“Lezzet Rüzgarı – Gastronomi, İftar ve Sahur Önerileri”

Gastronomi Suçları Masası!

Aşağıda İBB’nin Kent Lokantası’na gidip tabildotu beğenerek paylaşım yapan ve hakkında ‘örtülü reklam’ soruşturması açılan yemek yazarı Vedat Milor’un hayali (kurgu) emniyet sorgusunu bulacaksınız.

Sorgu Odası – İstanbul Emniyeti, Gastronomi Suçları Masası (Loş bir oda, spot ışıkları Vedat Milor’un yüzüne tutulmuş. Karşısında iki sivil polis, önlerinde defter, kalem, malum tabildot tepsisi ve tabaklar…)

Komiser: Evet Milor Bey, Kent Lokantası’nda yemek yemişsiniz. Hem de afiyetle! Doğru mu?

Vedat Milor (sakin): Evet, yedim doğrudur.

Komiser: Nasıl yani? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Bir de reklamını yapıyorsunuz!

Vedat Milor: Benim işim yemek eleştirmenliği. Beğendiğim bir yemeği övmek suç mu?

Komiser: Önce şu çorba meselesinden başlayalım. Ezogelin çorbası sıcak mı geldi, soğuk mu?

Vedat Milor: Optimal sıcaklıkta ne damağı yakıyor ne de soğuk.

Komiser: Hah! Yani mükemmel diyorsunuz! İşte örtülü reklam!

Vedat Milor: Hayır, çorba sadece iyi yapılmıştı.

Diğer polis memuru (araya girer): Şu kuru fasulyeye gelelim. Yağlı mıydı?

Vedat Milor: Hayır gayet güzeldi, mideyi yakmadı.

Komiser: Ama Twitter’da biri “Yağlıydı ve gaz yaptı” demiş. Yani ya siz yalan söylüyorsunuz ya da yemek herkese eşit şekilde servis edilmiyor! Belediye ayrıcalıklı mı davranıyor?

Vedat Milor: Belki o kişinin damak tadı farklıdır.

Komiser (Önündeki hoşaf kasesini göstererek): Peki, şu soruya cevap ver: Hoşafın şekeri tam kararında mıydı, yoksa eksik mi?

Vedat Milor: Bence tam olması gerektiği gibiydi.

Polis memuru: Bunu yazın, komiserim! “Hoşaf mükemmeldi” diyor!

Komiser (Müstehzi ifadeyle): Şimdi sana bir atasözü soracağım Milor Bey… Bakalım gerçekten gastronomiden anlıyor musun? “Eşek hoşaftan ne anlar?”

Vedat Milor (Kollarını kavuşturup düşünerek): Aslında bu atasözü, lezzet bilinci olmayanların nitelikli bir ürünü takdir edemeyeceğini ima eder.

Komiser: Gelelim en önemli soruya… Pilav tane tane miydi?

Vedat Milor: Kesinlikle. Hem de tereyağı kokusu tam kıvamındaydı.

Polis memuru (Sinirle sandalyeye vurur): Gördünüz mü komiserim? Örtülü reklamın kralı bu işte!

Komiser: İmamoğlu’nun pilavı güzelmiş öyle mi? Sen bunu diyerek ne yapmak istiyorsun Milor Bey?

Vedat Milor: Sadece iyi bir yemeği takdir ettim.

Komiser: O zaman şöyle yapalım… Ya Kent Lokantası’nda yemek yediğini inkâr edersin. Ya “Pilav lapa gibiydi” diye tweet atarsın. Ya da “Fast-food bile buradan iyidir” dersin, bu dosyayı kapatırız.

Vedat Milor (Derin nefes alır, gözlerini kapatır): Bu kadar absürt bir suçlama görmedim. Size son cevabım… (Araya fon müziği girer. Kamera yaklaşır, Milor gözlerini açar ve net bir şekilde konuşur.)

