Doğurganlık neden azalıyor?
Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı’nca (TAJEV) düzenlenen 15. Türk-Alman Jinekoloji Kongresi, 23-27 Nisan tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşti…
Polikistik over sendromu, endometriozis, gebelikte aşılama, gebelikte vitamin takviyeleri, beslenme, tedavilerde ‘yapay zeka’dan yararlanma gibi konuların ele alındığı kongreyi, 13 ülkeden bin 500’ün üzerinde katılımcı takip etti.
Kongre kapsamında; Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, endometriozis cerrahisinin Dünyaca ünlü ismi Prof. Dr. Ceana Nezhat ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, TAJEV Genel Sekreteri Prof. Dr. Yusuf Üstün gibi alanında uzman isimlerin katılımıyla da bir basın toplantısı düzenlendi… Prof. Dr. Ünlü, Prof. Dr. Nezhat ve Prof. Dr. Ünlü; toplantı sonrası SÖZCÜ’ye özel açıklamalar yaptı…
YEDİĞİMİZ İÇTİĞİMİZ PEK ÇOK GIDA, ÜREME ORGANLARIMIZA DA ZARAR VERİYOR
Ülkemizde infertilite (kısırlık) oranlarının hızla arttığını belirten Prof. Dr. Mehmet Cihat Ünlü’ye bunun nedenlerini ve çiftlerin izlemesi gereken yol haritasını sordum… İşte açıklamaları:
– Kadınlarda; yumurtlama problemleri, polikistik over hastalığı, endometriozis (çikolata kistleri), geçirilmiş yumurtalık iltihapları, enfeksiyonlara ya da ameliyatlara bağlı olarak tüplerdeki tıkanıklıklar infertiliteye (kısırlık) neden olabiliyor. – Erkekte ise semen içerisinde ya hiç sperm bulunmayabiliyor (azoospermi), sperm sayısında-hareketliliğinde azalma ve varikosel görülebiliyor.- Kadınlar son yıllarda kariyer planlaması nedeniyle çocuk sahibi olmayı erteliyor. İleri yaş da infertilitede önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. – Yediğimiz içtiğimiz besinlerdeki tarım ilaçları, hormonlar, genetiğiyle oynanmış, katkılı, mısır şuruplu, trans yağlı hazır gıdalardan aldığımız zehirli maddeler ve çevresel kirlilik üreme organlarımıza, yumurta ve testislerimize zarar veriyor. – Endokrin (hormon) bozucular, plastikler, kozmetikler, radyasyon, alkol, sigara, obezite ve stres de infertiliteyi artırıyor. Dolayısıyla gebe kalma süreçleri uzuyor ve giderek zorlaşıyor.
15 milyon spermi olan erkeğe artık ‘müthiş bir adamsın’ diyoruz
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2001 yılında bir kadının yaşamı boyunca dünyaya getirdiği ortalama çocuk sayısı 2.38 iken, bu sayı 2023 yılında 1.51’ e düştü. Yani çok ciddi bir gerileme var. 1960 yılına kadar yazılan tıp kitaplarında normal bir erkekte 1 mililitrede 250 milyon sperm varken, bu oran mililtrede 15 milyona kadar düştü… Mililitrede 15 milyon spermi olan erkeğe artık ‘müthiş bir adamsın’ diyoruz. Dolayısıyla erkekte sperm oranlarının azalmasıyla kısırlık problemleri ortaya çıkıyor.
GENÇ KIZLARA VE KADINLARA ÖNEMLİ TAVSİYELER
Prof. Dr. Cihat Ünlü, çocuk sahibi olmayı pilanlayan genç kızlara ve kadınlar için şu tavsiyelerde bulundu:- Öncelikle çok geç çocuk planı yapmamalarını öneriyoruz. Bir kadın çalışırken de gebe kalabilir. – Geç evlenen hanımlar için de ‘sosyal dondurma’ diye bir kavram var. Yani bize gelen hastalar evli değilse, yaşı da ilerlemişse yumurtaların saklanması için bir alternatif bulunduğunu, devletin bunu onayladığını ancak bir maliyetinin olduğunu dile getiriyoruz. – Annesi, anneannesi, ablası erken yaşta menopoza giren genç kızlara mutlaka yumurta rezervlerini ölçtürmelerini tavsiye ediyoruz. Bekar olsun, evli olsun her kadının yumurtalarını yasal olarak dondurabiliyoruz. – Adet sancısı çeken, polikistik over sorunu olan genç kızlara, yılda bir kez jinekoloğa görünmelerini öneriyoruz. Bir genç kız, bir genç hanım 35 günden daha seyrek adet görüyorsa ya da 21 günden daha sık adet görüyorsa ‘mutlaka jinekolog kontrolünden geçmeli’ diyoruz.
