Yeni yıl çeşitlemesi
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun sözü belleğimden çıkmaz: “Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız.”Yılın bilançosunda öne geçen duygu kaybettiğimiz dostların hatırlanmasıdır. Ne kadar odanıza çekilip edebiyat ve müzikle baş başa kalsanız da televizyonlar, internet sizi dünya ahvalinin içine çekiyor. Ben bütün yılbaşlarını evimde geçirdim, ‘çılgın kalabalıktan uzak kalma’ başarısını gösterdim.Bir kan gölüne dönen dünyada mutluluk kelimesinin bir geçerliliği yoktur. Gene de umut sözcüğünü kendimizden uzaklaştırmayalım. Bütün bu dağdağa içinde Yunus Emre ile Shakespeare’i masamda açık tutarım, insanoğlunun yüceliklerini de ihtiraslarını da onlarda bulurum.Umudun bittiği yerde Yunus bize yol gösterir: “Her gün yeniden doğarız bizden kim usanası” diyor.Zaman zaman bir meczubun saçmalarını Shakespeare, “ses ve öfke” diye özetliyor. Yazarın yazarı etkilemesi benim çok hoşuma gider, William Faulkner da romanın adını ondan esinlenerek “Ses ve Öfke” diye koymuştu. Sevgiyle andığım Rasih Güran da dilimize çevirmişti.İnsanoğlu hatırlamakla unutmak kavramları arasında bir gelgiti yaşıyor.Bir yılın muhasebesini yapar mısınız? Geri dönmeler beni hüzünlendirir. Ama bir yılın okuduklarınızı, dinlediklerinizi gene de bir deftere yazın.Hâlâ defter kullanıyor musunuz? Ben defterlerimi ve ajandamı ihmal etmem, dolma kalemle yazdığım notlarımın şifa bulmaz esiriyim. Küçük bir not. Hatalarınızı, kötülüklerinizi unutmayın. İyilikleri belleğinizden silin. “Hata rahına bilip ettiklerime bilmeyip ettiklerime” sözü ajandanızda bulunsun.Gece yarısından sonra yeni kalemimle yeni bir kitabı okuyup not almaya başlarım.Ödüllü kitapları kütüphanenize katın. Birikimsiz bir yıl geçirmediğinizi kendi kendinize ispatlayın.Duvarıma Saatli Maarif Takvimi’ne mutlaka asarım.Direnmenin, kendini bir işe, tutkuya adamanın zevkini çıkarmaya çalışın.Sisifos Esanesi’ni unutmayın. Başarmak için ısrarı anlatıyor bize.Hangi yazarı, hangi şairi seviyorsanız ondan bir bölüm okuyun.Sorarım. Kendim için ne yaptım, başkaları için ne yaptım? Her şeye rağmen gamdan azade bir hayat yaşamamız mümkün değil. İlişki kurmakta zorlanırsanız size bir edebiyatçı yardım eder.Kütüphanemi gözden geçirim unuttuklarımı tazelerim.Kendi edebi zevkinizi de yenileyin, elbet müziği de dışta tutmayın.Bu satırları yazarken okurlarımın tepkisini kestiriyorum, üslubun biraz emredici bir tavır takınıyor. Hayır nasihat vermem, nasihat da dinlemem. Gelecek soruları cevaplandırıyorum farz edin.Dilerim gelecek yıl yazımda mutluluğu, barışı, dostluğu konuşuruz.Savaşlardan, acılardan uzak, sağlıklı güzel bir yıl diliyorum.
Source: Doğan Hizlan
2025’te ailenizi genişletin
Ama gelin görün ki Türkiye’de hayvanseverlik, sokak hayvanlarına, kedi, köpeklere yapılan kötülüklerden sonra bu hayvanlarla sınırlandırılıyor. İşte bu nedenle farklı hayvanlara sevgilerini gösteren ünlüleri görmek hayli hoşuma gidiyor.Nehir Erdoğan’ın ördek sevdiği videoyu görünce içim ısındı gerçekten. Ördek güzel tabii ama ben yine bizimkilere döneceğim.Yeni yıldan beklentim barınaktan, sokaktan kedi ve köpeklerin sahiplenilmesi, her canın sıcak, sevgi dolu bir yuva bulması. Sokağa atacaksanız değil, gerçekten bakacaksanız 2025’te ailenizi patili bir çocukla genişletmenizi çok isterim.Yeni yıl hedefinizi yazınFit bir vücudum var, “Spora gideceğim” dediğimde genellikle “Ama senin ihtiyacın yok ki” cümlesiyle karşılaşıyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum ki; sporun amacı zayıflamak değil. Spor aslında bir kültür meselesi. Ve ben bu konuda kendimi son derece kültürsüz, akılsız, kendini yönetemez, sedanter yaşamına dur diyemez biri olarak görüyorum. Kendime saygımı kazanabilmek için de yeni yılda spora başlama hedefi koyuyorum. Uzun zamandır, özellikle de kolesterolümün 300 olduğunu öğrendiğim günden beri aklımda olan bu değişime kesin karar vermeme sevgili Aşkın Koç’la yaptığım telefon görüşmesi neden oldu aslında. Bir sabah aradığımda spordan yeni çıktığını ve toplantıya gitmekte olduğunu söyledi. Ve sporun toplantılarda, günlük yaşamında gerek enerjisine, gerekse de özgüvenine nasıl katkı sağladığından söz etti. Kendine olan sevgisini ve hayata karşı pozitif yaklaşımını artırdığını da ekledi. Bunlar aslında bildiğimiz ama kulak arkası ettiğimiz gerçekler. Aşkın’dan da duyunca artık daha fazla kayıtsız kalamadım ve 2025 hedefime düzenli sporu yerleştirdim. Bu köşe yazısı kendime mektubum. Cayarsam, kaytarırsam burada duracak ve beni hedefe kilitleyecek. Eğer siz de bugün kendinize bir yeni yıl hedefi koyacaksanız, bunu mutlaka bir yere yazın. Hiç kaybolmayacak bir yer olması önemli. Dilerseniz yazıp bana mail de atabilirsiniz. Yeni yıla yeni hedeflerle girmek iyidir.Mutlu bir yıl diliyorum hepinize.
