“Sağlık ve Güzellik Güncesi: Estetikten Beslenmeye, Cilt Bakımından Sıfır Atık Farkındalığına”

Gençler estetik kurbanı

İnsanoğlu güzel görünmek için tarih boyunca birbirinden ilginç yollara başvurmaktan hiç çekinmedi. Hatta bu uğurda ölümü göze alanlar bile oldu. Örneğin stiletto ayakkabı giymek için ayak parmaklarını kestirenler var. Ya da 19″uncu yüzyılda kadınların balolarda giydiği çemberli iç eteklerin şöminelerde tutuşması nedeniyle çok sayıda kadın hayatını kaybetmişti. Aynı dönemlerde korseler nedeniyle nefes sorunu yaşayan kadınların sayısı da çok fazlaydı. Detayları çoğaltmak mümkün; Asya”da doğal yollarla yüz gerdirmek için tokatlama seansları uygulanıyordu… KAŞ YAPALIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAK Günümüzde estetik ameliyatları nedeniyle ölümler yaşanabiliyor. Hafta içerisinde İngiliz basınında ise bu konu hakkında ilginç bir haber yayınlandı. Daily Mail gazetesinin haberi daha güzel görünmek bıçak altına yatan kadınlarla ilgiliydi. Ancak olaya farklı bir açıdan yaklaşıldı. Buna göre Z Kuşağı yani 1995 yılından sonra dünyaya gelen kadınların büyük bir kısmı geçmişteki yaşıtlarına göre daha yaşlı gözüküyor. Bu iddiayı ortaya atarken de şimdilerin ünlülerinin fotoğrafları ile daha ileriki yaştaki ünlülerin geçmişteki fotoğrafları karşılaştırıldı. Biraz daha açalım: Örneğin Michelle Pfeiffer”in 25 yaşındaki fotoğrafı ile halihazırda 25 yaşında olan günümüz ünlüsü Sabrina Carpenter”ın fotoğrafı yan yana getirildi. Bir dönem Hollywood efsanelerinden olan ABD”li oyuncu Michelle Pfeiffer şu an 66 yaşında. ABD”li şarkıcı Sabrina Carpenter ise 1999 doğumlu yani 25 yaşında. Ancak iki ismin 25″indeki halleri kıyaslandığında Michelle Pfeiffer”in çok daha genç göründüğü açıkça görülüyor. Yani Michelle Pfeiffer 25″indeyken yaşını gösterirken, Sabrina Carpenter 25 yaşında olmasına rağmen 10 yaş daha yaşlı gösteriyor. ORTALIK “YASTIK YÜZ” DOLDU Haberde sadece Sabrina Carpenter gibi 20″lerinde olan Kylie Jenner, Bella Thorne ve Olivia Rodrigo gibi diğer ünlüler de örnek olarak gösterildi. Bu ünlülerin halleri de Natalie Portman, Jennifer Lopez gibi isimlerin gençlik yılları ile kıyaslandı. Daily Mail”in haberinde konu hakkında uzman isimlerin görüşlerine yer verildi. Ortak görüşe göre bu durumun arkasında birçok neden yatıyor, ama en belirgin faktörün başında botoks ve dolgu gibi cilde enjekte edilen ürünlerin aşırı oranda kullanılması gösterildi. Rutgers Üniversitesi”nden yaşlanma alanındaki uzman Prof Auriel Willette, “Günümüzde kadınlar, çok erken yaşta estetik