Ece’yi ölüme bu sözler mi götürdü: ‘Tuvaletleri temizleyip kahveleri yapacaksın’
Gürel’in kendisine “Bana iş tanımımda olmayan işler yaptırmak istediler. ‘Tuvaletleri sen temizleyeceksin, kahveleri sen getirip götüreceksin’ dediler. Ayrılmam için kâğıt imzaladım” dediği öğrenildi. Yakın arkadaşının ifadesiyle birlikte, her ne kadar Gürel’in spiritüel olaylarla adı anılsa da ormana gitmesinin temel nedeninin işyerinde uğradığı “mobbing”, psikolojik taciz olduğu netleşmiş oldu. Peki, onun böylesi büyük bir üzüntü ve psikolojik sıkıntı yaşamasına sebep olan “mobbing” konusunda işverenleri sorgulandı mı? Onların bu olayda hiç mi suçları yok sizce?ALO 170’E BİNLERCE MOBBING ŞİKÂYETİ YAĞDIEmeklilikten tutun da işyerinde psikolojik taciz ve baskıya kadar çalışma hayatına dair her türlü soruya yanıt arayabileceğiniz, şikâyette bulunabileceğiniz “Çalışma Hayatı İletişim Merkezi Alo 170’e”, sadece 2024’te 18 milyondan fazla arama geldi. ALO 170’e kurulduğu 2011 yılından 2024 yılı Mart ayı sonuna kadar mobbing, psikolojik tacize uğradığı gerekçesi ile başvuru yapanların sayısı ise 145 bin 308 oldu.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, TBMM’de Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu’ndaki sunumunda, 13 yılda ALO 170 hattına başvuran kişilerin yüzde 93’ünün mobbing kapsamında psikologlardan destek aldığı ve arayanların yüzde 62.68’inin kamu, yüzde 76.77’sinin özel sektör çalışanı olduğunu söyledi. Bu arayanların yüzde 23.86’sı kadın, yüzde 28.21’i de erkek ve 29-33 yaş aralığında oldu.İŞYERİNDE MOBBING’E UĞRAMAK AĞIRINA GİTMİŞPeyzaj Mimarı Ece Gürel’in hayatını kaybettiği olayda polis, son olarak konuştuğu, İngiltere’de yaşayan Özge A.Ö.’nün ifadesine başvurdu. Arkadaşı, Gürel’in kaybolmadan önce moralinin bozuk olduğunu söyledi ve “Kaybolmadan 2 gün önce işyerinde kâğıt imzalatmışlar. Canı ona sıkkındı. ‘Bana iş tanımımda olmayan işler yaptırmak istediler. Tuvaletleri sen temizleyeceksin, kahveleri sen getirip götüreceksin’ dediler. Ayrılmam için kâğıt imzaladım” dedi. Ben kendisini teselli etmek istedim. Ama ailesinden de bu kâğıdı neden imzaladın diye üzerine gelenler olmuş. Haliyle kafası çok bozulmuştu. ‘Ormana gitmek, nefes almak istiyorum’ dedi” dedi. Peyzaj mimarı, entelektüel, genç bir kadın… Görev tanımında olmadığı halde, ofisin ‘ayak işleri’nin yaptırılmak istenmesi, kabul etmediği için de onca yıllık tazminatını bırakarak, kâğıt imzalatılması belli ki çok ağırına gitmiş. Bu konuda eşi de destek çıkmayınca nefes almak için soluğu Belgrad Ormanı’nda almış ve kaybolmuş.MOBBING ÇALIŞMA HAYATININ VEBASIDIRTürkiye’de yöneticilerin/ işverenlerin, çalışanlarına zulmetmeyi kendisinde hak gördüğü bir anlayış olduğunu söyleyen Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) Başkanı, eğitimci İsmail Akgün, “Mobbing çalışma hayatının vebasıdır” vurgusu ile şöyle devam ediyor: “Yerel yönetimler, akademi ve kamuda as-üst ilişkisi çok nettir. Bunun kökeni de usta- çırak ilişkisine dayanmaktadır. Genel olarak usta, çırağını eğitmekle görevlidir. Ancak bugün gelinen noktada, ‘ustalar’ çıraklarını eğitmek yerine özel işlerini yaptırmakta