Hamuru kıtır, üzeri krema ve peynir kaplı…
TAVUKLU-MANTARLI KİŞ (6-8 KİŞİLİK)NE LAZIM?◊ 1 kg kuşbaşı tavuk kalça eti◊ 400 gr taze mantar ◊ 4 adet yeşil sivri biber ◊ 1 adet orta boy patlıcan◊ 4 yemek kaşığı sıvıyağ◊ 1’er çay kaşığı tuz, karabiberHamuru için ◊ 400 gr un◊ 4 adet yumurta◊ 160 gr bitkisel margarin (oda sıcaklığında yumuşamış olmalı)◊ 1 çay kaşığı tuzİç malzemesi için ◊ 3 adet yumurta◊ 200 gr krema◊ 250 gr rendelenmiş taze kaşar◊ 1’er çay kaşığı tuz, karabiberSunum için ◊ 2 adet kırmızı uzun biber◊ 2 adet sarı dolmalık biber◊ 2 adet yeşil dolmalık biber◊ Çeri domatesNASIL YAPARIM?◊ Kuşbaşı tavuk etini, 2 yemek kaşığı sıvıyağı ısıttığınız bir tavada 8-10 dakika kavurun. Tuz-karabiber serpip kapatın.◊ Mantar, yeşil biber ve patlıcanları küp küp doğrayıp 10 dakika kadar kavurun. Tavuğu ve sebzeleri soğutun.◊ Un, yumurta, tuz ve margarini karıştırma kabına koyup ele yapışmayan bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Hamuru streç filme sarıp buzdolabında 45 dakika kadar dinlendirin.◊ Dinlenmiş hamuru unlanmış tezgâhta fırın tepsisinden büyük olacak şekilde açın. Tepsiyi (büyük bir borcam da kullanabilirsiniz) yağlayıp hamuru yayın. Hamurun kenarındaki fazlalıkları koparın. Soğumuş olan sebzeleri ve tavuğu hamurun üzerine yayın.◊ 3 yumurtayı derin bir kapta çırpın. Krema, tuz ve karabiber katıp çırpmaya devam edin. Karışımı hamurun üzerine döküp 1 tutam kaşar serpin.◊ 180 derece fırında 40-50 dakika kadar pişirin. Son 10 dakikada kaşarın kalanını serpip tekrar fırına verin.◊ Üçgen dilimleyip yanına jülyen doğrayarak az miktarda sıvıyağda çevirdiğiniz sebzeleri koyun. PIRASALI KİŞ (6-8 KİŞİLİK)NE LAZIM? Hamuru için ◊ 125 gr bitkisel margarin◊ 3 yemek kaşığı yoğurt◊ 1 çay kaşığı kabartma tozu◊ 1 çay kaşığı tuz◊ 2,5 su bardağı unÜzeri için ◊ 2 adet pırasa◊ 1 demet dereotu◊ 1 çay kaşığı tuz, karabiber◊ 1 su bardağı krema◊ 2 adet yumurta◊ 4 çay kaşığı un◊ 1 su bardağı rendelenmiş taze kaşar peyniri◊ 6 çay kaşığı kuru nane, kuru kekikNASIL YAPARIM?◊ Tuz ve kabartma tozunu hamur yoğurma kabında karıştırın. Yoğurt ve yumuşamış margarini ilave edin. Unu azar azar ekleyip yoğurun.◊ Hamuru buzdolabında 20 dakika dinlendirin.◊ Tezgâhta merdaneyle açın.◊ Yağlanmış 25-30 santim çapındaki yuvarlak kalıba dibini ve kenarlarını kaplayacak şekilde bastırarak yayın. Hamuru birkaç yerinden çatalla delin.◊ Pırasaları ayıklayıp, boylamasına 2’ye kesip incecik doğrayın. Tuzlayıp bekletin.◊ Yumurtaları kırıp çatalla iyice çırpın. Kuru nane, kekik, rendelenmiş peynir ve incecik kıyılmış dereotunu ekleyip birkaç dakika daha çırpın. Pırasaları ekleyip iyice karıştırın.◊ Krema ve un ilave edip karıştırmaya devam edin.◊ Bu karışımı kalıptaki hamura döküp önceden ısıtılmış 180 derece fırında 40 dakika kadar pişirin. TAVUKLU-SOSİSLİ KİŞ (6-8 KİŞİLİK)NE LAZIM?