-Yemeği beğendim. Çünkü damak tadım var. Üstelik hem ucuz hem lezzetli. Halk lokantasına gidip yazmayım da nereyi yazayım.

Komiser ve polis memuru donup kalır. Dosya kapanmaz, çünkü bu yemek davası daha çok su kaldırır.

Bu saatten sonra ay sonunu zor getiren emeklileri ise bir panik alır. Zira emekliler, “Kent Lokantası’na üye olmamakla birlikte, buraya bilerek ve isteyerek gitmekten” yargılanabilirler.

Perde kapanır.

Source: Güney Öztürk


Diyanet lüks restorancıya yemek programı yaptırıyor

Ramazan’da vatandaşlara “Sahurda Avokado” tavsiyesinde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı, şimdi de İstanbul’un ünlü lüks et lokantası RB’nin sahibi Ramazan Bingöl ile yemek programı yapmaya başladı. Diyanet TV, yemek programı için Ramazan Bingöl ile her pazar günü için anlaştı. Vatandaş ise “Diyanet’in işi yemek programı yapmak mı?” diye sordu.

İSTANBUL’UN LÜKS LOKANTASI

İstanbul’un lüks et lokantası RB’nin sahibi Ramazan Bingöl, Ramazan ayı boyunca Pazar günleri Diyanet TV’de vatandaşa yemek tarifleri verecek. Bingöl’ün İstanbul Esenler’deki şubesinde bir kişilik iftar 2550 lira ve restoranda beş adet de VIP salonu bulunuyor. Ümraniye şubesinde ise bir kişilik iftar 2 bin 250 lira.

Diyanet TV’de program yapan Ramazan Bingöl’ün restoranında kişi başı iftar 2.550 TL. Menüde bir tek kuş sütü eksik. Restoranın beş adet de VIP salonu var.

HUTBEDE SABIR MESAJI

Diyanet’in ‘İyilik Ayı Ramazan’ başlıklı cuma hutbesinde de sabır istendi. Hutbede, “İyilik, Dünya malına olan aşırı sevgiye rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, ihtiyacından dolayı isteyenlere ve kölelere vermektir. Darlıkta, hastalıkta ve cihadın en şiddetli olduğu zamanlarda sabır göstermektir” denildi.

Sofra adabı da öğretecek

Diyanet TV duyurusunda, “Şef Ramazan Bingöl’ün en güzel ve pratik yemek tarifleri ile birlikte sofra adabı, yemek kültürü ve mutfak ile ilgili pratik bilgiler… Ramazan Bingöl ile Bereket Sofrası her Pazar Diyanet TV’de” ifadesi yer aldı. Bingöl de ilk programının tanıtımı için “İftar sofralarına hem doyurucu hem de hafif lezzetler arayanlar için iki özel tarif paylaşıyorum: Anadolu mutfağının besleyici ve lezzetli klasiği Bulgurlu Tavuk ve Ramazan’ın gülü Güllaç” dedi.

