“Lezzetli Yaşam: Ramazan İpuçları ve Ücretsiz İçecek Fırsatları”

Uyandınız mı?

Sabah uyandığınızda ilk düşündüğünüz şey nedir? Sabah sabah… “Daha afyonumuz patlamadı” dediniz. Sırası gelmişken “Afyonu patlamamak” deyimini bilmeyen yoktur. Hikâyesi de var elbette… Osmanlı dönemlerinde yaşayan keşler ramazanda oruçları bozulmasın diye sahurda afyon kapsülleri yutarlarmış. Mide asidi ile etkileşime giren kapsüller öğlen civarı patlayınca kendilerine gelirlermiş. Günümüzde; uykudan uyanmasına rağmen henüz mahmurluğu atamamış, huysuzlananlara söyleniyor. Bu bilgiyi verdikten sonra sadede gelirsek… Sabah erkenden uyanıp gazete okuma alışkanlığınız varsa ki; bunun cevabını rahatlıkla verebilirsiniz. Mesela gülümseyerek “Çok güzel bir sabaha uyandım yine…” diye kendinizi güne motive ederken, radyoda çalan sevdiğiniz müzikler eşliğinde gazetenizi okuyorsunuzdur… Birazdan sevgilinizle veya sevdiklerinizle birlikte yapacağınız kahvaltıya yardım için mutfağa gitmeniz gerektiği aklınıza geldiğinde, gazeteyi kenara koyup keyifle gideceksiniz. Kimileri bu satırları okurken iç çekip ardından sitemkâr bir ses tonuyla, “Nerdeee bu lüks bizde kardeşim… Erkenden kalkıyoruz elbette ama gazete, müzik, kahvaltı hak getire yani, koştur koştur işe gidiyoruz…” Bazısı “Uyandığımızın bile farkında olmuyoruz… Evden çıkıp doğruca otobüs durağına, otobüsü kaçırdık mı önce işi, ardından hayatı kaçırıyoruz…” Bir başkası cevaben, “Ne mutlu sana ki bir işin var be güzel kardeşim… Benim o da yok… Her sabah erkenden karnımın gurultusundan uyanıp işe gider gibi yapıyorum…” Kaşlarınızı çattınız biliyorum… “Uyandık diye şükür mü edelim, uyanacağız tabi ki” dediniz… Uyandınız mı cidden? “Günaydın” o zaman…KOKUYU SANATA TAŞIYAN ADAM ‘AHMET YİĞİDER’Kokular; biz biyolojik canlıların yaşam izlerini temsil eden en önemli artığı, duyguların dışa vurumu ya da var olmanın kanıtıdır. Bu benim düşüncem elbette… Siz de benim gibi düşünüyorsanız, 27 Şubat’ta CerModern’de başlayan, hayranlık duyacağınız bir etkinliği duyurmak istiyorum. Küratörlüğünü sevgili dostum Dilek Karaaziz Şener’in yaptığı ve karınca yaşam felsefesinin başrolde olduğu serginin adı “Karınca Yuvası.” 23 Mart’a kadar sürecek sergide, karıncanın yaşam felsefesinin temelinde yer alan “disiplin ve iletişimin” kaynak olgusunu, kokuyu derinden hissedeceksiniz. Kokuyu sanatına yansıtmayı başaran, heykel sanatçısı Ahmet Yiğider’in metal ve bez kullanarak oluşturduğu konik şekilli devasa heykelin içerisinde gezinebiliyor, spiral labirentte kaybolma hissini algılayarak heyecanlanıyorsunuz. Spiralin sonuna doğru duyumsadığınız güçlü kokudan etkilenecek, karıncalara karşı duyduğunuz hayranlığınızı tazeleyeceksiniz… Kokunun fotoğrafı çekilmez sanırdım ancak sevgili arkadaşım Birben çekmiş, bunun için teşekkür ederim.TATLIM, KIYMETLİM ‘BAĞDAT’LIMRamazan gelince aklıma ilk gelen tatlı “Bağdat tatlısı” desem siz de katılır mısınız? Aklına ilk gelen ve ilk canının çektiği olduğunu bildiğim birçok Ankaralı tanıyorum… Tatlının ismi Bağdat olsa da ana vatanı Ankara. 1978 yılında Antepli tatlı ve kebap ustası “Lütfü Değer” tarafından Maltepe Şehit Daniş Tunalıgil Caddesi’nde kurulan “Bağdat Kebapçısı”nda doğuyor. Doğuş o doğuş… Ankaralının hafızasına kazınıyor ve Lütfü Usta’nın efsane tatlısı bir daha asla ölmüyor… Her iyi şeyin taklidi olduğu gibi Lütfü Usta’nın Bağdat tatlısı da taklit ediliyor… Ancak taklitlerinin hiçbiri esasının yerini tutmuyor, “Taklitler esasını yaşatır” deyimi gerçek oluyor. Gittiğimde, rahmetli Lütfü Usta’nın kızı Sevde Yıldız tezgâhın arkasındaydı. Tatlının görüntüsü de tadı da her zamanki gibi özgün ve elbette ki şahaneydi… Siz de gidin derim…EFSANE ‘İFTAR’Efsane Kebapçı Selçuk Usta’nın kebaplarına bayılıyorum… Daha önce Bağlar Caddesi’ndeki yerini ve nefis kebaplarını yazmıştım. Çukurambar Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi’ndeki yeni yerine taşındığını haber verince, gitmemek olmazdı. Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü’müz sevgili Murat Yılmaz ve zarif eşi Dilek de oruçluydu, hep beraber iftara Selçuk Usta’ya gittik. Eski yerine nazaran çok büyük restoranın servis tabaklarındaki tarihi “Nemrut Dağı” vurgusunu hepimiz çok sevdik. Ön ikramlardan “bostana” her zamanki gibi lezizdi… Urfa’ya has çiğ köfte şahaneydi… Bu sefer kebap yemedik, Selçuk Usta çoban kavurmayla, tepside fırınlanmış “incik gerdan” önerdi. Çoban kavurma, uzun zamandır yediğimin en iyisiydi… İnci gerdan, çok farklı geldi. Doyumluk ve ekmekle banmalık tepsiden, insanın yedikçe yiyesi geliyor… Finaldeki künefeyi de çok beğendik. Ramazan bitmeden uğrayın…

