Doğru yöntemlerle ağrılardan kurtulmak mümkün!
Ağrı, günlük yaşamı olumsuz etkileyen en yaygın sağlık sorunlarından biri. Nöropatik denilen sinirsel ya da mekanik kaynaklı olarak ortaya çıkabilen bu şikâyet, modern tıp yöntemleriyle kontrol altına alınabiliyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, ağrı tedavisinde detaylı muayenenin ardından uyguladıkları yeni nesil fizik tedavi cihazları ve enjeksiyon yöntemleriyle, hastalara ağrısız bir yaşam sunmayı hedeflediklerini ifade etti. Ağrı türlerini tanıyın Ağrılar sinirsel ve mekanik olmak üzere iki ana gruba ayrıldığını söyleyen Dr. Özkoçak, “Sinirsel kaynaklı ağrılar genellikle boyun ve bel fıtıkları, omurga kanal darlığı, sinir sıkışmaları gibi nörolojik sorunlardan kaynaklanırken, mekanik ağrılar arasında miyofasiyal ağrı sendromu, eklem kireçlenmeleri, bağ ve kas yaralanmaları gibi rahatsızlıklar yer alıyor. Özellikle mekanik ağrıların tedavisinde doğru teşhis büyük önem taşıyor.” dedi. Yenilikçi cihazlarla tedavi Detaylı bir muayene sonrasında, yeni nesil fizik tedavi cihazlarını tercih ettiklerini ifade eden Dr. Özkoçak, tedavide kullanılan ileri teknoloji cihazlar hakkında şunları söyledi: “Biz tedavilerde yüksek yoğunluklu robotik lazer tedavileri, elektromanyetik ve yeni nesil elektroterapi cihazları gibi modern ve son teknoloji cihazları sıklıkla kullanıyoruz. Bu cihazlar, konvansiyonel egzersizlerle birleştirildiğinde daha etkin sonuçlar elde ediliyor.” Ağrılar geçmezse alternatif yöntemler Tedaviye yanıt vermeyen durumlarda enjeksiyon yöntemlerinin devreye girdiğini belirten Dr. Özkoçak, “Bu yöntemler arasında ağrı mezoterapisi, nöralterapi, eklem tedavileri için kullanılan eksozom, kök hücre, PRP, enjeksiyonları gibi uygulamalar yer alıyor.” diye konuştu. Ağrısız yaşam mümkün Ağrı tedavisinde bütüncül yaklaşımın önemine vurgu yapan Dr. Özkoçak, “Ağrıyı yalnızca semptom olarak değil, kaynağıyla birlikte ele almak gerekiyor. Doğru teşhis ve tedavi yöntemleriyle herkes ağrısız bir yaşamı hak ediyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Source: Internet Haber
Profesörden yeni salgın uyarısı! “Kombo virüs” vakaları artıyor
Hastanelerin acil bölümlerinde son günlerde çok fazla kombo virüs vakası görüldüğünü belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, salgına dönüşmek üzere olan virüs ve belirtileri hakkında bilgi verirken, insanları dikkat etmeleri gereken noktalar konusunda uyarıyor.
“Akciğer tutulumlarını yine çok fazla görmeye başladık”
“Grip benzeri ateş, öksürük, halsizlik, boğaz ve eklem ağrıları ile seyreden bir salgın daha yaşıyoruz” diyen Prof. Dr. Özkaya, Covid-19 ve influenza gibi birden fazla virüsün aynı anda yayılımı ile ortaya çıkan kombo virüs vakalarına çok fazla rastlandığını belirtiyor. “Çok fazla ateş, halsizlik, öksürük, boğaz ve eklem ağrıları şikâyetleriyle hastaneye başvuran ve başvurmayan bir salgın yaşıyoruz. Akıllar karışık. Mevsimsel dönemlerde olan olağan artışın üstünde, akciğerlerde ciddi tutulum olan ve hastaneye yatan vakaları tekrar görmeye başladık” diye konuşan Prof. Dr. Özkaya, birden fazla virüs söz konusu olduğunda testlerin de zaman zaman yetersiz kaldığına dikkat çekiyor.
Uzun süreli ateş ve öksürüğe dikkat!
“İnsanları birkaç virüs birden etkiliyor. O yüzden çoğu zaman hangi virüsün hasta ettiğini bulamıyoruz. Testlerde biri çıkıyor, biri çıkmıyor” diyen Prof. Dr. Özkaya, “kombo virüs” vakalarında, birkaç virüs birden etkili olduğu için hastalığın daha uzun ve etkili olduğunu söylüyor.