Source: Deniz Ayhan


Dededen kalma zeytinlikle değil, gönül bağıyla…

Beş yıldır yazdığım bu köşede sanırım ilk kez zeytinyağını konu edeceğim. Birkaç sebebi var bunun. Ailemin bir tarafı zeytinyağı üretiminde dördüncü kuşak, yani az çok anlıyorum zeytinyağı işinden. İyisini hatalısını ayırt edebilmekten öte bu işin ne kadar meşakkatli olduğunu iyi biliyorum. Dışarıdan göründüğü kadar romantik bir dünya olmadığını ve yıllar içinde maliyetlerin çok artıp getirisinin ne kadar azaldığını da gayet iyi biliyorum. Etrafta dolup taşan yüzlerce markanın -çoğunun- sadece bir hobi gibi geçici bir hevesin ürünü olduğunu bildiğim için de genel anlamda biraz uzak durmayı tercih ediyorum.Bu arada markaların artmasına karşıyım sanmayın. Zira bir ürünle alakalı üretim çeşitliliği ve butik üretici arttıkça o ürüne karşı tüketicinin merak ve ilgisi de artıyor. Bu da beraberinde bilinçlenmeyi getiriyor. Şimdi size anlatacağım üç üreticinin yaptıklarıyla bu bahsettiklerime katkısı büyük. Üçü de dededen kalma zeytinlikle değil, kendi gönül bağlarıyla başlamışlar bu işe. YILDIZLARIN MARKETİNDE İlki Olizzi’nin kurucusu Ece Er Aydın. Ece 30’larının başında gencecik, akıllı ve çalışkan bir girişimci. Olizzi’nin dikkatimi çekme sebebi kızımı görmeye Los Angeles’a her gittiğimde mutlaka uğradığım Erewhon markette rastlamam oldu. Erewhon, Hollywood yıldızlarının ve Amerikalı milyonerlerin da alışveriş yaptığı, her şeyin en iyisini bulabileceğiniz bir market. Ve Olizzi de oradaki en çok satan zeytinyağı markalarından biri. Gurur duymayalım da ne yapalım?Bir kere bu tarz yerlere girmek zor. Girdikten sonra ürününüzü tutundurmak daha da zor. Ece bunların hepsini kendi başına yapmış. Tombik şişelerdeki ambalajlaması çok sade ve net. Özellikle ‘Baby Organic’ adı altında çıkardığı, bebeklerin de tüketimine uygun zeytinyağıyla tekil kullanımlık paketlere koyduğu iyi kalite zeytinyağı çok ilgi görüyor. Çünkü ikisi de her zaman bulunur şeyler değil.Genç girişimci, ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu. Olizzi’yi Amerika’da yaşadığı dönem İtalyan, İspanyol, Yunan hatta Fas zeytinyağlarını görüp hiç Türk markasına rastlamayınca kurmaya karar vermiş.Ece, İtalya’da ONAOO isimli, dünyanın en eski zeytinyağı tadım okulunun ‘advanced’ (ileri) sınıfından geçen ay mezun oldu. Yani artık profesyonel zeytinyağı tadım uzmanı ve ONAOO uluslararası tadımcılar listesinde de kaydı var. Zeytinyağında duyusal tadıma hem tüketici hem de üreticinin önem vermesi gerektiğine inanıyor. Amerika’da bolca tadım yaptırarak zeytinyağımızın duyusal niteliklerini ve kalitesini anlatıyor.Ece’ye girişimini cesurca bulduğumu söylediğimde “Biliyordum ki Amerika’da aldığım yağların içinde Türk zeytinyağı da vardı, ancak kaymağını biz değil, bizden alıp ‘Product of XX’ (XX’in ürünü) diye satan ülke yiyordu. Milli servetimiz olan mucize zeytinyağımız Türkiye markasına hizmet edemeden dünyanın çeşitli yerlerine gidiyordu” diye anlatıyor. Ece gibi cesur girişimciler artar ve yağlarımızı geniş kitlelere tanıtabilirsek artık dökme olarak satmak ve dünya piyasasında böyle anılmak yerine nitelikli duyusal standartlara sahip natürel sızma yağlarımızla katma değer yaratabiliriz. 