Boğaz’daki iftarlar
En pahalısı 6 bin TLİlk durağımız Michelin Guide En İyi Servis Ödülü’ne layık görülen, Gault&Millau Chef’s Table kategorisinde de 3 şapkaya sahip olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul’daki Tuğra Restoran.Geleneksel Türk yemeklerinden oluşan menüde alışılagelmiş lezzetlerin yanında ekşili kuru dolma, çıtır oruk ve levrekle doldurulmuş kabak çiçeği, badem taratoru ve vişneli yoğurt gibi sıra dışı lezzetler de var.Kişi başı içecekler dahil 6 bin TL’lik bir fiyatı olan set menü, şu an Boğaz hattındaki en pahalı iftar menüsü niteliğinde.Bir diğer durağımız, Four Seasons Hotel Bosphorus. Oteldeki Aqua Restoran’da konumlanan iftar alanı açık büfe olarak tasarlanmış.Türk mutfağından oluşan menüde özellikle mini toprak tavalarda sunulan iskender sunumunu çok beğendim.Keza dökme lokma istasyonu ve döner bir mekanizma üzerinde sunulan künefe teşhiri etkileyici.Canlı ud ve kanun dinletisi, çiniler ve gümüşlerden oluşan lokum sunum alanı özenilmiş inceliklerden.Kişi başı 4 bin 950 TL olan iftar yemeği için, sunulan açık büfe yemek çeşitliliğini düşünecek olursak gayet iyi bir fiyat-performans dengesi diyebilirim.Rahlelere bakarak iftar Bir diğer ziyaret noktamız Mandarin Oriental Bosphorus Otel.Şef Ömür Akkor’un Anadolu yemeklerinden oluşturduğu bir menüyle misafirlerini karşılayan otel, à la carte bir menü hazırlamış.İftariyelikler dışında dört tabak yemek sunan otel, içecekler dahil kişi başı 4 bin 500 TL’lik bir set menü fiyatı belirlemiş.Ramazanda özellikle yaşlılar için açık büfe iftarlarda büfeye gidip gelmek zor olabiliyor. Her ne kadar oteller artık geriye kalan yemekleri sosyal sorumluluk projeleri kapsamında günlük olarak tüketseler de, açık büfenin yemek israfı yarattığını düşünerek ramazan ruhuna uygun olmadığı görüşünde olanlar da var. Bu kesim için ideal bir seçim olabilir.Son durağımız The Peninsula İstanbul. Otel iftar yemeği için eski liman binasının yolcu salonundan izler taşıyan The Lobby isimli alanı tahsis etmiş. İftariyelikler ve soğuk meze çeşitleri büfede sunulurken çorbalar, sıcak başlangıçlar ve ana yemek seçenekleri à la carte olarak servis ediliyor.Otelin kanımca ramazan ruhu ile bütünleşen ve fark yaratan kısmı tarihi yarımada manzarası. Ayasofya ve Sultanahmet Camisi’nin rahlelerini görebilmek ayrı bir huzur.İftardan önce Mısır Çarşısı’nda biraz vakit geçirip Galata köprüsünden yürüyerek varabileceğiniz otelin kişi başı iftar fiyatı ise 4 bin 100 TL.Neden mavi eldiven?Son zamanlarda mekânlardaki şeflerde veya garsonlarda sıkça mavi eldiven görür oldum. Beyaz veya siyah eldivenlere alışıkken mavinin sebebini merak ettim. Meğerse zaten restoranlarda asıl zorunlu olan mavi renkte eldivenmiş.Mavi plastik eldivenin yanlışlıkla kesilmesi durumunda, yemeğe karışan en ufak bir parçanın bile fark edilme ihtimali oldukça yüksek. Çünkü doğada mavi renkte olabilecek başka bir gıda ürünü yok.Bu nedenle yemeğinize yanlışlıkla düşebilecek mavi bir plastiği yadırgayarak fark etmeniz mümkün. Diğer renk eldivenlerde ise bunu fark etme olasılığı çok düşük. Bu durumda etçilerdeki siyah ve çiğköftecilerdeki beyaz eldivenlerin gıdaya yanlışlıkla karışması halinde fark edilmeme durumu sanırım yüksek bir ihtimal barındırıyor.
