“Lezzetli P’ler: P Harfi ile Başlayan Meyve ve Bitkiler”

P Harfi İle Başlayan Meyve İsimleri

P HARFİ ile BAŞLAYAN BİTKİLER P harfi ile başlayan bitkiler şunlardır; Papatya Pelin Otu Papaya Plumeria Pekmezlik Bitkisi Peygamber Çiçeği Paslı Çimen P HARFİ ile BAŞLAYAN MEYVELER P harfi ile başlayan meyveler şunlardır; Portakal Pirinç Meyvesi Pekmezlik Meyvesi P HARFİ ile BAŞLAYAN ÇİÇEKLER P harfi ile başlayan çiçekler ise şunlardır; Papatya Petunya Pembe Karanfil Portakal Çiçeği Prens Çiçeği P HARFİ ile BAŞLAYAN BİTKİLERİN ÖZELLİKLERİ P harfi ile başlayan bitki isimleri ve özellikleri aşağıdaki gibidir; Papatya: Birçok kişinin beyaz yaprakları ve sarı ortasıyla tanıdığı hoş kokulu papatya bitkisi, rahatlatıcı etkisiyle adından söz ettirir. Geleneksel tıpta, özellikle sindirim sistemi rahatsızlıklarını ve uyku problemlerini gidermesiyle bilinmektedir. Pelin Otu: Acı bir tada sahip olan pelin otu, oldukça güçlü bir bitkidir. Çoğunlukla mide rahatsızlıkları ve sindirim problemleri için tercih edilir. Pelin otunun, vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olduğu da bilinenler arasındadır. Papaya: Tropikal iklimlerde yetişen papaya, C vitamini ve diğer besin öğeleri açısından oldukça zengindir. Sindirim sistemini düzenleyen papaya, özellikle papain enzimi ile tanınır. Proteinleri sindiren ve mide problemlerine iyi gelen enzim papaya bitkisinde ana karakterdir. Plumeria: Tropikal bölgelerde yetişen plumeria, hoş kokusuyla tanınan önemli bir bitkidir. Parfüm endüstrisinde sıkça kullanılır ve zarif çiçekleriyle dekorasyon içinde popüler bir öğedir. Pekmezlik Bitkisi: Türkiye’de yetişen pekmezlik bitkisi, meyvelerinden elde edilen doğal şekeriyle tanınır. Geleneksel tıpta solunum yolu ve sindirim sistemi rahatsızlıklarını tedavi etmesiyle bilinmektedir. Vücuda enerji veren ve bağışıklık sistemine katkı sağlayan özellikleri vardır. Peygamber çiçeği: Sarı beyaz ve kırmızı renkleriyle bilinen çiçek, çoğunlukla bahçe ve parklarda süs amacıyla kullanılır. Şifalı özellikleriyle bilinen bitki, geleneksel tıpta çeşitli cilt hastalıklarının tedavisi için tercih edilmiştir. P HARFİ ile BAŞLAYAN MEYVELERİN ÖZELLİKLERİ P harfi ile başlayan meyve isimleri ve özellikleri şöyledir; Portakal: Narenciye ailesinin önemli bir üyesi olan portakal, zengin bir C vitamini deposudur. Bağışıklık sistemini güçlendirme özelliğiyle bilinir, ayrıca diş sağlığını iyileştirebilir. Antioksidan özelliğinin yanı sıra, çoğunlukla ferahlatıcı ve tatlı özelliğiyle öne çıkar. Pirinç Meyvesi: Asya da yaygın olarak yetiştirilen bir tahıldır, ancak işlenmeden yenilmez. Yüksek karbonhidrat içeriğiyle enerji veren meyve, sindirim sistemi sağlığına da olumlu etkiler verir. Pekmezlik Meyvesi: Özellikle Türkiye de bilinen bir meyve olup, doğal şeker içeriğiyle bilhassa tercih sebebidir. Tatlandırıcı olarak kullanılan bu meyve, solunum yolu rahatsızlıklarına iyi gelebilir. Bağışıklık sistemine destek vermesi de bir diğer özelliktir. P HARFİ ile BAŞLAYAN ÇİÇEKLERİN ÖZELLİKLERİ P harfi ile başlayan çiçek isimleri ve özellikleri ise aşağıdaki listede verilmiştir; Petunya: Büyük ve renkli çiçekleriyle tanınan petunya, balkon ve bahçelerde dekoratif amaçlı tercih edilir. Bakımı oldukça kolaydır ve uzun süre boyunca çiçekleri canlı kalır. Kelebeklerin ilgisini çeken bitkilerdir. Pembe Karanfil: Zarif ve hoş kokusuyla öne çıkar. Çeşitli renklerde olan karanfillerin pembe versiyonudur. Dekoratif amaçlı olarak sıkça yerle yetiştirilir. Pembe karanfil, geleneksel tıpta bazı zamanlarda ağrı kesici olarak tercih edilmiştir. Portakal Çiçeği: Portakal ağacının çiçeklerinden elde edilen zarif bir çiçek olarak öne çıkar. Hoş kokusuyla parfüm ve kozmetik dünyasının ilgisini çekmiştir. Portakal çiçeği, geleneksel tıpta sakinleştirici etkilerle kullanılmıştır. Prens Çiçeği: Gösterişli çiçekleri ve zarif yapısıyla birçok çiçekten ayrılır. Dikkat çekici ve renkli özellikleri ile öne çıkan bu çiçek, tropikal bitkilerin özelliklerini taşır. İç mekanlarda süs bitkisi olarak rastlanılabilir.