12 ÜLKEYE İHRAÇ Bahsetmek istediğim bir diğer markaysa NovaVera. Bahar Alan 20 yıl kadar kurumsal hayatta bilgi teknolojileri ve iş geliştirme alanlarında çalışmış. Yurtdışında gördüğü ‘Emeklilik Köyü’ projesini hayata geçirmek amacıyla Ayvalık’ta aldığı 100 dönüm zeytinlikle başlamış hikâyesi. O köy fikri hayata geçememiş ama Türkiye’nin en iyi zeytinyağlarından birinin üretimine vesile olmuş.Hasat vakti gelip de zeytinleri toplama işine girişince sırıklarla ağacın dallarına vurarak hasat yapıldığını görüp kendi makinelerini almışlar. Zeytinleri sıktırmak için kooperatiflerden birine götürünce de umdukları ürünü alamayınca kendi üretimhanelerini kurmuşlar. “O sırada şunu düşündüğümü çok net hatırlıyorum: Direksiyondayım ama direksiyon beni dinlemiyor, kendi bildiği tarafa gidiyor. Bu çok rahatsız edici bir histi. Çok karmaşık bir şey de istemiyorduk. Niyetimiz sadece erken hasat ettirdiğimiz zeytinleri temiz bir makinede bekletmeden soğuk sıkım yaptırmaktı” diyor Bahar Hanım.Özenerek yaptığı ürünler yurtdışında önemli yarışmalardan ödülle dönmeye başlayınca cesaretleri iyice artmış. Zeytinlerini yüksek polifenollü (güçlü antioksidan yapıya sahip kimyasal bileşik) üretebilmek ve soğuk sıkımı hakkıyla yapabilmek için özel donanımlara sahip makineler kullanıyorlar. Türkiye’nin imza zeytinleri Ayvalık, Memecik ve Trilye başta olmak üzere arada Yamalak sarısı, uslu, tavşanyüreği, Beylik gibi çeşitleri de sıkıyorlar. Organik ürettikleri yağlarını 12 ülkeye ihraç ediyorlar. Türkiye’deki en iyi restoranlar ve şeflerin çoğu onların yağını kullanıyor. SINIRLI SAYIDA ÜRETİM Üçüncü ve son üreticiyse Emrah Özesen’in girişimi olan Olive Oriental. Onlar da bu dünyaya bambaşka bir açıdan bakmayı başarmışlar. Üzerinde hasat hikâyesinin anlatıldığı kutu ve şişeleri tasarımcı Ekin Anıl’ın elinden çıkma ve öyle güzel ki atmaya kıyamıyorsunuz. Zeytinyağını bir prestij ve yaşam tarzı sembolü olarak gören markanın zeytinlikleri Manisa ve Salihli bölgesinde. Sınırlı sayıda üretim yapıyorlar. Düşük asitli ve yüksek polifenollü zeytinyağı koleksiyonları 5 çeşit zeytinden yaratılmış: Domat, Trilye, Memecik, Ayvalık ve arbequina.Ama bence Olive Oriental markasını ayrıştıran en önemli noktalardan biri akşam hasatı da yapmaları. Bu şekilde polifenol oranı maksimize edilirken meyvemsilik de en üst düzeyde korunmuş oluyor. Şimdiden yurtdışı ödülleri almaya başlamışlar. Yolun başındalar ama bence adlarını daha çok duyacağız.