Source: Arda Sayıner
BAYRAM ÖZEL! Tarım Kredi indirim kataloğu 4 Nisan”a kadar… Şekerler, çikolatalar, deterjanlar Kooperatif Market”te
Tarım Kredi indirimli ürünler kataloğu aktüel rafları ile birlikte takip ediliyor. Zincir marketler haftanın fırsatları ile alışveriş listeleri çıkarılmaya başladı. Bayram broşürünün yıldızları arasında temizlik ürünleri ve bayram şekerleri var. İşte, Tarım Kredi market indirimlerinde bu hafta… TARIM KREDİ İNDİRİM KATALOĞU 21 MART-4 NİSAN 2025 Hediyelik Çikolata Fındıklı 189,90 TL İkramlık Çikolata 199 TL Madlen Çikolata 219 TL Fındıklı Kutu Çikolata 249 TL Dibek Kahvesi 49,90 TL Türk Kahvesi 42,90 TL (…) Deterjan çeşitleri indirim raflarında… Kağıt Havlu 149,90 TL Yumuşatıcı Çeşitleri 109,90 TL Desenli Peçete 13,90 TL Yüzey Temizlik Havlusu 59,90 TL Arap Sabunu 39,90 TL Çamaşır Suyu 36,90 TL Streç Film 82,90 TL (…) Bayrama özel kutulu, paketli ikramlık çikolatalar ve şekerler… 1 L Limon Kolonyası 66.90 TL 400 ML Limon Kolonyası 36,90 TL Yumuşatıcı çeşitleri 109,90 TL Bayramda farklı ikramlık arayanlara özel atıştırmalıklar… Mini Eggs Çikolata 99.90 TL Fındıklı Paketli Çikolata 199,90 TL
Source: Sabah
Mideyi içten içe bitiriyor! Reflüsü olanlar yandı: Yapılan o hatalar hayatı zehir ediyor
Ramazan ayında yapılan bazı beslenme hataları, reflü sorunu yaşayanlarda mide yanması, ekşime, geğirme ve göğüs ağrısı gibi rahatsız edici şikayetlerin artmasına neden olabiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Kocaman, Ramazan ayında reflü problemi yaşayanların nasıl bir beslenme düzenine sahip olmaları gerektiği hakkında önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Kocaman, bu dönemde mide asidini artırmaktan kaçınılması ve reflü belirtilerini tetikleyecek yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini belirtti.İFTAR VE SAHURDA YAPILAN YANLIŞ SEÇİMLER REFLÜ ŞİKAYETLERİNİ ŞİDDETLENDİREBİLİR!Prof. Dr. Kocaman, “Oruç süresince mide uzun süre boş kaldığı için iftar ve sahurda yapılan yanlış tercihler reflü şikayetlerini şiddetlendirebilir. İftarda ılık su ve hurma ile orucu açtıktan sonra az yağlı bir çorba içmek mideyi beslenme ve sindirime hazırlayacaktır. Domates, portakal suyu, gazlı içecekler gibi mide asidini artırabilecek besinlerden kaçınılmalıdır. Yemek sonrası şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve tercih edilebilir. Mide boşalmasını geciktirerek reflüyü artırabilecek kızartma ve aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmak gerekir” diye konuştu.REFLÜSÜ OLANLARIN ÇAY TÜKETİMİ ÖLÇÜLÜ OLMALI, KAHVEDEN UZAK DURMALI!Toplumsal kültürümüzün en önemli alışkanlıklarından biri olan çay tüketiminin Ramazan ayında ölçülü olması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Kocaman, “Özellikle mide asidini artırma kabiliyeti olan kahve tüketiminden uzak durulmalıdır. İçecek olarak bitki çayları tercih edilebilir. Ramazan ayının ikinci önemli ritüeli olan sahurda ise kompleks karbonhidratlar tüketilmelidir. Tam tahıllı ekmek ve yulaf gibi besinler mideyi uzun süre tok tutma özellikleri nedeniyle tercih edilmelidir. Protein