Gizli stres nasıl anlaşılır?
Günlük yaşamda bazen stresin içinde olduğumuzu anlamayız. Çünkü beynimiz, bazı durumlarda stresin etkilerini gizleyerek bunu “normal” bir durum gibi algılamamıza neden olur.
Oysa zihnimizin ve duygularımızın stresin varlığını birçok farklı yolla bize bildirdiğine dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘’Bu gizli işaretleri erken fark etmek, önlem almak ve stresin zararlarını en aza indirmek için önemlidir’’ dedi. Stresin fiziksel, zihinsel ve duygusal belirtilerini şöyle açıkladı:
Prof. Dr. Derya Uludüz
ZİHİNSEL BELİRTİLER
Beynimiz, stres altında en fazla yük taşıyan organlardan biridir. Stresin zihinsel etkileri o kadar alışıldık hale gelir ki, çoğu zaman bunu günlük hayatın bir parçası olarak görürüz. Stresin zihinsel işaretlerini şöyle sıralayabiliriz:
Unutkanlık: Anahtarları sürekli kaybediyor, randevuları unutuyor, aynı şeyi defalarca hatırlamaya çalışıyorsanız, stres hafıza fonksiyonlarınızı zayıflatıyor olabilir.
Beynimiz aşırı yük altında olduğunda, kısa süreli hafızaya odaklanmakta zorlanır ve hatırlama kapasitesi düşer.
Odaklanma problemleri: bir kitap okurken veya bir e-posta yazarken dikkatinizin çabuk dağıldığını, cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kaldığınızı fark ediyor musunuz? Stres, beynimizin bilişsel işlevlerini yavaşlatır ve odaklanmayı zorlaştırır.
Karar vermede zorlanma: Günlük basit seçimlerde bile uzun süre düşünüyor “ne yesem?” gibi basit sorulara bile karar veremiyorsanız, beyniniz stres nedeniyle optimal çalışmıyor olabilir.
Stres, karar verme süreçlerinde netliği azaltarak sürekli bir kararsızlık hali yaratır.
DUYGUSAL BELİRTİLER
Stres, duygusal olarak da kendini gösterir. Ancak bu değişiklikleri bazen kişisel özelliklerimizle veya geçici ruh hali dalgalanmalarıyla karıştırırız ve sorunun kaynağının stres olduğunu fark etmeyiz. İşte o işaretler…
Ani öfke patlamaları: Küçük olaylar karşısında aşırı tepki veriyor, sabırsızlığınızın giderek arttığını hissediyor musunuz? Stres, duygusal dengeyi bozarak öfkeyi kontrol etmeyi zorlaştırır.
Motivasyon eksikliği: Eskiden keyif aldığınız şeylere karşı ilgisizlik hissediyorsanız, hobilerinize karşı hevesiniz azaldıysa ve sürekli erteleme eğilimindeyseniz, zihniniz aşırı yük altında olabilir. Stres, dopamin seviyelerini düşürerek motivasyon kaybına yol açar.
Hassasiyetin artması: Ufak eleştiriler sizi fazlasıyla etkiliyor, kendinizi her zamankinden daha kırılgan hissediyorsanız, stres vücudunuzda duygusal hassasiyeti artırıyor olabilir.
Özellikle uzun süreli stres altında kalan bireyler, normalde kayıtsız kalabilecekleri konulara aşırı duygusal tepki verebilirler.
FİZİKSEL BELİRTİLER
Beyin stresten etkilendiğinde, bunu doğrudan bedenimize yansıtır. Ancak birçok fiziksel belirtiyi fark etmemize rağmen nedenlerini göz ardı ederiz.
Kas gerginliği ve boyun ağrısı: Gün sonunda omuzlarınızda, boynunuzda veya sırtınızda yoğun bir ağrı hissediyorsanız, stres kaslarınızı sürekli kasılı tutuyor olabilir. Bu gerginlik, zamanla kronik kas ağrılarına yol açabilir.
Baş ağrısı: Özellikle alın ve şakak bölgelerinde sık sık ağrı hissediyorsanız, bu, stresin tetiklediği tansiyon tipi baş ağrılarının bir göstergesi olabilir.