◊ 1 tavuk göğüs eti◊ 3 adet soyulmuş sosis◊ 2 adet yeşil sivri biber◊ 4 yemek kaşığı sıvıyağ◊ 1’er çay kaşığı tuz, karabiberHamuru için ◊ Yaklaşık 2,5 su bardağı un◊ 3 yemek kaşığı yoğurt◊ 125 gr yumuşak bitkisel margarin◊ 1/2 paket kabartma tozu◊ 1 çay kaşığı tuzİç malzemesi için ◊ 3 adet yumurta◊ 200 ml krema◊ 1 su bardağı rendelenmiş taze kaşar peyniri◊ 1’er çay kaşığı tuz, karabiberNASIL YAPARIM?◊ Tavla zarı gibi doğradığınız göğüs etini ve sosisleri 2 yemek kaşığı sıvıyağ koyduğunuz bir tencerede 2-3 dakika kavurun. İnce doğradığınız biberleri katıp, 2 dakika daha kavurup ocaktan alın. Tuz-karabiberle tatlandırın. ◊ Hamur malzemelerinin tümünü ele yapışmayan bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Streç filmle kaplayıp buzdolabında 45 dakika dinlendirin. ◊ Dinlenmiş hamuru açın. Hamuru yağlanmış tepsiye kenarlarını yükselterek yayın. Kenarındaki fazlalıkları koparın. İsterseniz kiş hamurunu küçük tart kalıplarına da yerleştirebilirsiniz. ◊ Yumurtaları soğuyan sosisli tavuğun üzerine kırın. Rendelenmiş peynir, krema, tuz ve karabiberi ekleyip malzemeleri çatalla iyice çırpın. ◊ Karışımı hamurun üzerine yayın. ◊ 180 derecede ısıtılmış fırında 35-40 dakika pişirin.
Source: Sahrap Soysal
Dekandan öğrencilere altın tavsiyeler… 10 adımda nasıl ders çalışılır?
Kimi çocuk ders çalışmayı sever, geçer masasının başına, kitapların konuların arasına dalar, dünyayla ilişiğini keser. Ama kimileri de ders çalışmayı pek sevmez ve maalesef bu ikinci grubu oluşturan öğrenci sayısı ders çalışmayı seven gruptan çok daha fazladır her zaman. Hele günümüzde çocukları uyaran dijital oyunlar, sosyal medya platformları gibi dış faktörlerin giderek yaşamın ayrılmaz parçası haline gelmesi… Yani demek istiyorum ki şimdiki çocukların ders çalışması daha doğrusu çalışmaya motive olması kolay değil. Ama bunu kolaylaştıracak yöntem ve davranış biçimleri tabii ki var. Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun, öğrencilerin ders çalışma motivasyonunu nasıl artırılabileceğini 10 başlık altında topluyor:1-Hedef belirleyin: Motivasyonun ilk adımı kendimize genel bir hedef belirlemek. Ders çalışmamızın bir nedeni, ulaşmak istediğimiz bir sonucu olmalı. Sınıf geçmek, sınavda başarılı olmak, meslek sahibi olmak, kendine güven kazanmak gibi birçok nedenimiz olabilir. Ama buradaki kritik nokta kendi hedeflerimize doğru ilerlemek. Çünkü başkalarının bizim için belirlediği hedefler her zaman doğru da olmayabilir, bizi motive de etmeyebilir. Oysa kendi koyduğumuz hedeflere ulaşmanın duygusal kazanımları daha fazla olur. 2-İlham gelmesini beklemeyin: Öncelikle motivasyon yani isteğin kendiliğinden gelmesini beklememek gerektiğini bilmeliyiz. Zorunlu olan hiçbir durum ders de olsa eğlence de olsa bizi kolay kolay motive etmez, harekete geçirmez. Harekete geçsek bile verimli olmakta zorlanırız. Bu nedenle tamamlanması gereken ödevleri, öğrenilmesi, tekrar edilmesi gereken konuları bir çalışma planıyla ele almamız, duruma sahip çıkmamız anlamına gelir ve bu da motivasyonun önemli bir adımıdır.3-Çalışma planı oluşturun: Sonraki adım çalışma planını uygulamak için şartları oluşturmak. Örneğin ders çalışacağınız odayı, masayı hazırlamak ya da sosyal medya, oyun, cep telefonu mesajlaşmaları gibi dikkat dağıtan unsurları ders çalışmadan en az 10-15 dakika önce sonlandırmak ve zihni rahatlatarak öğrenme durumuna hazır hale gelmek gerekiyor. 