Sağlık ve Wellness Gündemi – 22 Aralık 2024

İki arada bir derede çelişkili günler yaşayacağız

Jüpiter ile Satürn arasındaki kare açı bu hafta gelişmek istediğimiz alanlarda bize sorumluluklarımızı hatırlatacak. Çelişkili duygular bize eşlik edecek ve etkisini tüm hafta boyunca hissedeceğiz. Hem hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemek için arzu duyacağız hem de kısıtlanma duygusu yakamızı hiç bırakmayacak. Bu yüzden büyük kararlar almakta zorlanabiliriz.Bugün Ay 16.25 ile 22.07 arasında Başak burcunda boşlukta olacak, önemli işlere başlamak için de uygun değil. 22.07 itibariyle Ay, Terazi burcuna geçecek. İlişkilerde denge ve uyum arayacağız. Günün ilk yarısında detaylara takılabilir, ikinci yarısındaysa sosyal ilişkilerimize daha fazla odaklanabiliriz. Estetik ve güzellikle ilgili konularla ilgilenmek için de güzel bir akşam olacak.Yarın Ay, Terazi burcunda seyahat ederek ilişkilerimizde uyum ve denge arayışını vurgulayacak. Jüpiter ile Satürn arasındaki kare açı genişlemek istediğimiz alanlarda sorumluluklarımızı hatırlatıyor. Hem ilerleme arzusu hem de kısıtlanma duygusu aynı anda etkili olabilir. Bu yüzden karar almakta zorlanabiliriz. Bu gergin atmosfer 10 gün boyunca etkili olacak ve sabırla ilerlememiz gerekecek.Salı Ay, Terazi burcundaki yolculuğuna devam edecek ve günün ikinci yarısında boşluğa girecek. Bu süreçte belirsizlik hissedebiliriz. Venüs ile Şiron arasında sekstil açı oluşacak. Bu da bize ilişkilerimizde şifa bulma, duygusal yaralarımızı onarma fırsatı sunacak. Bu iki günlük etki, sevgi alışverişlerimizde birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlayacak. Kırgınlıklarımızı, hassasiyetlerimizi rahatça dile getirebilir, daha anlayışlı olabiliriz.Çarşamba Ay sabah saatlerinde Akrep burcuna geçerek duygusal derinliği arttırıyor. Merkür ile Jüpiter karşı karşıya gelecek ve bu bizim abartılı tepkiler vermemize, gereksiz gerginlik yaşamamıza neden olabilir. 3 gün sürecek bu dönemde sözlerimizi dikkatli seçmeli, aşırı iyimserlikten veya eleştirel tutumdan kaçınmalıyız. İletişim kanallarımızı net, dürüst ama ölçülü bir şekilde kullanmaya özen göstermeliyiz.Perşembe Ay tüm gün Akrep burcunda olacak, duygularımız derinleşebilir, sezgilerimiz güçlenebilir. Merkür ile Satürn arasındaki kare açı iletişimde sorumluluk duygusunu, ciddiyeti ve kimi zaman kısıtlanmayı ön plana çıkaracak. Bu 3 günlük etkiyle düşüncelerimizi netleştirme, planlarımızı gözden geçirme ihtiyacı hissedebiliriz. Gereksiz laf kalabalığından kaçınıp disiplinli bir iletişim tarzı benimsemek faydalı olacak.Cuma Ay öğleden sonra Akrep’te boşlukta olacak. Ardından Yay burcuna geçerek enerjimizi daha iyimser bir hale getirecek. Venüs ile Uranüs arasındaki kare açı ilişkilerde beklenmedik gelişmeleri, özgürleşme ihtiyacını veya ani değişim rüzgârını getirebilir. Bu dönemde sabit kalıpları kırarak yeniliklere açık olmak ancak ani kararlar almamak yerinde olur. Beklenmedik fırsatlar veya sürprizler kapımızı çalabilir.28 