Bağırsak problemleri: Ani kabızlık, ishal veya mide rahatsızlıkları yaşıyorsanız, stres bağırsak sağlığınızı doğrudan etkiliyor olabilir. Beyin ve bağırsak bağlantısı nedeniyle, stres bağırsak hareketlerini düzensiz hale getirebilir ve hassas bağırsak sendromunu tetikleyebilir.
NASIL YÖNETELİM?
Vücudumuzun verdiği gizli sinyalleri fark etmek, stresi kontrol altına almanın ilk adımıdır. Peki, stresin olumsuz etkilerini azaltmak için ne yapabiliriz?
– Nefes egzersizleri yapın: Derin nefes almak, stres hormonlarını azaltarak vücudu rahatlatır.
– Düzenli egzersizi ihmal etmeyin: Hareket etmek, endorfin seviyelerini artırarak stresi dengelemeye yardımcı olur.
– Sosyal bağlarınızı güçlendirin: Sevdiklerinizle zaman geçirmek, stresin etkilerini hafifletir.
– Uyku düzeninize özen gösterin: Kaliteli uyku, stresin vücutta yarattığı tahribatı azaltmada önemli bir rol oynar.
– Beslenmenize dikkat edin: Sağlıklı besinler, bağışıklığı güçlendirerek, vücudun stresle daha iyi başa çıkmasına yardımcı olur.
Source: Nazan Doğaner Halici
Tornavidalı vahşette katliam itirafı! “4 kişiyi öldürecektim!”
Kütahya nın Alipaşa Mahallesi Beyzade Sokak’taki bir apartmanda oturan Yavuz Günaydın (45) ve eşi G.G. (46) önceki akşam tartıştı. Çıkan arbedede Günaydın, eşini tornavidayla 18 yerinden yaraladı. habericionecikanlar#100#left# YARALANAN KADIN HASTANEYE KALDIRILDI DHA daki habere göre komşuların ihbarıyla gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi evde yapılan G.G., Kütahya Şehir Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. KAÇAN ZANLI YAKALANDI Olayın ardından kaçan ve şizofren hastası olduğu belirtilen Yavuz Günaydın, bir süre ormanda saklandıktan sonra gittiği Alipaşa Mahallesi Devlet Hatun Caddesi’nde yakalanarak gözaltına alındı. 4 AKRABASINI ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEDİ Kütahya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’nde ifadesi alınan Günaydın ın, yakalanmasaydı 4 akrabasını öldürmeyi planladığını söylediği öğrenildi. CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Günaydın, çıkarıldığı mahkemede ‘Kasten yaralama’ suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu. Yaralı G.G nin ise Kütahya Şehir Hastanesindeki tedavisinin sürdüğü öğrenildi.
Source: Habertürk
Borsacı Dede öldü mü? Borsacı Dede kimdir, nereli, kaç yaşında?
Borsa tüyoları ve hisse senetlerine ilişkin videolarıyla tanınan Borsacı Dede’nin İstanbul’da hayatını kaybettiği öne sürüldü. Yatırım tercihleriyle ciddi bir servet biriktirdiğini iddia eden Borsacı Dede, uzun vadeli yatırım tavsiyeleriyle tanınıyordu.
Özellikle özsermaye kârlılığı yüksek olan düşük sermayeli şirketlere yönelik tavsiyeler veren Borsacı Dede”nin “Dipteyken alırım, 10 kat yaptı mı satmaya başlarım” dediği videosu milyonlarca kez izlenmişti. Borsacı Dede”nin Ocak 2025″te hastaneye kaldırıldığı ve ameliyat olacağına ilişkin haberler sosyal medyada yer almıştı.
Source: Dünya Gazetesi
SGK”dan çok sayıda emekli maaşı alınabiliyor: Çoğu kişi bu hakkı bilmiyor
2008 yılından itibaren, SGK kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte emeklilikle ilgili tüm işlemler SGK tarafından yapılmaya başlandı.
