“Sağlık ve Refah Güncesi: Yangınla Mücadele, Uzun Yaşam Sırları ve Güvenlik İpuçları”

Uçuş tazminatı 10 günle sınırlı, ‘operasyon tazminatı’ yok, ‘ikinci sınıf personel’ muamelesi görüyorlar: “Ormancı” adeta dert küpü

Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Yusuf Kurt, söndürmede görevli yangın hava araçlarında 5 kişinin görev yaptığına işaret etti. Bunlardan birisinin Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı idare temsilcisi olduğuna dikkat çeken Kurt, “Bunlar genelde orman mühendisi ya da orman muhafaza memuru oluyor. Uçuş ekibi icerisinde yer alarak yangın söndürme çalışmalarında yerden aldığı talimatları uçuş ekibine iletiyor. Uçuş ekibinin herşeyini ise yer hizmetlerini ihale ettikleri firma karşılıyor. Oteline lokantasına kadar. Ancak hava aracındaki idare temsilcisi bu haklardan yararlanamıyor” dedi. ‘İKİNCİ SINIF MUAMELE’ İşçi, memur ve mühendislerden oluşan ormancıların “ikinci sınıf” muamele gördüklerini dile getiren Kurt, şunları söyledi: “Aynı helikopterde uçan pilotlara ve teknisyenlere otel ve yemek hizmeti Orman Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilen bir firma tarafından sağlanırken, aynı personel ile uçan, görevi aynı risklerle yerine getiren idare temsilcisi orman memurlarına ise bu hak tanınmamaktadır. Onlardan bu ihtiyaçlarını, günlük 600 TL gibi yetersiz bir harcırahla karşılamaları beklenmektedir. Ne yazık ki, helikopterden birlikte inen ve dışardan hizmet alımıyla çalışan pilot ve teknisyen otele götürülürken, ormancı ortada bırakılmakta, bu da hem moral hem motivasyon açısından büyük kırgınlığa yol açmaktadır. Bu durum ormancının emeğini değersizleştirmekte, fedakârlığını gölgede bırakmaktadır.” 10 GÜNLE SINIRLI Uçuş tazminatlarının da aylık 10 gün ile sınırlandığına işaret eden Kurt, şöyle devam etti: “Hava araçlarındaki idare temsilcisi bir günde isterse bir kez uçsun, isterse on kez uçsun. Sadece bir günlük uçuş tazminatı alabiliyorlar. Bu da ayda 10 gün ile sınırlı. Yani ayda 15 gün uçsa da, 20 gün de uçsa sadece 10 günlük uçuş tazminatı alabiliyor. Ayrıca ayda 6-7 kez uçarsa da 6-7 günlük tazminat alıyor. Bunun bedeli de günlük yaklaşık bin lira, 10 günlük de 10 bin lira. Bir de bundan vergi kesiyorlar. 8 bin 500 liraya düşüyor.” ‘OPERASYON TAZMİNATI VERİLMELİ’ Kurt, ayrıca bütün personele yangın fazla mesaisi adı altında aylık yaklaşık 5 bin 700 lira ödeme yapıldığını söyledi. Dış görevlere gidenlere de günlük yaklaşık 600 lira harcırah verildiğini dile getiren Kurt, şöyle devam etti: “Asıl sorun ise şu: Yangınla 7/24 mücadele eden orman personeli var. Bu kişilere herhangi bir ek tazminat verilmiyor. 800 derece ateşin karşısında bu insanlar. Sadece maaş alıyorlar. Günlerce uykusuz, hayatlarını riske atarak cansiperhane yangınla mücadele ediyorlar. Birçok çalışan yaralanıyor; kimi zaman ölümle burun buruna geliyorlar. Ancak bu büyük özverinin karşılığı ne yazık ki hak ettiği gibi verilmiyor. Güvenlik güçleri operasyon tazminatı alıyor, sağlıkçılar döner sermayeden pay alıyor. Peki, yangının içine yürüyen ormancının hakkı nerede ? Bugün ormancıya aylık ödenen yangın fazla mesai ücreti en fazla 5 bin 700 TL. Bu meblağ, yaşanılan fedakârlığın yanında ‘çerez parası’ bile değil. Üstelik yangında bizzat çalışsın çalışmasın taşra birimlerinde çalışan herkes için sabit. Bu kabul edilemez. Tüm yangın operasyon ve koordinasyon ekibine, riskin ve emeğin karşılığı olan gerçek bir ‘operasyon tazminatı’ mutlaka verilmelidir. Çünkü motivasyonu kalmayan, değersiz hisseden bir ormancı yalnızca kendi geleceğini değil, hepimizin ormanlarını da kaybetmiş olur.”