Aralık Cumartesi Ay tüm gün Yay burcunda seyahat ederek özgürlük, neşe ve macera arayışımızı destekleyecek. Bu enerjiyle kendimizi daha keyifli, öğrenmeye açık, gezip görmeye hevesli hissedebiliriz. Yeni fikirler bulmak ve deneyimler yaşamak için uygun bir ortam var. İçsel coşkumuzu besleyecek aktivitelerle günü değerlendirebiliriz.BU HAFTA BURÇLARI NELER BEKLİYOR? Koç (21 Mart-19 Nisan)İçinizde gizli bir fren varmış gibi hissedebilirsinizBu hafta arkadaşlarınızla sosyalleşebilir, yeni sohbet konuları bulabilir ve birlikte kısa gezilere çıkabilirsiniz. Fakat eskiden güven veren duygusal kaynaklarınız şimdi size o kadar da sağlam hissettirmeyebilir. Bu çelişkili süreçte parlak fikirleriniz olabilir ama içinizdeki gizli fren sanki sizi engelliyormuş gibi gelebilir. Bu dönemde hem diliniz hem de zihniniz oldukça sabırsız ve provokatif olabilir.Boğa (20 Nisan-20 Mayıs)Bazı hayallerinizi ertelemek zorunda kalabilirsinizKaynaklarınızı büyütmek, gelirlerinizi çeşitlendirmek isteyebilirsiniz ama bir yandan arkadaşlarınızla ilgili sorumluluklarınız sizi yavaşlatabilir. Bu süreçte neleri gerçekten istediğinizi ve kimlerden destek görebileceğinizi yeniden gözden geçirmelisiniz. İletişimde dürüstlük ve netlik bugünlerde çok önem kazanacak. Bazı hayallerinizi de ertelemek zorunda kalabilirsiniz.İkizler (21 Mayıs-20 Haziran)Öfkenize hâkim olmazsanız işte büyük kriz çıkabilirKendinizi geliştirip kişisel imajınızı güçlendirmek isterken iş dünyası size daha disiplinli, sabırlı ve stratejik olmanızı dayatabilir. Risk almak veya dürtüsel davranmak için hiç de uygun bir hafta değil. Özellikle kariyerinizle ilgili konularda bazı hayal kırıklıkları, engeller veya sorunlar yaşayabilirsiniz. Eğer öfkenize hâkim olmazsanız işte büyük bir krizle karşılaşabilirsiniz.Yengeç (21 Haziran-22 Temmuz)Hafta boyunca bağışıklığınızı güçlendirinEğitim, seyahat, yabancı kültürlerle bağlantılarınızda yeni perspektifler kazanırken aynı zamanda neye inanıp inanmadığınızı sorgulayabilirsiniz. Hayal gücünüz ve gerçekler bir araya geldiğinde, derinlerde yatan korkularınız gün yüzüne çıkabilir. İnanç sisteminizi yeniden yapılandırmak isteyebilirsiniz. Hafta boyunca sağlığınıza ekstra dikkat etmenizde fayda var. Her şekilde bağışıklığınızı güçlü tutun.Aslan (23 Temmuz-22 Ağustos)Kim gerçek dost, kim geçici arkadaş anlayacaksınızSosyal anlamda hareketli bir hafta ancak finansal ve duygusal açıdan riskleri göz önünde bulundurmanız gerekebilir. Dostlarınızla fikir alışverişi yaparken derinlerdeki güvensizliklerinizi fark edeceksiniz. Bu süreçte içsel kaynaklarınızı sağlama alma ihtiyacı duyabilirsiniz. Kim gerçek dost, kim geçici yol arkadaşı daha iyi anlayacaksınız. Maddi anlamda da risk almak olumlu sonuç vermeyebilir.Başak (23 Ağustos-22 Eylül)Uyum yakalamak için daha hassas olmalısınızİş hayatında parlayıp başarı yakalama şansınız artıyor. Ancak özel ilişkilerinizde ve birlikte iş yaptığınız kişilerle uyumu yakalamak için daha hassas olmalısınız. Kişisel isteklerinizle