Kalabalık ramazan sofralarında daha az yemek için neler yapılmalı?
Oruç süresince uzun saatler boyu aç kalan vücutta bazı biyolojik değişiklikler meydana gelir. Açlık süresince, mide boşaldıkça ‘ghrelin’ adı verilen iştah hormonu yükselir ve beyne yiyecek arama sinyali gönderir. Bunun yanı sıra kan şekeri seviyesinin düşmesi de bireyin karbonhidrat ağırlıklı gıdalara yönelmesine neden olabilir. Uzun süren açlığın ardından hızlı ve fazla yemek yendiğinde pankreas ani insülin salgılamaya başlar ve bu da kısa süre sonra ani bir halsizlik hissine neden olabilir. Bu yüzden yemek yerken biyolojik tepkilerimizi göz önünde bulundurarak hareket etmek oldukça önemlidir.Kalabalık sofrada daha az yemek yemek için öncelikle yemek hızımızı kontrol altına almalıyız. Beynin tokluk hissini algılaması yaklaşık 15-20 dakika sürdüğünden hızlı yediğimizde bu sürede gereğinden fazla yeriz. Bu nedenle yavaş yemek, lokmaları iyice çiğnemek ve küçük porsiyonlar halinde beslenmek mideyi daha erken doyurma açısından oldukça etkili bir yöntemdir.Kalabalık sofralarda en büyük hatalardan biri, iftar anında büyük porsiyonlarla yemeye başlamaktır. Özellikle ağır ve yağlı yemeklerle orucu açmak midenin aniden yüklenmesine ve sindirim sisteminin zorlanmasına neden olabilir. Bunun yerine, orucu birkaç hurma ve suyla açıp ardından çorba gibi hafif ve sıvı besinler yemek daha sağlıklıdır. Çorba mideyi hazırlarken aynı zamanda bir dolgunluk hissi oluşturur ve gereksiz yeme isteğinizi azaltabilir.Her yemeği tatmayınAna yemeklere geçtiğimizde porsiyonları sınırlandırmak büyük önem taşır. Büyük tabaklar yerine daha küçük tabaklar kullanarak göz doygunluğunu sağlamak, daha az yemek yemeye yardımcı olur. Tabağa her yemekten azar azar almak yerine sadece birkaç çeşidi seçip yiyin, böylece yemek israfını önlerken gereğinden fazla yemek yemeyi de engelleyebilirsiniz. Ayrıca yemekleri tek bir büyük tabakta karışık şekilde değil, ayrı ayrı porsiyonlar halinde almak ne kadar yediğimizi daha iyi görmemizi sağlar ve bilinçli bir şekilde yememize yardımcı olur.Kalabalık sofralarda çeşitlilik fazla olduğundan her yemeği tatma isteği oluşabilir. Ancak burada kendimize belirli sınırlar koymalıyız. Yağlı ve ağır yemeklerden kaçınıp daha hafif, lif ve protein açısından zengin yemekleri tercih etmek mideyi daha az yorarken tokluk hissini daha uzun süre koruyacaktır. Örneğin, kızartmalar yerine fırınlanmış veya haşlanmış sebzeler, beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek, şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilebilir.Kalabalık sofralarda misafirperverlik gereği ikram edilen yemekleri geri çevirmek zorlayıcı gelebilir. Ancak fazla yememek için ikramları nazik ama kararlı bir şekilde reddetmek mümkündür. Ayrıca yemek yerken sohbeti arttırarak yemek yeme hızını yavaşlatmak, dikkat dağıtarak daha az yemek yenmesini sağlayabilir.Oruç sonrası vücut kan şekerini dengelemeye çalışırken şerbetli ve ağır tatlılar yemek sindirimi zorlaştırabilir ve kan şekerinde ani yükselmelere yol açabilir. Bu nedenle tatlıyı iftar sonrası en az bir saat bekleyerek yemek daha sağlıklı olacaktır. Sütlü ve meyveli tatlılar, şerbetli tatlılara kıyasla daha hafif ve sindirimi kolaydır.İftar sonrası hemen dinlenmek yerine 15-20 dakikalık hafif bir yürüyüş yapmak sindirimi desteklerken uzun süre oturmanın yol açabileceği hazımsızlık ve mide rahatsızlıklarını önleyebilir. Ayrıca yeterli miktarda su içmek, vücudun gün boyu kaybettiği sıvıyı yerine koymasına yardımcı olur ve yemek sonrası tokluk hissini uzatır.Bu basit ama etkili yöntemleri uygulayarak hem mideyi yormadan hem de ramazanın ruhuna uygun şekilde ölçülü ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak mümkündür. Böylece bayram geldiğinde sindirim sorunlarıyla uğraşmak yerine, oruç ibadetinin bedensel ve ruhsal olumlu etkilerinden tam anlamıyla yararlanabiliriz.
Source: Ayça Kaya
Geliştirir, dönüştürür, zenginleştirir
Evlilik, iki insanın bir araya gelip hayatlarını paylaşma kararı aldığı önemli bir süreçtir. Ancak bu sürece, hayatın en heyecan verici ve bir o kadar da zorlu dönemi olan çocuk sahibi olmak eklenince, her şey değişir. Çocuk, evliliğe sadece bir yeni birey katmakla kalmaz, aynı zamanda çiftlerin ilişki biçimlerini, rutinlerini ve geleceğe dair hayallerini de derinden etkiler. Peki, çocuk sahibi olmak evliliği nasıl değiştirir? Evlilikteki bu dönüşümün zorlukları ve güzellikleri nelerdir? 1 HAYATIN MERKEZİ ARTIK ÇOCUK OLUR Çocuk sahibi olmanın evliliğe getirdiği en belirgin değişim, hayatın artık çocuğun ihtiyaçlarına odaklanmasıdır. Çiftler, bir süre sonra yalnızca birbirlerine değil, aynı zamanda bir minik bireye de bakmak zorunda olduklarını fark ederler. Çocuğun uyku düzeni, yemek saati, sağlık sorunları gibi temel ihtiyaçları, evdeki tüm öncelikleri değiştirebilir. Birçok çift, çocuklarıyla ilgilenirken kendilerine zaman ayırmakta zorluk çeker. Eskiden baş başa vakit geçirdikleri romantik akşam yemekleri veya sinema geceleri, yerini çocuklarının bakımına yönelik alışveriş listelerine ve doktor randevularına bırakabilir. Bu değişim, ilişkilerinde bir tür “kaybolmuşluk” hissi yaratabilir. Ancak, çiftlerin bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi için birlikte geçirecekleri kaliteli zamanları unutmamaları gerekir. Çocuk büyüdükçe, çiftler tekrar baş başa vakit geçirmeyi hatırlamalıdırlar. 