Source: Aziz Devri̇mci̇


Ramazanda sağlıklı kalmak için bu besinlerden uzak durun!

Diyetisyen Serap Güzel yaptığı açıklamada, daha rahat ve sağlıklı bir Ramazan ayı geçirmek için sahur ve iftar vakitlerinde tüketilmesi gereken besinleri ve bu süreçte dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Diyetisyen Güzel, “Sahur, ertesi günü enerjik ve rahat geçirebilmemiz için en kritik öğündür. Bu öğün asla atlanmamalı ve bu öğünde muhakkak yeteri kadar su içilmelidir. Bu öğünü atlamak, gün içinde halsizlik, baş ağrısı ve dikkat eksikliği gibi sorunlara yol açabilir. Sahurda sağlıklı ve hafif beslenmemiz önemlidir. Yulaf ezmesi, tam buğday ekmeği gibi lif açısından zengin karbonhidratlar uzun süre tok kalmayı sağlar.

Yumurta, peynir, yoğurt, süt ve az tuzlu lor peyniri gibi besinlerin protein içeriği yüksektir ve uzun süre tokluk hissi sağlar. Muhakkak taze yeşillik soframızda bulundurulmalı. Zeytin, avokado, ceviz, badem ve fındık gibi sağlıklı yağ kaynakları, enerjinizi artırarak oruç tutarken yorgun ve halsiz hissetmenizi engeller. Sahurda bol su içerek gün içinde oluşabilecek susuzluğun etkilerini hafifletebiliriz. Ayrıca, bu öğünde bitki çayları da tercih edilebilir” diye konuştu.

İftarda hızlı ve fazla miktarda yemek tüketmenin, kan şekeri dengesini bozabildiğini ve mide rahatsızlıklarına neden olabildiğini ifade eden Güzel, şunları söyledi:

“Hız ve fazla miktarda yediğiniz yemekler, mide başta olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına yol açabilir. Bu nedenle yavaş yemek yemek ve yemeğe kısa aralıklara devam etmek sağlıklıdır. Peki iftarda neler yemeliyiz ve nelerden kaçınmalıyız? Düşük glisemik indeksli besinleri tercih etmeli, yüksek glisemik indeksli beyaz unlu hamur işlerinden kaçınılmalıdır.

