Hasandağı”nda düşüp yaralanan Kızılay Ankara Şube Başkanı ile mahsur kalan 3 kişi kurtarıldı
20 nci dönem milletvekili ve Kızılay Ankara Şube Başkanı Mehmet Sılay ile beraberindeki 3 kişi sportif amaçlı Hasandağı na tırmanış yaptı. İnişe geçtikleri sırada Mehmet Sılay, ayağının kayarak düşmesi sonucu başından yaralandı. Sılay ın zirveye yakın bir bölgede mahsur kalması üzerine arkadaşları 112 Acil Çağrı Merkezi ni arayarak yardım istedi. İhbar üzerine AFAD dan 4, UMKE den de 5 kişilik ekip bölgeye sevk edildi. Ekiplerin yaptığı arama-kurtarma çalışması sonucu Sılay, Kara Kuvvetleri Komutanlığı na ait Couger tipi ambulans helikopterle, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne kaldırıldı. Sılay ın, soğuktan etkilenen 3 arkadaşı da tedbir amaçlı, sağlık kontrolünden geçirilmek için aynı hastaneye kaldırıldı. Sağlık durumu iyi olan Sılay, yapılan ilk tedavisinin ardından Ankara ya sevk edildi. Fotoğraf, DHA tarafından servis edilmiştir.
Source: Habertürk
Osteoporoz sessiz ilerler DEXA erken yakalar
KEMİK ERİMESİ -2-
Kemik taramaları ve kan testi şart
Tarama yaptırmadan osteoporoz anlaşılır mı?
Osteoporoz sinsi bir hastalıktır. Çoğu zaman hiçbir ağrı ya da belirti vermez. Kemikler incelir, güçsüzleşir ama fark edilmez. Ta ki bir gün sıradan bir düşmeyle kırık oluşana kadar.
Kadınlarda en sık kalça ve omurga kırığı görülürken; erkeklerde de bilek kırıkları ilk sinyal olabilir.
Bu nedenle, semptom beklemeden risk grubundaki kişilerin düzenli taramadan geçmesi önerilir. (Kaynak: International Osteoporosis Foundation, 2024)
DEXA testi her yıl mı yapılmalı?
Hayır. DEXA sonucu normalse genellikle 3–5 yıl aralıkla tekrar edilmesi yeterlidir. Ancak osteopeni veya osteoporoz saptanmışsa, tedaviye yanıtı görmek için 1–2 yılda bir tekrarı önerilir.
Tedavi alan kişilerde kemik yoğunluğundaki % 3–5’lik artış bile kırık riskini önemli ölçüde azaltır.
(Kaynak: Endocrine Society – Bone Health Monitoring Guidelines)
ERKEKLER DE TARANMALI MI?
Evet. Erkeklerde osteoporoz daha geç başlasa da, kırık sonrası ölüm oranı kadınlardan yüksektir. Testosteron seviyesi düştükçe kemik kaybı artar. Ayrıca D vitamini eksikliği erkeklerde de çok yaygındır.
70 yaş üstü erkeklerin en az bir kez DEXA testi yaptırması önerilir. Ayrıca sigara içenler, kortizon kullananlar ve hareketsiz yaşayanlar için risk daha fazladır.
Kimler DEXA testi yaptırmalı?
– Tüm kadınlar: 65 yaş ve üzeri
– Tüm erkekler: 70 yaş ve üzeri
– 50 yaş üstü kadın ve erkekler: Düşme öyküsü, sigara içimi, D vitamini eksikliği, kortizon kullanımı gibi risk faktörleri varsa
– 40 yaş üzeri bireyler: Kalça, omurga veya bilek kırığı öyküsü olanlar
DEXA testi ağrısız ve hızlı bir işlemdir. Bir röntgen çekimi kadar kısa sürer ve özel bir hazırlık gerektirmez.
(Kaynak: American Bone Health – Bone Density Testing Guidelines)
DEXA taraması nedir?
DEXA (Dual-Energy X-ray Absorptiometry), kemik yoğunluğunu ölçen özel bir röntgen testidir.
Genellikle bel ve kalça kemiğine uygulanır. Son derece düşük
dozda radyasyon içerir.
Testin sonucu “T skoru” olarak verilir. Bu skor, kişinin kemik yoğunluğunun genç bir bireyin kemik yoğunluğuyla karşılaştırılmasıdır:
– T skoru -1 ve üzeri: Normal
– T skoru -1 ile -2.5 arası: Osteopeni (öncül evre)
– T skoru -2.5 ve altı: Osteoporoz
Bu sınırlar Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiştir. (Kaynak: WHO Criteria for Osteoporosis Diagnosis)
Kemik sağlığı için hangi kan testleri gerekir?