Source: Ömür Gedi̇k
Bugün eczaneler açık mı?
Bugün eczane açık mı? Yılbaşı gününe kısa bir zaman kaldı. 1 Ocak resmi tatil olarak belirtildi. Bu yıl 1 Ocak Çarşamba gününe denk geliyor. Yılbaşının resmi tatil olması sebebiyle kamu kurum ve kuruluşlar izin yapıyor. Eczanelerin çalışma saatleri ise merak konusu. Peki Bugün eczaneler açık mı? 31 Aralık ta eczaneler açık mı, saat kaçta açılıyor ve kapanıyor, kaça kadar açık? BUGÜN ECZANELER AÇIK MI, KAPALI MI? 31 ARALIK 2024 Bugün (31 Aralık) eczaneler açık olacak. Saat 09.00 da açılan eczaneler 19.00 a kadar hizmet veriyor. 1 Ocak ise resmi tatildir ve Çarşamba gününe denk geliyor. Bu nedenle, yılbaşında eczaneler kapalı olacak. Pazar günleri nöbetçi eczanelerden acil ilaç ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. 1 OCAK ECZANELER AÇIK MI? Eczaneler 1 Ocak ta kapalı olacak. Nöbetçi eczaneler açık olacak. ECZANE ÇALIŞMA SAATLERİ Eczaneler, genel olarak hafta içi her gün sabah saat genellikle 09:00 da açılır ve akşam saat 19:00 da kapanır. Bu saatler, il veya ilçeye göre küçük farklılıklar gösterebilir. Büyük şehirlerde ve yoğun nüfuslu bölgelerde eczanelerin çalışma saatleri genellikle daha esnektir ve akşamları daha geç saatlere kadar açık kalabilirler. Belirli bir eczanenin açılış ve kapanış saatlerini öğrenmek için o eczanenin bulunduğu il veya ilçenin eczane nöbetçi listesini kontrol etmek veya ilgili eczanenin telefon numarasını arayarak bilgi almak en doğru yöntem olacaktır.
Source: Habertürk
“Sarayburnu Fatihleri” deniz tutkusundan yılın son günü de vazgeçmedi
Sabah namazını Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi”nde kıldıktan sonra sahile gelen grup üyeleri, kayalıklarda soyunduktan sonra bir süre koşup ısındı.
Daha sonra Gülhane Parkı”nın önündeki sahilden Boğaz”ın soğuk sularına atlayan grupta yer alan Hüseyin Kahraman, AA muhabirine, her gün denize girdiklerini söyledi.
Bunu kimseye tavsiye etmediklerini dile getiren Kahraman, “Çünkü burada her gün yüzmeyen adamın vücudu alışkın olmaz. Vücudu alışkın olmadığı için de su çarpar. O yüzden her gün yüzmeyen arkadaşlar, buraya gelip yüzmek istemesin. Her sabah namazını Ayasofya”da kılıyoruz, oradan sonra buraya gelip denize giriyoruz.” dedi.
Kahraman, Sarayburnu sahilinde her gün denize girmenin kendilerine enerji ve güç verdiğini anlattı.
Soğuk havaya alışkın olmayanların denize atlamamaları gerektiğine dikkati çeken Kahraman, “Suya atlasanız bu sizi ısırır. Etlerinizi paramparça ediyormuş gibi o hissi verir. Şoka girersiniz, o da sizi suda boğar.” diye konuştu.
Kahraman, sabahları gelip yüzdükten sonra işlerine gittiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Bizim için en büyük zorluk, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) gelip burayı (soyunmak için yaptıkları yeri) yıkması. Biz burada emek sarf ederek yapıyoruz. Hiç kimseye bir zarar vermiyoruz ama gelip burayı yıkıyorlar. Soyunmamız ve giyinmemiz problem oluyor. İBB”den buraya otobüs durağı gibi bizi rüzgardan koruyacak bir şey istiyoruz.”
Kahraman, yeni yılın ilk günü sabahı burada yüzdükten sonra Filistin”deki katliama “dur” demek için 1 Ocak”ta Galata Köprüsü”nde düzenlenecek eyleme katılacaklarını kaydetti.
