“Sağlık ve Refah Güncesi – Ünlülerden Alternatif Tedavilere”

Sarp Levendoğlu”nun çocuk istememe nedeni şaşırttı

Türk televizyonlarına damga vurmuş yapımlarda rol alan ünlü oyuncu Sarp Levendoğlu, İstanbul”u terk edip Datça”ya yerleşerek sakin bir hayatı tercih etti. Datça”ya yerleşmesini “45 yaşındayım ve daha sağlıklı bir yaşam için buradayım” diyerek açıklayan oyuncu, “Sabah kalkıyorum, spor yapıyorum. Trafik yok, istediğin her şeyi yapabiliyorsun. Bu, gerçekten büyük bir lüks” sözleriyle çok konuşulmuştu.Ekranlardan uzak bir yaşam süren Sarp Levendoğlu, son olarak Aslı Şafak”la İşin Aslı programına konuk oldu. Çocuk sahibi olmak istemediğini belirten Levendoğlu, nedenini de anlattı. “SÖRF YAPMAYI İNSANLARDAN DAHA ÇOK SEVİYORUM” Çocuk açıklamasıyla dikkatleri üzerine çeken Levendoğlu, sörf yapmayı her şeyden daha çok sevdiğinin altını çizerek şunları söyledi: “İnsanlardan da daha çok seviyorum. Çocuğum olsa; rüzgar çıktığında, hastalandığında çocuğu hastaneye götürmek zorundasın. Sörf yapamazsın yani. O yüzden ben sörf yapmayı tercih ediyorum. O yüzden de bir çocuğum falan olmasını istemiyorum. 20″li yaşlarda isterdim o zaman kafam çok çalışmıyordu yaş ilerledikçe daha kapsamlı düşündükçe insan daha tedirgin oluyor”Levendoğlu”nun sözleri sosyal medyada da çok konuşuldu. Bazı kullanıcılar ünlü oyuncuya hak verirken, bazıları da “Bu ne saçma sebep” yorumlarını yaptı.

Source: Haberler


Ünlü influencer çiftin kullandığı uçak, manevra sırasında düştü

İspanyol iş insanı Xavi Caballol (49) ve sevgilisi Alba Serch”in hayatı, geçtiğimiz yıl yaşadıkları uçak kazasıyla tamamen değişti. Girona”daki Viladamat havaalanında özel uçaklarıyla düşen çift, şimdi tekerlekli sandalyede yaşama tutunma mücadelesi veriyor.Sosyal medyada lüks arabalar ve gösterişli tatillerle tanınan çift, 19 Ekim”deki kazada 45 metre yükseklikten yere çakıldı. Ultralight tipi hafif uçağın motoru manevra sırasında durdu ve kaza anı saniye saniye kameraya yansıdı. Çift, omurga ve kemik kırıkları yaşarken, Xavi”nin kafatasındaki kırık yüzünün bir bölümünde felce yol açtı.”Bu kazadan çok şey öğrendik” diyen Xavi, “Ultralight uçakların güvenli olduğunu söylüyorlar ama kesinlikle değil. Bu tür uçuşları sadece çok deneyimli pilotlar yapmalı. Ben yüzlerce kez aynı manevrayı yaptım ama hiç böyle bir şey yaşamamıştım” açıklamasında bulundu.Kaza öncesi sosyal medyada “Ferrariman” olarak bilinen ve lüks yaşamlarıyla dikkat çeken çift, artık hayata bambaşka gözlerle bakıyor. Yoğun fizyoterapi ile yeniden yürümeyi öğrenmeye çalışan Xavi, “Eskiden çok bencildik ve sadece kendimizi düşünüyorduk. Bu kaza bize başkalarını anlama ve yardım etme duygusunu öğretti. Hayatta ikinci bir şans bulduk ve bunun için çok minnettarız” dedi.Pilot lisansı olmasına rağmen bir daha asla uçmayacağını belirten Xavi, kaza görüntülerini paylaşarak hem benzer kazaların önlenmesini umuyor hem de olay hakkında çıkan asılsız dedikodulara son vermek istiyor.

