“Sağlık ve Refah Bülteni – Baharın Gelişi ve Bağımlılıkla Mücadele”

Leylekler dönüyor: Baharın habercileri için yuvalar hazır

Bursa”da Uludağ Elektrik Dağıtım AŞ.”den (UEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, saha ekipleri, Bursa”daki uğrak lokasyonlarından, Yaren leyleğin de geldiği Eskikaraağaç, Gölyazı ve Fadıllı mahallelerinde leylekler için hazırlıklarını tamamladı.

Yuvaların yerleştirileceği lokasyonlar ve teknik yapısına ilişkin detayları biyosistem mühendisleri ve kuşbilimcilerle işbirliği sağlayarak belirleyen UEDAŞ, tüm güvenlik önlemlerini alarak 7 yuvanın montajını tamamladı.

Açıklamada projenin detaylarına ilişkin görüşlerine yer verilen Uludağ Enerji Üst Yöneticisi Sinan Öktem, şu ifadeleri kullandı:

“Enerji grubu olarak büyük bir bölgede faaliyet gösteriyoruz. Birçok insana ve canlıya dokunuyoruz. Bu konuda kendimize bir sosyal sorumluluk bilinci aşıladık. İçinde bulunduğumuz doğaya ve topluma karşı bir borcumuzun olduğunu hissediyoruz. Bugün burada hizmet bölgemizi göç yolu olarak değerlendiren leylekler için yer aldık.

“Elektrik direklerimiz onlar için dinlenme tesisi oldu.” diyebiliriz. 2012 yılından beri onlara daha konforlu bir göç ve konaklama alanı oluşturabilmek için yuvalar hazırlıyoruz. Şimdiye kadar Gölyazı, Eskikaraağaç ve Fadıllı”da toplam 100 yuva yerleştirdik. Bugün de 7 yuvanın montajını gerçekleştiriyoruz. Yuvalarımızı yaparken hem yerlerinin belirlenmesi hem de daha ergonomik olabilmesi için Uludağ Üniversitesi akademisyenlerinden destek aldık.”

Source:


Emine Erdoğan: Neslimizi bağımlılıklara karşı korumak, ülke bekasını korumaktır

Başkan Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan, bağımlılığın, önce bir kişinin, sonra ailesinin, daha büyük ölçekte çevresinin ve toplumun sorunu olduğunu belirterek “Aile Yılı”nda bağımlılıklarla mücadelede son derece kararlı olduklarını bildirdi. Yeşilay”ın 105″inci kuruluş yıl dönümü ve 1-7 Mart Yeşilay Haftası kapsamında, Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezinin Açılışı dolayısıyla program düzenlendi. Emine Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, Yeşilay rehabilitasyon merkezlerine, bir yenisini daha eklemenin heyecanı içinde olduklarını belirterek bu merkezlerin, yepyeni hayatların ve tertemiz başlangıçların vesilesi olması temennisinde bulundu. Yeşilay”ın bağımlılıklarla mücadelede, güçlü ve asırlık bir kale olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, kuruluşun, toplumun faydasına büyük hizmetler gerçekleştirdiğini bildirdi. Bir anne, babaanne ve anneanne olarak, Yeşilay Ailesine sonsuz şükranlarını sunan ve kuruluşunun 105″inci yılını kutlayan Emine Erdoğan, “Bu güzel merkezin hayata geçmesinde, Kayserimizin hayırsever iş insanlarının da hatırı sayılır bir desteği var. Toplumsal dayanışma kültürümüzün çok güzel bir örneğini sergilediler. Kendilerine ve bu işbirliğine öncülük eden Sayın Valimize çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Bazı kapılar yalnızca açılmaz, aynı zamanda umut olur… Yeşilay Rehabilitasyon Merkezleri, hayatını yeniden inşa etmek isteyenler için bir ışık olsun. Yolu buradan geçen her yüreğin, güç ve şifa bulmasını, hayata daha sıkı tutunmasını temenni ediyorum. 📍Kayseri Yeşilay… pic.twitter.com/tSuOuM4E22 — Emine Erdoğan (@EmineErdogan) March 6, 2025 “BAĞIMLILIK YÜZÜNDEN KAYIP NESİLLER ORTAYA ÇIKIYOR” Emine Erdoğan, her çağın, kendine has problem alanları ürettiğine işaret ederek bağımlılığın, bir modern çağ problemi olduğuna dikkati çekti. Sigara, alkol ve madde bağımlılığının, tüm dünyada yükselen bir trendi olduğunu üzülerek belirten Emine Erdoğan, “Uzmanlar, bilhassa uyuşturucu maddelerin daha önce hiç olmadığı kadar geniş bir çeşitliliğe sahip olduğunu söylüyorlar. Özellikle kimyasal yöntemlerle üretilen sentetik uyuşturucular, tehlikenin boyutlarını artırıyor. Toplumsal güvenliğe, sağlığa ve ülke geleceğine doğrudan etki ediyor. Bazen haberlerde, batılı ülkelerdeki bağımlılık sorununun geldiği, endişe verici noktaları gösteren dosyalar işleniyor. İnsanları sokak köşelerinde toplu halde kendinden geçmiş, ölümün kıyısında çırpınırken görüyoruz. Bağımlılıklar yüzünden kayıp nesiller ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, insanları çarçur etmeyi kendine amaç edinmiş, bağımlılıklar üzerinden büyük bir kar elde eden endüstriler olduğuna işaret ederek “Mesela daha düne kadar, gençleri sigaradan uzak tutmaya çalışırken, şimdi onları elektronik sigaraların pençesinden kurtarmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz, elektronik sigaralar, sözde sigarayı bırakmayı kolaylaştırıcı bir ürün olarak pazarlandı. Farklı aromalar, özel tasarım kılıflarla cazip hale getirildi. Ancak ortaya çıktı ki, elektronik sigara kullananlarda kroner kalp hastalığı, depresyon, kalp krizi ve felç riski çok daha yüksek.” diye konuştu. Gittiği şehirlerde katıldığı programlarda, ailelerle sık sık bir araya geldiğini, onların hikayelerini dinlediğini hatırlatan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu tecrübelerle gördüm ki, bağımlılıklar yüzünden hayatlar sönüyor, aileler dağılıyor. Aile içi şiddetin, ailelerin uğradığı ekonomik felaketlerin temelinde bağımlılıklar yatıyor. Bağımlılık, önce bir kişinin, sonra ailesinin, daha büyük ölçekte çevresinin ve toplumun sorunu oluyor. Bilhassa Aile Yılı ilan ettiğimiz bu yılda, bağımlılıklarla mücadelede son derece kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim. Elbette, bağımlılık kadar, insanları bağımlılıkların kucağına iten kök nedenleri de ortadan kaldırmak çok önemlidir. O yüzden, dertlere kulak kesilelim. Empatinin, sevginin, gönül almanın, önleyici ve tedavi edici gücünü unutmayalım. İnşallah, el birliğiyle ailelerimizi içten dışa kuvvetlendireceğiz. Bizim, bağımlılıkların karanlık dünyasına terk edecek tek bir evladımız, tek bir kardeşimiz bile yok. Bu noktada, Yeşilay”ın, İçişleri Bakanlığımızla el ele vererek başlattığı “Bağımsızlık Seferberliğini” çok önemli buluyorum. Ülke çapında bir farkındalığı ayağa kaldırarak, ailemizi ve neslimizi bağımlılıkların tuzaklarından korumak için dört koldan çalışmalar yürütüyorlar. Yeşilay”ın her bir üyesine kalpten teşekkür ediyorum. Ben, buradan herkesi “Bağımsızlık Seferberliğine” katılmaya, bağımlılıklara karşı bir ses olmaya davet ediyorum.” Özellikle medya sektöründen geniş bir destek beklediklerini dile getiren Emine Erdoğan, “Medya mecralarında her yaştan insanın, bağ kurup örnek alabileceği, doğru temsillerin yer alması, bağımlılık endüstrisine karşı çok güçlü bir cevap olacaktır. Biz, hep gençler için rol modeller arıyoruz. Oysa yetişkinler, anneler, babalar, eşler için de milli ve kültürel değerlerimizi üzerinde taşıyan rol modellerin çoğalmasına ihtiyacımız var. İşin şu yanını hiç unutmayalım, neslimizi bağımlılıklara karşı korumak, ülke bekasını korumaktır.” ifadelerini kullandı. “ANNE