Tavuk göğsü nasıl pişirilir?
Ayrıca, düşük yağ içeriğiyle, kalp sağlığını korumak isteyenler ve kilo kontrolü yapanlar için de harika bir alternatiftir. İçeriğindeki protein, kas kütlesini artırmaya yardımcı olurken, sağlıklı bir metabolizma için gerekli olan besin öğelerini sunar. Eğer tavuk göğsü fırınlama, ızgara veya haşlama gibi düşük yağda pişirme yöntemleriyle hazırlanırsa, kalori miktarı daha da düşük olur. Bu nedenle, tavuk göğsü, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek isteyenler için mükemmel bir besin seçeneğidir. TAVUK GÖĞSÜ NASIL PİŞİRİLİR? Tavuk göğsü, sağlıklı ve hafif bir et seçeneği olarak oldukça popülerdir. Ancak, tavuk göğsünü pişirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, etin kuru olmadan, lezzetli ve yumuşak bir şekilde pişirilmesidir. Pişirme yöntemine göre farklı teknikler ve marinasyonlar kullanarak, tavuk göğsü çok daha lezzetli hale getirilebilir. İlk olarak, tavuğun taze olmasına dikkat edilmelidir. Taze tavuk göğsü, etin doğru şekilde pişirilmesi için gereklidir. Tavuk göğsünü pişirmeden önce, etin kalitesini artırmak için marinasyon yapmak idealdir. Zeytinyağı, tuz, karabiber, limon suyu ve taze otlar gibi malzemelerle hazırlanan marina, tavuk etinin daha lezzetli ve yumuşak olmasını sağlar. Tavuk göğsünü, marinada yaklaşık 20-30 dakika bekletmek, bu tatların ete geçmesini sağlar. Izgara tavuk göğsü, en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biridir. Izgara yapılmadan önce, tercihe göre ince dilimler halinde kesilebilir veya bütün bırakılabilir. Tavuk göğsünü ızgarada pişirirken, ızgarayı önceden ısıtmak ve etin her iki tarafını da 4-5 dakika kadar pişirmek gereklidir. Izgarayı fazla sıcak tutmamaya dikkat edin, çünkü çok yüksek ısıda pişirilen tavuk dıştan yanabilir, içi ise çiğ kalabilir. Izgarada pişirirken tavuk göğsü üzerinde marinayı bırakmak, dışının lezzetli ve nemli kalmasını sağlar. Bir başka popüler yöntem ise tavada pişirme yöntemidir. Tavada pişirirken, öncelikle tavayı ısıtın ve üzerine az miktarda zeytinyağı veya tereyağı ekleyin. Tavuk göğsünü tavaya koymadan önce tuz, karabiber ve baharatlarla tatlandırmak faydalı olur. Tavuğun her iki tarafı da altın rengi olana kadar pişirilir. Tavanın kapağını kapatmak, etin içinin pişmesini ve sulu kalmasını sağlar. Tavuk göğsü pişirildikten sonra birkaç dakika dinlendirilirse, etin suyu içine çekilir ve daha lezzetli olur. Fırınlama yöntemi de tavuk göğsü için harika bir pişirme tekniğidir. Bal, limon, sarımsak ve baharatlarla yapılan bir marinasyon, etin tatlarını iyice içselleştirmesini sağlar. Fırını 180-200 dereceye önceden ısıtın ve tavuk göğsünü fırın tepsisine yerleştirin. Tavuk göğsünü yaklaşık 20-30 dakika arasında pişirmeniz yeterli olacaktır, ancak fırın ısısına göre pişirme süresi değişebilir. Fırında pişirirken, etin kuru olmaması için üzerini alüminyum folyo ile kapatmak da faydalı olabilir. Buharda pişirme de sağlıklı bir alternatif olup, tavuk göğsünün lezzetini ve besin değerlerini korur. Buharda pişirme işlemi sırasında, tavuk göğsünü hafifçe baharatlayarak 10-15 dakika kadar pişirebilirsiniz. Bu yöntem, etin doğal lezzetini kaybetmeden yumuşacık olmasını sağlar. Tavuk göğsü pişirme tekniğinde dikkat edilmesi gereken nokta, aşırı pişirmemek ve etin kurumasını engellemektir. Ayrıca, tavuk piştikten sonra birkaç dakika dinlendirmek, etin suyunun içinde kalmasını sağlar ve yumuşaklık açısından büyük fark yaratır. TAVUK GÖĞSÜ PİŞİRMENİN PÜF NOKTASI Tavuk göğsü pişirme yönteminin püf noktası, etin kuru olmadan yumuşak ve lezzetli bir şekilde pişirilmesini sağlamaktır. Tavuk göğsü, düşük yağ içeriğiyle sağlıklı bir seçenek olmasına rağmen, pişirilirken genellikle kuruma eğilimindedir. Bunun önüne geçmek için birkaç teknik vardır. İlk olarak, tavuk göğsünü pişirmeden önce marinasyon yapmak, etin lezzetini artırırken aynı zamanda nemli ve yumuşak olmasını sağlar. Zeytinyağı, limon suyu, sarımsak, tuz, karabiber ve taze otlar gibi malzemelerle hazırlanan marina, tavuk etine tat verirken, etin dokusunu da yumuşatır. Tavuk göğsünü marinada 20-30 dakika kadar bekletmek, etin içine bu tatların iyice işlemesini sağlar. Marinasyon süresi çok uzun olmamalıdır çünkü tavuk eti zaten hassas bir yapıya sahiptir. Tavuk göğsünü ızgarada pişirirken, ızgaranın iyi ısındığından emin olun ve tavuk göğsünü doğrudan ızgaraya yerleştirmeden önce hafifçe yağlayın. Etin her iki tarafını da 4-5 dakika kadar pişirmeniz yeterli olacaktır, ancak tavuk göğsünün kalınlığına göre bu süre değişebilir. Izgarada pişirirken, tavuk etini sıkça çevirmemek gerekir, çünkü fazla çevirmek etin suyunun kaybolmasına yol açabilir. Fırında pişirirken, tavuk göğsünü önceden ısıtılmış 180-200 derece fırına yerleştirerek yaklaşık 20-30 dakika pişirebilirsiniz. Fırınlama sırasında, etin kurumasını önlemek için üzerini alüminyum folyo ile kapatmak iyi bir yöntem olabilir. Ayrıca, pişirme süresini çok uzatmamaya dikkat etmelisiniz; tavuk göğsü, fazla pişirilirse kurur ve lezzetini kaybeder. Bir başka püf noktası ise tavada pişirme yönteminde, tavayı önceden iyice ısıtmak ve tavuk göğsüne çok fazla yağ eklememektir. Sadece az miktarda zeytinyağı veya tereyağı kullanarak, tavuk göğsünü altın rengi alana kadar pişirebilirsiniz. Tavanın kapağını kapatmak, etin içinin pişmesini ve sulu kalmasını sağlar. Pişirme sırasında tavuk göğsünü fazla çevirmemek, etin suyunun kaybolmaması için önemlidir. Tavuk göğsü piştikten sonra, birkaç dakika dinlendirmek de etin suyunun içinde kalmasını sağlar ve daha lezzetli bir sonuç elde edilir. Kısacası, tavuk göğsünü pişirirken püf noktası, doğru pişirme süresi ve marinasyonla etin lezzetinin derinleşmesi, böylece tavuğun sulu ve yumuşak kalmasını sağlamaktır. Tavuk göğsü, hafif ve sağlıklı bir protein kaynağı olduğundan, yanında taze ve dengeli garnitürler ile harika bir uyum yakalar. En iyi eşlik eden yan lezzetler, tavuk göğsünün doğal tadını öne çıkarırken aynı zamanda yemeği daha zengin hale getirir. Yeşil salata özellikle taze roka, marul, domates, salatalık, zeytinyağı ve limon ile hazırlanarak tavuk göğsünün hafif yapısıyla mükemmel bir uyum sağlar. Salatadaki asidik tatlar, tavuğun hafifliğini tamamlar ve yemeği ferahlatır. Tavuk göğsüyle çok iyi giden bir diğer seçenek ise zeytinyağlı sebzelerdir. Fırında pişirilmiş patates, havuç, kabak ve mantar gibi sebzeler, tavuğun yanında hem doyurucu hem de lezzetli bir alternatif oluşturur.
Source: Habertürk
Dil balığı nasıl pişirilir?
Hafifliğiyle öne çıkan ama mutfakta özen isteyen dil balığı yüzeyde kolay gibi görünse de pek çok püf noktasını içinde barındırıyor. Bu noktalar atlandığında, yemeğin sonu genellikle hayal kırıklığı olabiliyor. Sizler için hazırladığımız yazımızda Dil balığı nasıl pişirilir? Dil balığı pişirmenin püf noktaları nelerdir, nelere dikkat etmek gerekir? Sorularının cevaplarını derledik. DİL BALIĞI NASIL PİŞİRİLİR? Dil balığı, hassas ve ince yapısıyla doğru pişirme yöntemi uygulanmadığında kolayca dağılabilen özel bir balıktır. Pişirme süresi oldukça kısa olmalıdır. Fileto şeklindeki bir dil balığı genellikle her iki yüzü 2-3 dakika pişirilerek servise hazır hale gelir. Uzun süre pişirmek, balığın kurumasına ve aromasını kaybetmesine neden olur. DİL BALIĞI PİŞİRME TEKNİĞİ Tavada kızartma yöntemi en sık tercih edilen yöntemdir. Burada balığın iki yüzü çok az unla kaplanır. Bu hem balığın tavada yapışmasını önler hem de dışını altın sarısı bir renge dönüştürür. Tavaya zeytinyağı ve bir miktar tereyağı karışımı koymak, hem kızarma kalitesini artırır hem de ekstra bir aroma katar. Balığın fileto kısmı tavaya konmadan önce fazla un silkelenmeli; aksi halde yağda un yanabilir ve lezzeti bozabilir. Sağlıklı beslenmek isteyenler fırında pişirme tekniğini kullanabilir. Fırında pişirmek isteyenler için düşük sıcaklıkta, 170-180 derecede 10-12 dakika arasında pişirmek idealdir. Balığın üzerine limon dilimleri, defne yaprağı ve zeytinyağı eklemek; içeriden nemli ve aromatik kalmasını sağlar. Yanına domates, kabak veya patates dilimleri eklenerek dengeli bir tabak hazırlanabilir. Buğulama yöntemi de kullanılabilir. Soğan, defne yaprağı, tane karabiber ve birkaç damla beyaz şarap ile yapılan klasik bir buğulama tekniği, dil balığının zarif aromasını ön plana çıkarır. Kapağı kapalı bir tavada, çok kısık ateşte, buharla pişirildiğinde balık, adeta yumuşacık bir kıvama ulaşır. DİL BALIĞI TARİFİ Malzemeler: 2 adet dil balığı filetosu 3 yemek kaşığı un (arzuya göre mısır unu da kullanılabilir) 3 yemek kaşığı zeytinyağı 1 yemek kaşığı tereyağı 1 diş sarımsak 1 limonun suyu ve kabuğu Tuz, taze çekilmiş karabiber Kıyılmış taze maydanoz Yapılışı: Balıkları temizledikten sonra kağıt havluyla iyice kurulayın. Tuz ve karabiberle her iki tarafını tatlandırın. Balıkları hafifçe una bulayın. Fazla unları silkeleyin. Genişçe bir tavaya zeytinyağı ve tereyağını birlikte koyun. Orta ateşte yağı ısıtın. Balıkların önce cilt tarafını tavaya yerleştirip 2-3 dakika kızartın. Ardından diğer tarafı da aynı şekilde pişirin. Pişmeye yakın limon suyu ve limon kabuğu rendesini ekleyin. Tavayı ocaktan aldıktan sonra kıyılmış maydanozu serpiştirin. Yanına roka salatası, fırınlanmış bebek patates ya da hafif bir püre ile mükemmel bir akşam yemeği tabağı hazırlanabilir. DİL BALIĞI PİŞİRMENİN PÜF NOKTASI Dil balığı pişirmenin püf noktaları, hem balığın yapısal hassasiyetine hem de aromasına saygı duymayı gerektirir. İşte dil balığı pişirirken dikkat edilmesi gereken noktalar. Etinin diri, kokusuz ve parlak olması gerekir. Taze olmayan balık pişirildiğinde hem dağılır hem de lezzetsiz olur. Islak kalan balık, tavada kızartılırken yağa su bırakır, bu da hem lezzeti bozar hem tehlikeli olabilir. Kalın bir un tabakası değil, ince bir kaplama idealdir. Bu hem çıtırlık verir hem de balığın doğal tadını gölgelemez. Limon suyu veya sirke gibi asidik bileşenler eti sertleştirebilir. Bu nedenle pişirme tamamlanmadan önce eklenmemelidir. Balığın kırılmaması için bir spatula yardımıyla, dikkatli şekilde çevrilmelidir. Filetoysa daha da hassas davranılmalı. DİL BALIĞI ÖZELLİKLERİ Dil balığı, yassı ve ince yapılı olmasıyla tanınır. Genellikle kumluk ve sığ deniz tabanlarında yaşar. Avrupa mutfağında sole ismiyle bilinen türleri en çok tercih edilen deniz ürünlerindendir. Beyaz etli ve düşük yağ oranına sahiptir. Bu nedenle hem diyet yapanlar hem de sindirim sorunu olanlar için uygundur. Kılçıksız yapıya sahiptir. Fileto formunda satıldığında neredeyse hiç kılçık içermez. Çocuklar veya ileri yaştaki bireyler için idealdir. Besin değeri yüksektir. Protein içeriği ile kas gelişimini destekler. Omega-3 değeri orta düzeyde olsa da içeriğindeki fosfor ve B grubu vitaminleriyle zengindir. Hafif deniz aromalı, yumuşak dokulu bir et yapısına sahiptir. Baharat veya soslarla kolay uyum sağlar ama kendi tadı da baskın ve zarif olduğu için aşırı tatlandırmaya gerek kalmaz. Pişirme uygunluğuna göre farklı teknikler kullanılabilir. Kızartma, buğulama, fırın ve ızgara gibi pek çok pişirme yöntemiyle uyum sağlar. Özellikle Fransız mutfağında şarapla buğulama sıkça uygulanır.
Source: Habertürk
Bill Gates”in kızı babasının hastalığını yanlışlıkla ifşa etti
Stanford Üniversitesi öğrencisi Phoebe Gates, “Call Her Daddy” adlı podcast”te, babası Bill Gates”in daha önce kamuoyuna resmi olarak açıklanmayan hastalığını ifşa etti.Sevgilisini evine getirdiğinde babasının sosyal açıdan ne kadar garip davrandığını anlatan Phoebe, “Bu sevgilim için korkutucuydu. Benim içinse çok komikti çünkü babam sosyal açıdan oldukça beceriksizdir. Daha önce de söylediği gibi, Asperger hastası. Bu yüzden benim için çok komikti.” dedi.DAHA ÖNCE KAMUOYUNA RESMİ OLARAK AÇIKLANMAMIŞTIBill Gates daha önce “otizm spektrumu”na ait bazı özellikleri taşıdığını kabul etse de bugüne kadar herhangi bir resmi tanıdan söz etmemişti. Bu nedenle kızının açıklaması, Gates ailesinden ilk kez doğrudan gelen bir sağlık bilgisi olarak dikkat çekti. Bill Gates ise, konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Source: Erkan Talu
Kuzu böbrek nasıl pişirilir?
Mutfakta sakatatla çalışmak cesaret ister; ama aynı zamanda bilgi ve denge de gerektirir. Pek çok kişi bu malzemeyi merak etse de, işin incelikleri konusunda yeterince bilgi sahibi değil. Özellikle doğru temizleme yönteminden başlayarak pişirme aşamasına kadar atılacak her adım, yemeğin sonucunu doğrudan etkiler. Peki, bu süreci nasıl yönetmeli? Merak edilen tüm detaylar ve dikkat edilmesi gereken noktalar yazımızda sizlerle. KUZU BÖBREK NASIL PİŞİRİLİR? Kuzu böbrek, sakatat dünyasında damakta bıraktığı zengin tat ve yoğun aromayla öne çıkan bir lezzet. Ancak doğru şekilde pişirilmediğinde, lezzetinden çok kokusuyla akılda kalabilir. İşin sırrı ise temizlik ve pişirme sürecinde gizli. Kuzu böbrek pişirmeye karar verdiyseniz, öncelikle içindeki zarların, damarların ve idrar kanallarının titizlikle ayıklanması gerekiyor. Bu adımı atlamanız, ne kadar güzel pişirirseniz pişirin hoş olmayan bir sonuçla karşılaşmanıza neden olabilir. KUZU BÖBREK PİŞİRME TEKNİĞİ Kuzu böbrek pişirme yöntemi bu ürünü tanımaktan geçer. Yoğun aromalı, kendine özgü bir dokusu olan bu et parçası, klasik etlerle aynı kurallarla pişirilmez. Öncelikle böbrekleri hazırlarken soğuk su altında dikkatlice yıkamalı, zarlarını bıçak yardımıyla temizlemeli ve içindeki damarları çıkarmalısınız. Ardından 1-2 saat süreyle suda veya sirkeli-karbonatlı suda bekletmek iyi bir ilk adımdır. Pişirmeye geçmeden önce böbrekleri dilimleyebilir veya bütün olarak bırakabilirsiniz. Eğer marine etmeyi düşünüyorsanız limon suyu, sarımsak, kekik ve biraz zeytinyağıyla kısa süreli bir marinasyon lezzeti artırabilir. Tavsiye edilen pişirme şekli hızlıca mühürleme tekniğidir. Bunun için önceden ısıtılmış döküm tava idealdir. Tereyağı veya zeytinyağı eşliğinde, yüksek ateşte, her yüzünü 1-2 dakika pişirmek böbreğin hem suyunu içinde tutar hem de dış katmanına hafif bir çıtırlık verir. Eğer kuzu böbreği sebzelerle harmanlamak istiyorsanız, mühürleme işleminden sonra kısık ateşe alabilir, soğan, biber ve domates gibi malzemelerle birlikte kısa süreli bir tencere yemeğine dönüştürebilirsiniz. Ancak bu durumda dahi toplam pişirme süresi 10 dakikayı geçmemelidir. KUZU BÖBREK TARİFİ Malzemeler: 500 gram kuzu böbrek 2 yemek kaşığı tereyağı 1 yemek kaşığı zeytinyağı 1 adet büyük kuru soğan 2 diş sarımsak 1 çay kaşığı kekik pul biber Tuz, karabiber Hazırlanışı: Böbrekleri zarlarından ve damarlarından ayıklayın. Bol suda veya sirkeli suda 2 saat kadar bekletin. Suyunu süzüp havlu kağıtla kurulayın. Orta büyüklükte doğrayın. Tavada tereyağını ve zeytinyağını ısıtın. Soğanları ekleyip yumuşayana kadar kavurun. Sarımsakları ve ardından böbrekleri ilave edin. Yüksek ateşte 4-5 dakika boyunca böbrekleri soteleyin. Baharatları ve kekiği ekleyip karıştırın. Ocaktan almadan önce arzu ederseniz taze maydanozla son dokunuşu yapabilirsiniz. Yanında közlenmiş sebzeler, tereyağlı bulgur pilavı veya sade makarna ile servis edebilirsiniz. Lezzet dengesi açısından yanında limon da sunabilirsiniz. Aynı zamanda kokusu ağır geldiği takdirde kimyon da kullanabilirsiniz. KUZU BÖBREK PİŞİRMENİN PÜF NOKTASI Kuzu böbreğini lezzetli bir ana yemeğe dönüştürmek isteyenler için dikkat edilmesi gerekenler: Temizlenme aşamasında dikkat edilmelidir. Zarları, damarları ve idrar yolları mutlaka çıkarılmalı. Aksi takdirde istenmeyen koku ve sertlik oluşur. En az 1 saat, tercihen tuzlu-sirkeli suda bekletmek böbreğin kan ve kokusunu azaltır. Yağ seçiminde doğru tercih yapılmalı. Tereyağı aromayı yumuşatır ve geleneksel bir lezzet katar. Zeytinyağı ise daha nötr ve sağlıklı bir seçenek. Yüksek ateşte fazla pişirmeyin. 5-6 dakikadan uzun süre tavada kalan böbrek, lastik gibi sertleşir. Baharatlarda ölçülü olun. Baharat, böbreğin tadını maskelememeli. Kekik, kimyon, karabiber ideal tercihlerdir. Taze tüketin. Böbrek piştikten sonra bekletilmemeli. Servis ederken sıcaklığı ve kıvamı çok önemli. KUZU BÖBREK YEMEK İSTEYENLER NELERE DİKKAT ETMELİ? Kuzu böbrek gibi sakatatlar, herkesin damak zevkine uygun olmayabilir. Bu nedenle ilk kez tüketecek olanlar dikkatli tüketmeli ve alerjen hassasiyetine dikkat etmelidir. Aldığınız böbreğin rengi canlı, dokusu sıkı olmalı. Gri veya kahverengiye dönük renk değişimleri tazelik kaybına işaret eder. Bu yüzden evde alıp pişirmek isteyenler de dışarıda tüketmek isteyenler de güvenilir yerlerden alım yapmalıdır. Sakatatlar, hijyen koşullarına en duyarlı ürünlerdir. Güvenilir kasaplardan veya et reyonlarından alınmalıdır. Kolesterol, gut hastalığı veya böbrek rahatsızlığı olan bireyler sakatat tüketmeden önce doktorlarına danışmalıdır. Kuzu böbreğin kokusu ve aroması yoğun olabilir. Bu nedenle ilk denemede az porsiyonla başlamak daha iyi bir deneyim sunar. Böbrek, klasik bir akşam yemeğinden ziyade daha meraklı damaklara hitap eder. Bu nedenle doğru eşlikçilerle servis edilmelidir.
Source: Habertürk
Cildiniz ve mideniz için yaz rehberi! Medipol’den yaza sağlıklı giriş tüyoları
Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, bu dönemin getirdiği sağlık riskleri de gündeme geldi. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Makbule Dündar ve Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Diyetisyen Asya Naz Al, altın değerinde bilgiler paylaştı. Dermatoloji Uzmanı Dr. Dündar, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin ve nemlendiricilerin düzenli kullanımını önerirken, Diyetisyen Al ise yazın artan sıvı kaybını dengelemek için su ve mineral desteğinin önemini vurguladı. Her iki uzman da yaz döneminde cilt ve saç sağlığını korumanın ve beslenme düzenine dikkat etmenin uzun vadede birçok sağlık sorununu önleyeceğine dikkat çekti. CİLDİNİZİ GÜNEŞTEN KORUYUN, NEMLENDİRMEYİ UNUTMAYINYaz aylarında güneş ışınlarının cilde zarar verebildiğini belirten Dr. Makbule Dündar, cilt hassasiyeti olan kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. “Eğer cildiniz hassassa, güneş alerjiniz varsa ya da lekelenmeye eğilimli bir yapınız varsa mutlaka en az SPF 50 koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmalısınız. Melazma gibi hormonal değişikliklere bağlı lekelerde de bu çok önemlidir. Ayrıca ailede cilt kanseri öyküsü varsa, seçilen güneş koruyucunun hem UVA hem UVB ışınlarına karşı etkili olması büyük önem taşır” dedi. SAÇLARINIZA ÖZEL YAZ BAKIMI UYGULAYINCilt bakımında yapılan en büyük yanlışlardan birinin yazın nemlendirici kullanımını bırakmak olduğunu belirten Dr. Dündar, “Cildimiz yazın da neme ihtiyaç duyar. Daha likit, akışkan nemlendiricilerle destek sağlamak gerekir. Günde en az 2-3 litre su içilmeli. Yazın soyucu, retinoik asit içeren ürünlere ara vermek gerekir, çünkü bu ürünler güneş hassasiyetini artırır” dedi. Güneş, deniz ve havuzun saç sağlığını da etkilediğine dikkat çeken Dr. Dündar, saç bakımına da yaz aylarında özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı. “Saçlarımıza argan yağı gibi bitkisel yağlarla bakım yapabilir, masajla kan dolaşımını artırabiliriz. Saç dökülmeleri için glikan ve protein içerikli takviyeler kullanılabilir. Saç dökülmesine karşı losyon ve spreyleri de bu dönemde rahatlıkla kullanabiliriz” ifadelerini kullandı. YAZIN ARTMASIYLA SU KAYBI DA ARTIYORYaz aylarında vücut ısısının artmasına bağlı olarak ciddi sıvı kayıpları yaşandığını belirten Diyetisyen Asya Naz Al, bu dönemde su tüketiminin hayati önem taşıdığını vurguladı. “Yazın vücudumuz çok daha hızlı dehidrasyona uğruyor. Günde en az iki buçuk – üç litre su içilmeli. Su içmekte zorlananlar, suyu limon, tarçın veya elma kabuğuyla tatlandırarak tüketebilir. Ayrıca, terleme ile kaybedilen minerallerin yerine konulabilmesi için her gün bir şişe maden suyu içilmesini öneriyorum” dedi. TATLI MEYVELERDE PORSİYON KONTROLÜNE DİKKATMeyve ve sebze tüketiminin bu dönemde önemli olduğuna işaret eden Al, özellikle kavun ve karpuz gibi şeker oranı yüksek meyvelerde porsiyon kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. “Karpuz yerken yanında bir dilim peynir tüketmek, kan şekerinin daha dengeli yükselmesini sağlar. Bu da daha uzun süre tok kalmaya yardımcı olur” diye belirti. Yazın sindirim sisteminin daha fazla zorlandığını belirten Diyetisyen Al, yağlı ve fast food tarzı gıdalardan uzak durulması gerektiğini de vurguladı. “Yemeklerin yanına yoğurt, kefir gibi probiyotik içerikli gıdaları eklemek sindirimi kolaylaştırır. Turşu ve sirke gibi ürünlerle de bu destek sağlanabilir. Salatalara 1-2 kaşık sirke eklemek hem lezzet hem de fayda sağlar.” şeklinde konuştu. SOĞUK KAHVEYE DİKKAT, HER KAHVE İÇİN FAZLADAN SU İÇİNYazın gazlı içecek ve soğuk kahve tüketiminin arttığını ifade eden Al, bu içeceklerin vücuttan su atımını hızlandırdığını belirtti. “Soğuk kahveleri şekersiz ya da sadece sütle hazırlanmış şekilde tüketmeye özen göstermeliyiz. Eğer şekerli içiyorsak mutlaka hareketimizi artırmalı ya da su tüketimini yükseltmeliyiz. Kahve ve gazlı içeceklerin her bardağı için bir bardak fazladan su içmek gerekiyor, çünkü bu içecekler vücuttan su atılımını artırır” diyerek konuşmasını tamamladı.
Source: Internet Haber
Ferhat Göçer”den kötü haber! Hastalığını açıkladı
Asıl mesleği cerrahlık olan, diğer yandan da müzik kariyerine 23 yılından beri profesyonel olarak devam eden Ferhat Göçer, sevenlerini üzen bir haberle gündeme geldi. Ahmet Mümtaz Taylan”ın “Empati” programına konuk olan Ferhat Göçer, hem hastalığını açıkladı ve de doktorluk mesleğini neden bırakmadığını itiraf etti. 54 yaşındaki Göçer”in anlattıkları sosyal medyada yankı buldu.Survivor”da 15 seneden sonra bir ilk! Acun Ilıcalı”ya şok tehditHASTALIĞINI AÇIKLADIFerhat Göçer, borderline (kişilik bozukluğu) hastalığının sınırında olduğunu ve bu durumun hayatındaki en büyük sıkıntı olduğunu şu sözlerle aktardı: Sınırdayım, borderline durumum olabilir. Geçmişe saplantılı bir adamım, en büyük sıkıntım budur. Meşguliyet beni ancak bu durumdan kurtarıyor. Yoksa durduğum yerde, o bataklığın içinde kayboluyorum.Alişan”dan Çağla Şıkel açıklaması: Benden koptuktan sonra…DOKTORLUĞU BIRAKMAMA NEDENİGöçer, geçmişe takılı olma hastalığından bahsettikten sonra, iyi giden müzik kariyerine rağmen bugüne dek doktorluğu bırakmama nedenini ise henüz 1 yaşına gelmeden vefat eden kardeşi Serhat”a bağladı. Konuya ilişkin “Serhat için hekimliği bırakmamış olabilirim” dedi.
Source: Rabia Şekerci Güler
Çamaşır suyu kullanırken dikkat! Hijyen sağlarken sağlığınızı riske atmayın
Özellikle mutfak, banyo ve tuvalet temizliğinde vazgeçilmez olarak görülen çamaşır suyunun yanlış kullanımı hem sağlığınızı hem de çevrenizi ciddi şekilde etkileyebilir. Çamaşır suyunun doğru kullanımı ve riskleri hakkında bilmeniz gerekenler …Çamaşır Suyunun Sağladığı Hijyen ve Kullanım Alanları-Çamaşır suyu, içeriğindeki sodyum hipoklorit sayesinde bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmaları hızla yok eder.-Banyo ve tuvaletlerde mikropları öldürür.-Mutfak tezgahı ve zeminlerde hijyen sağlar-Beyaz çamaşırlardaki lekeleri çıkarır.-Fayans ve derz aralarında derinlemesine temizlik yapmak için kullanılır.Ancak çamaşır suyu, sağladığı hijyenin yanında tehlikeli gazlar yayarak solunum yolları, cilt ve göz sağlığı üzerinde ciddi sorunlara yol açabilir.Çamaşır Suyunun Zararları Nelerdir?Solunum Yolu Problemleri:Çamaşır suyunun yaydığı klor gazı, özellikle kapalı ve havalandırılmayan ortamlarda solunduğunda akciğerleri tahriş eder. Astım, bronşit ve KOAH gibi hastalıkları tetikleyebilir.Cilt Tahrişi:Cilde doğrudan temas ettiğinde yanma, kızarıklık ve kaşıntı gibi reaksiyonlara neden olabilir. Hassas ciltlerde egzama ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir.Göz Sağlığı Üzerindeki Etkisi:Çamaşır suyunun buharı gözlerde yanma, sulanma ve bulanık görme gibi problemlere sebep olabilir. Sıçraması durumunda gözde ciddi hasar bırakabilir.Zehirlenme Riski:Amonyak veya asidik temizleyicilerle karıştırıldığında zehirli gazlar açığa çıkar ve bu durum ölümcül olabilir.Çevreye Zarar:Kanalizasyona döküldüğünde doğaya karışarak su kaynaklarına zarar verir ve ekosistemi olumsuz etkileyebilir.Çamaşır Suyunu Kullanırken Nelere Dikkat Edilmeli?Hijyen sağlarken sağlığınızı riske atmamak için çamaşır suyu kullanırken şu adımlara dikkat etmelisiniz:Havalandırmayı İhmal Etmeyin:Çamaşır suyu kullanacağınız ortamı mutlaka havalandırın. Pencereleri açarak temiz hava akışı sağlayın.Koruyucu Ekipman Kullanın:Çamaşır suyu kullanırken eldiven, maske ve gözlük kullanarak cilt ve göz temasını önleyin.Asla Karıştırmayın:Çamaşır suyunu amonyak, tuz ruhu veya başka kimyasallarla karıştırmayın. Bu tür karışımlar zehirli gazların ortaya çıkmasına neden olabilir.Doğru Oranda Seyreltin:Çamaşır suyunu doğrudan kullanmak yerine mutlaka suyla seyreltin. Ürünün üzerinde belirtilen oranlara dikkat edin.Kapalı Şişelerde Saklayın:Çamaşır suyunu çocukların erişemeyeceği, serin ve kapalı bir ortamda saklayın.Doğal Alternatifleri Deneyin:Temizlikte sirke, karbonat ve limon suyu gibi doğal temizlik malzemelerini tercih ederek daha sağlıklı alternatifler kullanabilirsiniz.*Doğal Temizlik Malzemelerine YönelinHijyen sağlarken doğallıktan ödün vermemek adına çamaşır suyuna alternatif çözümler deneyebilirsiniz:Sirke: Antibakteriyel özellikleriyle yüzey temizliğinde etkilidir.Karbonat: Sert yüzeylerdeki lekeleri çıkarmak ve kokuları gidermek için kullanılır.Limon Suyu: Antiseptik özellik gösterir ve kötü kokuları ortadan kaldırır.
Source: Aslı Sumru Karaca
Taze fasulye nasıl pişirilir?
Taze fasulye, yaz aylarında mutfakların en çok tercih edilen sebzelerinden biri. Ancak her taze fasulye yemeği aynı lezzeti sunmuyor. Pişirme süresi, kullanılan malzemeler ve teknikler bu yemeğin sonucunu doğrudan etkiliyor. Evde taze fasulye pişirmek isteyenler için bazı kritik noktalar var. Hangi aşamalar lezzeti artırıyor? Hangi hatalar yemeğin tadını bozuyor? Tüm detaylar yazımızda sizleri bekliyor. TAZE FASULYE NASIL PİŞİRİLİR Taze fasulye, Türk mutfağının hem yaz hem de kış sofralarında yerini bulan, hafif ve sağlıklı bir sebze yemeğidir. Pişirme süreci, kullanılan malzemeler kadar yönteme gösterilen özenle de ilgilidir. Bu sebze ister zeytinyağlı olarak soğuk servis edilsin, ister kıymalı ya da etli olarak sıcak tüketilsin, lezzetini en çok yavaş pişirilmesine borçludur. Fasulyelerin sertliğini kaybetmeden yumuşaması, domatesin ve soğanın aromasıyla bütünleşmesi için her adımın hakkını vermek gerekir. Taze fasulyeyi pişirirken, hem vitaminini korumak hem de doğal rengini kaybetmemesini sağlamak için ani ısıya maruz bırakmamak önemlidir. TAZE FASULYE PİŞİRME YÖNTEMİ Zeytinyağlı Pişirme: Soğan, domates ve zeytinyağı ile birlikte, su eklenerek kısık ateşte yavaş yavaş pişirilir. Soğuk servis edilir, genellikle üzerine limon gezdirilerek sunulur. Etli Pişirme: Önce kuşbaşı et veya kıyma kavrulur, ardından soğan ve domates eklenir. Fasulyeler bu karışıma katılıp baharatlarla lezzetlendirilerek sıcak olarak sunulur. Buharda Pişirme: Besin değerlerini korumak isteyenler için, temizlenmiş fasulyeler buharda kısa süreli pişirilip salatalarda kullanılabilir. Haşlayarak Pişirme: Fasulyeler hafif diri kalacak şekilde haşlanır, ardından zeytinyağı, sarımsak ve limonla tatlandırılarak garnitür haline getirilir. Fırında Pişirme: Fırın kabında zeytinyağı, domates, sarımsak ve baharatlarla birlikte pişirilen fasulye, özellikle hafif yanık kenarları sevenler için ideal bir yöntemdir. TAZE FASULYE TARİFİ Malzemeler: 500 gram taze fasulye 1 adet büyük boy kuru soğan 2 adet olgun domates Yarım çay bardağı zeytinyağı 1 tatlı kaşığı toz şeker 1 tatlı kaşığı tuz 1 çay bardağı sıcak su Yapılışı Fasulyelerin uç kısımlarını koparıp isteğe göre ortadan ikiye ya da üçe bölün. Bol suyla yıkayıp süzülmeye bırakın. Kabuklarını soymak isterseniz, domatesleri önce sıcak suda bekletip ardından kolayca soyabilirsiniz. Rendelemek yerine minik doğramayı da tercih edebilirsiniz. Piyazlık (yarım ay) ya da ince küpler halinde doğranabilir. Bu, yemeğin dokusunda küçük ama lezzette büyük bir fark yaratır. Genişçe bir tencereye zeytinyağını alın, soğanları ekleyip kısık ateşte pembeleşinceye kadar kavurun. Bu aşamada sarımsak eklemek istiyorsanız şimdi ilave edebilirsiniz. Rendelenmiş domatesleri tencereye alın. Hafif suyunu çekinceye kadar birkaç dakika pişirin. Ayıklanmış fasulyeleri tencereye alın, domates ve soğanla karıştırın. Üzerine şeker ve tuzu ekleyin. Yaklaşık 1 çay bardağı kadar sıcak suyu gezdirin. Fasulyelerin hafif üzerini geçecek kadar su olması yeterlidir. Kapağını kapatın, kısık ateşe alın: Tencerenin kapağını kapatın ve yemeği kısık ateşte yaklaşık 35-45 dakika arasında pişirin. Bu süre fasulyenin tazeliğine göre değişebilir. Oda sıcaklığına gelince buzdolabında birkaç saat soğutun. Lezzetinin oturması için bir gün önceden hazırlanması önerilir. Soğuk olarak, üzerine birkaç damla limon suyu ve isteğe bağlı olarak ince kıyılmış dereotu ile servis edebilirsiniz. Yanında taze ekmek ve yoğurtla birlikte harika bir yaz öğünü olur. TAZE FASULYE PİŞİRMENİN PÜF NOKTASI Sert, lekesiz ve canlı yeşil renkteki fasulyeler ideal seçimdir. Fasulyeyi ikiye kırdığınızda çıt diye ses gelmelidir. Salçalı tarifler de tercih edilebilir ancak yazın lezzetli domatesleri varken mutlaka taze domates tercih edilmelidir. Soğuk sıkım, aroması güçlü bir zeytinyağı yemeğe karakter kazandırır. Az miktarda şeker, domatesin asidini dengeler ve sebzenin doğal tatlılığını ortaya çıkarır. Kısık ateşte, acele etmeden pişirilen fasulye hem daha lezzetli olur hem de besin değerini korur. Özellikle zeytinyağlı fasulye bir gün sonra, soğuk servis edildiğinde çok daha lezzetlidir.
Source: Habertürk