karşınızdakilerin beklentileri arasındaki dengeyi sağlamak kolay olmayabilir. Bu dönemde ilişkilerdeki gerçekleri görüp hangilerinin sağlam, hangilerinin yüzeysel olduğunu anlayabilirsiniz.Terazi (23 Eylül-22 Ekim)Bedeninizin verdiği sinyalleri önemseyinBu süreçte gereksiz yüklerden kurtulmanız, gündelik yaşamınızı daha verimli hale getirmeniz gerekebilir. Böylece büyük düşünürken küçük ayrıntıları yönetebilmeyi de öğreneceksiniz. Hafta boyunca yurtdışı, resmi işler veya sınavlar konusunda sabırsız olabilir; her şeyin hemen hallolmasını isteyebilirsiniz. Bu konularda temkinli hareket etmelisiniz. Bedeninizin verdiği sinyalleri de dikkate alın.Akrep (23 Ekim-21 Kasım)Ortak gelirlerde sevimsiz sürprizler yaşanabilir Eskiden sizi mutlu eden aktiviteler bugünlerde eski tadı vermeyebilir. Aşkta sorumluluk bilinciniz gelişebilir ve iç dünyanızda bir dönüşüm yaşayabilirsiniz. Bu sürecin sonunda keyif ve disiplin, derinlik ve istikrar arasında daha sağlıklı bir denge kurabilirsiniz. Ortaklaşa işlerden elde ettiğiniz gelirler konusunda sevimsiz sürprizler yaşayabilirsiniz. Romantik ilişkilerde de beğendiğiniz sizi beğenmeyebilir.Yay (22 Kasım-21 Aralık)Ani ve dürtüsel çıkışlarınıza dikkat edin!Hem ilişkilerinizde ilerlemek, özgürleşmek hem de köklerinizi sağlamlaştırmak zorunda kalabilirsiniz. Ama bu çelişkili durum hayatınızda bir denge kurmanızı sağlayabilir. Ancak ilişkiler ve ortaklıklarda sabrınız ve tahammülünüz epey azalabilir. Ani ve dürtüsel çıkışlarınızı kontrol altına almaya çalışın. Bir kaşık suda fırtınalar koparmayın. Aile içinde bazı sağlık sorunları meydana gelebilir.Oğlak (22 Aralık-21 Ocak)İş ortamında sabırsız ve düşünmeden hareket etmeyinİşlerinizi daha verimli hale getirip üretkenliğinizi arttırmak isterken iletişimde daha dikkatli, ölçülü, net olmak zorunda kalabilirsiniz. Kelimelerinizi daha özenle seçip anlaşmazlıkları aşmaya çalışacaksınız. İş ortamında sabırsız ve düşünmeden hareket edebilirsiniz ama yapmamaya çalışın. Günlük işlerinizde sürekli değişen planlar sizi mental açıdan yorabilir.Kova (22 Ocak-18 Şubat)Maddi anlamda beklentilerinizi düşük tutunMutlu olacağınız aktivitelerle ilgilenirken ekonomik açından dengeyi tutturmakta zorlanabilirsiniz. Bütçenizi daha dikkatli yönetmek zorunda kalabilirsiniz. Bu sayede gerçek ihtiyaçlarınızı ve maddi sınırlarınızı daha iyi anlayabilirsiniz. Ani masraflar çıkabilir, maddi anlamda beklentilerinizi düşük tutmanızda fayda var. Kendinizi değersiz hissedeceğiniz ortamlardan da hızla uzaklaşın.Balık (19 Şubat-20 Mart)Baktınız ihale size kalacak, hemen uzaklaşınAile içinde bir sabır sınavı vermeniz gerekebilir. Ev içinde ilişkileri yönetmek bu hafta hiç de kolay olmayabilir. Sağlık sorunları ve kazalar başınızı ağrıtabilir. Evden taşınmak gibi bir durum söz konusu olabilir, bu da sizi strese sokabilir. Bu hafta kendinizi gereksiz yere eleştirmemeye çalışın. Taşıyabileceğinizden fazla sorumluluk almayın. Baktınız bir işin ihalesi size kalacak, hemen uzaklaşın.

