Doğanlar Mobilya Grubu Üst Yöneticisi İsmail Doğan: ‘Bugünün ve geleceğin trendi döngüsel tasarım’
Doğanlar MobilyaGrubu olarak geçenaylarda yayımladığınızsürdürülebilirlik raporu,geleceğe dönük kararlıbir niyeti yansıtıyor. Bubağlamda, kurumsal olarakana hedefleriniz neler?Ana hedeflerimiz, mobilyasektöründe sürdürülebilirliğeöncülük etmek ve bu alandafark yaratmak. Bu yolculuğa,kaynakların tükendiği, iklimkrizinin adım adım yaklaştığıbu dönemde bilinçlendirme vedünyamız için sürdürülebiliryöntemlerle mobilya üretimiyapmak için çıktık. “Geleceğinmobilyası” vizyonumuz,doğaya ve insana olansorumluluğu temel alıyor. Budoğrultuda, çevresel etkimizien aza indirmek, kaynaklarıverimli kullanmak ve döngüselekonomi prensiplerinibenimsemek önceliklerimizarasında yer alıyor. Aynızamanda, sosyal sorumlulukbilinciyle hareket ederek,çalışanlarımızın refahını,paydaşlarımızla işbirliğinive toplumsal kalkınmayakatkıyı da en üst düzeydeönemsiyoruz. İnovasyonve Ar-Ge yatırımlarımızla,sürdürülebilir malzemelerkullanarak ürettiğimizestetik, fonksiyonel vekaliteli ürünlerle hemmüşterilerimizin yaşamalanlarına değer katmayıhem de sektörde örnek teşkiletmeyi hedefliyoruz.‘DÖNGÜSEL TASARIMÖNE ÇIKIYOR’- Gelecek yıldanitibaren her yıl birkoleksiyonunuzudöngüsel tasarımilkelerinegöre üretmeyihedefliyorsunuz. Buyaklaşım hem üretimsüreçlerinizde hem detüketici tarafında ne gibidönüşümler yaratacak?Bu hedefimizin her ikitarafta da önemli dönüşümleryaratacağını öngörüyoruz.Üretim süreçlerindedöngüsel tasarım, hammaddeseçiminden başlayarak tümtedarik zinciri süreçlerininyeniden değerlendirilmesinigerektirecek. Bu durum,sürdürülebilir ve geridönüştürülmüş malzemelerin kullanımınıartıracak,tedarikçilerledaha yakınişbirliğiyapılmasını veşeffaflığın artmasınısağlayacak. Döngüseltasarım yaklaşımıüretim süreçlerindeatık oluşumunu en azaindirmeyi ve kaynaklarındaha verimli kullanılmasınıteşvik edecek.Böylece üretimmaliyetlerinin veçevresel etkininde azalmasınayardımcı olacak.Döngüsel tasarımilkelerine uygunkoleksiyonlargeliştirmek, ArGe ve inovasyonsüreçlerine deyeni bir boyutkazandıracak. Ürünlerinömrünü uzatacak,yeniden kullanımını veyageri dönüştürülmesinikolaylaştıracak tasarımçözümleri geliştirilmesigerekecek. Döngüseltasarımın tüketici tarafındaetkisine baktığımızda;ürünlerin uzun ömürlüolması, onarılabilirliği vegeri dönüştürülebilirliğigibi faktörler, tüketicileriçin önemli tercih kriterlerihaline gelecek.- Döngüsel tasarımsadece malzeme bazlı mıilerliyor? Yoksa ürünlerinhikâyesi, dönüşümpotansiyeli ya da estetikömrü gibi daha bütünselyaklaşımları da kapsıyormu?Döngüsel tasarımdediğimiz kavram sadecemalzeme seçimiyle sınırlıkalmayıp ürünlerintüm yaşam döngüsünükapsayan daha genişbir perspektife sahip.Bu yaklaşım, ürünlerinhikâyesini, kullanımsüresini, onarım veyeniden kullanımpotansiyelini, geridönüştürülebilirliközelliklerini ve estetikömrünü de içeriyor.Döngüsel tasarımın temelamacı, kaynakların verimlikullanılmasını sağlamak,atık oluşumunu en azaindirmek ve ürünlerindeğerini mümkünolduğunca uzun sürekorumaktır. Bu, sadeceçevreye olan etkiyiazaltmakla kalmaz, aynızamanda ekonomik vesosyal faydalar da sağlar.SÜRDÜRÜLEBİLİRORMANCILIK- Mobilya