Bu tarihten itibaren emeklilik başvuruları ve ölen sigortalıların hak talepleri, SGK kanun hükümleri doğrultusunda bağlanmaya başlanmıştır. SGK kanunu, bir kişinin birden fazla emekli maaşı almasına olanak tanımaktadır. Peki, bu hak nasıl işler?
BİRDEN FAZLA EMEKLİLİK MAAŞI ALINABİLİR Mİ?
Türkiye Gazetesi”ndeki köşe yazısında konuya değinen İsa Karakaş detayları paylaştı.
SGK kanununda, bir kişinin malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı alırken, bir yandan da ölen eşinden dolayı emeklilik maaşı alabileceği belirtiliyor. Yani, sigortalı kişi her iki emeklilik maaşını da alabilir.
Birden fazla resmi nikahla evlenen bir kişi, eşinin vefat etmesiyle yeni eşinden de aylık alma hakkı kazanırsa, tercihine göre hangi maaşı alırsa onu almaya başlar.
Ayrıca, kişi hem eşinden hem de anne-babasından ölüm aylığı almaya hak kazanırsa, yine tercihine göre birini alabilir. Eğer bir kişi sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı gelir hakkı kazanırsa, her iki geliri de alabilir.
İKİ MAAŞ AYNI ANDA ALINABİLİR Mİ?
SGK Başuzmanı İsa Karakaş, hem malullük hem de yaşlılık aylığının aynı anda bağlanmadığını belirtiyor. Eğer her iki maaşın tutarı eşitse, sigortalı kişi yaşlılık aylığını alır. Ancak maaşların tutarları farklıysa, daha yüksek olan aylık bağlanır.
ÇOCUKLAR NE KADAR AYLIK ALABİLİR?
SGK mevzuatına göre, ana ve babasından ayrı ayrı ölüm aylığına hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın ise yarısı bağlanmaktadır. Eğer ölüm, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşmişse, aynı kurallar geçerlidir.
ANA-BABAYA BİRDEN FAZLA MAAŞ
Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya, en fazla ödemeyi sağlayan ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın ise yarısı ödenmektedir. İş kazası veya meslek hastalığı gibi durumlarda da aynı ödeme düzeni uygulanmaktadır.
Source: Haber Merkezi
Türk mutfaklarının %85″inde bulunan bu mutfak aleti sağlık açısından tehlikeli grupta…
Türkiye”de mutfakların bir çoğunda mikrodalga fırın bulunur. Pratik ve hızlı olmasıyla bilinen bu cihaz, yemeklerinizi yalnızca birkaç dakika içinde ısıtmanıza olanak tanısa da yaygın kullanımı bazı potansiyel sağlık risklerini gizleyebilir.
Birçok bilimsel çalışma, mikrodalgaların kullanımına ilişkin tehlikeleri, özellikle yaydıkları dalgalar ve yemek pişirme sırasında oluşabilecek kimyasal reaksiyonlar açısından vurgular.
Mikrodalga fırınlar, Wi-Fi ve cep telefonları gibi 2,4 ila 2,5 gigahertz frekansında elektromanyetik dalgalar yayarak çalışır. Bu dalgalara uzun süre maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki etkileri ise hâlâ araştırılmaktadır.
Toksik bir madde olan akrilamidin oluşumuna yol açıyor
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı”na göre, ikincisi hayvanlar için kanıtlanmış bir kanserojen ve insanlar için potansiyel olarak tehlikeli olarak kabul ediliyor.
Uzmanlar bu bulgular ışığında bazı önlemlerin alınmasını öneriyor:
Fırınlama veya buharda pişirme gibi daha doğal pişirme yöntemlerini tercih edin.Dalgaların etkisiyle zararlı maddelerin açığa çıkabileceği plastik kaplarda yemek ısıtmaktan kaçının.Gıdaların besin değerini mümkün olduğunca korumak için mikrodalga kullanımını sınırlayın.
Kısacası mikrodalga, zamandan önemli ölçüde tasarruf sağlamasına rağmen sağlık açısından risksiz değildir. Uzun vadede daha sağlıklı pişirme yöntemlerini tercih etmek faydalı bir alternatif olabilir.
Source: Haber Merkezi