çoğunlukla. Zira kendilerine verilen yetkinin/ pozisyonun verdiği özgüven ve keyfiyet gibi bir durum içindeler. Liyakat, adalet kavramlarını unutmuş gibiler. Yöneticilerin çoğunun nasıl yönetici olunacağı konusunda ne bir bilgisi ne de eğitimi var.”PARASINI BEN VERİYORUM ZİHNİYETİ“Özel sektörde ise genellikle, ‘Parasını ben veriyorum, istediğim gibi çalışacaklar. Çalışmıyorlarsa da atarım’ mantığı ile hareket etmekte işveren. Biat kültürü hâkim. Sorgusuz, sualsiz itaatin ve hatta yalakalığın ödüllendirildiği bir sistem ve bu sisteme uymayanların tehdit sayıldığı yeni bir çalışma anlayışı var. Haliyle bu yaklaşımlar mobbinge dayalı onlarca sorun yaratmakta.”ÇALIŞAN ŞİKÂYETTEN ÇEKİNİYOR“Toplum da mobbingi normalleştirmiş durumda, ‘Her işyerinde olur böyle şeyler’ gibi bir bakış açısı var. Bu çok tehlikeli. Yanı sıra iş mahkemeleri çok uzun. Ciddi maddi- manevi bir külfeti var. Çoğu çalışan bunu ‘boş bir çaba’ olarak görüyor. Geçim derdi ve işsizlik var. Bu sebeplerle yapılanı sineye çekme eğilimi yüksek. Bu da beraberinde ağır psikolojik sorunlar getirebiliyor. Ece Gürel tam olarak ne yaşadı bilmemiz mümkün değil ancak iddia edildiği gibi tazminatsız işten çıkarmaya varan bir mobbing yaşanmış, ailesi de bu sebeple ona tavır almışsa, psikolojik çöküntü içinde olması olası. Daha önce de söyledim; işveren ve yöneticilerin böyle hassas bir konuda eğitim- rehabilitasyonunu da kapsayan, mobbingin sınırlarının net olarak çizildiği, cezai yaptırımların da olduğu bir ‘mobbing’ yasasına acil ihtiyaç var.”DAYANACAK GÜCÜM KALMAMIŞTI9 yıldır çalıştığı emlak şirketinden, 6 ay önce, tazminat almadan, kendi isteğiyle ayrılan Aynur Kürle anlatıyor: “Yönetici asistanı olarak görev yapıyordum. 5 yıl önce yöneticimiz değişti. Yeni gelen bu kadın yönetici, herkesin içinde benim tembel olduğumu, hiçbir işe yaramadığımı söyleyen sözler sarf ediyordu. Beni kendisine rakip bellemişti. Hiç karşılık verdim. Saygımdan sustum, iş aramak zor geldi sustum, ‘beni tanıyınca değişir’ dedim sustum, arkadaşlarım, ‘Aman’ dedi, ‘muhatap olma.’ Ben sustukça, o bana diş geçirmeye çalıştı. Kendimi ona beğendirmek, yeterli olduğumu ispatlamak gibi bir kafaya girmiştim. Ama ne yapsam ya hakaret ediyor ya bağırıyordu. Saçlarım döküldü, kalp sorunları yaşadım. ‘Verin paramı gideyim’ diyordum ama asla yanaşmıyordu. Görevim olmadığı halde bir e-postayı atmadığım ve şirkete bu sebeple ceza kesildiği için, cezayı tazminatıma sayarak, beni istifaya zorladı. Zaten dayanacak gücüm kalmamıştı, kabul ettim. Çok şükür ailem destek oldu da daha iyiyim şimdi. Ama çalışma hayatına yeniden döner miyim inanın bilmiyorum.”
Source: Fulya Soybaş
Kan şekeri düşüşüne karşı bu besinleri tüketin
Oruç süresince uzun saatler boyunca aç kalmak, kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olabilir. Bu durum, özellikle iftar sonrası yorgunluk, halsizlik ve sindirim problemlerine yol açabilir. Uzmanlar, Ramazan’da doğru besin seçimleriyle bu etkilerin en aza indirilebileceğini belirtiyor. Beslenme Danışmanı Emine Uluçay, glisemik indeksi düşük besin tüketiminin Ramazan ayının daha rahat geçmesini sağlayacağını ifade etti.