içeriği açısından zengin olan haşlanmış yumurta, az yağlı peynir ve yoğurt gibi besinler mideyi uzun süre dengede tutacağı için tüketilebilir” şeklinde konuştu.Ramazan ayında yapılan bazı beslenme hatalarının reflüyü tetikleyerek mide yanması, ekşime, geğirme ve göğüs ağrısı gibi şikâyetleri artırabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kocaman, şu bilgileri paylaştı: “Gün boyu aç kalındığı için iftarda hızla ve büyük porsiyonlarla yemek tüketmek mideyi gereğinden fazla doldurur. Mide basıncını artırarak mide asidinin yemek borusuna kaçmasına neden olur.REFLÜNÜN OLUŞUMUNU ENGELLER VEYA ŞİDDETİNİ AZALTIRYemeklerin yavaş yenmesi, lokmaların iyi çiğnenmesi ve midenin birden aşırı doldurulmaktan kaçınılması, reflü şikayetlerinin oluşumunu engeller veya şiddetini azaltır. Kızartmalar, ağır hamur işleri, yağlı etler mide boşalmasını geciktirerek reflü riskini artırır. Izgara, haşlama veya fırın yöntemleriyle pişirilmiş hafif yemeklerin tercih edilmesi reflüyü engelleyebilir. Sahuru atlamak mideyi uzun süre boş bırakarak asit üretimini artırır. Gazlı içecekler, asitli meyve suları (portakal, limon, greyfurt gibi) mide asidini artırarak reflüyü tetikler.”MİDEYE CİDDİ YÜK BİNDİREBİLİR VE REFLÜYÜ TETİKLEYEBİLİRUzun süren açlık sonrası iftarda nelere dikkat etmememiz gerektiğini anlatan Prof. Dr. Demirel, “Ramazan ayında uzun saatler süren açlıktan sonra iftarda yapılan yanlış beslenme alışkanlıkları mideye ciddi yük bindirebilir, reflüyü tetikleyebilir ve sindirim problemlerine yol açabilir. Bu yüzden, iftarda aşırı yemek yemek yerine dengeli ve aşamalı bir beslenme düzeni tercih edilmelidir.BU BESLENME DÜZENİYLE REFLÜ VE MİDE SORUNLARI ÖNLENEBİLİROruç, hafif ve besleyici besinlerle açılmalıdır. Mideye bir anda yüklenmemek için çorba içtikten sonra 10-15 dakika bekleyip, ana yemeğe geçmek sindirim sistemine zaman tanıyacaktır. Ana yemekten sonra 30-45 dakika bekleyerek tatlı veya meyve tüketmek mideyi yormadan sindirimi destekler. İftardan sonra bol su içmek sindirimi kolaylaştırır. Bu beslenme düzeni sayesinde hem sindirim sistemi korunur hem de reflü ve mide sorunları önlenebilir” ifadelerini kullandı.Sahurdan hemen sonra yatmanın reflü problemlerini artırabileceğini belirten Prof. Dr. Kocaman, “Yemek yedikten sonra mide asidi aktif hale gelir. Yatar pozisyona geçmek mide asidinin yemek borusuna kaçmasını kolaylaştırır ve reflü semptomlarını artırır. Mide dolu olduğu için yatarken sindirim yavaşlar, şişkinlik ve rahatsızlık hissi ortaya çıkabilir.MİDERAHATSIZLIKLARINA SEBEP OLABİLİR!Uyku sırasında sindirim sistemi daha yavaş çalışır. Yatmadan önce yemek yemek, kilo alımına ve mide rahatsızlıklarına sebep olabilir. Yemek sonrası mide yoğun bir şekilde çalışırken uyumak, huzursuz bir uykuya ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir. En az 30-60 dakika dik pozisyonda kalmak reflü riskini azaltır. Sahurdan sonra hafif hareketler yapmak (örneğin kısa bir yürüyüş) sindirimi kolaylaştırır. Yatarken baş kısmını yüksekte tutmak mide asidinin yemek borusuna kaçmasını önleyebilir” dedi.