Lifli ekmek türleri, bulgur, kepekli pirinç, baklagiller posası yüksek olduğu için kan şekerini yavaş yükseltir ve daha uzun süre tok tutar. Bunların yanında bol sebze ve salata yine bağırsakların çalışmasına yardımcıdır, vitamin ve mineral ihtiyacınızı karşılar. Et, tavuk veya balık protein içeriği yüksek olduğu için tokluk verecek besin grubudur ama pişirme şekline dikkat edilmelidir.

Fırında, ızgara veya az yağlı haşlama şeklinde pişirilmelidir. İftar sonrası tatlı yerine meyve tercih edilmelidir. Sahurda olduğu gibi iftarda da su tüketimine özen göstermeliyiz. İftar sonrası en az 1-1,5 litre olacak şekilde su tüketmeye çalışmalıyız. Çay ve kahve su olarak düşünülmemelidir. Bitki çayları, ayran, süt, kefir gibi besinler sıvı tüketimine katkı sağlayacak ve besin değeri açısından zengin alternatifler olarak iftarda ya da sahurda tüketilebilir.

İftardan sonra hafif egzersizler veya yürüyüş yapmak sindirime yardımcı olur. Ramazan’da özellikle kaçınmamız gereken yiyecekler, hamur işleri, kızartmalar, şerbetli tatlılardır. Hazır, paketli gıdaların yağ, şeker ve tuz içeriği yüksektir. Bunların tüketimi sindirim sisteminizi etkileyebileceği gibi genel sağlığınız için de zararlıdır. Özellikle diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıkları oluşumuna neden olabileceği asla unutulmamalıdır.”

Source:


Ünlü kahve markasının baristası açıkladı: Müşteriler tek bir şey yaparsa her zaman bedava içecek alabilir

Bir barista, müşterilere ücretsiz içecek alma yolunu gösteren kolay bir taktiği paylaştı. dünya çapında 40 binden fazla şubesiyle en sevilen kahve zincirlerinden biri olmayı sürdürüyor. Kafeler arkadaşlarla sohbet etmek, bir molada enerji toplamak ya da yalnız kalıp biraz zaman geçirmek için popüler mekanlar fakat çalışanlar için her zaman işler böyle gitmeyebiliyor.

Barista, bir müşteriyle yaşadığı olumsuz bir etkileşimi paylaştı. Müşteri, kartının uygulamada çalışmadığını ve kendisine kaba davranıldığını belirterek olumsuz bir yorum bıraktı. Yorumda ise “Her gün geldiğim bu Starbucks”a bir daha gelmeyeceğim. Kartım uygulamada çalışmıyordu ve çıkarken bir adam bana kartımı geri vermem gerektiğini söyledi, ama “suyu bedava verebilirim” dedi! 4 dolarlık içecek için… Hayat boyu müşterinizi kaybettiniz.” ifadelerine yer verdi.

Barista, olayı kendi tarafından anlatırken ise “Müşteri Tesla ile geliyordu, 7 dolarlık bir latte ve bir su aldı. Kartları çalışmadı, ardından bana, “Her gün buraya geliyorum, yarın ödeyebilir miyim?” diye sordu. Ben de “Hayır” dedim. Başka hiçbir şey demedim! İçkisini geri verdi, çünkü aslında ona verecektim, çünkü zaten içmişti. Sonra o uzaklaştı ve birkaç saat sonra bu yorumu gördüm.” şeklinde konuştu.