sektörüdoğal kaynaklarla,özellikle de ormanlarlasıkı bağları olan bir alan.Tedarik zincirinizdesürdürülebilir ve sorumlukaynak kullanımıkonusunda nasıl adımlaratıyorsunuz?Sürdürülebilirlikhedeflerimize ulaşmakiçin birçok adımatıyoruz. Örneğin, üretimsüreçlerimizde enerjiverimliliğini artırıyoruz.Bu kapsamda geçen yılBiga ve Düzce’de bulunanüretim tesislerimizinçatılarına GESkurulumu yaptık. Geridönüştürülmüş malzemekullanımı oranımızıyükseltiyoruz ve sutüketimini azaltıyoruz.Hammaddelerimizisürdürülebilirkaynaklardantemin etmeyi,ormansızlaşmanınönüne geçmeyive biyoçeşitliliğikoruma ilkesiylehareket etmeyitaahhüt ediyoruz.Bu doğrultuda,Doğtaş ve Kelebekmarkalarımızormansalkaynaklarınsürdürülebiliryönetimini teşvik edenFSC-COC: Orman YönetimKonseyi Koruma ZinciriBelgesi’ne sahipler.- İklim değişikliğibugün hepimizingündeminde. Sizce enacil ve öncelikli üç konunedir?Mobilya sektöründe,ormanların korunması,geri dönüştürülmüşve çevreye duyarlımalzemelerin kullanımı,üretim süreçlerinde enerjiverimliliğinin artırılması veatık miktarının azaltılmasıkritik öneme sahip. İklimdeğişikliği ile mücadelede,enerji tüketimini azaltmakve yenilenebilir enerjikaynaklarına geçmek deyaşamsal önem taşımakta.Kaynakların sınırlıolduğu dünyamızda, atıkoluşumunu en aza indirenve malzemelerin sürekliolarak yeniden kullanıldığıdöngüsel ekonomimodeline geçmekzorundayız.GELECEĞE KARŞI SORUMLULUK- Sizi iş dünyasında sürdürülebilirlikgibi uzun vadeli bir hedefe sadıkkalmaya güdüleyen şey nedir? Bu yoldakarşılaştığınız en ilginç içsel veya dışsalkeşif ne oldu?Bizim için sürdürülebilirlik birtercih değil geleceğe karşı taşıdığımızsorumluluğun somut bir yansımasıdır. Enbüyük motivasyon kaynağımız ise tümpaydaşlarımızla birlikte oluşturduğumuz“geleceğin mobilyası” vizyonu. Buvizyon, hedeflerimize ulaşmada engüçlü itici gücümüz. 2023 yılındagerçekleştirdiğimiz “paydaş çalıştayı”,yalnızca dışsal beklentilerimizi değil içselpotansiyelimizi de ortaya çıkarmamızayardımcı oldu. Katılımcıların ortakdeğerlerinden ilham alarak doğa ve insanodaklı bir dönüşüm haritası oluşturduk.Bu süreçteki en önemli keşfimiz,sürdürülebilirliği yalnızca üretimsüreçlerine değil kurumsal yönetişimdençalışan gelişimine, tasarımdan lojistiğekadar tüm alanlara entegre etmeninhem mümkün hem de gerekli olduğuydu.Yatırımlarımızın kurumsal farkındalıkve ekipler arası işbirliği üzerindesağladığı olumlu etki, sürdürülebilirliğibir görev tanımından çıkarıp ortakbir değer haline getirdi. Bu dönüşüm,yalnızca dışsal faktörlerden değil içselbir kültür değişiminden de beslenereksürdürülebilirliği her düzeyde yönetilenbir yapı haline getirdi.KÜÇÜK ADIMLAR BÜYÜK ETKİLER“Günlükyaşantımda çevreye duyarlıseçimler yapmaya özen gösteriyorum.Enerji ve su kullanımında tasarrufu önplanda tutuyor, evde daha az tüketip mevcutkaynakları verimli kullanmaya çalışıyorum.Geri dönüştürülebilen ürünleri tercih ediyor, tekkullanımlık plastiklerden kaçınıyorum. Ulaşımda daçevre dostu alternatifleri değerlendirmeye gayret ediyorum. Mevsimselve doğal gıdaları seçmek, yerel üreticileri desteklemek de önem verdiğimalışkanlıklar arasında. Küçük adımların zamanla büyük etkiler yarattığınainanıyorum.