4-Çaba gösterin: Kendimizi motive etmek çaba göstermek ile ilişkilidir. Bu nedenle ders çalışılan konuyu anlamadığımız durumlarda vazgeçmemek, öğretmenden ya da bir arkadaşımızdan yardım isteyerek çaba göstermek olumlu sonuç elde etmeye çok yardımcı olacaktır.5-Kaygıyı doğru yönetin: Kaygıyı doğru yönetmek motivasyonu olumlu etkiler. Araştırmalar çok kaygılı ya da kaygıdan tamamen uzak durumlarda başarının uzaklaştığını gösteriyor. Dozunda kaygı yaşamın doğası gereği fayda sağlar. Bir derse ilişkin başaramayacağınıza ilişkin kaygınız var ise bu kaygıyı artıran faktörleri bir kâğıda tek tek sıralayarak yanlarına da çözüm önerilerinizi yazmanız çözüm için harekete geçmede ve motivasyonda önemli bir adım olabilir. Kaygılarınıza ilişkin tespitleri kendiniz yapamıyorsanız bunları bir öğretmen rehberliğinde yazarak çalışma planınızı buna göre hazırlayabilirsiniz.6-İlgi çekici materyaller kullanın: Merak, ilgi ve motivasyon ilişkili kavramlardır. Bu nedenle ders çalışırken konuyu sizin için ilgi çekici hale getiren ders ya da test kitapları, çalışma araçları kullanmaya çalışın.7-Ertelemeyin: Sürekli ders çalışmak ya da çalışmayı sürekli ertelemek motivasyonu olumsuz etkileyen durumlardır. Bunun yerine dengeli bir çalışma rutini oluşturmak gerekir. Ders çalışma ile oyun, sosyalleşme, ilgiler doğrultusunda kişisel gelişime zaman ayırma gibi etkinlikler yönetilebilir bir denge içerisinde olduğunda yaşamda gerçek başarı olan içsel huzuru getirir.8-Not tutun: Günümüzde dijital araçların kullanımı kalem kağıtla olan ilişkimizi ve dolayısıyla yazma ve hatırda tutma alışkanlıklarımızı olumsuz etkiledi. Oysaki zihnimizi en iyi şekillendirme aracı el yazısı ile aldığımız kısa notlar, bazen çizimler, zihin haritalarıdır. Bunları ders çalışırken kullanmak, çalışma başında ve sonunda gözden geçirmek bir anlamda öz düzenleme yapmaktır ve öğrenme motivasyonunu artıracaktır.9-Dinlenin: Beden yorgun olduğunda zihin de zorlanabilir ve ders çalışma motivasyonu olumsuz etkilenir. Bu nedenle bedensel ve zihinsel dinlenme, sağlıklı beslenme, hareket ve düzenli uykunun öğrenme hedeflerine ulaşmadaki etkisini göz ardı etmemelisiniz. Yeterli uyku düzeninin varlığı bile başarıyı olumlu etkileyen önemli bir faktör olarak görülür.10-Kendinize inanın: Motivasyonunu yönetebilmek için kişinin kendine inanması, kendi özellikleri ile ilgili olumlu düşünmesi ve hedefleri için çaba göstermesi önemlidir. Bu konuda zorlanılıyorsa aile büyüklerinden ya da okul rehber öğretmenlerinden destek almak faydalı olur.