Özellikle yaşı büyük hastalar için “kombo virüs”te ciddi tehlikenin söz konusu olduğunu belirten Prof. Dr. Özkaya, “Bu tür hastalıklarda öncelikle ateş ve öksürük vuruyor. Grip kronik hale geldi. Çünkü bir virüs değil, birkaç virüs birden etkili. Covid-19 hiç bitmeyecek gibi görünüyor ve mevsimsel virüsler ile birlikte kronik hastalığı olan yaşlı hastalarda ciddi akciğer tutulumları görmeye başladık. Bu üçlü virüs, yaşlı ve kronik hastalarımız için hayati tehlike oluşturuyor. O yüzden yılbaşı geliyor ve tatil ve toplu aktiviteler nedeni ile 2025 kabusumuz olmasın” şeklinde konuştu.
Source: Dünya Gazetesi
Soğuk ısırığı, ciddi deri hasarına yol açıyor
Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Dr. Melek Kesir Koç, kış aylarında görülen soğuk ısırığı hakkında açıklamalarda bulundu. Soğuk ısırığının kısaca ne olduğundan bahseden Uzm. Dr. Koç, “Soğuk ısırığı, temelinde düşük sıcaklığa maruz kalan vücut bölgesindeki cilt dokusunda meydana gelen hasardır. Sıfır derece altındaki soğukta kalma sonucunda deri ve diğer dokularda oluşan donma durumudur. En çok eller, ayaklar, burun, kulaklar ve yüzü etkiler. Soğuk ısırığı sonucu, ciltte karıncalanma, uyuşma, renk değişimleri, hissizlik, ağrı gibi belirtiler ortaya çıkar. Daha şiddetli donma vakalarında, cilt yüzeyinde kabarcıklar veya yaralar oluşabilir” diye konuştu. TEDAVİ İHMAL EDİLMEMELİ Soğuk ısırığının açabileceği hasarlara değinen Uzm. Dr. Koç, “Soğuk ısırığında 0 derece altındaki düşük sıcaklıklar, hücrelerin su içeriğini dondurarak kristalleşmesine neden olur. Bu donma, cilt hücrelerinin yapısına zarar verebilecek keskin buz kristalleri oluşturur. Ayrıca cildin yakınındaki kan damarları da soğukla beraber daralmaya başlar. Damarlarda meydana gelen daralma, etkilenen bölgelere kan akışının azalmasına ve doku veya organ hasarına neden olur. Soğuk ısırığı, tedavi edilmezse ciddi deri hasarına yol açabilir” dedi. DAĞCI, KAYAKÇI, DENİZCİ VE DİYABETLİLER RİSK ALTINDA Soğuk ısırığında risk gruplarında olan bireylere dikkat çeken Uzm. Dr. Koç, Aşırı soğuğa maruz kalan herkes, dağcı ve kayakçılar, askerler, denizciler, sigara tüketenler, çok genç ya da çok yaşlılar, diyabet gibi bazı hastalığı olanlar ve kan damarlarını daraltan ilaçlar kullananlar risk altındadır dedi. DONMANIN DURUMUNA GÖRE FARKLI BELİRTİLER OLABİLİR Soğuk ısırığının donmanın durumuna göre farklı belirtiler gösterebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Koç, “Soğuk ısırığı, donmanın durumuna göre farklı belirtiler gösterir. Soğuk ısırığı, en erken evresinde ciltte kalıcı bir hasar oluşturmayabilir. Semptomlar arasında cilt soğuması, karıncalanma hissi, uyuşukluk ve rengi solmuş cilt bulunur. Rahatsızlık ilerledikçe cilt sertleşebilir veya mumsu bir görünüm kazanabilir. Soğuk ısırıkları doktor kontrolü gerektiren bir durum olup, hafif vakalarda hasar alan bölge yeniden ısıtılarak tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda cilt, kas, kemik ve diğer dokular kalıcı hasar alabilirler” ifadelerini kullandı. UYUŞMA VE KARINCALANMA GÖRÜLEBİLİR Birinci derece soğuk ısırığının en hafif seviyede görüldüğünü ve genellikle cilt yüzeyinde etkili olduğunu anlatan Uzm. Dr. Koç, şu bilgileri paylaştı: “Uyuşma, hafif kızarıklık ve karıncalanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durumda cilt tamamen iyileşebilir. İkinci derece soğuk ısırığında ise cilt yüzeyi ve altındaki dokular etkilenir. Ağrılı şişlikler, kabarcıklar ve ciltte renk değişikliği görülebilir. İyileşme süreci daha uzun sürebilir. Üçüncü derece soğuk ısırığı, daha ciddi bir durumdur ve deri altındaki dokulara kadar yayılabilir. Morumsu bir renk alan cilt, tedavi edilmediğinde kalıcı hasar bırakabilir. En şiddetli seviyede olan dördüncü derece soğuk ısırığında ise kas, kemik ve tendonlar dâhil olmak üzere derin dokular etkilenir. Bu durumda dokular büyük ölçüde zarar görebilir ve amputasyon