Source: Ayça Ceylan
Sürekli yorgun hissediyorsanız bu diyet tam size göre!
Ketojenik beslenme hakkında bilgi veren Diyetisyen Fatma Aybike Bozoklu, “Bu beslenme biçiminin temelinde karbonhidratları azaltıp, yağları birincil enerji kaynağı haline getirmek yatıyor. Karbonhidrat alımının azalmasıyla birlikte vücut ‘ketozis’ adı verilen bir duruma giriyor ve burada yağlar, enerjiye dönüşüyor. Özellikle yaz öncesi dönemde bu doğal yağ yakım süreci, form tutmak isteyenler için cezbedici bir avantaj sunuyor” ifadelerini kullandı.
‘ANİ KAN ŞEKERİ DÜŞÜŞÜ GİBİ SORUNLARI AZALTIYOR’
Ketojenik diyetin yüksek yağ ve orta protein içeriğiyle tokluk süresini uzattığını belirten Bozoklu, “Sık acıkma ve ani kan şekeri düşüşü gibi sorunları azaltıyor. Bu da yazın yoğun ve hareketli günlerinde daha dengeli bir enerji düzeyi sağlıyor. Ayrıca işlenmiş şekerlerden uzak durulması, cilt sağlığını olumlu etkileyerek yaz aylarında daha sağlıklı bir görünüm elde edilmesine yardımcı olabilir” diye konuştu.
Diyetin başlangıcında karbonhidrat alışkanlıklarından uzaklaşmanın zorlayıcı olabileceğini ifade eden Bozoklu, “Karnabahar tabanlı pizzalar, badem unuyla yapılan tatlılar gibi sağlıklı alternatifler sayesinde ketojenik diyet, sürdürülebilir ve keyifli bir hale getirilebilir. Her bireyin vücut yapısı ve yaşam tarzı farklıdır. Bu nedenle herhangi bir diyete başlamadan önce bir beslenme uzmanına danışmak, sürecin hem güvenli hem de etkili olmasını sağlayacaktır” dedi.
‘YAZA DAHA ENERJİK BİR BAŞLANGIÇ YAPIN’
Bozoklu son olarak şunları söyledi:
“Yaza daha enerjik ve sağlıklı bir başlangıç yapmak isteyenler için ketojenik diyet güçlü bir alternatiftir. Ancak her adımın bilinçli atılması ve kişiye özel bir planla ilerlenmesi oldukça önemlidir.”