Kemik yoğunluğunu yalnızca görüntüleme değil, bazı biyobelirteçler de etkiler. Bu nedenle DEXA ile birlikte şu kan testleri de yapılmalıdır:
– D vitamini düzeyi (25-OH-D): 30 ng/mL altı riskli kabul edilir.
– Kalsiyum: Kemik yapımında temel mineraldir.
– Paratiroid hormonu (PTH): D vitamini eksikliğinde artar ve kemik yıkımını tetikler.
– Alkalen fosfataz: Kemik yıkım sürecini gösterir.
– Tiroid fonksiyon testleri: Hipertiroidi, kemik kaybını hızlandırabilir.
Bu testlerle birlikte karaciğer ve böbrek fonksiyonları da izlenmelidir. Çünkü D vitamini aktif hâle bu organlarda gelir.
Taramayı ötelemek neden tehlikeli?
Kadınlarda menopoz sonrası ilk 5 yılda kemik kaybı çok hızlıdır. Bu sürede kemik kitlesinin % 10–15’i kaybedilebilir. Ancak bu durum çoğunlukla hissedilmez.
Erkeklerde süreç daha yavaş ilerlese de, özellikle 70 yaş sonrası hızlı bir düşüş başlar. Düşme sonucu kalça kırığı yaşayan 80 yaş üstü erkeklerin % 20’si ilk yıl içinde hayatını kaybedebilir.
DEXA testi ve kan tahlilleri, bu riski önceden görmek ve önlem almak için hayati önemdedir.
(Kaynak: European Journal of Endocrinology, 2023)
Test sonuçları kötü çıkarsa ne olur?
T skoru -2.5 ve altındaysa, doktorunuz kemik yapımını destekleyici ilaç tedavisi önerebilir. Ancak her osteoporoz hastasına ilaç şart değildir. Önce şu adımlar uygulanır:
– D vitamini ve kalsiyum desteği
– Fiziksel aktivite ve ağırlık taşıyan egzersizler
– Düşme riskinin azaltılması (halı kaldırmak, gece lambası kullanmak vb.)
– Alkol ve sigaranın bırakılması
– Kortizon ve tiroid ilaçlarının gözden geçirilmesi
Tüm bu yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi öncesinde ve sırasında etkilidir.
– Kalsiyum mu, D vitamini mi daha önemli?
– K2 vitamini neden bu kadar konuşuluyor?
– Destek alınmalı mı, yoksa besinden mi?
– Fazlası zararlı mı? Eksikliği neye yol açar?
Source: Haber Merkezi
Hasan Dağı”nda mahsur kalan 1’i çocuk 4 kişi kurtarıldı
Hasan Dağına tırmanış yapan ve dağda düşüp yaralanarak mahsur kalan Türk Kızılay Ankara Şube Başkanı Dr. Mehmet Sılay, beraberindeki KİK Müşaviri ve Adalet Bakanlığı Bakan Danışmanı Fahri Balcı olmak üzere 1’i çocuk 4 kişi askeri helikopter ile kurtarıldı.Olay Hasan Dağında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, hafta sonu kamp ve gezi için Aksaray’a gelen Türk Kızılay Ankara Şube Başkanı Dr. Mehmet Sılay, beraberindeki KİK Müşaviri ve Adalet Bakanlığı Bakan Danışmanı Fahri Balcı, Aslı Uslu (42) ve Ertan Uslu (12) ile birlikte sabah saatlerinde Hasan Dağı”na tırmanışa geçti. Zirveye ulaşmak için saatlerce tırmanış yapan 4 kişilik ekip akşam saatlerinde dönüş yaparken Kızılay Ankara Şube Başkanı Mehmet Sılay kayalıklardan düşerek kafasından ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı. Bir süre iniş yapmaya çalışan ekip inerken yolu da kaybedince dağda kayboldu. Fahri Balcı 112 Acil Çağrı Merkezi”ne arayarak yardım isterken, ihbar üzerine olay yerine jandarma, İl Afet Acil Durum (AFAD), Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ve sağlık ekipleri sevk edildi. AFAD ile UMKE ekipleri dağa tırmanışa geçerken, ekibe ulaşılamayınca havanın kararmasıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri”nden helikopter desteği istendi. Bir süre sonra Hasan Dağı”na gelen askeri helikopter havadan, AFAD ve UMKE ekipleri de tırmanarak karadan arama çalışması yaptı. Yapılan çalışmalarla gece yarısına doğru 4 kişinin yeri belirlendi. Askeri helikopter ile ilk olarak yaralı olan Kızılay Şube Başkanı Sılay alınarak Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi”ne kaldırıldı. Ardından anne ve çocuğu olan Aslı ile Ertan Uslu helikopterle ikinci seferde alındı. Fahri Balcı ise AFAD ekipleri tarafından dağdan indirildi. 