gerekebilir.” TEDAVİDE MÜDAHALE HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR Soğuk ısırığının tedavisi hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Koç, “Tedaviye öncelikle soğuk kaynağını ortadan kaldırarak başlamak gerekir. Hafif vakalarda, etkilenen bölgeyi ısıtmak ve sıcak suyla nazikçe yıkamak kan dolaşımını artırır ve iyileşmeye yardımcı olur. Aynı zamanda sıcak içecekler içmek, vücut sıcaklığını korumak ve genel olarak ısınmak da önemlidir. Şiddetli soğuk ısırıklarında, donmuş dokuların tedavisi için spesifik medikal müdahalelere ihtiyaç duyulur. Ameliyat, oksijen tedavisi veya ilaçlar bu süreçte kullanılabilir. Ayrıca hiperbarik oksijen tedavisi, kan oksijen seviyelerini artırarak iyileşmeyi hızlandırabilir. Orta seviyedeki soğuk ısırıklarında, ılık suyla yavaşça ısıtılmış bir bez kullanmak ve iltihaplı bölgelere soğuk kompres uygulamak etkili olabilir” dedi. SOĞUK ISIRIĞINI ÖNLEMENİN YOLLARI Soğuk ısırığından korunma yollarından bahseden Uzm. Dr. Koç, “Donma riskini azaltmak için doğru kıyafet seçimi büyük önem taşır. Giysiler vücudu sıkmamalı, üç kat giyinmek yeterli olacaktır. Bere ve atkı gibi aksesuarlar ise kulak ve kafa bölgesini tamamen sarmalıdır. Eller ve ayaklar için de önlemler alınabilir. Ellerinizi korumak için parmakları da içine alan eldivenler kullanılmalı, ayaklar için ise kalın yün çorap ve su geçirmeyen botlar tercih edilmelidir. Bu önlemler, ‘buz yanığından’ korunmak için etkilidir” dedi. SOĞUK ISIRIĞI SIRASINDA UYGULANMASI GEREKEN ADIMLAR Soğuk ısırığı durumunda yapılması gerekenleri kaydeden Uzm. Dr. Koç, Soğuk hava giysilerinizi nazikçe çıkararak işe başlayın. Ayrıca, yüzük veya saat gibi mücevherlerinizi de çıkarmalısınız. Eğer giysileriniz ıslaksa, hemen kuru giysilerle değiştirin. Cildinizin üzerine battaniye koyabilirsiniz. Ancak dolaşımı engellememek için etrafına sarmaktan kaçının. Ilık su veya ılık, ıslak kompreslerle cilt ısısını yavaşça yükseltmek önemlidir. Donmuş cildinize steril bandajlarla pansuman yaparak parmaklarınızı birbirinden ayırıp sürtünmeyi önleyebilirsiniz. Cildi sürtmekten, ovalamaktan, kuru ısıtma yöntemlerinden ve tekrar donmaya maruz bırakmaktan kaçının. Soğuk ısırığı belirtileri fark edildiğinde, durumu hafife almayıp doktor kontrolünde en kısa sürede tedaviye başlamak gerekir dedi.
Source: Habertürk
Özbekistan”dan 100 yaralı Filistinli çocuk ve kadın için vefa örneği
Özbekistan Kahire Büyükelçisi Mansurbek Kiliçev, basına yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev”in talimatı üzerine, aralarında yaralı çocuk ve kadınlar ile refakatçilerinin bulunduğu 100″e yakın Filistinliyi tedavi için Taşkent”e getirdiğini bildirdi. Kiliçev, Özbekistan Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda getirilen yaralı ve hasta Filistinlilerin rehabilitasyon merkezlerine ve hastanelere yerleştirildiğini, ülkede bulundukları müddetçe konaklama ve gıda gibi tüm ihtiyaçlarının karşılanacağını, çocukların ise okula gitmelerine olanak sağlanacağını kaydetti.Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, kasım ayında düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) – Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi”nde, kadim ve zengin bir tarihe sahip Filistin halkının, 1967″deki sınırları temel alan ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve özgür bir devlet kurma hakkına sahip olduğunu belirterek bu bağlamda Suudi Arabistan”ın başlattığı İki Devletli Çözüm için Küresel İttifak”ın faaliyetlerini tam olarak desteklediklerini bildirmişti.Mirziyoyev, ayrıca Filistin ve Lübnan topraklarında benzeri görülmemiş bu insani krizi önlemek için yabancı ülkeler ve uluslararası kuruluşların yardımlarının daha da artırılması gerektiğini belirterek “Savaşta yaralanan Filistinli kadın ve çocukları Özbekistan”daki hastanelerde tedavi etmeye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.
Source: Www.star.com.tr