Dr. Mehmet Bayrak’tan Koah hastalarına çağrı
Tıp dünyasında her geçen gün çok önemli gelişmelere ve yeni buluşlara tanık olmaktayız.
Uzun yıllardır tedavisi mümkün olmayan hastalıklara artık çözüm üreten tıptaki bu gelişmeler özellikle kronik hastalığı olanları mutlu ediyor.
Adana’da uzun yıllardan beri hekimlik yapan ve alanında haklı bir üne sahip olan genel cerrah Doktor Mehmet Bayrak geçtiğimiz günlerde ziyaretimize geldi.
Doktor Bayrak’ı uzun zamandan beri tanırım. Hastalarını seven, onların derdine derman olmak için olağanüstü gayret gösteren, hasta takibini çok iyi yapan ve ne zaman giderseniz gidin sizinle çok yakından ilgilenen bir tıp adamıdır Dr. Mehmet Bayrak.
Güncel konuların dışında tıp dünyasındaki gelişmeleri de konuştuk sohbetimizde. Ülkemizdeki sağlık sistemini bütün boyutları ile masaya yatırdık. Artılarını ve eksilerini konuştuk. Güzel bir sohbet oldu.
Elbette uygun bir zamanda sohbetimizdeki konu başlıklarını açarak okurlarıma aktarmak istiyorum.
Bugün sizlere Dr. Mehmet Bayrak’ın anlattığı bir konuyu aktarmak istiyorum.
Ülkemizde çok sayıda koah ve bronşit hastası var. Ve bunların içerisinden safra kesesi ile sorunu olanların da sayısı az değil. Ancak bu hastalar genel anestezi altında ameliyat olmaları gerektiği için çoğu ameliyat olmaya yanaşmıyor.
Doktor Bayrak, koah ve bronşit hastası olan ve safra kesesi ameliyatı yaptırmak isteyen herkesi korkmadan bıçak altına yatabileceklerini duyurdu,
Bu konuda Doktor Bayrak’ın söylediklerini aynen aktarıyorum.
“Bu tür hastalarda genel anestezi riskli olduğu için spina anestezi dediğimiz yöntem uyguluyoruz. Belden yapılan iğne ile sadece o bölge uyuşturuluyor, hasta kendi nefesini alıp verdiği için akciğere yük binmiyor. Hasta böylece kaygı duymuyor, zorlanmıyor. Safra kesesinde ödem oluyor, çamur oluyor. Ortalama 20 dakikada ameliyatı tamamlıyoruz. Türkiye’nin her yerinden hasta bize ulaşıyor. Bugüne kadar 650’ye yakın hastayı yeniden sağlığınakavuşturdum. Genel cerrah arkadaşların hepsi bu ameliyatı yapabilir ancak ben bugüne kadar 6 binden fazla ameliyat yaptım. Bu alanda haklı bir yere sahibim. Zetan hastalarımız bunu biliyor, takip ediyor. Bu tür ameliyatlarda el becerisi, tecrübe, deneyim önemli. Genel anestezi de 14-15 mm basınç uygulanırken biz spina anestezide 8 mm basınç uygulayarak ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Böylece operasyon sonrasında hastada omuz ağrısı filan gibi ağrılar oluşmuyor. Bir de bu ameliyatlarda süre çok önemli. Çünkü yaptığınız iğnenin belirli bir süresi var. O sürede işlemi tamamlamak zorundasınız. Ben edindiğim tercübe ve deneyimlerle koah ve bronşit hastalarının safra kesesi ameliyatlarını bu yöntemle çok rahat biçimde yapıyorum” Doktor Mehmet Bayrak’ın anlattıklarını dinleyince safra kesesi sıkıntısı olan koah ve bronşit hastalarının artık rahat bir nefes alabileceğini hissettim.
Doktor Bayrak, Türkiye’nin her yerinden kendisine @Assoc.PROF DR MEHMET BAYRAK adlı instagram adresinden veya internet üzerinden ulaşabileceğini de belirtti.