Source:
“Bilimsel açıklaması var”
Levent Ülgen, Bloomberg HT’de Aslı Şafak’ın sunduğu Aslı Şafak’la İşin Aslı programında birbirinden çarpıcı açıklamalarıyla izleyenleri ekrana kilitledi. NAZAR VE KURŞUN DÖKTÜRMENİN BİLİMSEL AÇIKLAMASI VAR Levent Ülgen sözlerine şöyle başladı; “Hurafelere bir inancım yok. Şamanizm’de nazar gibi, kurşun dökmek gibi bazı şeyler var bunun bilimsel bir açıklaması olmadan benim inanmam söz konusu değil. Kurşun dökmenin bilimsel bir açıklaması var benim inandığım. Biz ODTÜ’de deneyler yaparken önümüzde hep kurşun levhalar vardı. Kurşun levhalar zararlı ışınların bize gelmesini engellerdi. Dolayısıyla kurşun yapısı gereği ortamdaki zararlı ışınları hemen absorbe eden bir metal. Kurşun döküldüğü dönemlerde ortama atmosfere havaya bir rahatlık getirdiği için kabul görmüş bir şey. O yüzden kurşun döktürmek, dökülen ortama pozitif ve enerji yayar. Koruyucu olduğuna inanıyorum.” NAZARA İNANIYORUM Ayrıca nazara inandığını söyleyen, Hacettepe Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü nün yanı sıra ODTÜ Fen – Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü mezunu olan Levent Ülgen, Nazar ve kem göz mesela… İnsan beyni inanılmaz bir elektrik üretim kaynağı aslında. Bunun yayılması da gözde olan bir şey bakışlarla o enerjinin oradan yayıldığına inanıyorum. Dolayısıyla bu ürettiğimiz elektriksel akım, iyi niyetli ise olumlu şeyler yapıyor. Kötü niyetliyse mutlaka kötü bir şeye sebep oluyor ona da biz nazar diyoruz ifadelerini kullandı.
Source: Habertürk
Yeni Doğan Bebek Neden Gece Uyumaz? Karnı Tok Altı Temiz Yeni Doğan Bebek Gece Neden Uyumak İstemez?
Beslenme, alt değişimi, sevgi görme ve uyku bebeklerin sağlıklı büyümeleri ve gelişmeleri için temel gereksinimlerdir. Özellikle uyku yeni doğanların biyolojik ve nörolojik gelişimi için hayati bir rol oynar. Ancak gece uykusu alışkanlığı gelişene kadar bebekler genellikle geceleri uyumakta zorlanırlar. Bu noktada ebeveynlerin aklında yeni doğan bebek neden gece uyumaz ve karnı tok altı temiz yeni doğan bebek gece neden uyumak istemez gibi sorular takılmaktadır. Yeni Doğan Bebek Neden Gece Uyumaz? Anne ve babalar dünyaya yeni gelen bebeklerin tüm fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdürler. Ebeveynlerin aldığı bu ciddi sorumluluk bebeğin her açıdan gelişmesi adına eksiksiz olarak yerine getirilmelidir. Beslenme, sevgi görme, alt temizliği gibi temel gereksinimler arasında yer alan uyku hem fiziksel hem de zihinsel büyüme için hayati bir öneme sahiptir. Ayrıca bebeklerin hem fiziksel büyüme hormonlarının uyku sırasında aktifleşmesi hem de beyin gelişimlerinin bu evrede hızla ilerlemesi nedeniyle yetişkinlere oranla çok daha uzun süre uyumaya ihtiyaç duymaları uyku ihtiyacının önemini artırır. Fakat gece ve gündüzü henüz ayırt edemeyen ve gece uykusu alışkanlığı oturmamış olan yeni doğan bebekler yetişkinlerin uyumaya hazırlandığı