2 ROMANTİZM VE İLETİŞİM ZORLAŞABİLİR Çocuk sahibi olmak, ilişkideki romantizmi ve iletişimi de zorlayabilir. Çiftler, çocuklarının bakımına odaklanırken, bir zamanlar birbirlerine karşı duydukları romantik hisler ve tutkulu anlar azalabilir. Bu, evlilikte bir soğuma hissine yol açabilir. Çocukların ihtiyaçları ve sorumluluklar, bazen eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerini ikinci plana itebilir. Ancak burada önemli olan, çiftlerin birbirlerini anlamaya devam etmeleri ve zorlukların geçici olduğunu unutmamalarıdır. Çocuk büyüdükçe, romantizmi yeniden canlandırmak mümkün olacaktır. Kendi aralarındaki iletişimi güçlü tutmak için, basit bir akşam yürüyüşü bile büyük bir fark yaratabilir. Bu dönemde eşlerin, birbirlerine olan sevgilerini ve bağlılıklarını hatırlamaları gerekir. 3 SORUMLULUKLAR KATLANARAK ARTAR Çocuk sahibi olmak, hayatı daha anlamlı hale getirse de, beraberinde büyük bir sorumluluk getirir. Artık sadece eşinize değil, aynı zamanda bir çocuğa da bakmanız gerekir. Çocuğun eğitimi, sağlığı, duygusal ihtiyaçları gibi pek çok konuda eşler arasında ortak kararlar alınması gerekir. Bu sorumluluklar bazen yorucu olabilir ve çiftler arasında anlaşmazlıklar yaşanmasına neden olabilir. Örneğin, çocuğun hangi okulda okuması gerektiği veya hangi değerlerle büyütüleceği konusunda fikir ayrılıkları yaşanabilir. Ancak, bu tür zorluklar, çiftlerin birbirleriyle daha güçlü bir iş birliği yapmalarına ve daha derin bir bağ kurmalarına da olanak tanır. Çiftler, birlikte hareket ederek bu sorumlulukları daha kolay ve sağlıklı bir şekilde paylaşabilirler. 4 EVLİLİĞİ GÜÇLENDİREN BİR BAĞ OLARAK ÇOCUK Bazı çiftler için çocuk, evliliği güçlendiren bir unsur olabilir. Birlikte çocuk büyütmek, çiftlere çok özel bir deneyim sunar. Çocuklarının gelişimini izlemek, onun ihtiyaçlarını karşılamak ve mutlu bir çocuk yetiştirmek için birlikte çalışmak, çiftin arasındaki bağı güçlendirebilir. Ayrıca, çocuk sahibi olmak, eşlerin hayatlarına yeni bir anlam katabilir. Çocuk, ebeveynlerine sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda büyük bir mutluluk ve motivasyon kaynağı olur. Çocukların minik başarıları, onların gülen yüzleri ve basit mutlulukları, evliliğe yenilik ve taze bir başlangıç duygusu getirir. Bu, çiftlerin birbirlerine duydukları sevgiyi yeniden canlandırabilir. 5 FİNANSAL ZORLUKLAR VE DEĞİŞEN BEKLENTİLER Çocuk sahibi olmak, maddi anlamda da büyük değişikliklere yol açar. Bebeklerin bakımı, eğitimi, sağlığı ve geleceği için yapılan harcamalar, çiftlerin bütçelerini zorlayabilir. Birçok çift, bu ekstra giderlerle başa çıkabilmek için ek işler yapmaya veya bütçelerini yeniden düzenlemeye ihtiyaç duyabilir. Bu süreç, bazen stresli olabilir ve eşler arasında finansal gerilimler yaratabilir. Ancak, maddi zorluklar da evliliği pekiştirebilir. Çiftler, bu tür zorluklar karşısında birbirlerine daha çok destek olmalı ve birlikte çözüm aramalıdırlar. Ortak bir hedef belirleyerek, maddi sıkıntıların üstesinden gelmek, evliliklerinin daha güçlü olmasına yardımcı olabilir. 6 SABIR, EMPATİ VE ANLAYIŞ GELİŞİR Çocuk sahibi olmak, sabır ve empati gerektiren bir süreçtir. Çocukların büyüme evrelerinde yaşadıkları duygusal ve fiziksel değişimlere yetişmek, bazen ebeveynleri zorlayabilir. Ancak bu zorluklar, çiftler arasında daha derin bir empati duygusunun gelişmesine yol açabilir. Çiftler, birbirlerinin yorgunluklarını, streslerini ve kaygılarını daha iyi anlayabilir hale gelirler. Ebeveyn olmak, kişisel gelişim için de bir fırsattır. Sabırlı olmak, zor zamanlarda birbirini desteklemek ve anlayışlı olmak, sadece bireyler olarak değil, bir çift olarak da büyümeyi sağlar. 7 KRİZLER VE ÇATIŞMALAR DOĞAL BİR SÜREÇTİR Çocuk sahibi olmak, evliliği daha sağlamlaştırabileceği gibi, krizlere de yol açabilir. Çiftler, çocuk büyütme konusunda farklı görüşlere sahip olabilirler. Ayrıca, maddi zorluklar, uyumsuzluklar veya yorgunluk gibi sebeplerle zaman zaman evlilikte çatışmalar yaşanabilir. Bu tür krizler, evliliği zayıflatabilir. Ancak bu durum, her evlilikte yaşanabilecek doğal bir süreçtir. Önemli olan, bu krizleri aşarken birbirlerine karşı sabırlı ve anlayışlı olmak, birlikte çözüm aramaktır. Krizler, çiftlerin daha sağlam bir temel üzerine ilişkilerini inşa etmelerine yardımcı olabilir. ÇOCUK BİR FIRSATTIR Sonuç olarak çocuk sahibi olmak, evliliği hem zenginleştirir hem de dönüştürür. Ebeveynlik, büyük bir sorumluluk, sevgi, sabır ve birlikte büyüme sürecidir. Çocuklar, çiftlerin hayatına heyecan, neşe ve bazen de zorluklar getirir. Ancak, bu süreç aynı zamanda evliliğin derinleşmesine ve güçlenmesine de olanak sağlar. Çiftler, çocuklarıyla birlikte bu yolculuğa çıkarken, birbirlerine olan sevgilerini her zaman korumalı ve birlikte geçirdikleri her anın değerini bilmelilerdir. İşte o zaman yaşanan her zorluk çok güzel bir deneyim fırsatına dönüşür.
