“Siber Güvenlik Güncellemeleri – Tehditler ve Çözümler”

Cüneyd Altıparmak yazdı: Cinsiyet biyolojiktir

Bu gün İngiltere, Macaristan ve ABD”deki hukuki üç gelişmeye değinmek istiyorum. İngiltere Yüksek Mahkemesi, 16 Nisan”da verdiği bir karara ilişkin paylaştığı basın özetinde esas olanın “biyolojik cinsiyet” olduğuna dair bir tespitte bulundu. Karar, 2010″da çıkarılan Eşitlik Yasasında “erkek”, “kadın” ve “cinsiyet” kavramlarının ne anlama geldiğine ilişkin tavzih yapılmasına dair bir talebin sonucu. Karar biyolojik cinsiyet dışındaki durumlara yasal olarak atıf yapılmadığını kayıtlaması adına önemli. KARARIN ARKA PLANI Yüksek Mahkeme tarafından verilen kararı İskoç hükümeti ile “bir kadın grubu” (For Women Scotland) arasında bir süredir devam eden bir çekişmenin ürünü aslında. İskoç hükümeti, “cinsiyet tanıma sertifikasına sahip transseksüellerin” de “cinsiyete” dayalı korumalardan yararlanabileceği şekilde uygulamada bulunuyordu. Kadın grubu ise bu imtiyazların yalnızca “kadın olarak doğan” yani biyolojik olarak kadın olan kişiler için geçerli olduğunu ileri sürüyordu.BİR DÖNÜM NOKTASI OLABİLİR Yaklaşık 90 sayfalık karar baştan sona kadın, erkek, eşitlik ve ayrımcılık kavramlarını tartışıyor. Ve sonunda yasal olarak imtiyazdan veya haktan yararlanılacaksa ve bunun için kodifikasyon “kadın” veya “erkek” demiş ise bunun cinsiyet değiştirme suretiyle kazanılan duruma göre değil, doğuştan olan cinsiyete göre belirlenmesi gerektiğini belirtiyor. Karar bu yönüyle birçok alandaki kafa karışıklığını da noktalıyor. “Toplumsal cinsiyet” denilince “cinsiyet değiştirenlerin” kapsama girmediğine dair bir yorum yapmış oluyor aslında Mahkeme. Bu durum İngiltere”de başlayarak tüm dünyaya yayılabilir. Yeni tartışmalar başlatabilir. MACARİSTAN”DA ANAYASA DEĞİŞTİ!15 Nisan”da bir başka gelişme yaşandı bu bağlamda. Çocukların maddi ve manevi gelişiminin korunması maksadıyla bir anayasa değişikliğine gidildi ve bu değişiklik Mecliste onaylandı. Böylece LGBT bireylerin bazı haklarına kısıtlama getirilebilmesi anayasal zemine yaslandı. Bu bağlamda Hükümet adına konuşan Zoltan Kovacs”ın şu sözleri önemli: “Özellikle onur yürüyüşü gibi, çocukların esenliğini tehdit altına alanlara ve bu kimselerin savundukları ideolojilerin etkilerine karşı anayasal bir koruma getirdik”. “Meselelgbt.Com”Bu konuda çalışan Büyük Aile Platformu ve İstanbul Aile Vakfı”nın çalışmaları önemli… Bu kurumların yakından takip etmenizi, gelecek nesillere olan borcumuzu ödeme adına önemli buluyorum. Bir de hukukçu bir kardeşimize de dikkat çekmek istiyorum. Tek başına bu alanda yaptığı hukuki çalışmalar ile bizleri hareketlendiren ve güzel işlere imza atan Avukat Hatice Beyza Öztürk. Açtığı sosyal medya hesapları üzerinden konunun hukuki yönü başta olmak üzere, sosyolojik, tıbbı ve diğer yönlerini ele alan, hatta bu alandan konferanslar veren, konuşmalar yapan bir isim. Şahsen bir çok güncel gelişmeyi onun paylaşımlarından öğreniyorum… GOOGLE CEZA ALDI Bir başka tekel alanı da internet malumunuz. 17 Nisan”da Google hakkında ABD Adalet Bakanlığı arasında görülen davada karar çıktı. Karar kısmen Google aleyhine verildi. Buna göre Google”ın yayıncı reklam sunucuları ve reklam borsaları pazarlarında “kasıtlı olarak tekel gücü elde etmek ve sürdürmek” eyleminden sorumlu olduğuna karar verildi. Bu Google”ın yayıncı araçlarında istediği rakipleri dışlayabilme kabiliyeti ve bunun denetimsiz olması sebebiyle “antitröst yasaları” ihlal ettiği anlamına geliyor. YA BİZ? Her üç mesele de bizi ilgilendiriyor. LGBT tehdidine karşı ivedi olarak yasal ve anayasal zemine ihtiyaç var. Google başka olmak üzere tüm sosyal medya ve internet şirketleri ile “konuşarak çözmeye çalıştığımız” meselelere bir hukuki zemin getirmek zorundayız. Bu çağın en büyük sorunu bu… Peki biz çözümün neresindeyiz bu meselelerde!

Source: Cüneyd Altıparmak