Glisemik indeksi düşük besinler açlık krizlerini önlüyor
Emine Uluçay, “Glisemik indeks, bir besinin kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini gösteren önemli bir kriterdir. Yüksek glisemik indeksli besinler, kan şekerinin hızla yükselip ardından ani düşüş yaşamasına neden olarak açlık krizlerine, halsizliğe ve dikkat dağınıklığına yol açabilir.” dedi.
Sahur ve iftar sofralarında düşük glisemik indeksli, lif oranı yüksek besinlere yer vermenin önemine vurgu yapan Uluçay, “Bu besinler, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olarak gün boyunca enerjinin korunmasını sağlar. Özellikle bulgur gibi kompleks karbonhidratlar, uzun süre tok kalmaya destek olur ve sindirim sağlığını olumlu yönde etkiler” dedi.
“Bulgurun prebiyotik etkisi, sindirim sorunlarının önüne geçmeye yardımcı olabilir”
Özellikle kompleks karbonhidratlar açısından zengin olan bulgurun, Ramazan ayında sıklıkla rastlanan hazımsızlık problemini de önleyeceğini belirten Uluçay, “Bulgur, aynı zamanda sindirim sistemi sağlığını destekleyen prebiyotik etkisiyle, bağırsaktaki yararlı bakterileri besler ve Ramazan boyunca yaşanabilecek sindirim sorunlarının önüne geçmeye yardımcı olabilir” diye konuştu.
Vitamin ve mineral yönünden zengin bulgur, enerji düşüklüğünü azaltıyor
Uluçay, Ramazan’da hem beslenme hem uyku düzeninin değişmesi nedeniyle hissedilecek yorgunluğa dikkati çekti.
Tüketilecek besinlerin içeriklerinin vitamin ve mineral yönünden zengin olmasının önemini vurgulayan Uluçay, “Bulgur, B1, B6, folik asit vitaminleri ve demir, çinko, fosfor ve magnezyum mineralleri yönünden zengin bir kaynaktır. Bulgur gibi besinlerin içeriğindeki vitamin ve mineraller, gün boyunca oluşabilecek enerji düşüklüğünü azaltarak yorgunluk hissinin azalmasına yardımcı olur. Bulgur; et, tavuk, kuru baklagiller ve yoğurt gibi besinlerle dengeli bir şekilde tüketildiğinde, Ramazan boyunca sağlıklı ve besleyici bir alternatif sunar” ifadelerini kullandı.
Ramazan’da sağlıklı ve dengeli beslenme planı oluşturun
Ramazan boyunca sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı oluşturmanın fiziksel sağlığı korumanın yanı sıra gün boyu enerjiyi yüksek tutmak için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Uluçay, ayrıca iftardan sahura kadar bol sıvı alınması gerektiğinin de altını çizdi.
Uluçay, “İftarda içilen çorba sonrası verilecek beş dakikalık ara, sahura kadar bol su tüketimi ve kan şekerini dengeleyecek besinlerin öğünlere eklenmesi gibi eylemler Ramazan ayını daha rahat geçirmeye yardımcı olacaktır” dedi.