Source: Esra Ezmeci̇
İLHAM VE UMUT VEREN BİR BULUŞMA
Doğrusunu söylemem gerekirse fotoğraflarını daha önce görsem de mimarisinden konseptine böylesi etkileyici bir kütüphaneyle karşılaşacağımı hayal edemezdim.Jaklin Güner’in konuşmasına başlarken altını çizdiği gibi Dünya Kadınlar Günü artık hiçbirimiz için sadece bir kutlama değil.Kadının toplumdaki yerinin nasıl güçlendirileceğinin istatistikler eşliğinde konuşulduğu, tartışıldığı, çözüm önerilerinin yapıldığı bir buluşma. Zaten Güner de Vakko’da kadın istihdamı, oranları, cinsiyet ve fırsat eşitliği hakkında detaylı bilgiler verdi. Ama önce bu muhteşem kütüphaneden söz etmek istiyorum.BABAM BEYOĞLU’NU ÖZLEDİVitali Hakko 2007 yılında aramızdan ayrıldığında bu kütüphane fikri ortaya çıkmış. Önce Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko’nun önderliğinde moda, mimariye, fotoğraftan resme, heykelden sinemaya sanatın farklı dallarını içeren bir koleksiyonun kapsamı geliştirilmiş. 2012’de Nakkaştepe’deki merkezlerinin içinde açılışı yapılmış. 10’uncu yılında da ‘Babam Beyoğlu’nu özledi diyen Cem Hakko’nun isteğiyle 29 Ekim 2012’de Atatürk Kültür Merkezi’ne taşınmış.Ve ortaya 15 binin üzerinde kitaplı moda ve tekstil tasarımı, mimari, iç mimari, fotoğraf, resim, grafik, heykel, seramik, mücevher tasarımı, sinema bölümlerinde okuyan üniversite öğrencileri, akademisyenler, sanatçılar ve sanatseverler başta olmak üzere haftada ortalama beş bin kişinin ziyaret ettiği, ülkemizin sanat alanında en kapsamlı ve en güncel kütüphanesi çıkmış.Kitaplar sürekli gelen araştırmacılar düşünülerek ödünç verilmiyormuş. Ama zaten bu estetik harikası mekânın havasını koklayıp, kitaplar arasında oturmanın, sıkılınca katlar arasında dolaşmanın keyfi bambaşka. Kütüphane kompleksinin asma ve alt katında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 12 bin kitaplık koleksiyonu da yer alıyor…CİNSİYET VE FIRSAT EŞİTLİĞİKadınların iş hayatına katılımı, eğitim ve siyasette giderek artıyor olsa da eşitlik konusunda yolumuz uzun. Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2024 Raporu’na göre eşitliğe ulaşmak için 134 yıl gerekiyor. Bu da beş kuşak demek. Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 35.8 iken, erkeklerin oranı ise yüzde 71.2.Vakko’nun ilk kadın CEO’su Jaklin Güner, kadınların kreatif endüstrilerdeki rolünün giderek arttığını ve yenilikçi bakış açılarıyla sektöre önemli katkılar sunduklarını, azimleri, müzakere ve liderlik yetenekleri sayesinde aradaki farkın kapanması için bu kadar yıl beklenmeyeceğini düşünüyor.Vakko zaten kendi içinde bu eşitliği gerçekleştirmiş durumda. Çalışan kadın oranı yüzde 52, yönetici oranı yüzde 51, kreatif tarafta ise yüzde 70 imiş. Dileğim bu oranların tüm kurumlar ve şirketlere örnek olması, en azından sayısal eşitliğin sağlanması…YASEMİN VE TALAT’IN HİKÂYESİBazen birbirinden ilginç konular mail’le ya da sosyal medya hesapları üzerinden sizi buluyor. Gazeteciler araştırıp bulmayı sever aslında ama üreticilerin, sanatçıların, zanaatkarların kendilerini içtenlikle anlattıkları yöntemi de ben önemsiyorum.Şubatın son haftası gibi ‘Kuksacı’ hesabından ‘Merhaba, Yasemin ben’ diyen ve kısaca yaptıklarını anlatan bir mesaj aldım.İletişim bilgilerimi yazıp biraz daha detaylı bilgi istedim. Ve sonuçta ortaya insanın içini ısıtan ‘iyi ki varlar’ dedirten bir öykü çıktı. “Biz Talat ve Yasemin, Kuksacı’nın kurucusuyuz. Hikâyemiz, aslında çok basit bir karardı. İkimiz de farklı bölümlerden mezun olup ‘öngörülen’ çalışma hayatında kendine yer bulamayan insanlardık.Ben çalışma ekonomisi bitirdim. Sonrasında sosyolojide master sürecim oldu. Talat ise seracılık, veteriner teknikerliği ve sosyoloji gibi bölümlerde okudu. İlk topraksız tarım yapanlardan biridir. Yanlış zamanlarda yanlış işler denince aklınıza biz gelelim! Yollarımız bir noktada kesişti ve köye yerleştik.Talat’ın babasının bir yeri vardı köyde. Orada yaşamaya ve en az tüketim ile döngümüze devam ediyorduk. Ben vegan feminist diye kendimi tanımladığım politik bir geçmişten geliyorum.Talat da vejetaryen. Önce eko-vegan bahçe kurduk. O dönem benim için çok kıymetli, kırsalda yaşamı, tarım yapmayı deneyimledim.Bizim sorumluluğumuzda olmasa da baktığımız köpekler ve kedilerin yavrularıyla kocaman bir aile olduk. Haliyle bizim mikro yaşam alanı genişledi. Her biri, hayatımıza farklı bir anlam kattı.Aylar ayları kovaladı. Çevreci bir arkadaşımız bize ‘ahşaptan bardak yapsanıza’ dedi. 10 yıl önce Türkiye’de Fince’de ahşap bardak anlamına gelen ‘kuksa’ kelimesini bilen bile yoktu. Tarımın yanı sıra kuksa yapma sürecimiz başladı. Bir atölyemiz var şu an, yeri geliyor bir bakım evi, yeri geliyor talaşlı bir yuva. Kapımız herkese her canlıya açık. Her birinin gözlerinde, aslında tekrar tekrar hayatı sorgulasak da mücadele etmeyi bırakamazdık.Biz kendimizi zanaatkar olarak tanımlıyoruz. Sadece kuksalar değil, ahşap tabaklar, motif tahtaları, kaşıklar, mataralar da yapıyor, sürekli kendimizi geliştirip var olmaya çalışıyoruz…”Yasemin Gümüş Balcı – Talat Balcı, Savaştepe/ BalıkesirÇok da iyi ediyorsunuz sevgili Yasemin ve Talat. Siz doğanın sesini dinleyen uyumu yakalamış hem zanaatkar hem de sanatçısınız, yolunuz hep açık ve yaptıklarınızın değerini anlayan bol olsun…
