ile 5 milyon 500 bin TL’lik anlaşma yapmıştı. İhalenin belediye tarafından düzenlenecek “iftar” yemekleri için verildiği ortaya çıkarken, söz konusu ihaleyi kazanan “Merve Catering” adlı firma hakkında şoke edici bir gelişme yaşandı. Tarım ve Orman Bakanlığı”nın 10 Nisan 2025 tarihli listesinde söz konusu firmanın kullandığı “kıyma” etinde “tek tırnaklı eti” tespit edildi.

TEK TIRNAKLI ETİ NEDİR?İslam’a göre, bir hayvanın etinin helal (yenilebilir) olabilmesi için belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir. Kur”an”da belirtilen bu şartlar arasında hayvanın çift tırnaklı olması ve geviş getirmesi yer alır. Tek tırnaklı hayvanlar (at, eşek, zebra gibi) bu şartları karşılamadığı için İslam’da etlerinin yenmesi haram kabul edilir. Özellikle eşek eti, Hz. Muhammed tarafından yasaklanmış ve Müslümanlar arasında haram olarak kabul edilmiştir.

Tek tırnaklı hayvanlar

Source: Derleyen: Mustafa Balcı


Tavuk döner alarmı: Baskınlar sürüyor

Zehirlenmelerin arttığı son günlerde uzmanlar pişmiş etin üzerine çit et takviyesiyle oluşan salmonella tehlikesine dikkat çekiyor.Bazı dönercilerin sosyal medyada gıda kurallarını ihlal eden görüntüleri tepki çekerken tüm yurtta eş zamanlı denetimler gerçekleşti.Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı”nın talimatları doğrultusunda Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Gıda Kontrol görevlileri tarafından “Türk Gıda Kodeksi Et, Hazırlanmış Et Karışımları ve Et Ürünleri Tebliği” çerçevesinde tüm ülkede olduğu gibi eş zamanlı denetim yapıldı.Yapılan denetimlerde özelikle gıda da izlenebilirlik ve ürünlerin muhafaza şartlarına önem verildi.İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, toplu tüketim yerlerine yönelik denetimlerin aralıksız devam edeceği belirtilerek, “Tüketicilerin gıda konusunda karşılaştıkları tüm sorun ve şikâyetlerini Tarım ve Orman Bakanlığımızın Alo 174 Gıda Hattı”na iletebilirler.” denildi.

Source: Mehmet Küçükkahveci


Ekrem İmamoğlu”ndan “Kent Lokantası” paylaşımı: “Yenileri açılacak”

İBB Başkanı ve CHPnin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Kent Lokantalarıyla ilgili bir paylaşımda bulundu.YENİLERİ AÇILACAKİmamoğlu, söz konusu paylaşımında şu ifadeleri kullandı:İBB yoksulun, emeklinin, emekçinin yanında. Kent Lokantaları 40 TL’ye sağlıklı ve lezzetli 4 çeşit yemek sunmaya devam ediyor. Yenileri açılacak.