“Eczanelerde bulunmayan tek ilaç, Sarayburnu”
Yaklaşık 18 yıldır her gün yüzdüğünü aktaran 53 yaşındaki Fahri Yücel, genç görünmesini soğuk suya borçlu olduğunu söyledi.
Yücel, yazın yaklaşık 100 kişilik olan grubun kışın 30″a kadar düştüğüne dikkati çekerek, “Buradan aldığımız dinamizmle de işimize gidiyoruz. Stresi boşalttıktan sonra işe gidiyoruz. Eczanede bulunmayan tek ilaç, Sarayburnu. Herkes bize deli diyor ama biz deli değiliz.” ifadelerini kullandı.
Kendisini her sabah yüzmeye getiren sebeplerden birinin sahilde bulunan kedileri besleme isteği ve arkadaşlık ortamları olduğundan bahseden Yücel, soğuk havada yüzdükleri için grip olmadıklarını sözlerine ekledi.
“Burası anlatılmaz yaşanır”
Yaşar Çetiner, 2007 yılından beri yaz-kış demeden yüzdüğünü dile getirerek, “Bir ev hayatımız, bir iş hayatımız bir de Sarayburnu hayatımız var. Burası anlatılmaz yaşanır. Bu, bizim için bir zevk. Şanlıurfalı bir arkadaşımızın acı yemesi gibi. Ne kadar acıysa, zevk veriyorsa, soğuk bize de zevk veriyor.” dedi.
Kadir Erener, aynı iş yerinde çalıştığı büyüğünün önerisiyle yaz başından beri yüzdüğünü belirtti.
Kendilerini motive eden en büyük duygunun dostluk ortamı olduğunun altını çizen Erener, “Kışın denize girmek gerçekten çok faydalı ama bunu düzenli yapmak lazım. Yazın başından beri başlayarak hiç bırakmadık. Haftanın en az 3-4 günü sabah erken saatlerde gelip burada antrenmanımızı yapıyoruz. Daha sonrasında güne başlıyoruz. Herkes buradan işine gidiyor.” diye konuştu.
Yüzmek, MS hastalığına iyi geldi
Cerrahpaşa”da esnaf olduğunu ve bu yıl yüzmeye başladığını aktaran Melih Doğan da “12 yıldır MS (Multipl Skleroz) hastasıyım. Buna da iyi geldi. MS”in en büyük sıkıntılarından biri yorgunluktur. Hiçbir şekilde bu yorgunluğu hissetmiyorsun.” ifadelerini kullandı.
Grupta yer alan Barış Keçeci de yıllardır yüzmenin sağlık açısından kendilerine iyi geldiğini düşündüklerini kaydetti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Yayla Çorbası Tarifi
Yayla Çorbası Tarifi Yayla çorbası, Türk mutfağının en sevilen ve yaygın çorbalarından biridir. Yoğurt, pirinç, nane ve tereyağı gibi malzemelerin harmanlanmasıyla yapılan bu çorba, özellikle soğuk kış günlerinde iç ısıtan ve ferahlatıcı bir seçenek olarak sofralarda yer alır. Sade ve lezzetli yapısıyla, hem evdeki herkesin sevdiği hem de misafirlere ikram edilebilecek kadar şık bir çorbadır. Ayrıca, bağırsak sağlığını destekleyen probiyotik özellikleri ile oldukça faydalıdır. Yayla çorbası, özellikle Türk mutfağında bolca tüketilen yoğurdun harika bir şekilde kullanıldığı bir tarif olarak dikkat çeker. Genelde yemeklerin başında ya da ana yemeğin yanında tercih edilir. Hem kolayca hazırlayabileceğiniz hem de sağlıklı olan bu çorbanın nasıl yapıldığını detaylı bir şekilde anlatacağız. İşte malzemeler… Yayla Çorbası Malzemeleri – 1 su bardağı pirinç (yıkayıp süzülmüş) – 1 yemek kaşığı tereyağı (isteğe bağlı zeytinyağı da kullanılabilir) – 1 çay bardağı yoğurt (tercihen ev yapımı yoğurt) – 1 yumurta (orta boy) – 1 tatlı kaşığı tuz (damak zevkinize göre ayarlanabilir) – 6 su bardağı su (isteğe bağlı tavuk suyu da kullanılabilir) – 1 yemek kaşığı un (kıvam için) – 1 çay kaşığı kuru nane (aromatik lezzet için) – Yarım limon suyu (isteğe bağlı) – Karabiber ve pul biber (isteğe bağlı, baharat için) Yayla Çorbası Yapılışı Yayla