Source: Müge Akgün
15 Mart Hangi Burç Oluyor? 15 Mart Ne Burcu, Yükseleni Hangisi?
Astrolojiye ilgisi olan herkes, kendi burç özelliklerinin yanı sıra yeni tanıştıkları insanların burçlarını da merak eder. Ayrıca anne baba adayları bebeklerinin doğum tarihine göre hangi burç olacağını araştırır. Bu nedenle “15 Mart hangi burç oluyor?” sorusu sıkça araştırılmaktadır. 15 Mart burcu özellikleri, 15 Mart yükseleni ve burç yorumu da merak edilenler arasında yer alıyor. Burçların kadın ve erkek üzerindeki farklı etkilerini bilenler, Balık burcu kadını ve erkeği özellikleri hakkında da inceleme yapıyor. İşte bu burcun uğurlu taşları, çiçekleri, sayıları, renkleri ile bu tarihte doğanların dahil olduğu burç ve grup. 15 MART”TA DOĞAN HANGİ BURÇ OLUYOR? 15 Mart”ta dünyaya gelenler Balık burcuna mensup olmaktadır. Balık burcu 20 Şubat ile 20 Mart arasını kapsamaktadır. Bu tarihte doğanların burcu olan Balık, Su grubuna dahildir. BALIK BURCU – 15 MART BURCU ÖZELLİKLERİ Grup: Su, dişi, negatif, değişken Yönetici Gezegen: Jüpiter, Neptün Renk: Deniz Yeşili, mavi, yeşil Uğurlu Taş: Ay taşı Şanslı Sayı: 3 Şanslı Gün: Perşembe Karşıt Burç: Başak Şehirler: Londra, Panama Metal: Platin Çiçekler: İnci çiçeği, beyaz gül, zambak, Papatya Ağaçlar: Kestane, meşe, dut, dişbudak 15 MART BALIK BURCU YÜKSELENİ NEDİR? Yükselen burç kişinin doğduğu saate, dakikaya ve doğum yerine göre değişiklik göstermektedir. Bu sebeple aynı günde doğan herkesin yükseleni farklıdır. 15 Mart yükseleni hesaplama için kişinin doğum saatini bilmesi gerekmektedir. BALIK BURCU KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ Sabır, eli açıklık ve duyarlılık bu burçta doğan kişilerin en önemli nitelikleridir. Büyük bir inandırma yetenekleri vardır. Dürüst, vicdan sahibi, sadık ve uysaldırlar. Her çevreye kolayca uyabilirler. Genellikle hayal dünyasında yaşarlar. Yaşam görüşleri ciddi fakat gerçekçi değildirler. Balık burcu, diğer burçlar arasında dış etkenlerden en çok etkilenen kişilerdir. Düş dünyasında, öylesine mutludur ki, bazen onun aptal olduğunu bile düşünebilirsiniz. Ama zannettiğinizden daha akıllı ve kurnazdır. Sinirli yapısını gizli bir sakinlikle örterken, herkesin seçtiği özel bir kişi olmanın hayallerini kurarlar. Yaşam onun için ürkütücü ve korkunçtur. Balık burcu insanını dışarıdan gözlemleyenler; duygusal yapısının bir aşk acısına dayanamayacağını zannederler ve kötü haberi hemen vermek istemezler. Aslında, kırılgan görüntüsünün altında güçlü bir kişilik yatar. Gözyaşlarını kısa sürede kurutur ve mendillerini bir kenara atarak, yeni bir yaşamın içinde kendini bulur. Onları teselli edecek o kadar kişi bulunur ki; yeni bir aşk acısı kapısını çalıncaya kadar, hayatını istediği gibi yaşar. Duygusal kırıklıklar pes etmelerine yetmez ve bir sürü yarım kalmış aşkıyla birlikte bir dolu anlatılacak anılarıyla yaşamını tamamlar. BALIK BURCU KADINI ÖZELLİKLERİ Sonsuz aşka ve romantizme inanır. Hayal güçleri çok kuvvetlidir. Hayal kırıklıkları yaşamlarından hiç eksik olmaz fakat yine de aşkı aramaktan vazgeçmezler. Aşamadıkları kalp ağrılarına rağmen, her yeni aşka umutla bakarlar. Duyguları sürekli karışıktır. Güven arayışı içinde oldukları için, bazen yanlış ilişkiler yaşamaları her şeyi yeni baştan başlatmalarına neden olur. Alışkanlıklarını kısa sürede terk ettikleri içinde, kalp acılarını çabuk unuturlar ve yeniden aşık olurlar. Evliliğe en yatkın ve arzulu burçtur. Çoluk çocuğa karışma konusunda acele ederler. Geçmişten kolayca kopmadıkları için, anıların yaşantılarında yeri çok fazladır ve kimsenin geçmişleri için, kötü bir söz söylemelerine izin vermezler. Dünyaya gözlerini açtıkları anda, geçmişlerine bağlı olarak yaşarlar Yaşamlarında anneleri çok önemlidir. Duygu ve sezgileri çok güçlüdür ve ideal eşlerini gördükleri anda, onların yaşantılarında önemli yeri olacaklarını hissederler. Aldatmaktan ve aldanmaktan nefret ederler ve bu konuda asla affedici değildirler. Güvenli ilişkileri severler. Aşkta mantıkla değil, duygularla hareket ederler. İçlerinde devamlı reddedilme korkusu ile yaşarlar. Çoğu kez duygularını açıklamaktan hoşlanmazlar. Güvendikleri kişilerden aldıkları destek çok önemlidir. BALIK BURCU ERKEĞİ ÖZELLİKLERİ O, yalnız bir adamdır. Ne zaman, ne yapacağı hiç belli olmaz. Onu tanımakla şanslı mısınız, hiç bilinmez. Size elini uzatır ve kendi denizinde birlikte yüzmenizi teklif eder. Oysa, her şey size yabancıdır. Şaşkınlıkla ona eşlik etmeye çalışırsınız. Sizin sınırlarınızı bilmez. Hep kendi sularında yüzer. Yüzmeyi onun kadar bilmiyorsanız, alır başını çeker gider. Bir gün bittiğine siz de inanmayacaksınız. Kendi değer yargılarına göre yaşamaktan yanadır. Çevreye farklı gelen yapısıyla hep bir giz olarak anılacaktır. Kendini güven içinde hissetmesi için, sürekli korunmaya ihtiyacı vardır. Bu şartları ona sağlarsanız, ömür boyu size yaslanacak ve mutlu olacaktır. Kendisinden uzaklaştığınızı fark ederse, sessizce başka güvenler arayacaktır.
Source: Sabah
16 Mart Hangi Burç Oluyor? 16 Mart Ne Burcu, Yükseleni Hangisi?
Astrolojiye ilgisi olan herkes, kendi burç özelliklerinin yanı sıra yeni tanıştıkları insanların burçlarını da merak eder. Ayrıca anne baba adayları bebeklerinin doğum tarihine göre hangi burç olacağını araştırır. Bu nedenle “16 Mart hangi burç oluyor?” sorusu sıkça araştırılmaktadır. 16 Mart burcu özellikleri, 16 Mart yükseleni ve burç yorumu da merak edilenler arasında yer alıyor. Burçların kadın ve erkek üzerindeki farklı etkilerini bilenler, Balık burcu kadını ve erkeği özellikleri hakkında da inceleme yapıyor. İşte bu burcun uğurlu taşları, çiçekleri, sayıları, renkleri ile bu tarihte doğanların dahil olduğu burç ve grup. 16 MART”TA DOĞAN HANGİ BURÇ OLUYOR? 