Avrupa”da çocukları korumak için kısıtlayıcı politikalar ivme kazanıyor
“Dijital platformlarda çocuklar” başlıklı dosya haberin ilk bölümünde AA muhabiri, Avrupa genelinde 16 yaşından küçük çocuklar için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen mevzuat, uygulama ve tartışmaları derledi.
Araştırmalar, sosyal medya ve akıllı telefonların aşırı kullanımının çocuklar üzerinde anksiyete, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve depresyon gibi artan ruh sağlığı rahatsızlıklarının yanı sıra kötü duruş ve obezite gibi fiziksel sağlık sorunlarına da neden olduğunu gösteriyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun 2023 raporu, 9-16 yaş çocukların yüzde 40″ının sosyal medyada siber zorbalık, cinsel istismar ve aşırı diyet teşviki gibi zararlı içeriklerle karşılaştığını ortaya koydu.
Rapora göre, çocuklar hem cinsel istismar, taciz ve dolandırıcılık gibi suçlar karşısında hem de kendine zarar verme, intihara teşebbüs ve akran zorbalığı gibi psikolojik yansımalara karşı daha savunmasız konumda bulunuyor.
Avrupa Konseyi tarafından yapılan bir başka araştırma gençlerin yüzde 57″sinin aşırı ekran süresi ve sosyal medya baskısıyla bağlantılı anksiyete veya depresyon yaşadığını gösterdi.
İngiltere merkezli Internet Matters tarafından yapılan ankette ise AB ülkelerindeki ebeveynlerin yüzde 78″inin çocuklarının çevrim içi ortamda uygunsuz veya zararlı içeriğe maruz kaldığına inandığı ve yüzde 68″inin sosyal medya için daha sıkı yaş doğrulama önlemlerini desteklediği sonucu ortaya çıktı.
Uzmanlar, 16 yaşından küçükler için sosyal medya yasağı, daha iyi eğitim ve çocukları bu teknolojilerin bağımlılık yapıcı doğasından korumak için yasal düzenlemeler yapılması ihtiyacına işaret ediyor.
Avrupa hükümetleri çocuk ve ergenleri sosyal medya platformlarının zararlarından korumak için yaş sınırlamaları ve ebeveyn kontrolleri dahil yasal düzenlemeleri sıkılaştırma çabalarını artırıyor.
Avrupa”da yeni düzenlemeler yapılması veya mevcut yasaların sıkılaştırılması gündemde
Fransa, 2023″te 15 yaşın altındaki çocukların sosyal medya hesapları oluşturması için ebeveyn izni gerektiren yasayı kabul etti. Nisan 2024″te ise Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron başkanlığındaki bir komisyon, 11 yaş altına cep telefonu yasağı ile 13 yaş altına internet bağlantılı telefon yasağı gibi daha sıkı kurallar getirilmesi tavsiyesinde bulundu.
Almanya”da 16 yaşından küçüklerin sosyal medya kullanımı için ebeveynlerin izni gerekse de bu onayın verilip verilmediğinin kayıt sırasında kontrol edilememesi veya yanlış doğum bilgilerinin verilmesi, düzenlemenin uygulanmasını zorlaştırıyor.
Almanya”da YouGov tarafından yapılan bir ankete göre, halkın büyük çoğunluğu Avustralya”da parlamentonun kabul ettiği ve 16 yaşından küçüklerin sosyal medyaya erişimini kısıtlayan yasaya benzer bir yasanın uygulanmasını destekliyor. Ankete katılanların yüzde 77″si Almanya”da böyle bir yasayı “tamamen” ya da “kısmen” destekleyeceklerini belirtirken, yalnızca yüzde 13″lük bir kesim yasayı desteklemeyeceğini bildirdi.
Belçika”da 2018″de getirilen bir yasayla ebeveyn izniyle sosyal medya hesabı açılabilmesi için asgari yaşın 13 olması, İtalya”da ise 14 yaşından küçüklerin sosyal medya hesabı açabilmesi için ebeveyn izni gerekiyor.
İspanya”da uzmanların hazırlayıp Bakanlar Kurulu”na sunduğu raporda çocukların 16 yaşına kadar cep telefonu kullanmamaları, kullananların ise sadece telefon aramalarına açık olan, internet bağlantısı olmayan cep telefonu veya akıllı saat kullanmaları önerildi.
Hükümet, bu raporun ardından çocukların çevrim içi ortamda korunmasına yönelik kapsamlı bir yasa hazırlayacağını, yetişkinlere yönelik içeriklere çocukların erişimini engelleyen teknolojik çözümlerde ilerleme sağlayacağını ve yeni bir strateji oluşturacağını açıkladı. Bu kapsamda, dijital ortamlarda çocuklara yönelik suç işleyenler için sanal uzaklaştırma kararı çıkarılmasına ve Ceza Yasası”nda değişiklik yapılarak yapay zeka ile oluşturulan sahte görüntüleri, cinsel veya aşağılayıcı içerikleri yayanların ceza almasının sağlanmasına yönelik çalışmaların başlatıldığı bildirildi.