Source: Habertürk


Metro Türkiye”den Metro Chef markasıyla deniz ürünlerine 5 yeni ürün

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Metro Türkiye, taze balık reyonundaki ürün çeşitliliğini artırarak Marine Karides, Marine Karışık Deniz Ürünleri, Marine Füme Çiroz Uskumru, Marine Füme Ahtapot ve Marine Füme Midye çeşitlerini ürün portföyüne ekledi. Yeni ürünler, marine edilen deniz ürünleri ile sıcak ve soğuk mezelerden ana yemeklere kadar çeşitli yemeklerle uyumlu şekilde kullanılabiliyor. Sirke ve tuz karışımında saklanarak hazırlanan ve marinat teknolojisiyle üretilen bu ürünler, hem lezzet hem de pratiklik sunmayı hedefliyor. Marine Füme Çiroz Uskumru, Marine Füme Ahtapot ve Marine Füme Midye gibi ürünler, meşe dumanında fümelenerek tüketime hazır hale getiriliyor. Şirket, otel mutfaklarından ev sofralarına kadar geniş bir kullanım alanına sahip ürünlerle hem profesyonel mutfaklar hem de bireysel tüketiciler için kolaylık sağlamayı hedefliyor.

Source: Internet Haber


Uzmanından “Alışveriş sepetine en son et ekleyin” tavsiyesi

Gürbüz, konuya ilişkin AA muhabirine, önemli besin kaynaklarından olan kırmızı etin, uygun koşullarda muhafaza edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına sebep olabileceğini söyledi. Yüksek değerli protein, B grubu vitaminleri ve mineral kaynağı etin çok kısa sürede bozulmaya yatkın olduğunu dile getiren Gürbüz, “Etler, taşınma, muhafaza edilme, satın alınma, evlerden buzdolabına yerleştirilme süreçlerinde mikrobiyal kontaminasyona maruz kalabilmektedir ve etin doğal yapısı gereği de mikroorganizmalar için son derece elverişli bir ortam oluşmaktadır.” dedi. Gürbüz, etlerin hijyen koşulları sağlanmış market veya kasaplardan alınması gerektiğine dikkati çekerek, “Ayrıca et ve et ürünleri alımını, alışverişimizin en son aşamasında gerçekleştirmeliyiz. Etleri satın alıp ödeme yapıldıktan sonra oyalanmadan en kısa süre içerisinde evlerimize ulaştırmalıyız. Bu, mikroorganizmaların faaliyetlerinin azaltılması bakımından son derece önemlidir. Etleri soğuk ortamdan alıyoruz. Aldıktan sonra büyük marketlerde uzun süre dolaşmaya devam edersek, etlerde var olan mikroorganizmalar çok hızlı bir şekilde harekete geçer. Çünkü ortam ısısı mikroorganizmaların üremesi için elverişli hale gelir. Sıcak veya rutubet gibi birçok faktör bu mikroorganizmaların çok hızlı gelişmesine sebebiyet verecektir.” diye konuştu. Etin sıcak ortamda uzun süre tutulmasıyla gıda zehirlenmelerine neden olabileceğini ifade eden Gürbüz, alışverişte etlerin uzun süre market arabaları ile arabanın bagajında dolaştırıldığını, bu sürenin bazen 3-4 saati bulabildiğini gözlemlediklerini aktardı. Gürbüz, tüketicinin güvenilir ürün aldığını düşünürken, kendi hatalarından dolayı belli bir süre sonra etin evde bozulduğunu gözlemlediğini anlattı. – “Derin dondurucuda 6 aydan