16 Mart”ta dünyaya gelenler Balık burcuna mensup olmaktadır. Balık burcu 20 Şubat ile 20 Mart arasını kapsamaktadır. Bu tarihte doğanların burcu olan Balık, Su grubuna dahildir. BALIK BURCU – 16 MART BURCU ÖZELLİKLERİ Grup: Su, dişi, negatif, değişken Yönetici Gezegen: Jüpiter, Neptün Renk: Deniz Yeşili, mavi, yeşil Uğurlu Taş: Ay taşı Şanslı Sayı: 3 Şanslı Gün: Perşembe Karşıt Burç: Başak Şehirler: Londra, Panama Metal: Platin Çiçekler: İnci çiçeği, beyaz gül, zambak, Papatya Ağaçlar: Kestane, meşe, dut, dişbudak 16 MART BALIK BURCU YÜKSELENİ NEDİR? Yükselen burç kişinin doğduğu saate, dakikaya ve doğum yerine göre değişiklik göstermektedir. Bu sebeple aynı günde doğan herkesin yükseleni farklıdır. 16 Mart yükseleni hesaplama için kişinin doğum saatini bilmesi gerekmektedir. BALIK BURCU KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ Sabır, eli açıklık ve duyarlılık bu burçta doğan kişilerin en önemli nitelikleridir. Büyük bir inandırma yetenekleri vardır. Dürüst, vicdan sahibi, sadık ve uysaldırlar. Her çevreye kolayca uyabilirler. Genellikle hayal dünyasında yaşarlar. Yaşam görüşleri ciddi fakat gerçekçi değildirler. Balık burcu, diğer burçlar arasında dış etkenlerden en çok etkilenen kişilerdir. Düş dünyasında, öylesine mutludur ki, bazen onun aptal olduğunu bile düşünebilirsiniz. Ama zannettiğinizden daha akıllı ve kurnazdır. Sinirli yapısını gizli bir sakinlikle örterken, herkesin seçtiği özel bir kişi olmanın hayallerini kurarlar. Yaşam onun için ürkütücü ve korkunçtur. Balık burcu insanını dışarıdan gözlemleyenler; duygusal yapısının bir aşk acısına dayanamayacağını zannederler ve kötü haberi hemen vermek istemezler. Aslında, kırılgan görüntüsünün altında güçlü bir kişilik yatar. Gözyaşlarını kısa sürede kurutur ve mendillerini bir kenara atarak, yeni bir yaşamın içinde kendini bulur. Onları teselli edecek o kadar kişi bulunur ki; yeni bir aşk acısı kapısını çalıncaya kadar, hayatını istediği gibi yaşar. Duygusal kırıklıklar pes etmelerine yetmez ve bir sürü yarım kalmış aşkıyla birlikte bir dolu anlatılacak anılarıyla yaşamını tamamlar. BALIK BURCU KADINI ÖZELLİKLERİ Sonsuz aşka ve romantizme inanır. Hayal güçleri çok kuvvetlidir. Hayal kırıklıkları yaşamlarından hiç eksik olmaz fakat yine de aşkı aramaktan vazgeçmezler. Aşamadıkları kalp ağrılarına rağmen, her yeni aşka umutla bakarlar. Duyguları sürekli karışıktır. Güven arayışı içinde oldukları için, bazen yanlış ilişkiler yaşamaları her şeyi yeni baştan başlatmalarına neden olur. Alışkanlıklarını kısa sürede terk ettikleri içinde, kalp acılarını çabuk unuturlar ve yeniden aşık olurlar. Evliliğe en yatkın ve arzulu burçtur. Çoluk çocuğa karışma konusunda acele ederler. Geçmişten kolayca kopmadıkları için, anıların yaşantılarında yeri çok fazladır ve kimsenin geçmişleri için, kötü bir söz söylemelerine izin vermezler. Dünyaya gözlerini açtıkları anda, geçmişlerine bağlı olarak yaşarlar Yaşamlarında anneleri çok önemlidir. Duygu ve sezgileri çok güçlüdür ve ideal eşlerini gördükleri anda, onların yaşantılarında önemli yeri olacaklarını hissederler. Aldatmaktan ve aldanmaktan nefret ederler ve bu konuda asla affedici değildirler. Güvenli ilişkileri severler. Aşkta mantıkla değil, duygularla hareket ederler. İçlerinde devamlı reddedilme korkusu ile yaşarlar. Çoğu kez duygularını açıklamaktan hoşlanmazlar. Güvendikleri kişilerden aldıkları destek çok önemlidir. BALIK BURCU ERKEĞİ ÖZELLİKLERİ O, yalnız bir adamdır. Ne zaman, ne yapacağı hiç belli olmaz. Onu tanımakla şanslı mısınız, hiç bilinmez. Size elini uzatır ve kendi denizinde birlikte yüzmenizi teklif eder. Oysa, her şey size yabancıdır. Şaşkınlıkla ona eşlik etmeye çalışırsınız. Sizin sınırlarınızı bilmez. Hep kendi sularında yüzer. Yüzmeyi onun kadar bilmiyorsanız, alır başını çeker gider. Bir gün bittiğine siz de inanmayacaksınız. Kendi değer yargılarına göre yaşamaktan yanadır. Çevreye farklı gelen yapısıyla hep bir giz olarak anılacaktır. Kendini güven içinde hissetmesi için, sürekli korunmaya ihtiyacı vardır. Bu şartları ona sağlarsanız, ömür boyu size yaslanacak ve mutlu olacaktır. Kendisinden uzaklaştığınızı fark ederse, sessizce başka güvenler arayacaktır.
Source: Sabah
17 Mart Hangi Burç Oluyor? 17 Mart Ne Burcu, Yükseleni Hangisi?
Astrolojiye ilgisi olan herkes, kendi burç özelliklerinin yanı sıra yeni tanıştıkları insanların burçlarını da merak eder. Ayrıca anne baba adayları bebeklerinin doğum tarihine göre hangi burç olacağını araştırır. Bu nedenle “17 Mart hangi burç oluyor?” sorusu sıkça araştırılmaktadır. 17 Mart burcu özellikleri, 17 Mart yükseleni ve burç yorumu da merak edilenler arasında yer alıyor. Burçların kadın ve erkek üzerindeki farklı etkilerini bilenler, Balık burcu kadını ve erkeği özellikleri hakkında da inceleme yapıyor. İşte bu burcun uğurlu taşları, çiçekleri, sayıları, renkleri ile bu tarihte doğanların dahil olduğu burç ve grup. 17 MART”TA DOĞAN HANGİ BURÇ OLUYOR? 17 Mart”ta dünyaya gelenler Balık burcuna mensup olmaktadır. Balık burcu 20 Şubat ile 20 Mart arasını kapsamaktadır. Bu tarihte doğanların burcu olan Balık, Su grubuna dahildir. BALIK BURCU – 17 MART BURCU ÖZELLİKLERİ Grup: Su, dişi, negatif, değişken Yönetici Gezegen: Jüpiter, Neptün Renk: Deniz Yeşili, mavi, yeşil Uğurlu Taş: Ay taşı Şanslı Sayı: 3 Şanslı Gün: Perşembe Karşıt Burç: Başak Şehirler: Londra, Panama Metal: Platin Çiçekler: İnci çiçeği, beyaz gül, zambak, Papatya Ağaçlar: Kestane, meşe, dut, dişbudak 17 MART BALIK BURCU YÜKSELENİ NEDİR? Yükselen burç kişinin doğduğu saate, dakikaya ve doğum yerine göre değişiklik göstermektedir. Bu sebeple aynı günde doğan herkesin yükseleni farklıdır. 