Source: Ebru Erke


Tok tutan sahur alternatifleri

LABNELİ-DOMATESLİ SANDVİÇ (4 KİŞİLİK)NE LAZIM?Sos için◊ 200 gr labne◊ 2-3 adet taze soğanın sadece yeşil kısmı◊ 1 diş sarımsak◊ 1 tatlı kaşığı kuru kekik◊ 1 tatlı kaşığı kuru naneSandviç için ◊ 6-8 dilim taze kaşar◊ 1 adet uzun baget ekmek◊ 2 adet orta boy domates◊ Yeteri kadar marulNASIL YAPARIM?◊ Sos için labne, incecik doğranmış yeşil soğan, dövülmüş sarımsak, kekik ve naneyi derin bir kaba koyup çatalla iyice çırpın.◊ Domatesleri incecik halkalar halinde doğrayın.◊ Uzun baget ekmeği 4 parmak kalınlığında parçalara kesin. Ekmek parçalarını yatay olarak ikiye bölün.◊ Ekmeklere labneli sos sürüp bir sıra domates, bir sıra kaşar peyniri yerleştirin. En üste de marul yerleştirip ekmeği kapatın.◊ İsterseniz, kepekli, tam buğdaylı ya da çavdarlı ekmek kullanabilir, iç malzemesini çeşitlendirebilirsiniz. SAHUR BÖREĞİ (8 KİŞİLİK)NE LAZIM? ◊ 4 adet hazır yufka◊ 1 su bardağı beyazpeynir rendesi◊ 4 yemek kaşığı sıvıyağ◊ 3 adet domates◊ 1 su bardağı siyah zeytin (çekirdekleri çıkarılmış)NASIL YAPARIM?◊ Domatesleri soyup cam bir kabın içine ufak ufak doğrayın. Üzerine rendelenmiş peynir ve çekirdeği çıkartılmış zeytinleri atıp karıştırın.◊ Yufkaları üst üste koyarak tezgâha serin. Yufkaları önce 4 eşit parçaya bölün, 16 tane üçgen parça elde edeceksiniz.◊ Fırçayla üçgen parçaların üstüne sıvıyağ sürün. Ortasına bir yemek kaşığı börek harcı koyup yayın.◊ Üçgen yufkanın alt kısmını içeriye doğru katlayın. Sonra iki kenarını da içe doğru katlayın ki harç dışarıya taşmasın. Uç kısmını yapıştırmak için elinizi suya batırıp böreği katlı kısmından yapıştırın. Bütün börekleri aynı şekilde yapıp tepside biriktirin.◊ Teflon tavayı kızdırın. Böreklerin iki tarafını da kısık ateşte çevirerek üstü göz göz olana kadar pişirin. Sıcak servis yapın. PEYNİRLİ SAHUR ÇORBASI (4 KİŞİLİK)NE LAZIM?◊ 1/2 su bardağı pirinç◊ 4,5 su bardağı su◊ 2 tepeleme yemek kaşığı un◊ 1 kâse çok ince kıyılmış Urfa peyniri◊ 1 çay kaşığı tuzSos için◊ 1 yemek kaşığı tereyağı◊ 1 çay kaşığı kırmızı biberNASIL YAPARIM?◊ Pirinci iyice yıkayın ve tuzlu suda haşlayın. 1 su bardağı suda ezilmiş unu, tencerenin kenarından pişen pirince yavaş yavaş ilave edin. Bir taraftan da karıştırın (bozadan daha sulu kıvamda bir çorba olması gerek). Pirinçler unla beraber 10 dakika daha piştikten sonra peynir ve tuzu ekleyin. Yaklaşık 7 dakika daha kaynatın, sonra ocaktan indirin.◊ Üzerine kırmızı biberli kızgın tereyağı döktükten sonra servis edin. SAHURLUK PİZZA (4 KİŞİLİK)NE LAZIM?◊ 9 adet tost ekmeği◊ 1 adet yumurta◊ 1 çay bardağı su◊ 8-10 dilim sucuk◊ 2 su bardağı rendelenmiş tost kaşarı◊ 7-8 adet yeşil sivri biberSos için◊ 2 çorba kaşığı domates salçası◊ 1,5 su bardağı su◊ 5 yemek kaşığı zeytinyağı◊ 1’er çay kaşığı tuz, kekik, naneNASIL YAPARIM?◊ Pişirme kâğıdının üzerine tost ekmeklerini 3 sıra halinde dizin. Yumurta ve suyu bir kâsede çırpıp fırçayla ekmeklerin üzerine sürün. Merdaneyle ekmeklerin üzerine bastırarak inceltin.◊ Sos için bir tavaya zeytinyağı, suyla karıştırılmış salça, tuz, kekik ve naneyi koyun. Orta ısılı ateşte birkaç dakika kaynatmanız yeterli. Böylece pizza sosundaki salçanın çiğ tadı gitmiş, lezzetlenmiş olur. Sıcak sosu kaşıkla ekmeklerin üzerine yayın. Rende kaşarları serpip küp doğranmış sucukları yerleştirin. Aralara parmak şeklinde doğranmış biberleri de koyduktan sonra tepsinin üzerine fırın kâğıdı serin. 180 dereceli ısıtılmış fırında 20-22 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Çıkarın, dilimleyin ve sıcak olarak servise sunun.Not: Pizzanızı sosis, salam ve zeytin dilimleriyle zenginleştirebilirsiniz.