Source: Anka
Tatlıyı iftardan en az 2 saat sonra tüketin
Ramazanda sağlıklı beslenmek için yemek seçimi ve yemek süresine dikkat edilmesi gerektiğini işaret eden Dyt. Seda Nasuhbeyoğlu, vücudun iftara kadar uzun süre aç kalması nedeniyle, kan şekerinde düşme yaşanmasının doğurabileceği risklere ve tatlı tüketiminde dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çekti. Ramazanda uzun saatler aç kalınacağı için oluşacak kan şekeri düşüklüğü sebebiyle tatlı krizleri yaşanabileceğinin altını çizen Diyetisyen Seda Nasuhbeyoğlu, Şeker hastalığınız yoksa haftada 2 porsiyonla sınırlı kalacak şekilde sütlü tatlılar tercih edilebilir. Ramazan ayında tatlı tüketmek istiyorsanız, diyet programınızdan 1 su bardağı süt, 1 dilim ekmek, 1 orta boy meyve hakkınızı eksilterek; haftada bir gün, 1 porsiyon sütlü bir tatlı, 1 porsiyon meyve tatlısı veya 1 porsiyon güllaç tüketebilirsiniz ifadelerini kullandı. Tatlı tüketiminde göz önünde bulundurulması gereken en önemli noktanın hazır satın almaktansa evde kendimizin yaptığı, içeriğini bildiğimiz sütlü tatlıların tercih edilmesi olduğunu vurgulayan Nasuhbeyoğlu, İftarda aşırı şerbetli, yağda kızartılan hamur tatlılarından uzak durulmalıdır. İftar sırasında veya hemen sonrasında tatlı tüketimi, sindirim problemlerine ve kan şekeri bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle iftardan en az 2 saat sonra tüketilmesi daha doğru olacaktır diye konuştu. Ramazan’da hangi tatlıların tüketilmesinin uygun olacağı hakkında açıklamalarda bulunan Dyt. Nasuhbeyoğlu, şunları söyledi: Ramazanda sütlaç, güllaç, muhallebi ve dondurma gibi sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Böylece enerjisi düşük, protein, kalsiyum ve fosfor içeriği yüksek beslenilmiş olur. Meyve ve sütün birleştiği tatlılar, taze mevsim meyveleriyle hazırlanan kompostolar ve kuru incir, kayısı, hurma, üzüm gibi kuru meyvelerle yapılan hoşaflar tatlı tüketiminde en doğru seçenek olacaktır. Meyvelerle hazırlanan tatlıların tercih edilmesi ayrıca günlük posa ihtiyacına da katkı sağlayacaktır.
Source: Hurriyet.com.tr
Sürekli burnunu karıştıran adam, yüz atardamarının yırtılmasıyla acil ameliyata alındı
Çin”in Şensi eyaletinin Xianyang şehrinde akıllara durgunluk verecek bir olay yaşandı. İsmi açıklanmayan ve sürekli burnunu karıştıran bir adam, yüz atardamarının yırtılmasıyla acil ameliyata alındı. Adamın eşi yaşadıklarını video kaydına alarak, burnunu karıştıranları uyarmak amacıyla sosyal medya hesabından paylaştı. BURNU KANAMAYA BAŞLADI Karısı, adamın sürekli burnunu karıştırmayı sevdiğini, ayakta, otururken veya yatakta uzanırken her zaman bir parmağıyla burnunu karıştırdığını söyledi. Adamın burun karıştırma merakı başını yaktı. Adam burnunu karıştırırken durdurulamayan ciddi bir burun kanaması yaşadı. ACİL AMELİYATA ALINDI Oddity Central”de yer alan habere göre; çift, kanamanın önünü alamayınca hastaneye gitti. Doktorlar yırtık atardamar teşhisi koyarak adamı acil ameliyata adlı. Adamın eşi, tüm hastane deneyimini kayda aldı. Eşinin yaşadığı durumu tiye alan kadın, “Tatlım, neden burnunu karıştırmıyorsun? Kalk ve tekrar karıştır.” dediği videoyu sosyal medyada yayınladı. UZMANLAR UYARDI Uzmanlar, burun karıştırmanın ciddi enfeksiyon riski taşıdığını ancak alışkanlık haline geldiğinde burun mukozasına zarar vermek gibi daha büyük sorunlara yol açabileceğini, yukarıda anlatılan gibi aşırı durumlarda ise burun boşluğundaki kan damarlarına veya dokulara zarar verebileceğini, hatta atardamar yırtılmasına bile yol açabileceğini söyledi.
Source: Çağla Taşçı
Emekli profesör sadece Antalya”da yetişen bir bitki keşfetti: Buzul sığınağı olduğu ortaya çıktı
Antalya”nın Akseki ilçesinde keşfedilen endemik bitki türü, bilim dünyasına tanıtıldı.
Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi”nden emekli Prof. Dr. Ahmet Duran tarafından keşfedilen endemik bitkiyle ilgili makale, uluslararası bilim dergisi Phytotaxa”da yayımlandı.
“NESLİ ÇOK YÜKSEK TEHDİT ALTINDA”
Yeni keşfettiği bitkinin Hanımeligiller familyası, Pelemir cinsinden, Türkçe adının “Efe pelemiri”, bilimsel adının ise “Cephalaria suleyman-uysalii” olduğunu belirten Prof. Dr. Duran, “Yeni keşfettiğimiz bu bitki çok dar bir alanda yetişmekte olup, tespit edilen birey sayısı 130 civarında. Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) kriterlerine göre CR kategorinde yer alır ve nesli çok yüksek tehdit altında. Öncelikli olarak korunması gereken bitkilerden biri” dedi.
TÜRKİYE”DEKİ ENDEMİK TÜR SAYISI 3 BİN 500
Türkiye”de yetişen 12 bin civarındaki bitki türünden 3 bin 500″ünün endemik olduğunu açıklayan Prof. Dr. Ahmet Duran, “Antalya”da bilinen endemik tür sayısı 705. Dünyada yalnızca Antalya”da bilinen endemik bitki türü sayısı 249″dur. Bu bitkilerden 75″i CR kategorisinde ve nesli çok yüksek tehdit altında. IUCN kriterlerine göre bu türler öncelikli korunması gereken bitkilerdendir” diye konuştu.
BUZUL DEVRİ BİTKİLERİN ALANI
Geniş kapsamlı bilimsel çalışmalara göre Akseki çevresi Torosların, Türkiye”deki 6 büyük buzul sığınağından biri olduğunu belirten Prof. Dr. Duran, “Alanın topoğrafik ve biyoiklimsel özellikleri buzul devri sığınmacı (glacial refuge) bitkilerin korunaklı bir alanıdır. Bütün buzul sığınaklarının genel özelliği, önemli bir türleşme merkezi ve çok sayıda endemik tür içermesidir. Havza bir buzul sığınağı olduğu için aynı zamanda bir “Genetik Rezerv Alanı” özelliklerine sahiptir” dedi.
AKSEKİ”NİN 23″ÜNCÜ ENDEMİK TÜRÜ
Akseki”de bilinen endemik bitki sayısının 318 olduğunu, bunlardan 28″inin IUCN kriterlerine göre nesli çok yüksek tehdit altında CR kategorisinde yer aldığını dile getiren Prof. Dr. Ahmet Duran, şu bilgileri verdi:
“Yalnızca Akseki”den bilinen endemik tür sayısı ise 23″tür. Akseki”den bugüne kadar 11 bitkiyi keşfederek bilim dünyasına tanıttım ve dünya literatüre geçti. Pelemir türleri halk arasında ateş düşürücü, iltihap giderici ve sakinleştirici olarak kullanılır. Son yıllarda pelemir bitkilerinde tespit edilen saponin türü bileşiklerin, kansere karşı ilaçlardan daha aktif olduğu tespit edildi. Bazı pelemir türlerinden elde edilen yağ, ülkemizde 70″li yıllara kadar yemeklik olarak kullanılmıştır. Yüzde 7-8 oranında epoksi asit içermesi nedeniyle yemeklik olarak kullanılmasının uygun olmadığı anlaşılmıştır. Günümüzde pelemir yağı daha çok sabun ve deri sanayisinde kullanılmaktadır. Ayrıca pelemir yağı düşük oranlarda buğday ununa katılarak, ekmeğin bayatlaması geciktirilmekte ve hamurun daha iyi kabartılması sağlanmaktadır”
FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENİNE VEFA
Yeni keşfedilen pelemir türün zehirli olmadığını belirten Prof. Dr. Duran, şöyle devam etti:
“Öbekler halinde yetişir ve çiçekli döneminde gösterişlidir. Bu bitkinin kimyasal özelliklerini eczacılık fakültesinden meslektaşlarımızla araştıracağız. İlaç ve gıda sektöründe kullanımıyla ilgili net bilgileri ancak o zaman verebileceğiz. Fen Bilgisi Öğretmeni Süleyman Uysal Bey Aksekilidir. Doğayı ve bitkileri çok seven, boş zamanlarında sürekli doğada gezen, gördüğü ilginç bitkileri fotoğraflayan biridir. Süleyman Bey önce yeni keşfettiğimiz bitkinin fotoğraflarını bana gönderdi. Fotoğraflara göre bitki çok ilginçti ve daha önce böyle bir bitki görmemiştim. Süleyman Bey, bir hafta sonra araziden topladığı bitki örneğini kargoyla bana gönderdi. Kapsamlı laboratuvar ve literatür araştırması sonucunda örneklerin pelemir cinsinden, keşfedilmemiş bir bitki olduğunu anladım. 2024 yılı yaz döneminde, Süleyman Uysal Bey ile Akseki, Pınarbaşı Yaylası’na araştırma gezisi gerçekleştirdik. Arazi gözlemleri, bitkinin popülasyon büyüklüğü, ekolojik bilgileri, alanın ve bitkinin doğal fotoğrafları, bitki örneklerinin toplanması, GPS kayıtlarının yazılması gibi verileri topladık. Süleyman Uysal Bey’in bu değerli katkılarından dolayı bitkiye onun adını verdim. Sonrasında ise morfolojik ve mikroskobik çalışmalarla bu bitkinin makalesini hazırladık. 3 Mart 2025 tarihinde dünyanın en büyük botanik dergisinde basılarak dünya literatürüne geçmiş oldu”
Source:
Türkiye”nin en sağlıklı illeri açıklandı! İlk sırada yer alan şehir şaşırttı…