Source: Dinçer Güner


‘Akıldan Kalbe insanlara hayatı sorgulatacak’

ŞENAY GÜRLER Senaryoyu okuyunca çok etkilendim hikâyeden. Farklı bir rol olacaktı benim için. Özer hocayla bir araya gelince enerjimiz de uyuştu. Naif ama son derece güçlü bir kadın Lale. Severek keyifle oynadım. Özer hocanın varlığı çok güven verdi. Bizi çok motive etti. Kerem ile enerjimiz çok tuttu, su gibi aktı gitti. Ben kalpten yanayım ama akılcı olmak da gerekiyor. Farklı karakterleri oynamak iyi geliyor. Tiyatroda seçebiliyorsun ama dizide hep aynı roller geliyor. Belli kalıpların dışında bir şeyle oynamak da çok keyifli. Yoksa aynı yerde sayarsın, farklı bir rol geldiğinde heyecanlanıyorum. Kadın karakterlerin güçlü olduğu senaryolar tercihim. İzleyenler, filmden sonra çok şey düşünecek. Çünkü yaşarken elimizde olan çoğu şeyin kıymetini bilmiyoruz. Hayat bir şekilde akıp gidiyor ve o anın kıymetini bilemiyoruz. Değer bilmek üzerine çok düşündüm açıkçası. Kaybettikten sonra anlıyorum bazı şeylerin değerini. NAİF AMA İNATÇIYIM Anne ve babamı çok erken kaybettiğim için uzun süre aile hayatım olmadı. Ama olduğu kadar aile çok önemli. Çünkü bir sürü şeyi hep ailede öğreniyorsun. Paylaşmak da travmaları da yaşatıyor insana. Böyle böyle büyüyor insan. Kan bağını taşıdığın biriyle aile gibi olabilirsin. Ben şu anda Semih”le (Saygıner) birlikte bir aile olduğumuzu biliyorum. Onun akrabaları, benim akrabalarımla birlikte biz bir aile oluşturmayı başarabildik. Belli bir yaştan sonra bunu başarabilmek çok önemli. Naif bir insanım aslında ama mücadeleci inatçı yanım var. Yaşadıklarımdan çok şey öğrendim. Her sert olaydan ders çıkarıyorsun. Acı yaşamak insanın içini acıtmamalı, çocuksu yanını koruyarak hâlâ kendini lezzetlendirerek hayata devam etmek gerekiyor. Herkesin yaşadığı kendine ağır geliyor. Ama çok şey öğretiyor hayat. Yaşadıklarımız eğer lezzetlendiriyorsa doğru yoldasın, ama seni ekşitiyorsa, sertleştiriyorsa yanlış yoldasın. İnsanın yaşadıkları şeyler benzer olunca birbirlerini daha çok görebiliyor galiba. Çocuksu yanını korumak ve eğlenmek lazım. Hayat bir tane ve kısa. Gelip geçiyor. O yüzden hayatı anlamlı ve değerli kılmak lazım. Değişim ve dönüşüm yaşınız kaç olursa olsun, olması gereken bir şey. İnsan kendini hep yenilemeli. Beslenmeme dikkat ediyorum. Spor yapıyorum cildime iyi bakıyorum. Çalışırken insan ışıldıyor. Severek yapıyorsan sana güç ve enerji getiriyor. Avrupa Yakası”nı yaptığım için çok mutluyum. 