“EĞER NAZİK OLURSANIZ BARİSTA GENELLİKLE SİZE BEDAVA KAHVE VERİR”

Diğer baristalar ve kafe sahipleri de deneyimlerini paylaşırken, “Bir kişi, “Eğer nazik olursanız, barista genellikle size bedava verir. Bir keresinde cüzdanımı unuttum, bana bedava verdiler. Bu yüzden hayatım boyunca bu kafeye geldim” dedi. Diğer bir kullanıcı da “Bir keresinde kartım evde kalmıştı, barista içkimi bedavaya verdi, çünkü nakit kullanacaktım ama bir dolar eksik çıkmıştı. Hala onunla karşılaştığımda ona içki ısmarlamaya çalışıyorum” şeklinde bir deneyim paylaştı

Source: Haber Merkezi


Çiçek bamyasının fiyatı duyanları şaşırtıyor! Gram altını bile geçti

Amasya”nın coğrafi işaret tescilli çiçek bamyasının fiyatı son günlerde gram altını bile geçti. Çiçeğinin sarı rengi ve değerli olduğu için “sarı altın” denen bamya semt pazarında 3 bin 500 TL”den satılıyor. Kentte geçen yıl 2 bin 500 ton üretimi gerçekleşen bamyanın ekonomiye katkısı 367 milyon TL olarak açıklandı. “Bamyası olanlar ihya oldu”
Amasya semt pazarında bamyanın kurusunun kilosunu 3 bin 500 TL”den satan 42 yıllık esnaf Metin Kantarcı, “Aynı altın borsası gibi bamya borsası var. Fiyatı bir iniyor, bir çıkıyor. Şu anda 3 bin 500 TL. 1,5 ay önce 2 bin 700 liraydı. Son aylarda fiyatı müthiş yükseldi, coştu. Kimse yakalayamıyor. Bamyası olanlar da bu arada ihya oldu. Apartman alamasa da iki, üç tane daire alabilirler” dedi. Peşin paraya satılan bamyanın altın gibi hemen paraya çevrilebildiği gibi alıcının üreticinin kapısına kadar geldiğine değinen Kantarcı, “Geceleri bile satıldığı olur. Kuyumcu açık değildir. Ama bamyacı açıktır. Çiçek bamyası gram altınla yarışıyordu. Herhalde çeyrek altını yakalayacak” diye konuştu. Bamyanın hasadının çok zahmetli olduğunu anlatan Emre Can Kantarcı “Bamyanın fiyatının yükselmesi ve talep görmesinin nedeni toplamasının çok zahmetli olması” dedi.
Amasya Pazarcılar Derneği Başkanı Tolga Güven, geçen yıl 5 bin 500 dekar alanda 2 bin 500 ton üretilen çiçek bamyanın ekonomiye katkısının 367 milyon TL olduğunu söyledi. Güven, bu katkının bu yıl daha da artacağının tahmin edildiğini vurguladı. (İHA)

Source: Dünya Gazetesi


Fırında hijyen skandalı! Pide yapılan tezgahta terlikle gezdi

Çanakkale”nin Çan ilçesinde yer alan bir fırında çekilen, hijyenin yok sayıldığı görüntüler sosyal medyada yayılınca tepki topladı. TERLİKLE HAMUR TEZGAHINDA GEZDİ Görüntülerde bir kişinin pide hamurlarına şekil verdiği, bir kişinin pideleri pişirdiği ve bir kişinin ise ayağında mavi terliklerle hamur tezgahında gezindiği anlar yer aldı. Ayrıca pide yapan 3 kişiden sadece birinde video olması ve videoda arka planda “Zirvedeyim sesin duyulmuyor” sözlerinin yer aldığı bir müziğin çalıyor olması dikkat çekti. “HASAN USTA KÜREĞİN SAPINA YAPIŞTI BIRAKMAYACAK” Görüntüleri kayda alan kişinin, “Sıkıntı yok. Herkeste bone mi var? Hasan Usta küreğin sapına yapıştı bırakmayacak zaten. Hayırlı ramazanlar.” dediği. Hasan Usta olarak seslenilen kişi ise pidenin 300 gramının 25 lira olduğunu ifade etti. “O TERLİKLE TUVALETE GİRDİĞİNİ DÜŞÜNÜNCE…” Sosyal medyada paylaşılan bu görüntüler büyük yankı uyandırdı. Kullanıcılar, fırındaki hijyen eksikliklerine karşı sert tepki göstererek, “Bu nasıl rahatlık seviyesi yok artık”, “O terlikle tuvalete girip çıktığını düşününce korkutucu oluyor”, “Fırının direkt kapatılıp bunların meslekten men edilmesi gerekiyor” ve “Terliğin tabanı, una basmaktan hamur katmanı olmuş” gibi yorumlar yaptı.