Source: Nazan Doğaner Halici
Yeni Doğan Bebek Neden Gece Uyumaz? Karnı Tok Altı Temiz Yeni Doğan Bebek Gece Neden Uyumak İstemez?
Beslenme, alt değişimi, sevgi görme ve uyku bebeklerin sağlıklı büyümeleri ve gelişmeleri için temel gereksinimlerdir. Özellikle uyku yeni doğanların biyolojik ve nörolojik gelişimi için hayati bir rol oynar. Ancak gece uykusu alışkanlığı gelişene kadar bebekler genellikle geceleri uyumakta zorlanırlar. Bu noktada ebeveynlerin aklında yeni doğan bebek neden gece uyumaz ve karnı tok altı temiz yeni doğan bebek gece neden uyumak istemez gibi sorular takılmaktadır. Yeni Doğan Bebek Neden Gece Uyumaz? Anne ve babalar dünyaya yeni gelen bebeklerin tüm fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdürler. Ebeveynlerin aldığı bu ciddi sorumluluk bebeğin her açıdan gelişmesi adına eksiksiz olarak yerine getirilmelidir. Beslenme, sevgi görme, alt temizliği gibi temel gereksinimler arasında yer alan uyku hem fiziksel hem de zihinsel büyüme için hayati bir öneme sahiptir. Ayrıca bebeklerin hem fiziksel büyüme hormonlarının uyku sırasında aktifleşmesi hem de beyin gelişimlerinin bu evrede hızla ilerlemesi nedeniyle yetişkinlere oranla çok daha uzun süre uyumaya ihtiyaç duymaları uyku ihtiyacının önemini artırır. Fakat gece ve gündüzü henüz ayırt edemeyen ve gece uykusu alışkanlığı oturmamış olan yeni doğan bebekler yetişkinlerin uyumaya hazırlandığı saatlerde uykuyu reddedebilirler. Yeni doğan bebeklerin gece uyumamasının birçok fizyolojik ve psikolojik nedeni vardır. İlk olarak yeni doğanların biyolojik saatleri henüz gelişmemiştir. Anne karnında 24 saatlik bir ritme maruz kalmayan bebekler doğumdan sonra gece ve gündüz farkını anlamakta zorlanır. Bu nedenle gece saatlerinde de gündüzdeki gibi uyanık ve hareketli olabilirler. Bunun yanında yeni doğan bebeklerin mide kapasiteleri oldukça küçüktür. Bu yüzden gece saatlerinde dahi sık sık beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Karnı tok ve altı temiz olsa bile bir bebek gece boyunca uyumakta zorlanabilir çünkü açlığın dışında gaz sancıları ya da bağırsak hareketlerinden kaynaklı rahatsızlıklar onu huzursuz edebilir. Dolayısıyla karnı tok altı temiz yeni doğan bebek gece neden uyumak istemez sorusunun cevabı yalnızca temel ihtiyaçların karşılanması ile sınırlı değildir. Fizyolojik olgunluk eksikliği de bu durumun önemli bir parçasıdır. Ayrıca yeni doğanlar dünyaya geldiklerinde henüz güven duygusu geliştirmemiştir. Anne kokusu, ten teması ve ses tonu gibi faktörler onların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Bu güven ihtiyacı da gece saatlerinde daha baskın hale gelir ve bebekler geceleri yalnız kalmaktan huzursuz olup uyumayı reddedebilirler. Gece Uyumak İstemeyen Bebekler Nasıl Uyutulmalı? Gece uyumakta zorlanan bebekler için ebeveynlerin uygulayabileceği çeşitli yöntemler bulunmaktadır. İlk olarak bebeklerin gece ile gündüz farkını öğrenmesine yardımcı olmak gerekir. Gündüz saatlerinde bebekle daha aktif zaman geçirilmeli, odanın aydınlık olması sağlanmalı, gece saatlerinde ise ortam mümkün olduğunca karanlık ve sessiz tutulmalıdır. Bebeklerin uyku rutinleri oluşturulması da önemlidir. Her gece aynı saatte banyo yaptırmak, hafif bir masaj uygulamak ve ardından ninni söylemek gibi rutinler, bebeğin gece uykusuna hazırlanmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca karnı tok, altı temiz olan bebeklerin dahi gece huzursuzlanabileceği göz önünde bulundurularak gaz çıkarma, sakinleştirici dokunuşlar ve hafif sallama gibi yöntemlerle yeni doğanların rahatlamaları sağlanabilir. Yatmadan önce bebeklerin aşırı uyarılmasını engellemek de önemli bir noktadır. Yüksek sesli oyunlar, parlak ışıklar ya da yoğun aktiviteler bebeklerin uykusunun kaçmasına yol açabilir. Bunun yerine yatmadan önce bebeğin uyuyacağı odada sakin ve huzurlu bir ortam yaratılmalıdır. Son olarak sabırlı olmak en önemli faktördür. Yeni doğan bebeklerin gece uykusuna alışmaları zaman alabilir. Yeni doğan bebek neden gece uyumaz ve karnı tok altı temiz yeni doğan bebek gece neden uyumak istemez gibi soruların yanıtlarının temelinde gelişimsel süreçler yattığı unutulmamalıdır. Bu sürecin anlamak ve uykuya direnmenin altında yatan sebepleri öğrenmek ebeveynlerin de bu dönemi daha az stresli geçirmesine yardımcı olacaktır.