Source: Haber Merkezi


Ünlü zincir markette kıyma skandalı! O görüntü sosyal medyayı ikiye böldü

Ünlü bir zincir marketin şubesinden alınan kıyma, sosyal medyada gündem oldu. Gaziantep “te yaşayan bir vatandaş, marketten aldığı kıymanın dış yüzeyinin canlı ve kırmızı olduğunu, kıymayı ikiye böldüğünde ise iç kısmının çürük göründüğünü ve kötü koktuğunu fark etti. “KÖTÜ KOKTUĞUNU FARK ETTİM” O anları sosyal medyadan paylaşan vatandaşın gönderisi, Instagram”daki “Denetle” hesabında tartışmalara neden oldu. Kıymayı alan vatandaş, görüntüyle ilgili “Kıymanın dışı canlı ve kırmızı görünüyordu. Eve gelip ortadan ayırdığımda içinin çürük olduğunu ve kötü koktuğunu fark ettim” ifadelerini kullandı. VATANDAŞI İKİYE BÖLDÜ Görüntüler sosyal medyada kısa sürede yayılarak büyük tepki toplarken, paylaşımın altındaki yorumlarda ise vatandaşlar adeta ikiye bölündü. Bu görüntünün normal olduğunu söyleyenler çoğunlukta olurken, takipçiler sebebini de açıkladı. Bazı vatandaşlar ise et ürünlerinin marketlerden değil de kasaptan alınması gerektiğini savundu. Paylaşımın altındaki bazı yorumlar şöyle: “Eve gelince bir süre dolapta durunca böyle olur.” “Kıymada cidden bir sorun yok, hiç mi karşılaşmadınız? Bunu bilmek için gıda mühendisi olmaya gerek yok.” “Hayatınızda ilk defa kıyma görmüş gibi davranmayın. Donmuş ve çözülmüş kıyma bu şekilde olur.” “Ülke ne hale geldi hiç kimseye güvenemiyoruz.” “Marketten kıyma mı alınır ya ne eti olduğu belli değil. Gidin sağlam bir kasaptan alın.” “Normal diyen herkese afiyet olsun. Adam kokuyor yazmış hala rengini tartışıyorlar.” “Hava sirkülasyonu olmadığı için bu şekilde kararma meydana geliyor. Kasaptan alın bir saat bekleyin içi siyahlar dışı kıpkırmızıdır.” Öte yandan marketten ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi.

Source: Sinem Eryılmaz


Baharın gelişi meraları şenlendirdi! Görüntülere bakan bir daha baktı

Bu yıl kışı sert yaşayan Hakkari”de kar ve soğuk yerini güneşe bıraktı. Meralar yeşerdi, besiciler hayvanlarını doğaya salmaya başladı. Kışın ağıllarda ot ve samanla besledikleri hayvanlarını meralara çıkaran besiciler, bu yıl dünyaya gelen kuzu ve oğlakları da doğayla buluşturdu. Doğa şartlarına uyum sağlamaları ve taze otla beslenmeleri için ilk kez meralara salınan kuzu ve oğlaklar, çocukların neşe kaynağı oldu. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan ailelerine yardımcı olan çocuklar, meralarda otlatılan kuzu ve oğlaklarla eğlenceli vakit geçirdi. Durankaya beldesindeki Yeni Mahalle”de 15 yıldır besicilik yapan Adnan Üzüm, kışın çok zorluk çektiklerini söyledi. MERALAR KUZU SESLERİYLE ŞENLENDİ Hayvanlarına yaklaşık 5 aydır ağılda baktığını, bunun da maliyetli olduğunu belirten Üzüm, şunları kaydetti: “Hava ısındı. Hayvanları meralara saldık. Kuzularımız, şubat ve mart aylarında doğdu. Onları da yavaş yavaş meralara çıkarıyoruz. Meralarımız kuzu sesleriyle şenlendi. Çok güzel oluyor. Kışın kuzuların bakımı çok zor. Hayvanlarla doğada olmak güzel bir şey. Çok sevimliler. Çocuklar da kuzu ve oğlaklarla ilgileniyor. Onların neşe kaynağı haline geliyorlar” Geçim kaynakları hayvancılık olan Emine Üzüm ise, “Burada soğuk hava ve kar fazla oluyor. Buranın kışı yaklaşık 6 ay sürüyor. İlkbahar çok güzel bir mevsim. Biz de hayvanlarımızı çıkardığımız için mutluyuz. Hayvanlar iki hafta sonra başka bölgelere götürülecek. Kuzuların bakımı zahmetli ama onların sevimli halleriyle moral buluyoruz” dedi.

Source: Çağla Çağlar


“En iyi kıyma yemeği” seçilen Tire şiş köfte lezzetini odun ateşi ve tereyağından alıyor

İzmir”in Tire ilçesine özgü lezzetlerden olan köfte, beğeni topluyor. Geçmişi 1900″lü yıllara kadar uzanan köfte, 2021 yılında coğrafi işaretle tescillendi.

Gastronomi dünyasının önemli kaynaklarından “TasteAtlas”ın geçen ay duyurduğu listesinde ilk sırada bulunan şiş köfte, en fazla yüzde 20 yağ oranına sahip dana ya da sığır etinden hazırlanıyor.

Etler yağ, zar ve sinirden arındırıldıktan sonra tuzlanıp dinlendiriliyor. Kıymaya dönüştürülen et, şişlere dizilerek odun ateşinde ön pişirme işleminden geçiriliyor. Tütsülenen köfteler, bakır tavada tereyağı ile sade, domatesli ya da yoğurtlu olarak servis ediliyor.

