“Religious Traditions in Turkey: Celebrating Unity and Navigating Challenges”

Ah eski bayramlar

Babalar devlet memuruydu, analar çoğunlukla ev emekçisi. Çocuklar kavaklar arasında çelik çomak, yakar top peşinde… Her ev onların su sebili, her anne onları doyuran melek. Hele ramazan, onların iple çektiği neşeli günler. Açık hava sineması örneğin. İftardan sonra tahta sandalyelere dizilip dev ekrana kilitlenilen geceler. Jenerikle birlikte hep bir ağızdan seslenişler: Türkaaan Şoraaayyy, Kadiiir İnanııır…Güle oynaya dönüş ve sahura hazırlanış. Her evden bir iç tenceresi çıkar, saçlar kurulur, oklavalar hamur açma tahtasında gider gelir. Bükmeler, boş ekmekler yağlanır. Misss gibi kokar gecenin karanlığı ve o son gece minik yürekleri çarpa çarpa yatar ertesi sabah uyanacakları Şeker Bayramı’na çocuklar. Yastığının yanına sakladığı ayakkabıyı ne çok istemiştir. Çoğunlukla istekleri gerçekleşir çocukların. Çünkü yalnızca bayramlarda alınır. Bayram kahvaltısının ardından büyükler, çocukları kucaklarına alıp aktarırlar eski bayramları torunlara. Çok eskiye gitmezler ama üzmek istemedikleri için torunları ayıklarlar kötü günleri. 1919 yılının bayramını anlatmak gelmez akıllarına örneğin. 30 Haziran günü İngiliz Orduları Başkomutanı General Milne, Osmanlı Savaş Bakanlığı’na verdiği notayla Mustafa Kemal’in İstanbul’a çağrılmasını ister. Padişah, Mustafa Kemal’e hava değişimi önerir yeter ki Anadolu’dan çık demeye getirir. içişleri Bakanı Ali Ferit, verilen görevi yerine getirir. Telgraf çeker Paşa’ya. “Hükümeti çok zor durumda buldum. Yenilgi, çaresi olmayan bir illettir. İstanbul’da ya da isteyeceğiniz bir yerde hava değişimi isteyin. Böylece düşmanın ısrarı son bulacak, hükümet kurtulacaktır.” Aynı gün bir başka İngiliz generali Adana’ya gelir. Resmi kabul töreni yapar kent halkı için. Müftü efendi kürsüdedir. “İngilizler bütün İslam aleminin ve Türklerin sevgisini kazanmıştır. Bu defa da en zor anlarında Türklerin yardımına koştukları(!) için teşekkür ederiz.” O gün Yunanlar Aydın köylerini kana boyarken Mihran Efendi’nin Sabah’ı, Ali Kemal reklamı yapar. Dört gün önce İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Ali Kemal’in Peyam’a makale yazarak memlekete büyük hizmet edeceğini söyler. Hizmetinin İngiliz mandasını istemek olduğunu yazmaz ama. Paris’e barış için giden Damat Ferit ise İstanbul’a telgraf çeker: “İngilizler Mustafa Kemal’den şikâyet ettiler”. (Sarıhan I: 354vd)SEVR BARIŞI!1920 yılının bayramı da anlatılmaz çocuklara. O yıl Şeker Bayramı’nın ilk günü 18 Haziran’dır. Fransızlar kömür deposu Zonguldak’ı işgal etmiştir. Ruslar ise söz verdikleri yardımı yola çıkarmayı erteler. İngiltere’nin Atina büyükelçisi Lord Granville de dışişleri bakanı Lord Curzon’a ünlü önerisini o gün yapar: “Yunanistan’a küçük ama değerli bir donanma yapmalıyız.” İngilizci Alemdar gazetesi okurlarının bayramını kutlarken şöyle der: “Tarihimizin en hazin ve en müthiş bir anına rastlayan bu matemli bayramımızda dünyanın her köşesinde yerleşmiş Türk ve Müslümanlar, Osmanlı Müslümanlarının yaralı kalbinden kopup gelen yakarışa katılacaklar ve bu bayramın artık felaketlerimizin sona erdiği bir saadet başlangıcı olmasını dileyeceklerdir.” Aynı sayfada Refi’ Cevad başmakaleyi döşer. “Dün aniden bir değişim oldu. Felaketlere o kadar alışmıştık ki bu bahtı kara, mutsuz memleketle ilgili birdenbire çıkan ümit verici habere inanamadık” der. (Sarıhan III: 88; Alemdar, 18 Haziran 1920) Ümit verici haber barıştır. Barış ise Sevr.1921 Şeker Bayramı’nda çok şeyin değiştiği de anlatılmaz. 8 Haziran’dır bayramın ilk günü. Kemalistler İnönü’de iki kez zafer kazanmıştır. Sanırsınız ki yendiği Yunan’dır. Hayır. Yendiği emperyalizmdir. Fevzi Çakmak Paşa o gün orduya bayram mesajı yayımlar. “Maraş, Kars, İnönü zaferleri. İşgal altındaki yerlerde halk gözyaşları akıtırken siz, milletimize hür bir bayram yaşattınız. Kahraman ordumuzun kesin zafer bayramını da kutlamaya bizi kavuşturmanızı ulu Tanrı’dan dilerim.” İnebolu Kaymakamlığı Kastamonu valisine şu teli çeker: “Bugün askeri eşya yüklü manda ve öküz arabası yola çıkarılmıştır.” Bugünün torunları bayram yapabilsin diyedir o bayram günü istiklal yoluna düşenler. İngiliz haber alma örgütü ise yalan haber yayar: Mustafa Kemal TBMM’yi kapatacakmış. Aslında niyetleri apaçıktır. Baş tercüman Ryan, hazırladığı muhtırada şöyle yazar: “Yunanları destekleyerek Kemalistleri yok etmek ve padişah yönetiminde kontrol edilebilir bir Türkiye yaratmak gerekiyor. O gün Daily Mail gazetesi de desteği açıklar: “İngiliz Akdeniz Filosu Komutanı Robeck’i taşıyacak Iron Duke ve diğer bazı savaş gemilerinin Kemalistlere karşı girişilecek harekâta katılmak, Karadeniz limanlarını abluka etmek, Yunan çıkarma birliklerini desteklemek amacıyla İstanbul’a ulaşmaları bekleniyor.” (Sarıhan III: 560vd)1922 yılını kısmen anlatır büyükler torunlara. Anlattıkları zaferdir ama zaferin gerisindeki bütünleşmeyi, bir olmayı betimlemek gelmez akla. O yıl Şeker Bayramı 28 Mayıs’a rastlar. Bahar çiçeklerinin açtığı, arıların özü için yarıştığı, kuşların renklerine beste yaptığı bahar çiçekleri…Ekonomide açan çiçek değil açıktır. İstanbul’un üç aylık ithalat ve ihracat rakamları açıklanır o gün. Ocak-Şubat-Mart ihracatı 6 milyon 613 bin 63 lira iken, ithalat üç katıdır: 18 milyon 170 bin 426 lira. Kemalistler de alır yokluktan, açlıktan payını ama zafere yürürler. Yalnızca o gün 28 Mayıs günü Musevi cemaati başkanı Yusuf Ruso ile Ankara Türk Ortodoksları başkanı Papa Apostol bildiri yayınlar ve Yavel’in azınlıklara baskı yapıldığı iddialarını yalanlar. Yavel Amerikan Yakın Doğu Yardım Kurulu üyesidir. O, 6 Mayıs günü bu iddiayı taşıyan makalesini The Times’da yayınlasa da Türklük şemsiyesinde birleşme sürer. Kayseri’de Türk Ortodoks Patrikhanesi Ruhani Başkanı Meletios ile Ermeni delegesi Aki öncülüğünde iki tarafın önde gelen isimleri zulüm iddialarını reddeder. Reddetmekle kalmazlar, “Biz Türk olarak doğduk” derler ve Türk ordusunun zaferi için dua ederler. Venizelos da o gün havlu atar. Rumlara seslenir: “İstanbul’u elde etme hülyalarınıza veda edin.” (Sarıhan IV: 450; Tercüman-ı Hakikat, 28 Mayıs 1920)Rumlar ve Yunanlar hülyalarına veda etmez. Emperyalistler onları desteklemeyi bırakmaz. Sonuç… Kemalistler yılmaz, millet yolundan dönmez. O emperyalistler paraya, güce ve makama boğdukları işbirlikçileriyle Türk vatanında barınamaz. Anlatın torunlarınıza, anlatın çocuklarınıza. Zafer, millet yolundan dönmeyenlerindir.KAYNAKÇAZeki Sırahan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, c. I, III, IV, TTK, Ankara, 1993, 1995, 1996.