Source: Kübra Yılmaz
Uzman isimden bayram alışverişi için kritik uyarı! İşte tatlı ve şeker alırken taklit ve tağyiş ürünlerden uzak durmanın püf noktaları
Ramazan Bayramı”na sayılı günler kala çikolata, şeker ve şerbetli tatlılara talep artarken, taklit ve tağşiş ürünlere karşı gıda güvenliği gündeme geldi. Bayramlarda geleneksel olarak şerbetli tatlılar, çikolata ve şeker gruplarının çokça tüketilip ikram edildiğini ya da hediye olarak gönderildiğini söyleyen TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ulaş Kırım, bayramlarda bu ürünlerin tüketiminin arttığını söyledi. Kırım, Bunu fırsat bilen bazı kişiler de bu dönemlerden yararlanmaya çalışarak, merdiven altı üretim yapıp halkın tüketimine sunabiliyor. Sirkülasyon olduğu için bu tarz merdiven altı üretimleri yakalamak da zorlaşıyor. Buradaki en büyük risklerden biri ise şekerle yapılan şerbet yerine nişasta bazlı olan glikoz ve fruktoz şuruplarının ürünlerin içine tatlandırıcı olarak katılması oluyor. Bu da vücutta emilimi zorlaştırdığı için insan sağlığı açısından risk taşıyor. Özellikle fazla tüketildiğinde çocuklarda ve yetişkin sağlığında yine riskli olmaktadır diye konuştu. Tatlı alışverişinin bilinen yerlerden yapılması gerektiğini söyleyen Kırım, Sırf bayramlar ve özel günlerde tüketim arttığı için ucuza bulunan ya da açıkta satılan yerlerden alınmaması gerekir. Evlerde şerbetli tatlı üretim ve tüketimin de yüksek derecede şeker kaynatıldığı için çok fazla risk barındırmıyor. En çok karşılaştığımız bir diğer durum ise fıstıklı baklava da şerbette yapılan hile gibi Antep fıstığı yerine yer fıstığını gıda boyaları ile renklendirerek koyulması ya da bezelyenin bir alternatif olarak kullanılması. Bu açık bir şekilde taklit ve tağşiş oluyor. Antep fıstığının belli bir maliyeti vardır ve bunu göz ardı etmeden alışveriş yapmakta fayda var dedi. Kırım, Gündelik hayatımızın yanı sıra bayramlarda aşırı şeker tüketimi olabiliyor. Bu nedenle öncelikle aşırı tüketime dikkat etmek gerekiyor. İnsanların başta açıkta satılan şeker ve çikolatalardan geri durmaları gerekiyor. Ambalajsız, tavsiye edilen tüketim tarihi, içindekiler bilgisi olmayan, bakanlık tarafından verilen Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği olan TRK kodu bulunmayan ürünleri almamaya özen göstermeleri gerekiyor. Güneşin altında çok fazla bekleyen ürünlerden de uzak durulmalı. Çünkü çok fazla güneş ışınına maruz kalıp eriyen ve tekrar donan ürünlerin hem kalitesi yönünden hem de sağlık açısından birçok riski içinde barındırıyor. Çikolata alırken kakao içeriğinin fazla olmasına özen göstermelerini tavsiye ederiz. Çünkü kakao içeriği arttıkça ürünün kalitesi de artar diye konuştu.