“Katkı maddesi kullanmıyoruz”

Tire”de 41 yıldır aynı işletmede köftecilik yapan 76 yaşındaki köfte ustası Şükrü Öztepe, AA muhabirine ailede ikinci kuşak köfteci olduğunu söyledi.

Babasının 1932 yılında ilk dükkanlarını açtığını, kendisinin de 62 yıl önce 1963 yılında babasının yanında çalışmaya başladığını anlatan Öztepe, “Tire şiş köftenin özelliği, etin pirzola kısmından yapılması. Katkı maddesi kullanmıyoruz. Etin, yağını, sinirini ayırıyoruz. Dinlenmiş kıymayı şişe taktıktan sonra odun ateşinde ön pişirme işleminden geçiriyoruz. Ardından bakır tavalarda tereyağı ile isteğe göre sade, domates soslu ya da yoğurtlu olarak servis ediyoruz.” diye konuştu.

Öztepe, geleneksel yöntemle yapılan yemeğin lezzetinin korunmasının en büyük öncelikleri olduğunu sözlerine ekledi.

İlçe sakinlerinden Hikmet Kaykılı, köfteyi yıllardır severek tükettiklerini kaydederek, “Bizim için vazgeçilmez bir lezzet. Katkı malzemesi olmaması, tereyağı ile pişirilmesi tadını artırıyor.” dedi.

Ayşe Kaykılı ise çocukluklarından bu yana köfte yediklerini dile getirerek, “Damak tadı çocuklukta oluşur derler, sanırım biz de onun için bu lezzeti çok seviyoruz. Tire şiş köfte, zaten bizim bir numaramız.” diye konuştu.

“Gurur verici bir durum”

Tire Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Bahaettin Oktav da ilçenin tarım ve sanayisinin yanı sıra gastronomisiyle de öne çıktığını ifade etti.

Köftenin sıcak tüketilebildiği gibi önceden pişirilmiş şekilde paketlenerek de satıldığını, Türkiye”nin dört bir yanına gönderildiğini anlatan Oktav, “TasteAtlas”ta birinci olmamız gurur verici bir durum.” dedi.

Oktav, coğrafi işaretli köftenin süpermarketlerde de satışta olduğunu belirterek, “Bu lezzeti, insanlarımız evlerinde güvenle tüketebilirler. Tire şiş köftenin lezzetine yerinde ulaşmak isteyenleri, gurmeleri Tire”ye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Dünyanın en uzun yaşayan ailesi her gün bu çorbayı içiyor

Dünyanın en uzun yaşayan ailesinin her gün tükettiği bu çorba tarifi, İtalya”nın büyük adalarından biri olan Sardunya kökenli. Bölge, 100 yaşını aşan sakinleriyle dünya çapında ün kazanmış durumda. Uzun ömürleriyle dikkat çeken bu insanların yaşam biçimi ve beslenme alışkanlıkları, “Blue Zones” (Mavi Bölgeler) kavramını geliştiren uzun ömür araştırmacısı Dan Buettner tarafından incelendi.

BU ÇORBAYI HER GÜN İÇİYORLAR

Söz konusu çorba; sebzeli bir İtalyan tarifi olan “minestrone” çorbası… Her aile tarifi biraz farklı işlese de içerik temelde; bol miktarda sebze, lif, vitamin ve mineral yönünden zengin içerikler, bitkisel proteinler ve düşük doymuş yağ oranından oluşuyor.

Araştırmalara göre düzenli olarak bitki bazlı besinler tüketmek kalp sağlığını koruyor, kolesterolü düşürüyor ve bağırsak florasını iyileştiriyor. Bu da uzun vadede obezite, diyabet ve kronik hastalık risklerini azaltarak yaşam süresini uzatabiliyor.

SAĞLIK DOLU, DOYURUCU VE EKONOMİK TARİF

Özellikle İngiltere ve ABD”de popüler TikTok sayfası PlantYou, yazar Carleigh Bodrug”un tarifini paylaştı: Olive Garden usulü Minestrone. Sebzelerle dolu bu doyurucu çorba aynı zamanda büyük aile yemekleri veya önceden hazırlayıp saklamak isteyenler için ideal.