17 Mart yükseleni hesaplama için kişinin doğum saatini bilmesi gerekmektedir. BALIK BURCU KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ Sabır, eli açıklık ve duyarlılık bu burçta doğan kişilerin en önemli nitelikleridir. Büyük bir inandırma yetenekleri vardır. Dürüst, vicdan sahibi, sadık ve uysaldırlar. Her çevreye kolayca uyabilirler. Genellikle hayal dünyasında yaşarlar. Yaşam görüşleri ciddi fakat gerçekçi değildirler. Balık burcu, diğer burçlar arasında dış etkenlerden en çok etkilenen kişilerdir. Düş dünyasında, öylesine mutludur ki, bazen onun aptal olduğunu bile düşünebilirsiniz. Ama zannettiğinizden daha akıllı ve kurnazdır. Sinirli yapısını gizli bir sakinlikle örterken, herkesin seçtiği özel bir kişi olmanın hayallerini kurarlar. Yaşam onun için ürkütücü ve korkunçtur. Balık burcu insanını dışarıdan gözlemleyenler; duygusal yapısının bir aşk acısına dayanamayacağını zannederler ve kötü haberi hemen vermek istemezler. Aslında, kırılgan görüntüsünün altında güçlü bir kişilik yatar. Gözyaşlarını kısa sürede kurutur ve mendillerini bir kenara atarak, yeni bir yaşamın içinde kendini bulur. Onları teselli edecek o kadar kişi bulunur ki; yeni bir aşk acısı kapısını çalıncaya kadar, hayatını istediği gibi yaşar. Duygusal kırıklıklar pes etmelerine yetmez ve bir sürü yarım kalmış aşkıyla birlikte bir dolu anlatılacak anılarıyla yaşamını tamamlar. BALIK BURCU KADINI ÖZELLİKLERİ Sonsuz aşka ve romantizme inanır. Hayal güçleri çok kuvvetlidir. Hayal kırıklıkları yaşamlarından hiç eksik olmaz fakat yine de aşkı aramaktan vazgeçmezler. Aşamadıkları kalp ağrılarına rağmen, her yeni aşka umutla bakarlar. Duyguları sürekli karışıktır. Güven arayışı içinde oldukları için, bazen yanlış ilişkiler yaşamaları her şeyi yeni baştan başlatmalarına neden olur. Alışkanlıklarını kısa sürede terk ettikleri içinde, kalp acılarını çabuk unuturlar ve yeniden aşık olurlar. Evliliğe en yatkın ve arzulu burçtur. Çoluk çocuğa karışma konusunda acele ederler. Geçmişten kolayca kopmadıkları için, anıların yaşantılarında yeri çok fazladır ve kimsenin geçmişleri için, kötü bir söz söylemelerine izin vermezler. Dünyaya gözlerini açtıkları anda, geçmişlerine bağlı olarak yaşarlar Yaşamlarında anneleri çok önemlidir. Duygu ve sezgileri çok güçlüdür ve ideal eşlerini gördükleri anda, onların yaşantılarında önemli yeri olacaklarını hissederler. Aldatmaktan ve aldanmaktan nefret ederler ve bu konuda asla affedici değildirler. Güvenli ilişkileri severler. Aşkta mantıkla değil, duygularla hareket ederler. İçlerinde devamlı reddedilme korkusu ile yaşarlar. Çoğu kez duygularını açıklamaktan hoşlanmazlar. Güvendikleri kişilerden aldıkları destek çok önemlidir. BALIK BURCU ERKEĞİ ÖZELLİKLERİ O, yalnız bir adamdır. Ne zaman, ne yapacağı hiç belli olmaz. Onu tanımakla şanslı mısınız, hiç bilinmez. Size elini uzatır ve kendi denizinde birlikte yüzmenizi teklif eder. Oysa, her şey size yabancıdır. Şaşkınlıkla ona eşlik etmeye çalışırsınız. Sizin sınırlarınızı bilmez. Hep kendi sularında yüzer. Yüzmeyi onun kadar bilmiyorsanız, alır başını çeker gider. Bir gün bittiğine siz de inanmayacaksınız. Kendi değer yargılarına göre yaşamaktan yanadır. Çevreye farklı gelen yapısıyla hep bir giz olarak anılacaktır. Kendini güven içinde hissetmesi için, sürekli korunmaya ihtiyacı vardır. Bu şartları ona sağlarsanız, ömür boyu size yaslanacak ve mutlu olacaktır. Kendisinden uzaklaştığınızı fark ederse, sessizce başka güvenler arayacaktır.
Source: Sabah
Kadınlar için takım elbise devrimi! Artık sadece ofiste değil…
Mart ayının ortasına geldiğimize göre ilkbahar sezonunda ön planda olan parçalarına daha da yakından bakmak gerekiyor. Bu tam ara geçiş döneminde hepimizin en zorlandığı şey üst üste doğru parçaları kullanmak. Oysa bu zorlu kombin görevinden bizi kurtaracak olan şey takım elbiseler. Takım elbiseler, klasik şıklık denildiğinde akla gelen ilk parçalar arasında yer alıyor. Ama bir yandan da tişört, yelek, gömlek, kazak, sweatshirt gibi parçalarla üst üste giyilebildikleri için özellikle geçiş mevsimlerinde resmen birer hayat kurtarıcılar… Kabul edelim ki takım elbise kelimesi ilk başta erkek giyimini çağrıştırıyor. Oysa kadınların iş hayatındaki yükselişleriyle birlikte şık kadın takım elbise modelleri kadınların dolaplarının vazgeçilmez parçalarından biri haline geldi. Kadın takım elbiseleri yalnızca ofiste ve iş toplantılarında değil aynı zamanda klasik bir şıklığı tercih eden kadınların günlük kombinlerinde de sık sık kullanabileceği bir seçenek. Kadın takım elbiseler, kendilerini tamamlayan takı ve aksesuvar parçalarıyla birlikte mükemmel bir uyum sağlar. Hem şık hem de elegan bir görünüm sağlayan takım elbiseler resmi ya da yarı resmi ortamların yanında günlük kullanıma da oldukça uygun. Stiletto ile de babetle de spor ayakkabıyla da loaffer”la da giyilebilen kullanılan aksesuvarlara göre genel havası ve görünümü değişen takım elbiseler bu sezonun dediğimiz gibi vazgeçilmezlerinden biri… Gündüzden geceye şıklığın ve ofis hayatının da vazgeçilmezleri arasında yer alan takım elbiselere haydi gelin hep beraber daha yakından bakalım. ÇİZGİLİ TAKIMLAR POPÜLER Çizgiler birkaç sezondur moda dünyasında ön planda. Bu kadar trend olan bir desenin takımlarda kullanılmaması zaten düşünülemezdi. Çizgili takım elbiseler, ofis ortamında şıklığını konuşturmak isteyen kadınlar için en gerekli parçalar. Yeni sezonda tasarlanan ve dikkat çeken bu parçalar, işyerinde harika kadın takım elbise kombinleri oluşturmanızı sağlayacaktır. İndigo, kahverengi, gri gibi renk seçenekleriyle öne çıkan çizgili takım elbiselerden zevkiniz doğrultusunda seçim yapabilirsiniz. Altına giyebileceğiniz ince topuklu ayakkabı, zarif bir çanta ve şal ile kombini tamamlayabilirsiniz. NUDE TONLAR DAHA DA ZARİF Her mevsimde tercih edilen kadın takım elbise kombinleri özellikle ilkbahar-yaz sezonunda daha açık tonlarda tercih ediliyor. Özellikle bahar ve yaz aylarında kullanılan nude tonlardaki takımlar, şık olmanızı ve göz kamaştırmanızı sağlıyor. Bej, krem, ekru, gri, indigo gibi renk seçenekleri birbirinden şık ve iddialı kombinler oluşturmanıza olanak tanıyor. Üstelik bu takımları yalnızca ofis ortamında değil; davetlerde ve gündelik yaşamınızda da rahatlıkla kullanabilmeniz mümkündür. CEKETE ETEK EŞLİK EDEBİLİR Takım dendiği zaman çoğunlukla aklımıza ceket ve pantolon geliyor. Ancak ceket ve etek de son derece uyumlu ve şık bir ikili… Ceket ve etek kombinleri özellikle kadınların feminenliğini ortaya çıkartan modelleri tercih edenler için