Source: Nuran Çakmakçi
Baldan tatlı balkabağı
Mevsimin en marifetli sebzelerinden balkabağının sağlık için faydaları lezzetinin önüne geçiyor. A vitamini içeriğiyle göz sağlığını koruyor, lütein ve zeaksantin ile katarakt riskini azaltıyor.Beta-karoten gibi antioksidan içeriği sayesinde vücudu zararlı serbest radikallerden koruyup bağışıklığı güçlendiriyor. Doğru ve düzenli tüketimiyle belirli kanser türlerine karşı koruma sağlıyor. Ayrıca lif içeriğiyle bağırsak hareketlerini düzenliyor, kabızlığı önlüyor, bağırsak florasını dengeliyor (100 gramı 1,16 gr lif içerir) ve düşük kalorisiyle de kilo kontrolüne destek sağlıyor (100 gram balkabağı; ortalama 41 kcal).Çoğunlukla tatlısı yapılan balkabağını salatalara ekleyebilir, çorbası veya yemeğini de deneyebilirsiniz. Ancak dikkat etmemiz gereken birkaç önemli nokta var:◊ Vitamin ve mineral kaybını önlemek için fırınlama ya da buharda kısa zamanlı pişirmenizi öneririm. Yüksek ısıya maruz bırakmamaya dikkat ediniz.◊ Balkabağının kendisi kadar içi de binbir şifalı. Kurutulup yenen kabak çekirdeği diyabet, kolesterol, prostat büyümesi, kronik enfeksiyonel hastalıklar, üreme sistemi bozukluklarına iyi gelir.◊ Yüksek çinko içeriğiyle yara iyileşmesini hızlandırır, cilt problemlerini önler, saç dökülmesiyle savaşır.◊ Ayrıca yüksek bitkisel protein içeriğiyle de vegan/vejetaryan kişiler için besleyici bir seçenek. Kabak çekirdeğiyle yapılan bitkisel süt, sağlıklı bir alternatiftir ve besin değeri yüksektir.◊ Kabak çekirdeği sütü kullanırken yağ oranının da yüksek olduğu unutulmamalı, porsiyonlara dikkat edilmelidir (100 gram kabak çekirdeği 19 gram protein, 19 gram yağ içerir). FIRINDA BALKABAĞI SALATASI (4-6 KİŞİLİK)NE LAZIM?◊ 5-6 dilim balkabağıFırına verirken sos için◊ 2 yemek kaşığı zeytinyağı◊ 1 çay kaşığı karabiber◊ 1 çay kaşığı toz kırmızı biber◊ 1 çay kaşığı pul biber◊ 1 tutam taze kekik ya da 1 tatlı kaşığı kuru kekik ◊ TuzTahinli sos için◊ 5 yemek kaşığı yoğurt◊ 2 yemek kaşığı tahin◊ 2 yemek kaşığı limon suyu◊ 2 diş sarımsakÜzerine◊ Bebek ıspanak/maydanozNASIL YAPARIM?◊ Balkabağını yıkayalım, kabuğunu soyalım, içindeki çekirdekleri çıkarıp temizleyelim.◊ Kabağı küpler halinde keselim. Bir kaba alalım ve fırın için sos malzemelerini karıştıralım.◊ Sosu kabaklara dökelim ve her yerini soslayalım. 180 derecede fansız ısıtılmış fırına verip 20-30 dakika pişirelim, üzeri kızarınca fırından alalım.◊ Tahinli sos için tüm malzemeleri karıştırıp salatanın üzerine gezdirelim.◊ Üzerine ince doğranmış çiğ ıspanak veya maydanoz koyabilirsiniz. Afiyet, şifa olsun.