saatlerde uykuyu reddedebilirler. Yeni doğan bebeklerin gece uyumamasının birçok fizyolojik ve psikolojik nedeni vardır. İlk olarak yeni doğanların biyolojik saatleri henüz gelişmemiştir. Anne karnında 24 saatlik bir ritme maruz kalmayan bebekler doğumdan sonra gece ve gündüz farkını anlamakta zorlanır. Bu nedenle gece saatlerinde de gündüzdeki gibi uyanık ve hareketli olabilirler. Bunun yanında yeni doğan bebeklerin mide kapasiteleri oldukça küçüktür. Bu yüzden gece saatlerinde dahi sık sık beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Karnı tok ve altı temiz olsa bile bir bebek gece boyunca uyumakta zorlanabilir çünkü açlığın dışında gaz sancıları ya da bağırsak hareketlerinden kaynaklı rahatsızlıklar onu huzursuz edebilir. Dolayısıyla karnı tok altı temiz yeni doğan bebek gece neden uyumak istemez sorusunun cevabı yalnızca temel ihtiyaçların karşılanması ile sınırlı değildir. Fizyolojik olgunluk eksikliği de bu durumun önemli bir parçasıdır. Ayrıca yeni doğanlar dünyaya geldiklerinde henüz güven duygusu geliştirmemiştir. Anne kokusu, ten teması ve ses tonu gibi faktörler onların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Bu güven ihtiyacı da gece saatlerinde daha baskın hale gelir ve bebekler geceleri yalnız kalmaktan huzursuz olup uyumayı reddedebilirler. Gece Uyumak İstemeyen Bebekler Nasıl Uyutulmalı? Gece uyumakta zorlanan bebekler için ebeveynlerin uygulayabileceği çeşitli yöntemler bulunmaktadır. İlk olarak bebeklerin gece ile gündüz farkını öğrenmesine yardımcı olmak gerekir. Gündüz saatlerinde bebekle daha aktif zaman geçirilmeli, odanın aydınlık olması sağlanmalı, gece saatlerinde ise ortam mümkün olduğunca karanlık ve sessiz tutulmalıdır. Bebeklerin uyku rutinleri oluşturulması da önemlidir. Her gece aynı saatte banyo yaptırmak, hafif bir masaj uygulamak ve ardından ninni söylemek gibi rutinler, bebeğin gece uykusuna hazırlanmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca karnı tok, altı temiz olan bebeklerin dahi gece huzursuzlanabileceği göz önünde bulundurularak gaz çıkarma, sakinleştirici dokunuşlar ve hafif sallama gibi yöntemlerle yeni doğanların rahatlamaları sağlanabilir. Yatmadan önce bebeklerin aşırı uyarılmasını engellemek de önemli bir noktadır. Yüksek sesli oyunlar, parlak ışıklar ya da yoğun aktiviteler bebeklerin uykusunun kaçmasına yol açabilir. Bunun yerine yatmadan önce bebeğin uyuyacağı odada sakin ve huzurlu bir ortam yaratılmalıdır. Son olarak sabırlı olmak en önemli faktördür. Yeni doğan bebeklerin gece uykusuna alışmaları zaman alabilir. Yeni doğan bebek neden gece uyumaz ve karnı tok altı temiz yeni doğan bebek gece neden uyumak istemez gibi soruların yanıtlarının temelinde gelişimsel süreçler yattığı unutulmamalıdır. Bu sürecin anlamak ve uykuya direnmenin altında yatan sebepleri öğrenmek ebeveynlerin de bu dönemi daha az stresli geçirmesine yardımcı olacaktır.