4 kişi Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi”nde tedavi altına alınırken, aşırı derecede soğuktan üşüdükleri ve sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.Gece yarısı Aksaray Valiliği tarafından yapılan açıklamada, “28.06.2025 tarihinde 112 Acil Çağrı Merkezi”ne gelen ihbar üzerine, ilimiz merkez ilçesi sınırlarında bulunan Hasan Dağı zirvesinde bir yaralanma ve mahsur kalma olayı meydana geldiği öğrenilmiştir. 20. dönem milletvekili ve Kızılay Ankara Şube Başkanı Mehmet Sılay ile beraberindeki 3 kişi sportif amaçlı tırmanışın ardından inişe geçtikleri sırada Mehmet Sılay”ın ayağının kayarak düşmesi sonucu başından yaralandığı ve zirveye yakın bir bölgede mahsur kaldıkları bilgisi alınmıştır. İhbarın ardından AFAD Müdürlüğünden 4 kişilik ekip ile UMKE”ye bağlı 5 sağlık personeli derhal arama-kurtarma çalışmalarına başlamış, ayrıca Konya ilinden Kara Kuvvetleri Komutanlığı”na ait Couger tipi ambulans helikopter bölgeye sevk edilmiştir. Yaralı Mehmet Sılay ve beraberindekiler dağlık bölgeden tahliye edilerek Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi”ne sevk edilmiştir. Yaralı tedbir amaçlı müşahede altına alinmiş, tedavisi devam etmektedir. Hayati tehlikesi bulunmamaktadır” denildi.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Düşüp yaralanmıştı: Hasan Dağı”nda kaybolan Kızılay Başkanı”ndan haber var!
Aksaray”da Hasan Dağı”na zirve tırmanışı yaptığı sırada düşerek başından yaralanan eski Hatay Milletvekili ve Türk Kızılay Ankara Şube Başkanı Mehmet Sılay (76) ile beraberindeki 3 kişi kayboldu. Bulunmaları için arama çalışması başlatılırken, birkaç saatlik çalışma sonucu yerleri tespit edildi. Sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı askeri helikopterle alınan Mehmet Sılay ve beraberindeki 3 kişi Aksaray Şehit Önder Güzel Polis Meslek Eğitim Merkezi”ne götürüldü. DURUMLARI NASIL? Ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi”ne sevk edilen Sılay ve beraberindekilerin durumunun iyi olduğu öğrenildi. Aksaray Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu, hastaneye gelerek Sılay”ı ziyaret etti.
Source:
Yaz mevsiminin vazgeçilmezi “dondurma” için kritik uyarı: “Düşündüğünüzden daha fazlası olabilir”
Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cihangir Akgün, hazır dondurmaların içindeki koruyucular ve yapay tatlandırıcıların çocuklarda dikkat eksikliği, davranış bozukluğu ve alerjik reaksiyonlar gibi istenmeyen sorunlara neden olabildiğini belirtti ‘KATKI MADDELERİ VE KORUYUCULARA DİKKAT’ Market ve bakkallarda satılan hazır dondurmaların raf ömrünü uzatmak ve kıvamını artırmak amacıyla birçok katkı maddesi içerdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Akgün, “Bu ürünlerde kullanılan koruyucular ve yapay tatlandırıcılar çocuklarda dikkat eksikliği, dikkat dağınıklığı ve davranış bozukluklarına sebep olabilir. Ayrıca alerjik reaksiyonlara da yol açabilir. Yapılan bilimsel çalışmalar da bu yönde sonuçlar ortaya koymuştur. Hazır dondurmalarda süt yerine süt tozu ve doğal şeker yerine glikoz şurubu kullanılıyor. Yine doğal şeker yerine glikoz şurubu kullanılıyor ve kıvam arttırıcı maddeler de ekleniyor. Bunlar çocukların sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabiliyor” diye konuştu. ‘GÜVENİLİR ÜRETİCİLERİN DONDURMALARINI TERCİH EDİN’ Ailelere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Akgün, şöyle konuştu: “Benim önerim, katkı maddesi içermeyen, güvenilir üreticilerin ürettiği dondurmaların tercih edilmesi yönünde. Bu tür dondurmalarda günlük süt ve doğal şeker kullanılır, koruyucu ve kıvam artırıcı maddeler bulunmaz. Lezzet açısından da çok daha iyi oluyor. İmkânı olan aileler evde de doğal malzemelerle dondurma yapabilir. Hazır dondurmalardaki katkı maddelerinin etkileri kümülatif yani birikici olabilir. Çocuklar neredeyse her gün hazır dondurma tüketebiliyor. Bu da uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle ailelerin bu konuda daha bilinçli hareket etmeleri çok önemli.”