Source: Mehmet Serbes
Ünlü isimlerle gündeme geldi, mağdur sayısı artıyor: Aquafilling dolgu çılgınlığı! ‘Vücuttan tamamen temizlemek oldukça zor, çünkü…’
Estetik uygulamalarda yaşanan gelişmeler, dolgu malzemelerinin popülaritesini artırdı. Ancak, bu durumun getirdiği sağlık sorunları, kullanıcıların yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. Estetik uygulamalarda yaşanan gelişmeler, dolgu malzemelerinin popülaritesini artırdı. Ancak, bu durumun getirdiği sağlık sorunları, kullanıcıların yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. Son günlerde halk arasında ‘Aquafilling’ olarak bilinen ‘poliakrilamid dolguların’ neden olduğu komplikasyonlar, birçok insanın hayatında derin izler bıraktı. Özellikle kalça ve göğüs büyütmek için enjekte edilen madde ‘vücutta yer değiştirince’ onlarca kişi mağdur oldu. Bu durumu yaşayanlardan biri de internet fenomeni Danla Bilic oldu.‘KALÇAMDAKİ DOLGU KABURGAMA ÇIKTI’Kullanılan dolgunun vücudunda enfeksiyona neden olduğunu söyleyen Bilic, yaşadığı sıkıntıları ‘İbrahim Selim ile Bu Gece’ adlı YouTube programında anlattı:“Aquafilling diye bir uygulama bu; vücuda sıkılan dolgu. Dudağına yaptırılanın vücuda yapılan hali. Çok kötü. Vücudum enfekte oldu. Beni hastaneye yatırdılar. Vücutta o dolgular toplandı. Temizleme ameliyatları oldum; hâlâ bitmiş bir süreç değil. Muhtemelen bir kez daha ameliyat olacağım. Deneyimlerime göre söylüyorum; hiçbir insanın kendine Aquafilling denen uygulamayı yaptırmaması gerekiyor. Kaburgama çıktı dolgu, öyle iğrenç bir şey.” ‘ETKİNİN ANINDA GÖRÜLMESİ NEDENİYLE TERCİH EDİLİYOR AMA…’Aquafilling uygulamasının su kristallerinin teknolojik işlemlerden geçirilerek jel haline getirilmiş hali olduğunu söyleyen Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Can İlker Demir, “Dolgu olarak vücudun farklı bölgelerinde kullanılıyor. Kalça ve göğüs en sık kullanım alanı olarak söylenebilir. Genel anestezi ihtiyacı olmaması, etkinin anında görülmesi nedeniyle tercih ediliyor. Yine yüz bölgesinde, vücudun çökük olan bölgelerinin düzeltilmesinde de kullanılıyor. İşlem ameliyatsız kalça ve göğüs büyütme olarak piyasada oldukça popüler hale geldi” ifadelerini kullandı. ‘DOLGUYU VÜCUTTAN TAMAMEN TEMİZLEMEK OLDUKÇA ZOR’Bu uygulamanın potansiyel yan etkilerinin asla göz ardı edilmemesi gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Can İlker Demir, “Bu riskler, uygulanan dolguya bağlı olabildiği gibi, uygulama tekniğine bağlı olarak da görülebilir. Uygulama esnasında gerekli sterilite şartlarına uyulmaması, yanlış uygulama, fazla uygulama veya yanlış yere uygulama sonrasında oluşan doku reaksiyonları ile enfeksiyona ve vücutta şekil bozukluklarına neden olabilir. Gelişebilecek enfeksiyon sonrası tekrarlayan ameliyatlarla vücuttan temizlenmesi gerekebilir” dedi. Doç. Dr. Demir, şöyle devam etti:“Bir diğer konu ise ülkemizde maalesef orijinallerinden ayırt edilemeyecek düzeyde sahte ürünlerin de var olması. İçeriği tam bilinmeyen bu ürünlerin kullanılması durumunda risk artıyor. Enfeksiyon, abse gibi durumların ortaya çıkması halinde tekrarlayan ameliyatlarla vücuttan temizlenmesi gerekir; fakat bu her zaman mümkün olamayabiliyor. Çünkü bu dolguyu vücuttan tamamen temizlemek oldukça zor. Bunun bir nedeni, dolgunun yerçekiminin etkisiyle