Source: Ayça Kaya
“Uyku intikamı” ile sabahlamak doğal dengeyi bozuyor
“İntikam amaçlı uyku ertelemeciliği” ya da halk arasındaki yaygın söylemiyle “uyku intikamı”, iş hayatı ya da gündelik sorumlulukları nedeniyle kendilerine vakit ayıramayan insanların, uyku saatlerini ertelemesiyle gece geç saatlere dek uyanık kalmaları olarak tanımlanıyor.
Çinli bir sosyal medya fenomeni tarafından 2014″te literatüre kazandırılan uyku intikamı kavramı, kontrolden çıkması durumunda bireyleri psikolojik ve fizyolojik anlamda olumsuz yönde etkiliyor.
AA muhabirine konuya ilişkin açıklama yapan Uzman Klinik Nöropsikolg Merve Türkkol, bu durumun günün intikamının geceden alınması olarak tanımlanabileceğini, kavramın, bireylerin gün içinde elde edemedikleri kişisel zamanlarını gece geç saatlerde uyku sürelerinden feragat ederek telafi etmeye çalışmaları anlamına geldiğini söyledi.
Modern yaşamın getirdiği yoğun temponun, bireylerin gün içinde kendilerine vakit ayıramamalarına neden olduğunu belirten Türkkol, “Kişilerin yoğun iş temposu, varsa eğitimleri, aile sorumlulukları gibi sebeplerle sıkışmış hissetmeleri, aslında kendine ait bir zaman yaratma algısını ve bir kontrol kaybı hissini tetikleyebiliyor.” dedi.
Çinli sosyal medya fenomeninin “Bütün gün çalışıyorum, gece yalnızca bir saat bile olsa kendime vakit ayırmak istiyorum. Çünkü bu benim kontrolüm olan tek alan.” paylaşımını anımsatan Türkkol, şöyle devam etti:
“Pandemi döneminin devamıyla dünya çapında bu daha da görünür bir davranış haline geldi. İş ve özel yaşam arasındaki o dengenin bozulmasıyla bu davranış biçimini daha da görür olduk ama şunu ayırt etmek önemli. Gece geç saatte yatan herkes için bu terimi kullanmak doğru olmaz. Biz neye uyku intikamı diyoruz? Şu üç faktör bizim için önemli olabilir; uykuya geçişte kişinin toplam uyku süresini azaltan düzenli bir durum olmalı. İkinci nokta, gece geç saatlere kadar oturmanın altındaki fizyolojik ve organik problemleri dışlamamalıyız. Örneğin; sıcak havalarda kişi sıcaktan uyuyamayabilir, ağrı durumları olabilir veya bir iş, proje yetiştirme sürecinde uykuyu mecburi erteleme durumları artık bir uyku intikamı sayılmaz ama özellikle kişinin burada yatma süresini geciktirmesi, ertesi gün kendisinin bilişsel aktivitelerini etkileyeceğini, sorumluluklarını bozabileceğini bile bile bir şekilde “Kendime inatla bir vakit ayırma çabası içindeyim.” demesi bir uyku intikamı sayılabilir. Bu, bazen bilinçli yapılan bir durum olabildiği gibi çoğu zaman bilinç dışı bir davranış olabiliyor. Uyku vaktini erteleme kavramına intikam kelimesinin de eklenmesiyle çok daha popülarite kazanan bir kavram oldu.”
“Doğal dengemizi etkiliyor”
Uyku intikamının doğrudan bir psikolojik rahatsızlık olmadığını söyleyen Türkkol, yaşam tarzıyla gün içinde bireylerin kendisine ne kadar kaliteli vakit ayırabildikleriyle yakından ilişkisi olduğunu kaydetti.
Türkkol, bireylerin fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak bir dengede olduğu zaman kendilerini çok daha iyi ve sağlıklı hissedebildiğini, ancak gün içinde işlerin ve sorumlulukların yoğunluğu ve stres faktörlerinin bu dengeyi bozabildiğini ifade etti.