önceliklidir. Kalem eteğin zarif görünümüyle taçlanan bu kombinler günün her saatinde kullanıma uygundur. Konforu ve işlevselliği bir arada sunan bu tarz takım elbiseler, ofis ortamında zarif görünüm sergilemek isteyen kadınlar için tasarlanmıştır. Nude tonlarında seçtiğiniz takım üzerine aynı tonlarda bir çanta, ayakkabı ve minimal desenlere sahip takı tercih ettiğinizde kombininiz hazır olacaktır. Aynı şekilde bej renkte tercih edilen bir takım üzerine, kahve veya kahve tonlarında bir şal takabilir; hafif topuklu ayakkabı ve zincirli bir çanta takarak kombininizi tamamlayabilirsiniz. Ekru renkteki kadın takım elbiseleri ise ekru gömlek veya tişört ile kombinleyerek duru bir tarza sahip olabilirsiniz. YELEKLİ KOMBİNLER Özellikle geçtiğimiz ilkbahar-yaz sezonundan itibaren yelekler hayatımıza oldukça iddialı bir giriş yaptı. Yeleklerle pantolonlar geçtiğimiz ilkbahar- yaz sezonunda hepimizin kurtarıcısı oldu. Bu sezonda da yine farklı kalıp ve modeldeki yelekleri sıklıkla göreceğiz. Özellikle havaların da henüz tam olarak ısınmaması nedeniyle pantolonyelek takımlara uygun kesimde ceketler de eşlik edecek. Bu tarz üçlü takımlar, ofis ortamında şıklığınızı göstermenize yardımcı olacaktır. Üstelik bu takımları yalnızca işyerinde değil; gündelik yaşamda ve özel davetlerde de rahatlıkla kullanabileceksiniz. Hayatının her alanında zarif bir görünüm sergilemek isteyen kadınlar için oldukça iyi bir tercih olacaktır. Üçlü takımların kombini son derece kolaydır. Üzerine takacağınız beyaz veya ekru renk bir şal, klasik ayakkabı ve çanta ile kombininizi tamamlamanız mümkündür. İŞ HAYATINDA KURTARICI İş yerinde hem profesyonel hem de klasik bir tarza sahip olmak isteriz hepimiz. Bununla da kalmaz kombininizin gün boyunca rahat ettirmesi için de uygun tercihlerde bulunmaya çalışırız. Çünkü iş ortamı yoğun ve yorucu geçtiği için bir de kıyafetinizin rahatsızlık hissi yaşatmasını istemezsiniz. İşte bu nokta da astarsız ve hafif kumaşa sahip olan takımlarla kombin yapmanız gerekir. Siyah, kahverengi, gri, füme gibi renklere sahip olan bu takımlar hem konforlu hem de profesyonel alana uygundur. Üstelik bu ürünlerle kombin yapmak da çok kolaydır. CEKET VE OMUZ BOYU ÖNEMLİ Takım elbise satın alırken biz kadınlar da erkekler nelere dikkat ediyorsa onlara dikkat etmemiz gerekiyor işin açıkçası… Mesela ilkbahar-yaz sezonu için slim fit yani dar kalıplı takım elbise satın almayı planlıyorsanız en başta bu tarz bir modelin her vücut yapısına uymadığını kabul etmeniz gerekiyor. Bu nedenle öncelikle ceketin üzerinize tam oturduğundan emin olmalısınız. Ancak tam oturması kesinlikle daracık olması anlamına gelmiyor. Ceketin içinde rahat hareket etmeniz çok önemli. Omuzları ne çok dar ne de çok geniş olmalı. Yani normal omuz genişliğinizden bir santimetre geniş ölçülerde olması yeterli. Şimdi gelelim ceketin etek boyunun nerede bitmesi gerektiğine… Ellerinizi aşağı doğru uzattığınızda baş parmak eklemiyle aynı hizada olmasında fayda var. Unutmayın, koldan uzun ceket boyu kötü görünür. Aynı şekilde ince ve uzun boylu değilseniz aşırı over size ya da çok vatkalı bir ceket modeli de sizin için çok doğru bir tercih olmayacaktır.
Source: İdi̇l Demi̇rel
Ajda Pekkan”ın hacklenme korkusu
Hem kariyeri hem özel hayatı hem de giyim tarzıyla yıllardır adından söz ettiren Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis Pekkan”ın YouTube programına konuk oldu. Ajda Pekkan soruları evinde yanıtladı.
“ÇOCUĞUM OLSA DELİRİRDİM!”
Süperstar “Ajda Pekkan”dan emekli olacağım, hep onun peşinde koşmaktan… Ben yetiştirdim ya Ajda”yı bırakamıyorum. Çocuğum olsa delirirdim herhalde. Gerçi olsaydı harika olurdu. Ama onu büyütebilir miydim bilmiyorum. Bunlar şizoid şeyler. Çok fazla düşününce kuyuya düşüyorsun” ifadelerini kullandı.
“ARTIK SADECE YÜRÜYÜŞ YAPIYORUM”
Yıllardır fiziğiyle gündem olan Pekkan, “Bunca sene sporun canını ben çıkardım. Ama yaşadığım kırık döküklerden sonra artık risk almıyorum, sadece yürüyüş yapıyorum” dedi.
Hiçbir telefonunu atmadığını belirten Ajda Pekkan, “Anı olarak fotoğraf ve video var. Hacklenmemek için iade etmiyorum” diye konuştu.
“AJDA PEKKAN DEĞİLİM” DEMEKTEN FENALIK GELDİ”
İkili birbirlerine ne kadar benzedikleri hakkında da konuştu.
76 yaşındaki Semiramis Pekkan, “Ben Ajda Pekkan değilim” demekten fenalık geldi” dedi. 79 yaşındaki Ajda Pekkan ise “İkimiz de aynı görünüyoruz. Allah”tan sokakta çok gezmiyorum” ifadesini kullandı.
“BEDEVİLER GİBİ YAŞADIM”
Karakter olarak birbirlerinden çok farklı olduklarını belirten Ajda Pekkan “Sen yıllarca yurt dışında kaldın evli olarak, ben de evsiz olarak (gülerek). Yıllarca turneler, konserler derken valizlerin içinde Bedeviler gibi yaşadım. Her otelde ayrı bir gece. Ama çok seviyorum işimi, hâlâ çok seviyorum çünkü seyahat seviyorum. Gezemediğim için o küçük seyahatler beni mutlu ediyor” dedi.
Source: Haber Merkezi
Nihayet beklenen gün geldi! Adem amca ile “Yaren” leyleğin 14 yıllık dostluğu
Adem Yılmaz”la kurduğu “dostluk hikayesi” ile tanınan Yaren, göç mevsiminde Avrupa Leylek Köyleri Birliği üyesi Eskikaraağaç”a ulaştı.Yaren leyleğin, göl manzaralı yuvasının bulunduğu mahallede balıkçı Yılmaz”ın kayığındaki “geleneksel” pozu, doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş tarafından kayda alındı.Yılmaz, kayığına gelen Yaren”i ayakta karşıladı.Eşi Nazlı leylekle aynı yuvayı paylaşan Yaren, canlı kameralarla da yarenleylek.com adresinden 24 saat izlenebiliyor.- “ÇOK ŞÜKÜR YAREN”E KAVUŞTUM”Adem Yılmaz, AA muhabirine, günlerdir gözünün yollarda kaldığını söyledi.Eşi “Naz” leyleğin gelip, “Yaren” gelmeyince günlerdir tedirginlik yaşadığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:”Yaren genelde ay başında gelirdi. Bir türlü gelmeyince yolda başına bir şey geldiğini düşünerek bir haftayı üzüntülü geçirdim. Çok şükür Yaren”e kavuştum. Ağustos ayına kadar beraber olacağız. Onu doyuracağım. Mutlu bir hayat süreceğim. Sabah kayığıma geldi ve onun için getirdiğim balıkları yedi.”