İller bazında ortalama yaşam süreleri ve en uzun ömürlü şehirler… ADANA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,1 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,6 Ortalama: 78,3 BURSA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,2 ÇANAKKALE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,9 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,6 Ortalama: 78,7 ERZİNCAN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,9 Ortalama: 79,6 ADIYAMAN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,5 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,9 Ortalama: 77,7 ÇANKIRI Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,2 Ortalama: 77,8 ÇORUM Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,2 Ortalama: 78,8 DENİZLİ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,7 Ortalama: 78,5 AFYONKARAHİSAR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,7 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,9 Ortalama: 79,3 DİYARBAKIR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,5 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,5 EDİRNE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,8 Ortalama: 77,9 ELAZIĞ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,11 Ortalama: 78,7 AĞRI Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 79.6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,1 Ortalama: 76,8 ERZURUM Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 79,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,4 Ortalama: 77,6 ESKİŞEHİR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,8 Ortalama: 78,5 GAZİANTEP Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 79,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 73,8 Ortalama: 78,5 AMASYA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,3 Ortalama: 79,0 GİRESUN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 83,5 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,6 Ortalama: 80,0 GÜMÜŞHANE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 83,5 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 78,1 Ortalama: 80,8 HAKKARİ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,1 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,3 Ortalama: 77,2 ANKARA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,5 Ortalama: 79,3 HATAY Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,4 Ortalama: 77,7 ISPARTA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,5 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,4 Ortalama: 78,7 MERSİN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,3 Ortalama: 78,9 ANTALYA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 77,3 Ortalama: 79,7 İSTANBUL Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,2 Ortalama: 79,1 İZMİR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,0 Ortalama: 79,0 KARS Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,1 Ortalama: 77,8 ARTVİN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 77,3 Ortalama: 79,7 KASTAMONU Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,2 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,0 Ortalama: 78,0 KAYSERİ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,9 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,7 Ortalama: 78,2 KIRKLARELİ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,9 Ortalama: 78,0 AYDIN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,6 KIRŞEHİR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,9 Ortalama: 77,8 KOCAELİ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,1 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,8 Ortalama: 78,4 KONYA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,1 KÜTAHYA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 79,9 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,0 Ortalama: 77,5 BALIKESİR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,6 MALATYA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,2 Ortalama: 79,0 MANİSA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,5 Ortalama: 77,4 KAHRAMANMARAŞ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,6 Ortalama: 78,9 MARDİN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,7 Ortalama: 79,3 BİLECİK Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,2 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,6 MUĞLA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 84,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 77,7 Ortalama: 80,7 MUŞ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,4 Ortalama: 78,0 NEVŞEHİR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,0 Ortalama: 77,9 NİĞDE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,4 Ortalama: 78,3 BİNGÖL Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,1 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,5 Ortalama: 79,2 BİTLİS Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,8 Ortalama: 77,8 BOLU Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 77,0 Ortalama: 79,5 BURDUR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,0 Ortalama: 79,1 ORDU Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 