Source: Sabah
Terlemeden yorulmadan yattığınız yerde 500 kalori yakmak istemez misiniz? Ünlü uzman nasıl yapacağınızı anlattı
Sağlam bir gece uykusunun sağlığa birçok faydası olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Örneğin uzun ömür süreleriyle bilim insanlarının dikkatini çeken insanların verdikleri tavsiyeler arasında gece uykularından asla taviz vermemek sık sık öne çıkıyor. Peki kaliteli gece uykusunun kilo vermenize ve kilonuzu korumanıza da yardımcı olabildiğini biliyor muydunuz? Gelin en baştan başlayalım. Bildiğimiz üzere, gece uykusu vücudun ve beynin dinlenmesi açısından çok önemli. Biz uyurken yaşanan çeşitli süreçler dokuların tamir edilmesini, hafızamızdaki bilgilerin sağlamlaşmasını, enerjimizin korunmasın ve hormon seviyelerinin düzenlenmesini sağlıyor. Ancak uyku sırasında vücudumuz çalışmaya da devam ediyor. Bunun sonucunda gece boyunca yaklaşık 500 kalori harcanıyor. Bu da 1 saat koşmaya eşdeğer bir enerji tüketimi anlamına geliyor. Sağlık teknolojileri alanında çalışan bir şirket olan Welltech”in gerçekleştirdiği güncel bir araştırmada, 57 kilogram ağırlığındaki bir insanın uyku sırasında 1 saatte 38 kalori yaktığı görüldü. Bu da 7-9 saatlik bir gece uykusunda 266 ila 342 kalori yakmak anlamına geliyor. Vücut ağırlığı arttıkça saat başına yakılan kalori miktarı da artıyor. 68 kilogram olan bir kişi saat başı 46 kalori, 9 saatte 414 kalori harcıyor. 84 kiloluk bir kişinin harcadığı enerji ise saat başı 56 kaloriye ulaşıyor. Bu da 7 saatlik uykuda 392, 9 saatlik uykuda ise 504 kalori yakılması demek. Welltech”in psikoloji uzmanı Dr. Cassidy Jenkins, herkesin kalori yakma hızının aynı olmadığını, bunu belirleyen şeyin kişinin bazal metabolizma hızı olduğunu belirtti. Bazal metabolizma hızı (BMR), vücudun dinlenme anında devam eden solunum ve dolaşım gibi temel vücut fonksiyonlarının harcadığı enerji miktarı olarak tanımlanıyor. Kişinin BMR değeri kilosu, yaşı, cinsiyeti ve genel sağlık durumu gibi birçok faktörden etkileniyor. Ama ne olursa olsun, insanın yattığı yerde kalori yakabiliyor olması oldukça çekici bir fikir. Peki siz uyku sırasında kaç kalori harcıyorsunuz? BMR hesaplamak için kullanılan Harris-Benedict formülü kadınlar ve erkekler için şöyle:Kadınlar için BMH hesaplama formülü = 655,1 + (9,56 x kilo) + (1,85 x boy) – (4,68 x yaş)Erkekler için BMH hesaplama formülü = 66,5 + (13,75 x kilo) + (5,03 x boy) – (6,75 x yaş)Ayrıca internette de bu amaçla kullanabileceğiniz çeşitli hesaplayıcılar mevcut. Dr. Jenkin, BMR”nizi hesapladıktan sonra bu sayıyı 24 bölerek saatte kaç kalori yaktığınızı bulun. Ardından bu sayıyı geceleri ortalama kaç saat uyuduğunuzla çarparak uyku sırasında ne kadar enerji harcadığınızı belirleyebilirsiniz dedi. Uyku sırasında yakılan kaloriler BMR”nin yanı sıra kişinin vücut kütlesi ve kompozisyonu, yaşı, cinsiyeti, uyku kalitesi ve altta yatan sağlık sorunları tarafından da belirleniyor.Uzmanlar sağlıklı bir yaşam için her gece 7-9 saat uyunmasını tavsiye ediyor. Bu sürede vücut 4-6 uyku döngüsünden geçiyor. Kişi uykuya dalarken vücut önce hafif uykudan derin uykuya ardından da sık sık rüya görülen REM uykusuna geçiyor. En fazla kalori yakımı REM uykusu sırasında yaşanıyor. Bu evrede beynin aktivite seviyesi artıyor, duygular işleniyor ve hatıralar güçleniyor. Kalp atış hızı ve solunum düzensizleşiyor ve bazen hızlanıyor. Öte yandan