“Lezzetli Yolculuklar – Selanik Gevreği’nden Kapadokya Meyhane Kültürüne”

Çıtır çıtır ev yapımı Selanik gevreği tarifi

Selanik gevreği, adını Rumeli mutfağının incisi Selanik’ten alan, iki kez pişirilen, sert dokulu ve dayanıklı bir bisküvidir. Osmanlı döneminden bu yana bilinen bu tarif, uzun süre bayatlamadan saklanabilmesi sayesinde özellikle göç yollarında, uzun yolculuklarda ve kış hazırlıklarında çok tercih edilmiştir. MALZEMELER 3 adet yumurta 1 su bardağı toz şeker 1 çay bardağı sıvı yağ 1 çay bardağı süt 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilin 2 su bardağı un (kontrollü eklenmeli) 1 su bardağı fındık veya badem (iri kıyılmış) 1 çay kaşığı tarçın (isteğe bağlı) YAPILIŞI Yumurta ve şekeri derin bir kapta beyazlaşana kadar çırpın. Sıvı yağ, süt, vanilin ve kabartma tozunu ekleyin. Unu yavaş yavaş ekleyerek ele yapışmayan, ama çok sert olmayan bir hamur elde edin. Fındık veya bademleri ekleyin, hamura eşit şekilde dağılmasını sağlayın. Hamuru ikiye bölüp uzun rulo şekli verin ve yağlı kağıt serili tepsiye alın. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında yaklaşık 25-30 dakika pişirin. Fırından çıkardıktan sonra ılıtın, keskin bir bıçakla verev şekilde dilimleyin. Dilimleri tekrar tepsiye dizin ve 150 derece fırında yaklaşık 10-15 dakika daha pişirin. Bu işlem gevrekliği sağlar.

Source: Haber Merkezi


Kapadokya'da Eski İstanbul Meyhane Kültürü Ferize Restaurant ile Canlanıyor

Ferize, yalnızca bir restoran değil; geçmişin lezzetlerini bugünün estetiğiyle buluşturan bir kültürel hafıza mekânı. Şef Korhan Büyüksuda öncülüğünde hayata geçirilen mekânda, İstanbul”un Galata, Kumkapı ve Balat sokaklarından ilham alan meze kültürü modern mutfak teknikleriyle harmanlanıyor.Şef Büyüksuda, meze anlayışını şöyle özetliyor:”Meze sadakattir. Bu sadakat sadece tariflere değil; geçmişe, ustalığa ve dostluk sofralarına…”Mezelerle Anlatılan HikâyelerFerize”nin menüsünde, topik, lakerda, tarator ve kuru fasulye gibi klasik mezeler yer alıyor. Ancak bu tabaklar yalnızca lezzetle değil; görsel estetik ve geçmişin hikâyeleriyle de dikkat çekiyor. Her meze, bir dönemin hatırasını taşıyor; her sunum, modern mutfağın zarafetini yansıtıyor.Mutfakta Bir Kültür Yorum AtölyesiFerize”nin mutfağı, sadece yemek pişirilen bir alan değil, aynı zamanda bir kültürel yorum atölyesi olarak konumlanıyor. Modern tekniklerle yeniden yorumlanan tarifler, geleneksel tatlardan ödün vermeden sunuluyor. Bu da restoranı, gastronomik bir deneyimin ötesine taşıyarak bir kültür durağı haline getiriyor.İşletmecilerden Vizyoner Bir ProjeFerize”nin bu özel girişiminin arkasında iki vizyoner isim bulunuyor: Hüseyin Avni Kılıç ve Çağrı Peksarı. İşletme ortakları, bu projeyi sadece bir restoran değil, İstanbul”un kaybolan meyhane kültürünü yaşatan bir kültür köprüsü olarak tanımlıyor.”Türkiye, gastronomik anlamda bir medeniyet hazinesidir. Biz İstanbul”un kaybolan meyhane kültürünü, Kapadokya gibi evrensel bir turizm merkezinde yaşatmak istedik.”Yerli ve Yabancı Turistlere Farklı Bir DeneyimKapadokya”nın turistik cazibesi artık sadece sıcak hava balonlarıyla sınırlı değil. Ferize ile birlikte mezeler, sohbetler ve tarihî lezzetler de bölgenin yeni çekim merkezlerinden biri oluyor.Toplumsal Hafızadan Sofrayaİstanbul meyhaneleri, yüzyıllar boyunca farklı etnik ve kültürel kimliklerin buluştuğu özel alanlar oldu. Ferize, bu ruhu Göreme”de yeniden canlandırıyor. Her tabak; bir Rum meyhanesini, bir Ermeni ustalığını ya da Osmanlı”nın son dönemindeki sofraları hatırlatıyor.Taşlar Arasında Lezzetle Anılan Bir HafızaFerize Restaurant, Kapadokya”da bir gastronomi deneyiminden çok daha fazlasını sunuyor. Eski İstanbul meyhanelerinin estetiğini ve zarafetini modern mutfakla buluşturarak, bir zaman yolculuğu vadediyor. Göreme”de kadeh kaldırıldığında, artık sadece şarap değil; İstanbul”un kültürel hafızası da taşların arasında yankılanıyor.

