İstanbul tam bir aşk ve mücadele şehri
◊ Türkiye’ye hoş geldin. Normalde röportaj vermediğini biliyorum. Beni kırmadığın için teşekkür ederim.- Sevgili Yelda, ben duygularımı konuşarak değil şarkı söyleyerek anlatmayı tercih ediyorum. Beni Dr. Alban yazılı lahmacun ve çiğköfteyle karşıladın. Bana göre sen çılgın ve eğlenceli bir psikologsun. Buradan keyifli ve çılgın bir sohbet olacağını anladım. Asıl ben bu özel karşılamandan dolayı sana teşekkür ederim.◊ Yıllar sonra Türkiye’ye geldin. Seni İstanbul’a getiren sebep nedir?- Ben şarkılarımda toplumsal mesajlar vermeyi seviyorum. Beni Türkiye’ye gelmeye ikna eden isim, yazar ve sunucu Kıvılcım Kalay ile oldu. Onun sosyal farkındalık projesi olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde çıkacak şarkısının stüdyo çalışmasının hazırlıkları için geldim.Fotoğraf: Sezer Tez -Tuğçe Şen / Mekân: İstanbul Marriot Hotel Şişli◊ İstanbul’da en çok neyi sevdin?- İstanbul bana göre tam bir aşk ve mücadele şehri. İnsanları çok misafirperver ve herkes çok mücadeleci. Zaten bu mücadeleyi gördüğüm ve şarkılarımla bir parça da olsa katkım olsun diye geldim.◊ En çok hangi yemeğimizi beğendin?- İstanbul’a geldiğimde yabancılık çekmiyorum. Çünkü ben kendi ülkemde de pilav yemeden uyuyamam, o yüzden bol bol kuru fasulye ve pilav yedim. Bir de lahmacun ve çiğköftenize bayıldım.SANATÇI ŞARKILARIYLA TOPLUMSAL MESAJ VERMELİ◊ Türk müziğini ve sanatçılarını nasıl buluyorsun?- Türk sanatçı arkadaşlarımızın yaptığı şarkılara baktığımda genellikle aşk ve yalnızlık üzerine olduğunu görüyorum. Bana göre yapılan şarkılar biraz daha toplumsal mesaj vermeli!◊ Türkiye için sağlıklı ve kaliteli yaşam üzerine “No Haşhaş” gibi bir şarkı yapsaydın toplumsal mesajı nasıl olurdu?- No şeker, bol vitamin, sağlığımıza dikkat edelim! Bol kahkaha, bol vitamin. Bu hayat bir hediye, kıymet bilelim.◊ Sağlığına nasıl dikkat ediyorsun, sahneye çıkarken özel olarak yaptığın bir şey var mı?- 68 yaşındayım haftada en az 2 gün fitness yapıyorum. Sahneye çıkarken de özel bir şey yapmıyorum sadece su içiyorum. Hayatımda içki ve sigara hiç kullanmadım. Aldığım özel bir vitamin ve mineral de yok. En büyük vitaminim seyircilerimin alkışları mineral de şarkılarımın hep bir ağızdan söylenmesi!DİŞ HEKİMLİĞİ İÇİMDE UKTE KALDI◊ Sana niye Dr. Alban diyorlar?- Ben 10 çocuklu bir ailede büyüdüm. Babam da bir diş doktoruydu. Ben de babamın yolundan ilerlemek istedim. İsveç’te diş hekimliği okumaya başladım. Fakat maddi durumum okumak için yeterli değildi. Okumak için paraya ihtiyacım vardı ve ben de DJ’lik yapmaya başladım. Sahneye çıkarken aynı zaman da diş hekimliği okuduğum için bana Dr. Alban dediler. Bu isim öyle de kaldı.◊ Peki DJ’lik yaparken efsanevi bir pop star nasıl oldun?- 23 yaşında İsveç’e gittim. Okul masraflarını karşılamak Stockholm’de bir gece kulübünde Dj’lik yaparken 1990 yılında İsveçli bir DJ olan Denniz Pop ile tanıştım. Denniz ve Rap-Queen Leila’nın desteğiyle Dr. Alban sahne ismi ile “Hello Africa” albüm ve şarkısı yayınlandı ve şarkılar tüm dünyada ses getirdi. Maddi imkânsızlık bana şöhret kapısını araladı, pop star oldum ama diş hekimliği içimde hep ukte olarak kaldı.◊ Madem diş hekimliği içinde ukte kaldı, o zaman bir sürprizimiz var. Bu dişçi önlüğü ve diş maketi hediyemiz olsun.- Harika! Bu önlük, bu diş maketi beni o eski mücadele ettiğim günlerime götürdü. Gerçekten sanat hayatımda ilk kez böyle benim için özel hazırlanan bir röportaj yaptım. Çok teşekkür ederim. Bu arada resmen doktorculuk oynadık, dişlerine de baktım gayet sağlıklı gözüküyor. İyi baktığın belli, aferin sana.Türk kadınlarını çok çekici buluyorum◊ Meslek hayatında hep başarılara imza atmış biri olarak özel hayatında bu başarıyı devam ettiriyor musun?- Eşimden yeni ayrıldım, iki kızım var. Hayat mücadelesi ve mesleğime olan tutkumdan dolayı elimden geleni de yapmış olsam bir müzisyenle evlilik gerçekten zor. Çünkü ya sürekli stüdyodasın ya da yurtdışında konserlerde! Özel gün yok, özel hayat yok! Ama aşka kapılarımı kapamış değilim.◊ Dr. Alban’ı nasıl bir kadın etkiler?- Akıllı, kendinden emin ve sempatik! Benim için enerji çok önemli, bu anlamda Türk kadınlarını çok çekici buluyorum. Farklı bir auranız var.◊ Türk kadının en çok sana neyi çekici geliyor?- Enerjiniz güzel, sempatiksiniz ve anaç bir yapınız var. Ailesine kol kanat geren, mücadeleci, ayakları üzerinde duran yapınız ve tükenmeyen enerjiniz bana çok çekici geliyor.Galatasaray’da oynayan Osimhen’e hayranım◊ Doktor olmak istedin ama efsanevi bir rap doktoru, pop star oldun. Peki müzikle uğraşmasaydın başka hangi mesleği yapmak isterdin?- Müzikle uğraşmasam Nijeryalı efsanevi bir futbolcu Osimhen gibi adımı futbol tarihinde altın harflerle yazdırmak isterdim. Ona bakınca kendimi görüyorum. Onun aklına, hızına, azmine ve başarısına hayranım.