ile tanışıyor. Neredeyse ergenlik dönemlerine botoks ve diğer dolgu işlemleri başlıyor. Bu tarz enjeksiyonların aşırı kullanımı da bir süre sonra yastık yüze neden oluyor” diyor. Yastık yüz tanımı yüksek seviyede enjeksiyon sonucu yüz hatlarının aşırı oranda şişerek doğal hatları kaybolan kişiler için kullanılıyor. Los Angeles merkezli estetik cerrahı olan Dr. Mary Ghere de Willette ile aynı fikirde olduğunu belirterek “Enjekte edilebilen maddelerin yüksek oranda kullanılmasının cildi aşırı gerdiği ve bu durumun da gençliği korumak için daha az kolajen üretimi anlamına geldiği bilinmeli” diyor. Yani uzmanlara göre erken yaşta başlayan ve aşırı seviyelere çıkan dolgular yaşlanmayı hızlandırıyor. Botoks ve kimyasal nörotoksin geçici olarak kasları felç ediyor ve yüzün belirli bölgelerinin bir süre sonra olduğundan daha yaşlı gözükmesine neden oluyor. Natalie Portman, Jennifer Lopez, Mila Kunis veya Michelle Pfeiffer gibi ünlülerin 20″li yaşlarında olması gerektiği gibi genç görünmelerinin nedeni olarak da o dönemlerde dolgu operasyonlarının çok yaygın olmaması gösteriliyor. ERKEKLER NEDEN GENÇ GÖZÜKÜYOR? Daily Mail”in aynı haberinde günümüzün genç erkek ünlüleri ile daha ileri yaştaki ünlü erkeklerin fotoğrafları da kıyaslandı. Bu noktada da ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Z Kuşağı erkekleri ise 20″lerindeki kadınlara göre çok daha genç gösteriyor. Hatta Z Kuşağı olan ünlü bir isim, şimdilerde ileri yaşta olan bir ünlünün kendisiyle aynı yaştaki halinden daha genç gözüküyor. Şöyle ki Tom Holland ile John Travolta”yı ele alalım. İngiliz oyuncu Tom Holland 28 yaşında. ABD”li aktör John Travolta 71″inde. İkisinin de 28 yaşındaki haline bakıldığında Tom Holland”ın çok daha genç göründüğü görülüyor. Bunun nedeni olarak da uzmanlar şöyle diyor; “Bundan 20 yıl 30 yıl önce özellikle erkeklerin hayat alışkanlıkları çok daha kötü ve kontrolsüzdü. Alkol ve sigara tüketimi çok yüksek seviyelerdeydi. Egzersiz, düzenli uyku, sağlıklı beslenme gibi bilinç yüksek değildi. Günümüzde ise erkekler artık daha sağlıklı olmak açısından çok daha bilinçli oluyorlar. Sigaraalkol gibi kötü alışkanlıklardan da uzak duruyorlar. Bu nedenle de Z Kuşağı erkekler yaşlarından çok daha genç duruyor.” KADIN HORMONLARI Haberde ayrıca Robert De Niro”nun 48 yaşındaki hali ile bugün aynı yaşta olan Cillian Murphy de kıyaslandı. Oscarlı oyuncu Murphy”nin efsane isim De Niro”ya göre çok daha genç halde olduğu açıkça görvüldü. Uzmanlara göre ayrıca şimdilerde erkekler çok fazla kadın hormonlarına mazur