Source: Sabah
Terlemeden yorulmadan yattığınız yerde 500 kalori yakmak istemez misiniz? Ünlü uzman nasıl yapacağınızı anlattı
Sağlam bir gece uykusunun sağlığa birçok faydası olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Örneğin uzun ömür süreleriyle bilim insanlarının dikkatini çeken insanların verdikleri tavsiyeler arasında gece uykularından asla taviz vermemek sık sık öne çıkıyor. Peki kaliteli gece uykusunun kilo vermenize ve kilonuzu korumanıza da yardımcı olabildiğini biliyor muydunuz? Gelin en baştan başlayalım. Bildiğimiz üzere, gece uykusu vücudun ve beynin dinlenmesi açısından çok önemli. Biz uyurken yaşanan çeşitli süreçler dokuların tamir edilmesini, hafızamızdaki bilgilerin sağlamlaşmasını, enerjimizin korunmasın ve hormon seviyelerinin düzenlenmesini sağlıyor. Ancak uyku sırasında vücudumuz çalışmaya da devam ediyor. Bunun sonucunda gece boyunca yaklaşık 500 kalori harcanıyor. Bu da 1 saat koşmaya eşdeğer bir enerji tüketimi anlamına geliyor. Sağlık teknolojileri alanında çalışan bir şirket olan Welltech”in gerçekleştirdiği güncel bir araştırmada, 57 kilogram ağırlığındaki bir insanın uyku sırasında 1 saatte 38 kalori yaktığı görüldü. Bu da 7-9 saatlik bir gece uykusunda 266 ila 342 kalori yakmak anlamına geliyor. Vücut ağırlığı arttıkça saat başına yakılan kalori miktarı da artıyor. 68 kilogram olan bir kişi saat başı 46 kalori, 9 saatte 414 kalori harcıyor. 84 kiloluk bir kişinin harcadığı enerji ise saat başı 56 kaloriye ulaşıyor. Bu da 7 saatlik uykuda 392, 9 saatlik uykuda ise 504 kalori yakılması demek. Welltech”in psikoloji uzmanı Dr. Cassidy Jenkins, herkesin kalori yakma hızının aynı olmadığını, bunu belirleyen şeyin kişinin bazal metabolizma hızı olduğunu belirtti. Bazal metabolizma hızı (BMR), vücudun dinlenme anında devam eden solunum ve dolaşım gibi temel vücut fonksiyonlarının harcadığı enerji miktarı olarak tanımlanıyor. Kişinin BMR değeri kilosu, yaşı, cinsiyeti ve genel sağlık durumu gibi birçok faktörden etkileniyor. Ama ne olursa olsun, insanın yattığı yerde kalori yakabiliyor olması oldukça çekici bir fikir. Peki siz uyku sırasında kaç kalori harcıyorsunuz? BMR hesaplamak için kullanılan Harris-Benedict formülü kadınlar ve erkekler için şöyle:Kadınlar için BMH hesaplama formülü = 655,1 + (9,56 x kilo) + (1,85 x boy) – (4,68 x yaş)Erkekler için BMH hesaplama formülü = 66,5 + (13,75 x kilo) + (5,03 x boy) – (6,75 x yaş)Ayrıca internette de bu amaçla kullanabileceğiniz çeşitli hesaplayıcılar mevcut. Dr. Jenkin, BMR”nizi hesapladıktan sonra bu sayıyı 24 bölerek saatte kaç kalori yaktığınızı bulun. Ardından bu sayıyı geceleri ortalama kaç saat uyuduğunuzla çarparak uyku sırasında ne kadar enerji harcadığınızı belirleyebilirsiniz dedi. Uyku sırasında yakılan kaloriler BMR”nin yanı sıra kişinin vücut kütlesi ve kompozisyonu, yaşı, cinsiyeti, uyku kalitesi ve altta yatan sağlık sorunları tarafından da belirleniyor.Uzmanlar