fazla bekletilmemeli” Etlerin evde buzdolabının soğutucu kısmında veya derin dondurucu kısmında saklandığını anlatan Gürbüz, “Etlerin soğutucu kısmında saklama süresi zaten kısadır. Özellikle kıyma satın almışsanız kıymadaki bozulma çok daha hızlı ilerleyecektir. Dolayısıyla kıymayı da burada çok fazla bekletemeden mutlaka tüketmemiz gerekir. Kıymanın dayanma süresi bu anlamda 1-2 günü geçmez. Buzdolabının soğuk kısmında 1-2 günden fazla bekletilmemesi gerekir.” bilgisini paylaştı. Gürbüz, endüstriyel sistemde etin -35 santigrat derece şok dondurma yöntemiyle dondurulduğunu, bu şekilde etin iç ısısının -18 dereceye getirildiğini belirterek, şunları kaydetti: “Endüstriyel anlamda etlerin muhafaza süresi 1 yıla kadar dayanabildiği halde evdeki etlerimizi 6 aydan fazla bekletmememiz gerekiyor. Çünkü etin iç ısısı evdeki derin dondurucularımızda hiçbir zaman -18 dereceye ulaşmaz. Onun için evdeki derin dondurucularımızda etin muhafaza süresi 6 ayı geçmemelidir. Kıyma ya da kuşbaşı şeklinde derin dondurucuya koymuşsak bunların dayanma süresi biraz daha kısadır. Buna da yaklaşık 3-4 ay gibi bir süreç biçebiliriz. Eğer geçen Kurban Bayramı”ndan etleri derin donduruculara koymuşsak bu etlerin bir an önce tüketilmesi gerekir. Aksi taktirde tüketim sırasında istenilmeyen halk sağlığı sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliriz.”

Source: Internet Haber


Uzmanından “Alışveriş sepetine en son et ekleyin” tavsiyesi

Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Gürbüz, konuya ilişkin AA muhabirine, önemli besin kaynaklarından olan kırmızı etin, uygun koşullarda muhafaza edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına sebep olabileceğini söyledi.

Yüksek değerli protein, B grubu vitaminleri ve mineral kaynağı etin çok kısa sürede bozulmaya yatkın olduğunu dile getiren Gürbüz, “Etler, taşınma, muhafaza edilme, satın alınma, evlerden buzdolabına yerleştirilme süreçlerinde mikrobiyal kontaminasyona maruz kalabilmektedir ve etin doğal yapısı gereği de mikroorganizmalar için son derece elverişli bir ortam oluşmaktadır.” dedi.

Gürbüz, etlerin hijyen koşulları sağlanmış market veya kasaplardan alınması gerektiğine dikkati çekerek, “Ayrıca et ve et ürünleri alımını, alışverişimizin en son aşamasında gerçekleştirmeliyiz. Etleri satın alıp ödeme yapıldıktan sonra oyalanmadan en kısa süre içerisinde evlerimize ulaştırmalıyız. Bu, mikroorganizmaların faaliyetlerinin azaltılması bakımından son derece önemlidir. Etleri soğuk ortamdan alıyoruz. Aldıktan sonra büyük marketlerde uzun süre dolaşmaya devam edersek, etlerde var olan mikroorganizmalar çok hızlı bir şekilde harekete geçer. Çünkü ortam ısısı mikroorganizmaların üremesi için elverişli hale gelir. Sıcak veya rutubet gibi birçok faktör bu mikroorganizmaların çok hızlı gelişmesine sebebiyet verecektir.” diye konuştu.