kalıyor. Yediklerimiz, içtiklerimiz hatta giydiklerimizdeki kimyasallar nedeniyle erkeklerin vücuduna östrojenler giriyor ve bu da daha genç gözükmelerine sebep oluyor. ÜLKELER NÜFUSLARINI ARTIRMAK İÇİN HAREKETE GEÇİYOR DOĞUM YAPAN LİSELİLERE PARA ÖDÜLÜ Dünya nüfusu 8 milyarı geçti. Aşırı kalabalıklar nedeniyle özellikle büyükşehirlerde hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor. Ancak aynı zamanda birçok ülkede ciddi bir nüfus problemi yaşanıyor. Bebek doğumları azalırken, genç nüfuslar eriyor ve yaşlıların oranı da giderek artıyor. Bu duruma çözüm olarak da ülkeler vatandaşlarına yeni öneriler getiriyor. Hafta içinde Rusya”da yapılan bir açıklama ise anında dünya medyasında da yankı buldu. Rus basınına göre, ülkenin Oryol bölgesinde yeni bir uygulamaya geçildi. Bölge Valisi Andrey Klıçkov”un imzaladığı kararnameyi imzaladığı açıklandı. Yönetmelik 2025 – 2027 arasında geçerli olacak. Buna göre lise öğrencilerine hamile kalıp doğum yapmaları durumunda 100 bin ruble ödeme yapılacak. Amaç belli doğum oranlarını artırmak. TARTIŞMALI YOLLARDAN KORUMAK İÇİN Rusya”da halihazırda üniversite ve meslek yüksekokulu öğrencilerine hamilelik desteği sağlanıyordu. Bu uygulamada yaş oranının liseye düşürülmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Bir grup kızların eğitimlerinin aksayacağını dile getirerek yönetmeliği eleştirdi. Rus yetkililer ise “Genç kızlar lise çağında hamile kalabiliyor. Bu durumla baş etmek için de hem kendi sağlıklarını hem de bebeğin sağlığını riske atacak tartışmalı yollara başvurabiliyorlar. Bu ödeme bir seferlik olacak. Amaç gençleri yasadışı işlerden korumak. Doğum yaptıktan sonra eğitimlerine devam edebilecekler” diyor. Rusya ciddi bir nüfus kriziyle karşı karşıya. 2024″te doğan bebek sayısı 1 milyon 222 bine gerileyerek 1999″dan bu yana en düşük seviyeye indi. İŞTE ÜLKELERİN ALDIĞI BAZI ÖNLEMLER Son yıllarda birçok ülke azalan nüfusuna karşı sıra dışı tedbirlere başvuruyor. Rusya: Bebek sahibi olunmamasını özendirenlere para cezasının verilsin. Güney Kore: Dünyada doğurganlık oranının en düşük olduğu ülke. Tüp bebek tedavilerini artık devlet karşılıyor, çocuk yapacak çiftler yurt dışına tatile gönderiliyor Yunanistan: Evliliğe teşvik için gençlere ucuz konut sağlanıyor. Japonya: Nüfus sorunu öyle bir hal aldı ki ülkedeki belediyelerin yüzde 40″ı yok olabilir. Bu duruma durdurabilmek için devlet flört uygulaması bile başlattı. Bulgaristan: Doğum sonrası anne 1 yıl ücretli izne çıkıyor. Singapur: Yeni doğan çocuklar ömür boyu ücretsiz eğitim hakkı kazanıyor.

Source: Selçuk Eren


Onur Büyüktopçu iki ayda 15 kilo verdi

2015-2017 yılları arasında “Kiralık Aşk”ın kadrosunda yer alan Onur Büyüktopçu, dizinin ardından program sunuculuğuna soyunmuştu.

2017″den 2021″e kadar “Yemekteyiz”, “Damat Bayıldı”, “Çarkıfelek” ve “Gelinim Mutfakta” programlarının sunuculuğunu yapan Onur Büyüktopçu önceki gün Nişantaşı”nda objektiflere yansıdı.

Mayıs ayında başlayacak “Çift Kişilik Oda” adında romantik komedi türündeki dizi ile ekranlara döneceğini söyledi.

“MİDE AMELİYATLARINA KARŞIYIM”

İki aydır diyet yaptığını belirten Büyüktopçu “Spor ve diyetle 15 kilo verdim. Daha da vereceğim. Diyette zorlanıyorum. Makarnasız, pilavsız ve ekmeksiz doymam. Bunları hayatımdan çıkardım. Fenalık geliyor ama salata yapıyorum. Mide ameliyatlarına karşıyım” açıklamasını yaptı.

Source: Haber Merkezi


Mevsim geçişlerinde cilt bakımı nasıl olmalı?

Soğuk hava koşullarının yerini ılıman sıcaklıklara bırakmasıyla cildinizdeki dengeyi bozmamak için önerilen cilt bakım adımlarını keşfedin. HAVA DEĞİŞİMİNİN CİLTTEKİ BELİRTİLERİ NELERDİR? Hava değişimi, ciltte çeşitli belirtilere neden olabilir. Özellikle mevsim geçişlerinde cilt, çevresel koşullara adapte olmaya çalışır. Bunun sonucunda da bazı reaksiyonlar gösterebilir. Bu nedenle cilt tipine uygun ürünler ve mevsime uygun bakım rutini önemlidir. Hava değişiminin ciltte yarattığı yaygın belirtiler aşağıdaki gibidir: – Kuruluk ve Pul Pul Dökülme: Sıcaklık ve nem değişiklikleri cildin nem dengesini bozar ve kuruluk yaratır.- Kızarıklık ve Tahriş: Soğuk hava ve rüzgar gibi dış etkenler kızarıklık ve tahrişe sebep olabilir.- Ciltte Gerginlik: Hava değişikliğiyle birlikte cilt esnekliğini kaybedebilir ve gerginlik hissi oluşabilir.- Sivilce ve Yağlanma: Nem oranındaki artış, yağ bezlerinin fazla çalışmasına ve sivilce oluşumuna neden olabilir.- Daha Duyarlı Cilt: Mevsim geçişlerinde cilt daya duyarlı ve dış etkenlere karşı daha tepkiseldir. MEVSİM GEÇİŞLERİNDE HAVA DEĞİŞİMİNİN CİLT ÜZERİNDE ETKİLERİ – Cilt tipine bağlı olarak kimi ciltler aşırı kururken kimileri de yağlanır. – Nem oranı, ısı, UV ışınlarının etki derecesi ve rüzgar gibi pek çok faktör ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiğinden bulunduğunuz ülkenin iklim koşullarına göre cildiniz kendisine bir savunma mekanizması oluşturur. – Eğer cilt tipiniz kuruysa ve kurak bir bölgede yaşıyorsanız kış aylarında cilt kuruluğuna eşlik esen pullanma ve dökülme