sağlıklı bir yaşam için her gece 7-9 saat uyunmasını tavsiye ediyor. Bu sürede vücut 4-6 uyku döngüsünden geçiyor. Kişi uykuya dalarken vücut önce hafif uykudan derin uykuya ardından da sık sık rüya görülen REM uykusuna geçiyor. En fazla kalori yakımı REM uykusu sırasında yaşanıyor. Bu evrede beynin aktivite seviyesi artıyor, duygular işleniyor ve hatıralar güçleniyor. Kalp atış hızı ve solunum düzensizleşiyor ve bazen hızlanıyor. Öte yandan vücudun sıcaklığını regüle etme kapasitesi de düşüyor. Bunun sonucunda vücudun enerji talebi artıyor. Ek olarak rüya görme de beyin aktivitesini artırıyor ve enerji gerektiriyor. Öte yandan Dr. Jenkins, Hiçbir şey yapmadan 500 kalori yakmak kulağa hoş geliyor ancak uyku düzenli egzersizin yerini almamalı. Bu enerji tüketimi şaşırtıcı derecede önemli ve 30 ila 45 dakikalık bir yürüyüşe yakın olsa da düzenli fiziksel aktiviteden vazgeçmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Daha ziyade dinlenmenin ve toparlanmanın genel sağlığınızda ve kilo yönetiminizde oynadığı önemli rolü vurguluyor uyarısında bulundu. Yapılan araştırmalar tavsiye edilen miktar ve kalitede uyuyanların oranının oldukça düşük olduğuna, neredeyse her iki kişiden birinin daha fazla uyumaya ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor. Yeterince uyumamak beyni gençleştiren süreçlerden, vücudu da sağlık için gerekli hormon ve enerji regülasyonundan mahrum bırakıyor. Dahası uykusuzluk kortizol seviyelerini yükseltiyor. Bunun sonucunda vücutta yağ depolama süreçleri tetikleniyor, ghrelin ve leptin gibi açlık hormonları aksamaya, iştah ve atıştırma isteği artmaya başlıyor. Uzun vadede uykusuzluk metabolizmayı yavaşlatıyor, karar alma yetisine ket vuruyor ve çoğu zaman sağlıksız yemek tercihlerine ve gece geç vakitte atıştırmaya sebep oluyor. Bütün bu etkiler bir araya geldiğinde, metabolik bozuklukların ve obezitenin riski artıyor. Dr. Jenkins, 7-9 saatlik uykudan maksimum fayda sağlayabilmek için bir uyku düzeni oturtulması gerektiğini belirtti. Zira her gün aynı saatlerde uyuyup uyanmak vücudun doğal uyku döngüsünü yani sirkadiyen ritmini güçlendirmeye yardımcı oluyor. Dr. Jenkins, Dinlendirici bir uyku uyumayı sağlayacak bir uyku ortamı oluşturmak da kritik. Çok sıcak ya da çok soğuk bir odada uyumaktan kaçınmalısınız. 18-19 derecelik serin, karanlık ve sessiz bir ortam, daha derin ve daha dinlendirici bir uykuyu destekler. Bu da metabolik toparlanma için çok önemlidir dedi. Jenkins son olarak gün içinde fiziksel egzersizin ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, Düzenli egzersiz yapmak, özellikle de direnç antrenmanları kas kütlesini artırarak BMR değerinizi yükseltir. Bu da gece uykusu sırasında yaktığınız kalori miktarını artırır dedi. Ek olarak egzersiz vücudun sirkadiyen ritmini düzenlemeye, stresi azaltmaya ve uyku hormonu melatoninin üretimini artırmaya da yardımcı oluyor.
Source: Hurriyet.com.tr