İngiltere”nin Bilim, Yenilik ve Teknolojiden Sorumlu Devlet Bakanı Peter Kyle, hükümetin interneti çocuklar için güvenli hale gelmesi için “ne gerekiyorsa yapacağını” ifade ederek, bunu sağlamak amacıyla 16 yaşından küçüklere sosyal medya yasağının da masadaki seçeneklerden biri olduğunu dile getirdi.
Norveç”te sosyal medya platformlarına kayıt olabilmek için 13 yaş sınırı olsa da ülkede yapılan bir araştırmaya göre, 9 yaşındaki çocukların yarısından fazlası, 10 yaşındaki çocukların yüzde 58″i ve 11 yaşındaki çocukların yüzde 72″si sosyal medya platformu kullanıyor. Başbakan Jonas Gahr Store, çocukları sosyal medyanın zararlı etkilerinden korumak amacıyla, sosyal medya kullanım yaş sınırını 15″e çıkarmayı planladığını duyurdu. Yeni düzenlemelerin teknoloji şirketlerinin 15 yaş altındakilerden kişisel veri toplamasını engellemeyi amaçladığını kaydeden Store, yasanın kapsamına Netflix gibi şirketlerin de alınacağını aktardı.
İrlanda”da Veri Koruma Komisyonu, hükümete dijital rıza yaşının 13″ten 16″ya yükseltilmesini ve platform uyumluluğunun daha sıkı izlenmesini önerdi.
İsveç polisinin son istatistiklerine göre, suç çeteleri son 2 yıl içinde hem ülkede hem de İskandinavya”da cinayet işlemek ve bombalı eylemleri gerçekleştirmek için sosyal medya platformları aracılığıyla 10 yaşından küçük çocuklar dahil gençleri hedef alıyor. Ülkede yılın ilk 7 ayında 15 yaşın altında 93 çocuğun cinayet planlamasına karıştığından şüpheleniliyor. Hükümet, çetelerin gençlere yönelik tehditleriyle mücadele için sosyal medya kullanımına yaş sınırı getirmeyi planladığını aktardı.
Yunanistan, 2025″in ilk aylarında kullanıma hazır olması planlanan ve ülkede 15 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımını kısıtlayacak yeni bir uygulama üzerinde çalışıldığını duyurdu.
AB müktesebatına göre 16 yaşından küçüklerin kişisel verilerinin işlenebilmesi ebeveyn iznine bağlı fakat üye ülkeler bu yaş sınırını 13″e kadar indirme hakkına sahip.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Dört çalışandan biri sahte e-postadaki bağlantılara tıklıyor
Siber saldırganlar, Muhteşem Cuma, Efsane Cuma, Şahane Cuma gibi isimlerle anılan Black Friday ve Cyber Monday”i içeren kasım ayının son haftasında mesai yaptı. Siber tehdit grupları, online alışveriş rekorları kırılan bu kampanya döneminden yararlanmayı ihmal etmedi. Güncel veriler, kurumsal markaları taklit eden sahte e-postaların, kasım ayının son haftasında arttığını ortaya koydu. Bu yılın indirim haftasını konu alan bir araştırma, kasım ayının son haftasında e-posta yoluyla düzenlenen kimlik avı saldırılarının, ayın başına göre yüzde 692 arttığını gösterdi. Kurumsal şirketlere siber güvenlik hizmetleri ve bilgi güvenliği danışmanlığı sunan Privia Security’nin Siber Güvenlik Takım Lideri Ramin Karimkhani, “Tüketicilerin indirimleri kovaladığı bu dönemler, siber saldırganlar için benzersiz bir fırsat. Saldırganlar popüler markaların, indirim kampanyası düzenleyen perakendecilerin marka kimliklerini taklit ederek, kurbanların kritik bilgilerini kimlik avı saldırılarıyla ele geçirebiliyor” dedi. Sahte e-postalar 6 ayda 1,3 milyonu aştı Siber güvenlik danışmanlığı alanında uzmanlaşan Privia Security”nin Sosyal Mühendislik Test ürünlerini kullanan 250 kurumsal müşterisiyle son 6 ayda yürüttüğü çalışmalar üzerinden hazırladığı analiz de sahte e-postaların büyük ölçüde başarılı bir saldırı yöntemi olduğuna kanıt oluşturdu. Verilere göre 6 ayda 250 yerel ve küresel kurumsal müşterinin e-posta adreslerine 1,3 milyonu aşkın sahte e-posta gönderildi. Privia Security”nin müşterilerine sunduğu Sosyal Mühendislik Test hizmetlerini kurum içindeki farkındalığı ve siber güvenlik olgunluğunu artırmak için kullanan firmaların verileri analiz edilerek, çalışanların bu e-postaların yaklaşık dörtte üçünü (yüzde 74) açtığı ve okuduğu görüldü. Sahte bağlantılara tıklayanların oranı ise yüzde 25 olarak ölçüldü. Altı aylık e-posta trafiğinin incelenmesiyle elde edilen bu verilerin e-posta güvenliğinin alarm verdiğini gösterdiğine dikkat çeken Ramin