83,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 77,2 Ortalama: 80,0 RİZE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 83,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 79,4 SAKARYA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,7 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,2 Ortalama: 77,9 SAMSUN Kadınlarda ortalama yaşam süresi:81,7 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,6 SİİRT Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,7 Ortalama: 78,0 SİNOP Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,7 Ortalama: 78,6 SİVAS Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,2 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,9 Ortalama: 78,5 TEKİRDAĞ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,0 Ortalama: 77,8 TOKAT Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,7 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,1 TRABZON Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 83,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,8 Ortalama: 80,3 TUNCELİ Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 84,1 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 77,0 Ortalama: 80,3 ŞANLIURFA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,5 Ortalama: 77,6 UŞAK Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 79,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,9 Ortalama: 77,1 VAN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 79,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,9 Ortalama: 77,1 YOZGAT Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,7 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,8 Ortalama: 77,7 ZONGULDAK Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,2 AKSARAY Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,5 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,5 Ortalama: 78,5 BAYBURT Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 77,0 Ortalama: 79,2 KARAMAN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,6 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,0 Ortalama: 78,8 KIRIKKALE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,2 Ortalama: 77,9 BATMAN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,5 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,4 Ortalama: 78,5 ŞIRNAK Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,4 Ortalama: 78,3 BARTIN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,4 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,7 Ortalama: 78,5 ARDAHAN Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,9 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 74,8 Ortalama: 77,6 IĞDIR Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,4 Ortalama: 79,1 YALOVA Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,3 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,3 Ortalama: 79,2 KARABÜK Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 82,0 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,2 Ortalama: 79,1 KİLİS Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 78,8 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 73,5 Ortalama: 76,1 OSMANİYE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 80,9 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 76,1 Ortalama: 78,5 DÜZCE Kadınlarda ortalama yaşam süresi: 81,1 Erkeklerde ortalama yaşam süresi: 75,2 Ortalama: 78,0
Source: Sabah
Hastaneye kaldırılan Mutlu Kaya”nın son hali
Katıldığı ses yarışmasıyla tanınan ve eski erkek arkadaşı tarafından uğradığı silahlı saldırı sonrası zorlu bir tedavi süreci geçiren Mutlu Kaya, geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırıldı. Sevenlerini endişelendiren bu gelişmenin ardından Kaya, sağlık durumu hakkında açıklama yaptı. SEVENLERİNİ ENDİŞELENDİRDİ Yaşadığı ağır saldırının ardından uzun süre fizik tedavi gören ve büyük bir azimle hayata tutunan Mutlu Kaya, dokuz yıl sonra çıkardığı yeni şarkısıyla yeniden sahnelere dönmenin mutluluğunu yaşıyordu. Ancak son günlerde hastaneye kaldırıldığı haberleri, hayranlarını korkuttu. SAĞLIK DURUMU HAKKINDA AÇIKLAMA Mutlu Kaya”nın kardeşi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kız kardeşim Mutlu hastaneye kaldırıldı, dualarınızı bekliyoruz” ifadelerine yer verdi. Bu paylaşımın ardından Kaya”nın sağlık durumu merak konusu oldu. SON HALİ ORTAYA ÇIKTI Hastanede tedavi gören Kaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla “Canım arkadaşlarım, beni çok merak etmişsiniz. Az önce mesajlarınızı tek tek okudum. Dualarınız için hepinize teşekkür ederim. Çok şükür daha iyiyim” ifadelerini kullandı. Uzun süredir paylaşım yapmayan Mutlu Kaya”nın hastanedeki son hali de ortaya çıktı. Sevenleri, genç şarkıcının iyiye gittiğini öğrenmenin rahatlığını yaşadı.
Source: Abdullah Karlıdağ