Tarifte yer alan temel sebzeler ise şöyle:

Patates,Havuz,Kereviz,Soğan,Kabak.

İsteğe göre fasulye, ıspanak, bezelye, domates ya da makarna da eklenebiliyor. Tarif; tamamen kişisel damak zevkine göre uyarlanabiliyor.

UZUN YAŞAMIN SIRRI BU TABAKTA OLABİLİR

Her gün büyük bir tabak minestrone içen Sardunyalı ailelerin ortak özelliği sadece genetik değil, beslenme düzenleri ve yaşam biçimlerinde de saklı. Daha az et, daha fazla sebze ve sade yaşam üçlüsü, sağlık dolu bir ömrün anahtarı olabilir…

Source: Derleyen: Mustafa Balcı


Konya”da 25 yıldan beri su değirmeni işleten vatandaş, bölgesinde mesleğin son temsilcisi

Değirmencilik mesleğinin artık unutulmaya yüz tuttuğunu belirten Ömer Kök (50), bu işin sezonluk olarak yapıldığını, yalnızca bahar aylarında su seviyesinin yeterli olduğu dönemlerde un öğüttüklerini ifade etti. Diğer zamanlarda ise ilçede farklı işlerde çalıştığını anlatan Kök, eşi Nurkadın Kök”e (50) de değirmeni çalıştırmayı öğrettiğini ve artık işin büyük kısmını onun yürüttüğünü belirtti. Kök, değirmende öğüttükleri buğdayların yerli köy buğdayı olduğunu ve esmer un elde ettiklerini anlattı. Ömer Kök, buğday öğütmeden önce değirmene gelen su kanallarının kapaklarını ayarlayarak suyun değirmene gelmesini sağlıyor. Suyun akışı tamam olduktan sonra hazırlıklar yapılıyor, çuvallardaki buğday kazana dökülerek değirmen çalıştırılıyor. Değirmen taşı hızlı bir şekilde dönmeye başlarken, buğdayın taş içerisine akış hızı ayarlanıyor. Değirmenden elde edilen esmer un ise çuvala dolmaya başlıyor. Bozkır”ın son su değirmeni, teknolojinin gelişmesiyle birlikte kaybolmaya yüz tutan geleneksel mesleklerden birini temsil ediyor. Ömer Kök ve eşi, bu kültür mirasını yaşatmaya çalışırken, gelecek nesillere aktaracak bir çırak bekliyor. Bozkır ilçesine bağlı Çağlayan Mahallesi”nde ikamet eden ve değirmeni işleten işletme sahibi Ömer Kök, Eşimle beraber bu değirmeni işletiyoruz. Eşim iki çocuk annesi. 150 yıllık tarihi değirmen bu. Değirmen 25 yıldır bende. Şu anda en son ustası olarak ben kaldım. Bu su değirmeninin elektrikle kesinlikle hiçbir alakası yok, doğal yöntemlerle üretiliyor. Kepekli un doğal, anam babam ata buğdayları var. O buğdaylardan kepekli un yapıyoruz. Benim bazı harici işlerim olduğundan dolayı eşimle beraber çalışıyoruz. Eşim öğrendi işi ve artık bütün yük eşim üzerinde şu anda. Bu buğdaylarımız mesela kepekli un olarak geçiyor. Bunun içine şu gördüğünüz kazana öğütürken içine normal kaya tuzu atıyoruz. Kaya tuzu onu koruyor. Mesela ömrü 3 ay 5 ay ise bir çuval, onu kaya tuzuyla koruduğumuz zaman bunu bir yıla kadar çıkarıyor. Kaya tuzu doğal, buğdayımız doğal, unun kendisi kepekli. Burası Çağlayan Mahallesi, eski ismiyle Çat. Burada, bizim çocukluğumuzda artık biz tam olarak ben hatırlamıyorum 7-8 tane değirmen vardı ve buradan Dere kasabasına kadar bu değirmen sayısı 10-15″e kadar çıkıyordu. Şimdi bu değirmenlerden sadece su değirmeni olarak tarihi olarak burası kaldı. Evet, eskisi gibi tahin değirmenlerimiz var, onlar hala faaliyette, suyla dönüyor. Onlarda da elektriksiz ve doğal tahin üretiliyor. Burada da sadece doğal un olarak bu değirmenimiz tek yer burasıdır. Bunun haricinde burası kapanmış olsa, bugün ben bırakmış olsam, geride bir usta da kalmadı, bir çırak da yok. Eşimle ikimiz devam ettirmekteyiz, çalıştırmaktayız. Artık burası son olan gibi bir yer ama daha biz ölmediğimiz müddetçe devam edeceğiz, çalıştıracağız. Ve artı yanıma çalışacak biri bulabilirsem, üretecek, ona da öğreteceğim. Üretip tekrar bunların devam ettirmesini sağlamaya çalışacağım ömrümüzün yettiği kadar dedi.