Source: Sahrap Soysal


Sekizinci güne özel iftar menüsü!

Ramazan’da sofraları zenginleştirmek için özenle hazırlanan iftar menülerinden biriyle daha karşınızdayız! Bugün sizlere hem doyurucu hem de hafif tariflerden oluşan lezzet dolu bir menü sunuyoruz. Geleneksel tatların hakim olduğu bu sofra, iftar keyfinizi ikiye katlayacak! ŞEHRİYELİ TAVUK ÇORBASI Malzemeler: 1 adet tavuk göğsü 1 su bardağı şehriye 6 su bardağı tavuk suyu 1 yemek kaşığı tereyağı 1 yemek kaşığı un Tuz, karabiber, limon Yapılışı: Tavuk göğsünü haşlayıp didikleyin ve suyunu süzüp ayırın. Tereyağını tencerede eritip unu kavurun. Tavuk suyunu ekleyip karıştırın ve kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra şehriyeleri ekleyip yumuşayana kadar pişirin. Didiklenmiş tavuğu ekleyip tuz ve karabiberle tatlandırın. Sıcak servis edin, limon sıkabilirsiniz. FIRINDA KÖFTE VE PATATES Malzemeler: 500 gr kıyma 1 adet soğan 1 yumurta 2 dilim bayat ekmek içi 1 tatlı kaşığı tuz, karabiber, kimyon 4 adet patates 2 yemek kaşığı sıvı yağ 1 yemek kaşığı salça, 1 su bardağı su Yapılışı: Kıymayı bir kaba alıp rendelenmiş soğan, yumurta, ekmek içi ve baharatlarla yoğurun. Köfte harcından ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın. Patatesleri soyup halka halka doğrayın ve sıvı yağ ile harmanlayın. Fırın tepsisine patatesleri dizip üzerine köfteleri ekleyin. Salçayı su ile açıp tepsiye dökün. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 30-35 dakika pişirin. DOMATESLİ PİRİNÇ PİLAVI Malzemeler: 1 su bardağı pirinç 2 yemek kaşığı tereyağı 1 adet domates 2 su bardağı su veya tavuk suyu Tuz Yapılışı: Pirinci nişastası gidene kadar yıkayıp süzün. Tereyağını tencerede eritip rendelenmiş domatesi ekleyin. Pirinci ekleyip 2-3 dakika kavurun. Suyunu ekleyip tuz ilave edin ve kapağı kapatın. Kısık ateşte suyu çekene kadar pişirdikten sonra demlenmeye bırakın. MEVSİM SALATASI Malzemeler: 1 baş marul 1 adet havuç 1 adet salatalık 1 adet domates 1 yemek kaşığı zeytinyağı 1 tatlı kaşığı limon suyu Tuz Yapılışı: Tüm sebzeleri yıkayıp doğrayın. Havuçu rendeleyin ve tüm malzemeleri bir kaba alın. Zeytinyağı, limon suyu ve tuzu ekleyip karıştırın. REVANİ Malzemeler: 3 yumurta 1 su bardağı şeker 1 su bardağı yoğurt 1 su bardağı irmik 1 su bardağı un 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilin Şerbet: 3 su bardağı su 2.5 su bardağı şeker Yarım limon suyu Yapılışı: Şerbeti hazırlamak için su ve şekeri kaynatıp limon suyu ekleyin. Yumurta ve şekeri çırpıp yoğurt ve yağı ekleyin. Kuru malzemeleri eleyip karıştırın. Yağlı tepsiye döküp 180 derecede 30 dakika pişirin. Soğuyan tatlıya ılık şerbeti dökün.

Source: Habertürk