Source: Abdullah Teymur


Şafak Sezer “kör ediyor insanı” deyip milyonda bir görülen hastalığını açıkladı

Kutsal Damacana, Kolpaçino ve Türk Malı gibi izleyiciyi ekran başına kilitleyen yapımlara imza atan ünlü komedyen Şafak Sezer, verdiği kilolarla çok dikkat çekmişti.Vücudundaki ve yüzündeki değişimle adından söz ettiren Sezer, şimdi de Candaş Tolga Işık”ın programına konuk oldu ve açıklamalarıyla dikkat çekti.Şafak Sezer, kör olabileceğini söyleyip “Milyonda bir oluyor” diyerek canlı yayında hastalığını açıkladı.”Gözlük takmam gerek” Sezer; “”Benim gözün siyah tarafının arkasında bir ben var. Milyonda bir oluyor. Bu ben ilerliyor biraz. Benin riski ilerde kör ediyor insanı. Ben de bunu yeni öğrendim. Güneş yasak, ışık yasak. Mümkün olduğu zaman gözlük takmam gerekiyor. “” ifadelerini kullandı.Geçtiğimiz aylarda Sezer”in yağlarını aldırdığı ve 8 günde 8 kilo verdiği söylenmişti. Ünlü isim bu iddialara ise “Öyle bir alet var bizim evde giriyorum, 8 günde 8 kere şişip geliyorum” diyerek esprili bir yanıt vermişti.

Source: Internet Haber


Sülükten sonra hayvansal gıda yenir mi

Sülükten sonra hayvansal gıda yemek zararlı mı sorusunun yanıtı ise, bireyin vücut yapısına ve tedavinin amacına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu yazıda, sülük tedavisinden sonra beslenme düzenine dair detayları ele alacağız. Sülük tedavisi, kan dolaşımını iyileştirmek, iltihabı azaltmak ve toksinleri temizlemek gibi pek çok faydası nedeniyle tercih edilen eski bir alternatif tıp yöntemidir. Bu tedavi sırasında, sülüklerin salgıladığı enzimlerin vücutta belirli etkileri olur ve tedavi süreci boyunca vücudun bu enzimlere uygun bir ortamda çalışması beklenir. Bu noktada, beslenme alışkanlıkları önemli bir rol oynar. Sülükten sonra hayvansal gıda yenir mi sorusu, özellikle et, süt ürünleri ve yumurta gibi protein kaynaklarının tüketiminin doğru olup olmadığını anlamak açısından önemlidir. Sülük tedavisi sonrası doğru beslenme, tedavinin etkilerini artırabilir veya tam tersine olumsuz etkiler yaratabilir. Şimdi bu konuyu detaylı bir şekilde inceleyelim. SÜLÜK TEDAVİSİ VE BESLENME İLİŞKİSİ Sülük tedavisi sırasında vücuda salınan enzimler, kan dolaşımını hızlandırır ve bağışıklık sistemini aktive eder. Bu süreçte, beslenme alışkanlıklarının doğru bir şekilde düzenlenmesi, tedavinin etkinliğini artırabilir. Hayvansal gıdalar ise bu noktada tartışmalı bir konudur. Genellikle sülük tedavisi sonrası ağır, yağlı veya yüksek proteinli gıdalardan kaçınılması tavsiye edilir. Bunun birkaç temel nedeni vardır: Vücudun Temizlenme Süreci: Sülük tedavisi, vücutta bir detoks etkisi yaratır. Hayvansal gıdalar, sindirimi zorlaştırabilir ve bu detoks sürecini sekteye uğratabilir. İltihaplanmayı Artırma Riski: Bazı hayvansal gıdalar, özellikle