Source: Prof. Dr. Şaduman Halıcı


Polis durdurup tek tek dua okuttu! Sahte hocalar yine türedi: Kötü okuyanı kovdum

Adana”da Ramazan Bayramı için polis ekipleri mezarlıkta ‘sahte hoca” avına çıktı. Cami imamıyla birlikte ekipler, mezarlıkta kafasına takke geçirip eline de Kur”an-ı Kerim alıp mezar başında dua edenleri tek tek durdurup kontrol etti.

YİNE SAHTE HOCALAR TÜREDİ
Ramazan Bayramında Yüreğir ilçesindeki Asri Mezarlık”ta yoğunluk yaşanıyor. Mezar başında dua okuyarak para kazanmak isteyen sahte hocaların önüne geçilmesi için çalışma yapıldı. Mezarlık camisi imamı, Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü ve Yüreğir İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, mezarlıkta sahte hocalara karşı denetim gerçekleştirdi.

DURDURUP DUA OKUTTULAR
Kafasında takke, elinde de Kur”an-ı Kerim olanlar tek tek durdurulup önce dua sonra Yasin Suresi okutuldu.

DENETİMLERİN ETKİSİ GÖRÜLDÜ
Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü ise mezarlığa gelen vatandaşlara broşür dağıtıp sahte hocalara karşı dikkatli olmalarını istedi. Bu sırada bir vatandaş, “Sahte hocalar eskiden burada hep dolaşıyordu; şu anda çok denk gelmedik ama daha önceden denk geliyorduk. Denetimler iyi oluyor” dedi.

“KÖTÜ OKUYANI MEZARLIKTAN KOVDUM”
Mezarlıkta dua okuyan Ahmet Tekin, “Duanın sahtekarlığını da yapıyorlar. Ancak duanın sahtekarlığı olmaz. Bu sahte hocalar insanların hep duygusunu sömürüyor. Geçen gün bir tanesini gördüm ve öyle kötü okuyordu ki mezarlıktan kovdum” diyerek tepki gösterdi.

DENETİMLER DEVAM EDECEK
Bir başka dua okuyan vatandaş ise, “Ben Kur”an-ı Kerim”i ezberden okumuyorum. Bakarak okuyorum, ezberden okunur mu” demesi dikkat çekti.

Şu ana kadar olumsuzluk yaşanmazken ekiplerin denetimlerin devam edeceği bildirildi.

Source: Ufuk Dağ