Source: Gazetevatan.com


İmamoğlu”ndan iktidarı çıldırtacak mesaj bu sabah geldi

19 Mart”ta gözaltına alınan ve 23 Mart”ta tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medyadan Kent Lokantası mesajı verdi.

17 şubesi bulunan Kent Lokantaları”na bir yenisi daha eklenecek. Eyüpsultan”a açılacak Kent Lokantası”yla beraber sayı 18″e yükselecek.

Şimdiye dek açılan 17 Kent Lokantası”nın 6 tanesi Anadolu 11 tanesi ise Avrupa Yakası”nda bulunuyor.

“YENİLERİ AÇILACAK”

İmamoğlu, X hesabından yaptığı paylaşımda, “İBB yoksulun, emeklinin, emekçinin yanında” diyerek şunları kaydetti:

Kent Lokantaları 40 TL’ye sağlıklı ve lezzetli 4 çeşit yemek sunmaya devam ediyor. Yenileri açılacak. #UmutBurada

İBB yoksulun, emeklinin, emekçinin yanında. Kent Lokantaları 40 TL’ye sağlıklı ve lezzetli 4 çeşit yemek sunmaya devam ediyor. Yenileri açılacak. #UmutBurada pic.twitter.com/sBGArtYZhE
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) April 13, 2025

Source: Haber Merkezi


Koray Avcı şehri bıraktı, tekne hayatına geçti: “Güne kaptan gibi başlıyorum”

Şehir yaşamının stresinden uzaklaşmak isteyen ünlü isimler, doğayla iç içe yeni hayatlar kurma yoluna gidiyor. Bu isimlerden biri de ünlü şarkıcı Koray Avcı oldu.TEKNEDE YENİ BİR HAYATKoray Avcı, tasını tarağını toplayarak baba yadigârı mütevazı bir tekneye yerleşti. Avcı adını verdiği teknesinde yaşamaya başlayan sanatçı, yeni hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu.Teknede yaşıyorum ama temizlik yapıyorum ve bulaşık yıkıyorum. Güzel bir hayat ama arkada oturup keyif yapmıyorum. Güne kaptan gibi başlıyorum. Kendime paten aldım. Onu yapacağım. Oradan sonra şeflik eğitimi alıp, yemek yapacağım. Japon mutfağı da yapabiliyorum, Anadolu mutfağı da var. Belki kafam atar bir yer açarım. Yapılacak listem var. Bir bakmışsın Teoman gibi, Ben gidiyorum demişim. Şimdi paraşütle atlamam lâzım. Uçaktan atlamayı düşünüyorum. Bunun eğitimini almak istiyorum.“AT BENİM İÇİN YAŞAM TARZI”Koray Avcı, at biniciliğine olan ilgisinden de bahsetti. Atlarla kurduğu özel bağı anlatan sanatçı, bu tutkusunun kendisi için adeta bir terapi olduğunu söyledi:Benim için terapi… Haftalık 2 – 3 saat ayırıyorum. At, benim için yaşam tarzı. Darlandığım zaman koşup, gideceğim bir yer var. At, seni atmaz, yanlış binersen atar. Anlıyor seni. Değişik bir dünya. Başka bir dünyaya geçiyorum. Nabzımı dengeliyorum. Serseri gibi binmiyorum. Atım vardı, rehabilitasyon merkezi istedi, onlara gönderdim. At bakmak meşakkatli… Ama tekrar almayı düşünüyorum.

Source: Haber Merkezi