Etin sıcak ortamda uzun süre tutulmasıyla gıda zehirlenmelerine neden olabileceğini ifade eden Gürbüz, alışverişte etlerin uzun süre market arabaları ile arabanın bagajında dolaştırıldığını, bu sürenin bazen 3-4 saati bulabildiğini gözlemlediklerini aktardı.

Gürbüz, tüketicinin güvenilir ürün aldığını düşünürken, kendi hatalarından dolayı belli bir süre sonra etin evde bozulduğunu gözlemlediğini anlattı.

“Derin dondurucuda 6 aydan fazla bekletilmemeli”

Etlerin evde buzdolabının soğutucu kısmında veya derin dondurucu kısmında saklandığını anlatan Gürbüz, “Etlerin soğutucu kısmında saklama süresi zaten kısadır. Özellikle kıyma satın almışsanız kıymadaki bozulma çok daha hızlı ilerleyecektir. Dolayısıyla kıymayı da burada çok fazla bekletemeden mutlaka tüketmemiz gerekir. Kıymanın dayanma süresi bu anlamda 1-2 günü geçmez. Buzdolabının soğuk kısmında 1-2 günden fazla bekletilmemesi gerekir.” bilgisini paylaştı.

Gürbüz, endüstriyel sistemde etin -35 santigrat derece şok dondurma yöntemiyle dondurulduğunu, bu şekilde etin iç ısısının -18 dereceye getirildiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Endüstriyel anlamda etlerin muhafaza süresi 1 yıla kadar dayanabildiği halde evdeki etlerimizi 6 aydan fazla bekletmememiz gerekiyor. Çünkü etin iç ısısı evdeki derin dondurucularımızda hiçbir zaman -18 dereceye ulaşmaz. Onun için evdeki derin dondurucularımızda etin muhafaza süresi 6 ayı geçmemelidir. Kıyma ya da kuşbaşı şeklinde derin dondurucuya koymuşsak bunların dayanma süresi biraz daha kısadır. Buna da yaklaşık 3-4 ay gibi bir süreç biçebiliriz. Eğer geçen Kurban Bayramı”ndan etleri derin donduruculara koymuşsak bu etlerin bir an önce tüketilmesi gerekir. Aksi taktirde tüketim sırasında istenilmeyen halk sağlığı sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliriz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İ Harfi İle Başlayan Meyve İsimleri

İ HARFİ ile BAŞLAYAN BİTKİLER İ harfi ile başlayan bitkiler şunlardır; İris İğde İşkembe Otu İzmir Çiğdemi İzmir Kekliği İdrar Söktürücü Otu İzmir Dikeni İncir Pekmezi İ HARFİ ile BAŞLAYAN MEYVELER İ harfi ile başlayan meyveler şunlardır; İncir İçel Üzümü İngiliz Kirazı İspanyol Portakalı İzmir Mandalinası İ HARFİ ile BAŞLAYAN ÇİÇEKLER İ harfi ile başlayan çiçekler şunlardır; İncir Çiçeği İspanyol Gülü İzmir Çiğdemi İzmir Zambak İzmir Çiçek İnek Yalancı Çiçeği İğde Çiçeği İri Çiçekli Menekşe İçsel Zambak İ HARFİ ile BAŞLAYAN BİTKİLERİN ÖZELLİKLERİ İ harfi ile başlayan bitki isimleri ve özellikleri şunlardır; İris: Gösterişli çiçekleriyle tanınan iris, baharda açan renkli yapısıyla öne çıkar. Park ve bahçelerde dekoratif olarak sıkça karşılaştığımız iris, geleneksel tıpta da kullanılmıştır. İğde: Küçük sarımsı beyaz çiçekleri ve kırmızı meyveleriyle öne çıkan iğde, C vitamini deposu olarak dikkat çeker. Bağışıklık sistemini destekleyici özelliklerinin yanı sıra antioksidan nitelikleri de beğeni toplar. İşkembe Otu: Sindirim sistemi üzerinde faydalı etkileriyle öne çıkan işkembe otu, bilhassa mideyi rahatlatıcı nitelikleriyle de dikkat çeker. İdrar söktürücü özellikleri de işkembe otunun nitelikleri arasındadır. İzmir Çiğdemi: Akdeniz iklimine özgü bir bitki olan İzmir çiğdemi, mor çiçekleri ve geniş yapraklarıyla öne çıkar. Geleneksel tıpta baş ve kas ağrıları için kullanılmıştır. İzmir Kekliği: Türkiye ye özgü olan bu bitki, çoğunlukla dağlık bölgelerde yetişir. Doğal antibakteriyel ve antioksidan özellikleri öne çıkar. İzmir kekliği, solunum yolu rahatsızlıklarında öne çıkan tedavi elemanları arasındadır. İ HARFİ ile BAŞLAYAN MEYVELERİN ÖZELLİKLERİ İ harfi ile başlayan meyve isimleri ve özellikleri şunlardır; İncir: Özellikle yaz aylarında olgunlaşan, tatlı ve sulu içeriği ile birçok kişinin favorisidir. Yüksek lif içeriği ve C vitamini açısından zenginliğiyle sindirimi kolaylaştıran ve hastalıklardan koruyan bir yapısı vardır. İçel Üzümü: Türkiye nin İçel (Mersin) bölgesine özgü bir üzüm çeşididir. Çoğunlukla şaraplık ve sofralık olarak kullanılır. Asidik ve tatlı bir lezzeti vardır. Kan şekerini düzenleyici özellikleriyle öne çıkar. İngiliz Kirazı: Daha büyük ve parlak kırmızı renkte olan kiraz, sulu ve tatlı bir çeşittir. Özellikle yaz aylarında popüler olur. Vitamin ve mineraller açısından oldukça zengindir. Bağışıklık sistemini güçlendirirken kalp sağlığını destekler. İspanyol Portakalı: Tatlı ve sulu olan bir narenciye türüdür. İspanyol portakalı, bilhassa C vitamini açısından zengin bir depodur. Cilt sağlığını iyileştirirken vücutta detoks etkisi yaratması da dikkat çekicidir. İzmir Mandalinası: Tatlı ve sulu bir narenciye meyvesi olan İzmir mandalinası, kış aylarında tüketilir. Şeker oranı düşük olduğundan sindirim sistemine de fayda sağlar. İ HARFİ ile BAŞLAYAN ÇİÇEKLERİN ÖZELLİKLERİ İ harfi ile başlayan çiçek isimleri ve özellikleri aşağıda verilmiştir; İncir Çiçeği: İncir meyvesiyle ilişkilendirilen bu çiçek, küçük, sarımsı ve yeşil renkleriyle dikkat çeker. Geleneksel tıpta çeşitli sindirim sorunları için kullanıldığı bilgisi vardır. İspanyol Gülü: Büyük ve gösterişli şekliyle dikkat çeken İspanyol gülü, kırmızı, pembe veya beyaz renkleriyle öne çıkar. Zarif yapısıyla bahçe dekorasyonunda sıkça karşılaşılan İspanyol gülü, ayrıca hoş kokusuyla da popülerdir. İzmir Çiğdemi: Çoğunlukla Akdeniz iklimine özgü bir çiçek olan İzmir çiğdemi, erken bahar aylarında doğanın uyanışını simgeleyen bir bitkidir. Geleneksel tıpta romatizmal ağrılara iyi geldiği bilgisi vardır. İzmir Zambağı: Sarı tonlarda büyük ve zarif çiçeklere sahip bir bitki olan İzmir zambağı, dekoratif amaçlarla kullanılır. Geleneksel tıpta solunum yolu hastalıkları için bir tedavi aracı olduğu bilinir. İzmir Çiçeği: Genellikle park ve bahçelerde yetişen bu çiçek, sarı ve beyaz renklerdedir. Şifalı etkilerinin olduğuna inanılan İzmir çiçeğinin, baş ağrısı ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklar için kullanıldığı düşünülür. Ayrıca, dekoratif öğe olarak da yaygın olarak karşılaşılır.

Source: Habertürk