BABALARA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR” Bağımlılık meselesinin çok büyük bir başlık olduğunu bildiren Emine Erdoğan, küresel olarak, sosyal medya platformları ve bilgisayar oyunlarının, çocuk ve gençleri adeta ele geçirdiğine dikkati çekti. Bu nedenle, tüm dünyada ülkelerini yasal düzenlemeleri bir bir yürürlüğe koyduklarını dile getiren Emine Erdoğan, “Bir rapora göre, 13-17 yaşları arasındaki her 4 çocuktan 3″ü, sosyal medya platformlarında en az bir kez potansiyel bir zararla karşılaşıyor. Ortaokul çağındaki çocukların yüzde 60″ı, rahatsız edici kişilere maruz kalıyor. Uzmanlar, sosyal medya bağımlılığının, beyinde madde bağımlılığıyla benzer mekanizmaları tetiklediğini söylüyorlar. Aile Bakanlığımızın, konuyla yakından ilgilendiğini ve mevzuat çalışmaları yaptığını belirtmek isterim. Ancak, burada anne babalara düşen büyük sorumluluğun da altını çizelim. Maalesef, oyalansınlar diye çocukların eline tutuşturduğumuz telefonlar, tabletler, erken yaşlardan itibaren bağımlılıkların zeminini hazırlıyor. Gelin, çocuklarımızı bu “dijital dadıların” elinden artık kurtaralım. Onları, sağlıklı bireyler olarak yetişmelerini destekleyen aktivitelerle meşgul edelim. Mesela, bir spor ya da sanat türüyle tanıştıralım. Biliyorsunuz, kurumlarımızın, belediyelerimizin çocuklara ve gençlere yönelik nice ücretsiz hizmeti var. Ebeveynlerin, bu hizmetlerden istifade etmesini temenni ediyorum.” diye konuştu. Emine Erdoğan, annelerin olağanüstü güçleri olduğunu belirterek bir annenin kalbinin, evladına görünmez hatlarla bağlı olduğunu söyledi. Annelerin, çocuklarının tek bir bakışından bile ne düşündüklerini, ne hissettiklerini anladıklarını ifade eden Emine Erdoğan, her türlü bağımlılıkla mücadelede annelerin bu sezgilerinin, önleyici tedbir niteliğinde olduğunu kaydetti. Çocukların davranışlarında bir farklılık olması halinde altında yatan nedenin mutlaka araştırılması gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, çocukların, arkadaş çevresinin iyi tanınması, özgüven ve psikolojik sağlamlık kazanmalarına yardımcı olunması, iç dünyalarının, manevi değerlerle güçlendirilmesi, şefkatli bir dilin ve anlayışlı bir yaklaşımın asla elden bırakılmaması gerektiğini bildirdi. “HERHANGİ BİR BAĞIMLILIKTAN MUSTARİP GENÇLERİMİZ HEPİMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ” Bağımlılıkla mücadele edenlere seslenen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Herhangi bir bağımlılıktan mustarip tüm gençlerimizin, hepimiz için çok önemli olduklarını bilmelerini isterim. Kendilerini yalnız hissetmesinler. Ümitsizliğe kapılmasınlar. Çünkü bağımlılıkların tedavisi var. Bugüne kadar, birçok insan, bağımlılıklarından kurtuldu ve yepyeni hayatlar kurdu. Unutmasınlar ki, hatalarımızdan aldığımız derslerle büyür, güçleniriz. Meşhur bir sözde dendiği gibi “Yaşamdaki en büyük zafer, asla düşmemekte değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmakta yatar.” Onlar ayağa kalkacak cesareti göstersinler, bizler zaten tüm kalbimizle, tüm imkanlarımızla onların yanındayız. Rehabilitasyon merkezlerimizdeki her uzmanımız, onlara kucak açmak için bekliyor. Yeter ki kapılarını çalsınlar.” Herkesin ramazan ayını tebrik eden Emine Erdoğan, bu kutlu ayın maneviyatının, bağımlılıklarla mücadele eden herkes için ruhsal bir yenilenmenin vesilesi olmasını diledi. Emine Erdoğan”ın konuşmasının ardından aile fotoğrafı çektirildi. Programa, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç ve Kayseri Milletvekilleri Hulusi Akar ve Ayşe Böhürler katıldı. Daha sonra Emine Erdoğan ve beraberindekiler, merkezin açılış kurdelesini kestikten sonra merkezi ve Yeşilay Danışmanlık Merkezlerinden yararlanan danışanların el emeğiyle ürettikleri ürünlerin yer aldığı sergiyi gezdi. Emine Erdoğan, sergi sırasında ebru sanatının yapımını izledi. Merkezde, danışanların çeşitli sanat dallarında çalışmalar yaptıkları atölyeler ile kaldıkları yatakhaneleri ziyaret eden Emine Erdoğan, merkez yetkililerinden bilgi aldı. Atölye çalışmaları kapsamında danışanların yaptığı karakalem portre resmi Emine Erdoğan”a hediye edildi. KADIN BAĞIMLILARA YATIRI REHABİLİTASYON İMKANI SAĞLAYAN İLK MERKEZ Emine Erdoğan”ın açılışını yaptığı Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi, Yeşilay”ın ülke genelinde hizmet veren üçüncü rehabilitasyon merkezi. Kamu ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği, Kayserili iş insanlarının da destekleriyle inşa edilen merkez, 9 bin 97 metrekare kapalı alana sahip. Danışanların, 6 ay tedavi görebilecekleri merkez, kadın bağımlılara yatılı rehabilitasyon imkanı sağlanan ilk merkez olma özelliği taşıyor. Merkezin, kişilerin bağımlılıktan tamamen kurtularak yepyeni bir hayata adım atmalarına yardımcı olması hedefleniyor. Bağımlı bireylerin başvurabileceği Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi, ücretsiz ve gizlilik odaklı hizmet verecek. Çeşitli hobi atölye ve mesleki atölye çalışmalarıyla danışanların rehabilitasyona uyum sürecinin destekleneceği merkezde, danışanlara boş vakitlerini sağlıklı alışkanlıklarla doldurmaları için yeni hobiler kazandırılacak. Öte yandan, bağımlılıklarından kurtulmak isteyenler, Yeşilay Danışmanlık Merkezlerine 115 numaralı danışma hattından ulaşarak ücretsiz ve gizlilik esasına dayalı olarak hizmet alabiliyor.

