Ne yaşadık biz

Ne yaşadık biz

Doğru… 100 günde ne memleket kurtarılır ne de dünya.Yine de ortada bir plan var mı, ufukta bir umut var mı, elde bir sistem var mı yoksa her şey kara düzen mi ilerliyor hemen anlaşılır.Amma…Sen Ukrayna-Rusya savaşını 24 saatte bitiririm, Ortadoğu’ya barış getiririm, küresel ticaret düzenini yıkar baştan yaparım, Kanada’dan girer Panama’dan çıkarım, öğle yemeğini Grönland’da yerim bir de dönüşte İran’ı bombalar gelirim, her şeyin fiyatını şak diye indiririm, ülkeyi ayağa tak diye kaldırırım, milyonlarca göçmeni kulağından tuttuğum gibi fırlatır atarım dersen…İşte o zaman ilk 100 günün sorgulanır.Ukrayna-Rusya savaşı bırak 24 saati 24 ay daha bitmeyecek gibi. Trump bu… Kalır mı o vaadin altında? “Şaka yaptım, abartarak söyledim, zaten herkes şaka olduğunu anlamıştı” dedi. Hem Putin’in üzerinde öyle aman aman bir etkisi olmadığı ortaya çıktı, hem de Zelenski’ye yaptıklarıyla “Bu kadarı da fazla” dedirtti.Ortadoğu’ya barış getirmekten anladığının Gazze’yi satın almak, Filistinlileri sürmek, İsrail’e “Saldır” demek olduğunu gösterdi. İran ile anlaşma için zorluyor.Şu ticaret savaşlarında “Haklı” dedik. Onda da “Devrim” demişken, “Kurtuluş Günü” vaat etmişken, “Çin’i dize getireceğiz” derken işler sarpa sardı, vites önce 5’ten 1’e sonra R’ye geldi, günün sonunda kaybeden önce Amerikan halkı, sonra da Amerikan şirketleri ve hepten tüm dünya oldu.Yasa dışı göçmenleri gönderme operasyonu cadı avına dönüştü, haklı haksız, suçlu suçsuz insanlar ailelerinden koparıldı, hukuki süreç çöpe atıldı, ülkede Anayasa krizi çıktı, ilk 100 günde Trump’ın başını en çok ağrıtan konu oldu.Ha şu da var… Türkiye konularında laf etmem, edemem. Devlet adamı gibi davrandı. Netanyahu’nun dolduruşuna pabuç bırakmadı. Erdoğan ile ilişkisine halel getirmedi.Yine de ezcümle…Trump ilk 100 günde yüksekten uçtu, konudan konuya atladı, dikkati fena dağıldı, çok konuştu, az iş yaptı.Nasıl telafi eder?İkinci 100 günde şayet…-Lafa değil icraata odaklanırsa-Oraya buraya saldırmadan işine bakarsa-Önce yüksekten sallayıp sonra yolunu buluruz taktiğini bırakırsa-Tüm dünya bana muhtaç egosunu törpülerse…Daha farklı bir dünya görebiliriz.Trump bu… Değişir mi? Sanmam. Şansı yaver gider de savaşları bitirip, bölgeye barış getirip, işleri yoluna koyup 100 gün sonra beni mahcup eder mi? Keşke etse.Yoksa 100 gün de 100 hafta da geçse dönüp dolaşıp yine “Ne yaşadık biz” demekten başka çaremiz olmaz.FAŞİZM Mİ HUKUK MUBİRKAÇ haftadır yazıyordum.Trump alt mahkemeleri dinlemiyor, üst mahkemeleri dinlemiyor hatta Anayasa Mahkemesi’ni bile dinlemiyor diye.Olay ne?Yasadışı göçmenlerin, ya da yasadışı olduğu iddia edilen herkesin mahkeme yüzü görmeden apar topar sınır dışı edilmeleri.Trump diyor ki bunlar azılı katil, bunlar iflah olmaz tecavüzcü, bunlar ülkeden bir an önce def edilmesi gereken çete üyeleri.E peki araya kaynayan suçu günahı olmayan insanlar? Onlar sivil zayiat…Olaylar o kadar büyüdü ki geçenlerde FBI, bir hâkimi tutukladı.FBI Direktörü Patel de o fotoğrafı X hesabından paylaşıp bir de üstüne “Kimse hukukun üstünde değildir” yazdı.Suçlama ne?Güya Hakim Hannah Dugan, yasadışı bir göçmenin gözaltından kaçmasına yardımcı olmuş.