Source: Mustafa Çakır


Şarjdaki telefonla oynarken yıldırım çarptı: Bu pozisyon hayatını kurtardı

ABD”nin Alabama eyaletine bağlı Russelville kasabasında yaşanan olayda 19 yaşındaki Lisa Henderson, pazar günü yaşanan şiddetli fırtına sırasında evinde, yatağında telefonuyla sosyal medyada gezinirken hayatının şokunu yaşadı. Fırtına sırasında evin elektrik hattına yıldırım düştü ve enerji, uzatma kablosu üzerinden telefon şarjına ulaştı. Genç kadın, telefonu elinde olduğu sırada elektrik akımına kapıldı.

“YATAĞIMDA GÜVENDEYİM SANIYORDUM”

Times Daily gazetesine konuşan Henderson, “Bir video izliyordum, sonra birden bir şey çarptı. Hemen ardından yüksek bir patlama sesi duydum. O andan sonra sadece kulaklarımda çınlama vardı” dedi.

Henderson, elektrik akımının ellerinde karıncalanma ile başladığını, ardından sağ koluna ve omzuna yayıldığını belirtti. Durumu fark ettikten sonra refleks olarak telefonunu fırlattığını söyleyen genç kadın, “Eğer elimde tutmaya devam etseydim çok daha kötü sonuçlar olabilirdi” dedi.

KİM OLDUĞUNU BİLE HATIRLAYAMADI

Olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılan Lisa Henderson, yolda kim olduğunu dahi hatırlayamadı. 19 News televizyonuna konuşan genç kadın, “İsmimi söylemeye çalıştım, zorlandım. Yaşımı sorduklarında önce 18 demek üzereydim, sonra 19 olduğumu hatırlamam biraz zaman aldı” ifadelerini kullandı.

Nişanlısı Conner Welborn, Lisa”nın hastaneye götürülürken panik içinde ağladığını belirtti. Ancak çift, olayın daha kötüye gitmemesini Lisa”nın yatağa sağ tarafı üzerine yatmasına bağlıyor. Doktorlara göre bu pozisyon, elektrik akımının kalbe ulaşmasını zorlaştırdı.

BU POZİSYON HAYATINI KURTARDI

“Doktorlar, eğer biraz daha zayıf olsaydım ya da sol tarafıma yatıyor olsaydım, sonucun daha ciddi olabileceğini düşünüyor” diyen genç kadın, olayı ucuz atlattığını belirtti.

Lisa Henderson, çocukken de benzer bir olay yaşadığını belirtti. Olayı ailesine mesajla esprili şekilde aktaran genç kadın, “Günümün nasıl geçtiğini merak ediyorsanız oldukça “sarsıcı” bir deneyimdi” ifadelerini kullandı.