5.5 yıl sürdü. Uzun sürdüğü için hafızalarda kaldı. O dönem için biricik bir işti. Zekice yazılmış güzel oynanmış bir işti. Daha sonrasında hep aynı tip roller geldi. Alternatif işlerde de oynadım ama bir şekilde insanların kafasında Fatoş olarak kaldım. Kült bir karakter. Ben de çok seviyorum Fatoş”u, hâlâ izleniyor. 12 yaşındaki çocuklar “izliyorum” diyor. İyi ki o işte yer almışım. HANDE SORAL “TEK DERDİM AİLEMDEKİ HUZUR” Senaryoyu okumadan görüşmeye gittim. “Özer hocayla tanışmanı istiyoruz. Şu an görüşebilir misiniz hemen gelebilir misiniz?” dediler. Aradıklarının akşamında görüştüm Özer hocayla. Ondan hikâyeyi dinlediğimde çok heyecanlandım. Filmi değil nasıl çekeceğini anlattı. Ondan çok etkilendim ve sonra eve gelince hemen okudum. Anlattığı hikâye kafamda çok iyi oturdu. Hiç tanımadığım bir yönetmen veya isimsiz bir senaryo olarak gelseydi, bunu nasıl anlatırlar ki diye emin olamayıp kabul etmeyebilirdim. Çok iyi bir yönetmen ve rejiyle çekilebilirdi anca. Akıldan Kalbe” filminde o kadar çok insanın hayatındaki bir şeyi anlatıyoruz ki, sadece duyguların olduğu, karakterin mesleğin kişilerin çok da önemi yok. Duygular önemli. Baba deyip ağladığım sahne beni çok etkiledi. O karakterin üstündeki bordo kazak hazırladı beni. O kazak bütün sahneye hizmet etti benim için. En büyük yükü Kerem abi taşıyordu. Bizi de taşıyan oydu açıkçası. Oynadığımız sahnelerin onun ruh haline göre şekillendiği bir film oldu. ALİ EL ÜSTÜNDE TUTULUYOR Aklımla karar verdim dediğim birçok şeyi kalbimle seçiyorum. O yüzden kalp daha baskın. Biz büyük bir aileyiz. Hayattaki tek motivasyonum, tek derdim ailemdeki huzur. Her şeyin başladığı yer. Ben büyük bir ailede büyüdüm. Babaannem bizimle yaşıyordu, amcam alt kattaydı, halamlar yan komşumuzdu. Kapılar hiç kapanmazdı. Oğlum Ali”nin de teyzesi, dayısı, dede ve büyük anneleriyle büyümesini istiyorum. Ailenin tek torunu olunca el üstünde tutuluyor, şımartılıyor. 2.5 yaşında şu an. Benim işlerim hep duygusal. Önemli olan yer aldığım projenin totali ve oynadığım karakterin bütüne nasıl hizmet ettiği. O yüzden yine ağlıyorum diye takılmıyorum. Güzelse ağlamaya devam. İsmail”le bir TV dizisi tercih etmem. Sette, evde bir arada olmanın sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Sinema olabilir ama dizide bir arada olmayı istemem. BATUHAN BAYAR “KALBİMİ DİNLEMEYE GAYRET EDİYORUM” Yazın başka bir dizi çekiyordum. Üçüncü sezonuna başlamak için bir aylık bir arası vardı ve dinlenirim derken, bu iş geldi. “Senaryoyu oku, hemen cevap ver” dediler. Hemen okudum, okuduktan sonra başka biri oldum. Ertesi gün hocayla görüştük. Nasıl çekileceği çok önemliydi. Kurgu da çok önemliydi. Özer hoca