çorbasının yapımı, temel olarak yoğurtlu bir karışımın pirinçle ve diğer malzemelerle birleştirilmesiyle gerçekleşir. Hem pratik hem de sağlıklı bir çorba olduğu için, özellikle günlük öğünler için ideal bir seçimdir. İşte adım adım yayla çorbası tarifi: Pirincin Haşlanması – İlk olarak, 1 su bardağı pirinci iyice yıkayın. Pirincin üzerindeki nişastanın arındığından emin olduktan sonra, 1 yemek kaşığı tereyağını geniş bir tencereye alın. – Tereyağını orta ateşte eritin ve içine pirinçleri ekleyin. Pirinçleri yaklaşık 2-3 dakika kadar tereyağında kavurun. Kavrulmuş pirinçler çorbaya daha lezzetli bir tat katar. Suyun Eklenmesi – Kavrulmuş pirinçlerin üzerine 6 su bardağı suyu ekleyin. Eğer daha zengin bir tat isterseniz, su yerine tavuk suyu kullanabilirsiniz. – Çorbanın kaynamaya başlamasını bekleyin. Kaynadıktan sonra, altını kısın ve pirinçler iyice yumuşayana kadar yaklaşık 15-20 dakika kadar pişirin. Yoğurtlu Karışımın Hazırlanması – Çorbanın yoğurtlu kısmını hazırlamak için, bir kaba 1 çay bardağı yoğurdu alın. Üzerine 1 yumurtayı kırın ve çırpın. – Yoğurtlu karışıma, 1 yemek kaşığı unu ekleyin ve tekrar çırpın. Un, çorbanın kıvamını artıracak ve yoğunlaştıracaktır. – Bu karışıma, çorbanın suyundan birkaç kaşık alıp ekleyerek ılıştırın. Yoğurdun kesilmemesi için bu adım oldukça önemlidir. Karışımın sıcaklığına dikkat edin. Yoğurt Karışımının Eklenmesi – Pirinçler piştikten sonra, hazırladığınız yoğurtlu karışımı yavaşça tencereye ekleyin. Bu aşamada, karışımı tencereye dökerken sürekli karıştırmaya özen gösterin. Böylece yoğurtun kesilmesini engellemiş olursunuz. – Karıştırdıktan sonra çorbanın kaynamasını bekleyin. Çorba kaynadıktan sonra altını iyice kısın ve birkaç dakika daha pişirmeye devam edin. Baharatların Eklenmesi – Çorbanın içerisine 1 çay kaşığı kuru naneyi, tuz ve karabiberi ekleyin. Baharatlar, yayla çorbasına hem lezzet hem de güzel bir aroma katar. Limon suyu da ekleyerek, çorbanın asidik dengesini ayarlayabilirsiniz. – Nane ve baharatları karıştırarak çorbanın tadını daha zengin hale getirebilirsiniz. Servis ve Süsleme – Yayla çorbanız hazır olduktan sonra, sıcak olarak servis edebilirsiniz. Çorbanın üzerine bir tutam kuru nane serpebilir, isteğe bağlı olarak zeytinyağlı kızarmış ekmekle birlikte sunabilirsiniz. Yayla Çorbası Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Püf Noktaları Yayla çorbası nasıl yapılır sorusu oldukça merak edilen bir sorudur. Yayla çorbası yapımında bazı püf noktalar önemlidir. Bu püf noktalar şunlardır: Yoğurdun Kesilmemesi: Yoğurdun çorbada kesilmemesi için, yoğurdu ve yumurtayı karıştırdıktan sonra, çorbanın suyundan birkaç kaşık alarak karışımın sıcaklığını dengeleyin. Ardından, yoğurt karışımını yavaşça çorbaya ekleyin ve sürekli karıştırın. Unun Kıvamı: Un, çorbanın kıvamını artırır, ancak fazla eklenmesi çorbanın yoğun olmasına neden olabilir. Tarifte belirtilen miktarı kullanmak, çorbanın ideal kıvamını yakalamanıza yardımcı olacaktır. Pirinç Pişirme Süresi: Pirinçlerin pişirme süresi önemlidir. Pirinçler iyice yumuşamadan yoğurt karışımını eklemeyin, aksi takdirde çorbanın kıvamı düzgün olmayabilir. Limon ve Nane: Limon suyu, çorbaya taze bir asidik tat katar ve yayla çorbasının lezzetini zenginleştirir. Kuru nane ise çorbaya geleneksel aromayı verir. İsteğe bağlı olarak, taze nane de kullanabilirsiniz.
Source: Habertürk
Tavuk Sote Tarifi
Tavuk sote, sofralarda günlük öğünlerde sıklıkla tercih edilen bir yemektir. Hem kısa sürede hazırlanabilir olması hem de farklı malzemelerle zenginleştirilebilir yapısıyla ideal bir ana yemek alternatifi sunar. Bu yazıda, tavuk sotenin malzemelerinden yapılışına kadar tüm ayrıntıları bulacaksınız. Tavuk Sote Tarifi Tavuk sote, hızlı hazırlanabilirliği ve lezzetiyle her öğün için ideal bir seçenektir. İster sade ister çeşitli sebzelerle zenginleştirilmiş bir tarif tercih edin, tavuk sote sofralarınızda her zaman beğenilecek bir yemek olacaktır. Tavuk sote, temel olarak tavukların ve sebzelerin baharatlarla kavrulmasıyla hazırlanır. Tavukları baharatlayarak yüksek ateşte sotelenir. Soğan, sarımsak ve biberleri ekleyip yumuşayana kadar kavrulur. Salça, domates ve baharatlar ve sıcak su eklenerek pişirilir. İşte ayrıntılı tavuk sote tarifi… Tavuk Sote Malzemeleri Tavuk sote yapmak için temel malzemeler aşağıdaki gibidir. İsteğe bağlı olarak farklı sebzelerle zenginleştirilebilir. Temel Malzemeler: – 500 gram tavuk göğsü veya but (kuşbaşı doğranmış) – 2 yemek kaşığı sıvı yağ veya zeytinyağı – 1 adet büyük boy soğan – 2-3 diş sarımsak – 2 adet yeşil biber – 1 adet kırmızı kapya biber – 2 adet domates (rendelenmiş veya doğranmış) – 1 yemek kaşığı domates salçası – 1 çay bardağı sıcak su Baharatlar: – Tuz – Karabiber – Pul biber – Kekik – Kimyon (isteğe bağlı) İsteğe Bağlı Ek Malzemeler: – Mantar (100-150 gram) – Bezelye – Patates (küp küp doğranmış, önceden kızartılmış) – Taze maydanoz (servis için) Tavuk Sote Yapımı Tavuk sotenin yapılışında, birkaç basit adımı takip ederek kolayca tamamlanabilir. İşte detaylı olarak aşamalar: Tavukların Hazırlanması – Tavuk etini kuşbaşı büyüklüğünde doğrayın. – Tavukları bir kâseye alın ve üzerine biraz tuz ve karabiber ekleyerek karıştırın. Bu işlem, tavukların lezzetli olmasını sağlar. Sebzelerin Hazırlanması – Soğanı ince ince yemeklik doğrayın. – Sarımsakları küçük küçük doğrayın veya rendeleyin. – Yeşil ve kırmızı biberleri çekirdeklerinden ayırıp uzun ince dilimler halinde doğrayın. – Domatesleri rendeleyin veya küçük küpler halinde doğrayın. Tavukların Sote Edilmesi – Geniş bir tavayı orta ateşte ısıtın ve içine 2 yemek kaşığı sıvı yağ ekleyin. – Yağ kızdıktan sonra doğranmış tavukları ekleyin ve yüksek ateşte kavurmaya başlayın. – Tavuklar suyunu salıp çekene kadar sotelemeye devam edin. Bu işlem sırasında tavukların dışının hafifçe kızarmasını sağlayın. Sebzelerin Eklenmesi – Sotelenmiş tavukların üzerine doğranmış soğan ve sarımsağı ekleyin. Soğanlar şeffaflaşana kadar kavurun. – Ardından yeşil ve kırmızı biberleri ekleyin. Biberler yumuşayana kadar 3-4 dakika soteleyin. – Domates salçasını ekleyin ve karışıma iyice yedirin. Salça kokusu çıkana kadar kavurmaya devam edin. Domates ve Baharatların Eklenmesi – Rendelenmiş domatesleri tavaya ekleyin ve karıştırın. – Tuz, karabiber, pul biber, kekik ve isteğe bağlı diğer baharatları ekleyin. – Yaklaşık 1 çay bardağı sıcak suyu ilave edin ve karışımı kısık ateşte 10-15 dakika pişirin. Sunum ve Servis – Tavuk sote, suyunu hafif çekip kıvam aldığında ocaktan alın. – Üzerine taze maydanoz doğrayarak servis edebilirsiniz. Tavuk Sote Yapılışı ve Püf Noktaları Lezzetli bir tavuk sote yapabilmek için şu püf noktalarına dikkat edebilirsiniz: Tavuğun Soteleme Isısı: Tavukları yüksek ateşte kavurmak, suyunu salmadan kızarmasını sağlar. Bu, yemeğin daha lezzetli olmasına yardımcı olur. Sebzelerin Doğranması: Sebzeleri eşit boyutlarda doğrayarak pişme süresini dengede tutabilirsiniz. Domates Seçimi: Mevsiminde domates kullanmanız yemeğin lezzetini artırır. Kış aylarında domates yerine konserve domates kullanılabilir. Baharat Kullanımı: Tavuk sote baharatlarla daha lezzetli hale gelir. Kekiği son aşamada eklemek, aromasını daha yoğun hissettirir. Ek Malzemelerle Zenginleştirme: Tavuk soteyi mantar, bezelye veya patates gibi malzemelerle çeşitlendirebilirsiniz. Tavuk Sote Yanına Ne Gider? Tavuk sote, yanına çeşitli yemekler ekleyerek daha doyurucu bir menü oluşturabilirsiniz. İşte öneriler: – Pirinç Pilavı: Tavuk sotenin klasik tamamlayıcısıdır. – Bulgur Pilavı: Daha sağlıklı bir alternatif arıyorsanız tercih edebilirsiniz. – Yoğurt veya Cacık: Yemeğin lezzetini dengeleyen hafif bir eşlikçidir. – Salata: Mevsim salatası veya çoban salata ile sofranızı zenginleştirebilirsiniz.
Source: Habertürk
Felçli kuzuyu biberonla besliyorlar
Yeşilhisar ilçesi Ovaçiftlik Mahallesi nde 20 yıldır küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Sefa Akbulut, koyunlarından birinin dünyaya getirdiği kuzuyu kabul etmediğini ve yürümekte zorluk çektiğini fark etti. Duruma önce bir anlam veremeyen besici, veteriner çağırdı. Yapılan incelemede kuzunun felçli olduğu anlaşıldı. Sefa ile kızı Ecrin Akbulut, Hediye ismini verdikleri kuzuyu biberonla beslemeye başladı. Sefa Akbulut, 20 yıldır hayvancılıkla uğraşmaktayız. Geçenlerde bir tane koyunumuz doğum yaptı. Doğum yaptıktan sonra annesi, kuzusu ile uğraşırken almadığını gördük. Ondan sonra biz de annesine vermeye çalıştık ama annesi yanına yaklaştı sonra yine bıraktı.İsmini de hediye koyduk. Veterineri çağırdık. Hayvana bakım yaptılar. Ama hayvanın ayağa kalkmadığını gördük. Felç olduğunu öğrendik. Bizde biberonla besleme yapıyoruz. Sütünü, mamasını veriyoruz. Hayvana bakım yaparak büyütmeye çalışıyoruz diye konuştu. BİBERONLA BESLİYORUZ Kuzuya, kızıyla birlikte baktıklarını belirten Sefa Akbulut, İnşallah sağlığına kavuşacak. Böylece Allah ın bir imtihanından kurtulacağız. İnşallah büyüteceğiz. Hediye, bizim aileden biri gibi oldu. Biz ona, kızımla iyi bakıyoruz, seviyoruz. İnşallah onu o şekilde büyüteceğiz. Biberonla besliyoruz, ilaçlarını veriyoruz, bakımını yapıyoruz. Kulübesi var. Kulübesinin içine koyuyoruz. Orada besliyoruz. Annesinin sütünü sağıp tekrar emzirmeye çalışıyoruz. İnşallah böyle besleyerek de kendine getireceğiz ifadelerini kullandı. Canı sıkıldığında ahıra girip kuzu ile oynadığını aktaran Ecrin Akbulut ise, Kuzumuz doğdu. Babam onun felçli olduğunu söyledi. Gerçekten ben çok üzüldüm. Köye geldiğimizde ona bir biberon aldım. Biberonun içine de süt döktüm. Sütle onu iyice besledim. Şimdi biraz daha iyi. Canım sıkıldığında ahıra gelip onunla oynuyorum. Bütün kuzularım çok güzel ama içlerinde en güzel ve en tatlısı o. Hediye gerçekten kardeşim gibi dedi.
Source: Habertürk
Yeni yılda yenilenmenin 7 yolu
Yeni bir yıl deyince pek çoğumuzun aklına ilk olarak; yeni umutlar, yeni başlangıçlar ve tabi ki sağlıklı olmak, kendimizi yenileyip ideal kilomuza ulaşmak için kolları sıvamak geliyor. Her ne kadar yılbaşı sofrasında yağlı, tuz içeriği yüksek, şeker ve karbonhidrattan zengin yiyecek ve içeceklerde aşırıya kaçmış olsanız da yeni yılın ilk günüyle birlikte vücudunuzu yenilemek elinizde. Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Demirel Hem sağlığınız hem de ideal kilonuza ulaşmanız için yeni bir yolculuğa çıkmaya yeter ki kararlı olun. Daha önce sürdürülebilir olmayan, bu nedenle başarısızlıkla sonuçlanan bir çok diyet denemeniz olmuş olabilir. Ancak bunu düşünerek moralinizi bozmayın. Yeni yılda bazı temel noktalara dikkat etmek suretiyle hem sağlığınızı desteklemeniz hem de ideal kilonuza ulaşmanız mümkün dedi. Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Demirel, yeni yılda yenilenmenizi sağlayacak adımları sıraladı.SAĞLIKLI KAHVALTI ALIŞKANLIĞI KAZANIN 2025 in ilk gününden itibaren mutlaka kahvaltı alışkanlığı kazanın. Ancak kahvaltı derken aklınıza; poğaça, simit ve börek gibi basit karbonhidrattan zengin yiyecekler gelmesin! Aksine beyaz un ve şekerden uzak da sağlıklı, tok tutucu ve lezzetli bir kahvaltı mümkün. 