vücutta yer değiştirmesi.”BU İŞLEM YASAKLANDI MI?Aquafilling dolgunun 2022’de yasaklanmasına rağmen halen kullanıldığına dikkat çekiliyor. Gerçekten de yasaklandı mı? Bu soruma “İşlemi yalnızca plastik cerrah, dermotolog ve sağlık bakanlığı tarafından onaylanmış sertifika sahibi medikal estetik doktorları uygulayabiliyor” cevabını veren Doç. Dr. Can İlker Demir, şu önemli bilgileri paylaştı:– Ancak günümüzde merdiven altı olarak tabir edilen, ruhsatsız ve işlem yetkisi olmayan kişiler tarafından yapılan uygulamalar, potansiyel riskleri artırıyor. Sağlık Bakanlığı, estetik amaçlı kullanılan ürünlerin takibini sıkı bir şekilde yapıyor. Fakat hastaların, işlem yaptıracakları yerin ruhsat, diploma ve yeterlik belgelerini sorgulamaları gerekir. — Örneğin, estetik işlem yaptırdıktan sonra çeşitli şikâyetlerle başvuran hastalarda gözlemlediğim bir husus, hastanın işlem yapan kişiyi ve uygulanan ürünü bilmediği. Bu, ciddi bir problem. Çünkü ilk başta uygulanan işlemlerin bilinmesi, tedavide uygulanacak yöntemi belirlemede oldukça önemli. Bu nedenle estetik işlem yaptıracak kişilerin bu konuda daha dikkatli davranmalarını tavsiye ederim. ‘GÖĞSE YAPILAN BİR DOLGU KOLTUK ALTINA İLERLEYEBİLİYOR VEYA KALÇAYA YAPILAN BİR İŞLEMDE DOLGU BACAKLARA İLERLEYEBİLİYOR’Peki, söz konusu maddenin vücuttan temizlenmesi için nasıl bir işlem uygulanıyor? “Aquafilling işlemi sonrası enfeksiyon gelişmesi ciddi bir tehlike. Enfeksiyonun ilerlemesi, tüm sistemi etkileyerek ciddi tehlikelere neden olabilir. Bu dolgunun vücuttan temizlenmesi için ameliyat gerekir. Ameliyatta dolgunun uygulandığı yere çeşitli kesiler yapılır” diyen Doç. Dr. Can İlker Demir, şöyle devam etti:– Dolgunun yer değiştirmesi nedeniyle tek seansta temizlemek mümkün olamayabiliyor. Bunun anlamı, birden çok ameliyat gerektiğidir. Çünkü çok küçük miktarda dahi dolgu kalırsa, ilerleyen dönemlerde tekrar enfeksiyon ortaya çıkabiliyor. Bu durumda yine çeşitli ilaç tedavileri ve gerekirse cerrahi müdahale gerekebiliyor. Dolgunun yer değiştirmesi sonrası uygulanan yerin dışında farklı bölgelerde de soruna neden olabiliyor.– Örneğin, göğse yapılan bir dolgu koltuk altına ilerleyebiliyor veya kalçaya yapılan bir işlemde dolgu bacaklara ilerleyebiliyor. Bir diğer durum, cilt altına uygulanan dolgunun kas içine ilerleyerek kas bütünlüğünü bozabilmesi. Yani dolgunun nasıl bir seyir izleyeceğini kestirmek mümkün değil. Her ne kadar temizlemeden önce çeşitli görüntüleme yöntemleri kullansak da dolgunun vücuttan tamamen temizlenmesi her zaman mümkün değil.Fotoğraflar: iStock
Source: İsmail Sari
Bu durum 6 milyonda bir görülüyor! Veteriner şaşkına döndü: Türkiye”de henüz görüldüğünü sanmıyorum
Adana”da emekli Fatma Sorar (48), 2 aylıkken sahiplenerek Duman adını verdiği kedisini kısırlaştırmak için veteriner götürdü. Sorar, kısırlaştırma işleminden sonra çiftleşme dürtüleri devam eden ve idrar problemleri yaşadığı kedisini başka bir veterinere muayene ettirdi. Yapılan kontrollerde Duman”ın hermafrodit olarak bilinen aynı vücutta hem erkek hem de kadın cinsiyetinin birleşmesi yani çift cinsiyetli olduğu anlaşıldı. Kedi, Veteriner Hekim Mete Betin tarafından yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu. ‘ÇİFT CİNSİYETLİ BİR KEDİ OLDUĞUNU ANLADIK’Kedinin durumuyla ilgili