Source: Www.star.com.tr
Görüntü Türkiye”den! Yaşlı adamın spor aletiyle yaptığını görenler hayretler içinde kaldı
İstanbul Fındıkzade”de bir parkta spor aletlerini kullanan yaşlı bir vatandaş, sergilediği çeviklik ve esneklikle görenleri hayrete düşürdü. Gençlere taş çıkaran hareketleriyle dikkat çeken vatandaş, parkta bulunanların ilgisini çekerken, sosyal medyada paylaşılan görüntüleri de kısa sürede büyük ilgi gördü. FORMUNUN SIRRI MERAK KONUSU Kullanıcılar, yaşlı adamın enerjisini ve formunu korumasını takdir ederken, bazıları da bu performansın sırrını merak etti.
Source: Haberler
Yeni düzenleme! Satın alınan kıyafetin hangi hayvandan üretildiği bilinecek
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Bakanlıkça konuya ilişkin “Bazı Tüketici Ürünlerinde Uygunluk Denetimi Tebliği”nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Taslağı” hazırlandı.Taslakla hayvansal menşeli parçalar içeren ürünlerin, hangisinden elde edildiği konusunda tüketicilerin tam ve doğru bilgilendirilmesi amaçlanıyor. Düzenlemeyle tüketicilere ürün içeriği hakkında daha fazla bilgi sunulması hedefleniyor.Ayrıca, hayvansal olmayan parçaların suni, vegan ve sentetik deri gibi ifadelerle tüketiciyi yanıltıcı şekilde tanıtılmasının önüne geçilmesi planlanıyor.Hazırlanan taslağa göre, hayvansal parça içeren tüketici ürünlerinin etiketinde, ambalajında, üzerinde veya ürüne eşlik eden bir belgede, bu parçanın hangi hayvandan elde edildiğine dair bilgilendirmenin yer alması zorunlu olacak. Bu bilgilendirme, Türkçe ve en az 12 punto büyüklüğünde yapılacak.Uzaktan iletişim araçlarıyla yapılan satışlarda da bilgilendirme, ürünün özelliklerinin belirtildiği alanda tüketiciye sunulacak. Böylece örneğin, dana, domuz ya da koyun derisinden üretilen eşyalar hakkında tüketici bilgi sahibi olacak.Bilgilendirme, satın alma işleminden önce kolayca görülebilecek ve tüketicileri yanıltmayacak şekilde gerçekleştirilecek.Düzenleme, hayvansal parça içeren tekstil, eldiven, ayakkabı, çanta, cüzdan, kemer, saat, takı, kırtasiye, mobilya, halı ve oyuncak gibi Bakanlığın sorumluluğunda bulunan ürün gruplarını kapsayacak.- TÜKETİCİLERE OLUMLU YANSIYACAKBakanlıktan edinilen bilgilere göre, düzenlemenin gerek tüketicilere gerekse piyasaya olumlu yansıması bekleniyor. Tüketiciler de söz konusu ürünleri satın alırken daha bilinçli tercihte bulunabilecek.Bu ürünlere yönelik bilgilendirme zorunluluğunun getirilmesiyle şeffaflığın artması ve firmaların içerik konusunda daha sorumlu hale gelmesi bekleniyor. Değişikliğin, üreticiler açısından da uzun vadede etik ve sürdürülebilir üretim anlayışını güçlendirmesi öngörülüyor.Kısa süre içinde Resmi Gazete”de yayımlanması beklenen tebliğ taslağıyla firmalara, getirilen düzenlemelere uyum sağlamaları için geçiş süreci tanınacak.Öte yandan, düzenleme sonrasında tedarik sürecinde ve ürün fiyatlarında herhangi bir olumsuzluk yaşanması beklenmiyor.
Source: Www.star.com.tr
Yaşlı kadınların sayısı erkekleri geçti
AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı derlemeye göre, Türkiye”de 65 ve daha yukarı yaştakileri içeren “yaşlı nüfus”un 2024″te 9 milyon 112 bin 298 kişiye ulaştığı tespit edildi.Böylece yaşlılar, ülke nüfusunun yüzde 10,6″sını oluşturdu.Türkiye”de geçen yıl yaşlı kadın nüfusu 5 milyon 44 bin 927, yaşlı erkek nüfusu da 4 milyon 67 bin 371 olarak belirlendi.Yaşlı kadın nüfus, hem ülke genelinde hem de 81 ilde erkekleri geçti.Ülke genelinde 65 yaş ve üzerindekilere oranla yaşlı kadın nüfusunun en yüksek olduğu il, yüzde 58,1 ile Şırnak oldu. Bu ili, yüzde 58″le Hakkari ve yüzde 57,6″yla Batman izledi.Rize”deki yaşlı kadın nüfusunun, ildeki yaşlılara oranının yüzde 57,1 olduğu görülürken, İstanbul ve Siirt”te bu oran yüzde 56,8 olarak belirlendi.Verilere göre, yaşlı kadın ve erkek nüfusu farkının en fazla olduğu il, 177 bin 149 ile İstanbul olurken, bu kenti 73 bin 217 ile Ankara ve 69 bin 828 ile İzmir takip etti.Söz konusu farkın en az olduğu kent Ardahan olurken, bu ilde yaşlı kadın nüfusu erkekleri 756 kişi geçti.- İSTANBUL”UN YAŞLI NÜFUSU 65 İLDEN FAZLAİller yaşlı nüfus açısından kıyaslandığında İstanbul, 1 milyon 302 bin 793 kişiyle ilk sırada yer aldı. İstanbul”daki yaşlı nüfusun 739 bin 971″ini kadınlar, 562 bin 822″sini erkekler oluşturdu.İstanbul”un yaşlı nüfusu, aralarında Balıkesir, Muğla, Denizli, Sakarya, Eskişehir ve Trabzon”un da bulunduğu 65 ilin nüfusunu geride bıraktı.İstanbul”u, 610 bin 643 kişilik yaşlı nüfusuyla Ankara, 598 bin 4 yaşlıyla İzmir takip etti.Yaşlı nüfusun en az olduğu iller ise 10 bin 616 ile Bayburt, 12 bin 186 ile Hakkari ve 12 bin 735 ile Kilis olarak kayıtlara geçti.Geçen yıl itibarıyla Türkiye”de yaşlı nüfusu en fazla ve en az olan ilk 5 il şöyle:En fazlaİlYaşlı nüfusuErkekKadınİstanbul1.302.793562.822739.971Ankara610.643268.713341.930İzmir598.004264.088333.916Bursa351.288156.486194.802Antalya274.650127.156147.494En azİlYaşlı nüfusuErkekKadınTunceli14.7106.7357.975Ardahan13.5986.4217.177Kilis12.7355.7137.022Hakkari12.1865.1197.067Bayburt10.6164.8835.733
Source: Www.star.com.tr