Source:
Sahnede fenalaşan Sevcan Orhan taburcu edildi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin (KKTC) başkenti Lefkoşa”da bir otelde sahne alan Türk halk müziği sanatçısı Sevcan Orhan, sahnede aniden fenalaştı. Olay yerinde ilk müdahalesi yapılan Orhan kontrol amaçlı Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi”ne kaldırıldı. TANSİYONU DÜŞTÜ Orhan”ın sedye ile konser alanından çıkarken çekilen görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. Kardeşi Cihan Orhan sanatçının sağlık durumuna ilişkin yaptığı açıklamada, “Sevcan Orhan tansiyon düşmesi sebebiyle sahnede rahatsızlık geçirdi. Yazıldığı gibi kalp krizi söz konusu değil, şükürler olun. Hastaneden çıktı. Şu an her şey kontrol altında ve istirahat ediyor. En yakın vakitte sağlıkla siz sevenleriyle buluşacak. Arayan, soran, merak eden herkese çok teşekkür ederiz.” ifadelerini kullandı. TABURCU EDİLDİ Tansiyon düşmesi nedeniyle hastaneye kaldırılan Sevcan Orhan, yapılan tetkik ve tahlillerinin ardından taburcu edildi. SEVCAN ORHAN KİMDİR? Sevcan Orhan 16 Ağustos 1982 İstanbul doğumlu Türk halk müziği sanatçısıdır. Küçük yaştan itibaren bağlama, solfej ve nota eğitimi aldı. Lisede okurken bir gazetenin düzenlemiş olduğu liseler arası Türk halk müziği yarışmasında üçüncülüğü kazandı. Lise eğitiminin ardından İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı ses eğitimi bölümüne girdi. 2000 yılında Nenni Bebek isimli ilk müzik albümünü çıkardı. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı”nda üslup ve repertuvar dersleri vermektedir. 2012-2013 arası Star TV”de Ayşe Özyılmazel”in ayrılmasından sonra türkücü Alişan ile birlikte “Alişan ile Sevcan” isimli sabah programını sunmuştur.
Source: Çağla Taşçı
TBMM”de bu hafta İklim Kanunu Teklifi ile enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler görüşülecek
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, haftalık çalışmasına 1 Temmuz Salı günü başlayacak Genel Kurul, ilk 11 maddesi kabul edilen İklim Kanunu Teklifi”nin görüşmelerini sürdürecek.
Teklife göre, her ilde vali başkanlığında İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu oluşturulacak. Sera gazı emisyonları, Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ile İklim Değişikliği Başkanlığının strateji ve eylem planları doğrultusunda azaltılacak.
İklim Değişikliği Başkanlığı, ulusal, sektörel ve tematik raporlar hazırlayacak; teşvik mekanizmaları geliştirecek, Türkiye Yeşil Taksonomisini kuracak. İthal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kurulabilecek.
İklim Değişikliği Başkanlığınca Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulacak. Karbon Piyasası Kurulu, ulusal tahsisat planını onaylayacak, ETS piyasasında ücretsiz tahsisatların dağılımına karar verecek. Doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelerin, İklim Değişikliği Başkanlığından sera gazı emisyon izni alması zorunlu olacak.
Sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlar, 500 bin liradan 5 milyon liraya kadar idari para cezasına çarptırılacak.
Ozon tabakasını incelten maddeleri kullanan, ithal eden, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 2,5 milyon lira, bu maddeleri içeren ürünlere veya ekipmana bakım, onarım ve servis amaçlı hizmet veren gerçek ve tüzel kişilere 250 bin lira, bu maddeleri içeren ürünlerin veya ekipmanın etiketlenmesi hükümlerine uymayanlara 120 bin lira idari para cezası verilecek.
Florlu sera gazlarına ilişkin usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, florlu sera gazlarını kullanan, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 2,5 milyon lira idari para cezası verilecek ve 3 aydan 6 aya kadar Hidroflorokarbon Kontrol Belgesi verilmeyecek.
Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunmayan işletmelere 1 milyon liradan 10 milyon liraya kadar idari para cezası uygulanacak.
Enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler
Genel Kurul, bu teklifin ardından enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin görüşmelerine başlayacak.
Teklife göre, “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı” alınmadıkça projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyecek, proje için yatırıma başlanamayacak ve ihale edilemeyecek ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına da engel teşkil etmeyecek.
Maden Kanunu”nda yapılan değişiklikle ruhsat bedelinde yüzde 30 indirim yapılacak ve rehabilitasyon bedeli, ruhsat bedelinden ayrıştırılarak ruhsat bedeli kadar bir tutarın rehabilitasyon bedeli olarak ödenmesi zorunlu hale getirilecek.
Elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan, sınırları belirtilen alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesi mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçlarının maden sahasının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca izin verilebilecek.
Zeytinlik olarak kayıtlı alanlar veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlarda madencilik faaliyeti yürütülen her yıl için, bu sahaların rehabilitasyon çalışmalarını temin etmek üzere ruhsat sahibinden işletme ruhsat bedeli kadar ayrıca tahsilat yapılacak.
Yeni tesis edilecek zeytin bahçeleri ile taşınacak zeytin ağaçları için Hazine taşınmazlarına ihtiyaç duyulması halinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca uygun görülenler, zeytinliği kamulaştırılan taşınmaz maliklerinden talep edenlere rayiç bedel üzerinden 10 yıl süreyle doğrudan kiraya verilebilecek.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ön lisans veya üretim lisansı bulunan üretim tesisleri için gerekli özel mülkiyete konu taşınmazların temini amacıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 31 Aralık 2030″a kadar Kamulaştırma Kanunu kapsamında “acele kamulaştırma” kararı alınabilecek.
31 Aralık 2030″a kadar işletmeye girecek yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin izin, kira ve irtifak işlemlerinde yüzde 85 indirim uygulanacak.
Enerji ithalatının azaltılması, cari açığın düşürülmesi ve yerli kaynaklara dayalı üretimin artırılması için izin, kira ve irtifak işlemlerinde uygulanmakta olan indirimlerin süresi 5 yıl uzatılacak.
Komisyon gündemleri
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni, 3 Temmuz Perşembe günkü toplantısında görüşmeye devam edecek.
Bu teklife göre, özel tıbbi amaçlı gıdaların ilaç takip sistemine bildirimi zorunlu olacak.
Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar en fazla iki sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilecek.
Ölümünden sonra vücudunun tamamını veya organ ve dokularını tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bırakmak isteyen kişiler, e-Devlet Kapısı veya Sağlık Bakanlığı bilişim sistemleri üzerinden de beyanda bulunabilecek.
Organ bağışı beyanları, Sağlık Bakanlığı merkezi kayıt sistemine kaydedilecek ve bağışçı tarafından belirlenen kişilere bildirilecek.
Her türlü tıbbi cihazın sahtesini piyasaya arz edenler ile piyasada bulunduran veya hizmete sunanlar hakkında 1 milyon liradan 10 milyon liraya kadar idari para cezası verilecek.
Özel sağlık kuruluşları, sağlık hizmetlerine yönelik tanıtım ve bilgilendirme sınırını aşan reklam niteliğindeki faaliyetlerde bulunamayacak.
Bakanlıkça izin verilen yerler ve belirlenen usuller haricinde tıbbi cihazların satış, reklam, dağıtım ve pazarlamasını yapanlar ile teknik servis hizmetini sunanlar hakkında 500 bin liradan 5 milyon liraya kadar idari para cezası uygulanacak.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu, kurumların 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmelerini sürdürecek.
Komisyon, bu haftaki toplantısında, Türkiye Halk Bankası AŞ ve bağlı ortaklıklarının bilanço ve netice hesaplarını ele alacak.
Salı ve çarşamba günleri Meclis”te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantıları yapılacak.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Kahve içen kadınlar neden daha sağlıklı yaşlanıyor?
Harvard Üniversitesi’nin araştırmasına göre düzenli kahve tüketimi, kadınlarda bazı hastalıklara karşı koruyucu etki sağlıyor. Ancak kahve, her derde deva olan sihirli iksir değil.
O koku, o yoğun tat, o canlandırıcı etki! Kahve, dünya çapında birçok insan için adeta bir yaşam iksiri. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 70″i düzenli olarak kahve tüketiyor. Kahvenin sağlığa olumlu etkileri de sanılandan çok daha fazla.
ABD”deki Harvard Üniversitesi”nin yeni bir araştırmasına göre, düzenli kahve tüketimi kadınlarda sağlıklı yaşlanmayı destekliyor: Günde 2,5 fincana kadar kahve tüketiminin, özellikle orta yaş grubundaki kadınlarda kalp-damar hastalıkları riskini düşürdüğü ve Tip 2 diyabeti önlemede etkin bir rol oynadığı belirtiliyor. Yeni veriler, Amerikan Beslenme Derneği”nin Orlando”daki yıllık toplantısında sunuldu.
Araştırmada, yaklaşık 47 bin kadının son 30 yıla ait verileri analiz edildi. Çalışmanın temeli, 1984″ten bu yana beslenme ve sağlık verilerinin toplandığı Nurses” Health Study (Hemşirelerin Sağlık Araştırması) adlı uzun soluklu çalışmaya dayanıyor; kafein tüketimi de buna dahil.
“Sağlıklı yaşlanma” ciddi kronik hastalıklar ile fiziksel, ruhsal ve bilişsel kısıtlamalar olmaksızın, 70 yaş ve üzeri bir yaşam sürebilmek olarak tanımlanıyor.
Kola ve enerji içeceklerine dikkat!
Kafein, beyindeki adenozin reseptörlerini bloke ettiği için uyarıcı etki yapıyor. Bu reseptörler normalde yorgunluk hissini düzenliyor. Engellendiklerinde sinir hücreleri daha aktif çalışabiliyor, kişi daha zinde hissediyor ve düşünme kapasitesi artıyor. Ayrıca kafein, kendimizi iyi hissettiren bir nörotransmitter (sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasal madde) olan dopaminin salımını artırıyor.
Ancak Harvard araştırmasına göre, kola ya da enerji içecekleri gibi diğer kafein kaynaklarının, yaşlanma süreci üzerinde olumlu bir etkisi bulunmuyor. Hatta bu içeceklerden, günde yalnızca bir bardak tüketmek bile sağlıklı yaşlanma ihtimalini yüzde 19 oranında azaltabiliyor.
Ayrıca kafeinsiz kahve ya da çay tüketiminin de kahve kadar olumlu etkiler göstermediği vurgulanıyor. Araştırmayı yöneten Dr. Sara Mahdavi şöyle diyor: “Sonuçlar, çay ya da kafeinsiz kahvenin aksine, kafeinli kahvenin yaşlanma sürecini benzersiz şekilde destekleyerek zihinsel ve fiziksel işlevlerin korunmasına katkı sağlayabileceğini gösteriyor.”
Neden-sonuç ilişkisi ne kadar net?
Harvard araştırmacılarını da meşgul eden konu, nedensellik ile korelasyon (iki değişkenin birbiriyle istatistiksel ilişkisi) arasındaki fark: Kadınlar, düzenli kahve içtikleri için mi daha iyi yaşlanıyor? Yoksa kahve içmenin yanı sıra aynı zamanda başka olumlu yaşam alışkanlıklarına mı sahipler? Örneğin sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite gibi.
Özellikle son 30 yılda yaşam tarzlarının büyük değişim geçirdiğini hatırlatan Harvard araştırmacısı Mahdavi, şu tespiti yapıyor: “Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve sigaradan uzak durma gibi diğer sağlık dostu alışkanlıklarla birlikte ölçülü kahve tüketimi, koruyucu etkiler sunabilir. Bu araştırma, kahve tüketiminin sağlıklı yaşlanmayla bağlantılı olduğuna işaret eden mevcut bulgulara katkı sağlıyor. Ancak kahvenin pozitif etkileri, genel olarak sağlıklı yaşam alışkanlıklarının etkisiyle karşılaştırıldığında daha sınırlı kalıyor ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.”
Kahvenin olumlu etkilerine dair çok sayıda bulgu var
Kahve ne tamamen sağlıklı ne de tamamen sağlıksız. Ölçülü tüketildiğinde sağlığa olumlu katkıları olabilirken, aşırı tüketim özellikle ileri yaşlarda olumsuz etkilere yol açabiliyor. Kahve sinirlilik, tansiyon yükselmesi ve uyku bozukluklarına yol açabiliyor.
Buna rağmen son yıllarda yapılan birçok araştırma, kahvenin sağlık açısından olumlu etkilerine işaret ediyor. Ancak bu bulguların doğrulanması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Örneğin Çinli araştırmacılar, 2024 yılında yayımladıkları çalışmada, günde üç fincan kahvenin kalp krizi, inme, diyabet, yüksek tansiyon, yağ metabolizması bozuklukları ve obezite riskini belirgin ölçüde azalttığını ortaya koydu.
Diğer bazı çalışmalar da benzer yönde sonuçlar veriyor: Ölçülü kahve tüketiminin kadınlarda inme riskini azalttığını, kalp, akciğer ve mesane üzerinde olumlu etkileri olduğu, karaciğer hastalıklarından koruduğu ve vücuttaki yağları kısmen erittiği gözlemlendi. Ayrıca kahvenin demansa karşı koruyucu etkisi olduğu, Alzheimer plaklarını baskıladığı ve Parkinson hastalığını önlemeye yardımcı olduğu belirtiliyor. Bu popüler içecek, aynı zamanda depresyon riskini azaltıyor, işitme kaybı ve kulak çınlamasına (tinnitus) karşı da koruyucu olabiliyor.
Kahvedeki koruyucu antioksidanlar
Kahve, binden fazla farklı bileşenden oluşuyor ve şu ana kadar bunların yaklaşık yüzde 80″i araştırılmış durumda. Bunlar arasında kafein, karbonhidratlar, yağlar (lipitler), proteinler, asitler, B vitamini gibi vitaminler, mineraller ve antioksidanlar öne çıkıyor.
Bu bileşenlerin her birinin sağlık üzerindeki etkisi henüz tam olarak anlaşılmış değil. Ancak pek çok gösterge, ölçülü kahve tüketiminin sağlıklı olduğunu ortaya koyuyor. Ölçülü tüketim, günlük 400 mg kafein anlamına geliyor. Bu da sağlıklı bir yetişkinin, günde yaklaşık 3-4 fincan kahve ya da 4-5 espresso içebileceği anlamına geliyor.
Kahvenin içindeki doğal maddeler en iyi şekilde sade ve şekersiz içildiğinde faydasını gösteriyor. Krema kullanımı önerilmiyor. Kahveye az miktarda süt eklemek ise antioksidanlara zarar vermiyor.
Antioksidanlar arasında yer alan klorojenik asit gibi özel bileşenler, vücut hücrelerinde zararlı serbest radikalleri nötralize ederek hücre hasarını, iltihapları ve kalp sorunları, kanser ya da nörolojik hastalıklar gibi yaşa bağlı hastalıkları azaltabiliyor. Bu da yaşlanma sürecini yavaşlatabiliyor.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE
Source: emre_aktifhaber
21 gün önce evlendiği eşi balkondan attı iddiası!
Adana da emlakçı Çağlar Gökgül (36), sosyal medyadan tanışıp 21 gün önce düğün yaptığı Muğlalı giyim öğretmeni Dilek Gökgül ü (31) oturdukları apartmanın 6 ncı katındaki dairenin balkonundan atarak belden aşağısının felç kalmasına neden olduğu suçlamasıyla tutuklandı. DHA nın haberine göre korkunç olay sırasında alkollüyken sinir krizi geçirdiği öne sürülen Çağlar Gökgül, eşinin intihar girişiminde bulunduğunu iddia etti. PARMAKLARIMI AÇIP DÜŞMEMİ İSTEDİ Dilek Gökgül ise son anda balkonun demir parmaklıklarına tutunmasına rağmen eşinin parmaklarını açarak düşmesine neden olduğunu öne sürerek hukuk mücadelesi başlattı. Olay, 24 Mayıs günü Sarıçam ilçesinde meydana geldi. Kentte emlakçılık yapan Çağlar Gökgül, sosyal medyadan tanışıp 6 ay önce nikah kıydığı, 21 gün önce de düğün yaptığı Muğlalı eşi Dilek Gökgül gün boyu çeşitli mekanlarda içki içtiği için ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Çağlar Gökgül eve gelerek giyim öğretmeni eşini darp etti. Arbede sırasında Çağlar Gökgül ün eşini balkondan attığı öne sürüldü. Zemin kattaki iş yerinin sundurmasına düştükten sonra beton zemine çakılan Dilek Gökgül ağır yaralandı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan Dilek Gökgül, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Gözaltına alınan Çağlar Gökgül, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklandı. KABUSU YAŞADIĞI EVDE YATALAK KALDI Hastanede 1 hafta tedavi gören Dilek Gökgül ün belden aşağısı felç kaldı. Yatalak kalan talihsiz kadın, kısa bir süre önce gelin geldiği Adana da kimsesi olmadığı için kabusu yaşadığı eve dönmek zorunda kaldı. Yaşadıklarını anlatan Dilek Gökgül, Eşimle aramızda normalde hiçbir sorun yoktu. Sabah dualarla eşimi işe gönderdim, daha sonra namazımı kıldım. İçimde kötü bir his oluştu, eşimi aradım. Müşterim var diye mesaj attı. Müşterisi varken de telefonunu açtığı için görüntülü aradım. Açtığında ocak başındaydı. İçki içmek istediğini söyledi. Ben içmesini istemediğimi söyledim. Hiçbir zaman da istemedim. Ama o ısrarla devam etti. Bana yeminler ederek evlenmişti dedi. KORKULUKLARA TUTUNDUM, DÜŞÜRDÜ Evlendiği günden bu yana eşinin alkol problemi olduğunu ileri süren Dilek Gökgül, Ağzına bile sürmeyeceğini söylemişti ama evlendiğim günden bu yana benimle alkol pazarlığı yaptı. Gece 22.30 sıralarında eve geldi. Beni aradığında sesi çok kötü geliyordu. Ben o sıra apartmanın bahçesinde onu görebileceğim bir pozisyonda duruyordum. Sonra onu karşıladım ve beraber eve çıktık. Ben masada, o koltukta oturuyordu. Neden içtiğini sorduğumda delirdi. Bundan sonra her gün içeceğim, var mı itirazın diye bağırdı. Sonra beni masaya fırlattı. Başka odaya kaçtım ama yakalayıp darp etmeye devam etti. Sonra balkona kadar sürükledi ve aşağı attı. Demir korkuluklardan tutunmuştum ama gözümün içine bakarak Bana içirmiyorsun, öl, geber dedi ve sonra parmaklarımı açtı. Sonrasını hatırlamıyorum, 6 ncı kattan düştüm. Valimden, savcılarımdan rica ediyorum adalet yerini bulsun. Benim intihar girişiminde bulunup kendimin atladığını iddia ediyor. Emlakçı olduğu için çevresi geniş ve yalancı şahitler tutuyor. Ailesi bana destek olacağı yerde tehditler savuruyor. Geçmiş olsun bile demediler. Burdur dan buraya gelin geldiğim için Adana da kimseyi tanımıyorum, ailem uzakta ve destekçim yok. Maddi zorluklar da yaşıyorum. Üstelik, bu kabusu yaşadığım evde yatalak halde hapis hayatındayım. Bu ülkede onlarca kadın balkonlardan atıldı, intihar diye kayıtlara geçti. Çok şükür ben ölmedim ve hukuk mücadelemi veriyorum diye konuştu. BALKONDA HALA KAN İZLERİ VAR Dilek Gökgül ün avukatı Ozan Karabulut ise dosyada çok zorluklar yaşadıklarını belirterek şunları söyledi: Olayla ilgili hanımefendinin 6 ncı kattan adeta eşya fırlatırcasına aşağı atılmasına şahit olduk. Lakin şüpheli taraf hanımefendinin intihar girişiminde bulunduğunu iddia etmekte ve parayla yalancı tanıklar bulmaya çalışmaktadır. Ama mevcut dosya kapsamında hala 6 ncı katın balkonlarının kan izlerine bakıldığı zaman müvekkilimin intihar etmediği ortada. Müvekkilimin zorluk yaşadığı ve yaşama tutunmak için parmaklıklara tutunduğu net bir şekilde görülmektedir. Bu dosyanın en acımasız kısmı bence intihar değil de müvekkilin öldürülmeye kastedildiği evde hala yaşamak zorunda kalıyor olmasıdır. Çünkü müvekkilim gelin olarak Adana ya gelmiştir ve gidebileceği, yaşayabileceği başka bir yer bulunmamaktadır. Mevcut olayı her gün aynı evde yaşamaktadır. Ayaklarında his bulunmamaktadır, sağlık problemleri yaşamaktadır. Hastaneye gidip gelmekte zorlanmaktadır. Bir çuvala koyulurcasına bir kız çocuğunu hastaneye götürüp geri getirmek zorunda kalmıştır aile. Soruşturma sürecimiz devam ediyor. Karşı taraf emlakçı olması sebebiyle çevreye verdiği satılık ve kiralık dairelerdeki tanıdığı insanları tutuklanmış olmasına rağmen etki altına alarak tanık göstermek istiyor. Yaptığımız araştırmalara göre bu şahıs yalan görgü tanıkları ayarlayarak, ücret karşılığında dosyayı lehine çevirmek istemektedir. Adalete ve yargıya güvenimiz, inancımız tam. Bu yönden bir kuşkumuz yok.
Source: Habertürk