Source: Gazetevatan.com
Bakanlık marketlerden toplatılacak markaları duyurdu: Tereyağından mantar ilacı çıktı
Gıda ürünlerinde yapılan hileler, tüketicilerin sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, son denetimlerin ardından gıda sektöründe hile yapan firmaların listesini 24 Mart 2025 tarihinde güncelledi. Bu güncellemeyle birlikte, bazı markaların gıda ürünlerinde insan sağlığını tehlikeye atacak maddeler tespit edildi.
Listede en çok dikkat çeken dana eti diye satılan at ve eşek eti oldu. Adana’da faaliyet gösteren “Servet Kasap” adlı bir işletmenin sattığı kırmızı etlerde, at ve eşek eti tespit edildi. Tüketiciler, etlerin gerçek et türlerine dair yanıltıcı bilgilere maruz kaldı.
TEREYAĞINDA MANTAR İLACI TESPİT EDİLDİ
Bunun dışında, “Güneydoğu” markalı tereyağında ise mantar ilacı olarak bilinen Netamisin maddesi bulundu. Tereyağında tespit edilen bu kimyasal madde, gıda güvenliği açısından ciddi bir risk oluşturuyor.
SUCUKTA, PEYNİRDE VE ZEYTİNYAĞINDA HİLELER
Listede yer alan diğer dikkat çeken hileler ise sucuk, peynir ve zeytinyağında gerçekleşti. Sucukta, gıda boyası ve deri dokusu kullanılarak ürünün kalitesi düşürülmüş. Ayrıca, peynirlerde yağ oranlarının belirtilenden düşük olduğu ortaya çıktı. Zeytinyağı olarak satılan bazı ürünlerin ise tohum yağı olduğu belirlendi.
DENETİMLER DEVAM EDİYOR
Tarım ve Orman Bakanlığı, bu tür sağlık tehditleri oluşturan ürünleri tek tek ifşa ederek tüketicileri bilgilendiriyor. Bakanlık, vatandaşların güvenli gıda tüketimini sağlamak amacıyla denetimlerini sürdürüyor. Bu denetimlerin detaylarına, Bakanlık tarafından yayımlanan “Sağlığı Tehlikeye Düşürecek Gıdalar” ve “Taklit veya Tağşiş Yapılacak Gıdalar” listelerinden ulaşılabiliyor.
TÜKETİCİLER DİKKATLİ OLMALI
Tüketiciler, özellikle et, tereyağı ve diğer işlenmiş gıda ürünlerini alırken dikkatli olmalı. Tarım ve Orman Bakanlığı”nın yayımladığı listeler, güvenilir gıda markalarını tercih etmenin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İŞTE GÜNCELLENEN SON LİSTE
Source: Derleyen: Merve Kapan
Antalya”da bayram öncesi baklavada taklit ve tağşiş uyarısı: Merdiven altı üretim sağlığı tehdit ediyor
Bayramda misafirlere ikram edilen geleneksel tatlılardan baklava üretilen imalathanelerde ramazan ayının son günlerinde yoğun mesai başladı. Aile bireylerine misafirlere ikram için alışveriş yapanlar, günler öncesinde sofraların vazgeçilmezi baklava siparişi vermeye başladı. Pastane, fırın gibi tatlı imalathaneleri, işletmelerine “bayram baklavası siparişi alınır” ifadelerinin yer aldığı broşürler astı. Bayramlık tatlı için sipariş vermeyi düşünenler, bütçesine ve damak tadına uygun