Source:


Japon berber, 108 yaşında rekor kırdı

Japonya da 108 yaşındaki Shitsui Hakoishi, dünyanın çalışan en yaşlı kadın berberi olarak Guinness Dünya Rekorları na girdi Devlet televizyonu NHK nin haberine göre Toçigi eyaletinde kadın kuaförlüğü yapan Hakoishi, dünyanın en yaşlı kadın kuaförü ünvanını kazandı. Komşularının ve müşterilerinin katıldığı sertifika töreninde konuşan Hakoishi, küçük yaştan beri hayatının zorluklarla dolu olduğunu bildirdi. Hakoishi, İnsanlar beni görmek için uzaklardan geliyor, bu yüzden elimden geldiğince mesleğime devam etmek istiyorum dedi. Japon kadın, konuşmasının ardından Guinness Dünya Rekorları sertifikasını teslim aldı. Toçigi nin Nakagawa bölgesinde 1912 de doğan Hakoishi, başkent Tokyo daki bir kuaförde 14 yaşındayken çıraklığa başladı. 1936 da berberlik lisansını alan Hakoishi nin eşiyle açtığı berber dükkanı, İkinci Dünya Savaşı sırasında yıkıldı. Kocasının savaşta ölmesi sonrası Hakoishi, memleketine dönerek hem evinde kurduğu küçük dükkanı işletti hem de iki çocuğunu büyüttü. Resmi Kyodo ajansı, berber Hakoishi nin Japonya da düzenlenen 2020 Tokyo Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları nda meşale taşıdığını aktardı. Yaşına rağmen saç kesme becerilerini sürdüren Japon berberin, dizlerindeki ağrı nedeniyle az sayıda müşteri kabul edebildiği bildirildi.

Source: Habertürk


Çocuğunuzu sabaha kadar deliksiz uyutan yöntem! Anında uykuya dalacak

Çocukların büyümesi için sağlıklı bir uyku çok önemlidir. Fakat çocuklar uyumakta zorlanabiliyorlar. Bu hem onların gelişimini etkiliyor hem de ebeveynlerin psikolojilerini olumsuz etkiliyor. Ama bazı kolay uyku yöntemleriyle çocuklarınızın kısa sürede uyumasını sağlayabilirsiniz.

BANYO ÖNEMLİ BİR DETAY

Uyku için en idea yöntemlerden biri gece rutinine banyo eklemek olacaktır. Banyo yaptırılan çocuk uyku zamanının geldiğini kolayca algılar ve uyku pozisyonuna geçer. Özellikle sıcak banyo vücut sıcaklığını da artırır. Banyodan çıkan çocuğun vücut sıcaklığı düşeceği için bu durum melatoninin de etkiler ve hızlı bir uykuya dalar.