Zihnin bu durumda o dengeyi sağlayabilmek için çözüm arayışına girebildiğini ve genelde yoğun çalışanların o çözümü gecede bulduğunu belirten Türkkol, “Bunu yaparken bir çözüm arayışında olsak da dengemizi bozuyoruz. Çünkü bir şekilde uykudan feragat etmek, beynin dinlenmesini, hormonlarımızın yenilenmesini de engelliyor ve uzun vadede aslında hem fizyolojik hem de psikolojik olarak başka sekonder sebepler karşımıza çıkabiliyor.” dedi.
Bu davranışın aslında gün içinde kontrolü kaybetmiş hissetmenin bir sonucu olduğuna dikkati çeken Türkkol, şöyle konuştu:
“”Bütün gün çalıştım, kendime hiç vakit ayıramadım.” dediğinizde bu duyguyu telafi etmek için geceye sarılabiliyoruz. Bu da bizi bu döngüye sokabiliyor. Uykusuzluklar, uzun vadede kaygının artışı, daha depresif hissetmemize neden olabiliyor, başka sorunları da tetikleyebiliyor. Sonuç olarak günün intikamını aslında geceden almak dediğimiz bu kavram bizim doğal dengemizi etkiliyor. Bu durum, alışkanlıktan çıkıp kronikleşmesi durumunda çözülmesi ve uzmanlardan destek alınması gereken bir probleme yol açabiliyor.”
“Uyku eksikliği depresyon riskine yol açabiliyor”
Türkkol, uyku intikamının genellikle genç yetişkinlerde, yeni bebeği ya da küçük çocukları olan ebeveynler arasında sık görüldüğünü, kişilerin iş hayatlarındaki yoğun temposunun dengesine bağlı olarak değişiklik gösterebildiğini söyledi.
Özellikle 20-30 yaş arasındaki bireylerde, iş yaşamına yeni başlayan genç yetişkinlerde iş yoğunluğu ve stres faktörlerinin daha yoğun olabildiğine değinen Türkkol, bu alışkanlığın uzun vadede ciddi psikolojik ve fiziksel etkiler doğurabileceğini belirtti.
Kronik uyku yoksunluğunun, kişinin dikkat, hafıza ve öğrenme gibi bilişsel işlevlerini başlangıçta günlük yaşam aktivitelerinde, devamında ise kronik olarak olumsuz etkileyebildiğine işaret eden Türkkol, şöyle devam etti:
“Psikolojik olarak uyku eksikliği ruh hali dalgalanmalarına, zamanla artan kaygıya ve yoğun depresif hissetmeler zamanla bir depresyon riskine yol açabiliyor. Fiziksel açıdan yine bağışıklık sisteminin ve metabolizmanın zayıflaması, vücudun uzun vadede kendini yenileyememesi başlı başına başka fizyolojik rahatsızlıkları da beraberinde getirebilir. Uyku intikamı eğer başlangıç aşamasındaysa, kişi bunun farkındaysa bu durumu belki düzeltebilir. Bu davranış kronikleşmişse, bireyin yaşam kalitesini ciddi düzeyde etkiliyorsa profesyonel destek almak faydalı olabilir. Öncelikle bu organik bir sebepten mi kaynaklanıyor, fizyolojik bir problem mi diye uyku laboratuvarı veya bir nöroloji başvurusu olabilir. Ancak bunun altında yatan temel sebep çoğunlukla kişinin yaşamdaki yetersizlik duyguları, stresten kaçınmanın tek yolu gece saatlerinde kendine ayırdığı vakitlerse ve hayattaki kontrolü tekrardan kazanma arayışıysa, bu çoğunlukla psikoterapiyi ilgilendiren bir konudur ve psikoterapi desteği almaları daha verimli olabilir.”