İbret-i alem olsun diye ters kelepçe takıldı. Koluna girilip ekip otosuna bindirildi. Fotoğrafı çekildi ve en tepeden servis edildi.Hatta Beyaz Saray dedi ki…“Yasayı çiğnesinler gerekirse Anayasa Mahkemesi yargıçlarını da tutuklarız.”Mahkeme kararlarının takılmadığı, hâkimlerin tutuklandığı, insanların sorgusuz sualsiz içeri alındığı bu ülkede yaşananlar faşizmdir diyenler de var.Biz bu Trump’ı yasayı uygulasın, hırlısını hırsızını, kaçak göçmenini tutuklasın, ülkeyi yeniden güvenli hale getirsin, önünü kesmek isteyen hakim bile olsa yıkıp geçsin diye seçtik diyenler de var.Şimdi soru şu: Hukuk mu uygulanıyor, faşizme sert bir geçiş mi yapılıyor?Cevap da sizin, takdir de.BİRİ YALAN SÖYLÜYORYILAN hikâyesine döndü Çin ile ticaret savaşı…Trump önce “Şi arasın”, “Önce Şi teklif etsin” diye tutturdu durdu.Birkaç haftadır da eşe dosta “Şi beni aradı oğlum. Kaç kere konuştuk” diye hava atıyor.“Ne zaman aradı” diye soruluyor. Cevap yok.“E ne konuştunuz madem” diye soruluyor.Cevap yok.“Şi beni aradı” diyor başka bir şey demiyor.Sonunda adamlar dayanamadı. “Başkan Şi ile Başkan Trump arasında görüşme falan olmadı” dedi Çinliler. Şi, Trump’ı aradı mı, diğer liderler gibi Trump’ın “bir tarafını öptü mü” bilemem…Bildiğim tek şey şu ki ya Trump ya da Çin yalan söylüyor.ŞAPKADAN ÇIKAN TAVŞANTRUMP’ın 3’üncü kez başkan olma hevesi…Şaka yaptı dendi.Halkı yokluyor dendi.Yok canım, nasıl olacak, kapı gibi Anayasa var dendi.Trump henüz 2028 adaylığını duyurmamış olabilir ama…Geçenlerde bir şapka satışa sundu. Üzerinde TRUMP 2028 yazıyor. 50 dolardan kapış kapış gidiyor.Şapkadan çıkan tavşan ne mi? O tavşan başkan adaylığı.Bir kenara yazın… 1-2 yıl içinde ABD’nin en kırılgan fay hatlarını yerinden oynatacak bir Anayasa depremini konuşuyor olacağız.100 ADAM MI 1 GORİL MİSİZE bir haftadır Amerikan sosyal medyasında dönen geyiği anlatayım.Bir deli kuyuya taş attı. Hem de öyle bir taş attı ki valla inanmayacaksınız ama yüzlerce milyon kez görüntülendi.Sabah kalkıyorum aynı soru, akşam yatıyorum aynı soru.Millet tartışıp duruyor.Soru şu: 100 tane adam 1 tane gümüş sırtlı gorili dövebilir mi?Silah yasak, kesici delici alet yok. 100 tane adam çıkıp delikanlı gibi gorille dövüşecek.Gorile bir bakalım… Boy 2 metreden yüksek, kilo desen 200 kilogram var. Çeneleri insandan 10 katı güçlü. Tek eliyle bir insanı alabiliyor. Saatte 40 kilometre hıza çıkabiliyor.Vücut desen her yer kas.Günlerdir her önüme çıktığında bir “acaba” diyorum ama yok arkadaş… Sizi bilmem. Ben gorilciyim.

Source: Yunus Paksoy