LAMBA KULLANIN

Bir diğer uyku yöntemi ise akşam tavan aydınlatmaları. Çocuğunuzun uykusu için tavan aydınlatmaları yerine lambaları tercih etmelisiniz. Çünkü tavan lambaları öyle saatini taklit ediyor ve bu da vücuttaki melatonin üretimini geciktiriyor. Fakat lamalar gün batımı anlamına geldiği için çocukta da uykuyu çağrıştırıyor.

Son olaraksa çocuklarınıza erken uyanmaya teşvik etmelisiniz.

Source: Haber Merkezi


Türkiye”de her 3 kadından biri yoksulluk ve güvensizlik riski altında

TÜİK, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde, kadınlara ilişkin istatistiklerin yer aldığı verilerini yayınladı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla, kadın nüfus 42 milyon 811 bin 834 kişi, erkek nüfus 42 milyon 853 bin 110 kişi oldu.

Diğer bir ifadeyle, toplam nüfusun yüzde 49,98″ini kadınlar, yüzde 50,02″sini ise erkekler oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren kadınların lehine değişti. Kadın nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda yüzde 52,0 iken 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 69,1 oldu.

KADINLAR DAHA FAZLA YAŞIYOR

Hayat Tabloları sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi 2021-2023 döneminde Türkiye geneli için 77,3 yıl iken kadınlarda 80,0 yıl, erkeklerde 74,7 yıl oldu. Genel olarak kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığı ve doğuşta beklenen yaşam süresi farkının 5,3 yıl olduğu görüldü. Hayat Tabloları sonuçlarına göre, belirli bir yaştaki kişinin günlük hayattaki faaliyetlerini sınırlandıracak bir sağlık sorunu olmadan yaşaması beklenen yıl sayısını ifade eden sağlıklı yaşam süresi, 2021-2023 döneminde sıfır yaşında bulunan bir kişi için Türkiye genelinde 57,6 yıl iken kadınlarda 56,3 yıl, erkeklerde 59,0 yıl oldu. Buna göre, erkeklerin doğuşta sağlıklı yaşam süresinin kadınlardan 2,7 yıl daha uzun olduğu görüldü.

KADINLARIN EĞİTİM SÜRESİ 8,6 YIL

Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresinin yıllara göre arttığı görüldü. Türkiye geneli için 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresi 2011 yılında 7,3 yıl, kadınlarda 6,4 yıl, erkeklerde 8,3 yıl iken, 2023 yılında Türkiye genelinde 9,3 yıl, kadınlarda 8,6 yıl, erkeklerde 10,1 yıl oldu. Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2008-2023 yılları arasında arttığı görüldü. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 75,1 iken 2023 yılında yüzde 92,2 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 67,5, erkeklerin oranı yüzde 82,8 iken, bu oran 2023 yılında kadınlarda yüzde 87,8, erkeklerde ise yüzde 96,8 oldu.

ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ

Kazanç Yapısı İstatistiklerine göre, yıllık ortalama brüt ücret-maaş ile hesaplanan gösterge için en yüksek fark yüzde 17,4 ile yükseköğretim mezunlarında, en düşük fark yüzde 13,2 ile yine ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti. Yıllık ortalama brüt kazanç ile hesaplanan gösterge için ise, en yüksek fark yüzde 20,0 ile lise mezunlarında, en düşük fark ise yüzde 14,9 ile ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti.

YOKSULLUK RİSKİ KADINLARDA YÜZDE 31,5

Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiklerine göre yaş gruplarına göre yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların oranına bakıldığında, 2024 yılında toplam nüfusun yüzde 29,3″ünün risk altında olduğu, bu oranın kadınlarda yüzde 31,5 iken erkeklerde yüzde 27,1 olduğu görüldü. Aynı oranlara 18-64 yaş grubu için bakıldığında, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunan kadınların oranı yüzde 29,5, erkeklerin oranı yüzde 23,1 olarak görüldü.

HER 3 KADINDAN BİRİ GECE YALNIZ YÜRÜRKEN GÜVENDE HİSSETMİYOR

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2024 yılında, yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı yüzde 25,7 iken bu oran kadınlarda yüzde 35,9, erkeklerde yüzde 15,2 oldu. Kadınların yüzde 47,8″i, erkeklerin ise yüzde 69,7″si yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetti. Evde yalnız olduklarında kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı 2024 yılında yüzde 5,8 iken bu oran kadınlarda yüzde 8,4, erkeklerde yüzde 3,1 oldu. Kadınların yüzde 78,9″u, erkeklerin ise yüzde 88,5″i evde yalnız olduklarında kendilerini güvende hissetti.

Source: Anka