vücudun sıcaklığını regüle etme kapasitesi de düşüyor. Bunun sonucunda vücudun enerji talebi artıyor. Ek olarak rüya görme de beyin aktivitesini artırıyor ve enerji gerektiriyor. Öte yandan Dr. Jenkins, Hiçbir şey yapmadan 500 kalori yakmak kulağa hoş geliyor ancak uyku düzenli egzersizin yerini almamalı. Bu enerji tüketimi şaşırtıcı derecede önemli ve 30 ila 45 dakikalık bir yürüyüşe yakın olsa da düzenli fiziksel aktiviteden vazgeçmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Daha ziyade dinlenmenin ve toparlanmanın genel sağlığınızda ve kilo yönetiminizde oynadığı önemli rolü vurguluyor uyarısında bulundu. Yapılan araştırmalar tavsiye edilen miktar ve kalitede uyuyanların oranının oldukça düşük olduğuna, neredeyse her iki kişiden birinin daha fazla uyumaya ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor. Yeterince uyumamak beyni gençleştiren süreçlerden, vücudu da sağlık için gerekli hormon ve enerji regülasyonundan mahrum bırakıyor. Dahası uykusuzluk kortizol seviyelerini yükseltiyor. Bunun sonucunda vücutta yağ depolama süreçleri tetikleniyor, ghrelin ve leptin gibi açlık hormonları aksamaya, iştah ve atıştırma isteği artmaya başlıyor. Uzun vadede uykusuzluk metabolizmayı yavaşlatıyor, karar alma yetisine ket vuruyor ve çoğu zaman sağlıksız yemek tercihlerine ve gece geç vakitte atıştırmaya sebep oluyor. Bütün bu etkiler bir araya geldiğinde, metabolik bozuklukların ve obezitenin riski artıyor. Dr. Jenkins, 7-9 saatlik uykudan maksimum fayda sağlayabilmek için bir uyku düzeni oturtulması gerektiğini belirtti. Zira her gün aynı saatlerde uyuyup uyanmak vücudun doğal uyku döngüsünü yani sirkadiyen ritmini güçlendirmeye yardımcı oluyor. Dr. Jenkins, Dinlendirici bir uyku uyumayı sağlayacak bir uyku ortamı oluşturmak da kritik. Çok sıcak ya da çok soğuk bir odada uyumaktan kaçınmalısınız. 18-19 derecelik serin, karanlık ve sessiz bir ortam, daha derin ve daha dinlendirici bir uykuyu destekler. Bu da metabolik toparlanma için çok önemlidir dedi. Jenkins son olarak gün içinde fiziksel egzersizin ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, Düzenli egzersiz yapmak, özellikle de direnç antrenmanları kas kütlesini artırarak BMR değerinizi yükseltir. Bu da gece uykusu sırasında yaktığınız kalori miktarını artırır dedi. Ek olarak egzersiz vücudun sirkadiyen ritmini düzenlemeye, stresi azaltmaya ve uyku hormonu melatoninin üretimini artırmaya da yardımcı oluyor.
Source: Hurriyet.com.tr
Sağlığı tehlikeye düşürdüğü belirlendi! Bakanlık talimat verdi: Piyasadan toplatılacak
Ticaret Bakanlığı, Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi aracılığıyla tüketicilere hangi ürününün sağlığı ne derece tehdit ettiğini bir bir açıklıyor.Bakanlık, bu kapsamda GÜBİS Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi”ne yeni ürünler ekledi.Eklenen iki oda kokusunun piyasaya arzının yasaklanmasına ve toplatılmasına karar verildi.L”actone marka oda kokularının güvensizlik nedeni olarak ise şu gerekçe sunuldu:”Sea Yönetmeliği Md.19 Etikette İçerik Bilgisi Bulunmaması; Sea Yönetmeliği Ek-1/1.5.1″De Yer Alan İç Ambalajda Yer Alan Etikette En Azından Etikette Bulunması Gereken Bilgilerin Eksikliği; Sea Yönetmeliği Ek/2 3.2 (Ts En Iso 11683) Dokunsal Tehlike İşareti Nin Bulunmaması Kısımlarına Aykırılıklar Tespit Edilmiştir.”Listenin tamamına erişmek için tıklayınız.
Source: Www.star.com.tr