Source: Haberler


Bebe bisküvisinin reklam yüzüydü, yıllar sonra aynı firmada yönetici oldu

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi”ndeki 16 bin metrekarelik kapalı alanda iç ve dış piyasa için çalışan Oylum Gıda, bisküvi çeşitlerinin yanı sıra kraker, gofret ve atıştırmalık üretiyor.

Kayseri”de 1969 yılından itibaren faaliyet gösteren firmada, 1990″lı yıllarda üretilen bebe bisküvisinin ambalajında bebeklik fotoğrafı yer alan Begüm Büyüknalbant, şimdilerde aynı işletmede satın alma ve kurumsal iletişim direktörü olarak görev yapıyor.

Aile işletmesinde 3. kuşak olarak çalışan 35 yaşındaki 2 çocuk annesi Büyüknalbant, AA muhabirine, 3 kardeşiyle çalıştıklarını, Borsa İstanbul”da işlem gören şirketi büyütme yolunda ilerlediklerini söyledi.

Büyüknalbant, yıllık 18 bin ton kapasiteyle tam otomatik hatlarda üretim gerçekleştirdiklerini belirtti.

“Ambalajda reklam yüzüydüm”

Henüz bebekken firmada reklam yüzü olarak yer aldığını ve ilginç bir kariyer hikayesi olduğunu anlatan Büyüknalbant, 2012 yılından itibaren şirkette çalışmaya başladığını dile getirdi. Büyüknalbant, şunları kaydetti:

“Bu pozisyona hemen gelmedim. İlk yıllarımda önlüğümü giyerek gıda teknikeri olarak çalışmak istedim. Burası bir aile şirketiydi ve bana her zaman bir masa ve koltuk vardı ama ben üretim işleyişini öğrenmek istiyordum. Abime ve babama bunu söyledim, “Önlüğümü giyeceğim ve üretimde çalışacağım, işleyişin nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum.” dedim. Gıda teknikeri olarak başladım, aslında işletme mezunuyum. Paketlemeden bisküvi toplamaya, kolilemeden tarihlemeye kadar birçok alanda çalıştım. 1990″lı yılların başında bebe bisküvisi üretirken ambalajda reklam yüzüydüm. Bir usta başı beni oradan tanıdı ve beni deşifre etti. Gıda teknikeri olmadığım anlaşıldı. Rotasyonlar yaparak üretimin ardından diğer birimlere geçtim, şimdi bu pozisyonda devam ediyorum.”

Büyüknalbant, işi mutfağında öğrenmenin kendisine çok fayda sağladığını belirterek, “Neyin nasıl yapıldığını, işleyişi, hangi ürün nereden alınır bunu net şekilde öğrenmiş oldum, tecrübeyle piştim. Kayseri”de bir firmanın hem yönetiminde yer almaktan hem de kadın faaliyetlerinde bulunmaktan çok mutluyum.” dedi.

40 ülkeye ihracat yapılıyor

Kadın istihdamına önem verdiklerini dile getiren Büyüknalbant, 212 çalışandan 98″inin kadınlardan oluştuğunu söyledi.

Büyüknalbant, yarım asırdan fazladır atıştırmalık sektöründe faaliyet gösterdiklerine dikkati çekerek, “Satışların yüzde 65″ini iç piyasa, yüzde 35″ini ihracat oluşturuyor. Ulusal ve uluslararası zincir marketlerde de ürünlerimiz yer alıyor. 40 ülkeye ürünlerimizi gönderiyoruz. 2024 yılı ciromuz yaklaşık 600 milyon lira. Bu hedefi 2025 yılında daha yukarıya taşımayı amaçlıyoruz. Şirketimizin BRCGS, Helal Sertifikası, ISO 22000, ISO 14001, ISO 45001 kalite sertifikaları bulunuyor. Ayrıca Sedex ve BSCI Sosyal uygunluk sistemlerini de yürütmekteyiz.” şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Pide tezgahına terlikle bastı! Ceza yedi

Çanakkale nin Çan ilçesinde bir ekmek fırınına hijyen şartlarına uygunsuzluktan dolayı 105 bin 274 TL para cezası kesildi. Fırında ortaya çıkan görüntülerde pide üretimi sırasında bir kişinin terlikle pide tezgahı üzerinde gezdiği, bone takmadığı görüldü. habericionecikanlar#100#left# Çanakkale nin Çan ilçesi Atatürk Mahallesindeki Bereket Ekmek fırının da ortaya çıkan görüntüler görenleri şoka uğrattı. Görüntülerde bir fırın çalışanı, pişmeye hazır pidelerin olduğu tezgahta günlük kıyafetleri ve terlikle geziyor. Çalışanların bir tanesinin bone taktığı görüntülerde, çalışanların yanı sıra hijyen kurallarına da uyulmadığı görülüyor. Bu görüntüleri cep telefonuyla saniye saniye kaydeden kişi ise, Konak fırın başladı içli içsiz pidelere. Saat üç buçukta bir parti çıkardı. Sıkıntı yok herkeste bone mi var. Hasan usta küreğin sapına yapışmış, bırakmayacak zaten. 25 lira mı pideler. Hasan usta 25 lira mı pideler ifadeleri üzerine pideleri yapan Hasan Usta ise, 300 gram pide 25 TL diyerek karşılık veriyor diyor. Videoyu çekmeye devam eden kişi ise, İyi çok güzel. Ustayı da çekelim. Hayırlı Ramazanlar. Hasan ustam hayırlı işler görüşmek üzere ifadelerini kullanıyor. ‘Zirvedeyim Sesin Duyulmuyor sloganıyla paylaşılan video ise sosyal medyaya düşmesinin ardından büyük tepki çekti. Sosyal medyaya düşen görüntünün ihbar kabul edilmesi üzerine Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Yapılan denetimlerde fırına hijyen şartlarına uygunsuzluktan dolayı 105 bin 274 TL para cezası kesildi.

Source: Habertürk


Amasya”da süt kuzularının anneleriyle buluşma anı güzel görüntüler oluşturdu

İşletmede her yıl şubat ayında başlayıp nisan ayına kadar devam eden kuzu doğumlarında yetiştiriciler, tatlı bir telaş yaşıyor.

Doğumdan bir süre sonra kuzuları ot ve saman gibi yemlere alıştırmak için annelerinden ayrı ağıllara alan yetiştiriciler, koyunları ise meraya otlatmaya götürüyor.

Sürünün ağıllara yaklaşmasıyla birbirlerinin sesini duyan anne ve yavruları arasında tatlı bir heyecan yaşanırken, ağıl kapılarının açılmasıyla binlerce kuzu süt emmek için annelerini bulmaya çalışıyor. Kuzuların meradan dönen anneleriyle dakikalar içinde buluşması, aralarındaki bağı anlatan duygusal görüntülere sahne oluyor.

Kokusu ve sesinden tanıdıkları annelerini bulunca hemen emmeye başlayan kuzuların buluşması, yaz dönemine kadar sürüyor.

Koyun ile kuzunun, binlerce hayvanın bulunduğu sürüde dakikalar içinde birbirini bulması ve koyunun yavrusu dışında başka kuzuyu emzirmemesi ise dikkati çekiyor.

“Buradaki arkadaşlarımız çok fedakarca çalışmalar yapıyorlar”

İşletmeyi ziyaret eden, Amasya Valisi Önder Bakan, son yıllarda tarım ve hayvancılıkta Türkiye”nin aslına dönmeye başladığını söyledi.

TİGEM”e bağlı işletmede, Sakız ve Karayaka ırkı melezlemesi olan Bafra ırkı koyun üretildiğini ifade eden Bakan, şunları kaydetti:

“Çok daha ileriye ülkemizi getirmek için TİGEM”lerin çok önemli bir rol üstlendiğini buraya geldiğimizde de hep birlikte gördük. Bugün hayvanların yavrularıyla buluşmasını büyük bir huzurla beraberce takip ettik. Hakikaten bir anne ve yavrunun buluşması çok duygusal oldu bizim açımızdan. Her birisi sesten ve kokuyla annelerini ve yavrularını buldular. Buradaki arkadaşlarımız çok fedakarca çalışmalar yapıyorlar.”

İşletmede bu sezon, 3 bin 400 koyunun 5 bin 500 kuzu doğurduğu ve doğumların devam ettiği bildirildi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: