Sahur ve iftar uyarısı! Uzmanlardan ramazan reçetesi
Ramazan’ın yaklaşmasıyla birlikte sahur ve iftar hazırlıklarını planlamaya başladı. Gün boyu sürecek oruç sürecinde vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamak için sahurda doğru besinlerin tüketilmesi büyük önem taşıyor. Aynı şekilde iftarda da mideyi yormayacak, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturulması gerekiyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yılmaz Bilgiç, İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir ve Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Diyetisyen Asya Naz Al, Ramazan ayında sağlıklı beslenme konusunda önemli uyarılarda bulunarak, oruç tutan bireylerin dikkat etmesi gereken noktaları sıraladı. KRONİK HASTALAR MUTLAKA HEKİMİNE DANIŞSIN Kronik kalp yetersizliği olan ve sürekli ilaç kullanmak zorunda olan ve genel durumu bozuk olan hastalarımızın oruç tutmasını uygun bulmadıklarını dile getiren Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, “Yeni geçilmiş kalp krizi olan, kontrolsüz yüksek tansiyonu ve kontrolsüz şeker hastalığı olan hastalarımızın oruç tutmasını uygun görmüyoruz. Ritim bozukluğu, kalp kapak hastalığı gibi nedenlerle ciddi kan sulandırıcılar kullanan hastalarımız var. Çünkü sahurla iftar arasındaki süreç değişken olduğu için ilaçları etkin dozda alamayabiliyorlar. Ya ilaç çok fazla geliyor ya miktarı yetersiz geliyor. Belli saatlerde ilaca çok maruz kalmış oluyor, belli saatlerde az maruz kalmış oluyor. Bu da hastalarımızın sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. O nedenle kronik hastalığı olanların ve kronik düzenli ilaç kullanması gereken insanlarımızın mutlaka oruç öncesi, oruç tutma uygun olup olmadığı açısından bir hekimine danışmasında fayda var” diye belirtti. MİDE SORUNLARINA DİKKATRamazan ayı boyunca yeme alışkanlıklarının değiştiğinin altını çizen Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yılmaz Bilgiç, “Yeme alışkanlıkları değiştiği için, normal yeme rutin programımızın dışına çıktığımız için Ramazan ayında, buna bağlı gastrointestinal sistemde bazı problemler de ortaya çıkmaktadır doğal olarak. Bunlar yapılacak küçük yeme değişiklikleriyle tamamen düzelebilen değişikliklerdir. Oruç sırasında çok uzun süreli oruç tuttuğumuzda, uzun süreli aç kaldığımızda mide asiti artar. Ramazan ayında yememize, içmemize dikkat etmemiz lazım. Ramazan ayında iftarda muhakkak çorba yenilmeli. Çorbayla salatanın beraber yenilmesi ve iftarla sahur arasında ara öğünlerin yenilmesi önemlidir. Hızlı ve aşırı derecede bir yemek yemektense sahura kadar bir veya iki tane küçük ara öğünlerle bunun takviye edilerek yapılmalıdır” dedi. HAMUR İŞİNDEN UZAK DURULMALISahur ve iftarda ağır gıdalardan kaçınılması gerektiğini dile getiren Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir, “Sahur ve iftarı ağır gıdalardan arındırılmış bir şekilde yapalım. Özellikle işlenmiş gıdalardan sahurda ve iftarda hazır yiyeceklerden uzak durmanızı tavsiye ediyorum. Sahuru atlamamamız gerekiyor. Sahur bizim için çok önemli bir öğün. Nasıl ki günün içerisinde kahvaltımız çok önemli, sahur da bizim için çok çok önemli. Çünkü sahurda aldığımız yiyecekler gün içerisinde bize enerji verecektir, bizi zinde tutacaktır. Ama sahurda yağlı yiyeceklerden, kızartmalardan, hamur içlerinden uzak durmanızı öneririm. Çünkü bunlar gün içerisinde kan şekerimizi düzensiz arttıracak ve sonrasında da düzensiz insülin salgılanmasına neden olarak reaktif hipoglisemi dediğimiz yemek sonrası şeker düşüşünü yaşatacaktır. Oruçlu olduğumuz için de tekrardan bir şeker alımı olmayacağı için hipoglisemin şikayetlerimiz çok olabilir. O yüzden sahurda proteinden zengin, sağlıklı karbonhidrat şeklinde tercih etmenizi öneririm” şeklinde konuştu. DENGELİ TABAK ŞART!Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Diyetisyen Asya Naz Al, Özellikle Ramazan dolayısıyla iki öğüne düşen beslenme modelimizde protein eksikliklerinden dolayı kas kayıpları ortaya çıkıyor. Bu nedenle aslında mutlaka tabaklarımızda proteine yer vermemiz gerekiyor. İftarda et, tavuk, balık veya yeşil mercimek gibi kuru baklagillerden fayda alabiliriz. Yine mutlaka tabaklarımızda sebze, özellikle haşlanmış sebzeler olabilir ya da salata şeklinde sebzeleri tercih edebiliriz. Mutlaka sebze ve proteini tabaklarımıza eklememiz gerekiyor. Ramazan”da dikkat etmemiz gereken en önemli şeylerden biri aslında su tüketimi. Su tüketimi bizim için çok önemli çünkü vücut bütün gün aslında 15-16 saat kadar susuz kalıyor. Özellikle su tüketimimizi iftar ve sahur arasına yayarak yani ne sahurda bir anda su tüketimine yüklenmek doğru ne de iftarda yüklenmek doğru” diyerek sözlerini tamamladı.
Source: Internet Haber
Her gün lıkır lıkır içtiğiniz o içecek kel bırakıyor
Floridalı Yoğun Bakım Uzmanı Dr.Neeane Neena Chandrasekaran, gazlı içeceklerin erkeklerde saç döktüğünü ve kelliğe neden olduğunu söyledi. Ayrıca kelliğe de neden olan bu içecekler için “içmeyin” uyarısında bulundu.
KEL KALMAK İSTEMİYORSANIZ BU İÇECEKTEN UZAK DURUN
Doktorlar da “saçlarınıza veda etmek istemiyorsanız bir içecekten uzak durun” diyor. Bu içecekler enerji ve gazlı içecekler!
Sosyal medyada hesabından bir video yayınlayan Dr. Chandrasekaran vücudun horman dengesini bozan ürünleri anlattı. Ve bun yüksek kafein içerdiğini, stres hormonu olan kortizol seviyelerini artırdığını ifade etti. Dr. Chandrasekaran “Aşırı şeker ise zayıf kan dolaşımı ve iltihaplanmaya neden olarak hem saç köklerini zayıflatabilir hem de saç dökülmesini artırabilir. Yüksek kortizol seviyeleri ve şekerin birleşimi kaygı duygularını şiddetlendirebilir ve sinir sistemini aşırı uyarabilir. Stresin artması saç dökülmesine de yol açar çünkü bu durum daha fazla iltihaplanmaya sebep olur.” dedi.
U ŞEKLİNDE KELLEŞME YAŞANIYOR
2023 yılında yapılan bir araştırmada, haftanın 7 günü tatlı içecek içen erkeklerin saç döküle ihtimali, bunları tüketmeyenlerden 3 kat fazla çıktı. Uzmanlar özellikle enerji içeceklerinden uzak durulmasını gerektiğini vurguluyor. Bu içecek, ön taraftaki saç çizgisinin geriye çekilmesine ve başın tepesindeki kel alanın giderek büyüyerek kafada belirgin bir U şekli oluşturmasına neden oluyor.
Source: Haber Merkezi
Paketin üzerinde yazanlar yalanmış! Bakanlık, vatandaşı kandıran markaları tek tek ifşa etti
Tarım ve Orman Bakanlığı, “Taklit ve Tağşiş Yapılan Gıdalar” ile “Sağlığı Tehlikeye Düşürecek Gıdalar” listesini güncellemeye devam ediyor. Bu güncellemeler; zeytinyağı iddiasıyla tohum yağı satışı yapan firmaları tek tek ifşa ederken, beş peynir markasının paket üzerindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. PEYNİRLERİN YAĞ ORANLARI DÜŞÜK Zeytinyağına tohum yağı, peynirlerde ise yağ oranlarının düşük olduğu belirlendi. Lokma, Zeki Kuloğlu, Tarım Dünyası, Boyacıoğulları Ömür ve Özlüce gibi peynir markalarının hile yaptığı tespit edildi. Hile yapılan zeytinyağı markaları ise şöyle: ÖzlüceÇağlarca Gold Ayvalık Yeni Vakıf Gurme Dalından Ayvalık Gemlik Gerçek Gemlik Ayvalık Yeni Ayvalık Grand Yayla Gold Efe Ayvalık Birlikİşte yayınlanan o liste
Source: Haberler
Tavuk etini işte bu yüzden sakın yıkamayın
Çoğu kişi tavuk yemekleri yaparken çiğ tavuğu önce yıkıyor. Fakat bu durum doğru bilinen yanlış alışkanlıklardan biri. Hijyen açısından gerekli olduğu düşünülse de zararlı bir alışkanlık. Singapurlu Dr. Samuel Choudhury, bu alışkanlığın beklenenden daha fazla zarar verebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Çiğ etin yıkanmasının sanılandan daha güvenli olmadığını ifade eden Dr. Choudhury, bu yaygın alışkanlığın aslında tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini söylüyor. Tavuğun yıkanmasının bakterilerden arınacağı düşüncesinin yaygın hatalardan biri olduğunu aktaran Dr. Choudhury,” Çiğ tavukla temas eden herkes aynı derecede şanslı olmayabilir.” dedi.
SALMONELLA VİRÜSÜ BARINDIRIYOR
2019 yılında yapılan bir araştırmada da çiğ tavukları musluk altında yıkayan kişilerin, salmonella gibi zararlı bakterileri mutfakta yayma riskini artırdığını ortaya çıkmıştı.
BAKTERİLER DİĞER GIDALARA DA BULAŞIYOR
ABD Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından gerçekleştirilen çalışmaya göre, çiğ kümes hayvanlarını yıkamak bakterilerin diğer gıdalara bulaşmasına da neden olabileceği ortaya konuldu.
Mutfakta bulunan herkesin bu bulaşmadan etkileneceği belirtildi. Dr. Choudhury, su sıçramalarının tezgâh, lavabo ve çevresindeki diğer mutfak gereçlerini kirletebileceğine dikkat çekiyor. Ona göre, tavuğu lavaboda yıkamak, bakterilerin 80 cm”ye kadar yayılmasına sebep olabilir ve bu da meyve, sebze ve diğer gıdaların kontamine olmasına yol açabilir.
Dr. Choudhury, çoğu insanın çiğ tavukla temas ettikten sonra ellerini yeterince uzun süre ya da doğru şekilde yıkamadığını bu hatanın enfeksiyon riskini artırdığını vurguladı.
ÇİĞ TAVUK ETİ NASIL YIKANMALI?
Dr. Choudhury”ye göre, en iyi yöntem tavuğu doğrudan 75 dereceye ulaşana kadar pişirmek. Bu sıcaklıkta pişirilen tavukta bakteri kalmayacağını ifade eden Dr. Choudhury, bunun için ekstra temizlik işlemlerine gerek duyulmayacağın söyledi. Eğer tavuğun haşlanması tercih edilirse kaynatılan suyun kesinlikle dökülmemesi gerektiğini de ekliyor.
TAVUĞU DEĞİL ELİNİZİ YIKAYIN
Dr. Choudhury, tavuğu değil aksine ellerin yıkanması gerektiğinin altını çiziyor. Singapurlu doktor, ayrıca tavuğu suyla da yıkamak istemeyenleri içinde kağıt havluyla bu temizliğin sağlanabileceği önerisinde de bulundu.
Source: Haber Merkezi
Erkeklerde testosteron dibe vurdu! Uzmanlar liste verdi: Hemen bunları yiyin
Bilim insanları, geçmiş yıllara kıyasla erkeklerde ortalama testosteron seviyelerinin ciddi oranda azaldığını belirtiyor. Günümüzde birçok erkek, enerji eksikliği, kas kaybı, depresif ruh hali ve libido düşüklüğü gibi sorunlarla karşı karşıya.
Hormon dengesindeki bu değişimin arkasında ise modern yaşamın getirdiği birçok olumsuz etken bulunuyor.
Düzensiz uyku, işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, plastiklerde bulunan zararlı kimyasallar ve stres, vücudun doğal testosteron üretimini baskılıyor.
Ancak bu düşüşün önüne geçmek mümkün. Uzmanlar, testosteron seviyelerini korumanın en etkili yolunun sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek olduğunu belirtiyor. Doğru beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimi, hormon dengesini destekleyen en önemli faktörler arasında yer alıyor.
TESTOSTERONU YÜKSELTMEK İÇİN BUNLARI YİYİN
Düşen testosteron seviyeleri, beslenmeyle kısmen kontrol altına alınabiliyor. İşte hormon dengesini destekleyen bazı doğal gıdalar:
Yumurta – İçerdiği sağlıklı yağlar ve D vitamini sayesinde testosteron üretimini destekler.
Kırmızı Et – Çinko ve demir açısından zengin olup testosteron üretimini teşvik eder.
Deniz Ürünleri (İstiridye, Somon, Ton Balığı) – Çinko ve Omega-3 yağ asitleriyle hormon seviyelerini dengeler.
Kuruyemişler (Badem, Ceviz, Fındık) – Sağlıklı yağlar ve mineraller açısından zengin olup testosteronu artırır.
Yeşil Yapraklı Sebzeler (Ispanak, Pazı, Roka) – Magnezyum içeriğiyle hormon üretimine katkıda bulunur.
Sarımsak ve Soğan – İçerdiği doğal bileşenler sayesinde testosteron üretimini artırır.
Zeytinyağı – Sağlıklı yağlar sayesinde vücudun hormon dengesini korumasına yardımcı olur.
Avokado – İçerdiği tekli doymamış yağlar ile testosteron seviyelerini yükseltir.
Bitter Çikolata (Yüksek Kakao Oranı) – Stres hormonlarını düşürerek testosteron seviyesini artırabilir.
Yoğurt ve Kefir – Probiyotik içeriğiyle bağırsak sağlığını koruyarak hormon üretimine destek olur.
Source: Sonuç Sürmeli