işlenmiş et ürünleri, vücutta iltihaplanmayı tetikleyebilir ve tedavinin etkisini azaltabilir. Enerji Kullanımı: Hayvansal proteinlerin sindirimi için daha fazla enerji harcanması gerekebilir, bu da vücudun iyileşme sürecine odaklanmasını zorlaştırabilir. SÜLÜKTEN SONRA HAYVANSAL GIDA YEMEK ZARARLI MI? Hayvansal gıdaların sülük tedavisinden sonra tüketilmesinin doğrudan zararlı olduğunu söylemek genellikle doğru değildir. Ancak, bu gıdaların tedavi sürecine etkisi, tüketim miktarına ve kişinin metabolizmasına bağlıdır. İşte bu durumun neden tartışmalı olduğu konusunda birkaç nokta: Enzimlerin Etkisi Sülüklerin salgıladığı enzimler, kanın daha ince ve akışkan hale gelmesini sağlar. Ağır ve yağlı hayvansal gıdalar, bu etkinin azalmasına neden olabilir. Özellikle kırmızı et gibi gıdalar, kanın yoğunluğunu artırabilir ve tedavinin etkisini sınırlayabilir. Bağışıklık Sistemine Yük Hayvansal gıdalar, sindirim sürecinde bağışıklık sistemi üzerinde ek bir yük oluşturabilir. Sülük tedavisi sırasında bağışıklık sistemi zaten aktif olduğu için bu ek yük, vücudun enerji kullanımını etkileyebilir. Toksinlerin Atılması Sülük tedavisinde amaçlanan en önemli sonuçlardan biri, toksinlerin vücuttan atılmasıdır. Hayvansal gıdalar, bu süreci yavaşlatabilir ve toksinlerin bir kısmının tekrar dolaşıma girmesine yol açabilir. Hassasiyet ve Alerji Riski Bazı bireyler, sülük tedavisi sonrası hayvansal gıdalara karşı daha hassas olabilir. Bu durum, mide rahatsızlıkları veya cilt reaksiyonları gibi yan etkilere yol açabilir. SÜLÜKTEN SONRA ALTERNATİF BESLENME ÖNERİLERİ Hayvansal gıda tüketiminden uzak durmayı tercih edenler için, sülük tedavisinden sonra tüketilebilecek sağlıklı alternatifler de bulunmaktadır. Bu besinler, tedavinin etkilerini artırabilir ve iyileşme sürecini destekleyebilir: Bitkisel Proteinler: Nohut, mercimek, fasulye gibi bitkisel protein kaynakları, hayvansal proteinlere iyi bir alternatif sunar. Taze Sebze ve Meyveler: Antioksidan açısından zengin sebze ve meyveler, vücudun detoks sürecini destekler. Sağlıklı Yağlar: Zeytinyağı, avokado ve badem gibi sağlıklı yağlar, inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir. Sülükten sonra hayvansal gıda yenir mi sorusunun cevabı, genel sağlık durumu ve tedavinin amacına bağlı olarak değişebilir. Hayvansal gıdaların tüketimi, sülük tedavisinin olumlu etkilerini sınırlayabilir ve sindirim sistemi üzerinde ek bir yük oluşturabilir. Bu nedenle, özellikle kırmızı et ve işlenmiş ürünlerden uzak durulması tavsiye edilir. Sülükten sonra hayvansal gıda yemek zararlı mı sorusuna ise, aşırıya kaçılmadığı sürece genellikle hayır cevabı verilebilir. Ancak, tedaviden en iyi sonucu almak için, hafif ve kolay sindirilebilir besinlerle desteklenmiş bir diyet tercih edilmelidir.

