Önce yargısız infazları durdur
İktidar haftalardır yeni infaz düzenlemesi ile ilgili, “Bayramdan önce cezaevleri boşalacak” umudunu pompaladı. Mahkûmlar ve aileleri, bu umuda dayanarak yakınlarına bayramda kavuşma hayalleri kurdu. Sonuç; DEM Parti’yle terör suçluları ile ilgili madde konusunda anlaşmadıkları için infaz paketi ertelendi. İktidar bu maddeden FETÖ’cü tutuklu ve hükümlülerin de yararlanma ihtimalinden çekiniyor. Eee, ne yapacaksınız peki? FETÖ’yü içeride bırakmak için PKK terör örgütü mahkûmlarını “kader mahkûmu” olarak mı tanımlayacaksınız? Ceza ve tutukevlerinde, hukukun ayaklar altına alınarak cezalandırılan pek çok tutuklu ve hükümlü var. AKP iktidarının araçsallaştırdığı yargı eliyle “yargısız infaz” yapılan bu isimleri salmakla başlayın işe. Türkiye’de 2010 referandumunda FETÖ ile birlikte ele geçirilen yargının istisnai olan tutuklamayı, genelleştirme alışkanlığından vazgeçerek ilk adımı atabilirsiniz. Kaçma şüphesi olmayan, delilleri karartması mümkün olmayan kişileri tutuklayarak peşin ceza kesme alışkanlığından vazgeçin artık. Ergenekon ve Balyoz davaları ile başlayan bu gelenek, artık rutin hale geldi. Devletin, peşin cezalandırdığı Ergenekon ve Balyoz sanıklarına daha sonra ceza ödemek zorunda kaldığını unutmayın. İktidarın husumet beslediği kişileri ortaya karışık kokteyl suçlar uydurarak tutukladığı isimlerin sayısı oldukça kabarık. Delil melil hak getire. Bu kişiler hakkında Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları olduğu halde iktidar ayak diriyor. Gezi tutukluları, Osman Kavala, Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş, Selçuk Kozağaçlı, Selçuk Mızraklı gibi isimlerin inatla cezaevinde tutulması yargısız infaz değil de nedir? Bu isimlerin dışında pek de gündeme gelmeyen, daha doğrusu diğer davaların gölgesinde kalan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ’ın durumu da aynı keza. Terör örgütü ile iltisaklı olduklarına dair ciddi delili bırakın, CHP üyesi olan bu iki belediye başkanı legal bir parti olan DEM’le işbirliği yaptığı ya da insani ilişkilerinden dolayı aylardır tutuklular. Siz Kandil’le işbirliği yaparken bu iki belediye başkanını Silivri’de tutarsanız kamu vicdanı bunu kabul etmez. VALİYİ DE TUTUKLAYIN O ZAMAN Adları hiç gündeme gelmeyen hatta partilerinin bile sahip çıkmadığı başka isimler de var. Eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç , eski Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Erdem , eski Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Kalender Özdemir , eski Maltepe İlçe Belediye Başkan Yardımcısı Haydar Battal ve Maltepe Belediye Başkanı Özel Kalemi Melih Morsünbül ’ün de aralarında bulunduğu 17 kişi “terör örgütünü finanse etmek” suçlamasıyla aylardır tutuklu. Suçları, DHKP/C terör örgütüne finansman sağlamak. Nasıl finansman sağlamışlar peki? Uzun bir grev sonucunda alacaklarına karşılık işverenin işçilere devrettiği Kazova Tektil’in ürettiği kazak ve tişörtleri alarak. Kazova Tekstil işçileri içinde belki birkaç tane bu örgütün sempatizanı olabilir. Belediyeler bu işçilerin sicil amiri mi? Başka? Grup Yorum’un konser biletlerini satın alarak dağıtmak. Allah akıl fikir versin. Grup Yorum, valilikten izin alarak konser yapıyorsa ve belediyeler de destek olarak bilet alıyorsa konsere izin veren vali ve Emniyet müdürü niye tutuklu değil? Bunun adı yargısız infazdır. İnfaz düzenlemesinden önce bu yargısız infazlara bir son verin.
Source: Miyase İlknur