gibi problemler de yaşamanız olasıdır. – Karma cilt yapınız varsa cildinizin bir kısmı kuru ve pul pul dökülürken bir kısmı yağlı olabilir. Yağlı cilt yapısında da kış mevsiminde ciltte kurumalar gözlenir. – Yağlı cilt tipine sahip olmak demek nemli bir cilde sahip olmak ile aynı anlama gelmez. Bu nedenle yağlı cilt tipindekilerin de tıpkı kuru ve karma cilt tipindekiler gibi kış bakımı yapması gereklidir. MEVSİM GEÇİŞLERİNDE EN SIK YAPILAN YANLIŞLAR – Mevsim geçişlerinde cilt bakımında en sık yapılan yanlışlardan biri cildin mevsimsel ihtiyaçlarını atlamaktır. Örneğin yaz aylarında kullanılan hafif nemlendiricileri, sonbahar ve kış aylarında da kullanmak cildin kurumasına yol açabilir. – Mevsim geçişlerinde cildimizi temizlerken aşırıya kaçmak veya cildi sert ürünlerle yıkamak ciddi hatalardan biridir. Soğuk havalarda cildin daha hassas olduğunu göz önünde bulundurarak nazik temizleyiciler tercih edilmelidir. – Güneş koruyucu kullanmayı bırakmak da büyük bir yanlıştır. Çünkü güneşin zararlı UV ışınları, kış aylarında da ciltte hasar bırakabilir. MEVSİM GEÇİŞLERİNDE CİLT BAKIMI NASIL YAPILMALIDIR? 1. CİLDİN TEMİZ OLMASI Mevsim geçişlerinde cilt bakımı yaparken en önemli adım, cildin temiz olmasını sağlamaktır. Temizlenmemiş bir ciltten etkili sonuç almak oldukça zordur, çünkü gözenekler tıkalıysa, cilde ne uygulanırsa uygulansın verimli sonuçlar almak mümkün olmayacaktır. Bu sebeple, cilt sağlığını korumak adına ölü hücrelerin, yani keratinlerin temizlenmesi oldukça önemlidir. Bu işlem, ciltte hijyenin sağlanmasına yardımcı olur ve bakteri oluşumunu engeller. Cilt temizliğinde deriyi tahriş etmeyecek, nazik ürünler tercih edilmesi de oldukça önemlidir. 2. PEELİNG UYGULAMASI Cildinizdeki ölü deriyi atmak için peeling uygulaması yapmayı düşünebilirsiniz. Peeling, ciltteki lekeleri giderirken, solgun, mat ve cansız görünüme karşı da etkili bir çözümdür. Bu sayede cildinize taze, parlak bir görünüm kazandırabilirsiniz. 3. TONİK UYGULAMASI Cilt temizleme ürünlerini kullandıktan sonra, cildin ferahlamasını sağlamak için tonik uygulaması yapılması faydalı olacaktır. Tonikler, antiseptik özellikleri sayesinde cilt temizliğini tamamlayarak, cildi dezenfekte eder. Tonik seçiminde cilt tipinizi göz önünde bulundurmak oldukça önemlidir. Cilt tipinize uygun bir tonik, cildinizi yatıştırırken aynı zamanda temizler ve cilt bakım rutininizin son adımını tamamlar. Görsel Kaynak: istockphoto/shutterstock

Source: Habertürk


Emine Erdoğan “döngüsellik” çağrısı: Değer ve verimlilik üretir

Emine Erdoğan, BM Genel Kurulu”nda 14 Aralık 2022″de Türkiye”nin ana sunuculuğunda 105 ülkenin de ortak sunucu olduğu “sıfır atık” kararının oy birliğiyle kabul edilmesiyle ilan edilen, “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü”nün yıl dönümü kapsamında video mesaj yayımladı.Videoda bu yıl “Uluslararası Sıfır Atık Günü”nün 3″üncü yılının kutlandığını belirten Emine Erdoğan, bu seneki kutlamalar için “Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru” temasını seçtiklerini ifade etti.Bu sektörün çevre kirliliğindeki yüksek payını enine boyuna tartışmayı, süratle esen “moda rüzgarının” yıkıcı etkilerine birlikte bakmayı istediklerini bildiren Emine Erdoğan, “Haydi gelin işe “giymediğim giysiler nereye gidiyor?” sorusuyla başlayalım. Her 1 saniyede, 1 çöp kamyonu dolusu giysi yakılıyor ya da dünyanın atık depolama sahalarına gönderiliyor. Üzerimizden kolayca çıkarıp attığımız kıyafetleri, doğa üzerinden çıkarıp atamıyor. Çiçeklerle kaplanması gereken yeryüzü, atık kıyafetlerle kaplanıyor. Tekstil sektörü, her yıl 215 trilyon litre su kullanıyor. Sırf rengini beğenmediğimiz için attığımız kıyafetlerle, litrelerce suyu maalesef boşa harcıyoruz. Su kıtlığıyla mücadele eden milyonların hayatı, bu yüzden her gün biraz daha zorlaşıyor.” ifadelerini kullandı.- “MASMAVİ GEZEGENİN RENGİ, PLASTİKLERLE SOLUYOR”Emine Erdoğan, okyanuslara karışan trilyonlarca mikroplastiğin, yüzde 9″unun tekstil sektöründen geldiğine işaret ederek “masmavi” gezegenin renginin plastiklerle solduğuna dikkati çekti.Elyaf üretimi için kullanılan arazilerin, milyarlarca benzersiz canlı organizmayı yeryüzünden sildiğine dikkati çeken Emine Erdoğan, birçok türün, hızla “kaybolan güzellikler” arasında yerini aldığını belirtti.Bu nedenle, modada yavaşlamanın, tekstilde doğayla kucaklaşmanın zamanı olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, bunun için tek yapılması gerekenin, döngüsel üretim ile tüketim modellerine geçmek olduğunu kaydetti.- “DÖNGÜSELLİK, DEĞER VE VERİMLİLİK ÜRETİR”Emine Erdoğan, döngüselliğin her şeyi geri kazanmayı hedeflediğine işaret ederek, bunun insanların ekosistemi geri kazanma hedefiyle benzer olduğunu ifade etti.Döngüselliğin, değer ve verimlilik ürettiğine, bunu dünyanın ve insanlığın hak ettiğine dikkati çeken Emine Erdoğan, sorumlu bir üretimi ve tüketimi gerektiren döngüselliğin, şu anda en çok ihtiyaç duyulan çözüm olduğunu bildirdi.- “KIYAFETLERİMİZİ NESİLLER ARASI YOLCULUKLARA ÇIKARALIM”Çöpe atılan atıkların yüzde 60″ının geri kazandırılabilir durumda olduğunu kaydeden Emine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:”O halde, onları atık olmaktan kurtaralım. Bir eşyayı, en kullanılamaz olduğu noktada, yeni bir amaçla buluşturmak, ona ömür katar. İleri dönüşüm, işte tam olarak budur. Eskiden olduğu gibi kıyafetlerimizi nesiller arası yolculuklara çıkaralım. Sevdiklerimiz arasında el değiştiren kıyafetler, anıların taşıyıcısı olsun, değerlerine değer katılsın. Bir kıyafetin giyilme süresini sadece iki katına çıkararak bile sera gazı emisyonlarını yüzde 44 azaltabiliriz. Yani, çözüm biziz. Şunu hiç unutmayalım, moda, insanın kendine yakışanı giymesiyse insana en çok iyilik yakışır.”Türkiye”nin, Sıfır Atık Projesi ile 2017-2023 yılları arasında 59,9 milyon ton atığı geri kazandığını belirten Emine Erdoğan, şunları kaydetti:”Bu sayede kesilmeyen 498 milyon ağaç, dünyaya oksijen vermeye devam ediyor. Önlenen 5,9 milyon ton sera gazı emisyonu, sürdürülebilir bir gelecek umudunu güçlendiriyor. Boşa harcanmayan 819 milyon metreküp su, adil kaynak kullanımına hizmet ediyor. Bu başarı hepimizin. Gelin, siz de Sıfır Atık Hareketi”ne gönül vermiş milyonların arasına katılın. El ele verelim, atık kirliliğini hep birlikte yenelim. Gelecek nesillere, insanlığın en güzel başarı hikayesini bırakalım. Uluslararası Sıfır Atık Günü”nü bir kez daha kutluyor, kaynaklarımızın hiç tükenmediği, adil, sağlıklı ve huzurlu bir dünya diliyorum.”- VİDEO MESAJI BİRÇOK TEMSİLCİLİKTE GÖSTERİLDİÖte yandan, “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü” dünyanın pek çok noktasında bulunan diplomatik temsilciliklerde de kutlanıyor.Bu kapsamda, şu ana kadar BM Cenevre Daimi Temsilciliği, BM Nairobi Daimi Temsilciliği, UNESCO Daimi Temsilciliği ve BM Daimi Temsilciliği”nde etkinlikler düzenlendi.- SIFIR ATIK KONUSUNDA EMİNE ERDOĞAN”IN ÖNCÜ ROLÜNE İŞARET EDİLDİTürkiye”nin Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilciliği, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM İnsan Yerleşimleri Programı (BM-Habitat), Cenevre Çevre Ağı ile diğer kurum ve kuruşların ortaklığıyla BM Cenevre Ofisi”nde “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü” başlıklı bir panel düzenlendi.BM Cenevre Ofisi”nde düzenlenen panele, Türkiye”nin BM Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Burak Akçapar, Cenevre Başkonsolosu İpek Zeytinoğlu Özkan, UNEP Cenevre Direktörü Graham Alabaster, Direktör Yardımcısı Steven Stone, Basel, Rotterdam ve Stockholm Sözleşmeleri Genel Sekreteri Rolph Payet, BM Sürdürülebilir Moda İttifakı Başkanı Paola Deda, diğer panelistler ve birçok ülke ile BM kuruluşunun temsilcileri katıldı.Büyükelçi Akçapar ve diğer kurumların temsilcilerinin açılış konuşmalarıyla başlayan program, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan”ın gönderdiği video mesajların gösterilmesiyle devam etti.Daha sonra 30 Mart Sıfır Atık Günü ile ilgili panel düzenlendi. Panelistler, sıfır atık konusunda Türkiye”nin ve Emine Erdoğan”ın öncü rolüne işaret etti.- UNESCO”NUN PARİS”TEKİ GENEL MERKEZİ”NDE ULUSLARARASI SIFIR ATIK GÜNÜ KUTLANDIBirleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Paris”teki Genel Merkezi”nde “Uluslararası Sıfır Atık Günü” dolayısıyla etkinlik gerçekleştirildi.Türkiye”nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Gülnur Aybet”in ev sahipliğindeki etkinlikte çevre bilincini artırmaya yönelik uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekildi.Etkinlikte UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) One Planet Network Direktörü Jorge Laguna-Celis ve UNESCO Yer Bilimleri Birimi Şefi Kristof Vandenberghe konuşma yaptı. Katılımcılar, sıfır atık hedeflerinin yalnızca çevresel sürdürülebilirlik değil, aynı zamanda gelecek kuşakların yaşam hakkı açısından da belirleyici olduğunu vurguladı. Etkinlikte, Emine Erdoğan”ın, gönderdiği video mesaj izletildi.-BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NAİROBİ OFİSİNDEKİ ETKİNLİĞE 600″DEN FAZLA KİŞİ KATILDIBM Nairobi Yerleşkesi 1 No”lu Konferans Salonu”nda 27 Şubat”ta yapılan etkinliğe, BM üyesi ülkelerin diplomatik temsilcilik mensupları, ev sahibi ülke Kenya”nın kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, sivil toplum üyeleri, akademisyenler, iş çevreleri başta olmak üzere yaklaşık 600 konuk katıldı.Etkinliğin, BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”in ve Sıfır Atık Danışma Kurulu üyelerinin video mesajlarıyla başlamasının ardından UNEP ve BM Habitat İcra Direktörleri Inger Andersen ve Anaclaudia Rossbach”ın video mesajları gösterildi.Programın ikinci bölümünde, tekstil ve moda sektöründe atıkla mücadele, sürdürülebilir tüketim ve üretim davranışları üzerine panel gerçekleştirildi.”Uluslararası Sıfır Atık Günü” dolayısıyla OECD Paris Daimi Temsilciliği, Brüksel Daimi Temsilciliği, FAO Roma Büyükelçiliği, UNODC Daimi Temsilciliği ve Gaboron Büyükelçiliği”nde kutlamalar düzenlenecek. Etkinliklerde, davetlilere Emine Erdoğan”ın video mesajı gösterilecek.- ULUSLARARASI SIFIR ATIK GÜNÜ 81 İLDE DE KUTLANDIAyrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca sıfır atık konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla “Moda ve tekstilde sıfır atığa doğru” temasıyla 81 ilde de çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi.Etkinliklerde çocukların, atölyelerde atık malzemeleri kullanarak çeşitli ürünler üretmesi ve bu sayede geri dönüşümün önemini kavraması sağlandı.