anlattığı zaman çok güvendim. İyi ki varım dediğim bir iş oldu. Şimdiye dek verdiğim kararlara baktığımda mantığımla aklımla ilerlediğimi gördüm. Yaş almaya başladıktan sonra kalbimle kendimi dinleyerek verdiğim kararların bana iyi geldiğini fark ettim. Artık kalbimi daha fazla dinlemeye gayret ediyorum. Uzun zamandır iyileşmeye gittiğim yer ailem değildi. Şimdi eskisinden daha fazla ailemle paylaşmaya başladım. Sevincimi de üzüntümü de ailemle paylaşıyorum. Aile benim için şifa niteliği taşıyor. İkiz kız kardeşlerim var. Ailem Rize”de. Çocukluğumda Neşet Ertaş türküleriyle büyüdüm. Babam çok dinlerdi. Yaşıtlarım Tarkan söylerken ben “Ahirim Sensin” söylüyordum. O yüzden bağlama ve müzik merakım var. PERİHAN SAVAŞ HAYATIMDAN NEGATİF OLAN HER ŞEYİ ÇIKARDIM Oğlumun şef olması çok güzel bir duygu. “Gastronomi okuyacağım” dediğinde bu kadar başarılı olacağını bilmiyordum. Hakikaten şaşırıyorum. Sürekli araştırıyor, yeni şeyler deniyor. Çocukken de meraklıydı. Babasında da ilgi vardı, o da soslar yapardı yemek hazırlamayı severdi. Biraz genetik. Oyunculuğu seçer diye düşünmüştüm. Oynadı da ama ben çok istemiyordum açıkçası. Lezzetli yemekler yapıyor. Ailede bir şef olması güzel. Okulunu okuduğu için her şeye farklı bakıyor. Her şeye hâkim. Türk mutfağını daha yenilikçi hale getirip dünyaya tanıtmak amacıyla hareket ediyor. Sunum, süsleme başka bir şey. Evde yapmıyor ama. Karı koca çalışıyorlar. Zaten uzun süre restoranda kalıyor. Çalışmayı, kendimi yenilemeyi çok seviyorum. Tiyatro geçmişim olduğu için ezber konusunda sıkıntı yaşamıyorum. 1971″de Yeşilçam”ın keyfini yakaladım. Duayenler çok güzel bir şey bıraktılar. Devam ettirmek hoştu ama ne yazık ki sektör kendini döndüremedi. Ama sinemanın yeri başka. Gençlerle çalışırken onlardan çok şey öğreniyorum. İşine saygı gösteren herkese bayılıyorum. Gençlerle çalışmayı çok seviyorum, arkadaş gibiyiz hepsiyle. İspanya”da yayınlanan bir dizimden dolayı bana telif geldi. Kendi ülkemden alamıyorum. İspanya”dan telif geliyor. Ne kadar güzel. İnşallah bizde de bu sorunlar çözülür. Eskiden karavanımız yoktu, kendi saçımızı makyajımızı kendimiz yapardık. Elbiselerimizi kendimiz bulup getirdik. Minibüsün içinde hepimiz bir arada sete giderdik. Zordu, sıkıntılar çektik ama o günleri özlüyorum. Parayı düşünmeden sadece yaptığımız iş en iyisi olsun diye düşünen insanlardık. Samimiyet ve özveri vardı. Üç torunum var. Torunlarımla çocuklarımda yaşayamadığım keyfi yaşıyorum. Müthiş mutluyum onlarla vakit geçirmekten. Kızım çok iyi anne oldu, üç çocuğuna da kendisi baktı, büyüttü. Anneanne