baklavanın satıldığı yer arayışına girdi. Pastane ve fırınlarda cevizli baklava kilosu 400 ila 600, Antep fıstıklı baklava ise 800 ila 1000 lira civarında satışa sunuldu. Antalya Pastacılar Odası Başkanı Kerim Üre, baklavanın bazı işletmelerde daha ucuz ya da pahalıya satıldığına dikkati çekti. İş yeri maliyetine göre, kullanılan malzemeye göre baklava fiyatının yükselebileceğine değinen Üre, kilosu 400 liranın altında satılan baklavayı almayı tercih edenlere yönelik uyarıda bulundu. Vatandaşlara, bayram tatlısını güvendiği pastane, fırın, tatlı dükkanından almasını öneren Kerim Üre, “Baklavayı ucuza da pahalıya da mal eden var. Ucuza mal edenler hileli ürünlerle merdiven altı üretim baklavayı piyasayı sürüyor. Baklava yapımında hile yapanlar var. Hazır şerbet, glikoz kullanılıyor. Vatandaşlarımız alacağı baklavanın tadına baksın. Cevizli baklavada yer fıstığı, çekirdek içi kullananlar var. Antep fıstıklı baklavada içeriğindeki üründe gıda boyası kullanılıyor. Hileli ürünle yapılan baklavayı kilosu 120 liraya satıyorlar, “ucuz baklava” diye afiş basıyorlar diye konuştu. Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, baklava üreticilerinin maliyeti düşürmek için kullanmayı tercih ettiği ürünlerin sağlığa etkileri hakkında bilgi verdi. Tüketicilerin ucuz baklava yerken sağlığını riske atmaması gerektiğine dikkati çeken Manavoğlu, şunları söyledi: “Bazı yerlerde baklava kilosu 1500 liraya kadar çıkabiliyor, bazı yerlerde ise çok ucuza satılıyor. Çok uygun fiyata satılan baklavada sağlık riski olabilir. Kullanılan yağ, şeker alt kalitede, fıstıklı baklavada yeşil renkli farklı ürünler ya da gıda boyası yer alabilir. Baklava alırken ürün kalitesi, hijyene dikkat edilmeli. Çok ucuza baklava yerken sağlığımızı tehdit etmemesi gerekiyor. Glikoz gibi şeker şurubundan üretilen tatlıların fazla tüketimi, obezite, kalp damar hastalığı, kanser, diyabete neden olabilir. Hijyen ortamına uyulmayan ortamlarda muhafaza edilen ceviz, fıstıkta oluşabilecek küflenme sebebiyle aflatoksin benzeri toksinler kansere neden olabilir. Fıstık yerine sebze, ıspanak, bezelye benzeri ürünler veya farklı ürünlerde sentetik gıda boyaları kullanarak piyasaya sürülebiliyor. Gıda boyaları alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor. Maliyet düşürmek için üretici kaliteyi düşürüyor. Sade beyaz yağ yerine alt sınıf kaliteli yağlar kullanıyor.
Source: Gazetevatan.com
Eleman.Net’ten çarpıcı araştırma: Çalışanların büyük çoğunluğu bayramda evde kalacak
Cihan ORUÇOĞLU Ramazan Bayramı tatiline kısa bir süre kala, çalışanların tatil planları üzerine yapılan anket dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.