Source: Www.star.com.tr


Emine Erdoğan”dan “Uluslararası Sıfır Atık Günü” için mesaj: “El ele verelim, atık kirliliğini hep birlikte yenelim”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan, “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü” dolayısıyla yapılan özel etkinliklere video mesaj gönderdi. DOĞADAN SİLİNMİYOR Emine Erdoğan, video mesajında şu ifadelere yer verdi: Her 1 saniyede, 1 çöp kamyonu dolusu giysi yakılıyor ya da dünyanın atık depolama sahalarına gönderiliyor. Üzerimizden kolayca çıkarıp attığımız kıyafetleri, doğa üzerinden çıkarıp atamıyor. Çiçeklerle kaplanması gereken yeryüzü, atık kıyafetlerle kaplanıyor. Tekstil sektörü, her yıl 215 trilyon litre su kullanıyor. Sırf rengini beğenmediğimiz için attığımız kıyafetlerle, litrelerce suyu maalesef boşa harcıyoruz. Su kıtlığıyla mücadele eden milyonların hayatı, bu yüzden her gün biraz daha zorlaşıyor. NESİLLER ARASI YOLCULUKLARA ÇIKARALIM O halde, onları atık olmaktan kurtaralım. Bir eşyayı, en kullanılamaz olduğu noktada, yeni bir amaçla buluşturmak, ona ömür katar. İleri dönüşüm, işte tam olarak budur. Eskiden olduğu gibi kıyafetlerimizi nesiller arası yolculuklara çıkaralım. Sevdiklerimiz arasında el değiştiren kıyafetler, anıların taşıyıcısı olsun, değerlerine değer katılsın. Bir kıyafetin giyilme süresini sadece iki katına çıkararak bile sera gazı emisyonlarını yüzde 44 azaltabiliriz. Yani, çözüm biziz. Şunu hiç unutmayalım, moda, insanın kendine yakışanı giymesiyse insana en çok iyilik yakışır. BU BAŞARI HEPİMİZİN Bu sayede kesilmeyen 498 milyon ağaç, dünyaya oksijen vermeye devam ediyor. Önlenen 5,9 milyon ton sera gazı emisyonu, sürdürülebilir bir gelecek umudunu güçlendiriyor. Boşa harcanmayan 819 milyon metreküp su, adil kaynak kullanımına hizmet ediyor. Bu başarı hepimizin. Gelin, siz de Sıfır Atık Hareketi”ne gönül vermiş milyonların arasına katılın. El ele verelim, atık kirliliğini hep birlikte yenelim. Gelecek nesillere, insanlığın en güzel başarı hikayesini bırakalım. Uluslararası Sıfır Atık Günü”nü bir kez daha kutluyor, kaynaklarımızın hiç tükenmediği, adil, sağlıklı ve huzurlu bir dünya diliyorum.

Source: Muhammed Uzun


İrem Derici nöbet geçirdi

İrem Derici geçen haftalarda düşmeye bağlı kafa travması geçirip, Adana konserini iptal etmişti. O anları “Talihsiz bir şekilde düştüm, kafamı yere vurdum. Kafamda delik gibi bir şişlik oluştu, baş dönmesi yaşadım. Ama yine yırttık, daha beter olabilirdi” sözleriyle anlatmıştı.

Ünlü şarkıcı bu kez stüdyoda fanalaştı. Hemen Nişantaşı”ndaki özel bir hastaneye kaldırılan İrem Derici sosyal medya hesabından sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı.

Hasta yatağında bir fotoğraf çeken Derici “Stüdyoda kayıttayken epileptik nöbet geçirip kitlenip bayılmışım” dedi.

“MEMLEKET BU HALDEYKEN…”

İrem Derici sözlerine şöyle devam etti:

“Bunun üzerine hastaneye gidiyoruz, bir nöbet de oracıkta geçiriyorum. Ve bilin bakalım nedeni ne? Stres. 2017″den beri böyle bir şey yaşamıyordum, gözüm çok korktu ama bugün hayata döndüm, EEG leş çıktı ama bu beni durdurabilir mi? Asla. Memleket bu haldeyken hepimiz bu halde olsak şaşırmam. Hepinize beden ve akıl sağlığı diliyorum. 1-2 gün daha dinlenip işe güce tam gaz devam. Tüm geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkürler.”

Source: Haber Merkezi