oldum, babaanne olmak istiyorum şimdi. Benim içimde çocuk var. Hiç kaybetmedim o çocuğu. Hâlâ çizgi film seyrederim. O yüzden pozitifim. Negatif bir yerde duramam. Negatifleri çıkardım hayatımdan. Rahatladım. Eskiden hayır demesini bilmiyordum, hayır demeyi öğrendim. Ayıp olur mu diye içime atardım, içime atmıyorum şimdi. “ÇOCUKLARIMI MEDYADAN UZAK TUTTUM” Ortalıkta büyütmedim çocuklarımı. Şimdi sosyal medyada sürekli çocuklarını çekip kullanıyorlar, yanlış buluyorum. Ben korudum çocuklarımı. Medyanın önüne çıkarmak, reklamını yapmak çok kolaydı ama ben tercih etmedim. Mümkün olduğu kadar sakladım, uzak tuttum medyadan. Onlara da anlattım. Üzülmesinler, yıpranırlar diye böyle bir karar almıştım. Hatta askere gittiğinde bana “Sakın gelme, senin annem olduğunu bilmesinler” dedi. Görüş zamanında gittim, fotoğraf çekildik. Sonra ben sosyal medyada paylaştım. Komutanları görmüş, “Seni yazıcı yapalım” demişler. “İstemiyorum” demiş. Dolayısıyla hiç istemezdi bilinmesini. Bunu kullanmadı hiç. SAVAŞ ZAFER “TÜRK MUTFAĞINI DÜNYAYA TANITMAK İSTİYORUM” Küçükken oyuncu olmak istiyordum. Adnan Menderes”in hayatını anlatan “Ben Onu Çok Sevdim” adlı dizide oynadım. Adnan Menderes”in ortanca oğlunu canlandırdım. Ama sonra devam etmedim. İlgim vardı aslında. Sete gidiyordum annemle sürekli. Sette büyüdüm diyebilirim. O, “Bir mesleğin olsun, sonra oyuncu yine olursun” diyordu. Öyle deyince gastronomi okumaya karar verdim. Sevdiğim şey yemek yapmak olduğu için bu bölümü okumak istedim. Endüstriyel mutfağın ne demek olduğunu bilmiyordum üniversiteye kadar. Mekân açmaya kadar geldi iş. Hem çalışıyordum hem okuyordum son 2 senedir. Bir fırsat geçti elime, işletmecilik de yapmaya başladım. Kendi mekânımızda kendi yemeklerimizi yapmaya başladım. Hamur kızartması gibi bir şey yapardı anneannem. Lalanga derdi. Ben de onu şimdi onun tarifiyle menüye koydum, çok beğeniliyor. İstanbul usulü domates lapası dediğimiz bir ürünümüz var. Türk mutfağını temsil etmek bir sorumluluk. Kendi mutfağımızı geliştirmek dünyaya yaymak bizim elimizde. İtalyan restoranı, Fransız, Uzak Doğu görüyoruz ama Türklerin haricinde Türk mutfağını görmek pek mümkün değil. O yüzden Türk mutfağını ne kadar geliştirip yayabilirsek mutlu olurum. İşletmecilik zor. Mutfaktan servisten hep sen sorumlusun. Daha kapsamlı. Bu işin sonu yok. Her şeyi biliyorum demiyorum. Öğrenmenin sonu yok. Bazen geceleri uyuyamıyorum yeni bir ürün çıkaracağım zaman. Evde olduğumuz zaman çok kısıtlı. Eşim de çalışıyor o da yemek yapmıyor. Henüz anne-baba olmayı düşünmüyoruz.

Source: İlker Gezi̇ci̇


Kaçakçıların elinden kurtarılan doğan yavrusu doğaya salınacak

Barındırdığı 127 türden 1400″e yakın hayvanla Türkiye”nin en büyüklerinden olan Antalya Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, kentte güvenlik kuvvetlerince el konulan hayvanlar için “yediemin” görevi de üstleniyor.

Kepez ilçesindeki Şehirlerarası Otobüs Terminali”ne gelen bir kişinin yırtıcı kuş sattığı ihbarı üzerine Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri harekete geçti.

Ekipler, ayaklarında halka bulunan ve iple bağlı olan doğan yavrusuna el koydu. Hayvanı doğal yaşam alanındaki yuvasından aldığı ve sattığı tespit edilen kişi hakkında işlem yapıldı.

Doğan yavrusu, ekipler tarafından sağlık kontrolünün yapılması için 5 gün önce Antalya Doğal Yaşam Parkı”na teslim edildi.

Yaşam parkının veteriner kliniğinde ayaklarındaki halkaları çıkartılan, sağlık kontrolünden geçirilen doğan yavrusunun, rehabilitasyon sürecinin ardından doğal yaşam alanına bırakılacağı öğrenildi.

“Doğan yavrusunun sağlık durumu iyi”

Antalya Doğal Yaşam Parkı Müdürü Aygül Arsun, AA muhabirine, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile yaptıkları protokol kapsamında doğada kaçak yollarla yakalanan ve ticareti yapılan hayvanları el konulması halinde koruma altında tuttuklarını söyledi.

Doğan yavrusunun sağlık durumunun iyi olduğunu dile getiren Arsun, “Yırtıcı bir kuş olan doğanların maalesef avcılık amacıyla kaçak ticareti yapılıyor. Bu kuşlar doğadan yavruyken alınıyor ve ava alıştırılıyor. Hayvanı bacaklarındaki esaretten kurtardık.” dedi.

Antalya Doğal Yaşam Parkı olarak doğada yakalanan ya da ticareti yasak olan ve ticareti yasak olmasına rağmen satışı yapılan hayvanlara da ev sahipliği yaptıklarını belirten Arsun, “Özellikle kaçak ticareti yapılırken el konulan primat (maymun), yılan ve yırtıcı kuşlar bize getiriliyor. Bazen büyük memeliler de yakalanıyor.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Uykunun katili: Akıllı telefonlar yatağınıza girmesin

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, akıllı telefonlarla yatağa gitmenin uyku sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.
Gece yatmadan önce akıllı telefon ekranına bakmanın uyku kaçırdığını belirten Öztürk, yatakta telefonla zaman geçirmenin, uyku hormonu salgılanmasının önüne geçtiğini vurguladı.
“Melatonin hormonunun salgılanmasını baskılıyor”
Telefon ışığının melatonin hormonunun salgılanmasını baskıladığını ifade eden Öztürk şunları söyledi:
“Telefon ekranı mavi spektrumda bir ışık olduğu için beynimizden salgılanan ve uyku için çok önemli melatonin hormonunun salgılanmasını baskılıyor. Bu baskılanma hem uykuya dalmamızı zorlaştırır hem de uykuyu sürdürürken uykunun kırılganlığını artırır. Ufak tefek gürültüler, normalde bizi uyandırmayacak faktörler gece sık uyanmamıza neden olur.”
Öztürk, yatakta telefonla zaman geçirmenin uykunun ertelenmesine de yol açtığını ifade etti.
Sosyal medya uykuya dalmayı erteliyor
Oyun oynama, video izleme ve sosyal medyada zaman geçirmenin uykunun ötelenmesine neden olduğunu anlatan Öztürk, “Bu durum uykuda faz kaymasına neden oluyor ve uykuyu bozuyor. Bunun yanında ilgilenilen içeriklerde kişide uyarılmaya neden olabiliyor. Tam dinlenme durumuna geçilmesi gereken zamanda uykuya dalınması yine önlenmiş oluyor.” dedi.
Prof. Dr. Öztürk, akıllı telefonların yaydığı elektromanyetik alanın da uyku sağlığını etkileyebildiğini ifade etti.
“Yatak odasında telefon olmamalı”
Yatak odasında telefon, tablet ve bilgisayar kullanılmaması tavsiyesinde bulunan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yatak odasında telefon bulunması gerekiyorsa yataktan en az 2 metre uzakta bulunmalı. Hemen elimizi attığımız mesafede olmamalı. Tabi artık sürekli telefonu kontrol etme saplantısına giriliyor. İnsanlar artık sürekli telefonuna mesaj gelip gelmediğini kontrol ediyor. Bunlar da psikolojiyi bozuyor.”

Source: Dünya Gazetesi


Sağlık sorunu nedeniyle yurt dışına gitti! İşte Jose Mourinho”nun rahatsızlığı

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, yarın safra kesesi operasyonu geçirecek. Trendyol Süper Lig”e verilen aranın ardından Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho sağlık sorunu nedeniyle yurt dışına gitti. Mourinho”nun safra kesesi problemi nedeniyle operasyon geçireceği belirtildi. Portekizli çalıştırıcı yarın yapılacak operasyonun ardından 27 Aralık Cuma günü gerçekleştirilecek antrenmanda takımın başında yer alacak.

Source: Www.star.com.tr