Source: Sonuç Sürmeli


100″üncü yaşını torununun torunu ile kutladı

Sivas ın Zara ilçesinde yaşayan 100 yaşındaki Mehmet Ateş, 1 Temmuz 1925 te dünyaya geldi. Tarım ve hayvancılık ile uğraşan Ateş, bir asrı geride bırakarak 100 üncü yaş gününü kutladı. 40 yıl önce eşi Hatun Ateş i kaybeden Mehmet Ateş, o tarihten sonra bir daha evlenmedi. 100 üncü yaşını pasta üfleyerek kutlayan Mehmet Ateş e, Almanya dan gelen torununun torunu 10 aylık Açelya Özer de eşlik etti. 6 çocuk, 50 torun ve 5 torununun torunu bulunan Ateş, Cumhuriyetin kuruluşundan bu zamana tüm cumhurbaşkanları ve başbakanları gördü. Sağlığı yerinde olan ve günlük işlerini kendisi halleden Ateş, gününü genellikle akrabalarının akaryakıt istasyonunda geçiriyor. HEP TEREYAĞI YEDİM 100 üncü yaşına ulaşmanın mutluluğunu yaşayan Ateş, uzun yaşamın sırrının az yemek ve organik beslenmede olduğunu, genellikle evlerinde üretilen doğal ürünleri tercih ettiğini belirterek 1925 doğumluyum. Bu sene tam 100 yaşındayım. Babam 1939 yılında öldü. 1944 yılında da asker oldum. 4 sene askerlik yaptım. Sağlığım çok şükür yerinde. Dizlerim ağrıyor, sadece o da olur o kadar. Ben hep tereyağı yedim. Katkılı yağlardan yemedim. Annemin sağdığı ineğin sütünü içerdik. Diğer yağlardan hiç yemezdik. Annem beni iyi beslerdi. Sağlıksız şeyler hiç yemedim. Şimdi sadece tansiyon ve şeker var. 4 kez ameliyat oldum. Eşim 40 sene önce öldü. Daha sonra da evlenmedim diye konuştu. 5 oğlundan 2 sinin öldüğünü söyleyen ve hafızası yerinde olan Ateş, Zara ilçesinin canlı tanığı olarak 100 yılda yaşadığı hayatı, çevresindeki değişimleri tek tek hatırlıyor. Yeni yetişen gençlere tavsiyelerde bulunan Ateş, Gençlere tavsiyem, Allah ın emrini bilsinler, haktan ayrılmasın ve helal yesinler dedi. DEDEMİZİ ÇOK SEVİYORUZ Mehmet Ateş in torunlarından Mustafa Günay dedelerinin 100 yaşına rağmen sağlam bir bünyesi bulunduğunu belirterek Bütün olayları hatırlıyor. Geçmişle ilgili bütün bilgiler var. Hafızası ile ilgili hiçbir sorun yok. Dedemin en büyük özelliği, az yemesidir. Yüzde 100 sağlığını buna borçludur. Biz çok ısrar da etsek yemiyor. Zararlı yiyecekler ve içecekleri içmez. Zaten gençlik döneminde tereyağı ve yoğurt gibi şeyler tüketmiş. Çayı da çok az içer. Hiçbir sorunu yok. 100 yaşında sadece gözlerinde sorun var, bir de dizleri ağrıyor. Dedemizi çok seviyoruz. Bize hiç yük değil. Arada televizyon izler. Bazen de gelir burada kaynı ile birlikte oturur. Hayır işleri yapıyor. Biz 6 kardeşiz ve dedemizi dinlemeyi çok seviyoruz. Dedem en çok çalışmayı ve helal kazanmamızı öğütlüyor. Küçük yaşta yetim kalmış ve tüm kardeşlerine de o bakmış. Hayvancılıkla ve tarımla uğraşmış. Hepsini evlendirmiş, çocuklarını da iyi yetiştirmiş. Hepsine miras da bıraktı dedi. ÖMRÜ GÜZEL OLSUN Ateş in doğum gününü birlikte kutladığı torununun torunu Açelya nın annesi Esra Özer ise Almanya dan memleketlerine tatile geldiklerini ve dedelerinin 100 üncü yaşına denk geldiklerini belirterek, Dedemi bu sene de gördük, mutlu olduk. Nice güzel yaşları görsün. Ömrü güzel olsun diye konuştu.

Source: Habertürk