Source: Yelda Başaran
Harvard uzmanları tek bir mucizevi meyveye işaret etti: Kanserle savaşıyor
Besin değerleri ve sağlık yaraları ile gündelik hayatta sıklıkla tükettiğimiz meyveler sağlıklı beslenmenin de anahtarıdır. Çoğu kişi tarafından bilinen “Günde bir elma doktoru uzak tutar” sözü sağlıklı beslenmenin önemini vurgularken, uzmanlar bir meyve seçtiler ki bu meyve iyileştirici özellikleri ile oldukça dikkat çekiyor.
Tıp bilimcisi ve Harvard mezunu olan Dr. William W Li, MD, resmi web sitesinde kivi meyvesinin sağlık üzerindeki olağanüstü faydalarına değindi. Dr. Li”ye göre kivi, sindirim sistemimize önemli yararlar sağlarken, mikrobiyomumuzu iyileştiriyor ve glikoz ile lipid metabolizmasında olumlu etkiler yaratıyor.
KİVİ, DNA”NIZI NASIL KORUR?
Dr. Li, kivi meyvesinin DNA onarımındaki rolüne değinirken, bu özelliğin kanser gibi hastalıklarla mücadelede yardımcı olabileceğini belirtti. Kivi, yüksek miktarda C vitamini, klorojenik asit ve kinik asit içeriyor, bu da antioksidan özellikleri ile DNA”ya zarar veren serbest radikalleri nötralize etmesini sağlıyor.
İskoçya’daki Rowett Araştırma Enstitüsü”nde yapılan bir araştırma, kivi tüketiminin DNA hasarını azaltma kapasitesini inceledi. Araştırmaya katılan gönüllülere günlük bir, iki ya da üç kivi verildi. Sonuçlar, kivi tüketiminin DNA hasarını yüzde 60 oranında azalttığını gösterdi. Üç kivi tüketenlerin ise DNA onarımında yüzde 66″lık bir artış yaşadığı belirlendi.
DNA HASARI NEDİR VE NEDEN ZARARLIDIR?
DNA hasarı, çevresel etkenler ve serbest radikaller tarafından tetiklenebilir ve bu hasar hücrelerin sağlıklı bir şekilde bölünmesini engeller zaman içerisinde de kanser gibi hastalıkların gelişmesine yol açabilir. Örneğin, aşırı UV ışınları, cilt hücrelerinde DNA hasarına neden olabilir ve bu da cilt kanserine yol açabilir. Kivi, serbest radikalleri nötralize ederek bu tür hasarları önlemeye yardımcı olabilir.
Source: Derleyen: Özge Sivas
Diş fırçasıyla yapılan iğrenç hata! Bakteri yuvasına dönüyor
Günde en az 2 kere kullandığınız bir ürün olan diş fırçasını nasıl saklıyorsunuz? Singapur”da yaşayan doktor Dr. Samuel Choudhury, çoğumuzun diş fırçalarıyla ilgili yapmaya devam ettiği iğrenç hatayı ortaya koydu.
DİŞ FIRCASINI BURADAN UZAN TUTUN!
Uzmanlara göre, pek çok kişi hâlâ diş fırçasını tuvaletin yanında saklıyor. Bu pratik bir yöntem gibi görünse de, diş fırçanızı dışkıdan bakteriye ve virüslere kadar her şeye maruz bırakabilir. Dr. Samuel durumu şöyle izah ediyor:
“Tuvaleti sifonu çekmenin bakterileri 1,8 metre havaya fırlatabileceğini biliyor muydunuz? Diş fırçanız tuvaletin yanında duruyorsa, sadece diş macunuyla değil başka şeylerle de dişlerinizi fırçalıyor olabilirsiniz!”
KAPALI KAPTA SAKLAMAYIN
Yapılan araştırmalar, diş fırçasını kapalı bir kapta saklamanın bakteri yükünü artırdığını, çünkü bakterilerin üremesi için çok uygun bir ortam sağladığını gösteriyor. Dr. Choudhury diş fırçanızı temiz ve güvenli tutmanın kolay yollarını şöyle sıraladı:
“Birincisi, onları her zaman dik tutun ki su düzgün bir şekilde akıp gitsin. İki, diş fırçanızı veya başlığını üç-dört ayda bir değiştirin. Üç, diş fırçasını klozetten uzak tutun ve sifonu çekerken klozet kapağını kapalı tutmaya çalışın. Mümkün olduğunca tuvaletten uzak, iyi havalandırılan bir alanda tutmaya çalışın ki kurusun”
Source: Haber Merkezi