Uyku intikamıyla başa çıkmak için öneriler
Uyku intikamıyla başa çıkmak ve yeniden sağlıklı bir uyku düzeni kurmak için disiplinli ve stratejik bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini anlatan Türkkol, “Özellikle biyolojik saati sıfırlamak, vücudu yeniden düzenli uykuya adapte edebilmek için belki aynı saatlerde yatağa girip çıkmak, yatağa yalnızca uyumak için girmek, yatakta mavi ışık maruziyetinden uzak kalmak, yine uykudan birkaç saat önce çay ve kafein tüketimini azaltmak, gün içinde aralıklarla kendimizi gün ışığına maruz bırakmak faydalı olabilir. Yine karanlık bir odada uyumak, serin bir odada uyuma koşullarını sağlamak, bir şekilde melatonin hormonunun da doğru çalışmasını destekleyecektir.” diye konuştu.
Türkkol, kişinin uykuya yatmadan önce gevşemeye yönelik hoşuna giden aktiviteleri devam ettirmesinin, ılık bir duş almasının, kitap okumasının veya kısa bir meditasyon yapmasının vücudun uykuya hazırlanmasında etkili yöntemler olduğunu kaydetti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Hastaneden taburcu olan Hasan Can Kaya”dan ilk açıklama
Hasan Can Kaya, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin oylarıyla belirlenen “2024 Yılın Yıldızları” ödül törenine zatürre tedavisi sebebiyle katılamadı. Ünlü isim, hastaneden taburcu olduktan sonra paylaşımda bulundu. Dijital platformda yayınlanan Konuşanlar programı ile aldığı ödül için teşekkür eden Hasan Can Kaya, sağlık durumu hakkında sevenlerini bilgilendirdi “ARTIK İYİYİM” Komedyen, “Medyaya da yansıyan zatürreden ötürü hastanede olduğum için törene katılamadığım doğrudur. Lakin artık iyiyim. Taburcu oldum. Artık bağışıklık sistemim pes edene kadar aylarca uyumadan çalışıp, her yıl başında bir hafta hastanede dinlenmek rutinim oldu. 2025 hızlı başladı. Sizi çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
Source: Internet Haber
Yogaya yeni başlayanların dikkat etmesi gerekenler
HT Spor ekranlarında yayınlanan Burcu Ürge ile Her Şey Dahil programı bu hafta da dikkat çeken konular ve konuklarıyla izleyiciyle buluştu. Burcu Ürge nin bu haftaki konukları Natali Özperçel ve Prof. Dr. Afsun Şahin di… Natali Özperçel, yogaya yeni başlayanların dikkat etmesi gereken noktaları anlattı. ZİHNİMİZ NORMAL SAĞLIĞINA KAVUŞUYOR Hem fiziksel hem de zihinsel olarak biraz yaş almaya başladığımızda bedenimiz katılaşıyor. Bu katılık hali hem bedene hem de aldığımız kararlarla duygularımız bundan etkileniyor. Bedeni esnetmeye başladığımızda çakralar daha doğru bir şekilde görevini yerine getirme fırsatı buluyor, zihnimiz de normal sağlığına kavuşuyor. YOGA YAPMAYA BAŞLADIĞIMIZDA BAKIŞ AÇIMIZ DEĞİŞİYOR En temel problem sorunlarımızdan nasıl kurtulacağımız düşüncesi… Yoga yapmaya başladığımızda bakış açımız değiştiği için olayları, konuları ve kişileri sorun veya dert olarak nitelendirmek değil de onları yaşamın bir parçası olarak görüp mücadele etmeye başlıyoruz. Sorun fikrinden uzaklaşmaya başlıyoruz ve bütün sistemimizde dönüşüm oluyor. YOGA SINIRLARIMIZI AŞMAK DEĞİL Yeni başlayanlar uzman eşliğinde başlamalılar. Yoga bedene iyi gelse de, bedeni yanlış hizaladığımızda sakatlanmalara sebebiyet verebiliriz. Yeni başlayacaklar teknik anlamda uzmanla başlamalılar. Yogada yaptığımız şey aslında sınırlarımızı aşmak değil, var olunan halden daha fazlasını zorlamak şiddete girer. Prof. Dr. Afsun Şahin ise Miyopi tedavisi hakkında bilgi verirken, sporcuların göz sağlıkları için dikkat etmesi gereken noktalara dikkat çekti. MİYOPİNİN İLERLEMESİNİ ENGELLEYEBİLİRİZ Miyopiyi geri çeviremeyiz ama ilerlemesini engelleyebiliriz. Özellikle temaslı sporlarda göz direkt travma aldığı için retinada yırtıklar oluşabiliyor. Sporcularımızın rutin muayenelerini aksatmamaları gerekir. Miyopisi yüksek olan sporcuların, temaslı sporlar yapmasından kaçınmasını istiyoruz.