Source: Betül Cirit


Sağlık Bakanlığı duyurdu: Bitki çayları artık marketlerde satılmayacak!

Zayıflamak isteyen kişilerin yaygın olarak kullandıkları bitki çaylarının marketlerde satışı artık yasaklanıyor.Sağlık Bakanlığı”nın yeni duyurusuna göre, bitki çaylarının kontrolsüz kullanımının önüne geçmek için alınan bu karar doğrultusunda söz konusu ürünler artık sadece eczanelerden temin edilebilecek.Aşırı Bitki Çayı Tüketimi Sonrası Karaciğer Yetmezliğine YakalandıAksaray’da 24 yaşındaki bir kadının aşırı bitki çayı tüketimine bağlı olarak gelişen karaciğer yetmezliği sonrası komaya girmesi, yetkilileri harekete geçirdi.Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ayar, “Bu ürünlerin denetimsiz şekilde piyasaya sunulması halk sağlığı açısından ciddi riskler doğuruyor. Çayların içinde iki bin civarında aktif kimyasal madde var. Çok önemli kısmı sinir sistemi ile damar hastalıklarına zemin hazırlıyor. Gen zararı da yapıyor. Sadece onaylı çaylar içilmeli” şeklinde konuştu.TİTCK Tarafından RuhsatlandırılacakÖzellikle kadınlar arasında çok popüler bir içecek olan bitki çayları, daha güvenli bir şekilde tüketiciye ulaşması adına artık eczanelerde satışına izin verilecek ve TİTCK tarafından, kantaron, kişniş, zerdeçal, safran, karanfil ve rezene gibi 190 farklı tıbbi bitki monografı hazırlayarak, ruhsatlandırılması hedefleniyor.İlginizi çekebilir;Kilo kaybı için sabah mı akşam mı yürüyüş yapmalı? Hangi zaman daha etkili?Diyet yaparken kilo almanın 4 yaygın sebebi ve uzman tavsiyeleriBinlerce şişe geri çağırıldı: Ünlü meyve suyu markasında toksin tespit edildi!

Source: Elif Kocalı


Yaşıtları sanal alemde Aydınlı Muhammet tarlada! Tek başına 300 dönüm araziyi işliyor

Bu yıl etkili olan kuraklık ve Menderes Nehri”nin artık eskisi gibi su taşıyamamasından dolayı mısır üretiminde yoğunlaştıklarını belirten Muhammet Efe Çelik, gelişen teknoloji ile artık çiftçiliğin kas gücünden ziyade azim ve uykudan feragat edilerek yapıldığını belirtti.”ARKADAŞLARIM SANAL ALEMDE”Aydın ovasından traktör kullanmayı bilen, toprağın ve ürünlerin dilinden anlayan herkesin çiftçilik yapabileceğini belirten Çelik, İncirliova 50. Yıl Ortaokulu”nda okuyorum. Pek çok yaşıtım okuldan geri kalan zamanlarda bilgisayarda oyun oynayarak veya sanal olarak yarış arabası kullanarak eğlenip dinleniyor.”BEN 300 DÖNÜM ARAZİ İŞLİYORUM”Ben ise tarlaya gelip traktörle çift sürerek dinlenip eğleniyorum. Önceleri pamuk üretirdik bu yıl kuraklık nedeniyle mısır üreteceğiz. Tarım işinde ya büyüklerimden gördüklerimi uygulayarak ya da üründe marazi bir durum gördüğümde internetten ve ziraat ile ilgili kurumlardan bilgi alarak müdahale ediyorum. Şu anda kendim yaklaşık 300 dönüm arazi işliyorum.”EN KUTSAL İŞ GIDA ÜRETMEK OLACAK”Bu işi yaparken okulumu ve derslerimi de aksatmamaya çalışıyorum. Çiftçilik bana göre güzel bir uğraş. Çünkü önümüzdeki yıllarda dünyanın en kutsal işinin çiftçilik ve özellikle gıda üretmek olacağına inanıyorum diye konuştu.

Source: Gazetevatan.com