1-2 dilim tam tahıllı, kepekli, çavdar, tam buğday ekmek türleri, 1-2 dilim peynir, haşlanmış yumurta veya omlet, mevsim sebzeleri ile hazırlanmış klasik protein ağırlıklı bir kahvaltı tercih edebilirsiniz. Bu şekilde yapacağınız yeterli ve dengeli bir kahvaltı güne iyi başlayıp yoğun beslenilen bir gecenin dengelenmesine yardımcı olacaktır.HAFTADA EN AZ ÜÇ GÜN MUTLAKA YÜRÜYÜN Yapılan bilimsel çalışmalar; hareketsiz bir yaşamın, sağlığın en büyük düşmanlarından biri olduğunu gösteriyor. Hem genel sağlığa faydaları açısından hem de fazla kilolardan kurtulmak için hareket olmazsa olmaz önem taşıyor. Ne kadar diyet yapıyor olursanız olun, düzenli egzersizi yaşam alışkanlıklarınız arasına katmadığınız taktirde yağ yerine kastan verecek ve fazla kilolarınızdan sağlıklı bir şekilde kurtulmanız mümkün olmayacaktır. Bu nedenle gün içerisinde mutlaka hareket etmeye, masa başı çalışıyorsanız öğle tatillerinde yemekten sonra 15 dakika da olsa yürümeye dikkat edin. Haftanın en az 3 günü mutlaka 45 dakika-1 saat tempolu yürüyün. Öğle yemeği sonrası özellikle masa başı çalışanların mutlaka 15 dakika da olsa yürüyüş yapmasında büyük fayda var.ARA ÖĞÜNLERDE DÜŞÜK ENERJİLİ BESİNLERE YER VERİN Ara öğünlerinizde sizi tok tutacak ama aynı zamanda da düşük enerjili olan besinlere yer verin. Miktarına dikkat ederek meyve, kuruyemiş, süt, yoğurt, ayran, minik sandviç, sınırsız mevsim sebzeleri tüketebilirsiniz.ÖĞLE YEMEĞİNDE SEBZEYİ İHMAL ETMEYİN Öğle yemeğinde mutlaka sebzeye yer verin. 1 tabak az yağlı sebze yemeği, salata ve yoğurtla beraber ince bir dilim esmer ekmek tüketmeniz faydalı olacaktır. Böylece karbonhidrat, protein, yağ, posa, vitamin ve mineral bakımından dengeli ve hafif bir öğün tüketmiş olursunuz.HER GÜN MUTLAKA SU İÇİN Güne mutlaka 1-2 bardak su içerek başlayın. Kış aylarında susama hissinin azalması vücudumuz için gerekli, yeterli su içmeyi engelliyor. Ancak sağlık açısından sayısız faydası ve gerekliliği bir yana, fazla kilolardan kurtulmak için de en büyük destekçilerimizden biri, günde yaklaşık 2 litre su içmek! Kilonuzu 30 ml ile çarparak içmeniz gereken su miktarını hesaplayabilirsiniz. Örneğin; 70 kg ağırlığında iseniz 70 x 30=2100 ml (Ortalama 2 lt) su tüketmelisiniz.TATLI İSTEĞİNİZİ BASKILAMAYIN Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Demirel Diyetteyim diye tatlı isteğinizi baskılamayın. Sürdürülebilir bir diyetin önemli kurallarından biri kendinizi çok katı kurallarla kısıtlamamanız. Aksi taktirde bir süre sonra, hele de birkaç kilo verince diyetten uzaklaşıp, verdiğiniz kiloları çok daha fazla şekilde geri almanız kaçınılmaz olacaktır. Hiç tatlı yememek yerine, tatlı yediğiniz gün, karbonhidrat içeren farklı bir besini tüketmeyin. Ancak tatlılardan sütlü ve meyveli olanları tercih edin çünkü; şerbetli hamur tatlıları hem vücudumuzu çok yorar hem de vücutta yağlanmaya neden olarak kilo artışına yol açar diyor.SOSYAL ORTAMLARDA YEMEĞE ÇOK AÇ GİTMEYİN Eğer akşam dışarıda sosyal bir etkinlikte yemeğe davetliyseniz yemeğe kesinlikle aç gitmeyin. Öncesinde mutlaka salata ve yoğurt gibi hafif bir öğün yapmanızda fayda var. Çünkü acıkmış olarak gideceğiniz yemek, gereğinden fazla miktarda yemenize neden olabilir.YENİ YILIN İLK GÜNÜNE ÖZEL 5 ÖNERİ * Güne mutlaka 1-2 bardak su ile başlayın. Kahvaltıyı atlamayın. Hamur işleri ve yağdan uzak; beyaz peynir, salatalık, ceviz/badem, omlet/haşlanmış yumurta ve yeşillikten oluşan hafif ve dengeli bir kahvaltı hem tokluk sürenizi artıracak hem de vücudunuzu zinde tutacaktır. * Öğle ve akşam yemeklerinde az zeytinyağı ile hazırlanmış sebze yemeği veya sossuz malzemeli (peynirli, tavuklu, etli, balıklı vb) salatalar tüketebilirsiniz.* Sebze ve miktarına dikkat ederek meyve tüketmeye özen gösterin. * Gün içerisinde mutlaka 2-2,5 litre su için. * Yeni yılın ilk günü kendinizi ne kadar yorgun hissediyor da olsanız, bir gün öncesinde yenilen çeşitli ve yoğun yemeğin enerji dengelemesini sağlamak için gün içinde mutlaka 45 dakika ile 1 saat arasında yürüyüş yapmaya çok özen gösterin.
Source: Habertürk
Bırakın yeni yıl kararı almayı, nasıl olsa vazgeçeceksiniz!
2024’e de, her köşe başında, birbirimize ‘mutlu yıllar’ dileyerek başlamıştık! Şimdi bir daha asla yaşayamayacağınız 364 güne geri dönüp baktığınızda kendi kendinize “2024 mutlu bir yıl oldu” diye biliyor musunuz? Diyebiliyorsanız ne mutlu size… Koca bir yılın her anını mutlu geçirmek pek mümkün değil elbet… Elimize geçen küçük mutluluk anlarını da tıpkı, ‘Nuran’ı her eve bıraktığında bunun son olduğunu düşünüp ‘Huzur’suzlanan, ‘Mümtaz’ gibi ‘sırtımızda yük gibi taşıyıp’ ilk fırsatta bir kenara bırakmıyor muyuz? Mutlu bir yıl hayal… “Yediği yumruklardan sonra iki seksen yattığı ringin ortasında hakem ‘On’ demeden ayağa kalkacağını uman boksör gibiyiz her 365 günün sonunda! Nakavta kadar: ‘Mutlu yıllar!’ işte…” Mutlu anların peşinde olmalı insan… ‘Yekpare geniş bir an’ değil bahsettiğim bölük pörçük akıp giden zamanın içinden yakalayabildiğimiz ‘an’lar. Başımızın suyun üzerinde tutabildiğimiz, güneşi yüzümüzde hissettiğimiz, hiç bitmeyecekmiş gibi yaşadığımız ‘an’lar.Akdeniz in masmavi sularında çıkıp, ‘saçlarınızdaki denizin’ üzerine damladığı bir dilim pizzayı ağzınıza ilk attığınız an gibi bir an mesela. GELECEK İÇİN DEĞİL ŞİMDİYLE ALAKALI KARARLAR ALIN Geçenlerde insanların yeni yıl kararlarıyla ilgili okuduğum bir yazıda uzman psikolog, “Öncelikle hayatınızı tamamen değiştirecek büyük kararlar almaktan uzak durum” diyordu. Tüm yıl için değil ‘an’lar için kararlar alınması gerektiğini söylüyordu: “Gelecek günlerle değil ‘şimdi’yle alakalı kararlar. Mesela şu anda sıkılıyor musunuz, dışarı çıkıp biraz yürümek, bir yerlerde bir kahve içmek iyi mi gelecek; çıkın ve o kahveyi için… Bu gibi küçük şeyler, küçük ‘an’ları topladığınızda yıl sonunda büyük bir mutluluğunuz olabilir.” Yeni yıl kararlarının değişim çok yapay bir baskı olduğunu belirten uzmanlar, “Yeni yılda yeni kararlar almak zorunda değilsiniz… Değişiklik için, yeni karlar için, yeni bir şeylere başlamak için Mart, Mayıs, Temmuz, Ekim ayları da çok iyi zamanlardır” diyor. Forbes dergisinde geçen yıl yayınlanan bir araştırmaya göre ABD’de insanların yüzde 62’si yeni yılda yeni başlangıçlar yapmak için yeni kararlar alma konusunda baskı hissettiğini söylüyor. Bu oran kadınlarda yüzde 64, erkeklerde ise yüzde 60! Ankete katılanların yüzde 48’i spora başlama, yüzde 38’i finansal durumlarını iyileştirme, yüzde 36’sı ise ruh sağlıklarını geliştirme konularında adım atmakla ilgili kararlar alıyormuş. Genel olarak, insanları yüzde 80 i aldıkları kararlarla hedeflerine ulaşabileceklerine dair kendilerine güvenirken, sadece yüzde 6’sı aldıkları kararların bir işe yaramayacağını düşünüyor. Büyük bir hevesle “Bu yıl benim yılım olacak” diye girilen yeni yılda, alınan yeni kararların ömrü hepi topu iki ila üç ay sürüyormuş. Tüm bir yıl sürenlerin oranı yüzde 6! İngiltere’de insanların yüzde 17’si Ocak ayının bitmesini bile beklemeden yeni yıl kararlarından vazgeçiyormuş. İNCE İNCE PLANLANMAŞI JANJANLI MUTLULUKLAR DEĞİL İSTEDİĞİM Filozof Epiktetos, “Her şeyin istediğiniz gibi olmasını dilemeyin, dileyin ki her şey olması gerektiği gibi olsun; o zaman hayatınız huzurlu olacaktır” diyor. 2024’te birçok mutlu ‘an’ım oldu… 2025’ten hedefim bu ‘an’ların sayısını arttırmak. Öyle çok büyük mutluluklar peşinde de değilim doğrusu! Bu yıl da ince ince planlanmış ‘janjanlı mutluluklar’ değil aradığım… “Binlerce yığın aynadan bir kâinat içinde yaşayan ve hepsinde kendisinin bir başka çehresi olan Nuran’ı gören” Mümtaz’ın sevdiği kadınla Boğaz’ın ortasında bir sandaldayken hissettiği gibi ‘Huzur’lu bir mutluluk’ kastettiğim… Ne kaderimin üstüne çıkmak gibi bir hedefim var ne de bir hayat planım… Zülehya’nın, bir taş iskeleden, çocuklarla el ele Akdeniz’in mavi sularına atlarken ki heyecanlı, tüm hayatı kucaklayan, umutlu, huzurlu mutluluğu gibi bir yıl olsun yeter…
Source: Habertürk