Source: Habertürk
“Kışımız 6 ay sürüyor” Kutuplar değil Van
Çaldıran ve Özalp in yüksek yerleşim yerlerinde kar yağışının ardından etkili olan soğuk hava, yaşamı olumsuz etkiliyor.Bölgede geçen yıl şubat ayında en düşük sıcaklığın eski 33 derece ölçüldüğü Çaldıran Ovası ndaki Bezirhane Mahallesi nde vatandaşlar, bu kış da dondurucu soğukla mücadele ediyor.Soğuk havaya bağlı sis altındaki 22 haneli mahallede, hayvanların soğuktan etkilenmemesi için zaman zaman ahırları sobayla ısıtan vatandaşlar, araçların üzerini brandalarla ve battaniyelerle örtüyor.Akarsuların, göllerin, barajların ve mendereslerin donduğu, ağaçlarda ve elektrik tellerinde kırağının oluştuğu, evlerin saçaklarında buz sarkıtlarının oluştuğu Özalp teki yüksek yerleşim yerlerinde yaşayanlar da aldıkları önlemlerle soğuktan korunmaya çalışıyor. SOĞUKLA MÜCADELE EDEREK YAŞIYORUZ Bezirhane Mahallesi Muhtarı Mehmet Çakan, meteorolojik verilere göre Türkiye de 23 Ocak 2021 de en düşük sıcaklığın 39,2 dereceyle mahallelerinde ölçüldüğünü söyledi.Kışın dondurucu soğuklarla baş etmenin zor olduğunu vurgulayan Çakan, şunları kaydetti: Kışın ülkenin en soğuk mahallelerinden biri oluyoruz. Buradaki yaşantımız gerçekten çok zor. Soğukla mücadele ederek yaşıyoruz. Kışımız 6 ay sürüyor. Evlerde sobalarımız 24 saat sönmüyor.Isınmak için sürekli yakacak alıyoruz ama yetmiyor. Tek istediğimiz, hayalimiz doğal gaz. Mahallenin içinden geçen Çubuklu Deresi tamamen dondu. Nisan, mayıs ayına kadar ancak erir. Uzun süren kış nedeniyle yakacak almakta zorlandıklarını dile getiren Mehmet Mahcup Erçakan ise Yaz mevsimi çok kısa sürüyor, sonra hava soğumaya başlıyor. Zirai aletlerimiz bile donmuş. Hayvanlarımızı ahırda besliyoruz. Ot ve yem yetiştiremiyoruz. En çok da kömür almakta zorlanıyoruz. Soğuktan korunmak için kat kat elbise giyiniyoruz dedi. YAZIN BİLE SOBA YAKIYORUZ Kışı soğukla mücadele ederek geçirdiklerini anlatan Caner Can da soğuk havanın en çok hayvanları etkilediğini dile getirdi.Hayvanları dışarı çıkarırken zorlandıklarını söyleyen Can, Burada hayat çok zor. Yazın bile soba yakıyoruz. Hem yazımız hem kışımız soğuk ifadelerini kullandı.Bezirhane Mahallesi nde besicilik yapan Mehmet Şirin Tan ise Mahallemiz, Türkiye nin en soğuk yerlerinden biri. Özellikle sabahları çok soğuk oluyor. Gece eksi 35-40 dereceye kadar düştüğü günleri gördük. Montla sobanın başında ısınmaya çalışıyoruz. Çocuklar sürekli hasta oluyor. Bütün paramız, odun kömüre gidiyor şeklinde konuştu.
Source: Habertürk