bilgi veren Veteriner Hekim Mete Betin, Duman, bize kısırlaştırılmış bir erkek kedi olarak geldi. Ancak hala çiftleşme dürtüleri, belirtileri devam ediyordu. Yapılan muayenesinde iki testisten birinin karnında kaldığını gördük. Karnını açtığımızda rahim ve yumurtalıkla karşılaştık. Yani hermafroditizm dediğimiz çift cinsiyetli bir kedi olduğunu anladık dedi. ‘ARTIK HERHANGİ BİR ÇİFTLEŞME BELİRTİSİ GÖSTERMEYECEK’Literatür araştırması yaptıklarını belirten Mete Betin, Literatürde bu duruma 6 milyonda 1 rastlanıldığı tespiti vardı. Türkiye”de henüz görüldüğünü zannetmiyorum. Bu, Türkiye”de ve Adana”da ilk hermafrodit kedimiz. Bu durum hormonal sebeplerden kaynaklanabiliyor, genetik olabiliyor. Duman, düne kadar hem testisleri, penisi hem de yumurtalıkları ve rahimi olan çift cinsiyetli bir kedimizdi. Ameliyatını yaptık. Artık kısırlaştırılmış bir kedimiz. Bundan sonra herhangi bir çiftleşme belirtisi göstermeyecek. Normal sağlıklı bir kedi olarak hayatına devam edecek diye konuştu. “KEDİM AMELİYAT EDİLDİ, SAĞLIĞINA KAVUŞTU”Fatma Sorar ise Duman”ı kısırlaştırdığım halde 2 yıldır çiftleşme dürtüleri devam ediyordu. Adana”da gitmediğim veteriner kalmadı. Antidepresanlar, hormon iğnelerine kadar bütün çözüm yollarını denedim. Ancak sıkıntıları devam etti. Kedim çift cinsiyetliymiş. Mete bey ameliyat etti. Şu an çok iyi durumda, sağlığına kavuştu. Hekimimize çok teşekkür ederim dedi.
Source: Hurriyet.com.tr
Komplo teorisi üretenlere gün doğdu: Sosyal medya devi beyin okuyacak
Meta, özellikle konuşma güçlüğü çeken hastalar için çığır açan bir yöntem üzerinde çalışıyor. Beyin sinyallerini elektroensefalografi (EEG) ve manyetoensefalografi (MEG) yöntemleriyle okuyan yapay zeka, kişinin ne düşündüğünü tahmin edebiliyor. Üstelik, bu teknoloji beyin implantlarına gerek kalmadan kullanılabiliyor.
İlk denemelerde EEG ve MEG yöntemleri ayrı ayrı test edildi. Sonuçlar oldukça dikkat çekici:
EEG ile yapılan tahminler, günümüzde kullanılan beyin implantlarına yakın bir doğruluk seviyesine ulaştı.
MEG yöntemi ile yapılan tahminler ise %80 doğruluk oranına erişerek büyük bir başarı sağladı.
Ancak MEG yöntemi, manyetik olarak korunan özel odalar gerektirdiği ve deneklerin test sırasında hareketsiz kalması gerektiği için uygulanması oldukça zor bir süreç olarak görülüyor.
TESTLER DEVAM EDİYOR
Meta, ilk testlerde başarıya ulaşmasına rağmen şu an için yalnızca sağlıklı bireyler üzerinde çalışıyor. Beyin hasarı almış bireylerde aynı başarı oranının yakalanıp yakalanamayacağı belirsizliğini koruyor. Bu kapsamda Meta, 35 gönüllü ile denemelerine devam ederken, projeye destek sağlamak amacıyla Rothschild Vakfı Hastanesi’ne 2,2 milyon dolarlık bir bağış yaptı.
META GERİDE KALMIŞ OLABİLİR
Meta, yapay zeka alanında kendi dil modellerine sahip olsa da, sektördeki rekabet giderek kızışıyor. Özellikle ChatGPT ve DeepSeek gibi yapay zeka modellerinin piyasayı hızla domine etmesi, Meta’nın geride kaldığı yönündeki yorumları artırıyor.
Ancak yapay zeka ile beyin okuma teknolojisi Meta için yepyeni bir fırsat olabilir. Yapay zeka dünyasının her geçen gün daha da hareketlendiği bu dönemde, Meta’nın bu çığır açan gelişmeyle yarışı yeniden şekillendirmesi mümkün mü? Önümüzdeki süreçte teknoloji dünyası bu sorunun yanıtını bekliyor
Source: Uğur Düşen