Karimkhani, “1,3 milyonu aşkın sahte e-postanın 990 binden fazlası kurumsal şirket çalışanları tarafından açılıp okunuyor. Dört kişiden biri, bu sahte linklere tıklıyor ve çalışanların yüzde 15’i, kimlik bilgilerini giriyor. Kullanıcıların sahte içerikleri gerçek sanma eğiliminin yüksek, zararlı bağlantıları tespit etme yeteneğinin oldukça sınırlı olması iş dünyası için çok kritik riskler doğuruyor. Neyse ki bu sahte e-postalar bellirli bir plan ve strateji dahilinde kurumların IT ekipleri tarafından kendi çalışanlarının farkındalıklarını artırmak için gönderiliyor. Umuyoruz ki farkındalık çalışmaları sonucunda daha iyi seviyelere gelinecektir” diye konuştu. Zararlı yazılım çalıştırma oranı yüzde 6 İmza attıkları bu analizin, e-posta güvenliğinin hâlâ büyük bir zafiyet alanı olduğunu gözler önüne serdiğini vurgulayan Privia Security Siber Güvenlik Takım Lideri Ramin Karimkhani, “Sahte e-posta alan, bu e-postayı ayırt edemeyerek okuyan, bir bağlantının zararlı olacağını tahmin edemeyen ve kimlik bilgilerini giren kullanıcıların çarpıcı oranlarının yanı sıra, çalıştırılan zararlı yazılım oranının da yüzde 6 seviyelerinde olduğunu tespit ettik. Her 50 kişiden üçü, bir sahte e-posta üzerinden zararlı yazılımı açıp yazılımın sistem içine girmesine izin veriyor. Bu çalışma internet tarihinin en eski siber saldırı yöntemleri arasında sayılan e-posta tabanlı kimlik avı saldırılarının hâlâ büyük ölçüde başarılı olduğunu, bilgi güvenliği farkındalığı konusundaki eksikliklerin ise endişe verici seviyeye ulaştığını gösteriyor. Örneğin sahte e-postanın içinde bir telefon faturası alıyorsunuz ve fatura tutarını görmek için sizden bir linke tıklamanız isteniyor ve siz linke tıkladığınızda zararlı yazılım sisteminin içine saniyeler içinde kuruluyor” ifadelerini kullandı. Yapay zeka siber saldırganların elini güçlendiriyor Özellikle e-posta trafiğinin çok yoğun olduğu indirim ve kampanya dönemlerinde önlem almanın ve takip yapmanın siber güvenlik ve BT ekipleri için daha zor hale geldiğine dikkat çeken Karimkhani, “Bir çalışanın dikkatsizliği ya da farkındalık eksiği, şirketler için milyon dolarlarlık veya ciddi itibar kayıplarına sebep olabiliyor. Örneğin fidye yazılımları ve dolandırıcılığını ele alalım. Kritik verilerle çalışan bir kurumun, müşterilerinin ya da kullanıcılarının verilerini koruyamaması ve sızdırılan datalar üzerinden fidye istenmesi oldukça itibar zedeleyici bir durumdur. Bu durumun önüne geçmenin yolu, her seviyeden çalışan için bilgi güvenliği farkındalığından geçiyor. Üretken yapay zeka gibi gerçek örnekleri taklit yeteneği hayli yüksek olan teknolojiler geliştikçe buradaki risk daha da büyüyor. Siber saldırganların eli yapay zeka gibi teknolojilerle günden güne güçleniyor; bu tehditlerle başa çıkmak, proaktif adımların atılmasını, e-posta güvenliğinin ciddiye alınmasını zorunlu kılıyor” diye konuştu. Önce simülasyon, sonra eğitim Siber güvenlik alanındaki hizmet portföyüne ek olarak ihtiyaç duyulan alanlar için özkaynaklarla kendi ürünlerini de geliştirip bu noktalarda AR-GE yatırımı yaptıklarını belirten Privia Security Siber Güvenlik Takım Lideri Ramin Karimkhani, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Privia Security olarak geliştirdiğimiz yazılım ve hizmetlerle müşterilerimize analizler sunuyor, siber güvenlik olgunluklarını simülasyonlarla ölçmelerini kolaylaştırıyoruz. Sosyal Mühendislik APT Testi hizmeti olarak sunduğumuz bir testle oltalama saldırılarını simüle ederek işletmelerin siber güvenlik olgunluk karnesini ortaya çıkarıyoruz. Bu karneye göre eylem planı hazırlanması, elde edilen veriler ışığında dijital güvenlik farkındalığının artırılması için eğitim programları tasarlanması ve yürütülmesi noktasında da müşterilerimizin yanında oluyoruz. Bu hizmeti vermek için kullandığımız ürünü tamamen yüzde 100 kendi kaynaklarımızla olarak geliştirdik ve müşterilerimizin kullamına sunduk. Teknoloji ve yapay zekanın hakim olduğu bir geleceğe hazırlanmak isteyen tüm işletmeler, Privia Security’nin uzmanlığından yararlanabilir.”
Source: Dünya Gazetesi