Eleman.net’in gerçekleştirdiği anket çalışmasında “Tatilde harcamayı düşündüğünüz bütçenin aylık gelirinize göre oranı nedir?” sorusuna çalışanların yüzde 52″lik büyük çoğunluğu, aylık gelirlerinin yüzde 10″undan daha az pay ayıracaklarını ifade etti. Katılımcıların yüzde 25’i yüzde 10-25 arası harcama planlarken, yüzde 15’lik bir kesim ise aylık bütçelerinin yüzde 25-50 arasında bir tutarı tatile ayırmayı düşünmediğini belirtti. Kalan yüzde 8’lik çalışan grubu da yüzde 50″nin üzerinde harcama yapmayı planladı. “Tatilde gitmeyi düşündüğünüz yer neresi?” sorusunda ise yüzde 21 oranında “Otel, pansiyon, tatil köyü vb.”, yüzde 79 oranı ise “Aile veya memleket ziyareti” cevaplarını verdi. Yüzde 81 ikramiye almadı Anket çalışmasında yer alan “İş yerinizden bayram ikramiyesi aldınız mı?” sorusunu, çalışanların yüzde 81’i “Hayır” diye cevapladı. Öte yandan, ikramiye alan çalışanların yüzde 49’u aldıkları ikramiyenin maaşlarının üçte birine denk geldiğini belirtti. Yüzde 30’luk kesim dörtte bir ve yüzde 15’lik grup da yarısı oranında ikramiye aldığını ifade etti. Anket katılımcılarının yüzde 6’sı ise işverenlerinin bir maaş ikramiye verdiğini söyledi. En çok gıda harcaması yapıldı
Anketin son bölümünde ise “Bayram alışverişinde en fazla hangi bölümde harcama yapacaksınız?” sorusu soruldu. Bu soruya çalışanların yüzde 59’u “Gıda” cevabını verdi. Aynı soruyu katılımcıların yüzde 30’u “Giyim” diye yanıtlarken, yüzde 11’lik kesim ise “Seyahat” yanıtını tercih etti.
Source: Dünya Gazetesi
Somali”nin Ankara Büyükelçisi Mohamed, Türk yemeklerini sevdiğini söyledi
Mohamed, Ankara”daki Somalili öğrenciler tarafından düzenlenen iftar programı kapsamında, ülkesindeki ve Türkiye”deki ramazan geleneklerine ve Somali”ye özgü yiyeceklere ilişkin AA”ya konuştu.
Ramazanda Türkiye ile Somali arasındaki en büyük farkın yiyecekler olduğuna işaret eden Mohamed, ülkesinde iftarda önce çorba ve aperatif yiyeceklerle oruçlarını açıp namaz kıldıklarını, daha sonra diledikleri takdirde yemeye devam ettiklerini anlattı.
Mohamed, Türkiye”de geçirdiği ilk ramazan olduğuna dikkati çekerek, ülkesinde bu ayda dışarıdaki restoranların ve birçok yerin kapalı olduğunu, Türkiye”de böyle bir ortamın bulunmadığını ifade etti.
Büyükelçi Mohamed, Türkiye”de davul çalarak insanları sahura kaldırma geleneğine benzer şekilde, Somali”de de 2 saat önce gelip “Sahur, Sahur” diyerek insanları uyandırdıklarını söyledi.
Türk mutfağının, dünyanın en iyileri arasında bulunduğunu kaydeden Mohamed, her yemeğin güzel olduğunu, iskender ve köfte sevdiğini dile getirdi.
Mohamed, tatlı olarak da baklava ve künefeyi sevdiğini, balık yemekten de hoşlandığını belirtti.
Somali”de iftar
Ankara Somalili Öğrenciler Başkanı Mustafa Hassan Abdirashid de ülkesinde iftar sırasında orucun hurma ve suyla açıldığını anlatarak, sonrasında Somali”ye özgü, içerisinde kıyma, soğan ve kişniş bulunan üçgen şeklinde bir böreği yedikleri aktardı.
Abdirashid, orucun açılmasının ardından akşam namazını eda ettiklerini ve sofraya geri dönerek çorba içtiklerini kaydetti.
Somalililer için muzun çok önemli olduğuna dikkati çeken Abdirashid, ülkesinde 8 farklı çeşit muz olduğunu ve yemekte muzun kesinlikle bulunduğunu vurguladı.
Mustafa Hassan Abdirashid, farklı şekilde pişirilen ve baharatlar bulunan pirincin de iftar sofrasında yer aldığını aktararak, pirincin yanında Somali”nin zengin olduğu deve eti, o temin edilemezse tavuk veya dana eti kullanılabileceğini ifade etti.
Tatlıyla iftara devam ettiklerini belirten Abdirashid, Somali çayı ve kahvesiyle iftar sofralarının sona erdiğini söyledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: