“Siber Güvenlik Güncel – İletişim Sorunları ve Afet Yönetimi”

Bakanlık afetlerde haberleşme sorununu kendi raporuna da yazmış, konu Meclis gündemine de girmiş: Göz göre göre, haberleşememe

İstanbul’da yaşanan depremin ardından haberleşme sisteminde yaşanan aksaklıklar konuşulurken; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Stratejik Planı’nda yer alan “afet ve acil durumlar ile seferberlik planlamalarına ilişkin görevlerin hangi birim sorumluluğunda yürütüleceğinin belirsiz ve yasal altyapısının yetersiz olduğu, bu nedenle ulaştırma ve haberleşme alanlarında koordinasyon sağlanamadığı” tespiti dikkat çekti. Planda olağanüstü durumlarda ulaştırma ve haberleşme kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması için 2025’te 500 bin TL ayrıldığı da yer aldı. Bakanlığın raporundaki bu tespitlerin önergelerle Meclis gündemine getirildiği de görüldü. İstanbul’da yaşanan deprem, acil durumlardaki haberleşme sorununu yeniden gündeme getirdi. Bu kapsamda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Stratejik Planı’ndaki bazı tespitler dikkat çekti. Bakanlık, 2024-2028 yılları için hazırladığı stratejik planına “Afetlerde ve olağanüstü durumlarda ulaştırma ve haberleşme kaynaklarının planlı, verimli ve etkin bir şekilde kullanılması sağlanacaktır” hedefini koydu. Ancak planda bu hedefe risk olarak “Afet ve acil durumlar ile seferberlik planlamalarına ilişkin görevlerin hangi birim sorumluluğunda yürütüleceğinin belirsiz ve yasal altyapısının yetersiz olması nedeniyle olağanüstü hallerde bakanlığımızın sorumlu olduğu ulaştırma ve haberleşme alanlarında koordinasyon sağlanamamakta” tespitine yer verildi. Bu nedenle “afet ve acil durum müdahale çalışmalarından istenilen verim alınamadığı” kaydedildi. 19 TELEFONLUK BÜTÇEPlanda afet durumlarında ulaştırma ve haberleşme kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması için ayrılan bütçe de dikkat çekti. Bu durum için 2024’te 250 bin TL, 2025’te 500 bin TL ve 2026’da 750 bin TL kaynak ayırılacağı belirtildi. Bakanlığın 2025 ve 2026 yılı için ayıracağını belirttiği toplam bütçenin yaklaşık 19 tane 65 bin liralık akıllı telefonun maliyetine denk geldiği görüldü. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in de bu bütçeyi bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdığı ve önergede bakanlığa “Yandaş müteahhitlere, garanti ödemelere milyarlarca TL’lik kaynaklar aktaran bakanlığın afet anında haberleşme süreçlerinin aksamaması için yürütülecek projelere bu kadar az kaynak ayırması kabul edilemez” eleştirisini yönelttiği görüldü. SORUMLULUK ‘ÖZEL SEKTÖRDE’Öte yandan; bakanlığın 2024 yılı faaliyet raporunda da haberleşme ile ilgili “Haberleşmenin afet ve acil durumlarda aksamaması için İstanbul ili başta olmak üzere afet riski olan illerimizin afet hazırlık çalışmalarına ilişkin operatörlerce alınması gereken tedbirler bakanlığımızca belirlenmiş ve bu tedbirlerin takibi sağlanmaktadır” tespitine yer verilmesi dikkat çekti. Ayrıca, TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in iki yıl önce TBMM Başkanlığı’na verdiği bir soru önergesi ile depremlerde yaşanan haberleşme sorununa dikkat çekerek Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na “Olası şiddetli bir deprem beklenen İstanbul başta olmak üzere; tüm ülke genelinde; baz istasyonlarının depremde etki almayacakları bir konumda bulunup bulunmadıkları, ileri teknoloji sayesinde diğer sinyal sağlayıcılar hususunda özel şirketlerin çalışmalar yürütüp yürütmedikleri incelenmiş midir?” sorusunu yönelttiği görüldü.Bakanlık da bu soruya 2 Mayıs 2024’te yaptığı dönüşte, sorumluluğun özel şirketlerde olduğuna işaret ederek “Ülkemizde elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmeciler, ilgili mevzuat ve yetkilendirmeye ilişkin hükümler kapsamında afet ve acil durumlara yönelik iş sürekliliği planlamalarını yapmakla yükümlü olup, işletmecilerin deprem sonrası bölgeye yönelik çalışmaları ve planlamaları takip edilmektedir” dedi.

Source: Sarp Sağkal


Şener Üşümezsoy’la ilgili bilimdışı kanaatlerim

Anksiyete, depresyon, stres, panik atak, odalarda duramama, asık surat, daimi kaygı…*Şener Üşümezsoy’un neden olduğu şeyler ise şunlardır:*Yaşama sevinci, tasasızlık, boş vermişlik, içsel huzur, üç saat yoga yapmış gibi bir his…*O halde konuş Şener Hoca konuş.Söylediklerine aklım yatmasa da hoşuma gidiyor vallahi.*Sevgili Şener Hocam.Çok karışık konuşuyorsun, çok hızlı konuşuyorsun, bazen kelimeleri yuvarlıyorsun.Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum, “İstanbul’da büyük deprem olmayacak” sözün hariç.Bu da bana yetiyor, hatta artıyor.*Bıktım usandım Celal Şengör’ün sürekli cehennemle korkutan vaizler gibi konuşmasından.Sen benim için altından ırmaklar akan cenneti anlatan vaizler gibisin Şener Hocam.*Geceleri mışıl mışıl uyumanın reçetesini veriyorum:*Üşemezsoy’u dinle, kuş gibi hafifle ve başını yastığa koyar koymaz bebekler gibi uyu.DEPREM VE KEDİM SEKTER – DEPREMDEN ÖNCE: Her zamanki gibi miskin miskin uyuyordu Sekter.*- DEPREM ANINDA: Tüylerinin herhangi birinde en küçük bir kıpırdama olmadı.*- DEPREMDEN SONRA: Zerre kadar ırgalanmadan miskin miskin uyumaya devam.TELEFONLARIN ÇALIŞMAMASIBÜYÜK depremin fragmanıydı yaşadığımız.Fragman bize gösterdi ki…Depremde telefon şirketleri yine sınıfta kaldı.*Aşırı yüklenme falan türü mazeretler kabul edilemez.Telefon şirketleri, bu soruna çare bulmak zorunda. ‘SKJELVET’ DİYE BİR FİLM BİR arkadaşım söyledi: Deprem filmi izleyince deprem korkusu hafifliyormuş.“O zaman bana bir deprem filmi tavsiye et” dedim. Bu filmi önerdi.*Oslo’da yaşanan depremi anlatıyor film.Başrolde Naci Görür tarzı bir jeolog var.*Bir başyapıt değil ama yine de sıkılmadan izletiyor kendini film.Deprem korkusunu hafifletmesi meselesine gelince…Yok, yok. Ben de öyle bir etki yaratmadı. Aksine kaygım daha da arttı.*Kıssadan hisse: Demek ki deprem filmleri, her bünyede aynı etkiye neden olmuyormuş.KARŞINIZDA İKİ FARKLI TÜRKİYESOSYAL MEDYA TÜRKİYE’Sİ- Herkes birbirine bağırıyor.- Herkes birbirine hakaret ediyor.- Herkes süper politik.- Herkesin yumrukları sıkılı.- Herkes birbirine düşman.- Herkes tahammülsüz, herkes öfkeli.- Herkes sabah akşam propaganda yapıyor.- Herkes sabah akşam İmamoğlu’nu konuşuyor.- Herkes sertlik yanlısı Tamil gerillası.- Herkes slogan atıyor.- Herkes aşağılayarak alay ediyor.- Herkes birbirine laf sokma derdinde.GERÇEK TÜRKİYE- Herkes o kadar da birbirine bağırmıyor.- Herkesin hakaret ettiği falan yok.- Herkes süper politik değil.- Herkesin yumrukları sıkılı değil, el sıkışmalar gırla.- Herkes birbirine düşman gibi bakmıyor.- Herkes öfkeli değil, çoğu yüzlerde anlayışlı bir tebessüm.- Herkes birer propagandist falan değil.- Herkes sabah akşam İmamoğlu’nu konuşmuyor.- Herkes sakin, herkes durağan, herkes işinde gücünde.- Herkes slogan atmıyor, millet normal konuşuyor.- Herkes aşağılayıcı alaycılığa yüz vermiyor, sokaklarda artistik yapan yok.- Herkes birbirine laf sokma derdinde değil, normal gündelik konuşmalar var ortalıkta.İTİKATTA / AMELDE2023 yılının aralık ayında yazdığım yazının başlığı şuydu:*İtikatta Naci Görürcü… Amelde Üşümezsoycu…*Bizim milli yaklaşımımız tam olarak böyle ve bu hiç değişmiyor.*İtikatta Naci Görürcüyüz.Yani Görür’ün söylediklerinin doğru olduğuna iman ediyoruz, inanıyoruz.*Amelde ise Üşemezsoycuyuz.Yani Üşümezsoy’un söylediklerine kulak vererek rahatlıyoruz ve depreme karşı hiçbir şey yapmıyoruz.

Source: Ahmet Hakan