Source: Habertürk


Şafak Sezer milyonda bir görülen hastalığını açıkladı: Kör kalabilme riskim var

Sanatçı Şafak Sezer, bir süredir sık sık kullandığı gözlüklerin nedenini Candaş Tolga Işık”ın programında açıkladı.
54 yaşındaki tecrübeli oyuncu, bugüne kadar hiç duyurmadığı bir sağlık sorunu yaşadığını belirterek, “Milyonda bir görülen rahatsızlığım var. Gözümün siyah tarafının arkasında ben var, ilerlerse kör edebiliyor. O yüzden gözlük takıyorum” ifadelerini kullandı. Ünlü oyuncu, sözlerine “Ben de bunu yeni öğreniyorum. Bana güneş yasak, ışık yasak. Mümkün olduğu kadar dikkat ediyorum” diye devam etti.

Source: Dünya Gazetesi


“Demir adam” Güney Kutbu”na ulaşan ilk Türk olarak tarihe geçti

Eski olimpik sporcu, kürekte dünya 3’üncüsü ve İronman (demir adam) unvanına sahip Ali Rıza Bilal, 21 Kasım 2024 tarihinde Antarktika’nın deniz kıyısından tek olarak çıktığı yolculuğunu 51 günde tamamlayarak, Güney Kutbu’na ulaşan ilk Türk olarak tarihe geçti. 933 kilometrelik yolu eksi 40 derecelere ulaşan zorlu hava şartlarında katederek hedefine ulaşan Bilal, güney kutbunun merkezinde Türk Bayrağı açıp, İstiklal Marşı okudu. Bilal, yaşadığı 51 günlük serüveni Demirören Haber Ajansı’na (DHA) Güney Kutbu’ndan aktardı.Messner Rotası’nı kullanıp Güney Kutbu’na kadar 100 kilogramlık kızakla yürüdüğünü ifade eden Ali Rıza Bilal; tarihte bu solo yürüyüşü, bu rotada sadece 9 kişinin yapabildiğini söyledi. 51 günlük süreçte birçok zorluk yaşadığını kaydeden Bilal, “Daha 2’nci haftada kayak bağlamam kırıldı. 2 tane batonumun stoperi kırıldı ve tamir etmek zorunda kaldım. Sonar panelim ve termosum da kırıldı. Başıma gelmeyen bir şey kalmadı ama mücadeleye devam ettim, Türk bayrağımızı kutupta tek başına yürüyen ve kıtayı geçen biri olarak dalgalandırmak istedim. 51 günün sonunda bu işi başardım. Bunu başardığım için gerçekten çok mutluyum ve gururluyum. Yürüyüşümü tamamlayalı 4 gün oldu. Hala kendime, böyle bir şey yaptığıma inanamıyorum” ifadelerini kullandı. ‘PARMAKLARIMI KAYBETMEKTEN KORKTUM’51 günlük süreçte, her gün yaklaşık 10 saat ve 20-21 kilometre yol yürüdüğünü kaydeden Bilal, “İnsanın 10 saat içinde ‘neleri planlayacaksın, herhangi bir aksaklık olduğunda neler yapacaksın’ bunları düşünmesi gerekiyor. Yeme içme konusu çadır kurma-toplama konusu ayrı bir dert. Çok zorluklar çektim çünkü Antarktika herkesin bildiği gibi dümdüz bir yer değil. ‘Sastrugi’ denilen ve rüzgarın etkisi ile oluşmuş dalga formunda oluşumlar var. Bunlar 20 santimden, 2 kilometreye kadar ulaşıyor. Hiçbir yer görünmediği zaman onların üstünden geçmek zorunda kalıyorsunuz 100 kiloluk kızak devriliyor ve gidip toparlamanız gerekiyor. Bol karda kızak çekmek zaten çok zor. Çünkü kızak ve kayaklar karın içine gömülüyor. Videolardan göreceksiniz zaten ne kadar zorlandığımı. Rüzgarın etkisi zaten inanılmaz. Kıtada hava eksi 30’larda. Aslında benim için çok soğuk değil ama rüzgarın etkisi ile çok daha düşüyor. Mesela kayak bağlamam kırıldığı zaman botumu kayağa bağlamak zorunda kaldım. O bağ günde 4-5 defa çözülüyordu ve çıplak ellerle tekrar bağlamak 10 dakika sürüyordu. Parmaklar tutmuyor hissizleşiyor ve sonra yürüyüş esnasında 1 buçuk saat sonra kendine geliyordu parmaklarım. Bu beni çok korkuttu. ‘Acaba parmaklarım hissizleşir mi, kaybeder miyim’ diye. Keza burnum ve dudaklarım soğuktan dondu. Yaralar daha yeni yeni geçiyor” diye konuştu.‘YOLUMU KAYBETTİM AMA EŞİM SAYESİNDE GÜNEY KUTBU’NA ULAŞTIM’Bilal, ekspedisyon boyunca kurutulmuş ve dondurulmuş yemeklerle beslendiğini, yemekleri özel poşetler içinde sıcak su koyup, bekleterek tükettiğini ifade ederek, “Yürüyüş esnasında bol kuruyemiş, protein, karbonhidrat, sıcak çorba, şekerleme ve çikolata kullandım. Bu süreçte tekrar üzerine basıyorum eşim çok yardımcı oldu. Gece gündüz beni takip etti. 2 GPS’im bozuldu. Yanlış tarafa doğru yöneldim. Bunu eşim ve harita takipçisi fark etti. Buradaki lojistik şirketine bildirdiler 2 gün kaybetmeme rağmen 51 günün sonunda Güney Kutbu’na şanlı Türk bayrağımızı dikmeyi başardım. O yüzden eşim Göksu Tugay Bilal’e teşekkürü borç biliyorum. Onun desteği olmasaydı yapamazdım. Bu arada özellikle takipçilerime çok teşekkür etmek istiyorum. Buraya geldiğimde 25 bin takipçim vardı şimdi 100 bini geçtiler. Çok güzel mesajlar yazdılar. Geceleri çadırda eşim bana uydu üzerinden takipçilerimin yorumlarını yolluyordu. Okurken gözyaşlarımı tutamadım. Yolculuk boyunca çok zorlandım ve acılar çektim. Kendimi kutup noktasında bayrağımızı dikerken, İstiklal Marşı”mızı okurken hayal edip motive ettim. Çektiğim acılar ve yaşadığım psikolojik zorluklar bayrağımızı dikip, İstiklal Marşı’mızı okuduğum anda geçti ve gitti. Acılar geçti ama gurur kaldı. Bunu yapabildiğim için çok mutlu ve gururluyum. Bu zafer ve başarımı önce aileme sonra da Türk milletine armağan ediyorum” diye konuştu.Şu an kamp noktasında olduğunu ifade eden Bilal, gün içinde kamp alanına gelecek uçakla Şili’ye oradan da evine doğru yola çıkacağını söyledi. Bilal, eve gidince ailesi ile vakit geçirdikten sonra eşi Göksu Tugay Bilal ile motosiklet yolculuğu yapmak istediğini kaydetti.

Source: Hurriyet.com.tr